8 Mart 1948 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

8 Mart 1948 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ALARIM OO Profesör Kenan Öner - — Parti teşekkül etmeden on bin lira gibi o zâman — bü- İYük sayılır atıfet ve yardımda bulunan arkadaşlarımız da içinde olduğu halde Ankaranın tavsiyesile gelenler arasında bir hareket görülmüyor, jonların bu lâkaydlıkları karşısında ben ve Cevad da lâkayd davramıyor- Guk, | İşe esaslı bir surette başlıyabilmek için mutlaka para lâzımdı. Tüc- kar arkadaşlardan da «arar tedarik ederiz> den başka ümid verici bi Bes çıkmayor, hattâ teklifimi tekrarladıkça bir uzaklaşmak cmeli de se- zilir gibi oluyordu. | — Başka bir toplantıda tekrar bu bahse girerek «Arayıp bulmak aidi bâki kalmak şartile bunu beklemeden az da olsa iptidai sermaye- nin tarafımızdan derhal temininden başka çare olmadığını kat'i bir li- Banla ortaya attım, Herkesin yüzünde ıztırab ifade eden bir kırmızılık kendini göstermişti. İşi buraya getirdikten sonra devam ve ısrar icabe- öyle yaptına ve herkes ne vermek istiyorsa miktarının te: bit edilmesini istedim. Ankaranın milyoner gözdesi nasılsa Bin lira Mmemleketlisi de üç yüz lira miktarında bir teberrü vaidinde bulunabil r. İlyas paşa hesabına itizarda bulundular. Hakikaten bu mulhterem msker de zengin olmuyacak kadar namuslu bir insandı. Cevad bey on- ların mikyasına göre çok sayılacağını ileri sürerek yüz lira yerdi. Ben de ona müvazi bir yardımda bulundum. Bu suretle 1500 lis ilk sermaye meydana gelmiş oldu. Halbuki ihtiyacımıza göre bu âğ bir hiç demekti. Bununla kâğıt aldık, defterler aldık. Evrak — bastırdık, — faaliyete ik, Fakat bu en iptidafi işlerden sonra sermayemiz hiç artmamış, ya Güşmüştü. SİYASI HÂTIL Yazan: Memlekette böyle işler için faydalı arkadaş bulmak da para kadar güçlük ihsas ediyordu. Hiç. birimizin siyasi faaliyette yeri ol- madığı için kendilerine müracaat edecek tanıdıklarımız da — pek az bulunuyor, onların en namuslu ve en faziletlileri de bizinile Bera- ber çalışmaktan çekiniyor, meydana çıkmaktan korkuyordu. — Para ve insan hususunda karşılaştığımız güçlükler, hakikaten ümid larıcı bir mahiyetin de üstüne .çıkıyordu. Hele hissetmeğe başladığımız giz- li mürakabeler de vaziyeti daha çok güçleştiriyordu. Tanıdığımız ve inandığımız herkese müracaat ederek hiç olmazs: ilçeler teşkilâtını kurabilmek için bize insan tavsiye etmesini rica edi: yorduk. Bazıları temennilerimizi kabul ederek isim veriyor, bir kısmı buna bile cesaret edemiyordu. Alabildiğimiz isimler üzerinde münakaşa ederek, kendi vasıtala- rımızla tahkikat yaptırarak arkadaş seçiyor, bunları birer eleman ola- rak bir deftere kaydediyor, bulduklarımız nisaba erdikce - oralarda teşkilâtı kurmağa çalışıyorduk. İlk zamanlarda tabit gibi görülen bir zihniyet kendini gösterme- ğe başladı. Her isim okundukça alâkasızlık gösteren Ankara gözdesi üÜç arkadaş, faraza «Temel> ismi okununca evet tanırım, iyi adamdır gehadetinde bulunuyor sebeb olarak da «Karadenizlidir: diye kanaa- tinin temelini gösteriyordu. Ben ve arkadaşım Cevad fazilet ve liyakati mıntaka, hattâ ırkla da tahdid edenlerden olmadığımız için önceleri bu tasnifi tabii görüyor ve tanışmanın menşeine atfederek mahzurlu bulmuyor, - onların tez- kiye eylediklerini deftere kaydedip geçiyorduk. Arkadaşların bu tercih sebebi, gün geçtikçe sabit bir fikir şeklini “almağa başladı. -Onlara göre her Karadenizli mahz-ı fazilet, âdeta Akdenizliler de şübheli birer mahlük telâkki edildiğini gösterir bir mahiyet alıyordu. Vaziyeti Cevad beye Aaçtığım zaman onun dikkat nazarını çektiğini öğrendim. Fakat bu ne demekti?... Bu üç arkadaşın hüviyetlerini, haklarında tam bir kanaat besli- yecek kadar bilmediğimiz için bir namus inhisarı mânasını ifade eden zihniyetin sebebi ve menşeini hakikate yakın bir şekilde tesbite imkân bulamıyorduk, Fakat her üçünün partiye mensubiyeti, hareketlerine göre mebusluk gibi bir külâh kapmak emeline müstenit olduğumu ih- sas etmiyor değildi. Bunlardan İlyas paşa, bugün de itirafa mecbu- Tum ki, faziletkâr ve babacan bir insandı, Karadenizle de bir münn- sebeti bulunmuyordu. Fakat buna mukabil namuslu olmanm cezasımı Çehrelinin Nuh Kuyusundaki evinde parasız oturmakla çektiğini bildi- ğim için onun da ötekilere zahir olmasını pek tabil görmemek müm- kün olamıyordu. Çehrelinin Vatan matbaacılık şirketinde hissedar olduğumu bilme- diğim için on bin Hralık fedakârlığın Ahmed Emin Yalmanın maksa- dına âlet olmak için vukubulup bulmadığı hakkında Bir fikre de sahib değildim. Fakat bu Zzihniyet, ister iyi, ister kötü bir maksadın mevlüdu olsun, üzerime aldığım millet hizmeti hesabma bann ihtiyatlı ve basiretli bulunmak lüzumunu ihtar edip duruyordu. Hele bunun İstanbul teşkilâtını bir Karadeniz çenberi içine almak ihtimali, bu ihtiyatı bir zaruret haline getiriyordu. Cevad bey de bu fikirde idi. İlk müteşebbis heyette daha emniyet verici bir vaziyet ihdasi için —ikimiz de ük hükümlerinden — istifade —ederek kurulu teşkil eden üyelere iki âza daha ilâvesini faydalı gördük ve temini ça- resine baş vurduk. Haklarında itimad beslediğimiz bazı zevata müra- caatımız türlü bahanelerle menfi neticeler verdi. Nihayet İstanbulda âdeta merkezin, bilhassa Celâl Bayarın bir ağanı vazifesini gördüğüne emin bulunduğum Yusuf Ziya Önişle temasa geçerek onum tavsiyesile Selânik Bankasının ikinci müdürü Salâhaddin Güvendiren ile eski va- lilerden Muhtar Akmanı kurulumuza ilâve ederek yedi kişilik bir he- yetle çalışmağa başladık. Faaliyet daha emniyet verici bir hale gelmiş, yavaş da olsa bir kaç ilçe ile bir iki bucakta teşkilât kurmak imkâmı hasil olmuştu. Fakat lokal ve para meselesi vehametini muhafazada devam ediyordu. Bu bususta çekilen müşkülâtı da sırası geldikce anlatacağım. (Devams var) İki vak'a, bir netice (Baştarafı 1 incide) Yaptığını ve hiçbir yerden emir alma- dığıni bu süretle - bütün — mesuliyeti tahammül etmesini irade etti. Bu har Miyetli adam da tahkik heyetina: «Kimsenin haberi yoktur; herşeyi ben yaptım>. dedi;. Divanıharbe — verildi. Muhakemenin neticosinde askerlikten tardile idama mahkâm editdi. — Padi- Şah, İdam kararını müebbed. kalaband. liğe tahvil eyledi;. Hasan Bey katesi olan bir şehre gönderildi; iki sene kar dar orada kaldı; bu müddet zarfında Mmaaşı bir misli fazlasile hükümdarın hazinesinden veritdi; iki — oğlu — deyli mokteblere alındı;. Muharremde, Bay- ramda, Ramazanda (Cib-i-hümâyün) dan ihsanlar gönderildi... Hasan Bey sene sonra Abdülhamidden yeni bir irade aldı: cİsmini değiştirsin;» Ha- işaretler yapıyordu. Konsolos — 0 za- man Hariciye Nazırı olan — Gabriyol Hanoto'ya şu yolda hir telgrat çoki- yordü:. cHasan Beyin teoziyesi şöyle, dürsün. rütbesi. miralaylığa terfi edil- miştir. Ve nerede bana rastlarsa her- kesin içinde ayıb işaretler yapıyor!» Hanoto, Bu telgrafi Fransiz Mabu: san meclisinde okumuş, nutuklar İrad edilmiş; fakat iş itk tavını kaybettiği için bir tesiri halz otamamıştır. İştel bir aralık Medine Muhafızlığında. bu- dunan Hasan Mazhar Paşa İmparator- luk tarihinde çok ehemmiyetti: bir vâkıa| ni kahramanı olan — binbaşı — Hasan Beydir. Zamanımızda bunun kötü bir. benei zerini görüyoruz. Mesolâ Lalapaşa kayatakamı Demi rat Parti reisini öyle dövüyor ki gar san Boy istida ite müracaaf etti; nü-| zetelerde resmini gördüğümüz zamanı fus kâğıdında ismini değiştirdi. Ha-| acaba bir yüz bu hale nasıl — konulür san Bey, Mazhar Bey oldu. Bir ayl diyo insana hayret ve dehçet geliyor. sonra Mazhar Bey Miralaylığa terfi| Bir müddet kaymakam azlediliyor ; iş etti ve bilmem hangi mühim şehirde | yatıştıktan — sonra - galiha Emniyot alay kumandanlığına tâyin odildi. Fa-| müdürlüğünde - bir vazifeye tâyin e- Kat kabadayı bir asker olduğu için| diliyor. Bir vatandaş ve dindaşına bu hüviyet tebdiline rağrıon — sinirlerine hükim otamıyor ve matkümiyotimde en Klori giden Fronsızlar. olduğunu - bidi- Ki cihetle me zaman sokakta Fransız konsolosuna rastgelso em kaba tâbirle : «Ulân! Ne nâno yiyebildiniz. sanki?.,> Yiyor ve yumruğunu Uzatarak — acatb kadar fena muamele yopan bir adı hiçbir zaman Hasan Mazhar Pa; fedakârliğile mükayese etmek isten Yiz Takat kaymakam Demokrat rei 'no rastgetso de ayni sözleri tekrar © derek mahtd işaretle yumruğunu sal- dasa ne olur? —F OkUYULCU DiYO RKİ Bandırmanın K'rezli köyü muhtarı gazya- ğını 5 kuruş fazlaya salıyormuş Vasikayla Bandırmada Bt- resi a salılma Çomlu caktan ihtiyaçlarına ayrılan gazyağlarını — kendi vasıtaları ile — taşıdıkları ve bunun için de kira almadık- ları halde köyün Halk Par- tili olan muhtarı hükmü ka- rakuşi ile kilosuna beş kuruş zam yaparak 80 kuruşa sat- maktadır. Aylardan! Tanan bu fazla beşer ki ların — nereye — sarfedildiği muhtardan soruld zaman da müsbet bir cevab alma- mamaktadır. ümüze — kendisini se dirmeğe ve memnun etmi çalışan sayın bucak müdü- mi — İlkerin bu aşlardan — hak- sız olarak alınan bu — para- lara müdahale — edeceğinden emin bulunuyoruz. Bu münasebetle köylünüh bilhassa —kış — gecelerindeki çok zaruri bir ihtiyacı olan gazyağı — fiyatındaki — Tuzuli yükseliş önlenmiş ve köylü- üz memnun edilmiş olacak- tar, Bandırma Atatürk Cad. No 81 Mustafa Evyapan ** Okuyucularımıza Okuyucularımızdan, — gaze- temize karşı besledikleri gü- ven, sevgi ve ilgiye — tercü- man olan yüzlerce mektub al maktayız. Okuyucu diyor ki sütunu- muz — mahdud — olduğundan mektubların ekserisi maale- sef sıraya tâbi - tutulmakta, bu ise hem mektub sahible- rinin hem gazetemizin üzün- tüsüi mucib — olmaktadır. Bu cihetle badema gönderi- lecek — mektubların kasa ve özlü, yazı makinesi veya mut Taka okunaklı el yazısile ve mürekkeble yazılmasını — ve sarih adreşli olmasığı rica e- deriz. Bu şartlara riayet et- miyen mektubların neşredil- miyeceğini saym okuyucula- TIMIZIN ittila” kesbetmelerini de ayrıca rica ederiz. Yeni et narhı bugün tatbik edilecek Ç ——- Bir müddet evvel, belediye daimi encümeni tarafından tesbit olunan yeni et narkı, bu sabahtan — itiba- ren yürürlüğe girmiştir, Yeni nark fiyatlarına göre, Dağ- liç ve kıvırcık 253.karaman 243, ke çi 188, sığır 193, manda 168, dana | eti de 183 kuruştan satılacaktır. Belediyenin kararile kuzu eti tışları serbest birakılımştır. Nark fiyatı, üstünde satış yapan | perakendeci kasapların ruhsatiye- leri alnacak ve dükkânları kapatı dacaktır. Diğer taraftan belediye murakip leri, mezbahadaki kesim veya satışla rı kontrol altında bulunduracaklar dir. sa — Açık hesabı vardı, aydan aya alırdı. — Peki bu paraları nereye verirdi? — Beş yüz liraya yakın bir parayı Hüsnü beye verdik, o da zannedersem, bir kaç kişiye tev zi edermi: — İzmit mebusu Şükrü beye hiç bir para verdiniz mi? — Ha — Hüsnü bey bu parayı top lu olarak mı alırdı? — Evet, evvelce beşer yüz li ra alırdı. Sonra bu para 240 Ji raya indirilmişti. Senedleri Ke- mal bey namına idi. — Kemal beyle ne vakitten beri tamışırsınız? — 334 senesindenberi, — Daha evvel? — Eskidon Şehzadebaşında klübde verdiği konferanslarda şahsen tanırım. — Siz İttihad ve Terakkiye ne zaman intisab ettiniz? — 326 senesinde. — Terakkiperver Tıwkaya in tisab ettiniz mi? — Hayır . — Kemal beyin intisab edtp etmediği — *Btmedi* diyorlardı ve in isabma dair de bir emmare gö remedim. — Kemal Ter gelir giderı Mesadet Hanır madığım cihetle bilm in yanına kim bulun- m. D .. o r AMAD KK rmrrrmm AAA ARRARA YENİ SABÂAH İ HABERLER .ve Muallimler Birliği, «Federasyon>olacak Bakanlık, muallimlere yardım maksadile Galata Mevlevihanesini Birliğe veriyor Muallimler Birliğinin bir fedaras yon halline getirilmesi hususunda Ki çalışmalar hızla devam etmekte dir Muahllimler Birliğinin bu yoldaki müracaatları Milli Eğitim Bakanlı; fandan Müsait — bir şekilde mış bulunmaktadır. şekkülü beklenen Fe n muallimlerin gir tar. Ü ta Karşit Yakında t derasyona; büt Mualilmier Federasyonunun ga. yesi, muühtelif tedvisat kısımlarında ki muallimler arasında bir tesanüt mek ve tedrisat sis ana WAARİFTE Fakülteler arasında satranç müsabakası Ati Üniversite Talebe - Birliği aldığı yeni bir kararla, Bakülteler arasın da biy Satrmaç müsabakası tertipli yevektir. 1 kazanan — Fakülte, Müsavalki ik Üniwerste ile karşılaşacak Yüksek okulların askerlik dersleri Yüksek okulların askerlik dersle ri ve kampları hakkında geçen se ne kabul edilen talimatname, bu se ne de aynen tatbik olunacaktır. Erkek öğrenciler için talim müd deti iki aydır, Evvelce kamp gören lerin kapmlarda geçirdikleri gün- ler, bu müddetten tenzil edilecek- tir, Talim görecek öğrencilerin isimle| ci şimdiden Hd edilmiş bulunmak tadır, Kampın 15 temmuzda başlayaca B söylenmektedir. Avrırpaya gönderilecek akade- mi mezunları Mül Eğitim Bakanlığı hesabına Avrığpast İhtisas yapmak için gözr| derilecek Güzel Sağatlar Akademi sinin muhtelif branslarından me. zun gencler arasında açılan müse'| baka imtihanı neticelenmiştir. Müsabaka — imtihanında —ancak dört sanatkarımız muvaffak olabi) miştir, ve yakında İstanbul vapuru ile İtalya ve Fransaya gidecekleri dir, Bir vatmana tecavüz eden sarhoşlar Evvelki akşam 22,15 de Te pebaşmda Şehir Tiyatrosu kar şısında bir yaralama vakası ol- muştur. Hâdise şudur: Hikmet ve Rahmi adında i- ki sarhoş arkadaş Tepebaşı du ida yolcu alan 155 numara h Şişli - Beyazıd tramvayı vat manı 537 numaralı Abdullah | Sakıllıya hücüm etmişlerdir Mü | dafaa mevkünde kalan vatman ©o sırada eline geçirdiği makas demirile iki mütecaviz arkadaşı başlarından ağır surette yarala mıştir. Yaralılar ilk tedavileri temlerinde yapılacak reformlarda müesalr rol oynamaktır. Diğer taraftan öğrendiğimize gö- re gerek vali Lütfi Kırdarın, gerek M. E. Müdürü'Murad Urazın alâka ları neticesinde tarihi binalardan Galata Mevlevihanesinin, Muaflim ler Birliğine verilmesi de kararlaş tırilmiştir, Bu bina restore edildikten sonra, Muallimler Birliği toplantı ve eğ lentilerini orada yapacak, hattâ kl raya vermek suretile bir gelir de temin edebilecektir. Mevl: mükemmel bir raks maha MÜTEFERRİK Bayan Kelly'nin bugünkü konferansı —— İngiliz Büyük Elçisinin eşi Lady Kelly, bugün saat 16,30 da Güzel Banatlar Akademisinde, «Büyük Britanyada Güzel Sanatlar» konu sunda bir konferans verecektir. Teşviki sanayi ve sanayi nunlarının tasarıları hazırlanıyor Teşviki sanayi ve san: rının tasayıları hazırların dir. Tüsarılar Meclise sevkedilmeden evvel tanınmış sanayicilerin de fl, kirleri ahınacaktır. Bölge sanayi birliği tarafından teşkil olunacak bir heyet yakında Ankaraya hareket edecektir, C. H. P. kongreleri C, HL P, Bucak kongreleri devam etmektedir, Bu arada dün de Ortaköy, İstik Iâl, Hadımköy, Kumkapı, Sarıyer; Kılıç,, Yeşilköy bucaklarının kong releri yayılmış üst kurula gidecek delegeler seçilmiştir, de vardır. ka- Necib Fazılın mahküz| Pu-akşam miyet kararını temyız tasdik etti sliykian Büyükdoğu mecmuasındaki bazı neşriyat dolayısile as- liye 7 inci ceza malikemesinde yargılanan Necib Fazıl Kısakü | Tek hakkındaki'6 ay hapis ceza- sını Temyiz tasdik etmiş, dosya Cumhuriyet — savcılığına — tevdi edilmiştir. Yine Büyükdoğu mecmua - sında, filozof Riza Tevfik tara fındam 25 sene evvel yazılmış | Kim &üri neşreden Necib Fazıl Kısakürek 1 inci ağır ceza mah kemesinde yapılan duruşma so nunda ' bersat etmişti. Temyiz bu: kararı da bozmuştur. Necib Fazıl tasdik edilen 6 ay hapis cezasını çekmek üzere bir hafta sonra ceza evine gön derilecek ve diğer dâvadan da layı da yeniden muhakeme e- dilecektir. hanesine kaldırılmış, hâdiseye Taksim nöbetçi savcısı &l koy - yapılmak üzere Beyoğlu hasta- | muştur. İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler cördüm? Atatürk'e tafsilâtı v — tttihad ve Terakkiyi ihya icin bir teşebbüs olmuş malüma tin var mi ” — Hayır, esasen bendeniz si- yasetle iştigal etmem. İttihad ve Teyakkiye intisabım da mah za hizmet içindi. Klübrle hesab ve ticaret dersleri verirdim. — İşleri karış. maksadı menfi Kara Kemalin idaresinde ki şirketlerde caliş vaset le iştigal demektir. Suikasdi ter tib eden baytar Rasim, Şükrü- ler değildir. Kemal de hayır i - çin bunları tesis etmemiştir. Si zi de başka bir maksadla tut - mamıştır yap sulkasdın 6 IÇYUZU T rika RNe, 198 — Bendeniz 'hakkıuda tah - kikat — yapabilirsiniz. Kahveye bile çıkmazdım. — Ne maaş alırdını: — Bvvelce yüz idi. Son za- manda yüz yirmi beş lira alır- dim. İsrar ettim, «başka yere gideceğim> dedim, arttırdılar, nun isticvabınma nihayet verdi. Hasan Fehmi bey dışarı çıkarıl dı. İhsan bey getirildi.) — İzminiz? İhsan — Babanızın adı? — Hacı Nuri. — Nerede oturursunuz? — Beşiktaşda, — Halen Milli Ticaret tinin İzmit mümessilisin ü memuruyum. — Tahsiliniz? Kıbrıslıların kongresi Cemiyetin şubeler açması kararlaştı —— Türk Kıbris okullarından yetişen ler cemiyeti yıllık kongresi dün sa at 13,380 da Eminönü Hülkeı yapılmıştır. Adedi 80 1 bulan üyelerin hazır bulunduğu toplantıda ilk önce yıl- lhk idare heyeti raporu okunmuş ve üzerinde bazı münâkaşalar ya pilmıştir. Cemiyet âzalarından, bil hassa yüksek tahsile devam eden. bazı telebelere yardım yapıldığı ra porda zikredilmiştir, Bundan sonra cemiyet tüzüğün- deki eşimdilik Şubesi yoktur. fık- Ti idare heyetinin kararı ile as gari 30 üyesi bulunan yeklerde ce Miyet şube abilir» şeklinde değliş tirilimiş, bilhassa Ankarada bir Şu. beraçılması etrafında görüşülmüş. tür. Gene umumi heyetin reyi ile ta lebelerin cemiyete verecekleri — a1- gari 25 kuruş ve duhüliye de 50 kuruş olarak — kabul edilmiştir; Cemiyetin yıllık kongresinin de Mart ayı içinde yapılması kararlaş tırılmıştir. Bundan sonra dileklerin tesbiti. ne geçilmiş, üyelerden bazıları, Kıb rıs TTürkleri ile yakından — temasa geçilebilmesi için orada bulunan Muallimler Birliği ile işbirliği yapıl masını, orada Türk kültürünü kuv vetlendirebilmek için Kıbrısta liseyi bitirenlerin İstanbul Üniversitesi. ne cejbedilmesi lâzımgeldiğini ve oraya Türkiyeli öğretmenlerin gön derilmesini istemişlerdir. Gene Bazı üyelerde Kıbrıs Türk lerinin bugün müşkül durumda bu lunduklarıntdan acı acı bahsetmiş lerdir, Bundan sonra seçim yapılmış ve Kare' heyeti âzalığına Şunlar seçil- miştir.: Fevzi Cin, Hilmi İleri, Teki Yül, Necmeddin Gültekin, — Celâl Adol, Ziver Uras, Nevzad Kara. D.P de toplantılar e Şehrimizde bulunan D, P, İstan bul milletveklilerimden Senihi Yürü ten, bugün Kuzguncuk D, P; ocağı na giderek son — siyasi hâdiseler hakkında; seçmenlerle bir konuşma yapacaktiır, Demokrat Parti Alemdar Bucağı na-bağlı 1 Nolü ocağın yıllık kongre si, bu akşam 20:30 da Alemdar D, P, Bucak merkezinde yapılacaktır. n 'asarruf hesabınızdaki 50 lira 27/3/948 - tarihli keşidemizde 1500 Lira Olabilir. ECELE EDİNİZ Türkiye Garanti Bankası A. O. Galata Bankalar cad. No:27 bugün ve yapıtacak | « SMART 1948 HER SABAH| Bakanlarımızın Demokratlıkları ALDENİN canı balik istemiş, bu yüzüer ükleden sonra Bar lıkhanaye kadar *sanıp biraz tazo uskumru alayım dodim. .zübarer Bin movsimidir. do, Alık alık otrafıma bakınarak- sahik den Yemiş iskolesine doğru ilorilerken karşıdan karşıya- müştori taşıyan dak muş kayık- iskelesinde üç Bakanımızı bir arada gördüm. Maliyo Bakanı Ha- ild Nazmi Keşmir, — Çalışma — Bakanı Tahsin Bekir Balta ve Adalet Bakanı Şinasi Devrin, İskelo üzerinde birikmiş halkla itişo kakışa dolmuşa binmeğe Çabalıyorlardı. Bu : manzara karşısında şaşkına döne 'düm ve hemen yanlarıma seğirttim: — Hayırola devtetiiler? Maliye Bakanı arkadaşları adına oe vab verdi: —Sorma Fikracı, — dolmuşa — bine ceğiz. Fakat — İstanbulda, — Ankarada' olduğu gibi, henüz kuyruk — yapmak (sıraya girmek), âdati- honüz - Jâyıkile öğrenilmemiş olacak ki, yarım — saat- tenberi bir türlü kayığa binemiyoruz. Rica ederim bize yardım eti.. Şuradân şuraya — ötomobilsiz adım atmıyan bu zatların böyle halk arar sında dolmuşa: binerek Galataya geç meğe çalışmalarını ne yalan — söyliyer yİM, rüyada görsem! hayra — yormaz dim. Fakat gördüğüm rüya değil bir hakikatti. ve çiseleyen yağmur altında üç Bakanın ıslana islana açık kayıkla Eminönünden Galataya geçmek - iste moleri. de bir hakikatti. Kendi kendime: — Bunda bir hikmet olsa gerok! di ye düşündüm, Baliba sayın Maliye Ba kanımız, İstanbulda salncalcı esnafr 'nın günde ne kazandıklarını yakından tedkik etmek için büyle bir seyahali Böze almış olacak... — Yandılar bizim sandalcılar... Maamafih bir — İstanbullu — sıfatile kendilerini yardımsız da — bırakamaz: dim. Halkı aralıyarak- nöbetci kayığa atladım ve elimi uzatarak üç Bakanın binmesine yardım etti Adalet Bakanı üzerine oturacağı ka, yığın oturağını yağmurdan. sırsıklam ıslanmış görünce somurttu ve a1 daşlarına: — Yahu, dedi, kayığa- binoceğimize keşki tramvaya asılsaydık, hem. dara Bösterişli bir harekette bulunmuş olur dük, hem de üstümüz, başımız bu kır dar istanmazdı. Fakat Maliye Bakanı ısrar etti: z hink. ea azalitm aa —— kadar nezle olmaklığıma” rağmesi bindim. Bu sözler merakımı büsbütün grcek- dadı. Bu sırada kayıkcı avuçlarına t kürdükten sonra küreklöre yapışıı, sandalimız sahiiden bir hayll' uzalı Nihayet fazta dayanamıyarak — sor- dum: — Affedersiniz beyler, — Böyle bir havatla kayık safası nereden nıza esti? (Devamı Sa,, 5; Si t der FOLİSTE Mısırçarşısı bekçile- rinden biri ölü bulundu neğike Evvelki akşam 21 sülürında M sır çarşısında garib bir Kâdise cern yan etmiştir, Öğrendiğimize göre nöbet değiş tirmek üzere saat 21 de Mısıp Ça Şısının Tahmiş sokağı tarafındaki kapısını çalan belediye bekçisi. ke Ü rerae aa a — İdadiyi ikmal etmedim. — İzmitde ne yapıyordunuz? — Şirketin un vesaire işlerif, yanında memurlar ni takib ediyordum. — Ne vakittenberi? — Üç senedenberi. — Siz İzmitden para ile ka çarken tevkif edildiniz! Hayır İstanbula geliyor dum; Haydarpaşada tevkif et tiler; yirmi cü fırkadan İ ki bin lirayı almış, İstanbula ge tiriyordum, her zaman böyle yapardım. — Ne üzevine yola çıktınız? — Bfendim ,0 gün o mel'un heriflerin gazetede isimlerini o kudum; başıma Belâ geleceğini ) hissettim. Tedehhüş et . — Siz ifadenizde gazeteyi o kur okumaz firar ettiğinizi söy lemişsiniz? — Hayır Bey efendi, yanlış, anlaşılmış. Firar etmedim efen — Evvelâ sekiz yüz lirayı re fikana göndermişsin şirkete ya tırmak için. — Evet efendim. Bendeniz tedehhüş ettim. zaten evvelce işsizlikden, güçsüzlükden ne vav Yoksa sana: Ne var ne yok ise al çek> mi dediler? — Yok efendim Vallahi de- 9 Pıyı müdeaddit defa çaldığı halde açılmayınca zabıtaya müracaat el miştir. Eminönü başkomiseri Safa Sevinç olduğu halde kapıyı kırmak zorunda kalmışlar ve bu suretle içeriye girmişlerdir. İçeride nöbetçi bekçi Mehmediz yüzükoyun bir halde yattığı görü müştür Netice de bekçi Mehmedin yanız da bulunan mangaldaki kömürler den zehirlendiği anlaşılmış ve der hal Beyoğlu hastahanesine kaldırıl müştir. x TAFVİ * 1367 Hicri Reblü! MART 1948 8 âhır 4 z Pazartesi Hdi Kasım 122 — AY 3 — GÜN. 68 Güneş Öğle İkindi A ö Ben tuz erilmesi için bir — telç lJermiştim. z Si (Devamt var) 'k Tni j — Olmaz, olmaz! Mutlaka- binces” ç

Bu sayıdan diğer sayfalar: