5 Nisan 1939 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 6

5 Nisan 1939 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BİR MEKTUP Yazan : Hüsamettin NURİ Zavallı yavrum; Onun hayatını sana birer birer anlatmak için bugün nedense yenil tmez bir arzu duyuyorum. Fakat bu daha ziyade ona karşı duyduğum büyük hürmet ve sevginin icap et- tirdiği bir vicdan borcudur. © bir sefildi. Zavallı yavrum.. Bu kısa faka müthiş cümlenin asabında bıraktığı derin izleri, çırpınışları görüyorum.. | Çok üzgünsün. Belki de inanamıyor | a. İnanmak istemiyorsun.. Yalnız düşün ki hakikati hiç bir zaman sak hyamıyan bir kalp bu gün bu acı - tirafı da yazmak mecburiyetide kal- d | O; niçin vetildi değil mi?. Bundan uzun seneler evvel yal aızlığını hisvden, hayatın bütün a- cilarile pençeleşen bir kalpten başka | o beklenebilir ki. Na yazık ki o, seni de aldatmak için binbir şeytanlık perdesi alında boyalı, riyakâr yürünün manalarını hep tatlı tatlı göstermeğe çalışarak iğrenç hislerini hissettirmeden sana yudum yudum içirdi.. ve seni de ze-. hirledi.. Günahsızlığının temiz çerçevesi inde tufeyli olarak yer tutan, on- ları çürütmek için uğraşan bu vic danmizın senden alınacak bir intika- Ti mu vardı?. Üzülme... Ahlâksız insanların söz | ve düşüncelerine her ne kadar kanıl- mazsa daven büyük ahlük dersini ve- renler yine onlardır. İşte bu çok doğru ve haklı dü- günceyi sağlam bir bilgi prensibi 0- | Jarak kabul edersen: tırnakların bir. yalan perdesini yırtarak altında sı- Tıtan iğrenç ve irinli bir çehreyi sa- a pek güzel gösterebilecek? Ve sen bütün bunlara inandık- ça, bütün fenalıklarının cezasını ken di vererek genç yaşında kalpsiz ve gönülsüz toprağa düşen bu sefil e- bediyen rahat uyuyacak. Onun acmacak nesi var ki, göz- derinin nemini saklamak için ihtiyac, duyuyorsun.. Yalnız gençliği Saf kalbinin inanabileceği yolda Bidişini düzen bu iki yüzlü adamı, Basıl olduğunu bilmeden ;nasıl oldu. da kalbinin ta içine aldın.. ve senin temiz için onun hakiki mahiyetini nasil oldu da ortaya çıkaramadı bi Bunun cevabini sana - yine ben vereyim. çünkü; o; tasavvur edeme) diğin derecede, zekâmıni fenalik ve) ahlâksızlık yollarında tüketmiş bir insandı.. Bu acı hakikatleri yazarken ar- tık eskisi gibi korkmıyorum . çünkü onu senin kadar yakından tanıyan | hiç kimse yok. Sana ne kadar acıyorum bilsen. Çok acınacak haldesin çünkü.. ve i çimden gelen büyük bir ihtiyatla sa “zavallı yavrum,, diyorum. Yalnız sen bütün bunlara inan- dikça kalbimi parça parça kıran e. Temlerim hafifliyecek ve seni kur. tarmış olmak zaferile güzlerime top. Tak doluna kadar günlü rahat yaşı. yacağım, Zavallı yavrum.. senin bu günküü hüsranın belki her şeyden daha bü- Yük., Fakat aczinden dizlerinin di. binde kıvranarak ölen bu sefilin iğ. Tenç hislerinden uzaklaşmaya çahş. mak artık hayatında arkasından k>, #acağın düsturların en büyüğü, ea kudretlisi olsun. Dünyada ahlâk ve fazilet namı- aa en iyi ve canlı bir misal olan ana, n tatlı okşayışlarından, sicak Böğsünden pek küçük ayrılan bu in: an; daha o zamanlar yaradılışın. daki fena hislerin pek fazla olduğu. u çok iyi biliyordu. Fakat onun bütün bu iğrenç se- füliğine rağmen göz kamaştıran bir tek de meziyeti vardı.. Bu meziyeti. Dİ onün hatıralarının en sonünde. #öylyeceğim.. Sevgi bir ihtirastır önce, Sonra ö Yanı olur zavallı yavram. Senın atadetini yıkan bu iki dam! olmadı mı?. B Sen belki dişiliğinin yakıcı sih. zini - ve bAlâ da bilmi.| yorsun.. Pakat hankör zaman sana; Günyada tapılan bu hakikati cek.. mağrür olacaksın.. içinde do- #up büyüyen ihtiraslarını başkaları- | Bin omuzlarına yüklemeyi öğrene- ceksin. Sevmiyecektin artık.. fakat öyle/ ekesin. görünmesini pek iyi öğret Hiç bir şey yok ortada.. Onu sa- 'na olduğu kadar başkalarına da bağ-| kiyamıyan tek bir sebep var.. dedi. kodu. Cemiyet hayatını didik didik ke miren bir hastalıktır ki bu; ilâcını | yine ancak iyi düşünen kafalarda bulur. Sana bütün bunları anlatmak çin neden büyük bir arzu duyuyo Tum diye düşündüğüm zaman, emin el ki kendimi senin yerine koyarak | hüküm veriyorum. | Hayatta belki binlerce çeşit in- | #an var zavallı yavrum:: sen; yarın öbürgün her birile ayrı ayrı Karşı- laştığın zaman emin olmalısın ki| göstermek istedikleri — karakterleri | Kakiki değildir. Ve hepsi; nihayet | güzel gözlerin fe etin önünde damar | darının - gerildiklerini, — başlarının döndüklerini hissederler. Çünkü insanların yer yüzünde| yaratıldığı gündenberi tabil bir ih-) tiyaç olarak bağışlanmış bir bakkı| vardır.. Şehvet Bu kelime - gözlermi yaşartma- gın... Korkma... Bu; okadar düşün- meğe değer bir kelimedir ki, üzerin- de uzun günlerini öldürenler bile ha kiki mahiyetine henüz varamadılar, Bir gün senin de içini gıcıklıya- cağı tabi olan bu ihtiyacını acaba bunun için ortaya koydukları ailo kaidelerini — küçücük — muhakemen yanlış buluyorsa buna gülerim. İşte; o sefil tanıdığın adam otuz Henelik bir tecrübesile - öğrendi ki| gektiği bütün acılar ona her defa- #ında bir bakikati daha iyi anlatı: yordu. Ve işte bunun için, senin saftığı- | u takdir ettiği gün bir kurtarmak ihtiyacile yandı. Çünkü bu pürüz. süz. saflığından. istifade etmesi farsat kolliyan binlerce insan var d | Ne yazık ona ki; bunun için he geyini, istikbalini hattü hayatını bilo | feda ettiği halde sana bu hakikati gösteremedi. Zavallı yavrum; Erkek vicdanları kadının bir sa- bun köpüğü kadar narin, ince bir gırça bardak gibi çabucak kırılır ol duğunu düşünmezler, Neler gördü'o. Fakat onlar hay- vanlaşan bislerini - söndürmek için atıldıkları maceralı yollardan temiz | yüzle dönemediler geriye.. Arkala. Tından uzanan feryatlar, ahlar ya, kalarını bıraknadı.. ve bir gün sefir| ve zelil kaldırımlarda süründüler. Barlarda / ömür tükcten neler| var.. Sor onlara!, | Vücudundan, benliğinden hergün | bir şey satarak yaşıyanlar var.. sor| onlara.. alacağın cevap küçücük bir. YENİSABAH Aşkın Kuvveti Tefrika No: 47 Nakleden: ORHAN S- Fakat ayni zamanda vasimin ya- | Emnine hanımın mektuhuna co- 'Size münasip bir yerleşme te. Cenneti: Savur 5— 76155 —a —- —— “asimi o derece şiddetle itmiştim ki | min a çiftliğe gidiyorum. İkiniz Halk; Maarif ve Umumi Sıhhat | 5” smaşu'şima yüzüme dağ | anaaann yola çkaalenır a. Seferberliğinin; Daha Hızlan- | vümaşa çalıştım. Fakat keskin üre | ber mi gel lgrafla bildireceğim., Tu uzanan tehditkâr iki elden kur sıl?.. Siz de benimle bera- eksiniz? diye sordum ö Bakların etlerime girdiğini ve sib| V Z Tabit Tlene iileşmediniz dırılmasını İstiyor İayağany n c çe eee ni Ö dnz el ea gada yalde kendimi kaybetmiştim. Ve hem çiftlik binası insana hüzün Şirin kasaba; susuzluk - derdinden — kurtulüyor. Ka z açtdam veldik BüDüİ “varasl derecii TarŞülin Ayrıca Güzel Savurdan bir görünüş Doktor da: Savur (Hususi) — İsadan - yüz yıllarca evvel kurulan ve o tarihte| Şura adını taşıyan Savur, yalnız Mardinin değil, bütün yakm doğu- 'nun tabiaten en güzel bir parçasıdır. Sanki bir cennedir; Kasabanın üç, yanını geniş ve sayısız bağçeler kap- | damıştır. Ortalarından büyük bir su| geçen ve göz alabildiğine uzayan bu. Bağçeleri tabiat üstün bir itina ile silâlemiştir. Hangisine gitseniz ve Savurun hangi köşesinde dursanız| gilr içinde kalır ve seremst olursu-| Onun için değilmidir ki, bu hava| İ H haklı daha mayısta Savura akın eder, günlerce, haftalarca, aylarca kalarak bir yılın yorgunluğunu gi-| derir ve tabiatın eşsiz güzellik — ve Cazibelerini doya doya içer. Başka kazalara geçmek Üzere buraya uğu yan yolcular, taraflarını saran gü- zelliklerin tesirinden kurtulamıya. Fak saatlerce ve saatlerce yolların- dan kalırlar. Kavak ihraci sönüyor Şehirde (3,200) kazada (28.000) | nütus vardır. Milâddan önce eli bini bula mikdar muhtelif - vesilelerle dağılmış ve Savur - iktisadıyatının | bel kemiğini teşkil eden kavakcılı. #ın mevkiini gaip etmesi üzerine bu dağılış artmıştır.. Filhakika, bir ta- Tihte Savure yarım mülyon — liradn fazla servet temin eden kavakcılık. demirin hakimiyeti üzerine kıymet- ten düşmüş ve varidatı otuz in Tira ya kadar inmiştir. Ayrıca; mahreç- | derden olan Müsul da, çok ucuza mai ettiği demiri tercih eylemektedir İkinci müphem ihraç maddesini teşkil eden ve Incoz tabir olunan biz nevi erik, umum iktisadiyat üzerin- de fazla tesir yapacak kabiliyette değildir. Köylülerin iştigâllerini teş. kil eyliyen - hububat - zeriyatı he nüz ihraç seviyesini — bulmamıştır. Maarif ve ümümi sıhhat - seferber. Sümledir: "Ben aldatıdım.,... —| eee aa Bu aldatılanlar şuursuz mu idi- ler.. Sorarım sana... Öyle ise niçin düşünemediler.. Çünkü; düşüncele- Tine tül geren göz boyayıcı şeytanlar Çıktı karşılarına!, Gönülsüz, —hissiz desinler ona. Mühitinde her şeyle ittiham etsinler onu.. Yalnız bir tek şey demesinler..| İşte onu.. senden hiç bir şey bekle. mese bile bir hatıraya hürmet boy. nunda bir yüktür sana.. Çünkü o s- fil tanıdığın adam daha ölmedi. ve hatıralarının sonunda sana söylüye- ceğimi / vadettiğim tek meziyetini| 'yanan ve dik kafasile kullanıyor. Açıyorum perdeyi, Bir erkek söylüyor.. ve bir kar, di susmada.. erkek yanan ve dik kafasile ateş püskürmede.. — kadın, dinlemeğe hazırlanıyor, kolis arala-| rında jartiyerinin jon promiyerine düzelttiren bir nokta.. nokta gibi. Ey kadın; sen mazinin bir dökün| tüsüsün.. Dün dudaklarını ulatan dudaklarım bugün çürük bir mey- Yayı emmemiş olmak için yalnız söy. lemekle kanacak ve sana birer birer | gunları hatırlatacak: Yeşillikler. Ortasında bir yatak odası, TTiren seyahati Kadın susuyor.. Erkek haylır. mada: Fakat; bir zenginlik zamanıma) rastlasan seninle yine bir âlem yay mak boynumun boreu olsun şehvet| pazarının küçük yapılı oynak kalça- h kadını. Seyircilerde infial var.. Kapanı-| yor perde.. açılıyor perde.. varyete. ye başlıyor. Şehvet pazarının küçük| Yapılı oynak kalçalı kadını, Numara.. numara.. numara.. va nihayet hiç değişmiyen bir moda. Kapanıyor perde.. - açıiliyor perde, Kadın ayni kadın... Fakat yanakla: ında allık, dudaklarında ruj, gözle. rinde sürme, Kapanıyor perde Aliyor içeriye bir mezar kapağı| Bibi kadını... Hüsamettin Nuri | mükemmeliyette bir halkevi binası| On beş gün kadar, asabi bir fiyev mmi yabancı bir odada, bir knaapenin|/ buradaki rahatı bulamazsınız. Üzerinde uzanmış buldum. Bana ne yavrum.. doğrusunu Yanımda vasim ile kasabadaki| söylemek lâzımgelirse ben biras ken. ihtiyar doktor duruyordu. disini düşünen bir kadınım. - Onun Nail ellerimi tutarak. için bu tabiatimden biraz çıkıp etra- — Nihayet ayıldınız Cahidet de-| f göz atmam llzam. a Boyununa allarak buruşmuş ya- Sararmış ve tekallüs etmiş yüzü | naklarından öptüm. biraz açıldı. n Size... Size bir şey olmadı ya? | bir kadır iz mi kendisini düşünen sınız!.. Evet, sizden, kendi diye sordum. sinden evvel — başkalarını düşünen Bu sual, ilk düşündüğüm sey ol-| yeğeniniz mahiyetinde bor hodbin- muştu. iniz. Fakat böyle bir fedakârlıkta Bayır... Bir şey olmadı.. Bu | bulunmanızı katiyen kabul edemiyo. a tizin sayenizde cesur çocuk!. — | ceğim.. Müdireme yazacağım. Belki, — Peki.. Ya Aliye?. | benimle beraber oturacak birisini 6 — Arkasından koşan doktor ile| bulabilir.. Seherin kocası nihayet kendisini tu-| —— Ihtiyar kadıncağız kat' bir ta- tabildiler. Fakat akabinde dimağına | vırla kan hilcum etti ve.. her şey bitti'. | — — Size, çiftliği tanımak istediği- mi söyledim. Bana mütemadiyen bahsettiğiniz sakin ve yeşil sulu de Teyi, kırları, kestane oruanlarını görmek, tanımak istiyorum. | — Verecek cevap bulamadım. - Se- vinç içerisinde, mağlübiyetimi kabul ederek. Madem ki istiyorsunu, iş de işir, diye mırıldandım Allah acısın - zavallı kadına, diye ilâve etti. — Öyle doktor bey!.. Ben de onu affediyorum... Fakat ne kadar da titriyorsunuz Cahide!, Doktor: H sürtetle daha - kazlanmakıdır! 'alsarit ihtiyacı kargılanmamış. tar. Bütün kazada yalnız iki mekte- Bin faaliyette bulunduğunu - söyler mek, bu yolda sarfı lüzim gelen fe: Gakdelikliri orlara, Yü Dof ana — Pokleri L l dolünün Maarife olan isüyacı bata çi b a ça srslmştır, anadoludan / çok daha — büyüktür aa aa ae n Kaakanın gelme Memleketimizin bu kasmı devamlı | 20 Sötürmekür. " Ha eai eee Daraz Haai bu| 2 gevet, teyzemle beraber biraz-| — Çiftlike, beni bir iakloarı Bay raların Türk olduğunda bile süphe n a dan gelecek.. ve bana doğru eğile.| yekliyoru. Orada vazimi bulacağı düyan sultanlar halkı cahil ve mok - a doğru Tek endleli sazarlarla üüve tü | o üml cüyendem Pekat Petta tepsiz baraksaştı. Umumi “ahbati z Rica ederim Cahide, artiz| çiliğe gelişimleden Wi gn evvet SA e aaanaaa aai e üyisi taşlaya, Hürkecik bir ear İ Armapada BÜO AAA ayaak ieldelle ll yarla Bevtrda ee yi Güzel gel öve önecekmiiz| söylesi © aa Bit lanime arif Ve UmUm sihhat - seferberliği-| ve burada cereyan eden Vakayı u-| len bir mektupta, Nail, bizi bekli nin süratle adha hızlanması; — umu-| di Ğ 4 Mazcalenez ü sür ediK, e Ha Blmlğila Ö G Dit afea Yo bütün Halkı ( Hü yaşkm üzmemek için, teböislm | Krarlşimmle eldekları seyalala yük temennisidir. etmeğe çalışarak: başlamak mecburiyetinde bulundu- Diğer taraftan burada göze çar Unutmağa çalışacağım, diye| ğunu, bu sebepten kendisini affet. pan'gay aö Ginliyetidir; Bilkae.| çevap verdar, Ha GÜD hizmetler kaydedilmiş ve bu meyan- | diyen bir şey olacakmış gibi yerimde | olduğu bazı tamirat ve değişiklikle da; ana cadde açılarak — döşenmiş, sokaklar genişletilmiş, çarı zam verilmiş, d sıçrıyordum. Doktor asabımi teskin | re rağmen kasvetli göründü. içimin inti-| edecek bir ilâç içirirken Emine ha | sıkılacağını artık biliyordum. Yin: kaza bir çok vilâ- ' nım da geldi. Arabaya bindirdiler.. | buralarda sadık ve yet merkezlerimize eşine rastlanmaz | Eve gelince de yatağa uzandırdılar. | kat bana kadar değişmiş diyen nazarlarla ba- kan hayvanlarımla birlikte dolaşı: ve asri bir hamam inşa edilmiş, ka- | beni yatakta alıkoydu. Bir türlü iyi-| yordum. zayı villyete ve komşu — kasabalara | leşemiyordum. bağlıyan yollar düzeltilmiş, köycü-| —— Nihayet doktor Tük işi ehemmiyet! ele alınarak bir Cahide — hanımın çok köylerde yeni ve güzel eserler| durması iyi değil, dedi. vücude getirilmiştir. | Bvet, değişmiştim! Artık çocuk değildim. kendimde, bilmediğim muğ buralarda | ak, tarifi kabil olmuyan, iztirap vee Bu aralık / diği halde çok tatlı bir şeyin kayna- deniz havası kendisine yaramıyor. —| dığını hissediyordum. Yeni kaymakamın faaliyeti Emine hanım bana dknerek s Yine bir gün içimde garip hisler Sekiz ay evvel bu & düyarken Fatma: len ve bu müddet za Bülüni çaç e A G aa a . e e yi v ağe halkın içindem saygı / ve sevgilesini | “NE? söylendi, Buraya geldiğinden daha kazanan yeni değerli kaymakam: |— — Çiftliğe! diye mırıldandım. | yolgunsun. Ve hem boyuna zayılı ilk iş olark kasaba ve kasabalıların | , — Bunun mümkün olup olmadı- | yorgun. Buna eminim. artık burnla. en mühim ihtıyaçlarını teşkil eden | Btm Naile yazıp sorayım. Tin havas sana yaramıyor gahca? u işini ele almış ve tesisatın bu yit| , Ö faciadan beri vasimi ancak bie | "” Aldırmıyarak omuzlarımı kaldır içinde sona ermesi kararlaştırılamış- | FTe Börmüştüm. Vakadan sekiz gün | tar, Halkevi binasının,yarım kalan | #0NTü. acele bazı işlerini düzeltmek | ingaatı da yine bu sene botirilmiş ola- | İŞİN İstanbula giderken bana Allaha cak ve önümüzdeki sene elektesi işi| Wüarlaıka gelmişti. Karısile çocu dim. Pakat içimin sıkıldığımı ve ayni zamanda, bu sessiz hayatımızda, hiç bir şeyin gelip değiştirmediği bir hüzün içerisinde bulunduğumun far- unu ölümünden evvel almış olduğı ele alınacaktır. z eeceği | ada idim. kararı unatarak, B ye geleceğini | da Ki Aynı zamanda belesiye Tsinlü'| ümit ediyordu. a | — Ümümiyetle yesil derenin kena: yazilesini de gören kıymetli İlçeha.| — — Küçük evin bahçesinde cereyan| "iü giderek oturuyor ve iş işliyon. 'yın kazaya yakın bir atide moden| düm. eden şeylerden hiç birimir de bah: setmemiştik. Fakat bir kaç kere Na- Biras kapalı bir gün, öğleden ilin gözlerinin, cskiden kendisinin| *O0üra yine oraya gitmiş, yüksek ve ellerinde olduğu gibi, şimdi de be. | YeSil otların içerisinde yarı uzanmış- DA DeD Ş Pimnkilerde görünen tırmık yaraları. | T- Koyu renkli çakılların üzerin- Koca Mustafa Paşa Parti ve Kızıl ) a doğru indiğini farketmiştim. hare n ae İyrame İrnaden ae l Pat Yüzünün ifadesi cakisi gibi sakin | Sathım ancak hafif bir rüsgür biraz ay odalarInın küşat resmi yapıldı | . aai c bozuyordu. Bu gün dere, tamamile Ağır bir yükten kurtulmuş olma. | yeşil, açık ve insanı, içini okumağa | sina rağmen, iztirap ve acımnın a. | davet eden bir mahiyet gösteriyor. irliğini omuzlarında taşırken gös. | du. bir yüz vereceğine muhakkak naz rile bakılmaktadır. Koca Mustafa paşa - camindeki hademe odaları maballi parti ve kı alay kurumu tarafından işgal olun. muştur. Bu münasebetle bir küşat | resmi yapılmış ve nutuklar söylen- miştir. Merasimden sonra pasta ve çay tevzi edilmek suretile davetliler izaz olunmuşlardır. terdiği tavrı hâlü bırakmamıştı. (Devamı var) Yuvanın saadet ve varlığıı doğuran, Adle * düğ vetlendiren çocuktur. Çocuğu sev Sevilmekten mahrum bikes yav. ruları da hatırla yılda dir lira ver| Çyek Bllzeme'Karumnı 0| jile SABAH, ÖĞLE ve AKŞAM BO a amiad Her yemekten sonra muntazaman günde 3 defm ———"---üıuinuhmı.m.-- münü kuv.

Bu sayıdan diğer sayfalar: