19 Kasım 1940 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3

19 Kasım 1940 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 İKİNCİTEŞRİN 1940 YAZAN:İNGİLİZ BÜYÜK İ Çek hükümetini Almanya münasebetlerini yeni baştan tanzim etmeğe ikna yelemelerini tavsiye ettiği zaman ben de Mr. Newton tarafından verilen aki- Kine nasihate kayıtsız ve şartsız tamamen iştirak ettiğime dair derhal bir telgraf çekmekte te- reddüd etmedim. Avrupa haritasına atfedilecek İ — realist bir nazar, Avusturya bir kete Almanyaya ilhak edildik- ten sonra, — Çekoslovakyanın stratejik ve ekonomik bakım- dan müdafaasının imkânsız ha- le girdiğini takdir ederdi. Çe- koslovakya şimal cihetinde ağır Burette tahkim edilmiş olmakla beraber, şimdi cenubdan gelecek hücuma karşı gayet zayıf bir mevkie düşmüştü. Versayın es- ki Avusturya ve Macaristan im- paratorluğünun bütün muhte- Tf ark meselelerini ” ihtiva eden Bun'i milliyet yaratpyılarından tamamen ayrı otarak, Çekoslo - vakya meşum bir tasavvurdan | mustarib bulunuyordu: Muhtevi | bulunduğu - ekalliyetler, gerek | Lehler, Macarlar, gerek Alman-| lar, kendisinin hududları üze- rinde idiler; onları kendi tebaa-| ları olarak isteyen mülletlere muttasıl idiler. | Tam Almanya hududları — ü- zerinde sağlam bir blok halinde | yaşayan 2.750.000 Südete mu-| kadderatlarını tayin etmek hak- | kım tanımayı -birdenbire redet-| mek, geniş manevi sebelerden dolayı, zor mazür gösterilebi - lir Bunu tamamen reddetmek, bizzat İngiliz imparatorluğuna temel hizmetini gören bir pren- sipe muğayir olurdu. Binaena- leyh bize ne İngiliz. kavminin, ne imparatorluğunun — bütün| kalblerinden gelme bir müzahe- reti temin edemezdi. Diğer ta-| raftan Bohemya devleti içinde bu ekalliyetin. muhafazası le-| hinde stratejik ve ekonamik 0l-| ar tarihi bir takım aşi- r sebebler de mevcud idi. —— | Doktor Beneş, bu vak'ayı ta-| kib eden aylarda, bu noktalara istinad ederek Südetlere muhta- riyet vermekten — duyduğu ic! naba bir temel vücuda getiri du. Böyle yapılacak olursa işin | kati' bir terk ve devre müntehi | olmasından korkuyordu. Fakat çok ehemmiyeti haiz olan başka bir mülâhaza daha| vardı. Eğer Almanyaya her şe-| yi kuvvet mümayisi yapal yahud kuvvet istimal ederek bildiği gibi halletmek için müsa- ade gösterilmiyecek ise garb devletlerinin cesaretli davran -| maları ve diplomatik ve sulh - perverane müzakereler vasıta-| siyle Versay muahedenamesinin tashih ve tadili işini meydana getirmeleri lâzımdı. Devamlı hal çareleri ancak bu suretle temin edilebilirdi. Vaziyet garb devlet- lerine cebri inkişaf ve inbisata razı olmiyacakları gibi sulhper- verane tekâmüle muhalefet et- miyeceklerini de isbat etmek fırsatını arzediyordu. Südetler için hakiki bir muhtariyet öyle ahlâki bir netice idi ki üzerinde ısrar edebilirdik. Bundan başka, Almanyanın vahdet yolundaki akıl erebilir ve kıymetli temayüllerine kar-| şı İngiltere tarafından objektif bir sempati Almanlara gayele-| rinin meşru olup olmadığına e- hemmiyet vermeden her yer-| de yollarına dikilmek, İngiltere- nin yegâne politikası olmadığını isbat hususunda faydalı olabi- lirdi. En dürüst Almanların bi- le Berlinde bana esaslı surette yaptıkları daimi ve her zaman haksız addedilemiyecek müa- hezelerden biri Goering'in der- meyan etmiş olduğu şu mütale- ada toplanabilir: “Almanya ne zaman bir - çiçek koparmağa | İ&ulkiu. İngiltere “yasaktır,, ler.y Almanya teşebbüs ettiği dan onu cidden menedebilmiş olsaydık, çok — faydalı olabilir- di. Fakat menetmezsek faydası pek azdı. Majestenin hükümeti ile Fran- sız hükümeti müdahaleye karar verinciye kadar iki ay kadar geçti. Bir arada, vaziyet — bir dereceye kadar vüzulı peyda et- mişti. Bir taraftan, Herr Hen- lein bütün Südet — Almanları bayrağı altına nasıl - toplamış- tı. Carlsbad programı bizzat Südetler tarafından — istenen muhtariyetin tevsiini tesbit ede- iz bunun ği koparmağa | man biz bun-| BOŞA GİDEN TÜRKÇEYE ÇEVIREN Hüseyin Cahid YALÇIN — a T E SAYFA : B GAYRETLER ELCİSİ SİR.NEVİLE HENDERSON rek tabolunmuştu. Alman pro- pagandası “kurtarılmamış,, va- tandaşları lehine şiddetlendiril- mişti. Şiddetini gittikçe de art- tırıyordu. Diğer taraftan, Çek hükümeti vakıaları — takdirde memlekete o kadar — pahalıya malolacak meşum tereddüdünün nişenelerini göstermeğe başla - mıştı. Carisbad programının büyük kısmı Gerhal kabul lunabilirdi. Münakaşa göl iki üç nokta daha iyi bir hava içinde sonra rahat rahat görü- şülürdü. - Yalnız bir hal çaresi muvaffakıyet temin — edebilirdi ki o da Çekoslovakyanın yalnız Çekler tarafından idare edilen milli bir devlet halinden çıka- rak bir milliyetler devleti hali- ne gelmesinden ibaretti Bu devlette bütün milli; ve bilhassa Südetler, en büyük ekalliyet olmak sıfatiyle müsa- vi ve muhtar hukuka malik bu- lunmalı idiler. İşin böyle olaca- ğı Versayda teslim edilmişti. Fakat şübhe yok ki doktor Beneş böyle yeni bir icadın tek bir vücud halinde uzun müddet yaşayamıyacağına hükmetmiş- ti. Buna katlanmaktan ise her halde Fransanın, İngilterenin ve Rusyanın Alman ekalliyetine karşı müfrit ve tehlikeli bir | müsaadekârlık diye telâkki et- tiği şeyi icra mecburiyetinden kendisini nasıl olsa kurtaracak- ları yolundaki nikbin kanaatin arkasına iltica etmeyi mürec- cah görmüştü. Londrada, Nisan ayının son günlerinde, İngiliz ve Fransız nazırlarının bir. mülâkatındadır. ki iki hükümet Çekoslovak hü kümetiyle müştereken meye karar verdiler. Bu mül, katta majestenin — hükümeti Fransız hükümetine gayet açık surette anlattı ki Almanya ta- rafından Çekoslovakyaya bir hücum vuku bulacak olursa baş- vekilin 24 martta Avam Kama- rasında vaziyetlerini izah —hu- susunda vuku bulan beyanat haricinde bir hattı hareket ta- edecektir. . Chamberlain, Büyük Bri- tanyalım Çekoslovakyaya kar- şı muahedenameden ileri gelen vecibeleri bulunmadığını söy- ledikten sonra, bu münasebetle aptığı beyanatı şu mütalea ile nihayetlendirmiş “Sulh ve harb meseleleri mevzüu bâlhsolduğu — yerlerde yalnız kanuni ve hukuki vecibe- İer mevtud. değildir. Harb zu- hur edecek olursa, bu kabil ve- cibeleri deruhde etmiş olanlara münhasır kalamaz.. ilh.,, Bu düstur müteakib beş ay esnasın- da Alman hükümetine yapılan muhtelif ihtarlarda kullanılmış olan düsturdur. Pragda İngiltere ile Fran- sanın müşterek müdahalesi ma- yısın birinci haftası sonunda vu- kua geldi. Ayni günde (7 mayıs- ta) Londrada verilmiş karar mucibince ben Berlinde yalnız başıma hareket ederek Alman hükümetine iki — hükümetin Pragda teşebbüs ettikleri ha- reketi haber verdim. O sirada, Herr Hitler yoktu. Resmi bir zi- yaret için Romada bulunuyordu. Hariciye nazırı da yanında idi. Maamafih Herr von Ribbentrop, bir kaç gün sonra avdette der- hal bana Führerin teşebbüsümü- zü kalbinden gelen bir memnuni yetle takdir ettiğini (hezlichbeg- rust) haber verdi. Söylendiğine göre, Hitler, Südetler meselesi- ni Çeklerin Henlein ile hallet- meleri lâzım sırf dahili bir me- sele telâkki ediyordu. Maama- fih, kendi kendilerini — idare hakkı şu veya bu şelkilde behe - mehal elzem olduğunu da ilâve ediyordu. Pragda cereyan eden müza- kerelerin bana taallük eden ci- heti yoktu. Ben yalnız Alman zaviyesinden otorite ile bahset- meğe salâhiyettarım. Hakikat şu idi ki Hitlerin büyük bir ace- lesi yoktu. Avusturya, Alman- ya için büyük bir lokma idi. Or- hatça seferber edilm lerin kendi yapacakları Alman pı » rahat üp — düşmiyeceklerini ordu. Ayvusturya istilâsı hile alkış ve tebriklerle nihayete ermiş olmak la beraber, korkusuz vukua gel- memişti. M rahat d beklemek ve anlamak isti; (Arkası var) P IGRTARSPRO DA İTİZAR Yazımızın çokluğundan “Dö- nüş,, romanımızı koyamadık . Özür dileriz. FİRG DAT U Yeni Avrupa nizamına karşı protesto (Başmakaleden devam) ihtiva etmemekle beraber - bil- vasıta bazı hakikatleri ifşa et- miyor değildir. Meselâ, Türki- yenin siyasi çehresi eski Avru- panın çizgilerini aşikâr olarak taşımakta imiş. Bugün — İngili müttefiklerimizi kendimize n munei imtisal addediyormuşuz; yalnız demokrasi, parlâmanta- Tizm, fikir hürriyeti ve vatan-| daş hukuku gibi kıymetlere re- Waç veriyormuşuz. Bunlar ise *kalp akçalardan ibaret,, imiş. Aynen aldığımız şu fıkraya | göre, yeni nizamın mahiyeti az çok anlaşılıyor zannederiz. E- vet Türk münevverleri, Türk iyasileri, Türk şefleri milli hâ-| kimiyet, fikir hürriyeti ve va-| tandaş hukuku gibi kıymetlere | bi ruhlariyle — bağlıdırlar. | Faşizm ve nazizm ülkelerinde | hüküm sürdüğünü gördüğümüz fikir esaretinden nefret ederiz . © memleketlerde vatandaş hak- larına malik insanların buluna- mamasını beşeriyet için en bü- yük bir felâket sayarız. Bir| Memleket idaresinde zorbalığın değil milli hâkimiyet prensi nin esas teşkil etmesini isteriz . Bu hakikatleri Türk sosyetesi- nin her tabakasına - bildirmeyi, halkın siyasi terbiyesini bu ana | hat istikametinde — yürütmeyi| en yüksek bir medeni ve ahlâki vazife biliriz. Almanlar bizden bu imanımızı ayaklar altına a- lıp Faşizm ve nasyonal sosya- lizm mezheblerini kabul etme- mizi beklerlerse ve ümid eder - lerse çok aldanırlar. Siyasi istik- Iâl ve hürriyetimize olduğu ka- dar vicdani kanaat ve akideleri- mize de karışmak hakkını hiç- bir ecnebiye veremeyiz. Alman muharriri Türk mü- nevverlerinin ve Türk matbua- tının bu gayretlerini “Reuter itikadını,, memlekete — yaymak emeli suretinde istihfaf etmek istiyor. Unutuyor ki bizim mü- dafaa ettiğimiz prensipler ve idealler Yunan felsefe ve kül- türünün Avrupa denilen varlı- ğa temel olarak dünyaya verdi- ği ebedi ve yüksek kıymetler - dir. Türk matbuatı, Alman ga- zetelerinin — aleyhimizdeki en şiddetli neşriyatıı da mevzuu bahsetmekten hiç bir zaman korkmamışlardır. — Fakat —Al- manyada, acaba bir kaç makale neşretmeme — Alman sansürü müsaade edebilir mi? Alman muharriri Türk - ga- zetelerinin halk arasına yaydık- ları zehrin tesirsiz. kalmadığını | şöyle isbat ediyor: Eski Anka- ranın dar sokaklarında gezen bir adamın Alman olduğu an- laşılınca bir sürü çocuk Alman! Alman! diye haykırarak onu ta- şa tutüyorlarmış. Bunun ne de- receye kadar doğru olduğunu bilmiyoruz. Sahi ise teessüf ede- riz ve çocuklarımızı böyle bir hareketten meneyleriz. Fakat diğer taraftan onları bu derece tenvire Mmuvaffak olabildiğimi- zi ve vatan meselesinde bu de- rece hassas bir hale soktuğumu- Zu öğrenmek bizi memnun e- der. Hüseyin Cahid YALÇIN Garib bir mütalea (Baş tarafı 1 inci sayfada) man hükümetinin fikrini müsbet surette ifade edebilecektir. Türk folotof'un Berlini zi: nra - bu hususta neşredi- len veciz tebliğ ziyaretin müsbet ne- ticeleri hakkında — hiç bir şüpheye mahal amaktadır - Rusya ile evvelce idame ettirdiği dostane mü- nasebetleri tamamen yeniden temin etmek ve Avrupa politikasının idare- sini derühde etmiş olan — milletlere şmak çaresini bulmak hususları müstacel bir mesele olarak kendini göstermektedir. Yeni Türkiye ile iyi müna: betler miyen Almanya ve İtalyanın T yeden her hangi bir talebleri yoktur. Bu münasebetler Almanya için, 1920 den beri temad ettiröiği münasebet| naktı uygun bulur a Türki; ır. Almanya rupa rak telâkk müvazenenin esasl ederle aselini fal SArtar Dadesi: ha) ve tesviyesi ha- endi - imkânlara gü zalmı yenin kat'i seti her zaman olduğu gibi bugün de| Boğazlar etrafında dönmektedir. Rus| ya Bi fezine çıkma teşdit ettiği takdirde Türkiyenin kınacağı vaziyeti tayin etmek gelir. Bu mesele dünya politik şahitleri için gözlerin dikilm Bu bir noktadır Nihayet Türkiyenin Y muhasamatına karışmama! daki — vaziyetinder 'ndan korkmağa mahal yoktur. Zira Alman diplomatının da tebarüz ettirdi bi, Türkiyenin bu muh: hari- cinde kalmak arzusu aşikârd. Yunan ordusu Görice kapılarında (Baş tarafı 1 inci sayfada) bölgesine bağlayan — esas yolu kesmişlerdir. Göricenin şimali şarkisinde, İtalyanlar, çok kuvvetli bir mu- kavemet görmüşlerdir ve son haberlere göre, Yunanlılar, he- 'nüz İvan dağına tamamiyle hâ- kim olmamışlardır. Dahiliye nezaretine bağlı bir Yunan jandarma, taburu, müna- sib bir mevkide beklemektedir . Yunan kıtalarının Göriceye gir- mesini müteakib bu tabur, şehir de ve cenubi Arnavutlukta ni- zamın idamesini eline alacaktır. Yugoslavyaya iltica eden İtalyanlar Belgrad, 18 (a.a.) — Bugün Gevgiliden alınan haberlere gö- re, dün gece 600 İtalyan askeri ve 130 İtalyan tankı hududu geçerek Yugoslav makamları- na teslim olmuşlardır. Yugoslavyadır. düşürülen bir tayyare Belgrad, 18 (a.a.) — Gayri resmi surette bildirildiğine göre, bir ya - bancı tayyare bu sabah Denilovgrad üzerinde uçtuktan sonra cenubi Yu- goslavya dağları üzerine düşmüştür. Yugoslav memurları, tahkikat için vak'a mahalline hareket etmiştir. Draç ve Avlonyanm bombardımanı Atina, 18 (a.a.) — Askeri vaziyet- ten bahseden İngiliz mütehassısları, İtalyanların iaşe üssü olan — Draçla Avlonyanın İngiliz hava kuvvetleri tarafından şiddetle bombardıman e- düldiğine işaret etmektedirler, İngiliz bombardıman tayyareleri Brindizi ve Bari'ye ağır darbeler indimişlerdir. Bundan başka İngiliz ve Yunan tay- yareleri, tarafından köprülerin ve yü tüyüş halinde bulunan askeri kolla-| Fın bambordiman — edilmesi İtalyan kıtaatının harekâtini - ciddi surette güçleştirmiştir. Geçen gece Yunan makamnları, ha- Jen Yunanistandaki İngiliz hava kuv- yetleri tarafmdan yapılan büyük hiz metlerden hayranlıkla bahsetmişler- dir. Yunan makamları bu hücumla- rın devam edeceği ve daha şiddetlen- dirileceği ve,cok genis netjiceler ve- | recek olan zaferin kazanilmasında hâyati bir âmil teşkil edeceği kanaa- tindedirler, İtalyan esirleriyle mülâkat Atina, 18 (a.a.) — Atina ajansı bil diriyor: «Messager d'Athenes> gazetesi, bir | muharririnin muvakkaten - Atinada | bulunan talyan esirleriyle — yaptığı konuşmaları neşretmektedir. uharrir evyelâ İtalyan esirlerinin yalnız Yunan subaylarından değil er- lerden de fevkalâde iyi muamele gör- düklerini ve muhafızlar her sigara | yaktıkça esirlere acıyarak paketlerin- de kalan bir kaç Sigarayı da onlara ikram ettiklerini kaydeylemektedir. Muharrir otuz kadar İtalyan su - bayı ile görüşmüştür. Bunlar 26 ile 29 yaş arasındadır. Ve İtalyanın| muhtelif yerlerinden gelen ve geçen nisandanberi hizmette bulunan yedek subaylardır. | Mukavemet beklemediklerini veya | mukavemete benzer bir şey bi diklerini söylemek hususunda hepsi müttefiktir. Yalnız bir kişi, yedek su- bay olan bir edebiyat hocası diyor ki: «Yunanistanın tarihini iyi bildi- ğim için muharebe etmeden Yunan- hıların hiç bir zaman memleketlerini | teslim etmiyeceğinden eminim, Bir Yunan muhrib filosunun akını Atina, 18 Çaa.) — Bildi göre, 14 ikinciteşrin tarihinde bir Yunan muhrib filosu Otranto bo- Bazını geçerek Adriyatik muhtelif taarruzlar ya üssüne dönmi Yunanlıların iğtinamları Londra, 18 (asa.) — Daily Te kle - | küçük de n sonra| | graph gazetesinin Atinadaki — hususi muhabiri Yunanlıların iğtinam leri şeyler hakkında rak mektedir | Yunanlılar şimdiye kadar — 3.500 esir, 20 ağır top, 100 mitralyö: iki İtalyan taburunun — bayrakları almışlı 'mre düşürere ilâve eylemektedir Bu gazete yazısını şöyle bilirmek- tedi diye kadar her şeyin ya - pilip b olduğunu — zannetmek büyük bir hat Brendiziye hücum Kahire, 18 (a.a.) — Dün akşam ingiliz hava küvvetlerinin umum! ka rargâhı tarafından neşredilmiş olan tebl bombardım: | İttifakının rolüne harfiyen ri- teşrinisani Hükümetin iki mühim bir beyanname ile mahallin en büyük mülkiye memuruna bil- dirmeğe mecburdur. Beyanna - meler yukarıda yazılı müddet içinde hangi tarihte verilirse verilsin işbu kararnamenin neş- ri gününde mevcud evsafı yu- karda yazılı saçları ihtiva ey- liyecektir. 2 — Milli korunma kanununun 14 üncü maddesinin verdiği sa- lâhiyete müsteniden, işbu ka- rarname hükümleri dairesinde beyan edilen saçlara değer fi- yat tediye edilerek satın alın - mak üzere, hükümetce elkon- muştur. Bu madde hükümleri müte- ahhidlerin, ancak isbat edecek - leri taahhüdlerinden fazla kalan saçlara tatbik olunur. 3 — İkinci madde —mucibince hükümet tarafından el konan | Mussolini bir nutuk söyledi (Baş tarafı 1 inci sayfada) Bu toplantıda çok hararetli tezahüratla karşılanan Musso- ni aşağıdaki nutku söylemiş- tir: — Arkadaşlar, Faşist partisi taşra erkânını bugün Romaya gelişi güzel da- vet etmediğimi anlıyacaksınız. Bugün Faşist partisi için bir za- fer gününün, milletler cemiye- tinde âza olan 52 devlet için de bir hezimet gününün yıldönü - müdür. İngiliz ve Fransız ordularının hezimetleriyle neticelenen — Po- İonya, Norveç, Belçika ve Ho- landa muharebeleri esnasında İngiliz hükümet organları ve gazeteleri tarafından koparılan Muazzam tahrif ve yalan dalga- | bir dev- | iştir. — Ölçüsü-| ve akıl almaz sür'atiyle bu hezimetin misline | rastlanmamıştır. Bir milletin düşüncelerini şaşırtmak ve na- sırlaştırınak için en müsaid si: tem yalan ise İngiliz milletinin | münakaşa edilmez ve geçilemez | derecede bir nefis hâkimiyeti gösterdiği kolayca - söylenebilir. Fransa sallanmakta idi, fakat henüz diz çökmekten uzaktı. ayet etmek ve kendi denizinde | mahpesinin parmaklıklarını ni- hayet kırmak- için İtalyanın harbe girdiği 10 haziranda Av- rupanın en kuvvetli ordusu ol-| mak şöhretini haiz bir ordunun | güneş altında kar gibi eriyece- ğini dünyada kimse tahmin ede- mezdi. İki hafta sonra mütareke ol- du ve Fransa mücadeleyi terk - etti. Fransa arasıra mücadeleye | tekrar başlamışsa da ancak O-| ran ve Dakarda olduğu gibi eski müttefikinin hainane hücum- larına karşı kendini müdafaa et- mek için bu mücadeleyi yapmış- tır. 10 Hazirandan bugüne kadar | beşten fazla harp ayı geçmiş -| tir. Bu harb 'uzak ve muhtelif | cebhelerde karada, denizde ve | havada, Avrupada ve Afrikada | ciddi surette sevk ve idare edil- | miştir. | İtalyan milleti gibi kuvvetli bir millet hakikatten korkmaz, | onu iltizam eder. Bunun içindir ki harb tebliğlerimiz bir hakikat asıdır- İndirdiğimiz darbe - imiz darbeleri, dü: düğümüz tayyarelerle, düşmanın düsürdüğü tayyarelerimizin ade- dini, müsait müsaid olm! diyorı kati gizle için baska bir usul kullansaydım hem kendi önümde hem de mil- | üçülmüş olurdum. ayı itiyad e - acil düşür- ı. Bunu asla letin önünde Bunu yap dinmeğe yapmıyecağım. Cephedeki — ku- mandanlarla muhitteki sivil m kamlara y | ve gah rol edilmiyen * berler dermemeleri için kat'i emirler verdim. Bu hususta, size Avam — Ka-| hill iyi bir hab ükselen sevii a Chu: nan rasın mamı Brindizi' Bir bebiyet verilmiş ise dolayı tesbit edilememistir de, bulutlar afetinden yapılan lar kararı saçlar bu kararnamenin neşri tarihinden itibaren başkalarına satılmayıp mezkür tarihden iti- baren hükümete satılmış sayı- ur. * mcak — beyannamielerin tev- düi için verilmiş olan mehlin hi- tamımdan itibaren on gün içinde mahallin en büyük mülkiye me- muru beyan edilen saçların 8a- tan alındığını tahriren eshabına bildirmediği takdirde — bu saç- lar serbest kalır. 4 — Satın alınacak saçların değer fiyatı Ticaret Vekâle - tinde tayin olunur. Fiyat tesbi- ti zımnında fatura, satış mek- tubu, konşisnento, gümrük be- yanname makbuzu gibi her ne- vi evrak ve vesaikin alâkadarlar tarafından ibrazı mecburidir. 5 — İşbu karar neşri tari- hinden itibaren mer'idi. Deniz Harb Okulu- nun 164 üncü yılı (Baş tarafı 1 inci sayfada) başlanmıştır. Merasimde İstan- buldan giden vilâyet ve ordu erkânı, kalabalık bir halk kütle- si ve talebe velileri hazır bulun- muştur. Merasime bahriye bandosu- nun çaldığı — İstiklâl marşırile başlanmış ve marş mektebi dol-| duran yüzlerce genç bahriyeli tarafından hep bir ağızdan söy- lenmiştir. Bu esnada şanlı ba; rağımız mektebin şeref direği- ne çekilmiştir. İstiklâl marşını takiben Ata-| türkün okuldaki büstüne çok güzel bir. büket konulmuş ve| Büyük Atanın aziz hatırasına | hürmeten bir dakika süküt e- dilmiştir. | Müteakiben Deniz Harb okulu komutanı kurmay yarbay Ze-| ki tarafından sık sık alkışlarla | kesilen — heyecanlı bir nutuk söylenmiştir. - Kıymetli yarbay | bu nutkunda mektebin şerefli mazisinden iftiharlar bahsetmis, mektebin bânisi, Gazi , Hasan | Paşanın hatırasını hürmetle an- mıştır. Mutad olduğu üzere nu- | tuktan sonra mektebin en eski | mezunu Hasan Kaptana hatıra olmak üzere, okulun ileride ala- cağı şekli gösteren bir tablo he-| diye edilmiştir. | Müteakiben okul — talebeleri mükemmel bir gecit resmi ve he- yecanla seyredilen -spor teza - hürleri yapmışlar ve şiddetle al kışlanmışlardır. En son olarak mektebin tarihi zincirinin 165- inci halkası mutad merasimle denize bırakılmış ve bu suretle merasime nihayet verilmiştir. Merasim de davetli olarak bu- | lunan zevata okul mükemmel bir öğle ziyafeti vermiş ve ziyafet- ten sonra talebeler tarafından | okulun sahnesinde İstiklâl piye- si muvaffakıyetle temsil olun - muştur. slerini hatırlatacağım. Bu ha- ber Taranto limanında İngiliz tayyarelerinin icraatı haberidir. Hakikatte üç gemiye isabet vaki olmuşsa da hiç biri batmamış ve resmi tel nizde de bildirildi - ği veçhile bir gemi hasara uğra- mıştır. Bunun tamiri - oldukça! Uzun zaman muhtaç — olacak tır. Diğer iki gemi, mütehassıs- ların müttefikan serdettikleri kanaate göre, süratle tamir e- dilebileceklerdir. Başka iki harb| gemisi ile iki muavin geminin batırılı veya hafif de ol hasara uğradığı doğru değil İlk önce bizim kayd ve itiraf et- tiğimiz bir muvaffakiyeti altı| misli göstermek fena niyete alâ-| mettir | Arkadaşlar, aranızda Habeş inden evvel 1935 de Ebolide| ylediğim ve neşredeceğimi sö) riştim. Şimdi ayni mutlak ka- tiyetle size diyorum ki, Yuna - nistanın ciğerini söke veya 12 ada.... Ne ehemmi var? Harb ancak başlamıştır.| Si h Bütün Yuna: ukavemetini im-| ha etmek için kâfi insan ve s saitimiz var. İngiliz yardı kat'i kararımızın tahakkul unanlıların felâkete düşi sine mâni düşmana bir şeyden şüphe etmek veya bir şet düşün- | mek kendi kendini bümeme ir. Bir defa başladığım onuna kadar bırakmak. — Bu şimdiye kadar iab bilirse olsun. Bi olmuşsa, ne olacaksı edeceğim. İlk on gün, 2p hesinde verilen 372 ölünün, 1081 yaralının ve altı yüz elli kaybın intikamı alınacaktır AKİSLER Cevab yok! Yazan: Dünya efkârı dikkatini, kâh i: nan Fransa ile na, kâh Parise ve arada Floransaya, Beriine ve bruck'a çeken son siyasi ların bugün artık hakikat rak telâkki edilebilecek tek vazıh bir mânası vardır: di harb halinde bulunan ler haricinde, hiç kimse * ıigî ? HH rebeye girmek niyetinde dir:)ı'(eılı.i hiçbir devlet, veya uzak bir istikbalde haki- kat olacağı rivayet edilen bir ta kım muhteşem hayallere kapt- larak kan dökmek istemiyol larını yeniden temin ederim!.,, Cevab yok. Size karşı hi hissiyle hareket etmem. Donan- manıza, tayyarenize ve umumi- yetle teslihantınıza karışmam « Hattâ 1870 den 1918 € kadar hasretiyle ağladığınız güzel Ale- sasınızı ve güzel Loren'inizi bile gene size bırakırım. İmparator- - luğunuza el sürmem. Napolyo- nun beşiği olan Korsikayı da istemekten vaz geçeceğiz Cevab yok.. 1 “— Siz, ey dostlarım!.. Bu- yurun.. İşte asırlardır uğrunda uğraştığınız gayelerin haki- kat olma saati geldi. İsterseniz Akdeniz kapısını derhal alınız. Hazer'e inen nefes borunuzun | da tıkanıklıklarını arzu ettiğiniz | gibi açınız. Şimal zaten sizin.. Cenub da sizin olsun.. Haydi? ,, Cevab yok. “— Siz küçük bir milletsiniz « 'Tek başınıza asla beceremiye- ceğiniz zor şeyleri ben size he- mence temin edivereyim. Bir kısmını ettim bile., Bu bir şey değil, Daha neler var. Adalar denizine mahrec mi? — Yalnız mahreç değil, Adalardenizinin güzel guruplu adaları da sizin- dir. Biraz gayret..,, Cevab yok.. “— Siz ne zamandır kral hek- liyorsunuz. Eğer mutlaka ister seniz, boş tahtınızı Habsburg- larla dolduralım. Ve siz eski büyüklüğünüzün — büyük — bir kısmını bir başkı devlete - işti- rakten, alıyordunuz. Benim. size yaratacağım kudret ise yalnız ö — Sizin, yüzde yüz sizin olacaktır. Bir parça yardım?.” Cevab yok. ... İste son siyasi temasların, müzakerelerin, münakaşaların kısa veadi hülüsası budur. Ve dünya milletlerinin kanlı savaş- lara karışmamak arzuları, görü- lüyor mdiye kadar daima üstün çıktı. Hakikatin, tatlı ha- yaller-karşısında bu derece yı-. kılmaz, ve elbette yerinde, bir mukavemeti tarihde az görül- müsş güzel hâdiselerden biridir. Bu evvelâ milletlerin niçin harb- etmeleri icab ettiğini gayet iyi anlamış ölduklarım - isbat eder. Milletler harbetmezler mi? El- bette ederler ve elbette edecek- lerdir. Yalnız kendilerine ma- kul sebeblerin gösterilmesi lâ- zıradır. Bu sebebler, hiç şübhe yok ki, hayallere müstenid ola- Maz. Harb, bir milletin, hayatına kasdolunduğu zaman, - sarıldığı silâhla patlar. Ancak ©o zaman harb bir mukaddes gayedir ve harb ancak mukaddes bir gaye olarak yapıldığı takdirdedir ki hemen her defasında zaferle ne- ticelenir. Başka milletlerin ha- yatlarına son vermek niyetiyle başlanan, yani başka milleterin (Sonu sayfa 4 sütun 2 de) Hitler İtalyan ve İspanyol — nazır- İarını kabul etti AL- Kont Ciano ve Serrano Sun- , Berghofun holunda Hit - Gi neye davet edilmiş - r. Von Ribbentrop ve ordu umandan mareşal itel de çayda hazır bulunmüş- lar B elçileri Ankar' gün Reisicümhur Himatnamelerini takdim etmiş olan Fransa, Japonya ve İran büyük elçileri bugün Başvekâ- lette Başvekit - Doktor — Refik Saydam tarafından kabul edil- mislerdir. aş;ıekil yeni büyük kabül etti ) —, Geçen İnönüye

Bu sayıdan diğer sayfalar: