12 Mayıs 1939 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

12 Mayıs 1939 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Eroin Kurbanı Bir Banka Memuru Kahvelerden puito çal- mağa k lin mahksmede acı Beyaz zehirin yaptığı tahribatı ve hayat söndürmedeki büyük relü- 'nü gösteren bir hâdisenin' muhake- Mesi; dün Sultanahmet Birinci Sulh Cezada yapılmıştır: Muhakeme edilen bu ercin kurba- manim adı Kemal'dir. 25:30 yaşlarında bulunan ve bun: Gan evvel uzun müddet —mühtelif ticarethane ve bankalarda memur- Tak etmiş olan Kemal. dün mahke- | menin huzuruna hirsizlık ve gazi- Tolarle kahvelerden palto çalmak | gibi ikinci ve ağır bir suçla çıkarıl maıştır. Sararmış benzine, feri uçmuş göz- derine ve darmadağınık saçları, pe- rişan kıyafetine rağmen yine yü- zünde asll bir aile çocuğu olduğu 'nun izleri okunan zavallı gerç mah- kemede, hiç yerden kaldırmadığı nazarlarile sakin ve sessiz dururken bitkin ve hıçkıran bir sesle cürmü- itiraf etmiştir: polto çalmayı ka bul ediyorum. Evet, çaldım. Çünkü erdinsizdim ve ersinim olmadığı za- man ne yaptığımı, ne yapacağımı bilmiyor, düşünemiyor, yalnız, bana bir pakel ersin temin edebilecek o- Jan her şeyi ve her hareketi yapmak ve ona bir an evvel kavuşmak için tereddüt bile etmiyordum. İşte, çe dığım paltolar da bu kriz ve iztirap Aanlarında bir paket ercine - bedel gitmişlerdir. Nasıl ki, bütün haya fım ve İstikalim de hep bu beyaz paketler uğruna kürban güttiyse...> Kemal, bundan sönre, kaybettiği eski temiz mazisini, saf, mes'ut aile yuvasını ve mahvolân bütün genç. Tiğile istikmalini acı acı anlatmış ve bütün bir tahassürle demiştir ki: — Evimden, yuvamdan hep ercin| Açin kovuldum. - Çalıştığım yerler. den. bankamdan ervin sebebile çık- 'tım. Sihhatimi, istikbalimi de bera- ber çürülen bu beyaz zehirden ne| yaptımsa kurtulamadım. En niha- ye! hirsiz da oldüm. Bu benim mu- kadder taliim ve cezamdır. Onun 1- çin vereceğiniz cezaya da razıyım. Ve onu bekliyorum!.. Hâkim, zevalli gencin hazin ve| ibretengiz ifadesini zapta geçirmiş ve mühakemeyi şahit celbi için tas Tik ederek Kemali tevkifhaneye gön- dermiştir. mglliz mümessilleri tiftik plyasamızda tetkikat yapıyor Birkaç gün evvel piyasamızdan tit tik almak üzere şehrimize gelmiş - İan mümesoll şehrimizdeki firma- Jarla temaslarda bulunarak bir şart- 'name vermiştir. Mümessil, bir kaç gün daha şehrimizde kalarak tet kiklerine devam edecektir. Buğgün piyasada 200 balya mikt yanda tiftik: zatılmıçtır. Bu satışların Bolu cinsi 100, oğlak cinsi olanlar Ga 130 kuruştan musmele görmüş- tü 'Dün pamuk üzerine de piyasada bazı satışlar yapılmıştır. İstanbula gelen kırk harar miktarında Maydos| havalisi cinslerinden pamuk kilosu| 4042 kuruştan şatılmıştır. Cenevredeki afyon kongresi Cenevrede yapılacak olân Afyon| yetiştiren memleketler - kongresine Mmemleketimiz namına iştiraki ka- zarlaştırılan Afyon Mebusu Ham Osman ile İktisat Vekâleti Teşkilât- Jandırma Müdürü Servet ” Berkin) bugün ve bir ihtimale göre yarın Cenevreye / hareket — edeceklerdir.. Cenevre'deki kongre- önümüzdeki <bafta içinde toplanacaktır. Askerlik İşleri DAVET Fatih Kaymakamlığından: Şube- 'nin 4/101/28 sarasında kayıtlı emek, Ti denir çarkçı makine yüzbaşısı 305 'Aydın Mehmet Rasim Kara Ayanın Hakerlik gübesine müracaat etmesi Tüzım gelmektedir. YUNİSABAN Hasanla Benlı Hatun Hasanla - Benli a— Bu sülün gibi uzun boylu levend delikanlı bir türlü Benli hanımın gözlerinden. gitmiyordu. Geceleri sabahlara kadar uyuyamıyor, hep bu delikanlıyı dü- Sünüyordu. O gece de yine uyuyamamış ve sabalılara kada ba delikanlıyı düşünmüştü. Babasının ve kardeşler nin ne kadar zalim ve meriametsiz olduklarını bi diği için bu sülün gibi delikanlıya kısmet olmyaca- ğanı biliyor, bu yüzden kalbi kan ağlıyordu. Sabaha kadar gözü uyku tutmayınca, erkenden kalkmış, © dasının penceresini açarak şehri teraşaya dalmıştı. Tam bu sırada bir gencin gözleri kor'li penceresinde olduğu halde oralarda dolaştığını gördü. Biraz dik- kat edince kalbi kopacakmış gibi - atmağa başladı Bu delikanlıyı tanımışı. ihtiyar adamın rüyasında kendisine gösterdiği gencin tâ kendisi idi. Benli ha. ım kendisine perdeyi siper yapmış olduğu için deli- kanlı onu göremiyordu. Benli hatun acaba kendimi masil belli edeyim diye düşünürken aklma bir kaç beyit okumak gelldi: Aldı Benli * Pencereye ne bakarsı Kendini nara yakarsın Şimdi görürlerse seni Gider zindanlarda yatarsı. Hasan, kulağına bir ilkbahar rüzgâr gibi tatlı gelen bu sesi duyunca kalbinin şiddetle çarptığı düydü ve onun Benli Hatun olluğunu / anladı, Aldı Hasan: Üzak çöllerden gelmişie Serim sevdaya salmışın Şükür murada ermişim Kölen geldi Vezir kız, Aldı Benli Hatun: — * Oğlan nasil geldin Seyret başa gelen hal Seni korlar kara yere, “Vurun kızlar şu oğlam (aldı Hasan: f Herkes sevdiğini alsın, Düşmanın gözü kör ols Kanım sana helâl olsun, Kölen geldi Vezir kızı, Senli Hatun, hâlâ şüphe ediyordu. Bu delikar ma rüyada gördüğü genç olup olmadığını bir türlü kestiremiyordu. Yine tecrübesine devam etti;: Çocuk bu vezir sarayı, Gitme sen böyle havai, Sonunda pişman olursun, Terket gel sem bu sevday — Hasan da artık kendisini belh etmege karar ver- mişti. Her halde onu kendisine rüyasında gösteren küvvet kendisini de ona rüyasında gösterebilirdi. Sonra, bütün hiddetine rağmen genç kızın sesi çok fatlı İdi. Bu Hasana cesaret verdi. Aldı Hasan: Gece gündüz sensin tosam, fkrar ver kd ben de susan Rüyada gördüğüm Hasan, Benlm, geldim Verir kızı, Hatunun — kaçışlarıı Hasan Artık Kendisini Benli Hatuna Tanıtmanın Sırası Geldiğine Kani Olmuştu n — resmidir Benli Hatun da her şeyi anlamıştı. / Filhakika kendisine rüyada görünen delikanlı karşısında du. ruyordu. Daha fazla tah: dı. Ve kendisini tanıtmak için aldı Benti Hatım ba- kalım ne söyledi By benim sevgili canım; Efendim, beyim, sultanım Rüyada gördüğüm yarim, Aşık olduğun benim, Böyle deyip pencerenin tül perdlerini katdıraı ve nendisini Hasana gösterdi. Hasan, Vezir kızının armıcemal ettiğini görünce aklı başından gideyazdı Hemen sazını ellne alıp bakalım ne söyle Şükrolsun gördüm cemalin, Gütti kalbimden kayalin, Gel gidelim Benli Hatun, Duymadan Vezir pederiy Benli Hatun cevap verdi: Hasan cefanm aslı ne? Bas kademin yüz üstünd Can feda kıldım dostuma, Efendim, beyim, sultanın cemaline ba- bir çok beyitler okudular. Bir- birleri için besledikleri büyük sevgi ve hasreti söy- deştiler. Fakat yekdiğerlerine kavuşabilmek için ara- da aşılması çok güç, belki de imkânsız bir uçurum olduğunu çok iyi takdir ediyorlardı. - Bununla bera- ber, ne yapıp yapıp bütün müşkülâtı yenmeğe ahdü. peyman ettiler. Şimdi iki âşık hemen her gece buluşuyorlardı. Hasan gündüzleri indiği handan dışarı çıkmı cele , ge çok geç vakitler sokağa fırlıyarak sotuğu doğ- ruca Kara Vezirin sarayının önünde alıyordu. Orada bir fırsatını bulup nöbetçiler görmeden bahçe Tını aşıyor ve Benli Hatunun penceresinin altma ge- Jiyordu. Orada tâ horozlar ötüşmeğe - başlayıncaya kadar konuşuyorlardı. Nihayet bir gün ikisi de daha fazla tahammü leri kalmadığını hissettiler ve kaçmağa karar ver diler. Yalnız Benli Hatanu / tereddüde düşüren nokta, Hasanın çok genç oluşu İdi. Ona bir türlü gü- venemiyordu. Hasan, Benli Hatunun izhar ettiği bu tereddüt karşısında isyan ediyor, binbir teminat veri- yordu. Bütün bunların sonunda Benli Hatun nihayet Hasanla beraber kaçmağa razı oldu — Yarın akşam iki güzel at hazırla ve beni bah- çe kapısında bekle. Gece yarısından sonra gelirim. Seninle beraber kaçıp gideriz. Yasan, bu vüd üzerine hemen hana dönüp Canin hesabını kesti. Bir de güzel at aldı ve gece ya- rası Benli Hatunun tarif ettiği yere giderek kendisi: ni beklemeğe başladı. Benli Hatun kendisini çok bekletmedi. Tam val tinde erkek kardeşinin elbisesini giymiş - ve silâhını kuşanmış olarak bahçe kapısından çıktı. Hasan, kaç gündür devam eden yorgunluğu n ficesinde Benli Hatunu / beklerken — uyuyakalmıştı. Benli Hatun bah>e kapısının dışında Hasanın uyu- makta olduğunu görerek yaptığına pişman oldu: — Neakıl ettim de bu çocuğa kapıldım. En mü- him dakikada uyumuş kalmış, tyisi mi ktmse duy. madan geri döneyim, dedi. | ÇDeramı var) 12 MAYIS 1929 Güzel Kamelyayı Neden Vurdular? Kamelyanın Dostu Berber Yanko Bildiklerini Anlatıyor B Beyoğlu —mutasarrıf — mmuavini | <o muavenet ediyordu. Bütün Şişlide, demail - Bey, — derhal — Beyoğlu| Beyoğlunda onun güzelliği - dillere müddeiumumisi Mihalâki, doktor| destan olmuştu. Kamelya geçerken binbaşı Tercüman bey, Beyoğlu po- li meelisi azasından hacı Salih bey, Beyoğlu müfettişi Mösyö Bonen, Bel yoğlu jandarma kumandanı Hüse- 'yin paşa ve muavini Hafız beyi be Taber alıp mahalli vakaya geldiler Maktulleri bu esrarengiz cinayet karşısında hep şırmış, zabita doktorunun verece Üi raporu hepsi merakla beklemiz lerdi. Doktor cesetleri muayene etti. | fakat buldukları hakkında şiddetli| | Hepimiz Yankonun hikâyesini bir ketumiyet muhafaza ederek git-| derin bir sükütle dinliyorduk. - Bu *i Heplünle'dekderun van aa. | kadar derin bir aşka sahip Bir ada- e a| n sevgilisini bir kıskançlık netice- tetkikat içim pek mümkün bir szünü daha bi- bütün dükkünlardan başlar uzanır, kadınlar kıskanç nazarlarla onu ta: kip ederdi. Kartelya Bol para ile öy- le güzel giyiniyordu ki onu bir defa görenin ikinci defa görmek isteme- mesi imkânsızdı. Ben elimden ka- çırdığım bu hazineyi büsbi çırmamak emelile süküt eder, fal aşkım kalbimden müayeneden sonra, ün ka- için için yer- tı, tahminleri öğrenme izahat Mehmet beyi kiymetli izler verebilecekti. tirmeden sordı Doktor hiç bir şey söylemeyince Mehmet bey bu esrar perdesini yırt | mak vazifesinin kendi omuzlarına tahmil edildiğini gördü. Vakur bir zabıta memuru sıfatile, sakin ve 9a-| şeye yası olmakla beraliCe, bazai 0- kit, plânlarını evvelden yaparak ta-| rada bulurfduğum zamanlar, gelen harriyata başladı. lik elde et yesi âşıklarına — kollarını — açtı; malümat neticesinde Kamdlyanın | gördüğüm zamon kendime anasıl Tatavlalı olup, henüz otuz ya e Gümcrrdek. Ü Şında bulunduğunu ve bundan tara İ anrak süküt şertde örüle ettiğini başıma kakar, beni çok sefil bir mevkie düşürürdü. Fa- kat bu âni hırsla yaptığım hareketin cezasıni yine ben çekerdim. Ona ken dimi affettirmek, haftada bir ak- — Hiç kavga etmez miydinia?.. — Bazan kiskançlık yüzünden lurdu. Ben her kavga ettiğimiz d #ekiz gün evvel katledildiz dik. Kamelyanın annesi De yaşında vardı. Kızile beraber yaşı- | yordu. Ugak Kirkor yirmi beş ya- gında Erzincanlı bir gençti. Madatn Despinamn yanında venelerdlenberi| şamcık onu gelip - görebilmek için ueeklik eğiyordu. Bu ilik mallmat| günlerce gğher, yalvarın, gö pibe bize yürüyeceğ'iziz yolla yüphesiz| yet mazhar olduğumdan bir ze ik merdiven hizmetini görecekti.| fazlasına mazhar ölamaadım. Ben Mebmet beyin vakayı ne suretle | — Kamelyayı kimin 8l irdüğü- Gın: derin bir me- | ği Tetkikat i- Kamelyaya ait yeni bir öğrendik. Kamelyanın Kinlerinden berber (Yar meydana çıkara rakla takip ediyordum lerledikçe — Karmelya yaşadığı hayatın ee rarını bana açmazdı. O İstanbulun €a yüksek mevkideki adamlarile gö- rüşürdü. Bu sevdiki adamların bir kıskançüık meselesinden onu öldür?. tüklerini zannediyorur iğile etrafıma hir çok gençler| — Yanko güphelendiği hiç bir şahs yabildiği için bu haneye tasın- | çöctermedi. Bu sükütü ve Kamelya gok kimselerle müna-| ije şimdiye kadar aralarında geçen aabattn tahnluyr, BAA AA | aha Betamdlün aa l leden dolayı doctile aralarında sık| o olduğu zehabini küvvetlendirdi, ık kukançlık kavgaları - olnyordu. | çe orada bulunan umuüm polislerin Bu izahat bize olduğu gibi, herkese| kanaati de bu merkezde idi. Artık Kamelyanın / bir ksskançlık nelce| yüpçheye mahal kalmıyoru. Katil anka tarafından öldürüldüğü | Yine t sinde Y zehabini. verdi. Mehmet bey derhal| Yankoyu tevkif ettirdi. Yanko, ah dığımız malümatı teyit etti: — Evet, dedi, Kamelya benim, dostumdu. Onunla uzün zamanlar Alman haştanesinin yanında tuttu-| — Bvde yaptığımız taharriyat ee ğum küçük evde beraber ya nasında cidden en büyük devlet Kamelyayı ben çılgın bir aşkla se- / damlarının kartvizitleri bulunmuştu. 'verdim. Ona malik olmak için het | Mutasarrıf Enver bey bu kartları fedakârlığa razıydım. Onü mesut / mabeyme götürmüştü. Bu kartlar etmek için, vücudümün tahammü- | mabeynde hıfzedilmiş, bizim için bi- Tünden çak fazla çalışır, onun arzu- Jarını yerine getirmekle kendimi me #t addederdim. Fakat Kamelya gü- zeldi. Bütün - Beyoğlunda / güzellik | kraliçesi diye anılırdı. Şüphesiz bu kadar güzel bir kadım istiyenler çok otuz yaşlarında, kum- Tal bıyıklı, bir dostu vardı. Kamclya, Ertesi günü gazeteler Taksim ci- nayeti serlevhasile vakayı yazdılar, ve katilin Kamelyanın sevgilisi ber- ber Yanko olduğunu / ve kendisinin tevkif edildiğini ilân ettiler. sadık. rer ip ucu olacak olan bu vesaik te elimizden kaçmıştı. Komiser Meh- met bey katili meydana çıkarmak i- çin azaml faaliyet sarfediyordu, fa- kat tahkikatın doğrudan doğruya Beyoğlu mutasarrıflığı” tarafından yapılacağı bildirilmiş ve kendisi işi takipten menedilmişti. Beyoğlu mutasarrıfığında tah- kikat mutasarrıf - Enver bey, polis müfettişi Bonen, müddeiumum! Mi- helâki efendiler” tarafından sureti mahremanede icra edilmekte idi. Bir kaç gün sonra Taksim cinayeti hak- kında gazetelerde şöyle bir havadis. intişar etti: «Üç gün evvel vukuunu bildirdi. imiz Taksim cinayeti tahkikatı hi tam bulmuş, Rum güzeli Kamelyayı, annesi Despinayı ve köpeği, uşak Kir korun kendisi öldürerek Intihar et tiği anlaşılmıştır.. Bu havadis herkesten ziyade bi zim hayretimizi mucip olmuştu. Ve ertesi gün de zabıta doktorunun ver Giği raporu neşrettiler. Bu raporda doktor, uşak Kirkorun yarasının Kamelya ve Despinadan Iki saat soa Ta vukubulduğunu tabben tasdik diyor, ve cinayetin Kirkor tarafın. dan yapıldığını İddla ve teyit edi- yordu. olur. Kamelya her zaman güzel gi-| yinmeğe, darat ve saltanata heves-| diydi. Ben küçük kazancımla onun| bu arzularını tatmin edemiyordum. Bana bir gün Taksimde bir ev tuta- cağını, ve güzelliğinden istifade ede-| rek rahat bir hayat yaşıyacağını, be| ni haftada bir gün kabuğ edeceğini| söyledi. Ben, elinden sevgilisi giden. her adam gibi, ona yalvardım, aşkı- min küvvetine onu inandırmak iste-İ Gim, fakat o aşk değil para istiyor- du. Halbuki ben ona bunu verecek, halde değildim. Ona para bulmak, için ya çalmak veya adam öldürmek lüzımdı. Bu ise benim elimden gel miyordu. İster istemee teklifini ka- bul ettim. Kamelya Taksimdeki bu evine taşındı. Onu her hafta salı gü- u akşamı, bazan da hafta arasında gündüzleri gider görürdüm. O, bu 'yeni evinde, bu yeni hayatında Be-| Yoğlunun en kibar adaraları, birçok Paşalar, ve yüksek mevkilerde adam Jarla/ görüşmeğe başladı. Okadar| Müreffeh bir bayat yaşıyordu ki pa- Tasız kaklığım zamanlar bana bile (Devamı ver)

Bu sayıdan diğer sayfalar: