1 Ağustos 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4

1 Ağustos 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bayfa 4 YENİ İSTANBUL Üniversite ve gençlerimiz Avrupa ve Amerika - üniyersitelerinde yetişen — gençlerin hayata Intıhak imkânları temin olunmasına mukabil, bizdeki gençlerin bü dik bir kısmı nazari malümat ile teçhiz olunmakta ve hayat İçin hazırlanmamaktadır. LİM ve irfan sahasında uzün sene- lerin mahrümiyetini hisseden Türk Mülleti, bütün bu noksanlıkların - cısını çıkarmak istiyormuş gibi, Cum- hüriyet Devrinde yüksek tahsile bü- yük bir ehemmiyet verdi. dalma a- Çık gösteren bütçesine rağmen muaz- Zam — fedakârlıkları kabul etti ve gençliğe, en büyük hediyesi olan üni- versitelerimizi verdi. Eskiden öğrenmek için bütün vası- talar çok noksan olduğundan herhan- gi bir sahada bilgi edinebilmek için binbir çareye başvurulurdu. — Şimdi Üniversitemiz muazzam binaları, a- detleri çok profesörleriyle gençliğin hizmetine amade bulunuyor. Biz burada Üniversite gibi muaz- zam dâvamız hakkında fikir derme- yan edecek, tenkidler yapacak deği- diz, zaten bu çok İlmi ve hayati meselenin ilim adamlarımız ara- Binda. tetkik ve münakaşasını Ve verilecek kararların ona göre olma- aını münasip görürüz. Bizim şimdi mevzuubahis etmek is- tediğimiz nokta, üniversite teşkilâtı- mızin bu kadar büyük olmasının bi- zim bünyemize ne dereceye kadar te- afuk ettiğini bilmek ve bir de ünl- versite gençlerinin yetiştirilme tarz- Jariyle bunların hayata girdikleri za- man muvaffak olma şartlarını göz- den geçirmektedir. Tekrarından hiç bir vakit vazge: çemediğimiz. üzere, memleketimizde Bir çok şeylerin istidat ve kudreti- mizin çok fevkında - olduğunun - bir) misalini de Üniversitemizde ve onun mühtelif aksamında — görüldüğünü Türk ve ecnebi / âlimlerimizden işit. mekteyiz. Her şeyin güzel ve iyi ol masını çok arzu etmekliğimize rağ- men bünyemize ve kudretimize mü- #ait olmamasını da kabul edemeyiz. Demokrat memleketler alayişten hoş- Janmazlar, onun içindir Ki onların Alim fen ve idare teşkilâtı dalma ken- di bünyelerine müsait bir tarzda o- dur. Aşırlarca maziye malik olan Avrupa ve Amerika Üniversiteleriy- Je bizim boy ölçmekliğimize imkân yoktur. Çünkü biri asırlar süren bir Maziye maliktir, diğeri de büyük ser- vet ve kazançların — bulunduğu. bir yerdir. Bizim üniversitelerimizin he- Düz bir mazisi yoktur. Bizdeki üni- versite, ne eski medreselerin zaman- Ja Üniversiteye istihale etmiş şekli- Gir, ne de dartilfunundan - munkalip bir tarzdır. Bu teşkilât doğrudan doğruya Avrupa — Üniversitelerinden alınmıştır. Bunun evvelâ memlekete '€en lâzım İrfan şubelerinden başlıyı Tak, yavaş yavaş bir tekâmll geçir- mesi, öyle zannediyoruz ki daha mu- | , vafık olurdu. O vakit büyük mas- Yazan : kk raflar yapılmasına ihtiyaç kalmıya- eaf Bibi, profesör aramak derdinden de kurtülur ve Üniversite gençlerini barındırmak müşkülâtına maruz kal- mazdık. Her halde bügünkü vaziyetimizin ayın profesör ve ilim — adamlariyle aalâhiyattar kimseler tarafından tet- kiki ve burada ciddi bazı kararlara yarılması, öyle zannediyoruz. ki bur Kün ve yarınki ilim hayatımız için çok faydalı olaçaktır. “Talebelerin yetiştirilme tarzları da başlıbaşına bir mesele teşkil etmek- tedir. Avrupa ve Amerika Üniversi- telerinde yetişen gençlerin hayata in- fibak imkânları temin — olunmasına mukabil bizdeki gençlerin büyük bir kısmi nazari malümat ile teçhiz o- Tunmakta ve hayat için hazırlanma- maktadır. Halbuki bizlm gibi hayatı ancak memuriyette aramış ve buldu- Runu sanmış olan bir. memlekette #ençlerin bundan sonra yarının hayat Mmücadelesinde muvaffak olacak bir ynsur halinde yetiştirilmesi zarureti yardır. Biz, Üniversite gençlerimizin hangi fakülte olursa olsun, kafala- Yının mütemadi. surette nazariyeler içinde doldurulmasının hiç de müs- pet netlce verebileceğini zannetmi- yoruz. Gençlerimize ilk vereceğimiz ame- W ders, onların Jisan — bilmelöridir. Dünyanın hiç bir. köşesinde ecnebi bir lisan, o memleketin okulunda iyi öğrenilemez. Bu dert çok umumidir. Almanyada, lselerde senelerce fran- #ızca okumuş Alman okul arkadaşla- ımıza tesadüf ettik; bunların hiç bi- Tisİ ufak bir fransızca cümleyi der- leyip toparlıyamıyorlardı. Fakat Üni- versiteye girdiğinden itibaren bunla- ı ilk işleri, bu kusurlarını izale et- mek olmuştur. Ya Üniversite tahsil- leri esnasında — mühtelif gece lisan derslerini takibetmişler yahut da tah- #illerinin meselâ bir sömestrini Fran- a ve İsviçrede yapmışlardı Biz, Avrupada tahsili, baştan niha? yete kadar orada yapılacak bir şe telâkki etmekteyiz Avrupada tahsil dediğimiz zaman da hatırımıza ale- dekser, hükümetin verdiği yüksek üc- Yetş gelmektedir. B yüksek Ücreti alan ve Üç yahut dört sene için bir yere gönderilen genç, © tarihten iti- baren kendisini memur addetmiş ve aylıklarını bekliyerek çok defa ken- dini fazla çalışmaktan müstağni gör- müştür. Harice giden bir. Üniversite genci öğrenci olmuyarak bulunduğu mem- lekette bir sene amelelik etse dahi bir şey kaybetmiş olmiyacaktır. Ha- yatını ecnebi bir memlekette kazan- olduğunu İddia edenler ve buna İnananimı dunur, Bir kimsenin kendi yıldızına göre Bak, eski tabirle, "rayiçesini Gazetemiz karilerine muayyen zamanlı nüz ayı İlk sütünda arayınız, asağıdaki l mânayı altta bulacaki Dokduğunuz tarihe göre KK kkik ai aai do ae ea aoi ae e e ol Yıldızlar konuşuyor **kkkkkikikikikikikikikikikik İi ir e eai oe o lrk İnsanın talih ve mukadderatı üzerinde yıldızların büyük bir rel oynamakta her İnşan muayyen bir yıldız altında doğar, üstünde bulunan bu yıldızın bütün hayatı veya bütün ömrü için mukadderatını tâyin v nzim etmek,, denir. 'mız. Yıldızınızın söylediği umuml hüküm son sütundadır. v gektur. Bu telâkki ve bilgiye göre dünyaya geldiği yerde ve anda bası Boyunca derin tesirleri altında bu- bir. haftalık, İki haftalık, bir. aylık bu hizmeti yapıcaktır. Doğduğu: etlere bakınız, onların ifade ettiği î Dyi y 19 Nisan e e İSevir 1Bo€a) , e F O METEERELE aa , Yengec | #e)3X|A O MAT Z di C cj|oOoO|Jo (8 zz temmuz © za agüntbe DERKELE a | e ololeclcic Geğir n Olyju ol Ğ c S Akrep 3 Ekim » B Hî | o Yaptıkınız işten daka iyileri: ne ayıksınız “hem de alma Bir ü gelen paradan. da. Kava (Yay) 24 Kasım - 22 Aralık Ğ oO İş yör, Tatifadeye bakın. İceai cYaban. Arkadaşlarınız size Tena ga: Sihatler veriyorlar. Daha siya e kendi kaltinizi dinleseniz) & £ aa C röreei hU 18 Şubat OO ©) Mektupla aldığınız bir haber, becerikli davranacak” oluran. S Hut (Balk) 1o gübat - | S © O * o o & S İşiniz canınızı sıkıyor. Yakın: (20 Mart Yözüm g simm O a Ücsmme Z adat © &. mak, ona İlk hayat yolunu göstere- cek Ve aynı zamanda lisan öğrenme- Sine vesile olacaktır. — Gençliğimizin bunu çok yi düşünerek yapması da Jarttır. Çünkü hiç bir eiddi tetkike tinat etmiyerek harice çıkan genç- lerimizin çok defa sefil ve bedbaht olduklarını gördük. Onun için bu hu susta İhtiyatlı davranmak ve ufak gehirlerdeki Üniversiteleri tercih e- derek ucüz yaşamak yolunü bulmak| 1950 |Rumi Ağustos Tem. S Korkunü Reli. 3 — Tekrer İ skenderin. Adana, Anka : 1 |e | zamsme” Takenderun. DAdana, Ankara| — gsrANMUL RADYOSU! K V Güngeter Hafiye. | Londra, Nis, Roma, Atinadan. E SA UN a 1257 Açılış ve programlar. — : — 3600 DHY (Türk) İzmirl 00 Haberler. £ 'Dsis. “Dan| — İ 'STANBUL (ztmn) 1 — Ölüm| gen, © 1845 DHY CTürki| müzlet (FL) — 1948 Şarkı vel ÇAKİT YASATI zzanı || arcları. 2 — Fetakâr. Dole | ni Balkesirden. —— 1838 türküler. — 1030 Börbent eaa | a 1— seyianin | PELY. (Türk) Kahire, Beyrut,| " 1630 Türküler ve ovun ha-| 5SA KSN GN beşmdk' y | Apkaradan — 1â35 DELY. yaları (PL). — 1489 Noyatime| 1320 AR A inde. 3 —| (Türk) Ankaradan. — Trlo'dan dana müziği (Pi.). —| aB Hafiyeler Yciralı a| (Amerikan) Hongikone, Bün:| 1900 Prorramlar ve kapanle —| ö MARMARA, (22800) 1 — Unü-| kök, Kalküta, Delki, Karasl| 1797 Açılş ve progtamları — a Talmaz. Garki (Renkli. 2— | Basra, Şamdan. İk00 Tango ve Bumbalar (1 İLLİ (22082) 1 — İşkence Di-| GİDECEK OLAN UÇARLAR | v l KAt Havaları ses ve saz| Ban. 1 C Yalan Küğremaı. | * c TÜrK) Bursaya | TİCİRİ Yönser a 00 adai TaraRlANI dürümü / rasin GKLN sere A V | OO P Haa Kea Ş aanba abenleri | Ç Kelime) 2 © Terii bir er Kahraman. 2 — Şehrazadın O0 | Nis, Londra, — 000 80z0 Radyo'senfon! orkestra| — Kek lemi; Gönleme, 8 — a BEXVOLU CİMETİ — | güsü 3 — Kabramanın İnka- | (rüeko Ankara, Kayseri, Maz D, 2000 Serbent seal — DİN n Gi li 2 İTerer çi /ARIN 1 — Şemuatin Dolu | Tax1 (Bikirköy 1600 1— Ha paa el Soğenlarından sahmeler GÜD Z| | göXYaNıı aldalır; Sen G — Hu hu 2 — Ölmiyen Rüyalar. 3- | Maverling Esrarı. 2 — Fanto-| 1030 DY (Türk) Ankara | 2100 Asırlar boyunca Türk müz ÇaL y a gir harfin Skünuşu laüren Keman Balır Façein KZB el SŞ CZT AA e| Dt e S ALKAZAN (263) 1 — Kılıçin- DHY (Türk İzmire — 1700 Sti — SA ATNN MN İ den birinin okunuşu, & — Ya Bn Gölgetinde 3 — Kabadayı ADK0 GİMETİ —V D . CTüAL) Yakaraya, —) Einden örnekler (P — ZDN Saş b menı 'e ölkenmez he a Kiralı, HALE (60112) 1 — Yılan Kadın. | 1705 DH Y. (Türk) Buraaya| Car müzizi (OLX — SRAS TR | yinedir. 9 — Sur;Bir pamuk K (a00 1— Valan Kurta- | 2 © Tartanın İnüikam: HB RAM M amerkam| berler. — n00 Kannk Dare sa aa — aa mahfazen SK G D S Kara | Orkan dadü ı iLsov u- | Belktek Lonüra, Gander, Neme - ERCEL müzlel (FL) — SKM G ea kalimey. nn Aşkı. marbazı, 2 — Ormanlar Haki- | York'a, T e Yukarıdan aşağır ATLAS . G0tas) Bö GELECEK OLAN VAPURLAR| — YABANCI RADYOLARDAN Kristo'nun Mirası, E' NK zA ğ"'f’ ı,ı—ır £at SEÇME YAYINLAR 1— Alaturka bir makam. 2 — çilar Kıralı, WMAKLE —e n Günel Magallibei'| yrda aake B. Akdenisden, tti | Bayatıca; Bir renk, 8 — plik EŞİKTAR BAHÇESİ 1 — Ca K DA Makedir| — zon Dİr Terel bir göS YenaL. £ Badlar " Çirpnyor. 3 Büyük ANRARA Z sü00 Ürgen, Çanakkkaleden| — 76 tin ) Bittem, | Sanatllanin reali — Daetanı Vala: Danr a zz 1 — Harman| Z.00 Sus, Mudanyadan. — — 460 Dinleyici İstekleri (HAtir| HAmidin bir. eseri, B — İNCİ 1 — Üç Ahbap Çavuşlar aya 2 — Baba Katili. A eee e müzik). 9.30 Caz — Kulühü.| mua. 6 — Şişkinlik; Tersi â BÜZÜK TSĞ e Gokak Ki-| GİDECEK OLAN VAPURLARİ — 1036 “Granâ Hintel,. matzik. 1 — İüNmi Disney'in zı, Kitty 2 — Tatlı Belhle İN 7 € ZL B.BC. Opura Orkasttal - $e dar. B — Kibarlık; Ter- G Yakşı İnükam: CEBECİ dsdlö T Z Larel Har-| — 600 Uludak, Bandırmaya, —| Ye korosu, —- 1390 Oecar Rabini 8i Darmağını batır 9 — Gelir MELER " Çd Tabancalar | S2 < Kelik Alaı 8— Pasa:| 900 Sün Müdanyaya <— YT00İ Ve Örketirami — 130 BBÇİ Siet lakın n - Fatlarken. 2” Fit Te a v Klaraklr, Müganyağa. — IKOO Northern.| Orkestramı — D TALE G3808) 1 — Casuslar Sa- | ŞÜS (udorü) Düşman Şumrucu | 1900 Antaya, Karabigaya, | BiB.C. "Symphonyi, Örkestne örer Te S Karalık Geçit KK - aat GRMüDüE BARAY (41686) 1 — Barübadel- Mmevt (Türkçe). 2 — Kadın Cel hd BUATFARK — (10) 1 — Yü Yam 2 — Tulea. ŞÜMEN (öSi) 1 — Atlantla| YENİ 1440 1 — Çam Sakını n Bardotan (ü0 sar İ gn ol D NalaMAmı Y 7 — Monte Kristo'nun Elmas- | KAj 2 — Büyükluk Delisi | DKMN Tei $ İtami Zaman, 8 — Koma ir GAZINOSUNDA. İtalyi Na 6 neer tam T BK ŞARK — 40380) Gençlik Ateşi, | ATobatları. a L? BEYOĞEUZ Günen D Gterean| L EUL çi a e 3* Aaa Tetirabi Crürkçek. 1ZMİR ! Berşedk. ÖRÜRL AĞ CEEN yeti ŞIR 1 — Sevimli Haydut 4 — 728 Açılış ve program. — 7a0 | BENcİ (Takelm) Bankalar (Ge: Biimli — Hayotun Talkarı yamasma 1 — Brodmaya ge | S S ASA 'T S Neseil müe| Je Neçdei, Ekr |— vukarıdan aşaği Çaisnmnağ İâm. 2 — Kanunsüz Sokak. 3— | &00 Saz everleri (PL). — Bis| Köy) Yeni Turan (Kasımpasa). a 2 — Fleti (TAKSİSE — Güldi) 1 — Zehra | Zarer, Abidesi Hafif sololar (Pl). — 8825 Gü: di t (gehaade- Ca a 3* Tarsan. Türk 3 senl Kamremen | T ama TU bene v | ATİMI Ünirerelis (B nn TAN 1 .— Her saman Kalbim- | lar, 2 — Alun Küpeler, 8 — | —— 530 Hafif örkesten parçala:|— BAN) Elhem Ferler (Akamray) Manlas, & — Getin. £ — Ateş Bekçileri. Büyük Macera | ga| TUPD, 800 Kapama DA a Zalmakapı Olar | elmlAYa; A GRk n L Na aa. | TAYTARE T vicdanna Kas| Belt e aaa N DG Tei ülmakanı Gülren cadelesi. 2 — Robinson Adası şı:xıx— ış:u:x&mı;lm" 8. a — .nu“—a.:a a ha ü ı: YAK M ĞEAM | 2 — Altin Küpeler. 3 — Büyük | ler (P1), <— 1330 Öğle gazetenl. k MA ryunı Macera b 'ranmo. Rumba e Bum | BESİKTASI 8. Recep (Resik- YENİ'SİNEMA 1 — Kanlı Dö | balar, — 1660 Hava raporu ak-| Jaş) Yeni (Ortaköy)Arnavut. - MA e | gee DÜ Haci Mürat Geliyor | Y orogrami ve ' kayasış <| Köy Markez. (Bebek) Beroğin İi — Knütkür böm aC 3 3 çanlar Çalarken. | 30z Zoronun İşareti: İTak Kalş ve program — İKO KADIKÖY: Söğütlüçeşme, K| / İstanbul ZZ7 — Uaküdar G00 YALDIZ. GadıP A — Yedi Çi | MELEK: 1 — Enir Ki 3 —| M. 8. Ayân, © 1800 Şarkılar | Mitopmak — Göztepe £ Boslancı| ——— Ankara (0. Tamir ae $e # — Ölüm Bestesi, Maymun kadın. — 1420 Salon örkestramı (PL)| OsKODAR İtüifak. Karşıyaka 15008 —aS0 M B Ayarı ve Mberi URTARALANA ! Hüybellese İSTANBUL CİHETİ ALEMDAR (2863)) 1— Va Fedalleri. 2 — İşkence Dİ- | GELECEK OLAN UÇAKLAN | 1945 Radyo ile ingilizce, — 2000 izmin SA DHLY. (Türk, Bursar İ Keman soloları (PL). — 20115 K - Bge (Basmahane) | İstanbul Beyoklu “ Yarzan Ormanlar | dan: — 280 DM.Y. (Türk) İz-| Radyo Gazetesi, — 2030 İnce: Kemeralti) Cai Ülaraf. |— Anadolu yakam dösae Bi ZBi Yetimenin | mirden. — MA0 LAİ (İtalya | saz CAcemasiran Fasi, — Güzelyal (raları: Anlara | Romar Aunadan. < 1500'D. | Temeli — ZL45 BSerbest aat — ANKARA: Halk, Hayat, Güray. / İzmir Zai AZAK 1 — Yeş e 2 — Kalbim Senindir. 3 — Lörel Hardi Dana Öğretmeni; ÇEMBERLİTAŞ. 1 — Fantoma. SÖMER (l02) 1 — Bataan'a Köollejinde, OZELLAZ - HY. (Türo Biank, Si Urfa, GA v, Kiyondan.—is “Yunun Soka- | Ginrc Dönüş 2 — Kovboy Şarkıcı ÜLUN G aa Yesi Yünüs| — 820 Semplon Eka. CAvrupa), Sokağı, 2 — İK Cibgöz Kiz| — 1810 Ankaraya — (Eka.) — 'KO OLAN TRENLEN O Ki “Tarihten bir. yap: — 1820 Yurttarı 2200 Konuşma. — 2215 parçaları (PL3. Ayarı ve haberleri — Program ve Kapai Van, D. Bakır, Aakaradan 15 18) Adana, Konya, S DHY (Tünü) EMİNÖNÜ; Birri Başdoğan n VEks.) Ankara (Emt ADA; Merki Z msu's ECZANELER 'Cüçükpazar), Riştirmeniz çok. mühtemel, tevkalâdelik yor Müşkülat XÖY > Müvaffakiyer Jazımdır. Her halde yarının hayat a- damı olacak gençlerin kabil olduğu kadar kuvvetli ve emin olarak yetiş- mesi bu memleketin beklediğimiz sa- 'adete varmasının tek yoludur ve biz bu yolü hükümetin — göstermesinden ziyade gençlerimizin zekâlarını kul- Janarak kendi yollarını ”- kendilerinin bulmalarını ve hayatta muvaffak ol- mak için kendilerinin çareler düşün- melerini daha doğru buluruz. Dans ea gareN| 1 — Yeni kabine. 2 — Eiado cemi;ei hayatı Ana ve babalara nasihat n 6 1 Aturtor 1050 Çocuklarda herhangi bir ruhi hastalık, vücudundaki bir hastalık kadar, hattâ ondan daha büyük bir tehlike teşkil eder Çocüğün rüht hayatını ihmal et mek, istemiyen akıllı ana babaların yapması gereken şey, İlk emareleri anlı Bunu anlamak için doktor yahut ruhiyatçı olmak gerek- mez, yahut herbangi bir ruh dok- torunun kullandığı metod ve testler Jâzım değildir. Sadece bir. ananış veya babanın aklını, zekâsını kullan- ması yeter. Ana babalara yardım olmak üzere, burada, en büyük pal- klatrist ve pedintristlerin, ilk ema- reler hakkında gösterdikleri bir kaç p veunü, veriyoruz. 1 — Aşırı hirçinlik ve İnsafsızlık. Dört yaşında bir erkek çocuk, ye ni kardeşi doğana kadar gayet sa- kin tablatlı ve usluydu. Fakat kar- deği dünyaya gelir gelmez, birden. bire hırçınlaşıp, vahşileşti. Sade basını itip kalkmakla kalmadı, aynı zamanda, annesinin kollarından, kü- Çük kardeşini çekip almıya kalktı Ruhiyatçıların söylediğine göre, ye- ni bir çocuk doğunca, büyük çocuğun böyle hareket etmesi çok görülmüş hâdiselerdendir. Büyük çocuk gene bütün alâkanın kendi üÜzerinde top- lanmasını ister ve bunu, küçük kar- deşine hücum etmekle temine çalı- bir Gene ruhiyatçıların söylediğine gö- re, bu gibi hırçınlıklar 18 ay Ha 4 yaş arasındaki çocuklarda çok görül- Mektedir. Onun — için bu devredeki gçocuklar, arkadaşlarına kızıp, döv- Miye, hırçınlık göstermiye kalkarlar- #a, telâşa düşmeyin. Fakat eğer çocuk bu haline bir kaç #ene daha devam edecek olursa, © zaman telâşlanınanız Jâzımdır. 2 — Aşırı sıkalganlık ve pısırıldi. Dalma annesine sarılıp oturan, o- kulda yalnız bırakılmaktan korkan, arkadaşı olmıyan ve normal bir ço: cuğun bütün oyun ve eğlencelerinden uzak, kendi iç Aleminde yaşıyan ço- cuğa çok dikkat edin. Okulda, arka- daş muhitinde olmasına rağmen, hâ- İA allesinin himayesine — gizlenerek tek başına yaşamak istiyen bir ço- cuk, ciddi bir ruhi hastalık geçiri- yor demektir. Dr. Lowrey şöyle diyor: “Aşırı s- kılgan Ve pısırık olan bir çocuk, aşı- ı hirçın ve vahşi olan bir çocuktan daha tehlikelidir. Aşırı hirçinlik y vaş yavaş işe yarıyacak faal bir ha- rekete çevrilebilir. Fakat aşırı pısı- rıklık ve çekingenlik neticesinde, dış Alemle temas kaybedilir ve neticede çocuk cemiyete kendini — uydurmak Kabiliyetini kaybeder.” $ — Parmak emmek ve firnak yemek, Hemen hemen her ana baba bu problemlerle karşılaşmıştır. Bir çok- ları, çocuğa eldiven giydirmek ya- hut eline acı bir şey sürmek gibi çı relere başvurmuşlardır. Hoş bir hareket olmasa dahi, par- mak emmek ve tırnak — yemek, üç yaşlarına kadar hiç de anormal bir hal değildir. Fakat, eğer daha büyük bir çocuk parmağını emmek ve tır- 'nağını yemekten zevk man bu hal, bir ruhi hastalığın e- Mâresi olarak kabul edilebilir. 4 — Yalan söylemek. Sekiz yaşında bir kız çocuğu, mü- temadiyen uydurma şeyler söylüyor- du. Sınif arkadaşları atlardan bah- #edince, kendinin de bir atı olduğu 'nu söylüyor, tavuklardan bahsettik. leri vakit kendi tavuk kümesini Jatıyordu. Bir gün babasının, bir pl- Jot olduğunu söylüyor, ertesi gün de, Polis olduğunu iddia ediyordu. Öğ- retmeni, şayet bu huyundan Vazgeç- mezse, ceza alacağını söyledi. Fakat, küçük kız yalanlarına devam etti. Fakat okul öğretmeni, küçük kızın cezadan çok — sevgiye ihtiyacı olduğunu anlamış. dünya, kendi arzusuna uygun olma dığı için, o da kendi kendine, bam başka bir dünya yaratmış. Öğretmeni, kızın ana babasına, ço- cuklarına daha fazla sevgi ve alâka göstermelerini ve — hattâ bir köpek hediye etmelerini — söyledi. OkulJa, piyes ve oyunlarla, çocuğun muhay- yilesini işletmiye Ve müze, hayvanat bahçesi ziyaretleriyle de küçük kızın hayatına yeni — heyecanlar sokmiya göyret etti. Bir kaç ay sonra çocuk, yalancılığından vazgeçti. 5 — Yatağı islatmak. Bir ana baba için, çocuğun yata. Kını aslatmasının ne zaman normal, 'ne zaman da bir hastalık - olduğunu anlamak güç bir meseledir. Çocukla- rın hangi yaşta bu huydan vaz ge- çecekleri katiyetle tesbit edilmiş de- Bildir. Ekseri çocuklar dört yaşından sonra yataklarını islatmazlar. Dört yaşında yatağını — islatmak âdetini birakıp, sonradan ara sira yatakla- rini aslatmıya devam eden çocuklar da bir endişe mevzuu teşkil etmez- ler, Fakat Üç yaşında yatağını hi islatmıyan bir çocuk, sonradan tek- rar devamlı bir şekilde ıslatmıya baş- Jarsa, o zaman bü, — gayri tabil bir vaziyet teşkil eder. - Çocukların bu vaziyeti kontrol edebilmesini öğren- meleri seneler sürer ve sonradan her- hangi bir ruhi sebep dolayisiyle bu, tekrar unutulabilir. Dört yaşından büyük bir çocuğun devamlı bir. şekilde yatağını islat- Ması, anormal bir hâdisedir. ve bur 'nun gene muhakkak ruhi bir sebebi yardır.'Bunun sebebi, meselâ yeni hir kardeş olabilir. Eğer böyle bir sebep mevcut değilse, ana babanın, bunun #ebebini araştırması gerektir. Çocuğu cezalandırmak, — yahut — utandırmak ançma bir tedbirdir. Yegüne müessir Çare, asıl sebebi tamamiyle ortadan kaldırmak ve düzeltmektir. 6 — Yemekte uygunsuzluk. Dr. Despert'in. müayen gelirilen yedi yağında bir çocuk, ye- mek olarak aadece tereyağı ile yapıln 'e bal annesi bir 'e çocuğu teyzenine Teyzesi de yemekte, mü- diyen çocukların - fena yemek yediklerinden, doğru — dürüst yemek yemesini bilmediklerinden şikâyet e derdi. Çocuk — da, zaten, annesinin kendisini ihmal ettiği zehabına ka- pılmıştı. Annesi de teyzesinin disipila fikrine iştirak edince, çocuğun, epey bir zamandır içinde biriken hırçınlır e kırıklık bahsi ” büsbütün ortaya çıktı. Böyle, sofra başında meydana çı- kan binlerce huysuzluklar, daha doğ- Tusu “ruhi hastalıklar” — mevcuttur. Tabil hemen hemen bütün çocuklar, bllhansa ç yaşlarında, yemek nevi: lerini değiştirirken güçlük çekerler ve huysuzluk yaparlar. Fakat Üç ya- #ından sonra bu hallerin sebebi daha derin ve daha karışık bazı ruht me- selelerdir. ve bunlara dikkat edilme- Si gerekir. 7 — Korku ve endişe. Mary adında, üç yaşında bir çocuk; daha üç yaşındayken, haftada en a: gağı İki gece kâbus ” görürdü. Altı yaşına gelip de okula gittiği llk gün, annesinin eteğine korku ile sarılarak kendisini yalnız birakmamasını söy- ledi. Annesi ile babası, gece bir ye. re gidip onu hizmetçi ile beraber h- rakacakları vakit ağlar ve onu yalnız bırakmamaları için yalvarırdı. Ruhiyatçılar bu durumun bilhansa 'istenmemek hissi” nden doğduğuna inanırlar. Dr. Müton, / “istenmemek hissi, çocukluk devresinin en büyük problemlerinden biridir,” der. “Bir çocük için, kendisinin sevilmediğini ve istenmediğini hissetmekten daha korkünç bir gey olamaz.” Bu histen doğan endişeler, halli en güç olanla- İki yıl önce, seyahate çıkmış bırakmıştı. Ana babalar, çocuklarındaki anore mal hallerin sebeplerini anlattıktan önce oturup, beraberce bu l Kaşa etmelidirler. - Kendi kend ü yedi #unli sorabilirsiniz: 1 — Çocuğunuza kargı çok müsa- mahakâr mi davranıyorsunuz ? 2 — Çok sert misiniz? 3 — Kendi'ruhi Ihtiyaçlarınızı kar filamak için çocuğunuzu bir oyuncal Kibi kullanıyor. musunüz ? 4 — Çocuğunuzdan — lüzumundan fazla şeyler bekliyor musunuz? 5 — Çocuklarınızdan birine, diğar- lerinden fazla alâka gösteriyor mu- 6 — Çocuğunuzun — Üstüne Tüzü- mundan Şazla düşüyor musunuz? 7 — Çocuğunuzun, kendi kendini yetiştirme ve müstakli olabilme his- #ini kırıyor. müsunuz? Eğer bu hataları düzeltebilirsenli vaki olan problemleri de kendi kendi nize halledebilirsiniz. Fakat, ortada Mevcut olan problem eğer çok karı: #ik ve mühimse, o zaman salâhiyet hibi bir kimsenin yardımına müra- caat etmeniz gerekir. Bir çocuk ru- hiyatçısı veya pedintrlatinin yardı. mini aramak lazımdır. Her ana baba bilmelidir ki, bu gibi meselelerde akıl danışıp yardım. is- temek, bir hata veya küçüklük de- #ildir. Bilakis, böyle yapan ana baha çok mühim bir noktayı İdrak etmiş demektir: Herhangi bir ruhi hastalık, bedeni bir hastalık kadar, hattâ on dan daha büyük bir tehlike teşkil e- der. Bu problemlerin vaktinde farkı- 'a vararak ve bir an evvel çaresine bakarak, ilerde vuku bulacak herhan- Ki bir Üzüntü ve wtırabın önüne ge- çebilirsiniz. Her şeyden (*) Bu makalenin başı 21 temmuz tarihli sayımızda çıkmıştır. İekaye Yazan : H.G. Wells İHİMBORAZO'dan 300 mil me- safede, Ekvatör Ant'larının yahşi yamaçları arasında, insanla- rın yaşadığı dünyadan uzak, esra> Tengiz bir vadi vardı: — Körler Memleketi. Senelerce evvel bu v di, uzak olmakla beraber insanlara açıktı, yarlar Ve korkunç uçurum lar aşarak oraya gitmek mümklün. dü. “Nitekim, zalim bir İspanyol hükümdarının — hışmından kaçan bir alle bu vadiye sığınmıştı. Son- ra meşhur Mindobamba Zeizelesi oldu. Çulto'da 17 gün hava ka- rardı, gündüzler gece oldu. Sular kaynadı, denizlerde balıklar haş- landı. Seller aktı Ve sahillerde bir çok yer kaymaları oldu. Bu ara- da Arauca'nın da bir tarafı kaya- Tak, Körler Memleketini insan- darın dünyasından tamamiyle a. yırdı. Fakat oranın ilk sakinlerin. den birisi, tesadüfen o dehşetli aarsıntı esnasında, yar'ın beri ta- rafında kaldığından, oradaki bi tün malını mülkünü, karisiyle ço: cuğunu unutup, bu dünyada haya- tını yenlden tanzime mecbur oldu. Fakat hastaydı, “ gözleri görmü- yordu, kör olarak öldü. Bize an- Jattığı hikâye ise, Ant'ların bo: yunca söylenilen bir efsane olarak kaldı. Hikâyesine, o vadiye henlz bir çocükken. nasıl ve niye gittiğini Anlatmakia haşladı. - Söylediğini göre, Vadide bir insanın arzu ede- Bileceği her şey vardı: Tatlı sular, meralar, mülâyim bir ıklim, mü- kemmel meyveler yetiştiren, kah- verengi münbit bir toprak, — bir yanda bol çam ağaçlariyle mu: Azzam bir orman. Yukarıdan ise 'Üc taraftan yalçın tepeleri karlarla örtülü kayalıklarla çeve riliydi. Arada sırada dağlardaki bir glasyeden büyük buz kütleleri vadiye düşerdi. Buraya me yağmur 'ne de kar yağardı. Tarlalar, Maklar vasıtasiyle sulanırdı. Bu- rada yaşıyan İnsanların bir tek Üzüntüsü vardı, hem de pek büyük bir Üzüntü: Kendilerine garip bir illet Arız olmuştu. Bütün. çocuk: Jlar kör doğuyor, hattâ büyükler bile zamanln görme kabiliyetlerini kaybediyorlardı. Bütün vadiyi sa- ran bu afete karşı çare bulmiya çalıştılar. O devirde Iinsanlar mik- Fop nedir bilmezlerdi. Onun için bu derdi, bir günahin neticesi aandılar. Mülteciler beraberlerinde bir rahip getirmemişlerdi. Şimdi deva olarak muskalara, — dunları ihtiyaçları vardı. Bütün para ve ziynetlerini bir araya topladılar, içlerinden birisini seçtiler. — Onu, uzaklara — ilâhi yardımı temine, gönderdiler. İşte bize hikâyeyi an- Tatan da bu adamdı. Bizim dün: yamızın bütün Adetlerine bigâne İ Bu zavallı avareyi kör yürt- daşlarının derdine çare ararken tanıdım. — Anlattığı hikâye, bize, bilmediğimiz bir. yerde yaşıyan kör bir arkin mevcüdiyetini. öğ-. retti. Simdi unutulmüş ve terkedilmiz olan bu Gcra vadideki küçük top- Tuluk arasında — hastalık, bütün Hükmünü fera etti. Büyükler pek aZ görür oldular. Gençler ve ço- cuklar tamamiyle körleştiler. Fa- kat gayet Jar icin e hayve nların bulunmadığı, y niz İâmaların — otladığı bu güzel ülde, gözleri " görüyormuş gibi herkes çalışabiliyordu. Körlüğe a- hışmışlar, yavaş yavaş. kayıplarını unutmuşlardı. Küçükleri de vad yi, kendileri gibi, iyice tanıyıncı. Körler memleketi Çeviren : 8. Yahyabeyoğlu ya kadar re serlik etmek süretiye le yetiştirdiler. Zaman geçtikce, tamamiyle körlüğün esiri oldular. Buna rağmen, taş sobalarda nteğ- lerini bile korkusuzca — yakabili. yorlardı. İspanyol kültürünün izlerini ta- myan bir. Mmedeniyetleri — vardı. Fakat zamanla bir çok şeyleri u. nuttular. Geldikleri harlc dünya: 'nin anane ve Adetleri gittikçe ef neleşti ve muğlaklaştı. Bu kü- Çük topluluk gitgide çoğaldı, gö Tüş kabiliyetleri hariç, her seyde geliştiler. Anlayışları arttı, ken- dilerine göre iktisadi ve içtimal esaslar kurdular. Vadiden - Alla- in yardımını aramak için. çıkan atalarının nesli üstünden 15 nesil gelip geçti İşte bu sıralarda, hariçteki dün- yadan, Körler Memleketine ga: Tip bir tesadüf eseri olarak bir 'adam geldi. İşte bu, © adamın ma- Cerasıdır: Kendisi, - Çülto civarından bir dağcıydı. Okumuş, bilgili ve dün- yYayı gezmiş bir adamdı. Bir gün Ekvatör'e gelen bir İngiliz kafi- lesine rehberlik — ederek dağlara tırmandı. Bir ara arkadaşları, onu kaybettiler. Kaza hakkında bir çok şeyler yazıldı. Fakat en iyi- Sini Pointer yazdı. Kafile en kor- kunç ve büyük uçuruma tırman- maş, küçük bir. kayanın Üzerinde, geceyi geçirmek için bir sığınak kurmuştu. 'Tam © sırada Nünez'in kaybol- duğünü — farkettiler. - Bağırdılar, seslendiler, cevap alamadılar.. O Çece uyumadılar; — sabah olunca düştüğü yerde izlerini gördüler. Hiç ses çıkarmamış olması imkân. #ızdı. Dağın meçhul tarafına doğ Tu, kayarak düşmüştü. - Aşağıla kalın bir kar tabakası vardı, o- radan yuvarlağmış olacaktı. İzini, korkunç bir uçurumun başına ka: dar takibettiler. Oradan öteye her gşey bir meçhüller perdesinin arkasına saklanmıştı. Çok uzak. Jarda, derin bir vadide - yeşil #açlar görebildiler, körlerin kay- Bolmuş memleketi. Fakat oranın Körler Memleketi olduğunu. bil- miyorlardı. Öğleye doğrü teyeb. Büsleri akim kaldı. Felâkete bo. yun eğdiler. Pointer tekrar te #ebbüse geçmeden harp patladı. Düşen 'adama gelince: ölmedi. Kaydıktan sanra, uçurumdan şağı bin kadem Kadar düştü. Yu: kardakinden daha kalın bir kar tabakasının içine gömüldü. Başı dönmüş, hisleri Uyuşmuştu, fakat vücudunda kırık filân yoktu. Ni Hayet kendisiyle beraber yuvarla- zap hayatını kurtarmış olan be- yaz yığınlar arasında sakin kal- ö Kendine — geldiği zaman, bir Yatakta hasta yatıyormuş hissine kapıldı. Sonra bir dağcı zekâsiy- le vaziyetini — kavramıya çalıştı. Gökte, yıldızlar parlıyana kadar Astirahat etti. Nerede olduğunu merek ediyordu. Ötesini / berisini yokladı. Düğ- meleri — kopmuş, — ceketi başına geçmişti. Çenesinin altından. sıkı Sıkı bağlı olmasına rağmen şap- kamı, biçağı ve - baltası kay muştu, Vakayı hatırlamıya çalış- ta. Sığınağın kendisinin yapmak- ta olduğu duvarı için taş topluyor. du. O zaman ayağı kayşp düşmüş Olacaktı. Düştüğü yeri görmek 1 Çin başını kaldırdı. Mehtabın ha fif aydınlığında, boş yere karan: fıkları araştırdı. ” Hançeresinden, feryadı andıran bir kahkaha yük: geldi. (Devamı var) ü aai aa LA ! KI DŞ üÜü L SK byuz GUU U —T M

Bu sayıdan diğer sayfalar: