25 Mart 1939 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 6

25 Mart 1939 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Elimden gelen — ve tibbin elinde| mnevcut bütün vasıtalara — baş vur- Anl bir bulıran muhayyilesini yi. 'ne büsbütün berbat etti ve haykır. maya başladı: dum. Fakat maalesef bundan tam| 7 Yaşamak istiyorsun setil...| on gün sonra.. Karım ölmüş, oğlum) Onu öldürdüm... İ bon iki öksüz gibi kalmıştık. Ağ- hiyorduk, ikimiz de dertlerimize ağ- Tiyorduk. Hayatta unutulmiyan acı yok muş.. Bizler de hep bunlara taham- lll etmeğe mahküm birer mahlük Gaha doğrusu birer zavallı imişik. Ne kadar zamanının bu ölüye hyr. metle geçtiğini tahmnin edemiyorum. Bir akşam zorla bir bura sürüklen- diğimi hatırlıyorum. Hayatımda ilk defa bara giriyordum, bütün gördük lerim hayatın ne kadar iğrenç oldu- #unu bana göstermeğe kâfi geliyor- du. Fakat böyle olmasına rağmen elime verilen kadehi ne fırlatacak | bir kudret ve ne de düşük ruhlu in- sanların arasından kendimi sıyırs cak bir iradeyi - kendimde görüyo- | vum. Iztırabıma ancak bu kadehle ve bir sürü iğreniç boyalı kadınlarla dinlendirebileceğimi — söylüyorlardı. n nihayet ben de insandım, yanıl. mnış ve böyle bir çirkefe düşmüş 0- Jabilirdim. Fakat ne yazık ki beni bu yollardan çeken bir ele değil bi. Tâkis sürükliyenlere tesadüf ettim. Artık ben de bu yolların bir yol.| cusu olmuştum. Gece sabahlara ka- dar içer, sabah eve gelince oğlumu açlıktan inliyen, yalvaran seslerine ehemmiyet vermezdim. Evet yalnız kendi için yaşıyan bir insan olmuş- Göz yaşları bu zavallı insanı bir| 'an olsun teselli edebilir mi? Bilmem. bir an sonra sükün buldu ve anlat- maya devam etti. — Bu mesut hayatımın daha ilk senesinde saadetimin ilk eserini gör| düm. Birdenbire gözlerinden sel gibi yaşların döküldüğünü gördüm. Dü- günüyorum. tasan ancak bu kadar| iztırap çekebilirdi. Titriyen ve zaman zaman hıçkı. rıkların tıkadığı boğuk bir sesle hi. kâyesine devam etti. — Bir oğlum olmuştu. Hayatta en büyük zevkim onu kucağıma alıp| türlü maskaralıklarını seyretmmek ve onü uyuyuncaya kadar kolları ara- gında sıkmaktı. Onu tam müteki bir insan olarak yetiştirmek istedim Ve onun için her şeyine binbir itins| ile bağlanıp onu mesut görmek için, geceleri uykumu hatta bütün varlı-| imi ona feda ederdim. Her geçen| gün oğlumu biraz daha büyümüş bi-| Taz daha olgunlaşmış görüyordum.| Artık mektebe gitmeğe başlamıştı. Ben mesuttum, o bizden fazla me- guttu. Fakat diyebilirim ki bayatı-| mın yegâne dönüm noktası sefale- tim ilk anları burada başladı. Çocu-| fum ikinci sınıfında. Zeki fakat bud dinden fazla yaramazdı. Çalışkanlı- | tum. #i onun bu yaramazlığını mazur gös| (Devamı var) Herirdi İşte yine çocuğumun derl v aa a| riyle uğraştığım bir mart akşamıy- S n ea Feci bir kaza LRaNm LA Çay (Hususi) — Martın 21 inde| insanların, basit geğlere b | asağı mahallede oturan Mehmet a KA “gabi ben| Banın hizmetkâri Ali Osman Haytı nahiye merkezine bir saat mesafe Geki çiftliğin ahırına bir iş yapmak | için girmiş ve igile uğraşmıya bas Jamıştır. Ali Osman işile meşgul ( ken tavandan bir kiriş hizmetkârın kalbinin üzerine düşmüş ve zavallı- yi cansız olarak yere sermiştir. Va kayı haber alan zabita derhal ahıra koşmuş, Bolvadin Cümhuriyet Müd. delumumisi de kaza yerine gelerek cesedi müayene etmiş ve Ali Osmaz 'nin göraülmsine izin vermiştir. Di- #er taraftan şahitlerin ifadesi alın- makta ve tahkikatar devam olunmak tadır. de zevcemin bu sözlerine doktor ça-| #airmakla mukabele edebildim. Dok- torun sörlerini merakla - bekliyor. düm. llk sözi — Hastanıza — ihtimam lâzım... Biraz ihmal hayatına mal olabilir. dedi. Meraktan çıldıracaktım. Hastalı. #ine olabilir diye düşünüyordum. Doktor her halde bu düşündük. derimi hissetmiş olacaktı ki yanıma| yaklaştı ve: — Görüyorum ki hastâlığın ne| olduğunu çok merak - ediyorsunuz, “Zatürrie, dedi. M. Karakoç RADYOLİN ile SABAH, ÖĞLE ve AKŞAM -Her yemekten sonra günde 3 defa muntazaman W WE HE gişlerinizi fırçalıynız WE BZ Tefrika No 53 Çeviren : P. SAGAY — Peki sonrası? Insan hayata — bulduğum takc uZ ol D y ığum takdirde karınız olmayı vadedecektim. Sizi bu hastalıktar kurtarmak vasıtasını bulmayı ümit ediyordum. — Ab, bazı operatörlerin, hafı- Zasını kaybeden bazı kimseleri iyi. leştirdiklerini, abdalları ufak bir a. Meliyat neticesinde normal bir hale Betirdiklerini işitmiştim. Genç kadın istemiyerek güldü. — Hepsi de gazetecilerin uydur- maları! Bir dinağ hastalığı, sebebi. keşfedildiği takdirde kabili tedavi. dir. Bana da sizinkini buldum gihi geliyor. - Fakat şümdiden sevinmek Goğru olmaz. Bu, benüz bir kelime HÜzerine dayanan bir tahmin. Eğer yanlış çıkarsa, son Hamand olacak- — Anlıyorum. Beni mesut etmek için ber şeyi yapmak istiyorsunuz, fakat bu fedakârlığınızı - kabul et. mek için sizi çok seviyorum. Genç kadın, başını geriye doğru attı. — Bevdiğim erkeğin, kendimden gok daha yüksek olduğunu görmek Büyük bir işkence, diye söylendi. Oliver mahzunane: — Zannetti- ğiniz gibi öyle yüksek bir kimse de- Bilim. Size karşı duyduğum hisleri saklamam ilzımdı. sınız. Eiğe YENİSABAH 18 Mart Trakyada Tezahüratla kqtlulş[ıdı 18 Martta Trakya köylerinde açılan hayv: Edirne (Hususi) — Osmanlı im-| ram olarak kutlulanmış, büyük köy-| pazatorluğunun kötü idaresi altında | lerimizde ev ve el işleri sergileri kur Asırlarca inleyen ve ancak Cumhu-| rulmuş ve bu münasebetle Trakya| Tiyetin eseri olarak 18 mart 924 te| Köylüleri Cumhuriyet rejimine olun köy kanununun Kamutaya — kabulü /| bağlılıklarını - büyük — makamlarla ile haklarını ele alarak sosyal ve - Umuml Müfettişliğe dahi çektiki | ekonomik / kurtuluşuna - kavuşan — telgraflarla bir kere daha izhar et-| Türk köylüsü, bu mutlu tarihi hor | mişlerdir. sene olduğu gibi bu sene de Trakya- —— Bayram yapan köylerimiz. bil-| 'nin ber tarafında haklı bir sevinçle | hassa bu mutlu günlerinde dün yaşamış ve yaşatmıştır. | Havsa ve Hasköye giden - Umumül 18 mart ayni zamanda Türkün | Müfettiş Generâl Kâzım Dirikle Ko- Çanakkalede / dünyanın en büyük | lordu komutamı - Korgenerâl Satih| devletlerile çarpışarak eşi görülme.| Omurtağı aralarında görmekle pek dik büyük bir zaferi kahramanlık| sevinmişlerdir. El işleri sergilerini| tarihimize kaydettiği günün yıldö-| ve örnek fidanlıkları ni çok takdir| nümüdür. Bunun içindir ki 18 mart | eden generâller kölülerimizle — ayrı| bu sene Trakyada hakikt bir bay-| ayrı konuşmuşlardır. Kadın Yüzünden Bir Cinayet Kandırdığı bir dul kadın yüzünden bir genç arkadaşının bıçağı altında can verdi tanıştıracağım diyor ve kadın bu) #özlere inanarak ikisi birlikte Alman kulesi istikametine doğru yollanıyor. lar ve Sıtkı Atamanın ikinci sokak- taki evine giriyorlar. Sıtkı ve ailesi efradı akşam üzeri| yemek sofrasına oturmuşlardı. Mi Safirleri görünce: | — Bauyurun, diyorlar. Bir iddiaya göre Sait, Sıtkıya: | — Sana karımı tanıtıyorum, biz| biraz kalacağız, demiş. | Bir içki masası hazırlanıyor. Her kes içki masasına oturuyor. — ” Naime biraz çekingen içki masa) aına bakıyor. Kendisine rakt içmesi| teklif edildiği zaman: — Rahatsızım, diyor. Tsrar ediyorlar | — Ben Fakı içmem, diyor. — | Nihayet zorla - bir kadeh rakıyı yuvarlıyor. Aradan bir müddet geçi- | 'yor. Bu eve iki yabancı erkek daha | Beliyor. Naime bu vaziyetten ürkü- | yor. Düşünceli, düşünceli konuşuyor | sergilerinden biri İzmir (Hususi) — Sant 20 bu-| çukta Kemerde Alman kulesi civa- Tındaki ikinci sokakta bir kişinin ö-| Tümile neticelenen bir cinayet. işlen.| miştir. Cinayetin saiki kandırılarak | eve getirilen dul bir kadının iki ar kadaş arasında paylaşılamamasıdır. Katil Meyankökü fabrikası ame- desinden sabıkalı Hüseyindir. Mak- tule gelince Sait Tılmaz adında gençtir. Cinayete sebep olan kadın 35 yaşlarında - Naime izminde bir duldur. Ayni hâdizede ikinci derece de bir suçlu da vardır ki Sıtkı at man isminde adam kalit, Hüseyine bıçak vermiş olmak zannı altındadır. Haber aldığıma göre Sait Yılmaz. zon zamanlarda evlenmek arzusile Bayan Naime ile tanışmıştır. Bayan Naime duldur ve iyi bir aileye men. suptur. 'Dün akşam üzeri Bayan Naimo| ile görüştüğü sırada kendisine: — Seni evime götürüp ailemle| olan bu | | tahminim doğru olursa hayatı yanyana beraber geçireceğiz. Birisi koridordan geliyordu. O- liver, genç kadını / ayağa kaldırdı. Svanild yanında Madam York, ve bir eli sarılı olduğu halde Godard birlikte içeri girdi. Genç kız: — Oliver, bir saat ev- “vel Ad kardeşleri tevkif etmişler di. ya bağırdı. Ormandan gelirken köy, deki kalabalık ondan imiş. Vil, on. Jarın Kot'ın ölümüle itham edildikle. kalmalarından bir şey çıkmaz Oliver ile Svanild ayni zamanda; — Ya karıları: dediler. — Doğrusunu söylemek lüzimge | lirse bu iki kardeş te hapiste yat- | ©e — mağa hak kazandılar. Birazdan Sva- nild giderek onların ailesini görerek bir miktar para verip yardım edebi-. dir. Bu işle fazla uğraştım. Muvaf. fakiyetsizliğe uğrıyarak, hem mes.| leki şöhtetimi ve hem de bizzat ken.| di ismimi ortaya — attıramam. Bir| Fini söyüüyor. müddet için sabretmenizi - isterken| Luma, Olivere dönerek ümitsiz — #ahsımı düşünüyorum. is aai Oliver bozularak sordu : — Nej dediniz?. — İki kelime ile size anlatayum.| Suçlu mevkünde bizzat ben olmalıyı dim. — İşte herşeyi kesip atan hâdi- se! Hamandların hicabi. şimdi de herkesçe malüm olacak, dedi. XXXIV S u Ne yapacaklarını şaşırarak bi — Madam York: — Tamamile haki birlerine bakışılar. kati söylüyor diye tzah etti fik gn Nihayet Oliver: — Polise telefon —den itibaren her geyi keşletmei, edeceğim dedi. Bu zavallıların ha- — rağmen bütün delilleri erledna see | Biste kalmasına tahammdl edemem, — edrek, suçlu yerine buşkalarır ç| #irdk. Bir karer almadan övvel dü. disini gevkeden ümüleri anlalıam| tünmek lâzım, Birkaç saat hapiste —lüzim geliyor. —— (Devamı var) B. | Aşkın Kuvveti | Tefrika No; 36 Mektup, müdiremden idi. - Beni| göreceği / geldiğinden — bahsediyor. #ihhatimi, yaşayışımı, soruyordu. Mektubumu / okuyup bitirdikten| sonra Nall: — İişler tamam Cahide, öyle ise| hemen yemek için içeri girelim ve Üstümüzü, başımızı düzeltelim, dedi. Eve girerken, yanımda yürüyen| vasıme birdenbire — Size bir şey, hem de çok arzu| ettiğim bir şey sormak istiyorum, dedim Gülerek — Bu da ne? diye #ordü. Makul) bir gey ise, maalmemnuniye arzunu. zu yerine getirmek isterim. enini için, yalmız benim için| bir gür yazar mısınız? Gülmekte devam etti. — Daha çocukluğunuzu bıraka. madınız Cahide? - Olur, yazarım. Mevzu hakkında bir şey düşündünüz mü 7. Deniz hakkında olmasını ter.-| cih ederim. Pekâlâ! Bu günlerde size yaz- dığımi okurum. Oh, size okadar müteşekkirim Kit Sevinç ve memnuniyetimin ak- gettiği gözlerimi / kaldırarak — elini| tuttum. Tatlı bir ses ile: — Cahide, sizi sevindirmek be- nim için hakiki bir zevk oluyor, de. di. Bu esnada gözlerim, yemek oda-| aının kapısına ilişti. Aralıkta, çok iyi tanıdığım iki siyah ve küçük gözle- Ti gördüm.... ve bu siyah gözlerde okuduğum hiddetli ve kindar ifadeyi| düşünorek kendimi titremekten me- nedemedim. Seesizce merdivenlerden çıkma- a başladım. Nail de arkamdan geli-| yordu. Birinci kata geldiğim vakit, kendisine doğru yarı döndüm ve sor. düm — Zehranın mavi gözlü esmer. leri neden sevmediğini biliyor musu- nuz? Etraftaki yarı karanlığın tesi- Miydi acaba? Vasimin birdenbirs| #apsarı kesildiğini farkettim: — Çok sevdiği birisi, bu iki vas-| fa malik bir kadın tarafından fazl iztırap çekti de ondan. Zehranın mahdut ve cahil kafası bu esmer te- ni ve mavi gözleri şahsınızda göre-| rek, böyle hareket etmesine sebep, oluyor. Şimdi vasimin sesinde nekadar, garip bir değişiklik — Demek bunun cekmiş gibi bakıyor? — Öyle zannederim, fakat bu da| ülünç bir hal, zira, onun nefret et. ) ve bir fırsatını bulup kaçmak yolla ıi arıyor. Kafalar Bu arada katil Hüseyin eve geliyor. Naimeye karşı hâmi rolünü takın: — Birakın Şu'kadını, diyor. Ra- hatça evine gitsin. Hüseyin bu sözleriyle kadına ta- arruz edilmesi ihtimalini de ortaya atmış oluyor ve kendisini evine gö- türmeğe razı oluyor. Sait — Götüremezsin, diyor. Kavga çıkiyor. Saitle Hüseyin kavga ettikleri sırada Naime kaç. mağa çalışıyor. Şimdi şahislar sokaktadır. - Bir| iddiaya göre Sıtkı, Saidi öldürmesi| için Hüseyine bir bıçak vermiştir. Hüseyin, işte bu bıçakla Saldi bıçak Jamış, bıçakladıktan sonra da evi elmiştir. Sıtkı kendisine soruyor: — Ne oldu? — Vurdum, biçakladım. Bunun üzerine Hüseyinin hemsi- Tesinin getirdiği gramofone bir plâk koyan Sitkı neşesinden dansetmez Yaralıya gelince ancak 100 adım, kadar attıktan sonra düşüyor ve| kendisinden geçiyor. Yaralı hasta banede muayene edildiği zaman çok- | 'tan hayata gözlerini yumduğu anla. | giliyor. Hidiseyo müdâelumlrn! muavini| at Özrağ el koymuştur. Hüseyin dün ağirceza hu. 'da cinayetini şöyle anlatıyor. dü: Ben tecavüiz kargısvıda idim. Saidin elinde bir sopa vardı. - Benil fena halde dövüyordu. -Bu sırada) | | epeyoe tütsülenmiştir. | | | | Nakleden: ORHAN &- tiğine hiç bir şekilde benzemiyorsu- — Bu kadını taniyor müsunüz? Kısaca: — Evet, dedi. Şimdilik müsaade edin. Üstümü değiştireyim. Birazdan görüşürüz. Odasına doğru gitti. Ben de oda- ma giderek — üstümü — değiştirdim. Saçlarımı düzettim ve aşağı inerek, yemek vakti yaklaştığı için, yemek #alonunda bulacağımı ümit ettiğim Emine hanımın yanına gitmek ist yordum. Salona girmeden evvelki küçük odaya girerken Nailin sesi kulaklarıma çalındı. — Bir çocuk-.. Gülünç şey! Bir vasi ile kızının böyle gezintilerinden bazı manalar bulmak, dedikodu çı. karmak aklımdan bile geçmemişti!, Daha o bir çocuk! — Nail, çocuk dediğin, on sekir yaşında.... Ve geçen senedenberi çok değişti. Bulunduğum odanın penceresi alçaktı ve cam da açıktı. Yavnşça dışarı süzülerek — rastgele bahçede yürümeğe başladım. Emine hanım 'ne demek istiyordu? Yaşımdan Ne ile ne diye bahsediyordu?... Haki- katen birisi, — vasimle beraber çı mamda bir mahzur mu görüyordu! Bütün bu sualler henliz tecrübe- siz dimağımda karma karışık ortaya çıkıyordu. Sonra da, Nailin benimle yaptığı güzel zezintilere - belki de Mani olmuğa kalkışacağını düşüne- rek Emine hanıma kızmağa başl yordurı. Eğer bunu yapacak olursa.. Bunu asla affedemiyecektim! Hizmetçi kızın sesi daldığım dü- #üncelerden beni kurtardı: — Cahide hanım.... Yemek hazır sizi bekliyorlar! Eve doğru döndüm. Nail ile teye zesi yemek salonunda idiler. Vasi- min alnında, düşüncede olduğunu gösteren bir çizgi gördüm. Yemek esnasında, az konuştu. Hemen hergün benim çocukça lâkı dılarıma gülen tavrını, ciddi ve müş- fik nazarlarını bir kere olsun göre- medim. Sofradan kalktıktan sonra odada fazla kalmadı, ve köye gidip mualiim ile bir iş için konuşacağını söyliyerek çekildi. Yanımdan ayrı. hirken her zamanki sakin tavrını ta- kınmuştı. Fakat ne de olsa vaziyeti artık daha ciddi idi. Emine hanımdan bu husus içi malümat almak istiyordum. Pakat buna cesaret edemiyordum. Istemi- yerek kulak misafiri olduğum ko. nuşmasını dinlediğimden hoşlanmı. yacağını biliyordum. (Devamı var Sitkı bana bir biçak verdi ve; — e a Öldürmeğe kastim yoktu, bıçağı bir defa salladım ve yaraladı Satı bana Saldin Yaralıp varul madiğın sordur Ona de S Verte, d — Çok memnun - oldum. - dedi. Plâk gesmofona koydl ve sevtain den oynamağa başladı. Ölca Snit be. him arkadaşımdı. Rağımi bu eli sokan Sıtkıdır. ON SITKIYA GÖRE Dizlenen diğer suçtu Sıtkı hâdi. seyi söyle anlatir Hüseyin döğru öylemiyor. Biz sikce avlminde yenek yerlez Sait, yanında bir kadır olduğu halae paldır kldür içeri girdi FAdenle trüsalir geldik., e Biraz rak içili. Sonra Hüseyim geldi. Aralarında münaleret verde Hüzeyin, Seldin kandi tandığı b lara balta (1) okdğunu zanacdlyor veya ildin ediyordu. Yumruklaştı biz ayırdık, Salt dışari çıkınca. Hüseyin de çıktı. Seidin elinde sapa, Hilseyinde baçak vardı. Bizne olduğunu görme, GK Hüzeyine sondami — Vurdum, dedi — Ayap ettin, dedim. Ben karakoldı gahit mtatiyle e de verdikten sonra Htüseyin tana! —Sen benim aleyhimde söyle dia. Ben de eni yakacağım, andi, Fihakika Hiseyin Bendan sonrı bıçağı güya benim kenalelee verik öi söyledi. Bana iftira cdlyor. Bes Sabıkalıyın. Hlseyin de sabikaleler Fakat Hüneyi, berden daha çok sa. bikalıdır. Bea biçek kulemanı

Bu sayıdan diğer sayfalar: