19 Şubat 1948 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

19 Şubat 1948 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| | £ doğurdu iz, halkımızın ruhunu- ol- B düğu gibi ifade eden halk irkülerimizi olduğundan 'dâha —düzenli bir şekle bünları daima — esası koymâk, Tiayet: ederek öğrenmek ve ö mek-gayesini"gü- derek — Cemekler garfederkon mria Tesef bu emekle- rimiz; bilinmiyen ve “göz önünde “Kara tutulmiyan - veya bilindiği halde önemsiz telâkki e- dilen sebebler yüzünden boşa gidi yör, Yurdümuzun muhtelif bölgele- Yinden, bizzat mahâllelerine kadar gidilerek ya halkın kendisinden ve ya içinden döğmuş sanatkârından, lbâkikate ve aslına en uygun şekil Ge“halk türküleri derleniyor ve bu #derlemeler için de teknisyen ve "memur harcırahi, malzeme bedeli gibi - oldukça ehemmiyetli masraf- Jar yapılıyor: ve'nihayet plâklarla tesbit olunan “bu eserler alâkalı mücssese tarafından muhafaza ve Tadyormuzda san'atkârlara öğreti- liyor. Bütün *bunlardan, yani bu eser- lerin yerinde, sahibi olan' hölktan Gerlenmesi sebebi şübhesiz”bir: ga- ye içindir. Epey denecek kddar Maddi ve manevi - fedakârlıklârın Barfını icabettiren bu gaye, halk türkülerimizin aslını bozmamak ve “nu, kendisine has olan karakte- rinden ayırmamak içindir. Folklo- Yumuzun asıllığını muhafaza mec- buriyeti olmasa ve buna lüzum du yulmasa idi Şübhesiz ki, nerpara Ve ne de ömür tüketici emeklerin Barfına lüzum kalmaz, bunları pi- yasada satılan plâklardan dinle- mek, notalarını da tesbit ederek #ğretmek ve yaymak mümkün ©o- Tabilirdi. Halktan veya sanatkâr- dan derlenmek istenen her hangi 'bir eserin, asıl ve onun sözlerinin doğru, hakikate uygun olup olma- “dağı'tetkik ve an'anevi göleneğimi “ee-uygun - oldüğüna kani ölündü- Bu takdirde eserrahmyor. Bu ö- nemli hususa memleketimizde yal- naz bir devlet müessesesi' riayet et #mekte ye fakat, diğer tarafta'her “türlü eserleri”san'atkârlardan “alıp satan'ticari müesseseler henüz bu tiddi hususiyete riayet etmeğe maccbur. tutulmamış bulunmakta- dırlar. TNcaret zihniyetile kurulmuz; sa- matkârlardan -eserlerini para ' ile #atın alan bir müessese de bugün- kü durumda bir folklor 'derley Bidir.. Fakat bu derlemeci ticari Müessese müzik kültürüne, bir yar dimı değil, para kazanmağı-esas "tutmuş olduğundan bunların,-plâk larla tesbit edip yurdun her-tara- fana yaydıkları her türlü eserlerin, Bilhassa'halk “türkülerimizin hal- ka, esasına aykırı olarak yanlış dd ve namlarla tanıtıldığı görülür. Ticari böyle 'bir mücteseye”halk san'atkârı öğrendiği eseri'satar ve Mabiafile bu-esere, sözleri yani güf teleri itibarile'bir'ad verilir. “Bes- teye- konan - sözleri, -tan'atkâr ya ninesinden dedesinden duymuş ve yahut kulaktan kulağa”naklen öğ- Tenmiş yahut-da-kendisi yazmış- tor. Ve bu gözler icabı'da esere bir ad verilmiştir. İşte üzerinde dur- manın çok büyük bir fayda temin vedeceği bu noktaya ficaretci plâk girketleri hiç do-kulak asmamak- tadırlar. Bu durumda eseri satan #an'atkâr acaba esere asıl sözleri- ni mi koymuş yoksa bunu-kendi mi yazmıştır. Öyle halk türkülerimiz vardır ki, yüzlerce yıl evvel doğ- muş, bir çok yerlere 'de külaktan kulağa yayılmış ve halk san'atkâr 'ları da' böyle bir eseri muhakkak reportüvarına almıştır. Bu kimse, eğer merak etmiş, çaldığı pa: zın-sözlerinin, besteye ilk yazılan #özler olduğunu tahkik etmiş: ise eBeve Vörilen nd da tabintile doğ- Tüdür. Pakat' san'atkâr: bünu! tet- Kik'etmemiş, avıl sözlerini bulama miş da kendisi-güfteler yapmış ise, ©'haldi besteye verilen ad'da yan lıştır. Halbuki, yerinde tahkik e- dilerelederlenen türkülerde -böyle bir gübheye ve tereddüde düşmek Mevzuubahis olamaz tabii.: Benim de Üzerinde durduğum ve mühim hususiyet, folklorumuzun temel ta Bını teşkil eden bu cihetin araştı- yılması meselesidir. Dikkat edilirse Halk türkülerimizin çokları muhâk kak ki ehemmiyeti haiz, tarihi bir olayın zuhuru ile meydana gelmiş tir. Muhtelif karakter ve çeşitleri Ahtiva eden, halk türküsü dediği- Miz, değerinin maddeten ölçümüne AnkaraRadyosuve . ..| Dü tmikân ölmiyan Yü Ömükim- Borvı gltında patlak' tarthtmikin sayfala Yım “üsliyecek kadar görefli, “bir çök,acı ve tatlı'hâtıratar saklidır. Şu halde halk' türkülerimizin “asıl olurak yayılmaması, orjinâlliğine YAZAN Hasan SÖZERİ Sanatkârı, Deniz Halk Türküle mayetsizlik Bize yalnız bir şey-de- gil, iki mühimşey kaybettüriyor. Bunun birincisi ve eserden daha kıymetlisi olan, eterin —meydana gelmesine sebab olan olaydır. Tkin cisi de, halk türkülerimizin kendi- sine has hususiyetinden ayırmak ve muayyensizliğe doğru sürükle- mektir. Eğer, ticaretçi müesseseler de devlet gibi bu çole önemli-noktayı ayni zamanda gözlerinin “önünde tutsalar, zaten zengin:olan folklo- rumuzu, belli Kâdiselerini de oldu- ğu gibi kaydetmekle-bir kat daha zengihleştirmiş ve' bu Mi gelene- Be bir parçacık ölsun-onlar-dal hiz met etmiş sayılırlar. Bu ayni za- marida bir zeyk değil, * memlöket an'anelerinin ölmemesine büyük bir yardınıdır. Size, bu yazıyı yazmamı İcabet- tiren en yakın ve hâkikât'bir hâ- diseden bahsedeceğim. 937 yılında Zonguldakda, bulun duğum sırada henüz sazımın bir yil lik arkadaşı idim.'Bülünldüğüm 0- teldekiler bana, —kendilerini "birazı dinletmemi rica- ettiler “vetbenede bu ricalarmı kâbül-ederek'bir"kaç ayrı parçadanskonra: Atüstüne atlarım, Seni ahr-kaçarım, Dört yanım deniz! olsa, Ördek- olur uçarım. sözlerile bir beste çüldum. “Sazımaı kaldırdım. yerine. “hayarken, vaşı 80 - 65 görünen' bir âhtiyar, bözul- mamış tatlı givesile bana hitâb ede rek: «Bu türküleri nerden —duydün dedi. Ötede beride'bu havayı'bu türkülerle-soylüyorlarıldedim. İhti yar biraz -kazar) gibi' oldu” vectek- Tar bana dönerek: Oğlum, bü havamn >kaydesi doğru amma türküleri /yanlıştır, sen bilmezsin; bir zamamın -meş- hur kemençecisi “—merkum - Rizdli *Sefer bu- bavayı, Yemenide muha- rebe esnasında vuralduktansonra yaştur, eline kalam <- Asker ettiler beni, Kur'am çıktı Yemen'e Sol daraftan vüruldum Kanım aktı çimene, Ağlama ey kemencem, “Ben ölüyorüm diye, “Sen' kâf Rizeklere “Ebediyen'bediye. Tüfeğimde beş fişek OldükYemen'e dirsek Ağlamayın analar, Mülletiçin ölürkek. Yemen'in yola! kamatak, “Ban vdeoldüm “Râhmetlek, Ağlanıa garibsnam “Birbirini”bulerdek. Ve yukarıda sokuduğunuz sözle- * “bana /yazdırarak, ibir "kere Vde çaldırdı ve ondaki çakmış âhtiyara büyükbir hüzün verdi vecağladı. Bir tesadüf eceri olarak' tesbit ettiğimi bu. hakikttin *etymetini ne ilenası) ölçebiliriz? ABiz,aer've tat li günlerimizi nasıl hatınhyacağız? Bize göyle gurur ve -sevimç “veren ve mâneviyatımızabir«katmerlisini daha katan varlıklarımızımaalesef kendi kendimize yok ediyoruz. Bu, ya bu hmisusa. yanlı halkvtürküleri- mizin asıjlığına ehemmiyet, verme mekten veyabut-da Jâkayıdlığımız dan ileri geliyor Bu geniş lâkaytlık ki; ticari mües seselerin itina etmedikleri - bu hu- susu radyomuz kendi kendine doğu Tüyor. Biz - taraftân - rağyomuzun yurddan sesler neşiiyatlarında ha Kiki, karışıksız halk türküleri yaym tanır; “dlder taraftan - radyomüzun plâklarla. yaptiğı Hâlk'türküsü neş riyatı bunu nâkseder. Yükarida söz lerini tanıttığım ve olayim 'da Kısa ca izah ettim #YEMEN 'TÜRKÜSÜ» nü, Ankara radyomuzun 18 Ocak948 Pazar' günü sabableyin, hâlk t külerini plâkle. yayımında, on — bir yıl evvel tespit ettiğim bu besten'n aynını «ATLAMA HORONU» namil halka tanıttırmıştır. Buna sinirlen mekten, kısmaktan ziyade radyo- muzuün haline acıdım, Çünkü bu parçayı hakik| sözlerile çalârak ve okuyarak Ankara Devlet Könserva A yi ı tezaller Ankara Radyosu bize bir şey değil iki mühim 've büyük şey kaybettirmektedir tüarma (Türk Folklorü arşivine) bizzat kendim hibe ettim. Bu par çayı benden derliyen bugün ayni zamanda Ankara radyomuzun halk türküleri mütehassısıdır. Ve - onun dörlediği eserlerle Yurddan: Sesler neşriyatı — yapıl N anaktadır. car- LAMA (HORONU, namı'lte yaymnla: nan plâk'ise tica- retçi plâk mücsto selerinin san'atkârlardan satın aldı Bı, asli ölüp olmadığına dikkât bilere Htmeyen bir parçadır. Ticari müesse selerde, hâlk türkülerimizin bir.bes tesini Mehmdü gölir başta sözlerle ökur, Ahmed gelir bu ayni besteyi daha başka güftelerle okur. Daha- sı var, olmazsa bestekârlâr hareke te geçerler ve büyük bir kiymeti h tiva &den ayni — parçasının bestesi ni “vessözlerini — değiştirerek” aslına bir mezar-kazarlar. Blz bunların ö: nüne geçelim derken we bünun için de binlerse Hrayı' harcarken, ticari Yüesseselerin *arzettiğim durumu- a 'bir çare"bülalım “düşüncesini güderken, “serbest 'teşekklllerin bi Jerek-veya' bilmeyerek yaptıkları bu büyük'hâtayı “Ahıkara"radyomuz yü piyor. Şirddi hatlamız bu'besteyi #Atla ma”Horonus adnle'dinledi, yarın d «YEMEN|TÜRKÜSÜ» dlye / karşıld Tına bu aynl parça çıkıncanetdiyi cekler? Bu ayni bestenin sözleriniri hangisi doğrudur acaba? Bu hald göre de Tölklorun temeli ne oldu?. Esetlerimizin manevi — kiymetlerini nereye - gömülim? “Ankara raüyo; muz bu piygsa plâğını, Karadeniz “türküsü çaldılar“densin diyemi ya yınladı, yoksa plâk'ı çikaran müeş sesenin adına satış İçin propzanda Yi yaptı . Eğer Karadeniz türküsü dinletiyoruz diye çâlıyorlar ise, bu na radyomluzun ne” kadar kiymet verdiği Halk tarâfindım Bilinmeli tedir. Ve'şu da bilinmaktedirKi, Ari kara radyosu folklorumuzu kısmer! altmış ve kısmen de almamıştır. Bü iş ise ayrı bir meseledir. ve 'ülger! kadar büyük bir kiymeti halz'deği! dir. Şimdi ben rafyomuz İdaresine sorüyorum: v Piyasadan tedarik edilen, halkt türkülerini havi plâklâr tetkik et« tirilmeden mi yayınlanıyor? Eğeş böyle ise sebebi nedir? Radyomu: da.bulunan halk türküleri repetiy törü bu.plâğı tetkik etseydi çalış tığı arşivde bunun hakikatinir mevcud oldüğünu söylemez mi i di? Bundan da anlaşılıyor ki, rad yomuzan bir kolunun- çalışmasın- “dan diğerinin “haberi yök. Gem güvertelerinde blduğu gibi, bu' bi taraftan gıkiyor öbür' taraftan gi Giyor. Radyomuz bir taraftan'ha- “kiki yayım' yapıyor. öbür taraftaı (da kenâi' yaptığı-yayımı ve'bnnyn vereceği faydaları tepeliyor. Rad: yomuzun' böyle-ayni " besteyi sayrı “ayrr sözlerle halka dinletmesi, me> zâta çıkarılmış bir! haciz >malına tüccarların 'fiyat' takdir etmenin- “den-başka-neye benzer, “Bu"hale - göre, -sarfedilen - emel ler, ödenen: harcırahlar ve malze- mme bedelleri ne-öldu? -Bünlar 'ne içindi? Şimdi bu ayni parçayı asıl adiyle Yürddan Sesler programı neşrederse'elde edilecek semere ne olacaktır? Bunu da okuyucula- Tımın' takdirine brakırım. Bu ayni eseri başka #özlerle- o- kuyan”san'atkâra ve ticari mücs- seseye “katiyon —kabahat “atfede- mem, zira bu çok büyük bir hatâ ve haksız' bir isnad-olur. Bu hatâ doğrudan doğruya - Tadyo idaresi- nindir, çünkü radyomuz bunu bir kere alâkalı uzmanına tetkik ettir ve-ondan sonra yayınlamalı | idi. 'Tabit ben böyle yazdıktan &on | Ya Tadyomuz-asıl eseri' negretmez ve böyle bir tezada mahal bırak- mamak için'onu bir kaç yıl reper- tuyarda hapis eder. Fakat şunu da ilâve ctmek | istörim ki, böyle bir hakikati'kinisenin höpsetmeğe hakkı ve Bhlâhiyeti yoktür. Bilhas- | Ba'radyormudun, | bu hatâyı yörine | getirmesi lâzımdır. Birisi de bana külksa dese ki, gana ne'arkadaş onu da çalar bu- nu da çalar, Bu kadar yazı yazıp gizmeğe ne lüzum var? İşte bu lükaytlığı yapamam, günkü-on” iki on Üç yıldır' brangıfada — bulunan hülk türkülerimizi bu fena ha rinden kurtarmak için çalışıyor ve bundan da haklı olarak bir semere bekliyorum, Bu ilk defa bir zevk işi değil, milliyet -aşkıdır Müzik bülumundan her türlü bil- giye sahib elemanları malik bulus 'desmükayese ederekr ona uydurmağa y bi;>anavatandavve dışarıda alle min, YÖE'N'İ SAA'B'AH Askerlik Bir harp ertesi rdus Mareşal vikontMontgomerinin im Paratorluk genelkurmay başkanlığı - 'Da: tayinindenberi / İngiliz- ordumunda mühim doğişiklikler-olmuş ve bir çok yeni, plânlar. hazırlanmıştır. Bu değişikliklerin gayesi barış za mahında, herkesin böyle bir orduya mensub olmadan gürür. düymasıdır. Mareşal Montegomeri, esasında Küçük olan İngiliz ordusung bir In- san koleksiyonu değli, İyice hazırla - nan “lidörler “tarafından kohtrol edi- Ten'dialplihle yağrulmuş dövüşeü' bir #iâh razarilerbakmaktadır. Milfetin hnyatt kölunu”meydana/getiren bu or dü nizamt''ve gönüllü'aakorlerden ni teşekkil mütewazin bir bütün teykil edon” bir varlıktır. Küçük niaami — ordunun *hayati fonksiyonu, halkan tordusu olan gö- nÜllÜ- orduya” talim edilmiş acemi er ler,hazırlamaktır. Yeni gönüllü ordu her çeşld silâhı kullanan muvazenali bir kuvvet olacak ve harbderi üncakin den daha kifayetli bulunacaktır. -Bu ofdu' tam teğhizâtli olacağı gibi, Brl tanyanın uçaklara kargı müdüfansı. mı, sahilllerin”korunmasını temin ede- VEk, “harbde” çalışmış' birlikterin - gele neği içinde hazırlanarak. savayta' biz zat Ayi neticeler sağlıyabilecekti. Şimdi Britanya' barış zamanının Millisaskerl hirmeti tçin askor topla maktadır. Bunun için, askerden - sivil Hayata dönan kimselerin, her cihetçe daha iyi insan vamıfları. göstermcesini temninindan her vakitten daha fazla mesul olmaktadır. Her ordu teşekkül ve birliğindei barıg ve savaşta tek ve en'büyük Amil ölen manevi kuvvetin Kuvvetlenditilmesi için; ordunan' ha- yatını teminceden Kan mesabesinde olan Afsiplinin 'temini ve nihayet rmu harebede müvüifakiyeti sağlıyan e Gerlikhassasının tenmiyesi için terti batkalınmıştır. Bugün' gönüllü milli hizmetto ol- sun, uzun” vadeli profesyonel asker- nmm ma bakış Mareşal Mo: tyomery'nin idâresi altında İngiliz ordusunda islâha Yazan »H W.be Prevost AAi DAZLL Bahisleri Talim ve Terbiyo: Otdu konteyi, ordu servisimin bir| kimsenin sivil hayatına zarar verme Mesine karar vermiştir. * Askert tülimi ler erin dışarıdaki işine veya ticareti ne dokünmüyacak gekilde yapılacak tır. Gönütlü, yahtla nizürii aaKkör' teri Bisedildiği zaman, birinci mmif Bir el vil iş bulabileceğine emin olacaktır. Bunun için subaylar arasında tehal | kat; yapılmıştır. Orduda ganip bir eğitim” mücadele| B gimdiden başlamıştır. Gâye İyi'tah Bil görmüş asker yetiştirmektir. 1 ml sanda ordünün yeni bir eğitim #tan- dardına yükselmesi için İlk tecrübe başlamıştır. - Stafforüshiredeki — ordu eğitim okulunda 2000 öğretmen Yyetişi tirilmektedir. Orduda tahsil mecburfdir, Garf te| ler-ve yurtdaşlıktan başka, İngilizce| matematik, tarih, coğrafya ve umumü!| fen bilgisi öğretilmektedir. Bu husus- 'ta givil ötoriterler 5 ordu kölejinde işi blcliği yapmaktadır. Yâkında 108 er| du tahsil merkezi kurulacaktır. Ordu, tahsilini, eğilim bakanlığının müfet tişleri teftiş etmekte, bunların sivili tahsil derecesinde olmasına dikkat et mektedir. Askerliğo giren bir sivil hayatta bir sanat öğrenmeğe baş Tamışsa, aakerlikte de bu bilgisini &- Terletmeğe devam edecektir. Tahsiül Tarı: Eski bir tarihe malik-olan orda talim- ve terbiyesi, fennin yeni keşif- lerine-ve ikinci dünya harbindeki tes rübölere göre durmadan yenilenmek- tedir. Büyük nisbette-tahsil veyeğla tim, faal ordunun büyük Jasmanın be| lunduğu —Almanyada yapılmaktadır. Dominyonlarda kâfi iderecede' yapıla- miyan bu tahsil ve askeri okullar A navttarida temerküz-ettiği için, deve miz -aşırı - memleketlerdeki - subaylar, kurslâra devam için, İngiltereye döm ek firsatımı bulmaktadır. Mdüarn ihtiyaçları Bağlamak içie| dikte bulünsün, her acemi e İ00i — yayuman tekâmlü «saglam eeei e Ber nihetga yi Mmuamete eAilane. ğinden emindir. Harbde manevi kuvvetin yezinde olmağı için, /barışda moralin. sağinm bulunması lazımdır. Genelkurmay baş kanı, bir askerin-ordu hayatım, için de yaşadığımız zamanın şartlarına Uygün tutmağa erin tayinini ve yaşa Yaş şartlarını”sivihayattaktlarınki 1 ehemmiyet vekarar vermiştir. Kışla, daki hayata ehemmiyet verilliği giş takalarına, asker yemeklerinin sivil lokantalardaki gibi mükemmel olma, sına;' Köğüşlarda /yatak” ve storma g daları sağlanmamına da Çok büyük ğ 'nem * verilmektedir. Lüzumsuz takyi dat hayatta morel için fena neticeler verdiği tçin,"buhlar”ordudan kaldırıl maktadır. Bu cümleden, nöbetlerin ve mühafazaların” asgari haddine indidil mesi dçin şimdiden talimat vorilmizş tir. ı Yeni Kolaylıklar: , Umumüyetle vvazife harici tahdi dad -umumun faydam - bahis anevzuu olmadıkça- tamamile kaldırılmaş, Kı; Sa izinler, yerine-devamlı izinler ko- nulmüştür. Hafta sonunda, vazif, fesi olmuyan askerlere, döftere imza ata. Tük pazartesi günü vaziföye gelmeli Üzere, kışladan çıkmak hakltı veril - miş ve bunlar kışla dışındaki hayatla Yında serbest' brakılmıştir. Hârta a rasında, işleri olmuyan erler de, grup Kkomutanlarının -tenalbile, ertesi - gün gelmek üzere ordugâhtan-dışarı çıka | bilmektedir. Tertibat alınan yerlerde, asker mj safir- kabul etmağe teşvik edilmr vazife hariç$ . sivil elbiselerini ci bilmektedir. Bunun için yavaş yavaş kte sivil elbiso kuponları temin edilmekte dir, Bu kolaylıklar — askerlerde hiç bir vakit.gevşetici tesirler yapmamak tadır. Ordu.en iyi subaylarla teç mekte; bunlar askeri hus biye edildiği dgibi, onlara iyi b yat gekli verilerek — karakt kuvvetlendirilmektedir. Subayla: Ahursttaki askeri akademiye g den önce bütün derecelerden £ tedir. İngilizler her harbdeki b lay, gelenek ve ruhuna borçlıl; ruh ve gelenek zafer ve yenil rübelerinden geçtiği için modermn or | Guda teşvik görecek ve ink vi lecektir. | edil ter haş slar an radı ün, bu «'” önemli hususlara dikkat #tmesini da alâka göstermesini bir - kâr, emektar sıfatile rica ük bir hatâ olarak ka hi olarak da tenkid ederim Karadeniz . Halk Ti küleri BSes ve saz san'atkârı Hasan Sözeri İa lle cür. — Zaferden iyi bir hatb makinesi doğmuğ ve barışta tler| “Temeğe başlamıştır. Bu, er ve subayın Karşılıklı itimad ve hürmetine dayam mâktadır. Her asker millet işinde bir yertölaüğana imanmâğa teşçi ödilmek te verordunun”müksadmı anlamakta. dir. |_ı_Bııde Sinema I Filimciliğimizin Bedbaht Talii iğden filmellik oldükça-erken başlamıştır, buna rağmen ba sthdda karınca kararınca da Hi-yöl ' iamadık. 'Aşâğida izah ede Cöğtmiz üçsebebin bu İşte birer a- mil olduğu şüphesizüir. 1 — Pilmoilikle uğraşmak-mesuli yetini üzerlerinde” taşıyamlar. 2 — Elemanlar 3 — Materiyel. Şimdi/ biraz bu üç hususu incele yelim, memleketimizde devamlı o- larak film çeviren dki dirma- vardır. Bunlardan bi İpekçiler diğeri ise“Hâll Kâmil) tirmasıdır. İpekçi- derin Rejisörü Ertüğrül Muhsin, Ha M Kâmllin ise Farük Gençtir. Er ti tiyatrosunda y gideceklere kendi mağa muyaflak: olmuş fa- fakiyetinin. hududu Tt gldememiştir. İşte bu ka Gdarcik' bir muvâffakiyete hemen he Men “Türk Ti kurban - edik Miş sentleririden beri hevesle senar Yo yazmak, film artisti olmak, ve- fNm çevirme 'en herkes bi TİNEİ nf rejisi emleketi Tüizde, tünanan Eruuürul Muhsine ayale;uğra- Amerişalı, Kinema, san değibi, gâbi, (H ü dirma tllm çevriliyor, lerde evyelkiler gi bi evirirken düşünmüyorlar ermaya İşi ve bir nemle ke idir. Cevrilen her filmde 'Türkün Sosyal hayatı, karükteri,se ciyesi vd bütün meziyetleri.her Türk Tilmi e yakinen İlgilidir Müvâffakiyetsiz. filmlerlle —Türk film imâleileri bu gün sinemacılığı mizm ' birer-menti —propagandacısı olmuşlardır. İşte bu süretle de bal I9'SUBAT 1918 Aradığım Aşk!.. Yazan Bevgili (M...) beni; yazdığın bir mektubda-hissiz ve kalbsiz addettiği- Mürsöyliyerek, bu hâlime gaştığını ya zıyorsun. #ize bunu söylettiren gey ne olur. #a olsun bu hususta yanıldığınızı rül 'af ederim. Aşit-denilen mofhum; zan meder misin ki yalnız kadın ve erkel le kalm olur? Hayatın engin bermala- ana giden bir çok yollar vardır; İn- sanlar, tablatiyle bu yollara-ayrı ay 1 adım atarlar... Kimisi, bütün haya t boyuncaj bir aşkın zebunu ve sana famın aşkı! Üçüncüsü-de en astl vuhla fan taptığı bir yoldur ki bü -da «ilâhi Mşk> dir. Bu Üç şıkdan hangisini ter Gih ettiğime gelince, varlığından bile #üphe ettiğin <İlâbi Aşkı a üşina » yımı Bevmek ihtiyacını şiddetil hisse « Genler çok geç severler... 'Tâ çocult Toğumdan beri arzuladığım, özledi - Gim yeğâne his, damarlarımda feve- rân ediyordu... Bu his, zamanla ilâ- Bileşti've beni zebün etti... Yerkesin inandığı İyilik Tanris, Dence Jüzümsuz! Çünkü - ruhum. kal Bim, datma girdibadların, elemlerin, aatırabların: zebünudür. Bir-insan nâ # gidasız yaşıyamazsa; ben de, yaşa mam için elzem olan bu mefhumlar dan ayrı”yaşıyamam! Zaten aükin ve sessiz geçen haya fj mânasızliğı — katlar-bence sikici bir gey yoktur. Fâni bir yaratığı sev- sem; onu ekde edince belki sakinleşi. Fim, bir müdâet sonra bundan da bi- karım -ki buna Bu kadın Genilen, geytan yaratıkların sevilecek Bir geyi olduğunu — zannetmiyorum. Ban erkeklerin dedikleri gibi den kalm olan-aşk, asırlarca dev, edeğelen cinsi - cazibelerin birbirin “meyletmelerile bu İsmi almıştır. Te - Mniz verulvi bir ismin, bu gehvani ihti asa verilmesi çök saçmadır bence. Hbediyette-dalma var olan bir mef - kuni ise yalnız, yalnızca ilâhi bir aşl fart İnsan denilen yaratıkların, ihti- aslarına bu ismin verilmesine şiddet le muarızım... Şiddetle düydüğüm arzuyu, hissi. Mmİ tasvir etmem. gayri kabildir. Bü- tün ömrüm boyunca, hissettiğim, ta- pandığım aşkın ilk emarelerini sezdi. #im zaman; namtitenahi heyecanla - eminim-. m “Bumu kapladığını hissetmemek im - Benelerce tahayyül ettiğim aşkın, karanlık ufkumda belirmesini göre- memekten; bedbin ve bedbaht, tahay YüP sarayımın altında İnlerken, nası Bir hâleti rühiye içinde çırpındığım Kabil değil anlatamam... Tahayyü - kın itimadmnı kaybetmişlerdir. Ya- Pilan-aşın reklâmlarla onlara - bir aaatlik zevli bir film yerine amlaşıl mayan bir sürü resim — göstererek gervet yolunu — tutmuşlar, sinema san'atı, halkın zevki, efkâr umumi yenin kanaati ile hiç alâkalanma: müşlardır. Ucuz film imâl etmük i-| gin“Rejisör, Eleman, Materiyel, se naryo ve sermayeye- önem - verme- Mişler asgari saydıklarımızm ikisi. ni dahi birleştirmeğe liyaket gös- termemişlerdir. 'Türk filmetliği (de meğe dilimiz varmıyor) dar çerçeve &i içinde muvaffakiyetsiz as rejl- sörlerimiz yaninda yetişen bir sürü rejisörlük heveslileri tiyatro artist lerine tam salâhiyetle — çevrilecek filmler tevdi ediliyor fakat tiyatrd Ve sinamanın ayrı ayrı birer beanş alduklarını sinemacılık — şümulünü kavrayamadan onlarda bir kaçı çıp Jak kadın bularak vücutlarınıiteş. hir ettirip bir iki şarkı ilâvesilemmi balağah reklâmda — yaparak: hâlka sunuyorlar işte onlarca tamamlan mış bir film. Bu ne biçim film diye sorarsanız bin dereden su getirerek kendilerini mazur göstermeğe çalı Şırlar, çünkü her ne pahasına 'Olur #a 0lsun onlar için em mühim' şey yalnız film çevirmektir. Yükâarda izan' ettiğimiz gibi filai ellik bir memfeketin aynasıdır, dün ya bu.aynadan'o memleketin sosyal ve kültürel hayatını öğrenir, kar tımızca —memleketimizde çevrilen her filmde alâkadar makamlar yikile ilgilenmelidir. Meselâ Milli 'E gitim -Bakanlığı, Kadınlar: Cemiye- mlar muvatfâk ol mamı; tezahürler arzeden filme nemelidirler, Denecekki efendim sermayeler, Ser maye yalmız muvaffakiyetle kurta ti, ve sosyal mak saade et rılabilir bu süretle - de hem'kendile. Ti ve hem de memleket fayda gö- Yusuf Kenan Karacanlar lümle kurduğum bu.eşsiz ve muhte « Şem tapınağımı her gün elem ve'hid rün göz yaşlârımla ziyaret öderelişi bu emsalsiz melögimin sunacağı ilürla Fi, birân- evvek içmek-iğin sabırsıztar Yurdum... Göne bir ziyaretim esnasında fit 'dan-Bir işik; bir mücize yaratan ay, dinliğin; — Üralülmin —mezarı üstüne fşkıdan ve şafakdan bir mabüde yap tığim; rühumdaki çoşkün — hislerle Bördüm..İşte o ünda bütün benliğimtin bir Anda-tutuştuğunu hiasettim. Bir 'volkan Zibi kaynıyan ve çoşan ruht Taün- tahamımlilsüz heyecanlarile; bu Kudal ve aziz <ubdlin dehlizlerinide 'Yürüyerek mi 'nân yazılara bi G4 Aüyotlerinden daliteşekkil bir yazı olduğunu okuyorum: Birinci Ayet şöş 1 fnsanlar dünyada ebedi deği ebedi-olan- varlık, kâinattır. Bu bin Karşısında bulue KözAtmca; bunlarım x Slem - ki, derya içinde bulunan insant ların yegüne perestifleri, ilâhtileşmiş Yir-Taefhum Bu yazıları o ' miş pereştij derle bu: güzsilik Hâbisine bir: çılğın, Tür'deli gibi tapımvor) tapınıyorum... tanındıkca kendimi mesud ve v Hetladıfarm hissedivorum Yerimden — Köz- kamaştırıcı bir nurun mihratı Kanladığını. gördüm... Mihrabın tara ortasında, zivadan: vanılmın tahtta 1 SADi bir güzellife sahih bir metes'ı oturduğunusgürdüm. Parlâk roza taş darın pembe bir fe- cire ruhsüz- bir bir kaç ke örulduğum zaman, andıran samlauştı. Baygın Halde, bir sayha-halinde Te çıktı. kirpikleri » muhteşem. gözlerini Tunis-ve mühleriz titreşan, senin,gibi güzal me- oturabilirler! Daha evvel seni başka- bir yorda 'dim bu toprağa nasıl İndiğine güşı Fal idan . bir. parça; u ân gölgelediğ odım. sen benim varliğim u ümdüsiz çer- pınmalardan kurtarmanın yegâne mü sebbibi olduğun İiçin seni ancak ben anlıyabilir, sena yalnız ben tapı nabilirim. Ey.gönül tahtının mutlâk- hâkime &. Teneffüs ettiğim havanın 1trı; hü gnn prARLATGÖZEENdE parlı yanışıkların sayesinde şu kararlık zulmetgâhım nurdan: bir işığa kavıy Tmuş gibisoldu. Buşık öyle bir işık Ki müstesna Bir inceliğin füsununa nAlikti. Senin bu eşsiz güzelliğin kar şaısında kelimeleri gok-kolay telâfrüz #arfetiğüm kelimeler ilâhi bir y andır ruhumu gaşyedi - alğınlığa sevk sâbüdesi! Sarılmış mev - Un vücüdünü tamaşa ulviyeti: dğem Zaman, ve doyulmaz olan bi vn bitne gin yalkız. ebediyetin yetiyece Orgece otadan-ayrıldığım zaman, bir #arhoş,-bir «deliydim. sanki, humu —mestederek sevikeden bu bedii heyecanların benli- Eğümi Mavradığını düydüğüm andaki sler. şu ândaki-benliğimin kalbinrin beni sonsuzluda ben böyle vir aş vive Burask saredığım Nlik kraliçesini kalbim BÜnÜY tahtına — oturtmuş bülunuyor. Ruhumun hiiysvi — mâbüdesini' bana sevdiren ve burebedi İnkitarı damar a akıttıran varlık nedir? Çoş - ve deli vahunza karışmış Hâhi bi dan zebünuyuz &şk> in gü aşlk?. mŞU memhlekat ar n film ister isteklere karsı a)i z. Halbüuki bizden sonra nema işine bağlamış memleketbr ğen kapışarak âlıyorüz. nemalarımızda — yarışırca nâtiyörüz. Bunlâra mukabil harce tecek' tek fil niz yoktur. Hi uzm yegane eğlencesi olduğundan sinema çök rağbet bulmaktadır. hu Tağbet — meml&ketimizde — sinin ratmıştır. bu İr lar, zenginliklerini memlekete bizdi aalesef bi sız Kahi derea halkın rağbetine borçlu olduli. alde — halkı sömürerek yurdanâ ll adan milyonlarımızı harletdö- küyorlar. Hül Türk film şana yilnin dahilde ve içte körlüme sine sebep olanları mesitl etmeid acılık milif ve ti di nemiç,! ra malik n aziz yurdumuzu! hada bilgisizlik ve beceriksi”li başka hiç bir eksiği yoktur. Elema Sinemacılığımızın mük: n Er uzun zaman e Muhsin bu saha: remediği gibi bi 2 nci, 8 üncü bir-sinem: t hi yetiştirmemiştir. Meml: macılığını Şehir tiya inhisarına almış macı! Deramı 5 noide nde tü

Bu sayıdan diğer sayfalar: