2 Şubat 1948 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

2 Şubat 1948 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| | lı"*ir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm? Atatürk'e suikasdın tafsilâtı ve içyüzü hiç bir şeyi? olmuyan Doktor Nâzım bey böyle öylemiştir; nihayetinde bu. mek- ğx;ıbu okuduğumuz zaman kala kal uştır. ' — Zatıâlinize istievabatı ovve liyemde arzetmiştim ki bazı zevat daima bir İttihad- ve-Terakki fır- kası yapmak isterlerdi. Kara Kı Mmal bunlardan. biridir. İhtimal ki Doktor Nâzım bey de ayni fikir- de idi. 1 (Reis bey Câvid beyinbu bab daki eski ifadesini okudu. Bunda «Bu rical belki ahval ve şeraitin muvafık olmadığını görçrek bu fikirlerinden vazgeçmişlerdir». de- niyordu.) Maznun — Fakat daima tekrar ederlerdi. — Peki, demek onlar hemen 'da- ima bu fikri taşıyorlardı. O halde daima bir İttihad ve Terakki fır- kası teşkili fikrini taşıyan adam- larla evinizde yaptığınız bu pro- gram, dediğiniz gibi, zayıf bir iş olmaz, —Bendeniz o fikirde değilim; Bu içtimada bulunanların zübdei efkârıdır. — İfadei evveliyeniz: - vazılıtır. farbi umumi neticesinde istifaniz Ve saire... Yallız Mondros müta- rekesinin sureti akdi hakkında Mütaleanızı mesküt- geçiyorsunuz. — Elde bir mütareke sureti yok ki bunlar hakkmda izahatta bulu- nayım. — Meselâ- Boğazlar — açıliyor. Silâh teslimi gibi mesaili. kabine- niz ne suretle kabul etti. — Bu meseleyi ibtidasından ar- zedeyim. — Sulhe varmak için kabineniz ne yolda yürümüştür. — Efendim kabinemiz teşekkü- lünde bu meseleyi derpiş ederek sulh esaslarını tesbit eti —Neden sulhe doğru. gittiniz? — Çünkü kabinemizin maksadı teşekkülü- bu idi. -Ordularımızın vaziyeti hakkında malümat Veril- di. Bunun üzerine kabinede sulhe karar verildi. Bir taraftan İzzet paşa vasıta bulup Selâniğe gilmek- istedi. Diğer taraftan da İngiliz donanması Amirali Galtrop dâvet etti. Kabine Selâniğe ayrıca bir adam göndermekle baraber Galt- ropla müzakereye karar verdi. Bu mesele kabinede müzakere edilir- ken Damad Ferid geldi ve sulh Müzakeratına kendisinin murah- has gönderilmesini Vahideddinin istediğini söyledi. Kabine mesele- yi müzakere ve bu teklifi gabul et medi; Rauf, Reşadı ve Hikmet bey leri intihab etti. — Kendilerine bir: program- ve- rildi mmi? — Hayır; sadece klâlimiz müemmen bir sulh akdi direktifi- verilmişti. — Tavshendin bu meszele et- rafındaki hatıratında Türkiye le- binde çalışmak şartile bir kayıd var. — Tavshendin Londraya- dön- mesi mukabilinde böyle bir teklif vardı. Galtrop ile müzakere kabi- ne tarafından takib edilmiştir. Ve nihayet son teklifatın en müsaid bulunduğu ve kendisine verilen imzasız geraitinin nihayet bulmak üzere Bulunması Üzerine mütare- kenin imzası hakkında murahhas- | ! l .Mahahııı Gandhi (Baştaranı 1 incide) Bilâhsız mukavemetinde İngiliz iktisa- diyatını sarsan ilk hareket halkın: tuz Ahtiyacını ancak tabiatın ihsanile gi- idermek yolundaki kiyam İle haşladı. O zaman Londranın büyük salontarın- dâ bu hareketin etebaşıar ile alay edi- yorlardı. Büyük sofratarda porselen- 'den minimini Gandhi şektinde tuzluk- ar moda olmuştu. Fakat - ikinei bir- hareketle — bütün Hindistan pazarları İngiliz malına ar- kalarını dönünce vaziyet- değişli. İskoçya kumaş fabrikatörleri ve bu fabrikalarda Hindistan boykotajı dola yisile işsiz-kalan amele, şayed Gandhi © tarafa gelmek budalakığını göstere- 'Cek olursa onu parça parça edecekle- Fini açşıkca söylüyorlardı. Gandhi İngiltereyi — ziyaretinde bu fabrikaların bulunduğu havaliye gil ti; amele ile konuşlu ve onları ilzam etti. Amele bu adamın kudsiyetine kar MN oldular. Cihan fanidir. Ancak büyük insan- lar fena bulmazlar. — İnsanların — bu türlüsü artık (Baki) nin dediği Bibi bu kubbede yalnız bir <hoş sada» rakmakla İktifa etmiyorlar... Onların sayhaları yalnız dirileri — değil İsrafil Bürü Kibi. ölüleri bile mezarlarından kaldırıyor! Gandhi- yaşıyorlus Tefrika No, 163 Tarımıza emir verildi, ” —Talât paşa ve arkadaşlarına mütarekenameyi kipı söyledi — Böndeniz haber verdim. Son Fa mütarekename resmen Meclisi Mebusanda okunduğu zaman Ta- lât paşa Mecliste idi. — Talât paşa Avrupaya gidece- ğini size söyledi! mi ? - Hayır Talât paşa ile Enver hareketlerinden sonra keyfi- yeti-mektubla İzzet paşaya yazmış İardı, İzzet paşa bundan ne kadar Mütehayyir, olduyga: Fethi beyle biz de o kadar mütehayyir olduk. — Terakkiperver fırkanın teşek külü esnasında, Adada de bir içtima olmu - Yalnız Hara Kemal bey vetliridi. Size tuhaf gelecek, Kara Kemal bey elli yaşına gelmiş hiç Büyükadaya gelmemiş. Refikamın yanında söyledi. Refikam da bir öğle yemeğine dâvet etti. Bu su- retle Şükrü beyi de beraber getir- miş, — Sizin Şükrü beyle bu dâvet- te barışmış olmanızda bir maksadı mahsusa vardır, — Bfendim Şükrü beyle bu dâ- vetten bir sene evvelki içtimada barışmış idik. Şükrü bey bu içti- maa geldi: Selâm verdi oturdu. Ve bu suretle barıştık. Büyükadaya Kemal beyle- ziyaret — maksadile geldi. — İşte bu dâvette fırka teşek- külünü görüştünüz? — Hayır, sadece oturduk mek yedik; ondan sonra kulübe gittik; üç vapurile de döndüler. Hiç kalmadılar mı? — Hayır kalmadılar. — Rauf, Adnan beyle Refet pa- ve saire toplandınız mı? — Hayır efendim bunlarla hiç bir zaman toplanmadık. — Gelmezler mi idi? — Gelirlerdi. Fakat yalnız ola- rak... Hiç bir vakit toplanmadık. Reis: «İsticvabınız bugünlük kü fi görülmüştür.» dedi bunun üze- rine bugünkü muhakemeye niha- yet verildi. Hüseyin Cahid ve Salâh Gimcoz beylerin muhakemesi 11 Ağustos 1926 çarşamba günü Hüseyin Cahid! bey maznun mev- küne getirildi. Kapıdan girerken gapkasını çıkarmıştı. İskemleye o- turdu. Sâkin ve tabil' durayordu. Bir müddet sonra hafifce arka- sına dönerek samiini tedkik- etti. Mâahkeme heyeti girer girmez her- kes ayağa kalkti. Müddeiumumi Cahid bey hakkın daki iddianın kendisince malüm olduğunu binaenaleyh mahkemeye devam edilebileceğini — söyledi ve isticvaba başlandı. Reis bey, Maltadan avde*ten sonra Hüseyin Cahid beyin nerc- lerde bulunduğunu ve kimlerle gö rüştüğünü sordu, Cahid bey İsviçrede bulundu; nu Cavid bey ve Cemal paşar ile gtüğünü, —diğer — liderlerden Kimseyi görmediğimi; Talât nm Maltada iken öldürüldüğ Fransada iken Said' Halim paşanın şehid edildiğimi, diğerlerile muha- bere etmediğini beyan eyledi. mail Canbulat ile FPransa ve Ro- mada görüştüğünü ve Cavid bey- le münasebetinin devamlı olduğu- izin eviniz nlatınız? ye OkUYUCU DİYORKİ Vilâyetin dikkat nazarına ci Odasının kapısı kırılarak eşyaları sokağa atılan bir vatandaşın şikâyeti aai ö Çarşambada oturan bir 0- okuyucumuz bize — gönderdi- ektubda şöyle demekte- —Evvelki'akişam — evime düğümde odamın - kapısı- kırılmış ve - eşyalırımır da sokağa atılmış olduğunu gördüm. Hüdiseyi Çarşamba polis — merke: bildirdim, &«Hiç bir şey yapamayız nahkemeye müracaat et ce vabiyle beni savdılar. C. Sav cısına müracaat etti fonla Fener — başkomi: ne emir verdi. Kapısını karıp eşyalarımı taş- ha atar ev sakibimin oğlta yakalanıp — cürmümeşhuda sevkedilmedi. Şimdi ben hak- Kımı kimden ve nereden arı- yacağım? Eşyalarımın noksan — olup olmadığı polisce tesbit edil- medi? Suçlu neden — serbest berakıldı? Haklı olarak bun- ları alâkadarlardan o Bir vatandaşın sokak- ta yatıp kalkmasına ve mes- ken masumniyetinin ihlâl edil- mesine kanun müsaade eder mi? soru rum. Çarşamba — Fethiye cad- desi'numara 5 de Şük- rü Yurtman. POÖLİSTE Kadın yüzünden bıçakla yaralama —— Fatihte Çifte Kumrular sokağın: da 18 numarada oturan Şeref adın da biri evvelki akşam evite döner ken, bir kadın meselesinden araları açık bulunan Ali, Hamdi, Muhar- rem adlarında üç kişi önünü kes. miştir. Netlcede kavga çıkmış ve Şe ref arkadaşları tarafından bıçakla ağır surette yaralanmıştır. Yaralı Cerrahpaşa hastahanesine kaldırı) mış ve suçlular yakalanmıştır. MÜTEFERRİK Merhum Kâzım Karabekir içinmevlüt Ku G Büyük Millet Meclisi Başkanı Kâ zım Karabekirin ölümü münasebe- tile Kazlhıçeşme Gecenkondu sâkin leri namına — D, P. oca tarafın- dan, dün -Kazlıçeşme Fatih Sultan Mehmed Camlinde, saat 10 dan 17 ye kadar devam - eden*bir mevlüd okutturulmuştur. Mevlüda yirmiden fazla hafız ve yüzlerce halk İştirâk etmiştir. SA PDRRE Arkadaşını bıçakla- yaraladı 'Tophane rıhtımına yanaşmış bu Junan «Eğes vapuruna- mavnadan kömür taşıyan, Kasımpaşalı Muhar rem 'Toptaş iş yüzünden çıkan mü nakaşa sonunda arkadaşı Salim ile kavgaya tutuşmuştur. Bu esnada eline bir bıçak: geçiren Muharrem arkadaşını altı yerinden ağır suret te yaralamıştır. Yaralı hastahaneye - kaldırılmış nu söyledi. (Devamı var) Gene kaz zorakt gülümsedi. — Ne diyorsum Metin? — Sabrın da sonu gelir. İki gencl bedbaht etmeğe kimsenin hakka,yok tur. Vaktile amcam mes'ud olmuş- tu. Bugün bu hakkı bizden şlamaz. — Zavallı adamın bizden bir şey istediği yok ki... — BSenin ona karşı duyduğun bu acımanın" kuvvetinden korkuyorum. Bu his seni nerelere kadar sürükler ? — Herhalde, baba- gibi sevdiğim bir adamın kolları arasına atılacak Kadar. değil, — Bumna' inanayım mı Verda? Bir defa yüzüme bale, Gözlerime bak. Her saniye biraz daha inen akşam tülleri arasımda gözleri birleşti. — Sevgili, sevgili Verdam benim! Metin! 'Yemin et bana; ne olursa ol. sun benden ayrılmyacağına — yemin ei — Senden başka bir erkçk bçnim Kocam - olmiyacaktır.. Yemin ediyo- rum, — Öyle ise elini ver. itibaren benim nişanlımsın. El ele aşağı inerlerken ikisinin de Başları dumanlı idi. Yola varmadan evvel durdülar. Altm ay başlarının üstünde onlara bakarken Metin Ver. anın başını avuçları arasına âldı. Gözleri ve dudakları çılgın bir atep le birteşti. — Verda! Canım benim! Sevgilini Bugünden —— AA GA A A ve yakalanan suçlu savdılıkca tev- Kİf edilmiştir. Nİ SABAR Noksan tartan esnafla mücadele Kontroller hızlandı, bir sene zarfında 620 mahkemeye verildi, 16354 ölçü damgalandı esnaf âleti gün — kullanmakta: olduğumuz x ve ölçme âletleri, 1934 te kan bül edilen' 1782 sayılı” ölçüler kanue yanılmaktadır. Bu sistemin, okka - m usülüne” nazaran daha- girlit ve o nisbette hileye elverişli. oldu- günu mazarı dikkate alan hükümet, daha: başlangıcta, belediyelere yeni bazı vazifeler yükdemiş; bu cümleden olarak belediyelerdeki Evzan memur lukları, ölçü ve ayar memurlukları namlle bir baş memurluğa - bağlan- mığtı.. Daha sonra, 1944 senesinde, Ticaret Bakanlığının- teklifi . üzerine ve işin ehemmiyetine binnen bu teş- kilât, Ölçüler ve Ayar şefliğine tah- Vil edilmiş; YR zamanlar fem işleri müdürlüğüne, sonra İktisad işleri mü dürlüğüne ve 947 yılı başından ttibas ren de makine, elektrik ve sanayf iş lerl müdürlüğüne bağlı olatak çalış: Şaaktal bulunmuğtur Gerek halk tarafından - doğrudan doğruya vüki şikâyetler, gereksorga- zetelerin 1srarla- Üzerinde — durduğu eksik tartılı gıda maddeleri satışları, belediyeyi, son zamanlarda — bu işe daha fazln ehemmiyet vermeğe sev- Ketmiş, şehirde noksan tartılı aati yapan esnafla mücadele ve kontrol, bu suretle hızlanmıştır. Bü-meyanda, iş başına gayyur memurlardan Naci Buranel getirilmiş, bozuk — ve hileli ölçü öletleri kullanan esnaf' şiddetle takib edilmiş, vesaitsizliğe rağmen ö — A ü— BELEDİYEDE Şehir Meclisi toplantıları başlıyor —— İstanbul şehir Genel Meclisi Şu- bat devresi çalışmalarına başlamak üzere bugün saat 15 de- vilâyette toplanacaktır. Ruzname gereğiite ilk toplantı arınım satıcılar tarafın dan işgal olunmam kiracıları çıkarmak İçin . ışık ve suyu kesen ve kaloriferleri yakmayan ev sahip leri hakkında kararlar alınacak. vg, Marmara. sahilinin güzelleştirilmesi yolundaki. teklif incelenecektir. Amerikan kollejinden mezun- lar cemiyeli kongresi «İstanbul Amerikan — Kolejinden mezun olanlar cemiyeti» nin yıllık kongresi *Beyoğlu Halkevinde yapıi nuştır. Saat 19 a kadar süren müzakere lerden sonra idare heyetine münir Çelebi, İbrahim Hoyi, Eftim Zaha riyadis, Süha Sezgin, Margo Marko oğlu, mürakipliğe de- Çörçiyan ve| Hüseyin Gülek seçilmiştir. a a EKUNOMİ: da. han kapıl; Ticaret Bakammın yapacağı- tedkikler Şehrimizde bulunan Ticaret- Baz kanı Malimud Nedim — Gündüzalp) bugün Ticaret ve - Sanayi odasına gelerek bir konuşma yapacaktır Bu konuşmada - Ticaret Odaları- nm daha faal ve tacirlere faydalı olması korusumun bahis mevzuu e- dilmesi muhtemeldir. Ani kontrollar yapılmıştır. Bu kon- trollarda, daha ziyade seyyar csna- fin ve pazarcıların bozuk ölçü kul- landığı görülmüştür. Teşkilât başına getirilen Nacinin kendisinden bekle- | 'nen gekilde faaliyet gösterdiği ve yıt| madan çalıştığı Belediye mahafilin- de söylenmekte, bu eümleden olarak bir sone zarfında 880 esnaf haklaın. da zabıt tutulduğu belirtilmektedir. Bunlardan 6201 mahkemolere ve- rilmiş, diğerleri hakkında — Belediyo cezası tatbik edilmiştir. Ayrıca 16354 aded ölçü Mleti muayene - edilerek damgalanmış; 4193 adedinin de düm- gaları bozulmuştur. Belediyo, bu taşktlâtın daha verim.. iH çalışabilmesi için şehirde 4 grup merkezi Ayar memurluğu ihdas et miş bulünmaktadır. Buralardakt me- murlar, ölçü ületlerini munyene cde- rek nizam! evsafı halz olanları di galamakta; olmuyanları da virmektedirler. Ancak, hile yapma- ga müstald esnaf, elindeki ölçü Ate- | tinin tartı kudretini, damgalandıktan sonra dahi her zaman tahrif edebilir. Bunün — önüne geçmek için yegâne| çare âni kontrollardır. Bünun için de| vesalte ilrtiyac olduğu meydandadır. Bu arada, Beyoğlir kaymakamlığın daki memurluğun - bina durumu da ıslaha muhtao görülmektedir. Nok- sanlar tamamlandığı takdirde, bu yıl, hile yapmağa müstald esnafla daha, esaslı mücadele edilebileceği Bels- diyece umulmaktadır. DENİZDE Denizyollarının yeni kadrosu eat Denizyolları Idaresi kadrosunda bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu arada Uumum Müdür muavin lertnden İzmir Liman İşletmesi mü düflüğünde vekâleten vazife gören | Haşmet Dülge, bu - vazif, ten; Şilepçilik — İşlelmesi Hayri İsen Dz. Yolları Genel Müdür muavinliğine; muhasebe — müdürü Tevfik Pınar da hesap işleri müşa- virliğine tâyin edilmişlerdir. asale- Vapurlarda yangına karşı yeni tedbirler alınacak 'Tari vapurunda tedbirsizlik yü- zünden çıkan yangından sonra De nizyolları idaresi - tarafından bazı tedbirler alınmıştar. Alınan tedbirler arasında gemilerde taşınacak tehlikeli eşyaların daimi emniyet altında nakli zikredilmek- te, yeni anbalaj şekilleri ihdas- olu nacağı ileri sürülmektedir. Denizyolları idaresince bu husus ta hazırlanan türük 15 Marta ka- dar Ulaştırma Bakanlığına gönderil miş olacaktır. Limanlardaki tahmil tahliye kazaları için sigorta İzmir 'Ticaret ve Sanayi Odası U- laştırma Bakanlığına llmanlarımız da tahmil ve tahliye esnasında mey dana gelecek zararı karşılamak ü- zere bir sigorta tesisinin kurulma. sını teklif etmiştir. Izmir Ticaret ve Banayi Odası ta Müdürü | 84 yaşındaki büyücü Kısmetleri açılsın diye iki kıza büyü yapmış, 780 lirayı da alıp gitmiş 84- yaşlazında Rizeli Cemil adında bir ihtiyar dolandırıcılık*şuçundan sanık olarak asliye &- üncü — ceza mahkemesine- verilmiştir. Yapılan duruşmasında dâvacı 45 yaşlarında Hatice adındaki kadın — hâdiseyi Şöyle anlatinıştır — Biz Sülftanahmette- oturüyo- ruz. Bu ihtiyar dâ parkın yanında dilentyordu. Kendisine acıdım, evi- me götürüp yemek yedirdim ve ko Camyn eski - elbiselerini giydirdim. Dindar olduğunu söylediği için ken disine hürmet ediyor ve ün evi meuğradığında karını döyürd tanı sonra cebine harçl, yordum. Git gide samimi olduk İki kizüm var biri 23 diğeri de 27 yaşın da Allah kısmet vermedi evlenmedi ler. İşte bu ihtiyar «Ben onlararbir büyü yapayım ki kısmetleri açılsın. Göreceksim ki on güne varmaz ge lin olurlürs dedi. Birgün elinde eski bir muşamba ve at naly olduğu halde çıka geldi Büyü yapacağımı söyledi. Bir tence renin içine su koydu ve «evin İçin- de ne kadar altın eşya varsa:geti. rine dedi. Biz de ne kadar altın kol ye, bilezik 've beşibiyerde varsa hep. sini önüne yığdık. Bunları tencere| ye doldürup muşambayla kapattı ve onum üstüne de nalı koydu. Son ra bir sürü dua okudu. Çıkıp gider ken de «Sakın yarın ben gelinciye kadar muşambayı kaldırmayın» di ye tenbihatta bulundu. EFtesi günü heyecanla bekledik gelmedi. Meğer dolandırılmıştı muzda 780 liralık altının yerinde yeller esiyordu. Hâdiseyi polise bil dirdik ve suçlu yakalandı Sorgusu yapılan sanık suçunu iti. raf etmiş ve: Tenci «— Hâkim bey, ben:84 baharım sefaletle, yaşadım; bari şu kışımı refahla- geçireyim. Dâvacı nasıl: ol sa genç ve zengindir icede ma üfus mem tir. eme, sanığın yaşı Belediye-ilk öğretim tahsisatı kaldırıldı —iit İlkokul öğretmenlerinin muvazeneye-alınması — kararından sonra hükümetçe vilâyetlere veri- len ilk öğretim - tahsisatı kaldırıl- maştır. Belediye büdcesinde ilkokul retmenleri maaşları için'5.5 milyon liralık bir tahsisat vardı. Buna mukabil hükümet her yıl on bir mil yon lira kadar belediyeye yardım- da bulunmakta idi. Maaşların mu- vazeneye geçmesile yardım kestle. ceğinden belediye büdcesi altı mil. umümi öğ. yon lira kadar bir zarara uğra- Maktadır. —L7———————EL Denize düstü Bakırköy Akıl hastahanesinde ça lışan Hasan adında biri, evvelki ak şam fazla sarlfoş bir halde köprü de Adalar İskelesinde dolaşırken denize düşmüştür. Hasan etraftan yetişenler tarafından kurtarılarak rafından yapılan teklif Bakanlık- ça tetkik olunmaktadır. goo Aşk ve his romanı hw Tefrika:: 57 vv # Büyük Yalan M Vücudlarını saran tatlı sıcaklığın tesirile o dakikada ikisi de kendile- rini bir Herkül kadar kuvvetli his- setmekte idiler. Artık bütün hâdis: lere karşı dürabileceklerini “samıyor- lardı. Zavallılar! İnsanların ıııyııtı.a. öyle devreler olur Xi, hâdiseler birbiri ardınca ve son süratle gelir, düşünmeğe, tedbir almağa, hattâ nefes almağa vakit bırakmadan bizi alır, sürekler, götü- rür, Verdanın da üstünden öyle müdhiş bir Kasırga geçti. Metinle birkaç hafta tam münasile mes'ud oldular, — Herkesten - gizlice buluşuyorlar, derin aşklarını birbiri- ne tekrarlamaktan en büyük zevki duruyorlar; fakat evin kapısından giter girmez ikisi de eski dost hal- lerini ahyorlardı. Saadetlerini başkalarının bilmesine ne Iüzum vardı- Hele Türhanın böy. le bir gübheye düşmemesi için elle- I Müazzez Tahsin BERKAND lf'w rinden geleni yapmakta idiler: Onun her gün artamr melankoli; ikisini de üzmekten geri kalınadığı için ancak onun gözlerinden uzakta iken rahat, Ca sevişebiliyorlardı. Bu birkaç hafta, İstanbulun dört bubucağım . gezdiler, tozdular. — Her köşede, sonradan Lübrasile bile bale- can'anacakları kadar güzel — saatler yaşadılar, O kadac me uddular «i, eve girerken, yüzl. deki saadet iz. lerini ellmelkte güü çekiyorlardı. Bir gün Büyükadaya gitmişlerdk Dönüşte Verda Kadıköyde indi, tram» yayla Kısıklıya çıktı, Metinin Galata- daki yazıhanesine uğraması icab et mekte idl, Genc kız, içi ümtd ve sevinele do-e lu, köşke girdiği zaman doğruca 0- dasına çıktı. O günün unutulmaz sa- atlerini yalnızca, derinden derine tek 'uııh bunları içine — sindir- Metinin tatlı sesini hâlâ kulaklarında, sıcak ellerini elle- rinde hissetmak ona yarım bir sar. rar ya; hoşluk vermekte #di. Ne güzel projeler harikulâde — hulyalar Bunları zihninde tekrarlarken halecanı- duymakta idiler. Yüzünü bol su ile yıkadı, başında> Ki buğuyu gidermek için — saçlarını uslatıp taradı. Kizaran yanaklarını Pudraladı. Başkalârı onun iç heye- canım görmemeli, saadetini gözlerin. den okumamalı İ Zavallı kız, bira sonra hayatınıal tüst edecek olan facladan tamamile habersizdi. Birdanbire- yukarı katta bir telâş oldu. Nevvarenin bir çığlı. Bi, hizmetci kazın alelücele merdis venlerden indiği duyuldu. Karşıkl o- danın kapısı açıldı, Sabiha- Hanımın sesi işitildi: — Ne var? Ne oluyor? yapmışlar, ne kurmuşlardı! ayni — Hanımefendiye birgeyler oldu. Yemek odasında doktor beye haber vereceğim. O saniyeden itibaren ev karmaka- rışık oldu. Doktor Ferdi basamakları Beyoğlu hastahanesine kaldırılmış Bay Pars'ın muhayyel bir ziyareti Kaplarış yahd? Muhiddin Bar Yenden birile muhayyel bir mütükat Yapmak Üzere ben Ankara yolculuğu hi bulunan “sayın Pars çat kapı eve kar dar çıkagelmez miz kuyucUuM Şükrü Töksözün die ha Pârs ve yahud da Süreyya Örgeev. zırliklarile meşgul olurken İstanbulda Dahâ kapıdan içeri girerken: Senl Ankaraya kadar yormamak için işte ben sana misafir geldimi di“ ye iltifat etti ve göntümü alda Bilmem siz do bilir misiniz? Şayod bilmiyorsanız öğrenin ki bay Muhiddtlrr Baha — Pars isminin — korküm, Tağıman, pok halırşinas bir zattır Susi hayatında pek — Mmültofit ve cana yakındır. Hattâ- makteb - hocahğı ve Bazetecifiği bile vardır. Zaten Halk. Partili millotvekitierin. den çoğü Terdi olarak: münis. kişilee dir. Başbaşa konuşurken iktidar mev: Küindeki hükâmetin becerik: ini, kırdığı potları ve - deyirdiği ” çamları, sizi gölgede bırakacak bir şiddetle ten- kid ederler. Fakat bir araya geldiler mi her nedense — değişiveriyorlar ve sanki bir. gün” evvet sizinle- konuşan lardan biri değilmiş Bibi. kraldan ziyade kral tarafı olup” çıkıyortarı Her ne ise biz sadede Buna Hur izlikti gelelim: Üne ü misafirim, taşıdığı korkunç- isimle taban tabana zi bir cana yakınirkla Sanki kürk yıldanbori tanıyormuş: gibi valldenin elini öptü, besleme kıza kah vesinin az şekerli olmasını sıki siki- ya tenbih etti, sonra köşe mindı yan gelerek şöyle söze başladı — Fıkracı, seni soverim. Nedon sev diğimi- ben de bilmen amma işte ser verim. Ben no senin tasvir ettiğin gi Bi müleit.bir tek parti tarafdarıyım, 'ne de bazı siyasi rakiblerimin icidia et- tiği gibi her teklile: - Evet efendim, münasibdir. efen- dim, pek güzel olmuş efendim! diyen bir opportünistim. Kendimi tutamıyarak sordum Hayrola beyelendi yoksa siz de Halk Partisinden istifa mı ettiniz? Gürültülü bir kahkaha ile — güldü, hizmotçi- kızın getirdiği kahveden bir yudunu almadan evvek altın sigara ta bakasından bir sigara çıkararak yak- tiş bir tano de bana uzattıktan sonra — Galiba seni herkese sevdirem şey şu görünüşte masum, fakat biraz dü- Şününce iğneli — suallerin olsa — gerek, Hayır - Fıkracı ben — şanlı altı ök. ço cuklarının safından henüz ayrılmadım ve ayrılmıya niyelim de yok. Ben par- timi delicesine. severim. Hakkınız da yok değil beyefendi, tabii sevaceksiniz. Her şeyinizi ona borçlu- bulunuyorsunuz. değil mi? — Hayır her şeyimi (C. H. P.) ya borçlu: dağilim. Bursadaki yüzme har vuzu ile Ankaradaki binamı teşebbüs fikrime ve iş bilirliğime medyu Num. Hem böyle bir dedikgdunun Ççık- tığını “istemem. Günün birinde: parli: «Bak gazeteler bile yazdı, sen her şe- yini partiye borçlu imişsin. Haydi bor cunu öde bakalım!» diyebilir. — Sahi, hiç aklıma gelntemişti. —Ne zannettin yat Yarın 'ne ola. cağını bugünden kimse — kestiremez şimdi bunları bırak da sana ziyareti. min sebebini anlatayımı: Patronla a» ran iyi midir? — Bana teveccühü vardır. Bir ma- kale falan neşretinek istiyorsanız çe kinmeyin söyleyin. — Yok canım, ne makalesi? Benim «Yeni Sabahi da bir. yazım çıkarsa pek sayın Hilmi Uran ne der? — Ne diyecek, Muhiddin Baha Pars da muhalif olmuş. der. — Tamam, ben bu sözü söyletir miyim hiç? (Devamı Sa., 5; Sü. 1 der eee rara Ticaret Bakanlığı teşkilâtı Ticaret Bakanlığı, İstanbuldaki kendime tır. üçer beşer tırmanarak Kadeiye: Haz nıman odasınas koştu,- Verda» korlar ve halecandan nefesi tutulmuş. bir halde “annesinin- başucunda “yer- aldı. Fakat, iyi Kalbli ve melek huylu Kadın, ölmeden evvel ancak son bir defa: Verdaya bakabildi, hafifce gü- lümrsedi, dudaklarının arasından ke- zik bir nefes halinde kelie mest düküldü, gözleri kapandı. Yük Bir. rahatlık ekızımı züne göklerden gelen bir. dinlenme indi. -Ebedi uykusuna dalmıştı. Bir çığlık... bir hıçkırıkz.. birçok çığlıklar... birçok hıçkırıklar... kadın ve erkek sesleri, geliş gidişler... ölen bir insanın etrafını saran esrarh me- rasim... Biraz evvel var - olan Dirt, şimdi yok-oluyermişti. Nereye git- mişti? Hâlâ yatakta boyla boyunca yattığı halde, bütün kahbile mevcud olduğu hâlde. neden yoktü? Verda, ömrünün sonuna Kadar ne buglnü; ne de yanık sesile Kur'an okuyan hocanın sadaşındaki — derin ve büyüleyici ahengi unutamıyacaktr Kadriye Hanımın ona öğrettiği ve bazi kandil gecelerinde yanma alip okuttuğu Kur'an bu değildi. Verda Kendi sesinin cansızlığını, münasızlı- ğını şimdi anlıyor, 6 süreleri sadece annesinin gönlünü hoş etmek İçin tekrarlamı gunun farkına varı. yordu, Fakat bundan sonra her gece Oonun ruhun tirahati için okuya- c relere ruhundan derin birşey ordu. “Devamı var) teşkilâtımı bir araya toplamak için teşebbüse geçmiş ve bu yolda tet- kik ve temaslara — girişmiştir. Bil. hassa Ticaret Borsasınım bugünkü sıkışık durumundan kurtulması he defini güden bu teşebbüs tahakkak ettiği takdirde bugünkü Ticaret Borsas, nümünelik malların teşhir yeri olacak; sonra Ticaret Odası, Ticaret Borsası ve » 'ge Ticaret mü dürlüğü gibt müenmeseleri bir bina da toplamak kabil olacaktır. Bit 'iş için şimdiki Yerlt Mallar Pazarı (eski Orozdibak)- binasr se çilmiştir. .. ... — TARVIM * — ÇUBAT 1918 * Pazartesi Kasım 87 — AY 2 — GÜN 33 Vakitler —— Vasatl — Ezanl 8. Di 8. D Güneş TrMber b 46 Öğle 12280 7 03 İkindi 15 19 9. 44 Akşam Y 26 — Yatsı 19 00 34 Tmsâk 5 30 05 N

Bu sayıdan diğer sayfalar: