3 Eylül 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4

3 Eylül 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bayfa 4 3 Eyili 1950 Çorbam da a he küyor hai dedi baba güldü. Kiz: ” di anneye öyle lâf gn? Niye ai ? de diye “Çikaştı. “Cavil Mektebe gidiyor. Giye kubariyor! de- di biz de Zahar oryate Babayla — amen, Kahkahalarını ea Verdiler. emeke en eç eturan “kacın 'en evvel kalkt — İki Kardes Cavni / geyi düşünerek TEN 'kizı, nin arkasından Baktılar. Küçük oğül tıkanmıştı. Ka: SIğını birakıp çektiği, babasına tekrar Söğdü. Ağası “Boş ver dedik ya!” dedi, Cavit gene dayanamadı: “Neye boş ver dedin baba aamıştı. Cavit Susulanları dinliyor, en' Kücükse, aa: A açi yuvarlak basını babasının göğtüne dayamış, karsı duvardakt bir Çivi yarasna uykulu Uykulu bakıyor. &u. Küçük oğul: “Su kadına öyle acıyorum ki! de di melek, gibi. 'Cavit derhai SAnneme mi amca?* diye sordu. Yavaş söyle.. dedi amca, hayır; “Kime yar” “Bir baska kadın var da” Babası; *Cavit, oğlum, dedi, yatırım seni, haydi! Gel oğlum. “Bak' uykun “Nüpim” diye Cavit omuz sülkti. *Ulan yat rahatına bak *Nâpim, nâpim.” “Yat da bak me güzel rüya görecen gene, Bütten ırmakta çimecen, tereya- Bandan daklar görecen: Hadl!” “Nüpim, uyküm yok b #onra bir gey sarmam' 'Gülüştüler. Amon devam. etti: ZİĞİP yazının çıplağını alacağına. mallı menatlı bir kahbe dölünü alay: & diyor. Cavit'az kalı &lin zor tuttu. Bundan ın gene soracaktı, ken- menallıya ve- öyleleri bizlm kahrımızı Üç yi apis yattım, Koza topladı, fabrikada çahıştı. tütün: de çalıştı bana baktı. Sonra. düşün, 9 bir. tam en Bir yıldır tek satır almadı babasından. Anası zati yok. Üst istemez bar İstemez. ensesine vür, ağzından lokmasını ait Manmafi mesele basit: Devirler dekişti.' baba: €sklet dükkân 'artık dokuz 'nü- fusu Besliyemiyor! Mesele bundan 1 Baret.” “Doğrul Karşımızda dükkân acan geklciya, hele öyle delleniyor kir Ya Kavucuk ayakkaplar? Bizim. vaptığı mair bir közele, taban fiatina aatıyor Berit kavuçuğu!” dar, Eidiyor o parayla ” yepyeni bir. Güserse fiyatlar, dayan dayanabilirsen. Herkes senin beslediğin nüfusu dü- günmez, görünün yası Bit banka aç derleri' “Nanit” “Nasıl, neyle açacağın. onları kadar etmez Onları hiçbir sey alâ- Kadar etmi “Peki ne olacak bunun sonu? Gün Künden kötü geliyor. Ekmeğimiz Şiyor elimizden. Öyle değil mi ake Ekmeğimiz kayıyor gibi geliyor. bu “Doğru, kayıyor. Daha da kayacak.. Amma sonumuz iyl. Sen simdi bot Ver irin incesine de Biz karıyla bir Şeye “karar verdik. — LAf aramızda, ikında pamuk toplamıya gideceğiz! “KÜLÜ deşirmeğe mi yani?” Heye” “CIdAİ mi söylüyorsun?” *Ciddi söylüyorum!” “Deli olmayın yahu, O yazı, yaban, Allahın © sarı sicağı.. Siz nasil dar yanınsınız? Anlatıyorlar, sivrisinekler Arı gibi, arı gibiymiş” “Dayanacağız. Herkes nasıl daya> mıyorsa biz de dayanacağız: İimkânı yok dayanamazsınız. iki #üne kalmaz hasta olursunuz!" “Bolca kinin, atebrin filân alırız yanımıza”” “Ne yapsanız hava. Töbe dayana- mazsiniz. Hele bu. çocuklar! 'Baska çare yok AlL Gökten zen. bille inmedik ya, Dayananlar da ana Baba kuzusu, onlar da dökuüz. ai biz de. Elel genç bir delikanlı. Ber Gen az kabaca: Diyor ki: Si essahtan karar vermişe ben- ziyorsunuz. Cavit dayanamadı: “Elei ne diyor baba' “Diyor ki, günde iki, iki buçuk, iyi Çalışırsanız ÜÇ lira kazanırsınız diyor. Bir hesap ettim. elimize epey bir pi Fa geçecek, Bu yıl pamuk bolmuz. Yazının Yüzünde masrafımız da oi maz pek. Kısa biraz paralı döner Sek, göyle Iyi kötü 'Bir dükkân uydı Türüm diyorum: Bir örs, bir çekiç, yarım kanat da közcle. Tki, üç Ulra kazanabilirsiniz mi J- yör? *Öyle diyor” “Babamın ağzının kokusunu dinle- mekten iyi amma, Güneş, sinek. Da- Yamılabilse. *Dayanılacak! Biraz fasulyemiz var, biraz tulgurumuz, bir İki ekmeklik Unumuz. İdare edeceğiz. Dönüşte be- Dünya Hikâye Müsabakası Amerikada tertip edilen Dün- ya Hikâye Müsabakasına en Güzel iki Türk hikâyesini se- Çi göndermek vazifesini Üze- Fine alan gazetemiz, tepkil etti fi büyük fürinin karariyle “Sam Amca, ve “Merhametli Bir Kadın,, — hikâyelerini - seç- mİş, teretimelerini yaptırmın Ve Amerikaya yollamıştır. Müsa- bakaya gönderilenr 422 hikâye içinde Jürinin neşredilmek üze- Te ayırdığı diğer 28 hikâyeyi de #ıra İle her gün bu sahifede Skuyucularımıza sunüyoruz. Muharrirlerin soya; BA Jürinin seçtiği 30 hikâyeden bi her gün bir tanesi neşrol sirasiyle nacaktır. k —2— nim hislon asati de satıp, kazandı. Boş fincanları almağa gelen kar- “Değil mit yermedik “mi' “Neyet" ee neye. d tütamaz.” Kütü toplamağa." Kadın: Bvet, dedi. siz nasıl İsterseniz. Kardeşine dönen büyük oğul; “Hayat Ali hayat! dedi; mcak, yak- mur, sinek. Savasacağızı” Aklından birlakım -besaplar geçiren amoa, Kkalktı. Soyhan Nehri kenarın: daki “sazlı bahçelere, ordan ” Demir: köprüye acılmayı tasarlamıştı. Amca- Sanı yölcu ettikten sonra Cavit, babar Şinin elini tuttu: #Babacım, dedi, neyle sayaşacağız?" Emine.. dedi, karar dedi, bir geyi aklın. Saraphane v K “Baba, dedi. Topal eskiciye rlcn €- tik olmadı, 'ettik /çeneni, 'ya da defol L burdan! ee dertil — herkesin " derdi var, kerhasecinin “Boşuna bakma! dedi sarancı, bu- ramı meyhana! Herkes kafayı buldu. u, basını dinlemek İsteri — Oğtuna gunu demişsin, bunu demişsin. Kime het hane omuz omuzaydı. Ta & Şaraphane kahkahadan kırıldı. Te pal ekici bardağını © tarafa kaldı. Tarak: 'Şerefel” dedi ve giğdetle alkışlar- Fi Bir başkanı: “Baş elendinin derdi mi varmış?" diye körükledi. “Heye, derdi varmış mumalleyhin!” 'Lan Altmısaltı Ziya, diye kupkuru birine seslendiler. Ben dert dinlemeze Meraklısın. efendi bu bayın ifadesini aliven Altmısaltı. Ziya, #ol gözünü kırpış. rak “topal eskicinin yanına gel- 'bile. “Topal eskici sarhoş göz- lerle Altmışaltı Ziyaya baktı: “Merhaba evlat” “Topal eekicinin Ikram ettiği. dolu W bardağı. aldı. bir neleste dikti, ta karşısındaki” Aarkadaşına baktı göz kırptı. Topal / eskici: “Coluk çocuk var mı?” diye sordu. Ziya: Ellerini öperler, dedi beş dene!, “Torunun?” “Yok emmi” “Benim var oğlum, gül gibi torun- larım var, üç dene, üçü de ay par dim, kalleş bir İtalyan. kurgününa Lâkin bugünkü gibi ciğerim yanma. V Biz Öbür köşeden biri “Trabius Harbini mi açtı. diye “sordu. Altmışaltı Ziya başını ” salladı, yık altından güldü. “Allah yardımcın ol de gayrıl” “Canım, Altmışaltı Ziyanın vazifesi ne bire herif? “dediler, şarap bel Olduktan sonra, haşre kadar dinler. 'Topaj eskici yorgun gözleriyle 'bar- daklara aklı. “Tahta bacağını yere “Hop hop! Noluyor?, “Su boşları doldurun! Ziyaya döndü: Ziyar” b n oğlum, din- ae gürda, — guramda, bir. şey. nasil “iarif edeyim. gurda fam Yürekimin başında. Köz düşmüş gibi, Yanıyor, yüreğim yanıyor, yüreğim!" 'Alnıni Tezgâha dayadı” Kıpkırmızı ve karısıksızdı. Altmış- Si Ziya etrafi / kolladıktan sonra, Saklcinin ikt yudum “içilmiş garap Bardağını aldı, dikti, boş bardağı ye rine biraktı. Uzaktaki arkadaşı 'Heye kardeşi diye seslendi, ha barım . vari” Ziya hirala döndü. Berikl: “Gözümlz yok, yitele.” diye tamam- Idi Alnını tezgâhtan kaldıran topal es- kici; torunlarımdan en çok ortan- cayi Severim, Cavidi.. 'dedi. Cin gi bidir, patavatsızdır. amma, “ Severim, Heey şambiyon! Doldur gu boşları” Boşları doldurduktan sonra *Ön iki oldu Ba morük!” dedi * bunlar benim oklumun oğul- dari; GElumun cikeri demek benim ciğerim demek değii mi? Benim ol kerim demek elbette, Buzün ne dedim Benim küçüke biliyor musun? Dedim Ki akana' söyle dedim, baksın baar hi 'çaresine dedim! Olacak sey mi7 Değli mi amma, dedim iste “içetim emmti” “İçelim velât! Serefin var olmun, ardakları Giktilar. " halbuki, © oklumu, büyük ol- Tumü” adaklarla, sadakklarla meydn- Ra getirmiştim. — Saçlarını Asbabil. kehf'te kestirdim de' afırlığınca se daka dağıttımdı fikaralara" Haey dür Yat 'Devirler dekişti. ekmek Bölündü, kârların, küsplerin bereketi kactı. E: inde — köşende tin vaavdin, kâr b İn, gitti, İlle, © Kavucuk Ayakkabı bökü — Memlekete — onl Birdi bizim işler D temelinden Zuldu: Bardaklar kalktı, teilai. nn karŞIMIZA dü bir esktei, düke- kân acü ma 'sanaf TTamam, tüy dik- &. Gördümmü - suratını, peme toplanıyor. Lâkin, hayır. da acıyorumi Allah seni İnandı Acıyorum. “Neden? Çünkü, onun 'da Oklu, kazı, gelini, torunları, ekmek Bekleyeni var, Torunları gu kadar su kadar, Bazı bazı gelirler. dedelerinin yanıma, Tinkı benimkiler gibi. Aaaan Ahi Ben de haklıyım, 6 de baklı. temelinden crey (tekrar geyirdir. bo. tekrar doldü, — yerete Cinlerim te 'Ona ea n tezdenamea dğrci ça e| Memleket yazıları n e eeEn Ü lE Gedir “sekia ”'denı dah Geyincel varı ölüm 'a var, vit : lüm da var| İARANTI — Higanın 18 e. bat isim a beim | K anan s00en faztanaruslu bu Sordun?. ge 'bir köy, bir. bucak —meri B A İktiyar gülümse- | Ama oraya giden yol o kadar ba- . iğenim de ge| kirma, bozuk, ki bu Ku mesafeyi mnlirin' van ÖĞÜ otovüsle tir saate yakın — samanda Yazanı Orhan Kemal Saneamma ançok | tükete ” biaik ” Fanayır köyün kö. ortancayı " severim | yicığında, — suları iyice azalmış, in- hyaz. Lâkin var, — mutlaka var. bir| Cavldi. Heye, anasını ollum kendi Kakkız, Dir haksizlik Yar n içinde | / bulüp almız.'bizim. Baberimiz yoktu | cemis bir derenin bitişigindeki har AM het ÜKlm? Bani buli sapit | amima, “esasla namuslu “kadın./ Bilk | man yeri düzlüğüne kurulmuş. — Yaz Tarüm, 'Sünaha Siriyorum.. boyumls | yer. müsün he * gedim ben busün | sımızdan dürt nala geçen bir beyki. eraber, 'Töbe estağturulak töbe, t6 | Düyük oklumdan yana' küçük oğlar Be Kafam kizdi mi, ne Allah görü-| nat Dedim ki, akana söyle dedim, Yör gözüm, ne kitap! Sonra pişman | Başının çaresine “baksın dedimi : Tluyorum, “bir. Korkudür. düsüyor başka bir zenaati yok, birik: Şime, töve töbe istifar, töbe tö. TaM yok. Çamıra ” saplanmız be istiğfar. “Bir boy gider — böyle e Şada ea Bİ 'mra geytan Kene giriyor lçime, iğva Tlva. Velhasıl 'ne dünyanın fadı kaldr karışan ve artık Yı kolayca bulduk Bir kısmının üzeri çardak tarzında Çalı çırpı, meşe dalları, bir. kusmının yorulduğu. besbel eslerinden bura- he 'de bizim ağızlarımızın!" K ŞO da Deyaz bezler, tentenelerle kaplı Fi dumığaltı Ziya savusmuştu. Herkes | Siklamasına ne dersin ya? Hani eski | köfteoi, aşcı dükkânları; — yürüyen, yakltmıgaltı Siye, savusmuştu, Herkee |— akşaayaliklar? Nerde mertlik? Ner | Guran, oturan İnsan — kalabahih ve hülmuştu Öki, garaphane sabibi, 'gar | de 0 Pire icin yorgan yaktıkımız de-| vatıcı genleriyle dolu Bir. meydon, sonuna semlendi. Anadolunun bir çok kasaba, ve bu. 'Hey çampiyon! — Moruk. di al| — “Haniya üzüm, araboğlu Üzüümi” | caklarında her yıl belii günlerde açıl. herabi, Çikar dışarı, aepetle “gitsini” | — gü bacalim vee yar'nah' #ü topal y 7 'Garson, ihtiyara sokuldu. İKi omue | bacak.. Ben bunu Trabule'ta vardiye | MAm bir. gelenek haline gelen zundan butup çei İbtiyar akırdı | Gim. küller bir İtalyan kurgununa! Uâ- İ panayırlar o gevrenin sosyal ve eko- Barati) tekrar Sördt. Zorla ayılır 'ei | kin Allah'eeni inandirmın.Cizerim bu: | homik hayatında - yeni bir hareket 'olan Ahtiyar, * adamakıilı kanlan- | günkü gibi yanmadı! - Dünyaya büyü Tn aA bayda Muş gözleriyle 'garsona baktı. Gicir d 'bizi Büyülediler mi? Sonu- | Ve Canlılık yarattığı Bibi, köylüleri: BÜ Ekmeğimlü kayıyor | Mmizin eğlenmesini, hogca matler ge- ledi, “benim ciğerparelerimi | #limizilen. 1alak sabün ki girmesini de sağlar, Bir kazmı ilk- Hayr! baharda açılan panayırlar çoğu ke- Garson bir kere daha — sarstıktan | ” Üzümcü nihayet, e köylünün - harmanını kaldırdığı, “NCİdernarelerinden - başlatma gimdi | — “Arabanın önünden çekil #htiyanı| eli para tuttuğu afuntos sonlarına hat Glye bağırdı. dedi. Müsterilere mâni — oluyorsun. | rastlamaktağır. — Köylünün — elbise, Pütün. şaraphane tekrar ihtiyarla | Cekli kenara, hah göyle. Üzüdüm, ar| — muy alâkalanmaya baslamıştı. Binden para Sile 'a Garepane sai. de gu $ Mişti. Ön altı bardak garap parası | *onra cebin “dündünını çıkâr TRKaa S Bi lariü ea | n | ARG A RRER etbii eriştirler | Cupana taninlanm fela, el iy BEE DN YA Gan glarai var | Jeeet ea e H'satdemiş #a0 geceene barakr y Hiverai Türü öekel bir bal almıştı. K Südüctnde bir üeü Parkeleri a| | ğlEY Badami Sukuna bek eeike | | GÖM Fanlık bir. “aralığa, Yoktu. Usul usul, çömeldi. Jarla örülü bir düvarın dibine ağız dolüsu kustuktan sonra kalkt “Hak süküür. İhtiyi cüzdanımı çıkarıp ter ek akır akır yürüdü. Boldaki kar saptı. Kir raboklu. üzüüüüm! 1” karti kaldırıma geçerken, #ün yanına bir bamboş sokuldu!. “Ne diyordu moruk?., Üzümeti: Üzüm paketiyle uzaklaşan ihtiya: grümcü: Cadde tenhaydı. Karsıdan karşıya n geçti. Siyah Üzüm satan bir seyyar | — “Hiç canım.. dedi. vızırti. Kafayı süm e Satıcının yanına — gelince dürdü; Ö- | çekmiş çekmiş, — Üzüüm, — araboğlu | — — zümleri gözden Üzüüüüm!! Özümler 'iri tanell gergin. derili, kü- tür kütür şeylerdi. 'Bir geyler Giçtü, SoN el biçti. sonra” Üzümcüyer BAD Hicri| 19 50 |Rumfl EYLÜL İrar 3: İzi 1869 1866 Yaşar VAKİT vasarI ezanı | onu a Onu öze ae aa | Sila üs d | | Siim G6 at Eoerir İmsik GA d GELECEK OLAN UÇAKLAR. 945 DELT. (Türk) Buraa: dan — 880 DELT. (Türk İzmirden, — 1000 D. HY, “Türk)' Belikesirden. — 1240 KDA (tolanda) — Tahran. kan — 1630 BAA (Amerl. TiBas DELY. (Purk) Taken- derun, Adana Ankaradan. — 1545 AF ÇPransız) Pa Roma ve Atinadan. — 1580 B.BA. (ngiliz) Londra, Ro- ma ve Atinadan, — 1558 8. A8. (İskandınav) Oslo, Ko penhaz, Hamburg, Frankturt Münih, Roma, Atinadan. 1600 DHY. (Türk) İzmir: den, — 1KIS DELY. (Türk Bursadan. — JAB DH Y (Türk) Ankaradan. GİDECEK OLAN UÇAKLAR 800 DELY. CTürk) Balıker “ir, İzmire, — 830 DELT. (Türk) Bursaya. — 1000'DH. 'Y. CTürk) Balıkesire. — 1015 DHY (Türk) İzmire, — 1030 DELY. (Türk) Ankara, Adana, İskenderuna. — 1300 K L M (Holânda) Roma, Amsterdama, — 1530 P.AAA GAmerikan) — Brüksel, — Lon- Ara, Bostan, NewYork'a, — 1800 DLY, (Türk) İamire — 2700 DALY. (Türk) An- 16 DoK Y (Türk) Bursaya, — 1125 8. 4.8. (İskandinav) Atina, Ro: ma, Münih, Prankfürt, Ham. bürg, Kopenhaç, Osloya. GELECEK OLAN Karadeniz. . Mudanya, Tamir. GİDECEK OLAN VAPURLAR 400 Marakas, — Mudanyaya, — 1600 Adana, D. Akdeniz 1800 Mersin, Çanakkaleye, GELECEK OLAN TRENLER 810 Ankara, — SS Anka- a. — 2220 Semplon. GİDECEK OLAN 420 Semplon. — 1000 An kara. (Motörüü. — 1810 An: den de haklısın. Herkes, hepimiz hak: TTT RA D SİNEMALAR BEYOĞLU CİHETİ ALKAZAR 42562) 1 — Şeh- fade Azmi (renkii), 2 — İKi Açıkgöz Haydutlar Arasında. ÇEmenıtT: ATLAS. (40835) 1 — Casuslar | Diyı ada Kör Hayatla ien EERANRA I < Marmiya 00 Gak ae Meyat ol İNGter — Kaktarı ü Oetün. BNO Sazzamın İrüktan İrEn 1 Ça Sakin Potir Hafiyesi ılnçmım 2 — Hay aat Kraliçeni inetiince) SrtEK Gakan VS zehim Kristonun M0 Kaliçlar. (Türkçe). Tahı. AZAK 1 ANKARA: n A Lakel A20 208. Ayanı — 1010 Konuşma. — 1025 Makamlardan bir fem Güyer. — 1L00 Temsli — 1180 Salön Grkestram (pi), — A200 Hep beraber söyliye. ll (Yorttan Benler Koresu) —— 1230 Telden V n18 Dane müzalği (D). — 1330 Ö İD4s Dena li (pi £ panış, '17.S8 Açılış ve program. — 1800 MLS. A " is0b İncesas (BusinAk fasli) Oku: 'af Melahat Para, Müzehher Vuza€fer “Birtan: (p 1940 Akşamın karma müziği (pi kuyanı Çenitli BAfİR müzik (pi). - 2L18 Müzikle gesi (p 200 Konuşma : Bpor #nati (günün haber. 2216 Dana müniğt gi — madb kara. — 2020 Ankara, Kadın, 9 — Düşman Kardeş- Fantoma (31 kimım türkçe). 3 kkanetlar, 1 0Z "Kara “Canavar İ / vskucar 60045 K. köy So67A| Ân GS0 — ölüm Danm oytanın Kını Karşıyaka 18035 ÖRenidir — Macera AdasiİMALK 1 — Harun — Reşidin (Renkdi. Gözdesi. 2 — Tarsan Kadinlar İSTANBUL (DD 1 — Ce belitarık Camasu, 2 — Fiesta 'Ölüm Tahığı KISMET ( 26654) 1 — Monte F — Atep Gibi Kadın (reni MARMARA (a) 1 Ça Kaçağı 2 — Altın Küpe MİLLİ (062) 1 — İki Acık gö Haremde, 2 — İşal A 2 — Nenirler Kiraliçe Yo KAELKE Beyoğlu As6k4 Ankara 06 a Türkçe), . || Tetanbul Sezaz “Tamir 22 Katanbul. Beyoğlu — Haa Anadolu yakası — Güma Gari EMİNÖNÜ: Eminönü — Ben- Aazon GCüçüknazar) — Ali AŞ Drrinan TURAN (anit) 1— Datlar | Gcümkapır — Slre LALE (43368) 1 — Astler Ül Üsciralı (Türkçe), 2 — Nil Ki- (YOĞLU: Cemal — Atasoy kesi (Türkçe). 2 — Balıkçının | rajiçesi (Türkçe). 8 — Alla- | (Merkez) — Limoner (Tak- Ki (Türkel Btn Kesarat. nn c inangir Trakalı SARAT GÜB 1-Bay Tekin Bazr GARiA < ziya Bo l Tecüde ÖÇ Ki tü | — KADimOY ctmeet — | Settir Cust) Sne e li birden) HAĞE Gülü, 1 — Tedeler| Glab e Kurtalee Gslai AUAFFARK (t 1 — Gö- | Haltak S enkii Rüyalar, | Hatköy — slerker' Ratimça Ka aa SE D ada İOPERA (em0T © Kasanür| 10 B G TEL BN » 2 Na AM İ beakc 5' vüsüke " gakm | Pti “iden' zi ( Köe Hayalıa "ixen. ÜRenkin: Kadedlan . Sanme Çüe VK SÜMER — (GAS) 1 — New | SÜREYTA (00882) 1 — İkl A- | AAray) — Samatya — Nüzhet York Bararı 2 — AN Baba, İçiksön. Cenavarlar. Arasında | önat ” (Şehremini) — Ahmet SABK (ektoy 1 — Demçan |? — Getreradın Dorunu, — İ SS aait cümrak — )'Gür Güzgtr a 2 Ocanaman Marianlki (e Saklenlu Önei AmKARA GSN 1 — SN BEşinrASı e necep (e ÜEK“1 — Trabite Tihrame: İ men Ateş. 9 — Çeylük Haf | SERERYADI A Hecap,(Be- G r L Ormanlar Kran t |ye Makatınde, T KI TAKSİN GaTiND” Oksür icur. | BEYOK ÇiSSü x — zanrap | ee bir, GöaRe T baaşa a b L a aa TAN 1 — Maplap Batimiyen- | or Ka e Toamltoprak — Gi Jet 2 — Bingapür Tnelel. 9 — |ermrot ç 1 — Canavar| (27 — Knltoprak — Gi Vireinin Kaplanı Sanael S SETLAŞ Harülei: | gee gp zetaRei a ÜNAK Gcşlü) 1 — Hünt ae | A SArkanasları, a.. n Gürkca) 'a — Gidene İ sank GS — Minkian | HETEE KA ÇĞT geeti sevn İ AEN G HeLA |a izaimı YS LS Na Gece — a 1287 Açılış ve programlar. — 1.00 Haber 1710 Dans müziği. — 1748 Caz müziği (D Z 800 Bevilmiş rerlerden melodiler (B ZĞK Fasu Heyeti könseri “Muhay Şer, — 1800 Haberler, — 1015 İstanbul ha z45 Haberler, — 2800 Hatf gece müzizi (p Z 2030 Dana müsiği Gi): * 2000 Prog- famİar ve kapanışı Bir köy panayırı PANAYIR YERİ — PANAYIRLARIN — ÖZELLİKLERİ — CEVİZ ALTINDA ÇİNGENE SAFASI — BİR ANADOLU TİYATROSU — HIZLANAN ALIŞVERİŞLER & Dinleylel “istekleri . (Kbnser. müziğr) 0684 Yazan: AHMET KÖKSAL Kundüra, — basma, kap-kacak — gibi bellibaslı giyecek ve eşya ihtiyacını vZcA, kolayca edinmesine yardım eden panayırların önemli faydala- rından birisi de geniş ölçüde hayva alım satımına — imkân — vermesidir. Çiftçinin elindekl hayvanı çıkarma- lediğini satın almasına, defiş- tirmesine büyük çapta fırsat — verdi- #inden panayırlarda en çolt parn dö- nen alan hayvan alış verişidir. Üç Kün süren bu küçük köy panayırında yalnız hayvan satışının 20 NA 25 bin Jirayı bulduğu söyleniyor. Biga böl- gesinde her yıl 11 ağustosta Dimeto- ka'da açılan panayır, ayın 15 inde Karanti'ye, 19 unda. Balıklıçeşme'ye oradan da Çardağa geçmekte ve üçer Kün sürmktedir. Panayırların - başlica — özelliklerin. den biri de bulunduğu çevrede bir e&- lence Ve balram havası yaratması. dir. İçkili, çalgılı açık hava Jokanta- darı, kahveler, şans deneyen dönere yuvarlaklar, renkli toplar, sigaralara geçirilen halkalar, bir mihver etra- fında dönen motörlü, bisikletler köy- İüyü ve çocukları epey çeken eğlence lerdir. Bir yanda çardak altı kahvel rinin birindeki gramofondan yılın en yaygın şarkısı; — Bakmiyor çeşm-i siyah ferya 40..* “yükselirken — öte yandan beş metre kadar uzunluğunda küçük bir tacı barakaları ray üzerinde itilen ve hedefte patlı- 'yan oyuncak top arabasının — sahibi bağırıyor: — Yedi buçukluk top gibi patla- mazsa para yok!. * Akşama doğru panayırda bir dur- gunluk, bir tenhalık görülür. Hay- vanların çoğu yerlerine götürülmüz, yakın köylüler evlerine çekilmiştir. 'Tam bu sırada hayvan pazarının nındaki ceviz ağacı altından bir zur- 'na sesinin geldiğini işittik, O tarafa gittiğimizde ceviz. dibinde kurulmuş birkaç çadır arasında beş on çinge- nenin 'bir rakı şişesi etrafında top- lanıp, çilingir. sofrasını kurduğunu, cümbüşe koyulduğunu gördük. Hem çalıyor, hem çekiyorlardı. — Yanım. daki arkadaş dayanamadı: — İşte, dedi, zevk safa bunlarda, gşamasını bunlar. biliyor. smer bir çingene kızı da hemen oracıktan topladığı çalı çırpıyı tü taşturmuş, bir saçın Üstünde erkek- derine bazinma pisiriyordu. Dünyanın bütün gürültülerinden u- zak, her şeyden habersiz, kendi yok- Sul fakat mutlu dünyasında yaşıyan, onün eğsiz tadına ermiş ve ondan ayrılmak istemiyen bu tabiat insan- Jarını canlı bir tablo halinde, biraz da imrenerek seyrettik. Alaca karanlık ortahğa yavaş vaş çökerken lüks lâmbaları da birer birer yanmıya başlıyor. Gece karan- lığında uzaktan yeryüzüne inmiş yıl- dızlar gibi ışıldayan bu Jambalar bü- yük bir kalabahğı çevresine — toplu maktadır. Panayırın en çok İlgi çeken köşe- lerinden birisi de tiyatrosu. Bu tiyat- ro n metre kadar uzunlukta, — beş Panayırda satışa çi kar metre kadar genişlikte büyükçe bir kapalı çadırda oynuyor, Bilhassa ak- 'şam yemefinden sonra 'hıncahınç d- Tüyor. Beş ait kız önce toplu bir fa- l yaptıktan sonra teker teker hem garkı söylemeye, hem de varyete nu- Mmaraları göstermiye başlıyorlar: “Yüksek adimi Türlü çiç Bunü da “Oyalı da yazma — başın- da", “Çek deveci develeri yokuşa a: man”, “Daküdardan geçer iken, gibi piyasanın en seçkin, Ünlü türküleri takip ediyor. Kendinden geçmiş bir kemancının, bir cümbüşün ahengine uygun yarı çıplak, boyalı varyete kız- larının bel kıvırmaları, göbek atışla- ; titremeleri, bacak ayırışları t gönler ve yarı ağık ağılarla bıpırtınız. seyrediliyor. Bir seyirci sarı kız oy- narken dayanamadı, yanındakine: — Kemik yök namussuzda yahu. diye fısıldadı, Her numaradan sonra İki lüks Jâm- basının aydınlattığı ufacık sahneye alar, ıslıklar, yaşalar gönderilir. okları da oyuncuları kızdırmak için olacak boyuna: — Kemancıya şak şak., diye bağı- Edebi musahabe | Dergilerimiz Yazan: Baki Süha Ediboğlu İR kaç gün önce, gasete ve mecmüun satan bir sokak ser- gisinin önünde durdum: Allı mor: fa, yeni yeni ad ve menlekte bir yığın magazin.. Dahe ziyade gö Ze ve Felik zevkimize hitap eden ba Kapak cümbüşü arasında bir tek Sanat mecmüasna, rastlayı madim. Belki de bir vitrin endi gesiyle ön plâna alınmış olan bu Şimarık haftalıkların - arkamnda, fılız, renksiz endamlariyle bir iki Aanat ve fikir mecmuası vardır, diye düşündüm Ayak, üstündeki incelemem bi. raz Uzadı. Sağa baktım, sola bak. tım, sordüm soruşturdüm, ne ge- Sayıları ikiyi üçü geçmeyen ba- z sanat mecmunlarını — sordüm. Aldığım cevap gu oldu: — Batılmıyor beylm, unun için biz. de almıyoruz. — Peki, nerede bulabilirim on- ları? — Belki matbaalarda, idareha- nelerde bulunur. Sanat ve bilhassa edebiyat mec- mualarının kaderi maaleset - bu dür. Şimdiye kadar, bir ikisi müs- tesna, bütün edebiyat dergileri en fazla altı ay veyahut bir sene ya- gayabilmişlerdir. Bizlm Yaşar Na> Binin “Varlık” mecmuası her ni Silsa 1938 lenberi ara vermeden Ççıkabiliyor. Fakat ne fedakârlı farla, ne zahmetlerle.. Bu işde hiç güphesiz sevgili Yaşar — Nabinin her zaman alkışlamak istediğim 1mrarı ve iyi niyeti esastır. Onun mecmuasından başka, sırf fikir ve at mevzularında üzün ömürlü olan bir iki mecmua dana var, 9© kadar. Yaz sayım elime yeni — geçen 'Alle” dergisi başlı başına bir fi- kir ve sanat mecmuası sayılamaz. İçinde, yaraların, berelerin nasıl 'tedavi edildiğinden — tutunuz da D.DIT. nin güveye karşı tesirleri cinsinden faydalı etüdlerle, aşk hakkında ne biliyorsunuz? — gibi fanteziler de vardır. Bu arada Ahmet Hamdi Tanpınar gibi şik- Timizin büyük bir ismine bu sa- hifeler arasında rastlarsanız hiç hayret etmeyiniz. Ahmet Hamdi mazurdur. Şiirinin büyük bir küt- le tarafından okunmasını her sa- Hatkâr gibi o da arzu eder. Baakı sayısı iki üç bini geçmeyen fakir. gelirsiz sanat mecmualarına giir. Yermektense, böyle her - şeyden bahseden, her eve giren bir dergi- de görünmk elbette daha akıllıca bir harekettir. Bir çok magazinlerimiz, çok az da olsa edebi yazılara, gilrlere yer vermekle, sadece sanat ve fikir için çıkan dergilerin satışını büs- bütün düşürmüş oluyorlar, Bun- lardan biri de Hafta mecmusaı. Gır. Fakat hemen söylemeliyim ki Magazinlerimizin bu hizmeti, fi- kir ve sanat hayatımızı geniş küt- lelere maletmek bakımından tak. dire değer Keşke bütün resimli haftalıklar, karınca kaderince gü- zel edebi makalelere, gilrlere yer verseler. Edebi ve fikri mecmua- Jarın, geniş okuyucu — kütlelerine kavuşacağı mesut günlere kadar, resimli, her şeyden bahseden ma. gazinlerimizin bu hizmetlerine de- Yamını temenni ediyorum. Sair meslek mecmuaları için de hal böyledir. Meselâ, sadece musiki den, müsikt tekniğinden bahseden notalar basan iki mecmuamız var. dir. Bunların çok az olan satış darına mukabil “Radyo Haftası alabildiğine İnkişaf - göntermiş, tahminlerin çok fevkında bir ti raja yükselmiştir. Radyo Hafta- mı, müsiki iiteratürüne ve tekniği- 'ne dalr neşredeceği maknle ve e. tüdlerle musikişinaslara, bütün a- Matör ve profesyonellere hizmette bulunabilir. Bugünün Insanı, bir okuyucu - larak ihtisas yazılarından ziyade dereden tepeden, şundan bundan Bahseden kısa, resimli, gözü ve gönlü oyalayan etüdler istiyor. Dergilerimizin, aceleci, ainirli, her geyi kısa zamanda 'bir. hap, gibi yutarak öğrenmek İsteyen o- kuyucu mizacına ayak uydurma. lan garttır. İçilen sigaralardan içerisi ak bir dumanla dolmuştur. İki aat / kadar #üren şarkılı oyunlardan sonra kısa bir komedi oynar. O da yarınkl tem- silin fevkalâde olacağını bildiren kü- çük bir nutukla sona erer. Gece yarı- mna yakın tiyatronun ağır havasın- dan dağılan köy delikanlıları bir "A- 'nadolu tiyatrosu”nda geçirdikleri v- nutulmaz dakikaların hâtırasını yar taklarına kadar götürürler, * Brtesi gün, gün yükselene doğru panayırda satışlar hızlanır. Bir yan- d hayvan / pazarlıkları yapılırken bir yandan da satıcı baraknlarında herkes kolunun erdiğince alş-verişini yapar; top top allı güllü basmalar, renk renk boncuk, tesbih, bilezik, yu- maklar içinden payına düşeni a) Satıcı curcunası da artık son haddini bulmuştur: — Elma bu yanda, elma bu yanda. — Buz deryası can sefamı! — Boş yok, ne alırsan ön kuruş. Panayır yeri kendine has gürültü. sü, tozu toprağı, kalabalığı — içinde kaynaşır dürar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: