6 Mart 1948 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 5

6 Mart 1948 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BMART 1948 Kahiredeki ünivirsitesini ziyarel —L—. , (Baştarafı 1 incide) | nacağından şüphe bile etmiyo- irinci Fuad Üniversitesin -| rum. Bu kadar sebatlı çalışma, ld? ğxrılı'ı'î; FUğm, Filvaki tıpki| sonra rektörün şuurlu bilgisi n ve insan vücudu - gibi işli! memleket adı verilen büyük var lığın bir gün başına geçecek geçkinler hep üniversitede yeti şmîş(ıu sanıyorum — ki, Türk yüksek tahsil gençliği, Mısırda ki arkadaşlarının nasil çalıştık larını ve nasıl yaşadıklarını öğrenmek istiyecek ve bundan memnun kalacaktır. Birinci Enad Üniversitesi Bitinci Fuad Üniversitesi ehrin biraz dışında, (Ni sa - fillerinden azak - bulunmuyan xGize: de geniş bir sahanın or- tasındadır Pnlmi_vı-lcııle' cesııgdıllı uğaçlar binayı çevrelerler. Üniversite henüz gençdir, 22 yaşındadır. Vakıa 1906 yalında doğmuştur amma o zamanlar, hususi bir müessese, bugünkü azametli varlığın bir nüvesi ha Hinde idi. 1914 - 1948 harbi bu Tüşeymi — klorformlamış, daha doğmadan uyuşdurmuştu. Müessesenin ancak 1925 yı - hnda, birinci Fuadın teşebbüs ve himmetile isdar olunan bir kanunla varlığı resmen tanındı ve bugünkü hüviyetini almış ol du. Gizedeki mütevazi müesse se artık Kahirenin ilim mabe - di oluyor ve bu bilgi ocağından her yıl dişili, erkekli Mısırlı mü nevverler yetişiyordu. Gördüklerim Gizeye varınca şunları gör - düm: üstakbel binaların yüksele i alabildiğine vüsatli bir sa hada modern mimariye tevfi- kan yükselen azametli binalar. Daha uzakdan bakılınca kud - Tet ve haşmet ifade eden mer- kezi bir bina umumft idareyi ba rındırıyor. Bir nazır odasını an | dıran kabinesinde rektör dok -| tor İbrahim Şevki bey birinci sınıf binlginlere hâs bir neza - ket ve mahviyetle beni kabul ederek mesuliyetli ve ağır vazi felerinden ve Birinci Fuad Üni versitesinin dünyanın en ileri üniversiteleri arasında mevki a | labilmesi için sarfettiği yılmak bilmez mesaisinden - bahsetti. Bu gayretlerin başarı ile tacla Her Sabah Nünir Birselle muhayyel mülâkat (Baştarafı 2 tncide> Sizin gazete doğru yazar halbuki ge- Çen sene tatbik edilmişti. Böyle aslı astarı olmuyan şeyleri pâra kazanmak | için mi yazıyorsunuz? Sizi Ahmed E-| min Yalmanın başı Jçin her yerde re- zİl ederimi diye bir “de bana — çıkıştı| ve tehdit etti. — Anladım Fıkracı, anladım. Buna cevatbr vermek için müsteşara falan ha> Cet yok. O zaman ben Bakan değil- dim. Amma ilgili komisyonda sözeli idim. Mesleğim icabi beni sözeli seç-| Mişlerdi. O zamanki Bakan General Toydemir. Bilirsiniz sert bir askardir. Sert bir peksimetle insana Fizan yol- Culuğu bile yaptırır. —İşte o bir gün bana — Münirclğim, -Başbakanımız Receb | Peker «Cahid paşat Bizim kabine gün 'den güne zayıflıyor. Belki de bir gün | bizim meslekdaşlara muhtaç olacağız, | bak diğer Bakanlar nasıl meslokdaş- larının gözüne girmek için envar tür- | dü formüller bulup lerfih etüiriyorlar, | Sen de subaylar İçin şöyle halif tor- | tib oyalayıcı ve büdceye bâr olmadan bir şey düşünüver. Hem ne de olsa, başta sayın Cumhurbaşkanımız dahil, Yüksek meslisimizin dörlte üçünü eski Askerler teşkll ediyor. Her iki parti| de bunün için —mühalefet — etmezler. | Hem en şeretli meslek bunu biraz da yüze çıkarmak dâzam, shakkını söyle- | mek Berekirsel> diye emir verdi. Bon ahiri-ömrümüzde Bakan olduk, fa- Kat asker olduğum için Mecliste uzun Uzün konuşüp kanun kabul ettirmek Bücüme Bidiyor. Fakat kabinede üç Bünlük ömrümüz kaldı. Diker arka- daşlar kendi - Bakanlık arkadaşlarının terfihleri için ellerinden geleni yaptı. dar. Bizim asker ovlâtlarımız bir tayın ive ahi Yamen göllerine gidip kan döker ler. Fedakâr çocuklardır. darin da arada, Si Ancak, on- da gönüllerini al- Mak gerek, Biz şöyle bir tasarı hazır- | Jarız. Kabul de ettiririz. "Bu suretlo de arkadaşlara bir parmak bal kabilin: 'den bir ümld verelim de yine elimizde Geğli mit Tatbik - etmeyiveririz, gıkar? Kanun da neşri tarihinden İti- baren mutaberdir. diye istediği kadar yazsın, dedi idi. Poki Siz bu. hu a daha esaslı terfitter için İT şeyier düşünmediniz mi Ne yalan öyliyeyim? Aklıma bi e. gelmedi. Fikracı! Akan suları durduranibu cevab kar- pısinda sarkadaşıma — Ge du ıuuW hazırlıyadurması için keyfiyoti bir an| rebiimek de te| | dem vuruyorlar, | inci Fuadl ve vicdani ferağatları bunun en parlak teminatını teşkil edi - yor. Üniversiteyi Gezerken Rektör idare ettiği müe: Yi lâyikile gezip dolaşabilmem i gin refakatime bir zat verdi. Merkezi binanın tam ortasın da dört bin kişi alabilecek an fiteatr şeklinde bir konferans salonu var. Kongreler, öğretici ginema yayınları da bu salonda yapılıyormuş. Salanda koltuk « lar, localar, galeriler var. Ve tepeden ışık veren cesim kubbe sile insanda, gerçek bir azamet | ve ihtişam hissi yaratıyor. Sah | nenin sağ tarafında hükümda- ra mahsus loca var. Bu locanın arkasındaki hükümdarın kebul resimlerine tahsis edilmiş daire ler de pek muhteşem. Mobilya- lar. halilar, vazolar ve dekor gözleri kamaştıran ve görülme | Miş bir zenginlikte ve büyük hir zevki selimin mahsulü. Ü- niversitede insan kendisini hü- kümdarın sarayında hissediyor ve o havayı teneffüs ediyor. Mustatil bir salonda dekan- lar rektörün başkanlığı altanda muayyen tonlantılarını yapmak tadırlar. Duvarda <asılı duran | hanedanı kralinin ecdadı sessiz | bakışlarla müzakereleri tasvib | ediyor görünüyorlar. Döşemeye serili açık renkdeki halı, adım- ların gevezeliklerine meydan vermiyor. Merkezi binanın etrafında, ayrı daire ve anekslere çeşidli fakülteler yerleştirilmiş: Ede - biyat, Fen, Hukuk, Kimya, Ti - caret, Güzel Sanatlar, Ziraat... Hepsi hepsi orada. Tıb fakülte si hentiz “Kasr-el-ayni” deki es ki binasında amma kendisine ü | niversite arsasında büyük bir | bina inşa edilmektedir. Mensub oldukları fakültele - | rin anfilerinde erkek ve kız ü- hiversiteliler dirsek dirseğe pro | fesörlerinin derslerini dinlemek | le meşgul görünüyorlar. Kimya cılar atom meseleleri ile meş -| güller, mühendisler — çelikden | vorlar, edebiyatcılar ise Fransız klâsik edebiyatı et- rafında belâğat müsabakaları - na-girişmişler. Fakültelerden çı| kKanlar uyusmüş uzuvlarını can landırmak için itişip kakışıyor- | lar. | | | Hele Kütübhane Üniversitenin gurur kütüb- hanesi başlı başına bir binayı isgal etmiş. Hem de binaların | en güzellerinden birini. Kitab, | kitab ve kitab... Burada 200000 den fazla kitab misafir edilmiş- miş ki bunların arasında bazı | fakültelerin özel kütübhanele -| rindekiler dahil değildir. Birçok koleksiyonlar hükümdarın ar - mağanı imiş. İngiliz, Pransız, Alman. İtalyan, İspar Mmat- bualar: raflarda birinci derece- de ehemmiyetli ve inkâr kabul etmez derecede kıymetli arabca el yazısı eserlerle komşuluk et mektedirler. Bu güzel ve modern ilim ma bedinde kaç Mısırlı genç oku - yor? , Bu sualinize ve merak ettiği- nizde şüphe etmediğim, talebe- nin vaşayış tarzına bu mükem mel V'm(u itenin model mutba ğima ve talebenin nasıl beslen - diğine 2id muüşahadelerimi de müsaadı n anlatayım, le * Merfort Mevlüd Boğaziçi Yeniköy O: N reis ca ll şeriti amı Mehtg d Salim Er| doğ eşi tüccardan Selâhaddin Er doğ vülidesi Türk müzik ve tevşih hocalarından Hü Câvit Ongan halası Zekiye Erdoğan ruhüna İit hâf olunmak-üzere vefâtının kırkın c gününe müsüâdir Mart 948) p“ namâzını müteâkip| elebi camli şerifin. a A eketimizin ta | Tn 1 larmdan — Hafız Celâl Ç ı"ıâıh;;'wlıkvîW yin TTolan, Zeki Mahmud | Öztürk, Seskıralı Abdülkerim Akşâ | hin, ve duağı F D ş| | izâk edecektir. Bu dini merasimdi N0 hazır bulunmak arzusünd arın teşrifleri rica ol Vapur: Köprüden 1145 Otobüs: Taksimden her 15 daki. kada bir Oğretmen ” VÜ Muallâ Sözer'la — Abdu hman Ba ler Fuad Arna D.P. Müfe YENİ SABARH tişliğinden istifa etli (Baştarafı 1 incide) teessir ettiği ve etmekte devam edeceği muhakkaktır. Fakat, par- tide bir çözlilme, gevşeme ve ğılma katiyen mevzuubahis değil- dir. Size şunu söyliyeyim ki, sordu- Bunuz suallere vereceğim cevablar tamamen şahsidir. Zira, ben hatten geldiğim zaman durumun vehametini öğrendikten ve mes'ul zevatla temas ettikten sonra 5:2. 948 perşembe günü ilk - toplanan genel idare heyetimize, parti mıı-i fettişliğinden istifa ettiğimi tahri ren bildirerek —Ankaradan yirmi gün evvel ayrılmış — bulunmakta- yam, Hâdisenin genel kurul ile grup | araşında evvelce zannedildiği gi- bi, hukuki bir noktainazar ihtilâ- fından ibaret olmadığını Köprülü | ve arkadaşları malüm şekilde İz-| mir konuşmalarında açıklamış bu- lunmaktadınlar Ahtilâfin asıl sebebleri İhtilâfın asıl sebebleri de, sanıl- dığı voya bülka, ve Demokrat iPar ti mensublarına telkin edilmek is- tenildiği gibi katiyen ödenekler meselesi değildir. Teşkilâtın mahremi; bu- lunmama Trağmen doğudan avde- timde, vehleten ben de böyle zan- netmiş, aldanmış ve'kısa bir za- | man için bir hayli üzüntü geçir- | miştim. | Sizi bütün samimiyetimle temin | ederim ki Demokrat Parti- genel | idare heyeti ile, Meclis Grupu ara sında ihtilâfların yegâne sebebi ihtirasa kapılan, bir kaç kişinin | parti teşkilâtını, inhisarları altına | almak ve bütün parti kademeleri | üzerinde tahakküm yaratmak hirs ve emelinden doğmuştur. | «Fazlaca bir semahat» diyenler... | Esasen, ödeneklerin partiye - ve | ya hazineye ve yahud da her han- gi bir hayır müessesesine verilme- | sine dair genel idare kurulundan | bir karar dahi çıkmamıştır. Bilâkis bu gibi işleri konuşmıya | salâhiyetli zevat arasında yapılan | hususi görüşmeler esnasında bu | paraların, ikanun meclisten çıktık- | tan sonra, hazineye iadesinin | fazlaca semahat -olacağından bahsedenler bile olmuştur. En hafif tâbirle, partimiz, tes lâtının üst kademesinde, hayırlı ger mücadeleye başlamıstır. ŞeT tarafdarları maksadlarına Tümet- mek istedikleri Demokrat Partili | milletvekillerini halkın nazarında | lekeliyerek gizli emellerinde mu-| vaffak olacaklarını zannediyorlar. Milletvekillerimize- itimadımız vardır... Milletvekillerimizin fazilet ve Ye dakârlıklarından şübhelenmek için hiç bir sebeb yoktur. Milletime, arzu edilen her türlü fedakârlığı ifa etmekten çekinmiyeceklerinden eminiz. Nitekim, genel idare kurulunca Meclisi terketmiye karar werildi; takdirde, bir tek, milletvekilimi zin bu karara itiraz etmiyeceğini müteaddit beyanatlarile izhar e den genel başkanımız, milletvekil- | tinde lerimize olan haklı itimadımızı da-| heyetidir. Bu kurul, genel kongre | ha evvel teyid etmiş bulunmakta- | dır. Yer yer yapılan tahrikler, Buna rağmen yer, ye toplantılarda partili — Üyelerimizin | tahrik edilmesi ve hattâ kendileri- ni, müdafaa etmek istiyen mebu: ların susturulduğu maalesef doğ- rudur. | Bu gibi, marazi politika oyunla- rının cemiyetimizi anarşiye sürük liyecek kadar tehlikeli olduğu da muhakkaktır. | Dünyanın en iptidat cemiyetle- | rinde dahi, en azılı kanlı katille- | | | rin müdafaası dinlenmeden hakla rında karar görülmüş, i: dir. Demokratik bir zihniyetle asla kabili telif olmıyan bu gibi halle- re sebebiyet veren ve vasıta olan | ların bilmiyerek veya bilerek Halk | Partisine hizmet etmekte oldukla- rını umümi efkârın bilmesi lâzam- | hüküm - verilme: şitilmiş hallerden. değil ve dir | Meclis Grupunun gösterdiği — | asilâne güküt Bu kadar ağır ve haysiyet şiken ithamlar karsısında meclis grupu- | muzun gösterdiği asilâne —süküt partimizin genel menfaatleri b mından -cidde yanı takdirdir. Grup başkanvekilliği m ve FundKöprülü Grup başkanvekilliği gelince, arkadaşlı bilhassa genel idare kurulunda ko nuşulan, em iş ve| anı hakir gören, artinin — mah kararlarını, Nihad Erime ilşa et-| mekten çekinmiyen sayın F Köprülünün grup Azaları tarafın- ttifakla tebdili kadar tabif olar Bu kadar, tebil v 1 inı İstimal kabiliye tind bir - gruptan ise t w" dır. Kanaatime göre, derinin tarihe intikal c siyasi faaliyetlerinin kuvvet men- bar bir kaç kişi değil, memleketin her bölgesine mensub partili üye- lerin cümlesi olmalıdır. genel kurül - âzasından bir kaçının müstehcen mahiyette- ki nutukları gübhesiz ki ıztırabımı zı bir kat daha arttırmış bulun- maktadir. İzmirin sayın ve hürriyetperver falkını yakından — tanırım. Çok hassastırlar. Bunun neticesi ola- rak bilhassa milli dâvalar mevzuu man büyük bir he- ka gösterirli n iç yüzü Fakat sizi temin ederim ki, mu- galataya hiç mütebammil olmuyan İzmirliler hakikatin iç yüzünü öğ rendikleri zaman son derece mü- teessir olacaklardır Celâl Bayara bir sual Arkadaşımız, Sadık Aldoğanın Halk Partisine karşı kullandığı li- sanı sert ve şiddetli bulan saym başkanımız Celâl Bayarın, Köprü- lü ve ark Demokrat Partiye mensub mesai arkadaşla- yına müteveccih hakaret dolu jmeş bur nutuklarını masıl karşıladıkla rinittakdir etmek hakikaten pek güçtür. Münak daşlarının taham- hürriyetine mül edemiyen bir kaç kişinin, bir | taraftan' Meclis Grupunu meflüç vaziyete - sokmağa — çalışırlarken, bir kısım partili . arkadaşlarımızı -da müfritler namı altında vasıf- landırmıya uğraştık 1 görülüyor. Haddizatında bizde mütrit, mu- tedil diye ayrılmış gruplar yok- tur. Bu suretle ulu orta, tasliyeler- den bahsetmeğe de kimsenin hak- kı yoktur kanaatindeyim, Partinin bir gizamnamesi vardır. Hükümle- rinesaykırı hareket edenler olursa haysiyet divanları tarafından tec- ziye veya partiden Ahraç edilirler. Şunu derhal ilâve edeyim ki, ne sayın Köprülünün ve ne de arka- daşlarının hatırları için, değil ar- kadaşlarımızdan. bir. kışmımı, hat- tâ bir tek üyemizin bir milim tır- mağını dahi feda edemeyiz, Demokrat Partiye mensubiyet- ten ve bu uğurda fedakârane ça- dışmalarından başka zerrece gü nahları ve suçları bulunmuyan bir gok-gene —ihtiyar, köylüş kentli, vatandaşlarımız hapishani köşele Finde çürürlerken, 12-Terimuz be- yannamesinden devamlı | olarak sitayişle bahsedilmesinin, partinin bir müvazaaya doğru gittiğine hamledenlerin #übhesiz ki &z çok hakları vardır. En büyük fenalıklar... Ben, partinin geçen yıl, Ankara- da toplanan ilk genel kongresinde de söylemiştim ve daima söylemek te devam edeceğim, bu, vefakâr ve cefakâr millet, ekseriya, en bü yük fenalıkları, binbir tüslü feda- kârlıklar yapazak okutup yetiştir tiği ve hattâ omuzlarında taşıdığı evlâtlarından görmüştür. Buna hakları yoktur Genel koöngreden sonra, parti- nin en büyük mercii genel idare tarafından intihab edilmiş on beş kişiden mürekkebtir. İçlerinden hiç birinin kendisini imtiyazlı telâkki ederek bir diğe- rini tahkir eder mahiyette şurad burada konuşmağa hakkı yoktur. Sayın Celâl Bayarın tanılmış, sevilmiş, tecrübeli bir devlet ad: mı hasebile Demokrat Partinin ba şına geçmesi, daha doğrusu mil- letin müşterek ve ma'şeri arzusu- na terceman olması şübhesiz ki, geniş halk tabakalarını Demokrat Partiye yaklaştıran kuvvetli âmil lerden biridir. Köprülünün Bayarın yanında yer alması tamamen tesadürtür. Sayın Bayara karsşı üyelerimi zin gösterdiği büyük itimad yanın da, Köprülü ve arkadaşlarının yer almış bulunmaları bizim için oldu- ğu kadar bu muhterem zevat için de tamamen tesadüften ibarettir Halk, bu zevatın politika kabiliyet lerini, siyasi karakterlerini — yeni yeni tanımağa başlamış! Yegâne mes'ul Bayarı Bu itibarla gerek millet 'e rekse tarihe karşı Demokrat Par tinin âkibetinden yegâne — mos'ul gahkiyet sayın Celâl Bayardır. Millete karşı sonsuz mesüliyet ler derühte eden, Demokrat Par kurban gitmesi halinde bunun m sullerini — millet ve tarih ilelebed affetmiyecekt Mülletin, sayın Bayardan mün- hasıran beklediği enerji, muayyen ahıolara değil, milletine olan iti- madının sarsılmadan devam etme sidir Demokrat Partinin bu ka dar, millet menfaati lehine «lde et miş olduğu muvaffakiyetlerin bü- Batı birliği konferansi toplanamadı (Baştarafı 1 incide) konferansı yarın abah saat do- kuza kadar tehir edilmiştir Oturumun geri bırakılmasına: se bep Ingiliz deli 4 G. Jebb ile Fran sa Dışişleri Bakanlığı genel sekrete ri Chauvelin toplantıya yetişeme- meleri - olmuştur, 5 Batılı devlet arasında yapıla cak anlaşmanın 50 senelik olacağı bildiriliyor. Brüksel: 5 (A.LA.) — Büyük Bri- tanya, Fransa Beneluks devletleri-. nin iştirâkile Batı Avrupa birliği- nin ulması için toplanacak 0- lan konferans İngiliz delegesinin sis yüzünden Belçikaya gelememesi do layisile yarın saat dokuza birakıl- miştır. KONFERANSTA NOKTAİ NAZAR TEATİSİ Brüksel: 5 (AA.) — Sanıldığına göre, Fransız hükümeti Batı Birli| Bi anlaşmasının alması icabeden şe | kil hakkındaki görüşünü değiştir-| miştir. Dün Londrada- İngiliz ve Fransız mütehassısları - tarafından | hazırlanan bir sıra yeni tekliflerin | M. Spaaka bundan evvelki Frans ve İngiliz tekliflerine yarşı yaptıi dürazları geri almak imkânını vere ceği muhakka gibidir. Filhakika M. Spaak geçen sene Dünderguede gn lanmış olan Fransız—İnelliz an laşması modelin lanan bu projenin umumi bir şumu lü bulunmamasını ileri sürerek 1! razda — bulunmuş ve projenin yal-| yuz Almanya tarafından girişilecek geni bir taarruza mâni olmayı 1: tihdaf ettiğini, halbuki kendi fikri ne göre şimdi müzakere mevzuu- mun genişletilmesi icap ettiğini söy Jemiştir. Yeni İngiliz—Fransız t lifleri bugürnkü toplantıda murah- | haslara tevdi edilecektir. BİR İSVEÇ BAKANINA GÖRE üzerinden hazır Stockholm: 5 (AP) — Bugün bir dömeç veren eski 'Tarım Bakanı| Skoeld yeni bir harb halinde İsve- çin -durumunun ikinci dünya har | bi dürumundan çok daha-âyi oldu| di. Andiriadis bundan sonra ğunu, gelecekteki harbin Akdeniz le Orta Doğuda cereyan edeceğini göylemiş ve şunları eklemiştir: «İsveç ittifaklardan kaçınacal artacaktır.» o lurga, starafsız kalmak ihtimali çok İsveç güvenliğinin Birleşik Ameri ka ile yapılacak daha sıkı bir işbir liğine bağlı bulunduğunda ısrar et mekte olan Liberal Dagens Nihe-| ter gözelesi, eski Tarım Bakanının | tili (Baştarafı 1 incide) Bir aralık, İngilizler müsaade etti. ler; sonra vazgeçtiler.» Andriyadis anlatmağa devam e- derke Bizim — Klübümüzde... deyince Rels sordu: — Hangi kiübünüz?. — Yat klübü. — Yat klübü sizin midir? - — Affedersiniz, Reis Bey. Bizim değildir. Bizim klübün başkanı Hasan Sakadır. Onun için - böyle söyledim!.» dedi ve Andriyadis bundan sonra 317 dolarlık teklifin nasıl olup da 362 dolara çıktığı ve kendisinin bu fiyatı nasıl 350 ye in dirdiğini artatabilmek için hesap yapmak üzere bir siyah tahta İste. m'ş, siyah tahta olmadığından İza hatına öyle devam etmiştir. Sanık ifadesinin hir - yerinde Müfettisle- rin kendisinin çektiği - telgrafları tamamen yanlız tercüme ettikleri- ni söyliyerek noterden musaddak suretierini Başkanıfa — sunmuştur. Bunun esinde: Vivako Bir- keline snamuskârane en son fiyata larını bildiriniz.» demektedir. Anüriyadı ifadesi — arasında| harb yılları içerisinde kan — kusa-| rak getirttiğim kauçuk olmasaydı | bütün fabrikalar dururdu.> demiş. | tir. is, İkinci Celse Yüce Divan, ikinci oturumu | nu saat 15 de yaparak Andiria- disin dorgusuna devam etmiş- | tir. Andiriadis bu duruşmada | bazı noktaların tavzihini ve ha | talı yapıldığı iddia edilen ter- 'cümelerin tedkikini istemiştir. Andiriadis Başkanın sordu- | ğu bazı süallere cevab vererek Vakıf Cakmura vermiş olduğu 25 bin dolarlık mektubu Vakı - fın Tekelle büyük işler yapmış olması dolayısile verdiğini, fa - kat Vakıf Çakmurun bu işi içi Bakan Suad Hayri ile gö ğünü tahmin etmediğini darenin — kendisinin aldığı 613 (Baştarafı 1 incide) istiklâline göz dikmiş olan Rus is- lâ ve tecavüz emilleridir.» Raporda Yunan kıtalarının çe- çala- Kahveîıâl“zîuğu telere karşı ilkbahar ve yaz ayla-| rında daha-büyük galebeli £ | | yeni kurulacağı bu demecini şiddetle tenkid etmek te ve şunları yazmaktadır! «Amerikan yardımına güvenmek te olan ve ayni zamanda böyle bir yardımı kabüllenmek arzusüunü iz- hardan kaçman bir Avrupa si; ti Amerikan infiratçılığının en kuv vetli desteği olabilir.» P Gazete bugünkü yazısında Ameri kavın usanıp Avrupayı kendi hali | ne teeketmesinin arzetmekte oldu Bu #konrkunç tehlikeyi» de- belirt mektedir. e . * 1 ae LA Eyibte D. P. top'artısı (Bastarafı 1 incide) P. İstanbul il başkanlığından is tifası olmuştur. Bu arada Eyüb gemokratlarından Yılmaz ismin de bir üye ile bir bayan üyenin seçime fesad karıştırdıkları ile Fi sürülmüş, bundan maksadın lenen Ke - nan Öner partisine Eyüblü de mokratlardan mühim bir kısmı nın iltihakına zemin hazırlamak olduğu iddin edilmistir. İddia- lara konu olan üyeler kendil rini müdafaa ederek noktai na zarlarını belirtmişlerdir Bundan sonra D. P. Meclis Grupu ile Genel İdare Kurulu rasındaki ihtilâf bakkında gu- rup Başkan Vekili Fuad Hulüsi Demirelliye sualler tevcih edil miştir. Fuad Hulüsi, bu hususda Beykoz ve Ankara konuşmasında yantığı açıklama lardan başka bir şey bilmediği- ni söylemiştir. Ödenekler meselesi de bahis mevzuu edilmiştir. İdare Heye- tinden doktor Şenol, ödenekler nini fazlasını D. P. Merkezine yatırmamış olanlara sağır itham Jarda — bulunmuştur. Kongred hazır bulunan D. P. milletvekil lerinden Senihi Yürüten söz & mış ve: — Bize böyle bir şey tebliğ tek cebheli neşriyatı, matb zın Demokrasi uğrundaki hizime lerini silecek ve hattâ memlek felâkete sürükliyecek kadar teh. likeli bir istikamet almış — bulun maktadır Zaman bütün hâdiselerin iç zünü aydınlattığı gün nedam aktır. onun sliy duyacaklar çok ola Demokrat P rli ve mi da hası arzu 1 Dema cakları, Yunanistanda İngiliz kı- talarının bulunmasının bir kuvvet müvazenesi teşkil ettiği ve şimal- | den gelecek bir müstevlinin ilerle- mesine mâni olabileceği de ayrıca işaret edilmiştir. YUNANİSTAN VE TÜRKİYEYE YARDIM Şikağo 5. (A. A.) — Dışişle yi Bakanlığı Yunanistan ve Tür kiye programını tanzime me - mur büronun ticari müşaviri Gardinev bu akşam beyanatta bulunarak — Yunanistanın imar ve kalkınmasının Avrupa kal - kınmasile sıkı surettebağlı ol - duğumu söylemiş ve şunları ilâ ve etmiştir — “Avrupanın kalkınmasına intizaren Yunanlılar ekmekleri ni kazanmakta büyük güçlük- lere uğrıyacaklardır. Amerikan yardımı uzatılmazsa Yunanis - tan çöker ve bunu da diğer dev letlerin müdahalesi takib eder. Gardiner, bu beyanatını, Şi kagoda kadın avukatlar derne | ğinde irad ettiği bir nutukta vermiştir. Hatib Amerikanın | Yunanistana yardımını «mah - dud bir muvaffakiyet» tâbiri i le vasıflandırmış ve Amerikan ve İngiliz subaylarının Yunan ordusuna yapılan yardıma rağ- men *Yunan hükümetinin he -| nüz memleket endüstrisi, tarım | ticaret ve maliyesini kalkındır- —e e oe edilmedi. Halen detebliğ edil - miş değildir. Yoksa ödenek faz | lasını Partiye vermiyecek bir | aArkadaş mevcud olacağına ina- | nılmaz demiştir. | Daha sonra dileklere geçil- | miştir. İsçilerin dilekleri ara -| hususi fabrikalandaki iş çilerin resmi fabrikalardakiler- | az ücret aldıkları gibi sında, den daha çocuk zammı da görmediklerini | belirterek buna bir hal şekli bu lunmasını istemişlerdir. dolara yapmış — olduğu teklifi kabul etmiyerek 605 dolardan teklif eden Ömer Lütfinin tetli fini kabul ettiğini, Fakat Ömer Lütfinin yüzde 7 komisyon ah ması yüzünden bu mikdarın 612 dolara yükseldiğini, o -zaman te kel bakanı olan Coşkanın ara- daki bu bir dolar farkdan kendi sini haberdar etmiyerek doğru dan doğruya Ömer Lütfinin tek lifini kabul ettiğini, Ömer Lüt fiden alınan kahvelerin düşük kaliteli olması ve geç gelmesi dolayısile idarenin 600 bin lira zarar etmiş olduğunu, bu hu- susu sorguları yapan karma ko misyona da ifade ettiğini, Ko- misyon Başkanının, bu husüs « ta tahkikat yapacağını söyle - miş olduğunu bildirerek bu tali kikat neticesinin komisyondan: sorulmasını istedi. Vakıf Çakmurun Sorgusu Bundan sonra Vakıf Çakmu run sorgusu başladı. Vakıf Çakmur, 945 sene: de askere alındığını, izinle İs - tanbula geldiği bir gün Andiris dise rastladığını, Andiriadisin kahve işinden kendisine şikâyet ettiğini, bilâhare ayrıldıklarını fakat kendisinin Andiriadise 25 bin dolar mukabilinde yardım e deceği hakkında bir şey söyle - mediğini, kendisinin hiç bir za man Suad Hayrının nüfuzun - dan istifade etmedisini, Bakanı çok eskiden tanıdığını, araların da mormal dostluk münasebeti bulunduğunu, Andiriadisle da - ha evvel bhazı işler yapmak iste- mişlerse de bunların muvaffak olmadığını söyledi ve Andiria - disin kendisine 25 bin dolarlık bir mektub vermemiş olduğunu bildindi. Divan. pazartesi günü saat 10 da tonlanmak üzere oturu - ma son werdi. Pazartesi günü Tomruk işi - nin görüşülmesine başlanacak- tır. Türkive ve Rusya mağa —muvaffak olamadığını» ylemiştir. Gardiner sözlerine şöyle son vermiştir: — Yunanistanda takib ettiği miz iktisadi gayelere varahilme miz için bu Mmemleketin diğer Avrupa memleketlerile ve Ame rika ile aylarca iş birliği etme âiır ve gayret sarfeylemesi Tâzım 15 MART KONFPERANSI Paris 5, (A. A.) — İyi ha ber alan mahfillerde dün ak - sam söylendiğine göre, şimdiye kadar Marshall -yardım. plâmı- na dahil bulman on altı millet ten yedisi ikinci Avrupa iktisa di işbirliği konferansının on beş martta toplanmasını resmen ka bul etmişlerdir. Bu suret!e İn - giliz - Fransız dâvetini kabul et miş olan memleketler sunlardır Belçika, Norvec, Lüksembure, İsveç, İtalya, Türkiye ve Yımı nistan. Bu memleketlerin konferan: da dışişleri bakanları tarafın - dan temsil eleri beklen - mektedir. Truman - tatilini btrdi KeyWest: 5 (A.A.) — (Florida) — Başkan Truman Caraibesleri tef tiş ve Keywest üssünde istirahat et mekle geçirdiği 15 günlük mezuniye ti bitam bulduğundan bu sabah ha va yolile Vaşingtoya hareket elmiş tir. TEŞEKKÜR Sevgili annemizin kaybı karşısın da duyduğumuz acıyı paylaşmak - çin cenazesine gelen, çiçek gönde ren, telgraf ve mektupla “baş sağlı &ı dileyen bütün iyi yürekli büyük lerimize ve yakın dostlarımızg -ço- cuklarının ve damatlarının minnet duyguları İle sağlık ve saadet — te mennilerinin iblâğına değerli gaxa tenizin tasvaasutunu saygı İle Ti ca ederiz. vildan Âşir Savaşız DAMGA Büyük Türk Filmi Orijli a | ; f İA YDUTIZ İLBANDİTO 'T 5 IRABİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: