7 Eylül 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2

7 Eylül 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Almanyada gazetecilik enstitüleri| » Sayfa 2 Seyahat mektupları : 6 Elime geçen İstanbul TTürkiyede “bir gazetecilik voya enstitüsü gözeteleri, mektebi den gönderdiğim. mektupta Bahsetmiştim (1). Milletleraramı Gi zetecilik Kulübünün gösterdiği Alman gehrindeki tepleri hakkında da “Yeni İstanbul, okuyucularına bir fikir vermek isti- yorum. Gerek Heldelbere'de, gerek Münih fle Münster'de dikkatimi / çeken bir geyi önceden söylemek lâzımdır. Bu her üç gehirde / gazetecilik mektebi, tanınmış ilim otoritelerinin elindedir. Hattâ talimatname, program ve her gey, bu otoritelerin kendileridir. der- zem aldanmamış olurum, / Heldel- berg'de Profesör Eckart, Münleh'de Profesör K.D. Ester, Münater'de Profesör Hageman, her üç müense- seye rüh veren tanınmış ilim adam- larıdırlar. Kendilerinden mektepleri Kakkında bir talimatname veya ni- zamname istediğim. zaman: — Ne demek? Der gibi yüzüme baktılar, verile- bilecek geyin ancak vakit vakit de- Bişen ders programları olabileceğini göylediler. O zaman, vaktiyle “Tas- Vir,, gazetesinde muharrir Cihat Ba- ban'ın, üç seneden beri hazırlandığı rivayet edilen İstanbul Gazetecilik Enstitüsü talimatnamei — hikâyesini hatırladım. Kanunların, nizamname- derin, talimatnamelerin - ezeli yurdu olan ve bütün hastalığı da birbirin- den habersiz olarak yapılan kanun- dar, nizamlar, “tüzük,, ler yığınında okunabilecek aziz yurdumu uzak gur- bet diyarlarında uzun uzun düşün: düm. Şimdi Alman gazclecilik mektep- lerine geçiyorum. Münih Gazetecilik Enstitüsü, dört genelik bir tahsil Üzerine kurulmuş- fur. Bu müddet içindeki - sekiz sö- mestrden her biri ayrı bir konunun öğretimine hasrediliyor ki bu konu: dar sirasiyle gunlardır:. 1) İçtimal sikoloji, içtimat şuura tesir vasıta- darı, âmme düşüncesi ve ehemmiye- ti. ) Alman Matbuat Tarihi. 3) Ga- zete yazı nevileri - (Paşmakalecilik, iktisadi makaleler, tefrika, — mahalli neşriyat..). 4) Matbuat tekniği. 5) Muhtelif memleketlerin matbunt ta> Tihleri. 6) Mecmuncilik, Alman — ve mllletleraramı mecmuaciliğin hüsusi- yetleri. 7) Matbuat hukuku. 8) Gaze- tecilik ilmi ve usülleri. Münih - Gazetecilik — Enstitüsünün Heldelberg'dekinden zengin bir. kü- tüphane ve arşivi vardır. Buraya bü- tün dünyadar çıkan Eazete ve mec- muslar gelmektedir. Kütüphane me- muru, tıpkı Heldelbere'deki gibi. Türkiyeden İkinci Dünya Harbinden sonra hiç bir gey elde edemedikleri- Di, Alman dövizi bulunmadığı için para ile de getirtilemediğini söylü- '“yör. Son zamanlarda Münih'de tanın- mış Profesör Babinger'in himmeti ile kurulmuş “Türkiyat Enstitüsü,, ne, Türk Hükümetinin armağan ettiği kitaplar Ve mecmualara çok müteşek- kir olan Münih Üniversitesine yapı- dan iyiliği Münih Gazetecilik Ensti- tüsü de dört gözle bekliyor. Münster Üniversitesine bağlı olan Üçüncü gezetecilik enstitüsünün yedi #ömesir'den İbaret olan / öğretim Tmüddeti, daha geniş bir. tedrisatın yapılmasına hasredilmiştir. Tedrisat gu üç kolda yapılıyor: 1) Siyaset; 2) İktisat; 3) Kültür. Talebenin bun- lardan birini seçmesi lâzımdır. Yani gazetecilikte bir nevi ihtisaslaşma, Münster Gazetecilik — Enstitüsünün aml karakterini teşkil etmektedir. Tedrisatın asıl meslefi olan aşağıdı Ki kasmı mühim olup her Üç kol ta- Jebeleri tarafından takip edilmesi dazımdır: 1 — Gazeteciliğin ana hatları; 2— Gazeteciliğe alt hâdisat; 8 — Mat- buat tarihi; 4 — Üzviyet olarak gi zete; 5 — Mecmuanın mahiyet ve vazifesi; 6 — Duvar ilânı, el ilânı. Bunlardan birinci kısma ait olan derelerin nevilerine gelince bunlar (Gazeteciliğin esasları), (Almanyada 've diğer memleketlerde - gazetecilik kurma hareketinden bahsediyorlar. Geçenlerde Heldelberg bu kü- çük, güzel Alman gehrinin pek zen- gin ve faal Gazetecilik Enstitilsünden kor Jaylıklardan faydalanarak diğer iki gazetecilik mek- Yazan : — Ahmel Halil TI tarihi), (Bugünkü düryada gazeteci: İ Hü manzaraları), (Bir üzviyet ola- rak gazeteciliğin tetkiki), (Matbunt ve siyasi partiler münasebeti) Bu zengin öğretimi gören talebe. derle gazetecilik dünyasının mün: beti, bütün bu ziyaretlerim esnasın. /da beni en çok meşgu! eden noktayı teşkil ediyordu. - Münih Gazetecilik Enstitlsünde çalışan bir asistan bir Sual mahiyetini taşıyan bu düşünce- me cevap olarak enatitünün gazete- cilik piyasamı için bir eleman yetiş- tirmek hedefini gütmediğini, yahut bu hedefin ön safta cimadığını söy- dedi. Münster'de bu sunlimi karşılı- yanlardan biri göyle dedi: "Gazete- ci, kendi kendisini, enstitüyü - bitir. dikten sonra yetiştirecektir.. Ensti- tü Müdürü Profesör Hageman tara- fından yazılmış olan ve her ziyaret- çiye verilen bir broşürün şu son sa- fırları, bizde de aynı noktayı düşü- nenleri tekrar düşünmeye dâvet ede- cektir: “Gazetecilik tahsiline be Mmadan evvel, yahut tahsil esnasında gazete, mecmua, matbun ve salr mü- esseselerde pratik olarak çalışmak Şayanı tavsiyedir. Çalışma milddeti- nin devamı hakkında bir kayıt ko- gulamaz. Müstakbel neşriyatçı zati isi ve gazeteciliğe ait çalışmalariyle kendi kabiliyetini no kadar erken gö- Für ve başkalarına ispat ederse ken- disini sukutu hayal ve başarısızlıklara karşı o kadar iyi korumuş olur. Hu- süsiyle yayın işlerinde bir çok mes- lekler meveut olduğu / halde bü işde çalışanlar gimdiye kadar aZ seçil- mişlerdi. Yayın işlerinin erken ve iyi para veren bir İstikbal, vadettiği, u- Sandırmayan — bir iş olduğu hiç bir imtihan istemediği. düşüncesiyle onu meslek edinen kimseler sukutu hayal içinde yaşarlar. Ancak kendilerinde büyük bir arzu ve istidat görüp d a çetin bir çalışmeyı göre alan kimseler bu çok mesuliyetli âmme vazifesine — hasrnefs — etmelidirler. Yalnız istikbalin yayım işlerinde ça- hşacak kimseler için değil, aynı za- manda hâkim, memur, hoca, din a- dami ve iİktisatçı için de neşriyata a- At meseleleri ve buzdarın tesir im- kânlarını bilmek pratik ve esaslı bir ehemmiyeti halzdir. Bu sebeple u- Mümt konferanslar ve neşriyatla matbuat mesleğine ait deralerin tak- viye edilmesi Tazımdır.,, Salâhiyet sahibi bir İlim adamının bu pek yerinde sözleri, bizde de ni- hayet kurülacak olar “gazetecilik enstitüsü, nün hemen birinci sınıf Kazeteciler yetiştireceğini, artık ga- zeteciliğimizin moderr. bir hale gele- ceğini, okuyucuyu açık resimlerl şağı Hassasiyetimize hitap eden Zılarla değil, cevherli kalemleriyle Tethedecek Müharrirlerin ertaya çı- kacağını düşünenleri yeniden düşün- dürecek mahiyettedir. Münster Üni- versitesinin Gazetecilik Mektebi Mü- dürü aayın profesörür bu fikri bana, bizim meşhur Atasözünü hatırlattı “Aşk olmayınca meşk olmaz,.. Ens- titüler, ancak “meşk,, yerleridir. Bu “meşk,, £ öğrenenler, kendi “aşk,, la- rımı, pratik gazetecilik sahasında za- manla ve sabırla, bilhassa okuyucu kitlesinin vereceği notların yavaş ya- vaş yükselmesiyle göstereceklerdir. () Birinci yazı Heldelberg Enstitü. üne ait olup, 11 ağustos 1950 tarihli Sayımızda çıkmıştı Şehrimizdeki yangınlar 4 Evvelki akşam saat 1842 de Ga- Jatada Tünel Caddesinde " Mahmut Salde nit ziraat makineleri satıg ma- gazasında yangın çıkmış ve mağaza- Bi 1 inci ve 2 nci katlarında bu. dunan henüz ambalâjları açılmamış elek, kalbur ve civciv meakineleri yandıktan sonra ateş bastırılmıştır. * Dün sabah saat 4.15 te Küçükpa- zarda İpçiler Sokağındaki / Kristal Makarna Fabrikasında çıkan yangın neticesinde fabrikanın 2 nci ve 3 Un Cü katları yanmıştır. 4 Dün sabah saat 8 de Eyüpte, Küt. tabıkasım Sokağında 1 numaralı iki katlı ahşap evde yangın çıkmış ve e tamamen yandıktan sonra ateşin Si rayetine meydan verilmeden bastırıl. mıştiz. ŞEHİR HABERLE Rİ ) Şehir köşesi Caddelerin manzarası velki gün şehrin ep işlek caddelerinden birinde yöni bir mağazanın cephesi yapılıyordu. İsçiler orasını — süslemek için zemini siyah camlar yerleştir. mekle meşguldüler. Durup bak- tim, Mağasanın. bulunduğu bi- 'nanın henliz kapatılmamış cep- hesinin mermer olduğunu hay- retle gördüm. Naml oluyor da bu asli ve güzel maddeyi kapa- tiyor? Yandaki aym — binaya ait diğer mağazaların cephele- Fi de böyle idi. Kimi — kontre plakla, bazısı başka maddelerle örtülmüştü. Kimse bunların al- tında mermer olduğunu tah- min edemezdi. Dekorasyon hususunda ne ka- dar geri kalmışız. Boş bir. gü- Hünüzde, geçtiğiniz sokaklarda- ki mağazalara, dükkânlara ba- kınız, hemen hepsi, dikkati çek- mek bahasına bir çok masraf etmiş, komgusunu “bastırmak, Maksadiyle en çid, en — haykı: yan renklere boyanarak, gehrin manzarasını deli alacasına - çe- virtmiştir. Bir ticarethanenin — teferrüd etmek endişelerini, gayretlerini anlıyorus. Lâkin bu, güzel bir cephevi, caddelerin, sokakların Ansicamını berbat etmek — gek- dinde tezahür etmemelidir. Nerede kaldı ki, gehri çirkin- leştirmek yasaktır. “Amma bu, başka, tamamiyle daşka bir hikâyedir. BİR İSTAN Terbiye Kongresi dün kapandı Üç gündenberi devam eden Ter- biye Kongresi, dün okunan on rapor- İn sona ermiştir. İstanbul Muallimler Cemiyeti Reisi Ragıp — Nüreddin'in başkanlığında devam eden köngrede aile ve terbiye münasebeti, gramer öğrenimi gibi konular alâkayı - cel- betmiş, bilhassa İlkokullarda — sinif Gurumu hakkında bir ilkokul öğret- meninin yaptığı konuşma ile Nüred. din Erginin muallim hukukuna ait raporları dikkatle dinlenilmiştir.Kon- grede varılan neticeler, bir rapor ha- linde Bakanlığa bildirilecektir. NBULLU Bir heyetimiz Kıbrısa gitti Kıbrıs Adasında İngilizler tarafın. dan Ormancılık alanında tahakkuk etürilen ilerlemeleri - yerinde tetkik etmek üzere Orman / Fakültesinden Prof. Dr. Fikret Saatçıoğlunun Baş. kanlığında Doçent Dr. — Hayreddin Kayacık, Doçent Dr. Savni Huş ve Dr. Refik Erdem'den mürekkep bir heyet Kıbrısa gitmiştir. I HÜR YUGOSLAVLAR, ESKİ Ki hür Yugoslavı de dini bir Ayin yapılmış ve söz mlan Sağlık Konferansının dünkü toplantısında Doğu Akdenizde hastalıklarla mücadele esasları görüşüldü Zührevi hastalıkların y: Teşkilât tarafından Dünya Sağlık Teşkilâti Doğu Ak- deniz Bölge Komitesi, çalışmalarına dün, Progrâm Komitesinde devam et- miştir. Dünkü toplantıda bu bölgede hüküm süren hastalık ve sağlık gart. Jariyle mücadele mevzuu — üzerinde dikkatle durulması ileri sürülmüştür. Bilharziyoz hastalığı için 1952 de Misirda bir mücadele merkez ve e- kipinin kurulmasına karar verilmiş. tir. Bu zaman zarfında Misirli mü- tehassıslar bölge içinde — Suriy Ürdün ve Irakta — tetkikler yapı caklardır. — Tetkik ve araştırmalar Misır Sağlık Bakanı Dr. Abdülazlm beyin nezareti altında olacaktır. Tür- kiye ve Suriye hudutları arasındaki aaha da araştırma ve tetkiklere sahne teşkil edecektir. Bölgenin mühim — hastalıklarından biri olan trahom (göz hastalığı) ile de mücadele için umumt celsede ileri Sürülen bir teklifin kabulü tstenmli tir. Teklifte bir bölge seminerinin ku- rulması ve personel yetiştirmek için burslar verilmesi arzu edilmektedir. Lübnan delegesi bu hastalığın önlen- mesi için tek çarenin, hayat — #tan- dardımı. yükseltmek olduğunu — ileri sürmüştür. İngiltereden Dr. C. W Rae, Öreomicin'in trahomda — kulla- silmakla çok iyi neticeler alındığını belirtmiş, fakat bunun henüz yayın- danmadığını söylemiştir. Verem mevzuunda Süriyeden — Dr. Bi Şati, Süriye için teşkilâttan sen: de 70 bin verem aşısı istemiş, böyle- likle fakandinav memleketleri, Birleş. alş Milletler Çocuklara Yardım Fonu ve Dünya Sağlık Teşkilâtının başla- mış olduğu mücadelenin tamamlana- cağını bildirmiştir. Ortaşarkta verem mücadelesi için — yetiştirlmiş — olan doktor ve hastabakıcıların sosyal, e- konomik, politik ve dint - bakımdan yeniden kurslar görmeleri ve teş- kilâtın burslarından İstifadeleri tek- Nİf olunmuştur. Frenginin bir nevi olan ve İrakta görülen bejel hastalığının Suriye ve Ürdüne de geçtiği, Mısırda da bulün- duğü İleri sürülmüş, bunun için teş- kilâtın tetkikler yaptırması istenmiş- tir. Barsak humması bahsinde, Suri- ye delezesi, bu hastalıkla mücadele- 'nin güç olduğunu, Ortaşarkta temiz su bulmanın güçlüğünü; kanalizasyon yokluğunu, yemek yeme Adetlerinin kötülüğünü — anlatmıştır. Hastalığın tedavisi için Tazım olan tlâçların da KIRAL PİYER'İ ANDILAR Yugoslav Kıralı İkinci Piyer'in yirmi yedinci yıldönümü dün şehrimizde- T tarafından kutlanmıştı . Bu münasebetle Galat hatipler Kırala sadakatler Kilisesin- bildir- mişlerdir. Yukarıdaki resim törende bulunanlardan bir grupu göstermektedir. ayılm;s'ını nlemek için tetkikler yapılacak pahalı olduğunu, bundan dolayı Or- tadoğuda bir antibiotik ilâçlar fab- rikasının kurulmasını istemiştir. Böl- ge direktörü Dr. A. Şuşa Pasa, ver- diği cevapta, bu bölgede bir penl. Silin fabrikasının kurulması için. e. tüdlere başlandığını söylemiş ve - bu süretle diğer antiblotik ilâçların 1s- tihsali için ik adımların — atıldığını Toplantıda, bundan başka tifüs, ko- dera Ve kizamık hastalıkları ile v Kül olunmuştur. - Komite, umümt hifzissihha bahsini de ele almış ve her memleketin umuml hifzıssıhhası- nin standardiyle alâkalı etüdler yap- masını Ve bunların neticesini teşkilâ- ta aksettirmesini istemiştir. Umumi Müzakereden hasil olan görüşe göre, her memleketin milli bütçesinin yüzde 10unu umuml hifzassihha tedbirlerine ve sağlık işlerine yatırmasına ve bu yolda alınacak kararların da kâğıt üzerinde kalacak kararlardan olma- masına dikkat edilecektir. İarail de- degeni milli radyo istasyonlarında hi hafta tıp mütehassısları tarafından yayınlar yapılmasını tekiif etmiştir. Umümi hifzissihha eğitimini alâ- kadar eden ve UNESCO ile yapılacak işbirliği sayesinde yürütülecek olan bir proje de dünkü toplantıda müza- kere edilmiştir. UNESCO temsilcisi, böyle bir projerlin Meksikada tatbik edildiğini, bunun Misir ve İraka teş- mil edileceğini söylemiştir. Zeytinburnundaki kazaları önlemek için alınacak tedbir Zeytinburnunda oturanların — tren kazasına uğramamaları için tren hat- tının altına bir geçit yaptırılması hu. susundaki dileğin biran evvel tahak- kuku için Başbakanlık tarafından Ulaştırma Bakanlığına tebligat ya- pildiği haber / alınmıştır. - Aynı za- manda Kazlıçeşme İstasyonunda ka- palı bir tren bekleme yeri ile umu- mi bir helâ da yaptırılacaktır. Mithat — Perinin radyo konuşması Geüzetemizin Neşriyat Müdürü Mt- hat Perin bu âkgam saat 2115 - 2125 arasında İstanbul Radyosunda “Ga- Zetecinin hürriyet Ve mesuliyeti" Mevzuunda bir konuşma yapacaktır. Kızılay Hemşire Okulundaki tören Bugün seat 17 de Kızılay Hemşire Okulunda diploma töreni yapılacak- tır. Birinci küme fikstürü bugün tanzim ediliyor acak olan bi- fiketürü bu Bylül sonunda, bazlı rinci küme maçlarının Aksam Bölgede tanzim edilecektir. Yunan boks takımı geliyor Elektrik Kulübünün davetii bi olarak piyonu / Hiristoforidisin baskanı ŞU boksörlerden müteşekkildir; Anto nopulom, Çaldaris, Benukas, Lambidis he menacerlerden Vangelidistir. Galatasaray Takımı cuma günü gidiyor İngiliz Sunderland Kulübü tarafın- Gala dan ” Londraya davet edilen 'Takımı bu bir Hıfzıssıhha Entitüsü inşaatı tamamlanacak Yılbaşına kadar bitirilecek olan Enstitü, civar illerin de Ahtiyaçlarını karşılıyabilecek 7 Eylüt 1050 Üniversitenin yeni giriş şartları Üniversiteye yeni girecek olanları aydınlatmak ve anlara yol göstere mek için “Üniversite ve Yüksek O- kulları Tanıtıyoruz,, başlıklı yazı riMİZ devam ederken evvelki — gün Milif Eğitim Bakanı Tevfik İlerinin başkanlığında toplanan — Üniversite- lerarası kurul, çok mühim bir karar ererek Üniversiteye Kiriş şartlarını değlstirmiştir. Yeni vaziyet kargısın Atatürk Bulvarında inşaatına — de- | da bizim de mezkür yazı serizini ta> am edilen şehir Mıfzasıhha enstitü. İ kip eden okuyucularımızı aydınlatıma. ü binası yılbaşına kadar tamamlana: | — miz icap etmektedir. Caktır. TI ai Ble ballalleye Yeni bina bitirllince, —enstitinün | / Eirebilmek İçin lise bitirme ve ol terkilâtı genişletilecek ve bllhasan saz | / Künluk diplamaları e bazı lüzümlü filan ga maddelerinin devamlı : | YeSaİkı vermek ve formaliteleri - ta- rette tahlilleri yapılmak müretiyle hi | - Mamlamak gerekiyordu. Tıp, Kimya deli gatışların önlenmesi kabil olacak hanGklAğ önilari Te Cedü. Fi tır. Enatitü civar vilayetlerin ihtiyac- | / Kültesine orta derecede olgunluk ver- Ha da YAK miş olanlar alınmazlardı. - Yeterden Ayrıta Yenetitünün' belediyece ve- | — fazla müracaat halinde iyi dereceli- rilen 65 bin liralık bütçesinin 250 hin | İ* arasında kur'a çekilirdi. Eczacı ve Disçi Okullarına, Fen ve Jiraya çıkarılacağı Ve bu paranın da Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığın- €a verileceği haber verilmektedir. Vali, dün gecekonduları iyaret etti ve dertlerir dinledi Vali ve Belediye Başkanı — Prof. Gökay dün sabah Kazlıçeşme Zeyti burnu, Telsiz semtlerindeki gecekon. du sakinleriyle Kazliçeşmedeki / deri fabrikatörleri birliği binasında bir gö rilşme yapmıştır. Gecekondulular son ay içinde semtlerine takılan lamba- Jar dolayısiyle valiye teşekklir etmiş- ler,Telsiz ve Demirkapı caddeleri için yeni Jâmba, yol, u, kömür, mektep, hamam ve iskele ihtiyaçlarını bildir. mişlerdir. Bunlardan tahakkuku ka- bil olanların bir an evvel yapılmas yoluna gidilecektir. Karakol binası (- çin de hazırlıklara başlanmıştır. Kö- Mür Tevzi Müessesesi Kazliçeşmede bir linyit dağıtma merkezi vücude ge- tirecektii Şehir Hatlarında kış tarifesi Gelecek ay yeniden tesbit edilecek lan Istanbul Şehir Hatları vapurları tarifesinin tren seferleriyle irtibatlı olarak tanzimi için çalışmalara baş- Janmıştır. Bu seneki tarife Devlet Demir ve Denizyolları temsilcilerinden mürek- kep bir komisyon tarafından tesbit edilerek yolcuların ihtiyaçlarına tam Mânasiyle cevap verecek bir şekilde hazırlanacaktır. KISA HABERLER & KANLICADA oturarlardan mü- Tekkep ve sabik Kütahya valisi Se- dat Erimin başkanlığında bir heyet dün sabah Vali ve Belediye Başkan: Prof. Gökayı ziyaret ederek Kanhıca- nin su İhtiyacının giderilmesini rica etmişlerdir. * ŞEHRİMİZİN imar işlerini incele. mek üzere Bayındırlık Bakanlığından istenen mütehassıs, Yapı Datresi Re- is Muavini Orhan şehrimize gelmiş ve çalışmalarına başlamıştır. * ÇALIŞMA Bakani Hasan Polat. kan, İsrali Uzlaştırma / Komitesi Türk delegesi Tevfik Rüştü Aras ile Arjantin Sefiri Francisco Arris-Cu- '€no ve Banka Kommerçiyale İtalyı na Müdürü Rag. Alcardo Borgahi Vali ve Belediye Relsini ziyaret et mişlerdir. Filistin Uzlaştırma Heyeti şehrimizde Filistin Uzlaştırma Heyeti, — dele- gemiz Tevfik Rüştü Aras ile birlikte dün sabah saat 11 de hüsüsi bir uçak İn Ankaradan şehrimize — gelmiştir. Heyet Vali ve Belediye Başkanı adı. »a Husust Kalem Müdürü Nabi tarafından Yeşiiköy Hava Meydanın. da karşılanmıştır. Nihal Yalçınkaya ile Dr. İSMAİL RUA Nikâhlandılar e Asso Up Edebiyat Şubelerinden pek iyi dere- cede olgünlük imtihanı vermiş olan. Jar alınır, yer kaldığı takdirde Fen, iyiler arasında kur'a ile seçilenlerle tamamlanırdı. Yeni kararla bu seneden itibaren yukarıdaki sistem — değiştirilmiş b lunmaktadır. Milit Eğitim Bakanı bu değişikli- ğe sebep olarak, eski sistemin & versitelerimiz için hiç bir fayda ter min etmediğini, çünkü, her mekte. bin verdiği diplomanın aynı değeri taşımadığını, bu bakımdan bir çok talebenin haklarının kaybolmuş bu- Tunduğunu ve nihayet üniversiteleri- mizin kaliteli adam yetiştirmek v sıflarını kaybetmek tehlikesiyle kare ©i karşıya kaldığını göstermektedir. Sayın Bakanın şu beyanatı ve bil- hassa ayrı ayrı llseler tarafından ve- rilen diplomaların aym değerlerde olması keyfiyeti, memleket maarif sistemi bakımından, üzerinde israrla ve ehemmiyetle durulacak bir meser ledir. Demek ki, yalnız Üniversiteye giriş şartlarını değiştirmek, Bakanın ifadesine göre, öğrencilerin hakları. zun kaybolmasını ve kaliteli adam yetiştirmek dâvasını halletmiş ole Mıyacaktır. İslahata daha / gerlden hattâ çok geriden, meselâ, İlkmek- teplerden Başlamak Jâzımdır. Çün- Kü, talihin sevkiyle şu veya bu lise- de okumak mecbüriyetinde kalan bir genç elindeki diplomanın başka değerler taşıması yüzünden haksızlı #a veya Jtfa UğramIş sayılmaz mı? Hulâsa, sayın Tevfik İleri, şu kısa beyanatı İle, zimnen de olsa, işe baş 'tan başlamak durumunda - olduğunu, bizce açıklamıştır. * Şimdi, Üniversitelerarası Kurulda yarılan karara göre, fakültelere alı nacak talebe sayımı” tesbit edilecek, bu sayıdan fazla talebe müracaat ettiği takdirde, her Üniversite Sena- fosunun vereceği karara göre, lise mezunları arasında bir tercih imtis” hanı yapılacaktır. Bir faktilte imti- hanına girip de muvaffak — olamı. yanların başka fakülteye girebilmesi hususu da gözönünde tutulacaktır. Bu vaziyete göre, TTek-ik Üniver- sitenin muhtelif fakültelerine gire- cek olanlarla, Güzel Sanatlar Akı Gemisinin Mimarlık Şubesine, Kim- ya Mühendisliği, Dişç: ve Eczacı O- kullarına, Tıp Fakültesine, Fen F kültesine, Edebiyat Faküiltesinin İn- gilizce Filolofisi gibi bazı dallarına girmek istiyenlere, şimdiden imtiha. ma hazırlanmalarını tavsiye etmek yerinde olacaktır. Şesket EVLİYAGIL YENİ İSTANBUL STYASİ İKTİSADI MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Sahtbi YENİ İSTANBUL NESRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal EL SARLICA Bu sayıda yazı işlerini fillen tünre odi Sacld ÖGET Neşredilmiyen yarılar tade edilmez. Basidığı yer 1 YENİ İSTANBÜL' MATBAACI- IK LİMİTED ŞİRKETİ MATBAASI — Aynllık kokuları kokmağa başladı Dok- 'da daha ehemmiyetlisi Cemllenin bir ay Hasan Bfendi yemin ediyor: REŞAD NURİ GÜNTEKİN Kavak Yelleri çer . SN Mahalle çok değişmişti. Bahçenin yerine bir kaç yeni ev yapılmıştı. Fakat eskisini, boya- #ının bir parça daha solmuş olmasından ibaret bir farkla hemen tanımakta güçlük çekmedim. Yanında artık bahçe kalmadığı için eve içerlek bir yan kapıdan - giriliyordu. Bu kapının taş merdivenine oturmuş bir ka- vuncu: — Hadi al bakalım. Senin dediğin olmun, diye içeriye sesleniyordu. Beni görünce küfesini bir yana çekerek yol verdi. Kapıyı çalmağa başla.- Güm. İçerden bir kadın: — İstemez diyorum. Ay sen ne Tâkırdı an- iamaz herifsin diye bağırarak hiddetle kapıyı açtı, beni görünce gaşalayarpık — Affedersiniz. Kavuncu sandım, dedi. Kırmızı damarlı yıprak bir yabancı kadın yüzünde Zeynebin gözlerini tanır gibi olmuştum. * Nihayet bir akgam Hasan Efendi yatmağa giderken içini çekerek: 41 tor Bey, dedi, İstanbuldaki işler bitti, Allah izin verirse ben cumaya yolcuyum. — Kalamaz misin birkaç gün daha Hasan Btendi, dedim, belki sana bir diyeceğim olur. Hasan Efendi birşeyler sezinliyerek benden izahat istedi. Çatık bir çehre ile — Mesele cidâidir, sonra konuşuruz. Diye ilâve ettim. Evet mesele clâdi 1di. Açmadan — çantama doldurduğum kasaba mektuplarını bir zamandan beri okumağa başladım. Avukatım Kör Sami E. fendi. işlerimin karıştığını haber veriyor ve hiç olmazsa bir iki haftalığına oraya gitmezsem çok zarara uğrayacağımı söylüyordu. Vali bana yazdığı bir mektupta yeni dokto. run başka bir yere gittiğini ve ondan açılan ye- re tekrar benim tayinimi istemek için kasaba- zi bir theyet gönderdiğini bildiriyordu. Müftü Yurdu kapamak üÜzere — olduklarını, hemen yetişmezsem çocukların sokağa dökülece gini yazarak Adeta ağlıyordu. Hacı Ömerden, Kaymakam, Parti Relsi, Be- lediye Reisi ve daha bir çoklarından aldığım yı. #an yığın mektuplar da başka. Bunlar, beni derece derece yumuşatıyorlar fakat yine de kasabaya — karşı / küskünlüğümü büsbütün - gideremiyorlardı. Fakat son günlerde Büyük Abladan aldığım bir mektup — bünların hepsinden zorlu geldi: Cemlle Uç aylık gebe imlş. Benim için gece gündüz ağlıyor ve sıhhati gün. den güne bozuluyormuş. Fakat havadisin bundan 482 kaynanasını evden koğmuş ve artık İnsan içine çıkmağa yüzü kalmayan Andelip Hanımın eşya- Sıni satarak Ankaraya gitmiş olmasıydı . Bu haber beni #on derece heyecanlandırdı. Evvelâ bir hile olmasından şüphelendim. Fakat olamazdı. Bu #adece evinde yabancıya taham- mülü olmayan Celilenin kızı Cemile de tekrar yaşamağa başlamış olmasından ibaret bir haldi. Bu böyle olunca artık bir daha ne Andelip Ha- nımin, ne de başka bir yabancının onun evine girmesine imkân olmadığını kimse benim kadar anlayamazdı. Cemileyi başını kundaklamış, a) gına bir iş galvarı geçirmiş Çopur Huriye ve Ka- rabağlı Yenge ile ve aynı anasının titiz. çehre. Biyle evi silip süpürüyor ve yine onun sesiyle kocasına: “Öğleyin gelme, Ben sana sefer ta- siyle yemek gönderirim” dediğini — tasavvur et tim; içimde İbrahime karşı acıma İle karışık sevgiye benzer bir şey kımıldadı. Doğrusu aranırsa bu duygü bende büsbü- tün yeni değildi ve bunda küçük doktorun epey- .ce bir rolü olmuştu. Ben bu Hurremi ilk önce Sinsi bir politikacı sanmıştım. Yine de belki öy- dedir. Fakat politikasını gayet ustalıkla yirüt. müş, beni derece derece avucunun İçine almış- tar, İk önce beni sık sik rahatsız etmesinden Korkmuştum. Bunu yapmadığını görünce ben o- nun üÜzerine düştüm. Bir gün bana — arkadaşını müdafas etmedi. Onunla konüşürken "Bu kadar iyi çocuksun da onu nasıl kendine arkadaş yap- tın?” diye bağıracak gibi oluyordum. Sonraları “Yoksa onun da buna benzeyen tarafları var da «B3 ben mi acaba göremedim?” diye şüpheye düş- tüm, Hürremin İbrahimle mektuplaştığı muhak- kaktı. Cemilenin Andelip Hanımı kovduğunu öğ- rendiğim zaman ona bu iş hakkında fazla bir şey bilip bilmediğini sormaktan kendimi alama- dım. Korkuya benzer bir tereddütten sonra her şeyden haberi olduğunu itiraf etti: “Torahim hiç bir zaman kimseye derdini anlatamayan talih- siz bir çocuktur” dedi ve fazla birşey söyleme- di Ne vardı bu sözde? Belki hiç. Fakat Hacı Müslim Beyin de bana uzun zaman bir hayırsız göziyle bakmış olmasındaki — haksızlığa benzer Bir şeyler — tasavvür ettim ve küçük Goktora şaka eder gibi bir sesle inanamayacağı bir gey söyledim: Bakalım biz de bir kere anlamayı tecrübe edelim”, ki * Vagonun kapısı açılıyor. ve Hasan Efendi yüzünde memnun bir gülümseme ile içeri giri- yor. .Ben ondan aha memnun bir tavırla: — Nerede kaldın Hasan Efendi.. Ben şim- di seni aramağa çıkacaktım.. Gel otur baka. ktm.. Nasıl yerinde rahat mısın? diyorum. — Mükemmel, diyor, vagonda dört kişiyiz. İkisi Eakişehirde imecek... Kanşı karşıya rahatça yatacağız. Gülerek Hasan Efendiye takılıyordum; — Sana bir yatak aldıramadım Hasan Efen. Neden bu kadar seversin parayı? ör d 484 bulda nasıl olsa battık.. Varsın yirmi otuz lira da ona gitsin. dürma bir yatakta yatacağım diye bir yatak yorgan satın alacak kadar para vermek zihnime ameliyat geçirmiş adam için az bir şey değildir. yor: yüm sanırsın? diyor. memlekete mektuplar yazdığını, bütün kasaba- istasyonda bizi karşılamağa geleceğini söy- Tüyor. Onun tarif ettiği kalabalığın önünde — Hacı meri, Üç Ablaları, Karabağlıyı ve daha — bir çoklarır konuşmağa dalıyoruz. diye telâşin yerimden kalkıyorum. geçmişizdir; deniz kaybolmuştur. — Vallah parayı sevdiğimden değil. İstan- Fakat bir iki gece trende uy- ğmiyor. — İyi mma iki gece rahatsızlık senin gibi Hasan Efendi benim anlayışsızlığıma gülü. — Doktor Bey ben o parayı verirsem senin. ine benzer bir yatakta daha rahat uyur mu- Sonra yanyana otürüyoruz. — Hasan Etendi zonra Cemile ile İbrahimi görür gibi luyorum ve gözlerim yaşarıyor. İkimiz de ora ağziyle uzun uzun kasabayı Bir ara ben: — Yahu gu denizi bir kere daha görelim. Güçlükle pencereyi açıyoruz. Fakat İzmiti Fazla bir üzüntü duymadan: Ne idelim. Sağlık olsun, Diyorum SoN

Bu sayıdan diğer sayfalar: