8 Ocak 1948 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

8 Ocak 1948 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“SON HABERLER Çanakkale itfaiyesi İhtiyacı karşılayamıyor Boğazdaki fırtına - yardım sevenler balosu — Demokratların kuracağı kulüb Çanakkale; (Yeni Sabah) — Se- nelerdenberi — şehrimiz — yer yep gıkan yanginlar yüzünden — büyük bir. hale konmasını belediyemizden bekliyoruz, On gündenberi devam eden şid - bir harabe”manzaramı arzetmektedir. / detli lodos fırtıması nihayet bügün Bugtn bir şehrin yangınıhı söndür züek için Motorpomp denilen cihaz Xafi değilüir. Geçen günler, beden terbiyesi bi Yükindü Glektrik ( kottağındak — çı » kan'yangının söndürülmesinide mo- torpomp gayet gülünç bir vaziyete Güşmüştür. Gerçi o gün itfalyeye iş düşmedi amma, onün elektrik hat- darını koparacak bie kancası — bile yoktu. Bir şehir itfatye grupunun beş altı erden müteşekkil olamıyacağına göre biz Çanakkaleliler can ve malımızı Koruyacak bu teşekkülün bir an ev vel geliştirilerek tam — randımanlı hafiflemiştir. BOGAZDAKI FIRTINA Bir kaç gündenberi civar dağlar- da metsimin İlk kan görülmekte-- dir Firtinanın ” devam Settiği müd- detce vâpür söferleri - ve “Hilhassa boğazda işleyen yoltü motörleri fel ce uğramışlardır . Üç Gürt gün Kiltübahire — ve Eceabada motörler sefer yapama - makta ve bu arada İzmirden gelen postalar da — yolcu almadan Kiliğ- bahir önlerinde biraz durduktan son ra İstanbula müteveccihen yola çük mışlardır, İsparta halı işçileri koperatifi kuruluyor On iki bin halı işçisinden 6 bini daha şimdiden kooperatife girmeğe hazır — bu'unduğunu memnuniyetle bildirdi İsparta, (Yeni Sabah) — Vilâyeti | mizin bir çok derdleri — vardır. Bu derdleri meyanında en ziyade göze garpanı yolsuzluğudur. Gerçi rakamlara bakılırsa yolların aevcud bulunduğuna kanaat getiri - lirse de hakikatte mevcud yolların ihtiyaca tekabül etmedikleri mey - dana çıkar. 4 » Vilâyet bayındırlık müdürlüğü Is parta - Afyon şosesinin bozuk olan kasmini tamir ettirmiştir. “Uluburlu ile Şenirkent Keçiburlu ile Senir - kent arasındaki Armudlu — yokuşu baştan yapılmıştır, İspartanm tarihi ve çok —Mmeşhüur Olan halıcıkğını daha — düzenli bir! hale getirmek için (halı işçileri koo peratifi) nihayet kurulmuştur. — Bu, Tsparta vilâyeti hah işçilerini sine - Aydında T tün istihsali sinde toplayacak Bu kooperatif ola caktır. 'Tahminlere göre, 12 — bin işçinin yarısı daha şimdiden — kooperatife girmeğe hazır olduklarımı bildirmiş. lerdir. Hallahığımızın bu. teşekklil için * de daha ziyade terakki ve inkişaf edeceği tabil görülmektedir. Kooperatifin kurulmasına çalışan gençleri takdir etmek yerinde olur, Çünkü bu işe de particilik — gayreti sokulmak — istemiş şekli — gösteril- mişse de ortada bir hakikat mev « cud oldağundan tüzüğün tandik edil memesi için sarfedilen emekler boşa çıkmıştır. — Kürülması — Güşünülen Kooperatif muameleleri tamamlanın- ca Azalar dmumi bir toplantıya da) vet edilerek idare heyetini seçecekler dir, Bu yıl rekolte hem fazia hem de evsaf bakımından yüksek Aydın; (Yeni Sabah) — Vilâyeti- Mizin tütün bölgeleri Aydın, Çine ve Sökedir. Evvelce Nazilli; Bozdo gan, Karacasıda da tütün ekilir - T; şimdi bu üç bölgeden Tekel Bakan'ığına müracaatlar — yapılmış Bakanlık ancak Bozdoğan ve Kara cası — bölgelerinde birer — dekarlık, deneme ekimine müsaade etmiştir, Vilâyetimizin tütün istihsali hak- kanda bir fikir — edinebilmek — için ©47 yılı Mahsulü hakkında şu ra - kamları verebiliriz: Ekin * Ekilen Depolanan arazi — mikdar adedi hektar — — kilo Aydın — Al4 — 480 — 274280 Çine 2249 1676 — 1.301464 Böke — 685 — 720 — 896,509 Yekün 3848 — 2820 — 2,062,203 Bu seneki mahsulde yüzde 10 bir tazlahık görüleceğitahmin edildiği gl bi tütünlekimiz kalite — bakımından | Ha geçen yıla nisbetle çok iyidir. —| Vilâyetimiz tütünleri, Tekel Ida -| vesi Yatimessilleri, Amerikan ve üç Yerli firma eksperleri — tarafından Börülmüş ve Çok beğenilmiştir. Vilâyetimiz tütün ziraati ekseri - Yüle sermaye sahibleri — tarafından Yapılmaktadır. Bunun “da tütünlerimizin tabit o- Yarak müliyet fiyatını — yükselttiği aşiktırdır, Sermüye Gahibleri tararindan ya- Pilan- tüdün Zirâati Year ve işçi Üc Yetlerimin artmasma “ve- yükselmesi- He âmil olacaktir, bu suretle İstih- #a) masrafı kaçımlmaz bir hâle gel Tüektedir. Binâenâleyn; önüne gelen zürram tütün ekmemesi Tâzımdır. Maarha - fih yıllık istihsal mikdarı belki dü! gebilir. Fakat tütünlerimiz — evsat bakımından daha — iyileşecektir. ve daha yüksek fiyatla satılacaktır, Alaşehirde oyun kâğıdı karaborsası Alaşehir; (Yeni Sabah) — Nü « fus Kesafeti bakımından müteaddld Kahvehaneleri bulunan kasabamızda oyun kâğıdı buhranı — görülmekte- dir. Oyün Kâğıdlarının KAf derecede satışa arzedilememesi yüzünden bir çok firsat düşkünleri bu. durumdan faydalanarak rayiç fiyatından yük- sek oyun kâğıdı satmaktadırlar, Tekel idaresinin bu vaziyet kare sında tedbir. alması gerekmekte - e. Çasakkale - Ezine yolundaki köprüler Çanakkale: (Yeni Sabah) — Yaz, dan beri seyrüsefere müsalt olma. yan Ezine yolunun başlangıcındaki köprü havaların fazla yağışlı olma sından dolayı çayın — kabarmasile! buradan geçemiyen otobüslerin se- ferlerine mani oluyordu. Köprünün| hizla tamirine başlanmıştır. Heri iki kenarından da üç ayağı beto- narme yapılan bu köprünün yakın. da seyrüsefere açılacağı ümit edil- mektedir. Ayrıca Ezine ve Bayra- mıç arasındaki ahşep köprülerin de betonlaştırılmasına başlanmıştır. Kandıra otobüs ücretlerinde- tenzilât Kandıra: (Yeni sabab) — Kan- dira — İzmit ile -- Kandıra — Ada Dazanı Arasırıda Yeyrir'sefer yapan o töbüs yolen ücretlerinde bedeliyemiz bir indirme Kabul etmiştir. Öğren- diğime göre İzmit — Küandıra 20 ku ruştan 200 künüşa, Adapazarı — e a Göle Belediye seçimi Başkanlığa D. P. den M. Güren seçildi Göle; (Yeni Sabah) — Bakanlar kürülü kararile kazamız — belediye başkanlığı kaymakamdan alınmış ve bölediye kanununun maddel mahsu- su mucibince halk tarafından — yeni bir beledliye başkanı seçilmesi ma - halline bildirilmişti. 3 Ocük pazar günü yapılan bele, diye seçiminde, — başkanlığa D. P. dön Mehmled Güren seçilmiştir. 'Yeni seçilen Dömokrat — belediys Başkanının vilüyetce tasdik edilme-, mesi için C. H, P. çevreleri büyük tler sarfetmöktedir, — Neticeyi ıca- bildireceğim, Urla Belediye otobüsleri Hem ihtiyacı karşıla- miyor, hem de çok bahalıdır B —— Urla, (Yeni Sabah) — Kasabamız ite İzmir atasında dokuz otobüs ve- fer yapmaktadır. Bu — otobüslerden Üç tanesi belediyeye alddir. Otobüsler İzmirden hareket ettik ten sonra şehrin içerisinde muhtelif yerlerden bir çok yolcu daha ala - rak rahatsızlık içinde yollarına de- vam etmektedir. Otobüslerin şoförü yolcuların iti « razı üzerine: «Madem ki, — rahatsıa oluyorsunuz; taksi ile — gidebilirsi « niz> demektedir. Bu otobüsler Üçkuyular mevkitne geldiği zaman oradan da bu defa üstüne sekiz on yolcu alarak yolu- ha devam etmiştir. 'Tamamile belediye mevzuatına ay kiri olan — seyrüsefer — işlerimizin sıkı - bir kontrol — altına alınarakt hareketlerinin temin edilmesi jazım dir, Diğer taraftan öğrendiğimize gö re Çeşme ile İzmir arasında işin « yen çeşme belediyesine aid otobüs- ler yüz kuruşa adam taşırken, Ür« la ile İzmir arası niçin yüz on beş Küruşa rahat rahat — gidemiyoruz? Bekediye reisimiz Urlallara bu hu- susta bir cevab versin.. Kınık ve Kiraz Nahiyeleri Kaza oldu İzmir; (Yeni Sabah) — — Kirta ve Kınık nahiyeleri 2 ocaktan İtis baren kaza olarak çalışmağa *baş - lamışlardır. a Bu iki nahiyenin kaza — olmaları münasebetile her ikisinde de tören ler yapılmış ve kaza teşkilâtı faali yete geçmiştir. Bu iki kaza İle birlikte — İzmirin, Kaza sayısı 16 ya baliğ olmuştur. Eşmede yeniden açılan ocaklar Eşme: (Yeni Sabah) — Kazamız D. P. köngrelerinden sonra yeniden Karaca Ahmed, Takmak, Davutlar, Arahabalı Kolankaya, Dere köyü ocakları açılmıştır. YENİ MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ Giresun Milli Eğitim Müdürlüğün den şehrimiz Milli Eğitim Müdürlü ğüne tayin olunan Tevfik Beken bir kaç gündenberi vazifesine başla- Maştır. Yeni Eğitim Müdürümüze vazifelerinde başarılar diler ve Ça- nakkalemize faydalı olmasını — te- menni ederiz. YARDIMSEVENLERİN YILBAŞI BALOSU İstiklâl okulu — salonlarında Yardımsevenler Derneğinin yılbaşı Balosu seçkin bir dâvetli huzurun da yapılmıştır. Yeni seneye zevkle girilmesi için salon tertip heyeti tarafından büyük bir titizlikle ha- zırlanmıştı. Çeşitli eğlencelerin yer aldiğı bu baloda şehrimizde bulu- nan Kenan Güler tiyatrosu kıymet li sanatkârları tarafından İspanyol ve Kafkas dasları da gösterilmiş ve balö geç vakitlere kadâr devam etmiştir. DEMOKRATLARIN KURACAĞI FUTBOL KLÜBÜ Şehrimizde — bultnan iki- Tütbol Klübünden maadâ D. P. ll genç sporcuların'da bir futbol takımı vü cüda getirecekleri öğrenilmiştir. İs minin henüz açıklanmadığı bu ku- lübe bilhassa Biga Demokratlarınmın büyük ölcüde yardımda bulunacağı umulmaktadır. Yeni kurulacak bu klübe bilhassa şehrimiz futbolcula- Kandıra yolcu ücretleri de 900 kuruş tan 250 kurusa ndirilmiştir. rımdan Hasan Taş'ın başkanlık ede ceği söylenmektedir. YENİ SABAH Denemeler Sosyal psikoloji Mücadelesi.. ünya kurulduğu günder beri hemen bütün dinle bir Allah ve Şeytan mü cadelesinden bahsederler: — Allahı tamıyoruz; lâkin ne İtalyan şairi- nin, Cehemem kadar — kızgın bir dille yazdığı Ladivina Çomec Hâhi Komedyâ, ne de İngiliz şa irinin The lost pardise - Kaybol- muş cenneti, bu şeytanın kim ol- duğunu açıkça anlatamıyor. Yüzümüzü tarihe çeviriyoruz: İlk çağ insanlarınm — ölçüsüz mu- hayyilesile başlayıp en az 6000 se nelik ömrü olan mitolojilerde 'bu bahse tesadüf olanur ki, ounlar- dan bir tanesi dikkate değer: İn- san; kendi varlığına korku veren geyi, karanlığa; emniyet ve huzur veren şeyi de aydmlığa benzeti- yor. Korkunun ilk kaynağı «meç- huliyet> olduğuna göre, bu görüt tarzında çok derin bir iç duygusu- nun, teşbih ve temsil kudreti göze çarpıyor: «İyilik> in sembolü olan aydınlıkla «kötülük> ün timsali o- lan karanlık, her gece #abaha ka- dar çarpışırlar, nihayet aydınlık, galib gelirmiş!... Bu mücadelenin en güzel tasviri, gökyüzünden ya- ğan yıldız. yağmurudur: —Bir dağbaşında olanın; aşağıdan yuka rıya doğru tırmananları ezmek i- çin kaya parçalarını yuvarlaması gibi— gökyüzünde Allahın löneti, ateşten yıldız. parçaları halinde geytanın başına yağar. Bu manza- Tanın hayali bile insana heyecan veriyor. Pakat bu da iki zıd kuv- vetin mahiyetini bize bildirmer. Nihayet İslâmın mukaddes kitabı, insanların tefsirinden Aciz kafdık- ları bu sırmi, ifşa ediyor: «Allah»; aydınlıktır, yani cakıl> dir; şey- tan ise, karanlık, yani cehalettir. Bu izahın lan Şübhe e- dilemez" çünkü akıl, var olmazsa, dinler değit, küinat dahi mevcud olmaz; yani küinat, idrâk edilemez. «Kur'an» ı 36 yerinde Allah, hep akıla hitab ediyor. Açıkçası Müs- lümanlık, aklı olanların dahi dini- dir. Bu vesile ile şu hakikati de i- lân edelim kı, psikoloji ilmi bakı- mından İslâmın <ülühiyyet» âkide- i, bütün dinlerinkinden üstündüt ; günkü Müslümanlar, şekilden mü- cerred olan bir «Allah> a tapınır- lar; «Tecrid> ameliyesi ise akli te- kâmülün en yüksek bir tezahürü- dür. Zulüm ve cühul insanlar; binler ce senedenberi canlı veya cansız geylere - tapmırlardı;. şimdi dahi bunun misallerini görüyoruz. Tapı nılan bu şeyler arasında gökyüzü de vardı: Güneş, ve yıldızların 1- şıkları ordan geliyor, kar ve yağ- mur da ordan yağar; nihayet yer- Yüzünün bayat kaynağı orasıdır. bunun içitdir ki, tapımlan geyler arasında «Semavat> gökyü- zü, birinciliği kazandı; fakat ayni zamanda mitolojik — İlâhların da konağı oldu. Ancak böyle bir gö- rüş tarm, insanların şeytan oyuni- le aldatılmasına da sebeb olnuş: tu: İnsan cemiyetlerini, hayvan sürüsü gibi idare eden müstebid krallar, ilâht bür soydan ol- duklarını ve gökyüzünden zenbille indiklerini iddia ederek halkı, bin- lerce yıl aldattılar!... Şeytanın da bazen ilâhi kisvele- 'te bürünmek hilesi var; fakat şey- tan kralların ve zalimlerin türedi- ği her yerde; iyiliği, hakkı ve ada- Teti temsil -eden bir. peygamber, yahut da akıllı bir adam çıkıyor, .ve ötekilerle mücağele ediyor. Za- Timlerin yardakçılığım, çanak ya- layıcılar, cellâdlığım da kara cahil ler yaparken, mazlum insanlar da hakkı ve aklı temsil eden tarafa geçiyorlar Binlerce yıldır devam eden bu kanlı boğuşmanın en korkunç bir noktası şudur: Ulühiyetin nurunu taşıyan büyük başları, zalimin cel lâdları kopardılar, ve aklın meş'- alesini de kara cahiller söndürme- ğe çalıştılar; fakat söz, sönmez ve akıl da ölmez. * Şeytan rollerinin cebhe değ mesine, Hiristiyanlığın tarihi de şahid olmuştur: İsa Peygamber; insanları zulüm den kurtarmak ve adalete kavuş- turmak için Onlara, —biribirinizi Beviniz — demişti; 1 â'k'i'n “o- nun adma hareket eden papâ: Yunan - Lâtin hurafelerini, Hıris- tiyanlık âkidesi halinde kabul 'et- tirmek için, Allah gdıma, $eytan azabımı insanlara çektirdiler. Vic- | dan hürriyeti uğrunda katledilmiş olanların kemikleri bir araya yı- ğılsaydı, dağlar teşekkül ederdi Nihayet aklın zaferi; bir çok kral- ların tac ve tahtını devirmiş, Şarlo'nun “Picasso,, ya bir telyrafı —— ve Fransız aydınlarının Birleşik imlerin kılıcını kırmıştir. Ve pa> palığın ltanatı, gşimdi bir kaç bin metrelik toprağa sığmyor'!. Lâkin insanların cehaleti suye- sinde şeytan an'anesi devam etti- Y ' Haşim Nahid Erbil l Zi için, Allah - Şeytan mücadelesi bir daha çehre ve kıyafet değiştir- di. b İyilik <akıl> m, fenalık da şeyta Nin eseri iken, zekânın verim ev- velâ kurnazlık şeytanı, yüzüne bir ilâh maşkesi takip: bu sefer' ” 'de medeni cemiyetlerin içine girdi, ve bazı politikacılarla onların hafiye lerinin vicdanında bağdaş kurdu. Zekâ> dedikleri Şey, maymanda ve sinekte de var: Hırsız kedinin mutfakta fırsat kollaması gibi 'ba- z insanların şahsi menfaat güden kurnazlığı da akıllılk sayılmaz. Ancak zulüm ve cühul insanların hak yolunda çalışanlarla «sureti Hak» dan görünenleri ayırdede- memesi, bu kurnazlığa fırsat ve- yiyor. «İlim> le «Akıl>, ayni gey- dir; kurnazlık ise, âmiyane bilgi- den başka bir şey değil; ve kurnaz lar, en çok korktukları akıllı a- damları yok etmeğe, ve hiç olmaz sa onları, halkın gözünden düşür- meğe çalışırlar: Şeref ve haysiyet leri, iftira yolile kirletilenlerin sa- yısı, katledilenlerden daha az de- Zildir; fakat millet uğrunda kur- ban gidenler, siyah kefenlerile milletin hafızasında birer mutem heykeli gibi yaşarlar: Ve derler ki, Hak yolunda öldürülmüş &kil- h bir Müslümanın kesik başından kan damlaları yere düşerken, du- (Devamı 5 tnoide) F Amerika Hüküme!t Vio Mookay Radio ERK a53 Losangeles Calif 4Y 21 820 P. 10 Pablo Picasso 7T Ruvgrands Augüstins — Paris Can you Head Cimmittee of Frenoh Artisto to protest to ame- rican Embassy in Paris the out- ragecus Tüportatlor Proceedings against «Hans Eisler» Here and Stmultancousiy sen copy of pro- test For use Here, Greetings Charles Chaptin 1085 Summit Dr Beveriyhilis Calif Yukarıda Şarlonun moşbur res. sam Picasso'ya çektiği - telgrafım tercemesi şudur: «Amerikanın — Paris elçisi nez- dinde, burada «Hans Eisler> ; tehdit eden haşsiyet kırıcı sür- Büm mes'elerini - protesto etmek maksadile Fransız artistlerinden mürekkep bir komite teşkil eder ve onlarm protostönamesinin bir suretini, burada kullanmam için bana gönderebilir misiniz?> İman Şarlo 880> Şarlonun — telgrafına cevab vermeden — önce — bir çok Framsız sydmlarına ve - artistle- rine müracaat ederek, onları ba- rekete getirmiş ve 20 immayı ba- vi bir protestonameyi meşbur ko mik Şarlaya göndermiştir. Aşrı- ca, bunun bir suretini de Amori- kanın Paristeki elçisine tevdi ot- tin. Şarloyu hat getirip Fran- sız aydınlarını heyecana düşüren mes'ele şundan ibarettir Birleşik — Amerikada — Thomas Rankin kömitosi, hiç bir hukukt salâhiyeto malik olmadığı halde Holivudda Bölşevizm> dâvasın- da, daha eMitler> iktidar mevki- ine gelmeden önce şöhreti dünya- ya yayılılış olan meşhür. Almman Müzisyoni «Hlonk Bislör> İ ola hu setoramüştir Eisler Irkiğ bir çök filmleri bes Holiyudda son günler Onun Amorik miıntakasına gö Amerik tovkili ve adaki uçlu ölar lerilmesi haberi V mmmmmmmn AAA d Yazan: Afif Yesarı BOCAK 1948 OPADARDAKARA SARRARARRKRRANA «Bir efsanaye göre, yer yüzüne bütün felâketleri llâh Pandor gön derdi... Pandor, insafsız bir ilâh de Glldi, felâketlerinin yanıbaşında, hü sanoğullarına iki teselli de verdi Uyku ve Ümlit...» Aydınlık bir Teşrin gecesiydi Gök, bulutsuzdu, hava soğuk ve yazdı. Arada bir esen rüzgâr, ağaç ların ve telgraf tellerinin üzerinde biriken kar tanelerini toz hâlinde Savürüyordu. Gecenin yarı aydın- Tiğı içinde, yarın iki sıra ağaçlıklı ge Zlş bir bahçenin çakıl döşeli yolun- dan, biri, kayıp düşmemeğe dikkat ederek acele acele yürüdü, az ileri- de büyük bir evin 'alt kat pencere Teri önüne geldi. Sırtında siyah kol u bir palto, ayaklarında kısa keçe gizmeler, başinda siyahlı bir şapka bardı. Boynuna, gözlerinin — altın- dan çenesine kadar, yüzünün yarı- sını örten bir atkı sarılmıştı.. Ev, şehirden uzaktı. Son bir iki fırtına, #elefon direklerinin yıkılmasına se- bep olduğu için, dışarı ile bağlılığı kesilmiş gibiydi.. Siyah paltolu,, yü vü atkıyla sarılı adam eldiveni elle rini birbirine sürterek, bakışlarını etrafta gezdirdi. Üst kat pencerele Tinden birinde, perdelerin yarı ara Mığından, yeşil bir gece ampulünün aşığı sızıyordu. Orada, o odada, uyü yan biri vardı * Siyah paltolu, yüzü ortülü adam kapıya uydurduğu bir maymuncuk ka, gürültü çıkarmadan, — içeriden sürmeli olmayan kapıyı açtı, elinde tattuğu elektrik fenerinin düğmesi ne dokundu; sarı bir ışık yuvarlağı karşıya vurdu: Sağlı sollu çıkış mer givenleri, büyük bir salon kapısı ile son buluyordu... Ayaklarında ki ke çe çizmelerin yardımı ile, merdiven eri gürültüsüzce çıktı, iki koridor * tine müracaatleri tir. Amerikada — Şarlo, — Thomüs Mann, buyük Amerikalı müzis- yen Cöpland ve — Albert — Bins- 'tein'dan teşekkül eden bir mi mevverler grupu, — kompozitörün müdafansım Üstüne bu- Tunmaktedır. Yakarda bohis Prannt artist ve — yazarlarının Protestonamesinin metni aşağıdı dir: Bu protestonümeye imza biz Prantiz artist ve Şazarları, «Hitlet> in zülmünden — kurtul- mak için 1936 da Amorikaya il- 'tica eden asrımızın en — büyük kompositörlerinden — Hans darin ve karısının Amerikanın Al- manyadaki —işgal — mintakasına sevkedilmek gibi bir tehdit ah 'tında bulunmaları haberini bi Yük bir heyecanla öğrendik. Bu ise, onların tahışid — kamplarında ki Nasilerin yanına gönderilme- lerinden başka bir şey ifade et- memektedir. Farnsız hükümeti, <Alice Ma- sallar memleketinde> filmini bes telemesi önco tekarrür etmiş e- dan «Hans> a Parise girmek mi aaadesini bahşetmiştir. Bizim bü yük müzisyenin karısile birli Framtaya gelmesinden başka bir dileğimiz yoktur. Amerikan bül veçhile zararı dokunmiya, hiyette bulunun bu kadar baklı, bu kadlar insani ve bu kadar mü- tevazı bir talebin almış mevruu olan to ümetine hiç bir reddedilmiye geğine inamyoruz Aksi takdirde mamile ta- Amerikan kanaatimiz değişedek cumluriyetinin bir hürriyet yarı olmüsndan şübheye — düşe- coğiz Amorikanın Paristeki — elçisin- den, bü GİĞbimİi hükümütine bildirmesini rica ediyoruz. İmzalar Picasso, Honri, Matisso,, Jean Cocteati, Francis Carco, Aragon, aa Elvarü, Lovis douvot, ve saire... «Les tetters Pronoaises dersi- sinden> yürüdü, kapısının altından gece a pülünün yeşil ışığı — sızan odanin önüne geldi: Elektriği göndürerek cebine koydu, € yordamı İle kapısını açtığı gibi, bu odanın k muvaffak oldu. kapı da, içeriden sürmeli değildi::: ” * Yüzü öftülü adam, içeri girince, yeşil gece ammpülünün ışığıhda, u- yuyan insani gördü: Orta yaşlı, 08- Merdi, şakaklarına kir düşmüştü, Şüminede yanan — odunların alevi, yüzüne vuruyor ve oynaşıyordu. Oda, iyt ve zevkle döşenmişti. Du varlarda yağlı'boya tablolar vardı: Bunlardan biti, uyuyan — insanın gençlik Zamanına 'aikti. Yanında, beyaz tükbir esvap içinde, bir. ha- yâl kadar ince, bir orta zaman gra vürü kadar manâlı bir'kadın tablo su vardı Yüzü örtülü adamın bakışları, bu tablo üzerinde'durdu: Tablonun gü dümseyen yüzündeki — ifâde, onun varlığı ile, bu manâyı kaybetmiş, P Güyüyor . gibiydi:.. Bvhama kapılmanın manâsızlığı, uzunboylu düşünmesine meydan vermedi, uyu yan insana doğru, yavaşça ilerleti, cebinden enli bir ipek atkı çıkardı. Yapacaklarmı uzun uzun düşündü ğü hareketlerinden anlaşılıyordu. Birâz sonra, uyumakta olan bu in- san, acı çekmeden, sür'ütle hir diğe rine göçüverecekti İpek atkmın Üçlarım avuçları a- rasinda Kaldırdı. bir kaç dakika sorra, atkıy) yataktakinin böynu- na saracak ve bir sıkışta, Böyle düşünerek, ellerinde tuttu Bu atkıyı, uyuyan insan'in yüzüne . yaklaştırdı, solukları ellerine vür- uğu zaman ürpordi. Ellerini geri çekti, ve onün üyu- yuşunu seyretti: O, tamamen mü- dalaasız ve bir çocuk kadar zayıftı. Nefsile mücadele etmek lüzumunu bu andaki kadar kuvvetle hisset olsaydı, çok evvel bu - tasavvur dan cayardı. Sessizce iki adim geri çekildi, ellerinde ipek atkı olduğu halde öylece kaldı. Hatıralar, her imsanda yaptığı tesiri, onda da ya- piyordu. Böynüna- sardığı atkının örtemediği gözleri bulutlanmış gi- Ba'kır sâçlı, üyuyan in- Ça biyciler. san, onun dostü, arkadaşı idi cuklukları, uzun talebelik senel, hemen hemen beraber geçmişti. i- kisi de kendi Mmeslekleri muş iki Şahsiyet — oluncaya kadar hiç dirşey döstlük bağlarını kopar mış değildi: Mukadaeratları, birbirile öylesi- ne alâkalı gidiydi ki, ikisi de ayni kadını sevmişlerdi... — Yüzü atkıyla örtülü adam, sevdiği kadınım koca sı değtidi. Gözlerini tekrar düvardaki yağlı 'boya kadın tablosunda gezdirdi. ve resmin modeli Tle yaptığı sön kon: hatırladı ve onun (belki sırf isini teselli etmiş olmak söylediklerini düşündü! Günün nde, dul kalırsa, kendisile &, ceğine söz vermişti: Döndü, uyuyan kır — saçlı adanı tekrar seyretmeğe koyuldu. Arkada şı, uykusunda sola dönmüştü, p: cereden giren ay ışığı, yüzünü dınlatıyordu. Bu yüzde, geniş bir iç rahatlığı ile uyuyan Insanın ifâ- Gesi vardı. Bir ara, sanki telapatik bir sezişle, elini boynuna götül pijamasının yakasını genişletn tiyormuş gibi bir hareket yaptı. Siyah paltolu adam, ipek âtkıyı katladı, sür'atle cebine koydu — ve geldiği gibi sessizce gitmek istedi, hattâ bu isteğinde daz ği için, küçük bir tabureye çarpa- Tak üzerindeki çini vazosunu yere düşündü. ü, is a acele etti Oda kapısı önüne geltiği zaman, arkadaşma baktı. O, $adece kıp darimış, — uşammamıştı — Beraber çirdikleri yâtılı talebelik haya larını düşündü: * Uykusunun a 1 arkadaşlarının bir sürü Yhuz! fapılmasına sebep olardı. lik Çıkmadan evvel, tekrar duvarda Kİ tabloya baktı Resmin yüzünde, tit memnimiyet ve teşekkür ifâdesi görür gibi bid Sihay paltolu adar iği gibi sessizce çıkap gitti * Bir kaç ay sonr kadaş kat Şilaştılar, Kİf saçığ mhhar, elini az kadaşinın “omuzuna koydu — eUyuyan'İnsanı galı rtemanın okuğlm, lükin hisat eb Herif öldürmek- için — gdiyor, kapılar açıp kapıyor, birde vazo deviriyor öbürü bunların hiç Hrinden haber- dar değill. Uykusu bukadar |ğır İnsan olur mu birader?

Bu sayıdan diğer sayfalar: