14 Ocak 1948 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

14 Ocak 1948 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| İ —— İki ay sonra şahadetini haber al — ile Azmi beyin seyahatleri ne de- P — Azmi beyin Küçük Talât beye SAYFA: 3 İımır İohklal Mıhkemesmde neler gordum? - İtatürk'e sulkasıdın |.. / tafsilâtı ve içyüzü Yazan gi ğ — İngilizlerle temi — Berlinde bir İngiliz memuru varmış, Talât paşa ile görüşmek g emiş diğer taraftan İngilterede irk menafüi aleyhinde kark, kırk beş küşilik bir grapun bu- Tunan bir İngilize mekfub yazmış. Bu hücumların doğru oım.tgx. #söylemiş o da görüşeceğini ben bildirmiş, $onra - Kolonyaya geldi, görüştüler. Türkiye aleyhin- deki hücumların nihayet bulmâsı, Sulh yapılması hakkında sözler söylemiş, o da şeraiti sulhün ne olabileceğini sormuş. Paşa hududu milliyi anlatmış. Sonra yapılan haksızlıklar için teşebbüsatta bu- lunacağını söylemiş. — Burada mücadele aleyhinde bulunmak üzere teklifat vâki ol- muş? — Bilmiyorum. — Sulh yapabilmek salâhiyetini, kendinde nasıl görüyormuş? — Böyle bir salâhiyet görmü- “yordu. Bilâkis Anadoludan istizan edilmek şartiledir ki -görüşüyor- du. Enver paşa ile de bir İngiliz binbaşısı İsviçnede görüşmüş, En- ver paşa her şeyi söylemezdi. Bize söylediği bazı sulh şeraiti hakkın- — da görüşüldüğü idi. — İstanbul hükümeti tarafından her hangi bir surette anlaşmak is- tiyenler oldu mu? — Hayır. — Enver paşanın — yazdığı bir Mmektub meselesi vardı? — Bilmiyorum. — Siz 'ondan sonra ne yaj - — Cemal paşa Moskova; ç mişti. Bize bir mektub ıüğuvk Rusların muğber olduğunu söylü- yordu ve Efganistana gidecekti. dik. Bendeniz Azmi beyle yalnız| “ kaldım. Ankara hükümeti — artık | müsaade etmişti. Bulgaristan ta- — Tikile geldim. — İttihad ve Terakki teşkilâtı rece alâkadandı? * / — — Hiç alükadar değildi, bilakik — buna fena halde kızardı. yazdığı mektubu biliyor musun? — Haşır. — Biraz faaliyetinize temas et- ti mi, hemen «Hayır» a düşüyor- Sunuz. — Vallahi efendim bilmiyorum. Azmi bey ve ben Batum kangre- si mukadderatı aleyhinde idik. — Nasıl olur? Azmi beyin el ya Zısını tanır misiniz? (Kütibe hitaben: <Azminin mek tubunu gösteriniz!») — Bak mektublar senin dediğin gibi posta ile gitmiyormuş. İttihad ve Terakkinin faaliyetine aid olan kısmı okunursa ne dersin? — Yazı onun. İ — Bakınız? — Fikir fena. nasıl oldu?) Ey kimsesiz âvâre çocuklar ! (Baştarafı 1 Mmolde) — Ne yapsın be? Canı portakal is- temiş — Canı portakal birden mi aşırır? Oğlan oralarda değil. Hah... Polis geldi. Bakalım; ne ya- pacak? Polis vak'ayı dinledi. nn — Portakalları denize attı. On por- takal... Sermayesi bir tira,.. Ben gün- de bir dira ekmek parası — çıkartıyor. muyum? Polisin eli uzandı; fakat hırsızın ya- kasına yapışmadı. Oğlunun yaramaz- dığını güren bir baba edasile oğlanın kirli kulağını tuttu. Hafifce salladı, sonra koşar gibi mini mini bir tokı cik vurdu. «Haydi - bakayım; — dedi; bir daha böyle haltetme...» istiyen on — tane Portakalcı- Serseri yııııuuı*llılı mi kurtara- cağız? Nerede — Çocuk Esirgeme Kurumu? Nerede bununla meşgul olacak alâka- darlar? Nerede onlara uzanacak olan cankurtaran simidi? Nerede? Nerede? Bugün portakalcının sepetini yağ- malıyan bu çocuk yarının tam diplo- malı bir şerirldir. Bugün (sam yeliy nin önünde bükü- den bu fidan, yarın artık (sabl rüz- gâri) nin itirli okşamalarını düymiya- gakt Ey kimsesiz âvâre çocuklari — Hele Birleri Hele sizleri Tefrika No. 144 — Memleketin geçirdiği felâket- lerden nedamet göstermek lâzım- ken hâlâ fırıldak çevirmeğe çalışı- yorsunuz ? — Benim imzam var mı? — Ne diye onun lehinde şaha- dete kalkışıyorsumuz ? — Eğer benim imzam varsa ve biliyorsam Allah belâmı versin. — İnsan manevi bir âkideye ma in kadar Al- bilirsin. O- Hun için böyle tekrar tekrar ya- Tanlarını tutarız. — Yalan değil, yanlış... (Burada müddclumum? be; alarak, Kral Kostantin mevkii tidara geldiği zaman Kostantinin yaveri general Metaksasın Talât paşaya gönderdiği bir mülâkat talebinden malümatı olup olmadı- ğını sordu. Doktor Resuhi «hayır> cevabını verdi ve celse on dakika tatil edildi) Saat dörde on kala ikinci celse açıldı. Reis — Deminki isticvabat ara sında şayanı dikkat bir nokta var- gır. Onu izah edin: «Doktor Nâzzm Batumdan Berline gelmişti. Orada Batumda bu meseleyi konuşurlar- ken ben yoktum. Benim namıma imza dedi.» diyorsun? Maznun — Öyle söylemiştir. — 1İfadenizde Batum kongresi kararlarına tarafdar olanlar me- yanında Enver paşa ile pederi beyi söylüyorsunuz. — Vehib paşa Enver paşayı A- doluya geçmeğe teşvik ediyor- u? Memlekete geldiğiniz zaman faaliyetinizden bahsediniz? — Hiç bir faaliyeti siyasiyede bulunmadım. Geldikten sonra taba betle meşgul olmak istedim. Fa- kat terakkiyatı fenniyeyi takib et- mek imkânı göremeyince vazgeçe- rek Kemal beye «bana, münasib bir iş bule dedim. Anadolu hükü- metile arası iyi zannediyordum. Ayni zamanda Cavid beyi de gör- mek istedim, evini sordum. Kemal bey: «Ben gideceğim, beraber delim» dedi. Ben «daha gitmek is- temiyorum. Başka bir gün gidece- im» dedim, Kemal bey <Çay var, gider bir çay içer, dönersin» dedi. Beraber gittik bir çok arkadaşlar orada toplanmışlardı. Kemal bey Gazi paşa hazretlerine mülükatla- rmı anlatıyordu. Paşa hazretle- ri <zümre namma müracaat ka- bul edemem, ferd itibarile hizme- tinizi beklerim» demişler. — Kimse söz söyledi mi Kemal beyden sonra? — Hayır, «pek âlâ, muvafık- tır> denildi. Sonra ben <Bana mü- saade edin gideyim» dedim. Çık- tım. Kemal bey: <Sen gayını içer in, gidersin; ben Cavid beye se- nin işini söylerim» dedi. — Demek sen bu içtimadan ev- velce haberdar değildin? — Hayır, Cavid beyin evine bir daha gitmek değil, o gündenberi yüzünü bile görmedim, tahkik bu- yurabilirsiniz. (Devamı var) — Verdacığım! Kızım benim, ca- Tum benim, onu çok mu seviyorsun? Çok mu zevallısın? Genc kizan başı İeyanla iki tarafa sallandı. Boğazından boğuk bir sada çıktı: — Ondan .nefret ediyorum. — Beni dinle Verda, ben de bugü- me Kkadar Bülendin ne derece alçak bir insan olduğunu, neler yapmağa müktedir. olduğunu, bayağılığını ne: relere kadar götürebileceğini bilmi. yordum. Demek ki, bunca senelik a: kadaşım bana da komedi - oynuyor, yüzünde maake taşıyordu. İkimiz de aldanmışız, ona inanınışız. Şimdi an- kyorum di enun gibi adamlarla ne Gost olunur, ne de düşman, Böyleleri Açin sevgi ve mefret duyguları taşı- mak anlara kaymet vermektir. Onla- ra karşı hiçbir his beslememek, on- darın warlığını unutmak, onlarla kar Şilaşınca cansız ve ruhsuz - birşeyle Karşılaşmış gibi omuz silkip baş çe virmek gerektir. Güzel bir kalıp içinde çirkin bir Tuh taşıyan imsanlara yapılacak mu- amele ancak onları görmeden geç- mektir. Ben, birkaç aydanberi, Bü dendin hakikt mahiyetini keşfelmek Be başlamış; ondan uzaklaşmıştım. Senin onu sevdiğini — bilmiyordum. Niçir. bunu bana söylenemiştin. yav rum? BSenin için dünyada en yakın bir insan,, bi dost değil miyim? Metin; onuzuna dayanmış kendi sini dinleyen ve yavaş yavaş hıç - İzin günlerinde yev- miyeleri kesilen Tekel bekçileri İsim ve adresi mahfuz bir okuyucumuzdan — aşağıdaki mektubu aldık: «Tekel idaresine bağlı Üs- küdar Şemsi paşa — tütün yaprak bakımevinde, — uzun senelerdenberi bekçilik yap- maktayım Günde sekiz aaat çalışmak la 875 kuruş yevmiye almak- tayım; fakat bu. Ücretten, buhran, müvazene ve kazanç vergileri kesildikten sonra e- lime geçen ancak 226 kuruş- tur. Aldığım bu gündelik ile 8 nüfasa bakmak — mecburiye- tindeyim. — Yılbaşında beklerken, bize zam y ayda dört gün mecburi izin verdiler. muş bulunmaktadır. ücretsiz izin günlerini kaldır ması hususunda - sünl soran- lara müdür şu cevabi verd çuk sene evvel gelmişti; fa- bildiğim için şimdiye kadar Artık emri tatbik — etmeğe mecburum.» Bu vaziyet karşısında ne yapacağımızı — şaşırmış — bir haldeyiz. — Gazeteniz vasıta- siyle şikâyetimizi ilgili ma- kamların — dikkat — nazarına koymanızı dileriz.» * SULTANTEPELİLERE BE- LEDİYENİN CEVABI Üsküdar kaymakamlığı be lediye roisliğinden : «Weni Sabah gazetesinin 8. LASAS tarihli — nüshasında YENİ SABAH Dün Dün saat 1030 da belediye — rala müavini Sald Koçağın başkanlığın- da bir toplantı yapılarak — belediya dairelerinin tevhidi meselesi — ikinci defa görüşülmüştür. Evvelce de bildirildiği — üzere ih. zari bir işletme haline — getirilerek bir tek umum müdürlük — emrinde galıştırılacak ye düireler olan mühtelif boledi. müdürleri dünkü top - LELEDI YEDE Yeni ekmek fabrikası l gğ D Yarım kalan Balat fabrikası inşaatını belediye üzerine aldı Hali tastiyede bulunan Mahrukat Otisi tarafından inşasına — başlana. rak tamamlanamıyan Bal mek fabrikası inşaatını mek Üzere belediye teşebbüse geç- miştir, Dün bu iş için Mahrukat — Ofisi müdürü ile belediye — reis muavini uzun müddet görüşmüştür. Netice — itibarile bina - belediye büdeesinden verilecek — parayla ik- mal olunacaktır. Yeni ekmek fabrikasının icabında , İstanbulun dörtte bir ihtiyacını kar| şılıyacak şekilde geniş ve tesialeri- nin ona göre yapılması — düşünül- mektedir. ———————HEL Mükerrer sabıkası olan «Üsküdarda — Sultantepelile dolandırıcının muhakemesi rin dilekleri» başlıklı in ——— celenmiştir. Şimdiye kadar 5 defa mahküm 0- Üsküdar bölgesinde — mev- lan sabıkalı - dolandırıcilardan — 30 cut n e vasıtaları bu böl | | yaşlarında(Macit adında bir genç, bu genin acını kasmen kar- ( T defta da Sifaseiyitenfe 148 numara-| şılar arlar. Bundan baş da bakkalyEleniyi dolandırmaktan, ka U .cudar - Kadıköy ve sanık olarak 6, ncı asliye ceza mah, havalisi tramvay — idaresinin Üsküdar - Kasıklı - Bulgurlu ile Üsküdar - Kadıköy hat- larında otoblis- ler de taşıt letmektedir. Üsküdar - Bey- koz arasında İşletilmesine I- zin verilen otobüslerden de Beykoz halkı faydalanmak- tadır. Ancak Sultantepe bölgesi- nin mevcut yolları çok dik- tir ve şimdiki halde otobüs işletilmesine elverişli - değil dir. Bülbüldere caddesinden ayrılan bu somtin yegüne a- raba yolu darlığı yüzünden büyük nakliye vasıtalarının geçmesine müsait bulunma- maktadır. Ba yolun — genişletilme- si de tahsisat — meselesidir. Bu tahsisatın - sağlanmasına imkân nisbetinde çatışılacak- tar.» İılnlı olduğumuz günlerde Müessese - müdürünün, bu «— Bu emir bize bir bu- kat ben, sizlerin vaziyetinizi idarei maslahat * ediyordum. fetli dolandırıcı mahkeme salonu| na girer girmez hâkimi mütebessim; bir çehre ile selâmlamış ve: «— Efendim gene rahatsız edece ğgim, amma artık kusurumu bağış- larsınız» demiştir, Hâkim sevk id- dianamesini inceledikten sonra: — Ne 0 artık doktorluğu bıra| kıp bakkallığa kadar indin mi?» Iâ, tifesinde bulununca da: | — Neyaparsın beyefendi, düşüp| kalkmıyan bir Allah» cevabını ver- miştir, Sâünık daha önce, kendisine dok tor süsü vererek bir çok kimseler yüzlerce lirasını dolandırmıştır, Bu, deta ise mezkör bakkala gidip 120 liralık mal aldıktan sonra: “— Bana 30 lira daha verin, çırak. larla 150 lira göndereyim, Çünkü ev| de bozuk para yok» diyerek üste-| lik'parada elde etmiştir, Mahkemede şahitler — dinlenmiş ve celse karar için talik edilmiştir, Belediyede Encümen âzalarının iştirakile yapılan toplantıda teklifin Şehir Meclisine gönderilmesine karar verildi resi müdürünün de hazır bulunduğu dünkü müzakerede ayrıca - belediya encümen Azasından Naci Dilmen ve Bürhan Felek namına ürlerini bildirmişlerdir. Verilen kararlarda bir Şubatta a- çılacak olan Şehir Meclisinde görü- şülmek vzere encilmence bir rapor hazırlanacaktır. Belediye dairelerinin tevhid. olun.. de enoümen lantıda fikirlerini beyan etmişler -| masına dair hazırlanacak — olan bu dir, rapor meclisin ilk celselerinde mü- E. T. T, müdürü ila Sular İda -| zakere olunacaktır. —— a— — L İKTISAT Pamuk ipliğine zam yapılmayacak eee a Bakırköy mensucat fabrikası mayısta çalışmağa başlıyor ei İplik ve Dokuma müessesesi tara| fından hususi müeseseselere verilen pamuk ipliği fiyatlarına yüzde on, beş nisbetinde zam yapılacağı ha beri, ilgililer tarafından yalanlan- maktadır, Diğer taraftan öğrendiğimize gö- re, yeni yapılacak mensucat ve el- yaf fabrikalarının inşaatı ve teknik teferruatı üzerinde tetkiklerde bu- Junmak üzere bir Amerikan heyeti şehrimize gelmiştir, Yeni inşa edilen Bakırköy mensu cat fabrikası, Mayısa kadar faaliye, te geçmiş bulunacaktır, Fındık piğasasında « durgunluk Bon bir ay zarfında fındık piyasa sında da bir durgunluğ göze çarp- maktadir, Diğer taraftan öğrendiğimize gö re, fındik için Belçikadan toplu ve külliyetli istekler geldiği halde Bet çika hükümeti, dolar temin ademe diğinden bu memlekete ihra€ yapıla mamaktadır, Belçikaya takas yolu ile duğu gibi Fındığa da takas veya sterling mukabili ihraç imkânları sağlaması beklenmektedir, Kasapların istediği narh Bt meselesinin aylardanberi yine halli müşkül bir safhaya — girmesi üzerine belediyece mezbahada — ted. kiklere başlanmıştır. Canlı hayvanın maliyeti — üzerina yapılan bu tedkikler neticelenmiştir. Ancak bazı mevsimlerde — bilhassa içinde bulunduğumuz — aylarda mu- varidatın azalması nazarı itibara a- Hnarak hesablanan — maliyette ha- kikaten perakendeci kasabları teyid eder neticeler alınmıştır. Ancak be lediyece perakendeciler — tarafından istenen narh talebi uygün görtülme. mektedir. — Ziza kasablar narhın en az 260 kuruştan tesbitini — iste- mektedi-ler. Belediye ise bu — tokli- fe yanaşmamaktadır. Diğer taraftan kasablar bu gart. gee Aşk ve his romanı vv To'rikı: 38 —e Büyük Yalan l kırıkları hafifleyen Verdanın. saçla- Tını; yüzünü okşarken söylediği bu candan sözlerin hüznüne kapılmı tı. Birdenbire ona: — Seni asıl ben Tümlere kadar, Diyecekti. Son saniyode iradesini topladı. Hayır, onun bir başka er - kek için gözyaşı döktüğü sırada ou sözleri söylemiyecekti. Bekliyecekti. Verdanın nihayet şarlatan bir kalb- le hakiki bir. sevgiyi — birbirinden Ayırd edeceği muhakkaktı. — Onun zayıf bir dakikasından istifade ede- mezdi. Genç kiz başını kaldirdi. — Metine baktı, göz yaşları arasında ona gü- lümsedi: — Sen dünyanım en asti vuhtu, n Ayi adamısın Metin, — Aylardanberi beni de şaşırtan >sayıb düygüları- mi sana söylemediğim için Sann gü cenme. Bunları sana söylemeğe de değmezmiş. Bunlara bav de tam bir seviyorum.. Ö. | Muazzaz Tahsin BERKAND — mediğimden emin değildim. — Şimdi bunu anladım, Metinin endişeli yüzü ona — eğik diz — Neyi anladın? Onu seviyor mu sun Verda? — Hayır, sözlerile; sahte tavırin rile o alçak adam beni büyülemişti. Duygularım beni rahatsız ediyordu. Aylardanberi bir tek saadet dakika sı yaşamadım. İçimde devamlı bir korku; bir telâş ve tereddiüd. vardı. Bu ağır yükü üstümden atabildiğim için şimdi ne kadar — rahatladığımı Biler vezsin. Genç adam, hayretle ona — baktı. Kalbi derin bir sevinçle çarpmıştı. — Sahi mi söylüyorsun? Sahi m Verdn? Demek onu se“miyorsun? — Hayır, Hiç bir zaman sevme. dim İnan bana, Onun yalancı söz derile; sahte tavirlarile büyülenmiş- tim, Şinidi. kendür * n utanıyorum, — Fakat vavrucuğum bu düy - Tükete sürükleyebilirdi. — Hakkın var, Onun elinde — bir oyüncak olmuştum. Manyatize edil Miş bir haldeydim. Müdhiş bir boğ Tuğa yuvarlanabilirdim. — Beni korkutuyorsun Verda! — Ben de korkmuştum, — fakat artık korkmuyorum. Beni sen kuz- tardın, Şimdi hislerimi açıkca görü yorum. Biraz evvel söylediğin gibi, ona karşı hattâ bir nefret beslemi- yeceğim, onu tamamile unutacağım artık, Metin cevab vermedi. — Yanyana eve doğru yürüyorlardı. İkisi de ken di düşüncelerine gömülmüştü, Köş . kün ışıkları uzaktan göründüğü za - man Verda durdu, Metine baktı: — Bana inanmıyor. musün? — İnaniyorum; — yavrum madem kt sevmiyorsun, seni derinden derine ra sebab nedir? Genç kiz mahzun mahzun Laşını fakat hala sarsan bu hıçkırıkla dalm veremiyordum. Onu sevip sev gun seni derin bir uçuruma we fe- — zalladı: AoA o e eee e— —. — ”— fındik | kemesine- yerilmiştir, Burjuva: Kıyaf ( inlerce hükümetin tütün de ol- AHiİLİ HABERLE Belediye dairelerinin tevhidi projesi şulıatlı görüşülecek Sıtma Savaşı kongresi HH sağlık müdürü Ankaraya gidiyor Sre Ayın 19 unda Ankarada yapıla - cak olan sıtma savaşı umümi kon gresi için hazırlıklar dir. Sitma savaşı kongresine şehrimiz | namına iştirâk etmek üzere İl Sağ lk Müdürü Faik Yargıcı ile mua- vini doktor Midhat da iştirâk ede- cektir. ilerlemekte- Sıtma savaş kongresine her vilâ- yet sitma savaş — delegelerile bilü mum bakanlık müfettişleri — iştirâk | edecektir. Kongrede #gitün yurdda bir — yıl | içerisinde sıtma savaşına dair ya - pilan çalışmalar — tesbit ve müza - kere olunacak ve önümüzdeki - yıl içinde de neler yapılacağı kararlaş- tırılacaktır. 944 yılına kadar müayyen bölge- lere inhisar eden sıtma — savaşının 945 yılında bütün yurda — teşmil o. Jlunmuş bulunması kongreyi daha e- hemmiyetli bir hale getirmiştir. Önümüzdeki yıl içinde sıtma sa- vaşında nihat adımlar atılacağı alâ kalılarca belirtilmektedir. MÜTFFERRİK Sönestr harçları ge xh <B Borçlarını ödeyemiyen bine yakın talebe üniversiteden çıkarılıyor EEŞE İstanbul Üniversitelerinin bütün Fakültelerinde kabul edilen - sö- Mmestr usulü ve onun mali cephesi olan «borç» meselesi, bütün Üniver siteliler arasında hemen hemlen gü nün mevzuunu teşkil etmektedir. Bugün, Üniversite de okuyan bin lerce talebenin, yüzde yetmişi fakir ler teşkil etmektedir, Bunlar —esa sen, binbir güçlük içinde, tahsilleri ni idameye çalıştıkları için— sö- mestr borçlarını vermekte de zorluk çekmektedirler, Diğer taraftan, Fakülte idareleri de, bu durumda bulunan talebeleri; Fakültelerden ihraç edeceklerini bil dirmektedirler, Fakir talemelerden, bir - kız eborç» dan muaf tutulmak İçin bi- rer mazlata ile Fakülte idarelerine müracaat etmişlerdir, Fakat za: bir ihtimalle, bunun ancak yüzde | onunun kabul edilmesi muhtemet- dir, Yaptığımız tahkikatâ göre, kayıt larının silinmesi tehlikesine maruz, hâlen 1000 e yakın Üniversiteli tale be vardır, . H. P. il idare kurulu başkanlığı C ,H, P, İl Başkanlığından istifa eden Fahrettin Kerim Gökay, gere ken formaliteler tekemmül etme-, miş bulunduğu için — hâlen eski va zifesine devam etmektedir, Yeni başkan seçiminin, önümüz- deki hafta içinde yapılması muhte meldir, İl idare heyetinde bulunan Faruki Dereli başkanlığa en kuvvet N namzet olarak gösterilmektedir. lar altında dükkânlarını — kapamak zorunda kalacaklarını belirterek An karaya yakında bir heyet göndere- ceklerdir. — Zavallı annemle babamı dü - şünüyorum Metin, Bir aşk — hayatı yaşarken ölen; doğucak çocuklarına Meşra bir isim takamadan dünya - dan çekilen zavallıların - senelerden sonra, bu kadar ağır sözlerle tah « kir edileceklerini ummamıştım. Gü rüyorsun ya, cemiyet beni olduğum gibi kabul etmiyor. Ne yapsam, tü aanların gözünde bir piçim, annem deke Metin eliyle onun ağzını kapadı: — Sus Verda! Zavallı annene ha karot edenler, insanları ve dünyayı tam olarak tanımıyanlardır. Baban daha bir kaç gün yaşasaydı, — sen Darülâcezeye — bırakılmıyacak, — bir aşk çocuğu — olarak — sevilecektin. Böyle bir felâketi anlamıyanlar, het hâdizeyi en bayağı şekliyle mütalea etmek istiyenler, hayat — görüşleri mahıdud bir çerçeve içinde hapse - dilmiş, dar kafalı insanlardır. On'- ların Üzerinde durmağa, düşünmeğe değmez, Bırak onlar diledikleri gi . bi düşünsünler. Sen, yarının sanat yıldızı Verda, hakikf benliğinden bir şey kaybetmeesin. Genç kiz, Büyük bir — minnet ve #ükranla Metinin ellerini yakaladı: — Sen., siz. hepiniz... ah ne iyi adamlarsınız! Zavallı anamım — gü - nahsız bir kadın olduğuna, bir ka- zaya kurban gittiğine inanmamış oi sanız beni böyle bağrınıza basar mıy dmz? Fakat. (Devamı var) |4ocu< 1048 “HER SABAH| Sütunlar arıımda bir dolaşma daha D Ünkü <Vatans da Ahmed &: min Yalman — başmakalasine $U sername ile başlıyor: <Evvelâ havayı düzeltelimi. Fıkracı — Görenler Allah için söye lesinler üstad, yahu dört beş gündür Kenan Önerin parti - başkanlığından istifasında bile kızıl bir. parmak gö- Fen; ŞuNü bunu komünizme âlet oe makla suçlandırıp memlekette n bir heyocan havası yaratmıya uğru- şan, kendinden başka horkesi kör, ol hanı da sersem . sayarak bir bardak suda fırtınalar — koparınıya — kalkışan sanki başkası imiç gibi şimdi de cEv- velâ Mavayı- düzeltelim'» — buyurman bana Karagözün Beberuhi ile muha- veresini hatırlattı. Karagözü Amari- Kalilar da pek - sevdikleri için — belki san de bu Sahneyi bilirsin: Beheruhi Karagöze hem vurur, hom de- — Allahtan korkmadan bana vuruyorsun? diye şirretlikler eder Bir haftadır. bizzat — havayı bulan- dırdıktan sonra şimdi de «Evvolâ ha- vayı düzeltelim» diye söze başlamana bayıldım. doğrusu, Bon artık alıştığımız şu senin yüz sekson derecelik dönüşlerine dek DU memlekatte hâlâ kari buratı Şaşıyorum. üstad. yine * «Her Gün> relikimiz feryad ediyorz «Milli dâvalar menfaat mazl» Fıkracı — Bir de bu — suali — bay Yalmana sor bakalım! Sen me söylü- yorsun yahu! Elağlu hem milli dâva- farı menfaat yapıyor, hem ae üstelik şuna buna hamiyet ve vatanseverlik dersi vermeğe kalkışıyor. vasıtası - ola- * «Son Saatı röt — Bakanından soruyor: «Döviz (çerimiz miçin gizli- dir?» Fıkracı — A birader eski — Ticarat Bakanı Atıf İnan döviz ayarlamasını gizli tutmadı diye kıyametler kaparan biz gazeteciler idik. Şimdi yeni Tica- ret Bakanı, sütten ağzı yananın ay- ranı üfliyerek içmesi gibi, dövüz iş rini gizli tutuyorsa — kabahat rm edi- yor? Amma sen diyeceksin ki asıl ar yarlama gizli tutulmalı idi de döviz işi gizlenmemeli idil.. — Ne - yaparsır bu kadarcık hatâyı dağan mazur gör rüver... * «Son ” Postas refikimiz. Başbakanır kesbi âfiyet ettiği habörini: «Saka | yileşti». kelimelerile müjdeliyor. Fıkracı — Saka - iyileşti ise artık Ankara sü - sikintisi. çekmiyecek de- mektir. * Gazetelerden: Millet Meclisinin ev- velki günkü müzakerelerinde millecve killerinden biri: «Yüz para fazla alan hüküm giydi, milyonlar — vuran takih edilmedi». demiş. Fıkracı — Ayol, o yeni bir şey de- Bil, yıllarca evvel Ziya paşa merhum dememiş kiz Milyonla çalan mesned-i- izzette serefraz, Bir kaç kuruşun mürtekibi cayi kürektir. FIKRACI —— İstanbul vapuru bugün geliyor Bir müddet evvel Batı Akdeniz seferine çıkan Devlet Denizyolları idaresinin Istanbul yolcu gemisi, bu gün saat 1435 de limanımıza gel Mmiş bulunacaktır, Daşe e ÜĞ LA Dünkü sis yüzünden vapur seferleri aksadı Dün sabah limanımıza çöken kı sif sis tabakası yüzünden şeltir hat ları seferleri aksamıştır, Ada seferleri, 15 dakika — rötorlu olarak yapılmış, seferler, 9 dan son ra normal bir şekilde devam etmiş- tir, — 4 otobüs daha geldi E, T, T, İdaserinin İsveç fabrika larına siparis ettiği elli otobüsten dördü daha limanımıza gelmiştir. Öğrendimize göre E, T, T, Idare Bi bu otobüslerden bir kısmını Tak sim — Sarıyer bır kısımını da Nİ şantaşı — Beyazıt hattına tahsis e decektir, .rrrrrrrrrrrrrrrre x TAKWVİM « OCAK 1948 '!G'l mm B _m Reberel Çai îanıha Kasım 63 YI—GÜNM Vakitler Vasuti izan &. n Güneş T 23 Öğle 12 23 İkindi. M 50 Akşan ı7 64 Yatsı 18 40 İmsal S 40

Bu sayıdan diğer sayfalar: