20 Nisan 1948 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3

20 Nisan 1948 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

io NISAN 1945 4 İINİ SABAR rlî [îğvlelinx Paristeki kararları Siske l Ingiliz gazeteleri, alınan kararlardan memaun Londra, 19 (A.A.) — Daily Telegraph - gazetesi bugünkü baş yazısında Av rupa teşkilâtında daimi bir askeri komitenin ku- ruluşunu — memnunlukla karşılamaktadır. Gazete Şunları yazıyor: Böylelikle anlaşma şim- diye kadar Avrupa kıta- sında akdedilmiş bulunan bütün andlaşmalardan da- h ve daha sıkı bir korunma ittifakı eri mahiyetini almaktadır. Gazete, bu andlaşmanın Almanya tarafından gelme si melhuz bulunmıyan bir tecavüze karşı değil, fakat Rusyanın idare ettiği bir , doğu blokunun teşekkülü- İ ne karşı alınmış bir tedbir olarak işaret etmekte ve yazısına şöyle devam et- mektedir Eğer batı Avrupa mem- leketleri nihayet gayretle- rini bir araya getirmek hu susunda aralarında bir andlaşmaya — varmışlarsa bu, Kremlin idarecilerinin bir eseridir. Diğer taraftan Times gazetesi, Avrupa memle- ketlerinin kalkınma gay- retlerini — ahenkleştirmek üzere daimi bir teşekkül kurmuş olmalarını mem- nunlukla karşılamakta ve şunları yazmaktadı: Şimdi batı devletlerinin batı Almanya hakkında takib edilecek siyaseti a- ralarında hazırlamaları i- cab etmektedir. Bir batı birliğinin temelleri ancak bu devletlerin batı Alman- ya bahsinde - aralarında bir mutabakata varmalari Ş olabilir. Aksi kurul- muş olan bina yıkılabilir. gazetecisi Berline a» gazetesi tarafından, Rusya aleyhine casusluk yapmakla it- ham edilen Arterikalı gazete muhabiri Robert Magidoff dün Moskovadan tayyare ile Berli- ne gelmiştir. Magidoff buraya vardıktan Sonra verdiği demeç- te, aleyhindeki ithamın emillet- lorarası siyaset maksadile uy- Gurulmuş olduğunu» - söylemiş-| tir «İzvestiya» gazetesinde bun- dan bir müddet evvel, Magidoff- un kâtibesi, Mrs. Cecilia Nelson imzasile bir mektub çıkmıştı. Bu mektubda, Magidoff'un A- merikadan mütemadiyen tali- mat aldığı ve bu talimata göre| Rusya aleyhinde casusluk faali-| yetinde bulunduğu bildiriliyor-| du. | Magidoff dünkü bu bususta şöyle demiştir Bu mektubu Mrs. Nelson'un yazmadığına gayet eminim, H: halle Sovyet İçişleri Bakanlığ ve Bâsın dairesi Mrs. Nels çağırfmış ve ona zorla bu n tabu yazdırtmışlardır. Magidoff'un anlattığına gTe Amerikalı Berlin, 19 (AP.) — nIIVex(ı-] e| | | | demecinde | Mrs. Nelson aslea olmasına rağmen, Sovyet teha &nlir, Amerikada Vi.li bir a kızı olarak di“yaya gel Londra; 19 (B.B.C.) — Yu-| nan krali majeste Paul bugün | Atinadan orta Ypnanistana ha-| reket etmiştir. Burada da çete- Çan Kayş'aî(t Çin Cumhurbaşkan- lığına seçildi Nanking, 19 (AP.) — Çin Millet Meclisi bugünkü toplan- tısında Mareşal Çan Kay Şek'i ilk cumhurbaşkanlığına seçmiş- tır. Çan Kay Şek 2.439, rakibi Çu almıştır. ü9 rej Çeng Çu Güneşte lek- 8 Angeles, 19 (AP.) — th rasadhanesi — tarafın- n. güneşte yarım kutru dün- nkinden iki misli büyüklük te bir leke görülmüştür. Rasad- hane müdürü Dr. Alter, bu gibi lekelerin iklim üzerinde deği dyo ve üzerinde kötü tesiri bildirmiştir. İ ğ Dünya Şantranç şampiyonu Londra, 19 (AP.) — Mosko- va radyosunun bildirdiğine gö- telgraf n olduğunu re, dün Moskovada yapılan dün' 'a şatranç şampiyonluğu maçın da Amerikalı Reshevsky, raki- bi Rus Botvinik'i yenmiştir. Bu türetle Botvinik, şampiyonluk İcir Yyapılan maçlarda ilk defa blarak yenilmiş oluyor. Suriye Cumhurbaş- kâanı nasıl seçildi ? Şam, 19 (AP.) — Surf; çimlerde yine Şükrü Kuvvet tir. Mecliste yalnız 6 kiiş bulun- Mevcuddan iki kişi er 125 muyordu. müstenkif kalmış, diğ kişi lehte rey vermiştir. meb-| fisan meclisinde dün yapılan se Cumhurbaskanlığına eçilmiş- cilere karşı taarruza geçildiği, | harekâtın memnuniyet verici sı kilde inkişaf ettiği bildiriliyor Atina, 19 (A.A.) hafta içinde sıkı bir ketumiyet | perdesi altında yapılmış olan| kıt'a hareketlerinin tahmin et tirdiği geniş ölçüde hücum h: .,; reketi şimdi merkezi Yunanis- | tanda çete kuvyetlerine baslamış bulnmaktadır. Alâkalı makamlar henüz bu harek. hakkında tam bir ketumiyet mu | hafaza etmekteyseler de 20.000 kisilik bir hükümet kuvvetinir Kumeli'nin dağlık bölgesinde | takriben 4.000 k ik bir grupunu sarmağa çalıştığı tah-| min edilmektedir. | Bu iki kuvvet henüz birbirle- | rile temasa geçmiş değillerdir Ancak hükümet hücum koman doları bazı münferid gruplara taarruz ederek bunları tamami- le imha etmişlerdir. Karşı kar- $iya bulunan kuvvetlerin sayı bakımından farkları nibetsiz ol- kla beraber çetecilerin bu ka d ü karşı| Moskovadaki Amerikan muhabirinin macerası Rusyayı terke mecbur edilen Amerikan ifşaatta bulundu Yunanistan Kralı savaş sahasında Şimdi de orta Yunanistanda çetecilere karşı taarruza geçildi. Harekâtın memnuniyet verici olduğu bildiriliyor vardıktan sonra Cecilia, 1930 da annesi ve ba basile beraber Rusyaya gitmiş tir, Hâlen babası da Rus tebaa sıdır. Cecilia, bir Finliyle evli dir. Magidoff ise aslen Rustur fâkat Amerikan tebaasıdır. On iki senedenberi Moskovada mu kabirlik etmektedir. Karısı dt aslen Rus olup Amerikan teba dir. Magidoff£ Berline karı ile beraber belmiştir. Magidoff, Rusyadan ayrılır ken Sovyes memurları tarafın dan gayet sıkı bir muayeneyi tâbi tutulduklarını, iç çama: larına kadar bütün elbise ve eş yalarının arandığını — söyler ve şöyle demişt ir Irs. Nelson'un talimat de- diği şeyler, muhabiri olarak bu- lunduğum Me Graw Hill Yayın- evinin mektublarıdır. Bu şirket bütin muhabirlarine olduğu gi- bi bana da istediği mevzular kında mektub gönderir. Bun v âdi posta ile gelmektedir ve elime geçmeden evvel Ruslar ta rafından herhalde muayene e- dilmiştir. Esasen bunları evim- klı tutmuyordum.» Magidoff, kendişile karısının, aleyhindeki neşriyattan bir haf ta evvel Rus hafiyeleri tarafın- dan takib edilmekte olduklarını la ilâve etmiştir, lanabileceklerini hesaba kat- raak lâzımdır. Harekât 3.000 ki- lometre karelik arazi üzerinde cereyan etmektedir. Bu saha ihver işgali zamanında muka- vemet için fevkalâde müsaid bir harekât sahnesi teşkil etmiş tir. Mukavemet hareketi bakı- mından şartların çok daha ağır olmasına rağmen bu muk: metcilerin kısmı âzamı Alman- e İtalyanlardan kurtulmak nını bulabilmişlerdi. Şimdi de öyle görünüyor ki, bir çok âsiler kendilerir) saran ağdan kurtulmak imkânını — bulabile- ceklerdir. Hükümet kuvvetler şimdiki halde faydalanabi- lecekleri Yegâne nokta âsilerin kâfi derecede teşkilâtlanmış bu- lunmamalarıdır. HÜKÜMET KUVVETL 30 BİN KİŞİ Londra, 19 (B.B.C.) — Orta Yunanistanda çetecilere karşı yirişilen taarruzdan iyi netice- ler alındığı bu akşam açıklan- mıştır. 30 bin kişiden mürek- Feb hükümet ordusu, çetecileri çember içine almaktadır. Çem- lar Ümilder boşa gitmemeli.. (Başmakaleden devam) mdros tasrih edilerek Atıf İnanın İzmirde belli başlı girketlerle İş- birliği yaparak 7 Eylül kararların dan faydalandığı gazete sütunla- rında hafta ve hattâ aylarca tek- rarlandığı halde bu işin bir adalet huzuruna — sevkedilmesine lüzum görülmedi ve İnan, bir politika çoğunluğu ile, temizlenmek iste- nildi. Amma umumi efkâr naza- rında bu siyaset yıkanması, ciddi ve hakiki bir teharet sayıldı, sayı- Tabildi mi? Asla... Şimdi de şu arpa halitası yani İnaniye okmeği dola; Bakanın adı yine dillere ve gaze- telere düştü. Bu defa da acaba yi- ne müşarünileyh yakayı sıyıracak ? Mecliste sorulan su- allere mübhem, umumi — cevablar yerilir ve bununla da sual sahibi veya Meclis iktifa ederse, netice- nin yine 7 Eylül kararlarından sonraki gibi tecelli edeceğine ko- ükmedilebilir. Fakat bütün bu — cankurtarmalar Halk Partisinin lehine mi oluyor, sanılıyor? Beşiktaşda bir Halk Pat bu yolsuzluklar - serisile partimizin prestiji kalmıyor diye haykırdı. Ne kadar haklı ve yerin- feryad... Halk Parti getirenler tanınmış bir kaç sima- dır. Bunlar partiyi ve partizanlığı kendi menfaatlerini sağlamak için bir vasıta ve âlet olarak kullanma- yı itiyad edinmişlerdir. Onlara sü- istimal, yolsuzluktan bahsedildi mi, derhal, iş başında olmanın yerdiği salâhiyetle, Meclis kür: lerinde ve gazeteciler toplantıların da dış fehlikeden dem vurmaya başlarlar, milletteki birliği şu ara- lık bozmamak lâzım geldiğinde 1s- rar ederler. Fakat bu kadar nâzik anlarda niçin şahsi menfaat endi- gesile hareket ettiklerini bir türlü izah edemezler. Onlar için harici muhatara bile dost ve ehibbayı ka yırmak için bulunulmaz bir fırsat- ta Bir milletveki iği sekiz takrirde ileri zararların yekünu dört beş milyon lirayı bulmaktadır. Bu zayiata se- beb olanlar hakkında, aradan üç dört yıl geçtiği halde ne gibi L latbik edilmiştir. Çok mümkün- dür ki nenüz hiç bir hareket ya- pılmamış olsun. Hattâ suüstimal- ler yapanlardan bazıları taltif e- dilmemiş ve adli takibattan rahat- ca masun kalsın diye Okyanus a- gırı memleketlere memür — olarak aşırılmamış İse ne nimet... Çünkü türlü mahkemelere getirilemi- yen Nevyork Ticaret ataşesi Cemil Conk, geniş bir lâstik suiistima- linde ilgilidir ve Saracoğlu Şükrü zamanında Bahrimuhitin öte kıyı- sına fırlatılmış olan bu Cemil Con ku Receb Peker hükümeti bir tür- lü yurda çekememiş idi. Galiba Hasan Saka da bu işe muvaffak olamamıştır. Mahkemelere düşen yolsuzlukl rın bastırılmasında bu kadar balilik ve ilgisizlik gösterirsek, suiistimallerin önünü nasıl alabile- ceğiz? Kötülükle mücadelenin ilk şartı kuvvetli ve sık darbelerin ne kadar yüksekte olursa olsun bütün fenalara iyice ve yerinde havale edebilmektir. Bu kadar gevşek bir takib hangi gözü dönmüş südsü: kararından ve yolundan alıkoyabi- lir. Hasan Saka ilk nutkunda mem- lekette fazilet mücadelesi açacağ nı vâdetmişti. Acaba bu savaş da bahalılıkla vâdettiği çarpışma gibi lâfzı murad mı kalacaktır? Böyle olursa hem memlekete hem Halk Partisine acımak |i dir, mı dersi n Meclise ver süri Ankara, 19 (Hususi) — Eti- bankın kesin şeklini almış - bu- lunan maden ve enerji plânının uygulanmasına Jbaşlamışlardır. Flân beş senede gerçekleştirile- cek ve yalnız Ereğli Kömür iş- letmelerinin bir kısmının teis- leri 10 senede tamamlanabile- cektir. Plân gereğince Kozluda Uzun Mehmed kutusu yanında 635 metrelik ikinci kuyunun a- çılmasına başlanılmıştır. Çatal- &ğzı santralinin bir kısmı bu yıl içinde faaliyete geçecektir. Zonguldak limanının kat'i pro- jesi de gelecek ay tamamlana- cak ve bu suretle büyük mikdar da artacak olan istihsal için de tehmil tahliye imkânları sağla- nacaktır. Diğer taraftan Garb plâninın tatbiki Plân beş senede gerçekleştirilecek ve yalnız Ereğli kömür işletmelerinin bir kısım tesisleri 10 senede tamamlanabilecek linyitleri için de lüzumlu tesisa tın inşasına başlanılmıştır. Plâ nin yalnız Ereğli işletmelerine Müteallik kısmının — tahakkuk ettirilmesi halinde hâlen sene- de 2.560.000 ton olan satılık kömür mikdarı asgari 5.1380.000 âzamf 7.000.000 tona çıkmış ola çaktır. Bundan başka Kozluda 3000 işcilik yeni bir lojan da kurulacaktır. Seçim kanunu tasarısının tedkiki Ankarş, 19 (Hususi) — İç- işleri komisyonu bugün Meclis. ten sonra toplanarak seçim ka- nununu partinin yazmış olduğu tekliflerin incelenmesine başla- Mmıştır, (Baştarafı 1 incide) lilleri tesbite başladım. Sultan bu sırada bana — Doktor kendisini öldüren has tasına bir ruh ilâcı yazacağını si lemişti, dedi. Reçeteyi - aramağa başladım ve masa üzerinde mürek kebi kurumamış bir halde reçeteyi buldum. İsim yerinde Reşit Me- rey yazılıydı Doktorun protokol defterinde bir ikinci reçete daha buldum. Bunda da isim hanesinde et iki reçete dok Reşit yazıyor torun hasta defterine kaydedilme- mişti, Bu da hastanın bedava mu- ayene edildiğini gösteriyordu. Re- çeteleri aldım, Odayı araştırırken halı kovan bul- dum. Ben a meşgülken po- lis Fahriyi ölen doktorun yanına ve telk başına nöbetçi bırak- tım. Ankaraya yeni tâyin edildi- ğim için adliyecileri henüz tanımı- yordum, Bu sırada içeriye biri gir- mek istedi — Savcı mısınız?. dedim. Cevab vermedi, Beni garib garib süzdü. Bunun üzerine kendisini kolundan tutup dişarıya attım, Dışarıya çı- karken bana — Suç Gdelillerini bozacaksın! diye bağıtıyordu. Ben de Valiye telefon müdahale etmeyi sırada da savcı Kâ- FN mil Aka, Vak'ayı kendisine anlattım. Biz konuşurken Ankara otobüsleri müdürü Hüsnü de gel- di. Doktorun dostu olduğunu ve bu işi vali N andoğana anlata- cağını söyledi. Telefonu rica ede- rek vali ile konuştu, hâdiseyi ken disine bildirdi. Ben de daha evvel beni buraya gönderen nöbetçi mü dürü Osmana telefonla malümat vermiştim. Bu sırada ikinti şube müdürü Naci Uluer geldi. Ben boş fişekler tanesini savcı yar- dımcısına verirken diğerini Naci Uluer aldı, Naci geldiği zaman va- ka yeri bir mahşer halini almıştı en bir ve dı. Biz kapıda dururken Mehmed W' ziden geniş ölçüde f: Mercan kayalığına oturan gemi w Port Sald: — «Protector» is- mindeki 172 tonluk Fin tahit romorkörü — Kızildenizde bir Mer can kayalığına oturan hububat yüklü 7176 tonluk Liberty tipinde rt Wilfams ismindeki gemiy yüzdürmeğe muvaffak olmuştur Bert Willlarns halen Süveyş kana na yedekte götürülmektedir. Fran sa için hububat yükliyerek Avust ralyadan hareket eden bu gemi ge çen cumartesi günü Süyeyşin 480 lometre Güney batıstnda Nasibe civarında karaya oturmuştu. (AA.) Malerya kongresi Dün Dışişleri yayınlanan * Vaşigton: — Bakanlığı tarafından programı gereğince 10 mayıstan 18 Seçmden sonra kür gelen Kuvvetli, kendisini ikinci defa ( ayısa kadar devam edecek olan olirak secmek suretile miletin ( * üncü milletlerarası medari has gösterdiği teveccühe «Suriyenin larya - kongresindi yükselmesi, Arab memleketleri-| ektir, hi terakkisi> uğrunda ç Makla mukabele edeceğini ditmiştir. Halen Am & Ünalan k rikada bulunan Dr, A öngreye Türk delegesi | | i bey, Korent körfezine doğru ge- n j Mr"""tk 5 doğru gi XYENİ SABAH adında veremli bir çoban “Neşet K a açmıştır. — (A,A) n lğünün enteresan haberlerlJl olarak iştirak edecektir, — (A,A.) Dünya nüfusu * Vaginşton: — Dünya nüfusu nunun 1630 senesinde 400 milyon olduğu tahmin edilerek yapılan hesaplara nazaran o zamandan be ri bu nüfus beş misli artmuş ve bu ün Iki milyarı aşmıştır, Bu arada dünyamızın ekilmeğe elverişli sa hâları da lar zarfında son derece azalmış bulunmaktadır, Bun dan dolayı dünya yiyecek bakımın dan vahim bir mesele karşısında bulunmaktadı Uzmanlar, dünyanın bugünkü halkı için icap eden yiyecek mad- deleçini istihsal etmeğe yarayan toprakların ancak 1,6 milyar hek tardan ibaret bulunduğunu belir. mektedirler, Buna nazaran adam başına vasat olan ve ancak bir in anın beslenmesine yetecek 0,8 hek dan az bir oprak parçası düş. rektedir. Bundan başka dünya nüfusu da Birl şmiş tülkçe artmaktadır, N Milletler Tarım ve laşe teşkilâtı ge lecek hafta Vaşingtonda bir top- lantı yapacaktir, Bu teşkilâtın kon seyi de ayni zamanda toplanacak ve isâhsalâtı arttırmak için ve yi yeceklerin dünya çapında taksimi yolunda munzam tedbirler yörüşü lecektir, (AA) Yahudilerin kutlıyacağı bir 4 Varşoma: — 1948 senesinde Almanlara karşı Ghetto savaşınız ,yıl dönümünü kutlamak üzere dün yanın hemen her tarafından Varşo, vaya Yahudiler gelmektedir, Varşova radyosu Pilistin heyeti üyeleri meyanında Haganaha men sup kimseler bulunduğunu yayın lamıştır, (A A.) Paraşütü geç açma rekoru w& Paris: — Fransız askeri para ütçüsü Eeo Valetin, paraşütü geç yeni bir dünya re Paraşlilçü Pau trelik bir irtifadan aşütünü atladık açmak sur koru kırmıştır rinde 7300 m atlamış ve 109 saniye son Tito» battı 4 Atina; «Tito» adındaki Yugos lav gemisi tütün k üz Selânik limanına girel S in ağzında batmıştı ğ Viyana: — XV. asırdaki meş Albrecht Du- yapılmış olan paha biçilmez değerde üç tablo Avustur 'essam hur Alman rer tarafındar yadaki Graz müzesinden çalınmış fır, Hırsız, tabloları çerçevelerin den bıçakla kesmek süretile çıkar mıştır, (AA) 15 inci asırda yaşıyan bir Alman ressamı Japon pölis kuvveti 125 bine çıkarılıyor 4 Tokyo: — Polis Genel Müdü rü Salto Diet Meclisinde beyanat. ta bulunarak Japon makamlarının ihtimale karşı koymak üzere özel polis birliklerini talim ve terbiye etmeğe hazırlandıklarını bildirmiş tir, Umum r 0 bin kişilik ma halli p tından — 2000 inin bö; a örecekle rini söyl anlarda Ja $ | pony İ d 95 Lin den 125 k için müsaa de verildiğini ilâ (AA,) Her kafadan bir ses çıkıyordu. Saycı kızarak bağırdı — Vazife mi göreceğiz, yoksa sizinle mi uğraşacağız?. dedi. Biz de kalabalığın bir kısmını dışarı- ya çıkardık. Bu sırada emniyet müdürü Şinasi de gelmişti. Beni arkadaşlarımı dışarıya çıkar- | Ankaracinayeti dâvası Naciye muayeneye gelmişti. Ben bu çobanı bir suçundan dolayı ev- velden tanımaktaydım. Yanında es mer kısa boylu biri de vardı. Ko- nuşma arasında Reşid Merey ismi ni işitince: — Ben Reşidi tanıyorum. Ben hava âlırken o da dispanserde idi, Reşidin dispanserde de kaydı var- dır.» dedi. Bunun üzerine bir hem gire ile dispansere gittim. Fakat Reşidin kaydını bulamadım. Reşidin bulunuşu Döndüm. Nacı Uluere vaziyeti anlattım. Çoban «Reşidi Asri kah- vede bulursunuz, o oraya çıkar, dedi. Nacı Ulmer de bana — Katil hakkında en iyi matı sen biliyorsun. Yanın ğin kadar memur al; ara, bul, de- Ertesi gün Reşidi - istasyonda araştırırken telefonda beni ist. ler. Reşidin Anafarta karakoluna gelip teslim olduğunu söylediler. Ertesi günü de Reşidi adliyede gör düm. Hâkim sordu: malü- adi. di- — Sen vaka yerine saat k açta Bittin? — Hava kararmıştı. Saat hak- kında kat'i fikrim yoktur. — Reçetelerin tarihi kaçtı? — Bu hususta da kat'i bir şey söyliyemem. Fakat bir tanesinde o günkü tarih vardı. — Reçetedeki yazının m bi ne renkti? — Mavi renkli idi, — Sen cinayet yerinde meşgul- ken savcı Kemal Bora da geldi mi? — Geldi. Hattâ yanında adliye doktoru Behcet Kamay da vardı. Bu şahıslar gelince bizi derhal ci- nayet yerinden uzaklaştırdılar. — O veremli çobanla adam ne zaman geldiler? — Nacı Uluer vaka yeritidi lunduğu zaman, n Acaba çoban katilin olduğunu nereden bildi? — Biz katile aid reçeteleri bu- lup da Reşid ismini öğrenince et- rafa yayıldı. Çoban Mehmed de duymuş. Öldürülen doktorun dis- panserine de devam ettiğinden Re sidi oradan tanıdığını söyledi. — Çobanın sana - anlattıklarını ikinci şube müdürü Naci Uluere anlattın mı? Naci Uluerin emri — Elbette anlattım. Zaten on- dan müsaade alarak dispansere gitmiştim. Fakat ben dispanserde tetkik yaparken komiser Seyfed- din geldi ve: «Beni Naci Uluer gön derdi. Cinayet tahkikatile - bizzat uğraşacak. Siz bu işle artık meş- gul olmayın! Derhal karakolunu- za dönün!» dedi. — Boluda ve Ankarada dinleni- len bütün vaka şahidlerinin doğ- ru söylemediklerini iddia ediyor- sun. Bunu ne ile isbat edersin? — Ben bütün şahidleri itham et miyorum ki... Maksadım doktor Talât Vasfinin bir reçete görmüş olduğunu söylemesi ve ikinci re- çeteden bahsetmemesidir. Halbuki reçeteler iki tanedir. — Kapıyı Sultan açtı demiştin. Sultana bir şey sormadın mı? — Kaâtilin eşkâlini sordum ta- bil. Sultan da yanındaki komiser Hayrinin boyunu işaretle: <Zayıf, saçları kesik, boyu da bu kadardı» öi bu- Reşid dedi. Hayrinin boyu 1,74 dür. — Şahidlerden Celâdet'de orada mı idi? Haşmetle birlikte yapılan kahvaltı — Kendisini tanımadığım - için hatırlamıyorum, Ertesi gün de mevcud izdihamı önlemek için ad- liyede vazıfelendirilmiştim, — Haş. met Orbayı da Kâmilin oda- unda gördüm, Vakit epey geçti. Kalabalık artık dağılmıştı. Bera- berce, yani Kâmil, Haşmet ve ben (Dovanı 5 inctde) idareci — gözile — aktüallteler Milli Eğitim komutanlığı m mllll Eğitim Bakanlığı, öğret menlerin dilek, derd ve şikâ- yötlerini gazı aksettir. meyip İlgili üst makamlara bildirme: derini bir tamim ile ihtar etmiştir. Şu halde hocalar ordusu en küçüğünden en büyüğüne kadar bütün şikâyetleri için onbaşılarına baş vuracaklar, ve salüâhiyet derecelerine göre meratibi sil ye tebean belki de on binde biri ordu komutanına isal edebileceklerdir. Bir kaza dahilinde bulunan ilk mek tob hocasının bir derdinin bu usül ner ticesinde takib edeceği merasim, me rak (ils takib edilecek olursa: Hocanın Pullu olarak vereceği istida, Hlk ma- kam olarak başöğretmenliğe, bu zatın işi hatlotmek hususundaki noksan sa- tühiyetinden ilçe Milli Eğitim memur- luğuna, sırasile belki ilçe Milli Eğitim komisyonuna, hastalık mes'elesi mev- zuubahis ise hükümet tebabetine, ve- ya vilâyet Milli Öğretim direktörlüğü- 'ne, belki tam teşekküllü vilâyet hasta hanesine bu teşekkül mevcud değilso, askorl hastahanesine, - vilâyet Mi Eğitim — direktörlüğüne Milli — Eği- tim Bakanlığı ilk tedrisat müdürlüğü- ne, buradan bu müdüriyetin her han- Bi bir şubesine, şubeden bazı noksan lardan dolayı vilâyet vasıtasile ilçoya va nihayet istenilen evrak bazen isi da sahibinden bazen - başöğretimden alınarak ayni formalite ile ilk tedrisat şube müdürlüğüne, umum — müdürlüğe asvib veya tasdik için müsteşarir Ba gider. istidanın vekâlet evrakından müste: şarlığa gidip karara iktiranından son ra tekrar evraka gelmesi, kırtasi te amüllere göre asgarl yirmi beş otuz günvür. Buna, istidanın okul direktörlüğüne verilip vilâyet, ve kazadaki gidip gek me müddeti olan yine asgari bir ay & lâvo edersek, mecmuu iki ay yani alt- mış gün sonra vekâletten gelen cev. ekseriyetle şu olabilir Ditekçe tedkik edildi. İs'afına ime kân görülememiştir. Müsted'iye tetr liği.» İşte bir mekteb — hocasının, — bazen sıhhi, bazen istikbalini alâkadar' edem hayati bir derdine şikâyetine, dileğir Ne, bazen haklı ve bazen haksız veri lan cevab budur. Esasen, öğretmen — kendince pek » hemmiyetli olabilecek derdini değil ba Kana, hattâ vilâyet Milli Eğitim direk törüne şifahen anlatacak durumda de- Bildir. Zira, resmi mozuniyetsiz yerin den kımıldayamaz. Tedris senesi zar fında da öğretmenlere esasen mezunk yet verilmez. Bu çaresizlik ve alâkasızlıkla karşı aşan öğretmen ordusunun neferine ya pilacak ne iş kalır? Silsile meratibi formalitel karşı bütün memleketin gadre uğrıyanları- min, haksızlık görenlerinin, derdiilerik jin, şikâyetçilerinin — temsitcisi — olam matbuata baş vurmak ve dürd ortağı otabilacek gazeteler vasıtasile derdina derman bulmak. Esasen, aile sırlarının matbuala ak- settirilmesini istiyen, hoca ordusunun hangi noferi vardır. Fakat ne yapsın- lar. Şifahi izahat verememekliğin, ba- zen istida verme Tüzumuna hacet kak tasdiklere, kararlara iktiran 'eden neticelerin tevlid ettiği asabiyet dor, bu neferleri, onbaşılara, çavuşlar ra, başçavuşlara bölük kumandanları 'na müracaat ettirmaden doğrudan doğ ruya komutana ve yahud onun da tem silcisi bulunan matbuata aksottirmeğe mecbur ediyor. maksı Kanun ve nizam veya talimatnama, hükümlerini, en büyük — salâhiyetdar makam olan Bakan kadar - anlamak İstemiyen ve mes'uliyetten kaçan mas /dun makamların kararlarından, hakia rinın İhkak veya uğradıkları gadrin telâfi edildiğine kani olmıyan hocalas rın, derdleri, şikâyetleri, ne - olacak? Bunların hakiki zararlarını kim telâfi edecek? Yoksa, momleket hoca ordu: sunun bütün dilekleri ile bizzat Bakan anı meşgul olmakta ve kat'i kararı vere moktedir? Bu şekle binde bir ihtimal verilemi: yeceğine göre ve sasen kanın, pas litika ve siyasi meşguliyeti vekâletin idarl, Içtimal, mesleki ve buna müma« si! hada pek çok İşleri buna mânldir, Hocaların derdlerini matbuata akset tiremeyip ilgili Üst makamlara müra« 'onat mecburiyeti tarzı, vekile kendisis 'nin kumanda ettiği ordunun halinden haberdar olmayıp her şeyin mükemmel yürüdüğü zehabı verecektir. Ne âlâ, Binaenaleyh müsaadolerile andan soruyoruz. Öğretim ordusu — neferlerinin — haklı veya kanun! işlerinde son derd yanma morcli noresidir?... - Verilen - cevablgr hocaları tatmin etmediği halde ne yar pacaklardır? Bu gidişle günün birinde, Bakanlık bu karartar hakkında İdarl kazaya mü edilemiyeceğini de - kararlaştı rabiliyor ve nihayet hocaları masa şu Vekâloti çok Iyi İdare edecer racaat derdi ol Bim sisten hâkln olacaktır. iDARECİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: