8 Mart 1941 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

8 Mart 1941 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ortalıkta bir an için sükü - Bet hasıloldu. Herkes lafa nere- den başlıyacağımı yestiremiyor- u. Çünkü ortada iki hasım var- di. Mollanın, Tekirdağında bir a- vuç Keşanlıdan başka taraftarı İyoktu. O, çok garip Mmevkide idi, Molla, bir an için istırap çek- ti. O, her güreşine küçüklükten beri, bir alay büyüklü, küçüklü mollalariyle giderdi. Müderris e- fendi de başlarmda — bulunurdu. Halbuki burada Büsbütün ya- bancı kalmıştı. Onun gönlüne, o- nün dimağına manevi kuvvet zerk edecek bir muhit yoktu. Molla, ilk defa olarak yalnız- kığını hissetmişti. Baba ocağın- dan, ana ocağından — kovulmuğ gibi idi. Sonra. küçüktenberi büyüdü - ğü, itiyatlar hasıl ettiği sevgili medresesinden, manevi yurdun- Gan da ayrılmıştı. O, artık hayatta yalnız. hir adamdı. Bütün bu, yalnızlıkla - Fanın sebebi ne idi?.. Aşkla bağ- landığı güreş değil mi idi? Molla, yalızlığını - duydukça, VAZAN M SAMİ MAR!—WEL C BOTENİZİ UTT TKAN GAĞ SUMÜMEN Z DEAPLE NTT OK Binlerce yecan içir 87 —— Bir çok kigiler de bu sefer Mol- | lanın güreşine alışmıştı. Eğe yenemezse güreş uzardı. nihayet gene berabere ka &. Çakır, Mollanın onu bir oyu-| nuna getirip — yenebileceğine| inanmıyordu. Çünkü, iki sefer | uzun süren güreşlerinde Molla- yı denemişti. Küçük güreşler olup bitiyor- du. Sıra başaltına gelmişti. Bi- rar sonra baş gilreş başlayacak- | tı. Başaltı güreşi epeyce oldu. Neticede Çingene başal tanı kurtardı. Artık sıra baş gü- reşe gelmişti. Cazgır, meydana çıkmı rıyordu: — Bagpehlivanlar ortaya! Tekirdağ güreşine ihtiyar Cazgır İsmail ağa gelmemi İhtiyar İstanbuldan çağr lml—'-î ©. Cazgırlığı ihtiyar pehlivan- | lardan birisi yapıyordu. kederlendi. Etrafında konuşu - lan gürültülü laflara kulak bile| astığı yoktu. Elinden gelse bir tarafa çekilip hüngür hüngür ağlıyacaktı. Fakat, Mollanın bu istirabi gok sürmedi. Derhal kendini top hadı. Ve, kalbine iman verdi. İradesiyle bislerine hâkim oldu. Nefsiyle şöyle bir mürakabeye girişti — Sen, bütün yaltızlıklar için de bir gayeye doğru koşacak- sın? Bu gaye de yarın Çakırı evvel Allah ortadan kolaylıkla cı Farmak.. Sonra Adalı — Halil ile Koca Yusufun peşine düşmek onlar nerede güreşeceklerze bir- kozunu pay etmek ve, meydanı kazanmak.. O, nefsiyle mücadele halinde Bevam ederek: — Sen, yalnızlığını ve kim - Besizliğini ancak Türk pehlivan- Rk tarihine bir Çolak Mollanın ismini kaydini geçirmekle gide- receksin?.. , Molla, bir an geçirdiği kâbus- tan uzaklaşmıştı. İman dalinde muvaffakıyet vecdi içinde yeni bir mevcudiyet iktisap etmiş - İtâ. *l Molla, artık etrafında konu - gulanları dinleyebiliyor, anlaya- biliyordu. Bu adamlar neler ko- | puşmuyorlardı ki | Herkes Çakırı, pofpafluyar - İdu. Fakat, güreşti bu.. Bakar- ,sın, sabaha ve yahut geceye A- |dah Hal, Yusuf gibi pehlivan- | |lar da çıkagelirdi. | Sonra, ortada Hayrabolulu, |Künteci de vardı. Her ne kadar Çalkır ve Molla, bu iki pehlivam mağlüp etmiş idiseler de yarın belki iş eksine de olabilirdi. Bakahm, yarın güreşte kim kiminle tutuşacaktı. Güreş başlamıştı. Baş güre- ge tutuşacaklar malüm olmuş - tu. Bunlar, Künteci, Hayrabolu- hu, Çakır ve Molla idi. * Molla, bu işe çok memnun ol- muştu. Hele Çakırın Tekirdağı- na gelişi enfesti. Onunla her ne bahasına olursa olsun bu sefer güreşini ayırt edecekti. f Ortalıkta büyük bir dedi - kodu vardı. Bir çok kişiler, Ça- Şehir Tiyatrosu Temsilleri Hepebaşında Dram kısmında BU AKAŞAM saat 20.30 da MEŞALELER * İstiklül caddesinde kamedi kısmında BUGÜN GÜNDÜZ. saat 14 de ÇOCUK OYUNU ve BU AKAŞAM saat 20.30 da EKIRALIK ODALAR Milli kümeye giren kulüpleri-| miz arasında tertip edilen turnu | va, takımlarımızın Deplasman maçlarına hazırlıklı girmelerini temin edecek ve bu vesile ile de İstanbulun futbol meraklıları her bakımdan tatmin edici maç- lar seyretmek - fırsatını bula- caklardır. Yazınki maçlarla turnuvanın ilk haftasına giriyoruz. Beşik- taşla - İstanbulspor ve Galata- garayla da Fenerbahçe karşıla- Beşiktaş - İstanbulspor : 940 - 41 lig birinciliğini hic berabere bile kal- madan 18 galibiyetle kazanan Beşiktaş geçen hafta da İ: bul muhtelitine çıkardığı oyunla yenilmez bir kuvvet ol- duğunu bir daha isbat etmiştir. Lig maçlarımın ikinci devre- sinde Siyah - Beyazlılara en iyi dereceyi yapan İstanbulspor da muvakkat sicil talimatnamesin- den fazla istifade ile takımımı iyice takviye etmiş vaziyettedir. Milli küme maçlarında da mu - vaffak olacağını tahmin etti: miz bu takımımızın yarın Besik-| taşa alacağı netice meraka de- ğer. Her iki ekibin de çok genç elemanlardan teşekkül etmesi çetin bir karşılaşmaya vesile o- lacaktır. Maçın Beşiktaş lehine neticelenmek ihtimali fazla ol- makla beraber genç Sarı - Siyah hlarm kuvvetli rakiplerini bir hayli bırpalıyacakları da tabii- dir. İstanbulapora karşı son yapıt- ğa maçta beraberlik tehlikesi at- latan Siyah - Beyazlıların yarın- ki maçlarına azami ehemmiyet verecekleri ve.oyunun her iki devresini de sıkı — tutacakları beklenir. Fenerbahçe - Galatasaran: Dörtler turnuvası iki ezeli ra- kip Fenerbahçe ile Galatasara- yın karşılaşmasına da vesile ol- muştur. Lig maçlarında - biribirlerile ancak iki kere karşılaşmak fır- satını bulan bu takımların te- masları taraftarlarını tatmin et memektedir. Bu itibarla yarınki Galatasaray Fenerbahçe maçı- nn bir hususiyeti vardır. Lig maçlarımın birinci devre- sinin beraber 2 inci devresinin ise Sart-Lâcivertin lehine netice lenmesi bu karşılaşmayı büsbü- tün ehemmiyetlendirmektedir. Yarın bu iki ezell rakipten hangisi sahadan galip ayrıla - cak? En sıkt zamanlarda bile Fe- ner bahçe karşısında - bir arslan kesilen Galatasarayım — yarın Sarı - Lâciverde bir üstünlük te min etmek ihtimali mevcuttur. 'Takımların bugünkü vaziyetleri nazarı itibara alımırsa: Askerlerin sivil kulüplerde gpor yapmalarının menedilme: SON HAFTA SPOR — Dörtler Turnuvası Calatasarayla Fenerbahçe Başiktaşlada ve muvakkat sicil talimatname- seyircisi hes| Herkes Mol- şini bekliyor- | güreş Jeydil. rın gür Muhakkak Çakır, Mollayı acak meydandan.. Çakır, amma da beslenmiş amma — da akırı ba? — Molla, çok ufarak - bir| gey.. Pehlivanlar, zaten soyunmuş bekliyorlardı. Cazgır — çağırır cağırmaz kazan dibine yürüdü- ler. Molla, ginirli görünüyordu. | Rengi bembeyaz olmuştu. — Â- deta, dişleri birbirlerine vuru -| | yordu. Mollanm siniri ve dişlerinin | birbirine vuruşu — hızından ileri| geliyordu. Tam tavmda idi. Bir| an evvel meydana çıkıp hasmile | Y kapışmak arzusunda idi. | (Arkası var) karşılaşıyor sinin meriyetten kaldırılmasım | dan Fenerbahçe pek az muta - zarcır olmuş, Galatasaray — ize bu kararlarımı böyle öteye bheri- ye dağılan oyuncularını — toplı- zarureti karşısmda kalmış halen asker bulunan ea kıymetli elemanlarını da kay - betmekle ekibi tam manasile sarsılmıştır. Bu iki ezeli rakibi takım ve eleman itibarile kıyas edersek Fenerbahçede göze çar pan bir üstünlük görürüz. Bu- Na rağmen bu karşılaşmanın ne- ticesini şimdiden kestirmek im- kânsızdır. — Sarı - Kırmızılıların Fenerbahçeye karşı - içlerinde yanan Galatasaraylılık aşkının parlaması bütün tahminleri alt üst edebilir. Bu itibarla hakemin oyunun bittiğini bildiren son düdügünü beklemek zaruridir. Oğuz Güney İstanbul dahi atlama- lar birinciliği İstanbul 261 esi - Atletizm n edildiği gibi İs- tanbul dahili atlamalar birinci- liği 9/3/941 pazar günü sabahı saat 10 da Beyoğlu Halkevi salonunda yapılacaktır. Prog - zılıdır: Birinci kategori: Durarak u- zun atlama, durarak üç adım at- lama, kosarak yüksek atlama, Üçimcü kategori: Durarak u- zun atlama, koşaralt yüksek at- lama, Dördüncü kategori: Dura uzun atlar koşarak — yü atlama. İştirak ede atletler snat 9.30 da Beyoflu Halkevinde ha- zır bulunmalıdırlar. Bugün mektepler arasın- da yapılacak maçlar İstanbul Erkek Mektepleri Futbol Lig Heyeti Başkanlığın dan: 8/Dİ/941 cumartesi günü Be- giktaş Şeref stadında yapılacak maçlar: Saha komiseri: B. R. Yalma Boğaziçi - Hayriye. Saat 13.30 Hakem: Eşref Mutlu, Galatasaray - İst. Erkek W. Saat 14.45. Hakem: Ş. Tezcan. Haydarpaşa - Kabataş. Saat 16.15. Hakem Ş. Tezcan gea biğin MELEK” İ0 <e REFİS ve ŞAHANE BİR FİLM AY DOĞARKEN şenin en meşhür mühteşem v e büytük mizamenli gaheseri, Rollerde: Baş JEANETTE MAC Ayrıca en son gelen sEzzaRaman Bücün vaat 1 de SABAHA — Bu harpte tayyare (Baş tarafı 1 inci da) kat Fransız ve İngiliz tayy eketine mâni hangarlarını, plinlerin har bunların tahrip etmiştir. Alman- an ttirmi: üslı ya an sonra bir iliğinin | Bu harbin Alman | tayyı & faik oldu- ğuna dair bir ç d, haberler ne: harbin — başındı bir“sene içinde & demode ol | 3 için 1939 ve 1940 tan af çok tayy muş ise o tarafın kuvveti ağır| basmıya başlamıştır. Harbin başında Almanyanın 30 bin tayyaresi olduğu ni- yordu. Fakat hiç bir hava har- bi Almanyanın bu kadar büyük | mıktarda tayyareye sahip oldu- ğumu ispat edememiştir. İngiliz- ler, İngil! üÜzerindeki en bü- ük hava akınlarında ve hava ebelerinde — Almanların 2500 tayyareyi tahrik e dehildiklerini görmüşlerdir. Son aylar içinde ise yapılan bütün hesaplar ve bir çok mem- balardan alman haberler bir harbe hazır bulunabilen Alman | tayyare sayısının 6000 içinde alduğunu göstermektedir. Bunun bir delili de Almanla- vın gimdi en mühim hareket sa- | hası olarak seçtikleri Balkanla- ya gönderdikleri tayyare adedi- dir. İstihbar servislerinin kuv: veti dünyaca malüm olan Tt- gilizler buraya 600 den faz'a Alman tayyaresi görderileme Göğini bildirmektedir. Buna mukabil İngiliz tayya- reciliği ne halde? Dikkat edi- Hrse görülür ki bir müddetten -| beri iki terafın hava faaliyeti bir müvazene içindedir ve İngi- Bzler artık istikbalden değil, halden bahsetmiye başladılar . Kanada, Avustralya ve nefsi İngilterede sayısı pek çok fab- rikalar İngiltereye bol bol tay- yare yetiştirmiş ve bunlara A- merika tayyareleri de inzimam etmiştir. Ceçen Bir ayda Ame- rikadan 40 milyon dolar iiyme- tinde hava silâhı çıkmıştır. Almanların en çoir güvendik- leri hava silâhı stukalardı. Pike uçuşlarda ve gemilere, fabrika- Tara hücumlarda 70 derecelik zaviye ile ve saniyede 166 met- re ile helezonlar yaparak inen bu Alman tayyareleri - bir çok| yn- muvc[hlnyeuı.r kazanmışlar - (Sesin sür'ati saniyede 330| mcı:ıcdır, mermisi de maliktir.) Fakat bunları da karşılamıştır. Bir sahra ınpımun'! 600 metre sür'ate| İngilir — tayyareleri| Hem lerini temin ediyorlar. Hava muharebelerinde yal- | mz tayyarenin adedi değil, kal tesi, pilotlarmın tecrübesi — de ön plânda gelmektedir. ve ha-| valarda hiç iş göremiyen İta!yı bundan dolayı kaybettiği ortağı da ayni yola girmek ü- zere bulumuyor. Behçet SAFA Istanbul Bölgesi Voleybol 4- janlıfından müsedif cumartesi günü yapılacak böl- ge voleybol şampiyonası Saat 14.30 Fanerbahçe - tasaray (TI.). Saat 15.15 Fenerbahçe - Gala- tasaray (A.L) Gala- DONALD NELSON EDDY FOX dünya haberleri tanzilâtlı matine. gEerazEEranlİ Halk tipi kundu ukavva,, sazetede Halk tipi ayakkabı çıkarıh, mü — Ha... Okudum, okudum an ma.. Aklırnın ermediği tarafları var işin | — Ne gibi? — Bu standard ayakkabılar bem ucuz cakımış, hem de sağlam !.. — Olur a.. — Tabü, bu “standard ay: kabı tipleri,, tesbit edildi A, piyasaya çıkarıldıktan sonra, bü tün kundura âmilleri faaliyete | geçecek, piyasaya harıl harıl; mal sürecekler. İlk zamanlarda bir kaç kundura mağazasında | bir kaç kontrol da yapılacak. | kunduraların tesbit edilen kali- | teye uygun olup olmadığı göz- | den geçirilecek. Alâ.. Fakat, bu | “halk tipi” ayakkabılar piyasa- | da bollaşıp her yerde satışa arz| edildilrten sonra, bunların bazı Ayahud bir çok!) yerlerde tipi “halk” kalitesi “mukavva” olur- sa, bunu kim farkedip anlıya | cak?.. — Mürakabe bürosu memur- kırı. — Nasıl — anlıyabilecekler? Her kontrol ettikleri kundura | mağazasında rastgele ellerine alacakları bir kaç kundurayı küp dağıtarak içine ne malzeme kullanıldığını tetkik etmek sure- tiyle mi?.. Bu mümkün olamıya- | cağına göre, maktu fiyatlı “halk | tipi” fakat, “mukavva kaliteli” | kunduraların halka 5 - 8 liraya | sürülmesine nasıl mâni oluna - bilecek?.. Sinemalarda çocuk yasar ğı ve Sinsmacılar — Ah kardeşim, gördün mü başımıza gelenleri... Artık bu yumurcak yüzünden sinemaya da gidemiyeceğim.. — Niçin? — Belediyenin emri.. Gün: leri 6, geceleri 12 yaşından ki Çük çocukları sinamalar almı - yor. — Bu yeni bir şey değ — Yeni... Yeni., — Hayır canım.. Belediye ni- zamnamesi, ötedenberi, gündüz! leri 6, geceleri 12 yaşından aşa- | ğ çocukların sinamaya alınma- larımı meneder. Fakat, ben, be - | nim Turanla Ayteni istediğim zaman alıp gidiyorum!. Kucak- ta bebeklere bile kimsenin ses çıkardığı yoktu! Yalnız, bir kaç aydanberi -galiba belediye biraz | sıkıştırmış- - götürdü man: “Çocuklar kaçar hanım?,, diye soruyorlar. Ben de: mm!,, di-| | lar küçük hanım, şımda olduğunu iddia edersen, bi let keser alıvız içeri! Akai tak - dirde biz mesul oluruz!.” Diye direniyorlar. Ne yaparsın, ben | de “iddia ediyorum!” deyip bi- let kestiriyorum, mesele kalmı- yor!. — Doğru ben de öyle yayıyor dum! kestirmek”" y | öluüveri: le değil. Bir Hat eee iş d ğişti. Sıkı emir verilmiş. Şimdi let kestirsen”' de olmuyor. Ço ime bıralap gideyim ? İş- , onun yüzünden sina - madan malırum kaldı — Üzülme kardeşim.. Sinama cılar işin yine bir kolayını bu - lürl; mrüdanka ,, kuşu ve Peynir Elindeki gazeteyi öfke ile ma- sanm üzerine bırakttı, başimm iki yana sallıyarak homurdanır gi- bi söylenmeğe başladı: — Allah... Allah.. Mürakabe gü peymircileri bir| türlü yola getiremedi vesselâm.. — Ne o, gene mi o dax e o dava! Peynir esi! Peynir davası!! Yine ne yapmış peynirci - Peynir fıltdanı yeniden baş ! Bazı bakkal dükkân- larında peynir bulunmuyormu: Toptancı peynir tacirler: komis zı yatılı meketpler, talel k peynir tedarikine mu - Bu mek | ver vaffak! olamıyorm teplerden biri olan K si müdürlüğü, belediy çıkarıldığı yolundaki şikâyetle- 'Trablusg dönüş - Hidivin h | fedakârlığı yapmağa karar ver- E ammmaâam KT TEZAN KDA YETLA Yazan: | BEGAİ SANAY - peynir bul. mdi bu mektebe müra onunun el koy rlerden verilmek üzere fa- te geçilmiş! Allah.. Allah.. Bö Zurdu, peynin le sütü, kat bu: Piyasa- k olmaması” dan peynirin için peynir tacirlerinin “yok ol- ması!” lüzmm... Yol gitgide, | peynirin bir adı da “Zümrüd| Anka kuşu” olacak!. Ekmek mes'elesi ve fırınlarımız Yeni tip ekmeğin ekşimtırak tadınm giderilmesi ve muayyen evsafa üygıa olarak tmalini te- min için mürakabe teşkilâtı me- murları İstanbuldaki bazı değ menleri kontrol etmeğe başlıya- ak, bu suretle bazı fırınlarda daha esmer ve ekşi ekmekler| mudun dostluğu - Anlatan : Kiksli dura - Sinen :”jd anka,, kuşu - 5İ Ve îm ti aramıg' 8 MART 1941 MA YU aa. oramanmyaşa _xlama leri anlaşılacakmı: -i yi ğil... — Evet.. Yalnız, bana k değir rden- önce firnl kontrolü daha lüzuralüduür. iBâ, rın — Çünkü, değirmenden firı « na getirilen unların, tırında ne gibi bir ameliyeye tâbi tutuldu- ğunu A!l.:ıh bili, — Doğru.. Hem bu yeni bir derd ıı:;,.ı mi.... Eskiden de öy- le değil miydi? Ben, bir f- rının ekmeğinin diğerine uy « duğunu hiç görmedim. Bakar « sın, birininki francala gibi be « bi, esmer mi esmer! Buna rağ- men fivatları ayni — Amma azizim, büsbütüs kadir naşinaslık etmemek Tâzım. Bu belki de fırmctların zevki selimine güre değişen bir zevk meselesidir; İnsanların zevkleri birbirine uymaz ki.. Kimi “ea « mer” i sever, kinri “beyaz” 1! — Doğru! Bari kontrol me - murları ekmeğin bir de “hamur mu, pişkin mi” olduğunu kont Fol etseler; bazı - fırımların ek - meği “deve hamuru” undan farksız oluyor! Bu “Ekşimtırak hbk” dan daha az ehemmiyetli olmasa gerek ! Rocai Sanay garp-Bingazi |Araplardan gördâ_f;'i'imüz yardım - Kı- İyafet tebdilile külhancılık - Şeyh Sa- Derneye gidiş ve ususi hkastanesinde.. idemli yüzbaşı Arslan e— B a Daha evvel kıyafet tebdili ile Mısırda bulunduğumuz sıralar- da meler yaptığımızı yazmış ob | duğum için tekrarına Tüzum| görmüyorum. Ancak © müddet | zarfında bir vak'amız — var ki| burada bahsetmeden geçemive- ceğim. Mısr hükümeti tarafından bapsedilip tahliye olunduktan | sonra da vaziyetimizi tetkik ve| tespit için peşimize bir sürü| il polisin takıldığım Hissedi- yorduk. Türk zabiti olduğumur Zu anlalmamak için her türlü miş idik. Bunun için de en süfli | kizmetlere kadar girdik. Bu a rada ötellerde yatıp kalkk: nazarı dikkati celbetmemek için kendimize €n müsait bir yer o- larak 50 yaşlarında bir Şeyhin çalışmakta olduğu hamam kük- hanını balduk. Kahirede “Mün-| siye,, mevkil civarında olan bu| bamamm külhanına girdik. Bu- rada çalışan ve bir gözü kör - lan Samut ismindeki şeyhe: —| — Baba biz sarihizt Üzeri- | mizde de para yok. Beş arkadaş , çalışın kazandığınızı ancak bo- | Zazımıza yiyoruz. Otet paramız , artmıyor. Memleketimize dö - nünciye kadar bu külhanda vat- mıza müsaade eder niisin? ayrı lar olduğumuzu görünce: — Eğer her gece benimle bir- likte külhanı yakarsanız, şu| karşıdaki #übre yığınından ocak başına gübre taşırsanız ve ak- şamları da bana bir miktar es- rar tedarik ederseniz - sizi kül- banda yatırırım. Dedi. Derhal hepimiz Birden: — Hay, hay yaparız, yakarız, taşırız.. Cevabında bulunduk. Hemen | “übreleri nereden alıp nereye ve nasıl taşıyacağımızı — gösterdi. Külhanın gübre ile yakılması usulünü öğretti. O akşamdan itibarea şeyh Sümutun hem yardımcısı, hem de misafiri bulunuyorduk. O bundan çok memanün kalmıştı. Bunun - için külhan ocağınm: sağ tarafını, yani en sıcak yanını bize terk- etti. Üzerimize örtecek hiç bir geyimiz de yoktu. Bunun içim münavebe - ile yatıyor, üşüme miye ve hastalanmamıya gay- ret ediyorduk. Bu hal böyle tam iki ay devam etti. Nihayet İn- giliz hükümetinden (Tasrih — Fasaport) alarak Derneye ha- reket ettik. İşte Derneden şeyhlerin ve gehitlerin evlâtlarını - İstanbula götürmek üzere Derne şeyhle- rirden (Mehmet Cebamı) — ile Beni memur eden Enver paşa- nn bu emri üzerine hareket et- miştik ve ancak aradan üç ay kadar uzun bir müddet geçtik- ten sonra Misira vasıl olabildik. Burada Zağlül paşa ile Çavuş Abdülkerim vasıtasiyle - evlâdı edayı iki medreseye yerleş - tirdik. Bize de bunların yanında kalmamızı söylediler. Fakat bes derhal külhancı Şehy Sâmudr ziyarcte koştum. Gecelerimi a. rada geçirmek istiyordum. Bu düşünce bana acı bir. tathlık; kazin bir saadet veriyordu . Külhana girdiğim zaman « bermutat çahşıyordu: — Ebu Samut! dive haykır- Cım. Beni tanıdınız ma? 'Tek görüyle yüzüme baktı Tamnmmyacak bir şekilde oldu- ğum halde esiti takma adımla beni anarak ve tanıyarak: — Sen Ebü Halitsin... Dedikten spnra yanıma geldi ve diğer dört arkadaşımım dt eski müstear isimlerini — birer (Sonu sayfa 6 sülum 1 de) Iıııı Gençlik.. Musiki... Spor... Neş'e.... ve bütün yaşamak zevki... Bütün bunları: ikinci DEANNA DURBİN namı verilen yeni yıldız GLORİA JEAN Bu hafta %ümer Sinemasında görülmemiş bir. muvaffakiyetle Açılmamış Büyük musikili tilmde _,An.ı——.m bir inkılâb.. sair olacaksımz. Sinemacılık tarihinde müst müter Bugün saat 1 de tanzilâtli matine. terilmekte olan Konca sunuyor. hem gülecek hem do GETENLET

Bu sayıdan diğer sayfalar: