2 Ocak 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3

2 Ocak 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5-P caktır. V. #” rupa işlerine N AŞ -.. 2 OCAK 1949 Yolcuları trenlerden atan bir deli Stokholm, 1 (nafen) — Tren- Jercen düşerek veya trenlerdea âtiterek düşüp ölenlerin adedi artmış ve bu Vaziyet halk efkâ- rüe polisi endişeye sevketmiş- tir. Son sekâz hafta içinde bi:> birini andırır 6 vâkıa cereyan etmiştir. Bu ölümlerden tehlik2- li bir delinin mesul olduğu tah min edilmektedir. Hiç kimse şimdiye kadar delinin faaliye- tine şahid olamamıştır. Bu tazz da Cüşenlerden yalnız bir tek kişi hayattadır. Bir boksör o- len bu şahıs da göğsünden aldı- ar yaralarla hastahanede yatmaktadır. Tahmin edildiğine göre, deli, yolcular kapı yanıa-| da bulunan helalara - girerken barckete geçmektedir. İki kadın yaralandı Diün saat 17 de Etyemezde goför Rahminin Idaresindeki taksi ile şoför Yusufun idar>- sinde bir kaptıkaçtı çarpışmış- lar, Ler iki otomobil hasara uğ ramıştır. Takside bulunan iki kadn ağır yaralı olarak hasta- — üaneye kaldırılmışlardır. Konyada Kıbrıs mitingi Kınya 1 (Husust muhabirl- mizden) — Konya geneliği de Kıhrıs hakkında bir miting ter- tab etmiştir. İller Bankası Müdür muavinliği Ankara: 1 (Hususi) — İller Ban| kası umum müdür — muavinliğine Umum yüksek mühendis Muhiddin Kulin tâyin edilmiştir. Almanyada hâdiseler bekleniyor — Baştarafı 1 incide — “Yeni sene zarfında Batı Alman- yyada büyük hâdiseler cereyan edecek Vve Almanlara kendi is- lerinin tedvirine iştirak husu- sunda en büyük imkânları bah- gedecektir. Harbdenberi Almanya birçok idari şubeler de müttefiklere bağlıdır. Yeni sene bu bağlılı- ğın büyük bir kısmının sona er- diğini görecektir. Alman hükü- meti sadece memleketin idarı sinden mesul olmakla kalmıyı cak ayni zamanda Almanyanın Gemokrasi Avrupasına katılma- sı mesuliyetini de Üüstüne ala- bu iştirak bugün Av- eşitlikle katılma geklinde tecelli edecektir. İngiliz işgal komutanı âa Almanyada hayat sevi: nin 1948 dekinden çok geniş i- lerlemeler kaydedeceğinden ü- midvar olduğunu söyliyerek söz- lerine şöyle devam etmiştir: Hiç birimiz, hattâ galihler harbden evvelki hayat seviyesi- ni süratle iade etmeyi tasarlıy. maz. Almanya ve Avrupa ancak Gurmadan çalışmak şartıyla es- ki hayat seviyesine kavuşabile ceklerdir. General, sözlerini bitirirken son altı ay zarfında Berlinlilerin çekmiş oldukları ıstırabın niha- yet bulacağını ümid ettiğini söy lemiştir. Yeni Macar Elçisi — Baştarafı 1 incide geflerinin — sempatisini kazanmış ve bilhassa harbden sonra Maca- ristanda koalisyon kalemesi kurul masına muhalefet etmekle tanın- mış, bugünkü Başbakan Dobi'nin en yakın. adamlarındandır. — Yal- nız yeni tâyin edileceği tahmin e- €ilen elçinin Rus Lüyük elçisi Lâv riçef tarafından tasvip edilip edil mediği bilinmemektedir. Lâvriç fin peyk devlet elçiliklerine yapıla cak tâyinlerde başlıca rolü oyna- 1019 Jarda silâhli kuvvetler için tesbi mak / üzere — Moskoyadan tami eaümiş olan bütün hudutlar ve ai bir salöhiyet aldığı bütün peykl / Kekler aplmılr. Damale pepdenla| devlet mensupları tarafından bi Ka e AĞ İtömilm pları tarafından bi-| 4 ç küçük devletlerinde geniş ölçü - - de bir askeri eğitim devam etmek Diğer tazaftan Macar elçili Gu gi KBAÇ Çi te ve bu r, Stalin kandile-| nin durumu tetkik için Ma- caristandan gelen Iki teftişleri bitmiştir. Yunanlılar sitâh istiyor — Başlaratı 1 imolda — Meyaâlin' esnasında kordiploma- lerinin &n kidemlisi Kanada — Baştarafı 1 incide gündüklerini söylemesini rica ettim, Ahmed Tahtakılıç Üzgün, fakat, soğukkanlıydı. Dedi ki: — Hâdiseye, ğim bir zamanda maruz kaldım. Meclisin o günkü müzakerele- rinde ağır tenkidlerimiz altında kalınca, bizi, ancak böyle Bus- turmak istediler. Fakat, ona da muvaffak olamadılar. En niba- 'yet işi böyle âdi bir vakaya çe- virdiler. Fakat bu, benim için, vazife ifası hududunda kalmış- tır. Bence hâdisenin memleket efkârı umumiyesindeki aksi çok mühimdir. Ben, meseleyi gahsı- mın haricinde —mütalâa ediyo- rum. Her gün vatandaşlardan, Millet Partisi teşkilâtından, di- ğer bazı teşekküllerden telgraf- lar, mektublar alıyorum. - Bil- hassa üniversite gençlik grupla- rından aldığım telgraflar, mü- na bakımından çok önemlidi Gençliğin gösterdiği bu hassasi- yet, vatanı emanet edeceğimiz neslin demokratik görüş ve du- yuşlarını bütün canlılığıyla ifade etmektedir.> Ahmed Tahtakılıç, kendisine tecavüz eden Şeref Uluğ hakkın- da tahkikat yapılıp yapılmama- & mevzuu etrafında ne düşün- düğü sualine de şu cevabı ver- miştir: Zamanı gelince, bu husus- taki düşüncelerimi efkârı umu- miyeye etrafiyle bildireceğim. Yalnız şu kadarını " söyliyeyim ki, Namık Kemalin kürsüden o- kuduğum mısralarına cevab ola- rak: «Dönersem kahbeyim mil- let yolunda bir azimetten> mıs- ral yazılı bir çok mektub ve tel- graflar almış bulunuyorum. Ben Cava'da ateş kesildi a Hey 1 (ap) — Bir hükü: süzcüsü bugün Cava adasındaki muhasamatın dün saat 18 de sona erdiğini” söylemiştir. Sözcünün ilâve ettiğine göre Su matra adasındaki muhasamat ise iki veya Üç güne kadar sona er- miyecektir... et Alı;ıanga'da Rus askerı hazır lığı — Baştaratı 1 incida — Ruslar, askori hazırlıkların — tam bir esrar perdesi altında saklamı ya müktedirler. Üstelik ikinci dün ya harbinden evvel —Avrupa'nın Rusya'daki askeri harekât hakkın da hiç bir şey bilmemiş olması bütün dünya Kurmay Heyetlerini kattâ — Hitler Almanyası da da - bil olduğu nalde hayrete düşür - müştür. Bu hal hizi ihtiyatlı ol- Taaya sevketmelidir. - Sovyet De- Perdesinin arkasından hiç bir Bökeri tecavüzün — gelmiyeceğine kani olmamalıyız. Sövyetler — Almanya'daki işgal bölgelerinde halkçı bir polis teş: kilât kurmuşlardır. Biz İngilizler 've Amerikalılar da durumu yakın dan anlamak zorundayız. Ve bel ki de Almanya'dar ve Berlin'den tamamen çekilmiş orduların bırak tığı boşluğu — doldurmak zorunda halacağız. Londra: 1 (aa) — (ps) — Dişişleri Bakanlığının eski dal- ıi müsteşarı Lord Vansitart Daily Mall gazetesinde çıkan bir yazısın da göyle demektedir: Rumanya, Bulgaristan, Macariş tan gibi Rusyanın devletlecle barış anlaşmaları imza Jadığımız zaman Lordlar Kamara tında hükümete bu. devletlerin an laşmalara riayetl — etmiyeceklerini fhtar etmiş'im ve nitekim öyle ol du. Bugün bütün bu anlaşmaların Mmeş'um bir. komedyadan başka bir'gey olmadığını biliyoruz. Meş'- um diyorüm çünkü bu anlaşmala ran bellibaşlı ihlâl - şekilleri aske- Ti sahada gözülmüstür. Anlaşma kuklası olan rini ölüme göndereceği zaman tes bit'ettiği anda koşucak İtaatlı kü Çük askerler olarak Bistemli — bir Şekilde yetistirilmektedirler. Diğer taraftan İtalyan barış an daymasına göre İtalya harb gemi lerinden bir kısıninı Rusya'ya zer, uştur. avlselime uygun hareket ederek tü gi miye mecbur tut İtaiya lerin devrı 4 gimdiye Ka- hiç beklemedi- | Kanaae açi Beneral La Fücno| / dar geciktirmiştir. Fakat bir saffı Yunan, mühariplerinln Dir an ev-| / harb gemisi Rusyaya verilmiş bu 0: ni yeni| Yunuyor, İtalya kuvvetli bir tazyi enenin Yunanlatana barığ ve re| ke hedef olmuştur ve biz bu tazyi fah getirmesini temenni etmiş v Ki azaltmak için hiç bir gey yap- Batı Demokrasllerinin hür yaşa| madık Sovzet Rusya gimdiye ka- ” yen - Demokrasilere bari- | “Gar teahhütlerinden biç birine ri lamak için yardımda bulun| myet etmemiştir. O halde diğer duklarını, - belirtmiştir. M n| memleketlerin kendisine karşı gi-| Marshali planını tatbike nür | rişmiş oldukları teahhütlerin yeri- | Harrlman'ın bir hitabesi ve halkın | ne getirilmesini ne hakla isteyebi| v uzun «Silâh verin, Silâh ve| Dr? İtalya'nın artık Rusya'ya en r di bağışırması (: Dl- e böyet bulmu yet bulmuştur. Takd'rini seyirellerine bıraka: ** GÜNAHIM 8$ e İPEK'de Celecek program » ufak bir gemi dahl vermem, Zıradır. 1 DA | | | n yegâne Türk filmimiz: 00000000 Halk Flim ©e de, bu ghdi yapanlar arasında- yyım. Bu suretle, yeniden müca- dele için, kuvvet almış bulunu- yorum.» KASTAMONU MİLLET PAR- TİSİNDEN ŞEREF ULUĞA GELEN TELGRAF Ankara, 1 (Telefonla) — Mee listeki tokat hâdisesi dolayısiy- le yurdun bir çok taraflarından Ahmed Tahtakılıca ve Şeref U- luğa telgraflar gelmektedir. Bun ların içinde Kastamonu — Millet Partisinin Şeref Uluğa şektiği telgraf bilhassa dikkate değer 'bir mahiyet taşımaktadır. Bu telgrafta şöyle denilmektedir: «Bay Şeref Uluğ; Diyarbakır milletvekili Ankara Büyük Millet Meclisi üyesi, milletin itimadını kazanmış ve- killeridir. - Milletvekilliğini — bi- hakkın iktisab - edenler, orada fikire fikirle mukabele ederler. Atalarımızın dediği gibi: «Bari- kai hakikat müsademel efkâr- dan doğar.> Siz, sayın Ahmed Tahtakılıca arkasından vurdu- ğunuz yumruğu milletin mefa- hirine ve itimadma — indirdiniz. Size teessüflerimizi ve ademi İ- timadımızı bildirmeyi bir vatan borcu biliriz. Kastamonu Millet Partisi Başkanı Şükrü Uğurla Hâdise dolayısıyla Demokrat Parti idarecilerinin pasif kalma- ları Demokrat çevrelerde çok te- essüfle karşılanmaktadır. Diğer taraftan Ankara — De- mokrat Parti teşkilâtı üyeleri Tahtakılıcı evinde ziyaret ede- rek teessürlerini ifade etmişler- dir. C. H. PARTİSİ NE YAPIYOR”.. Ankara, 1 (Hususi) — Mec- listeki tokat hâdisesi dedikodu- su bugün de devam etmiştir. Hâdise Meclis toplantısına son verildikten sonra olduğu için kerhangi bir takibe lüzum olma- dığı ileri sürülmekte ise de ta- kibat yapmak icabettiği takdir- de tüzükte mevcud bir madde- den istifade etmek kabildir. Bu maddeye göre Meclis binasında ve müştemilâtında olacak her- hangi memnu bir fiil için Mec- listen muvakkat — ihraç kararı verilebilir, Diğer taraftan Halk Partisi Grupu haysiyet divanı- nin ,meseleyi inceliyeceği ısrar- la söylenmektedir. «TOKAT HADİSESİ MÜRETTEPTİR.» Ankara, 1 (Hususi) — Ku tet gazetesinin bugünkü başma- kalesinde, ezcümle göyle denil- mektedir: «Tokat hâdisesi müretteptir. Balk Partisi için ahval ve şerait müşkülleştikçe daha fena sahnc- lere şahit olacağımızdan emin bulunmalıyız. Muhalefete düşen iş, hâdisenin hiç değilse görü- hürdeki müsebbiblerinin cezalan dırılmasını şiddetle istemektir. Eğer bu tecziye işi olmazsa, mu- halefet Meclisten çekilmelidir. a gel KIW VY L UN A Tahtakılıç hâdiseyi bize anlattı Topkapı yolu! Bir kamyon yolu çökerlti, seyrüsefer durdu axai Dün akşam üzöri Topkapı tramvay yolunda seyrüseferi saatlerce aksatan bir kaza ol- muştur. Şoför İhsanın idaresin- de 3559 numaralı beş tonluk kamyon, kömür — yüklü olarak Topkapı istikametinde Fındık- zade mevkiinden geçerken yol birdenbire çökmüş, kamyonun arka tekerlekleri, makaslarına kadar - kanalizasyon lâğımına gömülmüştür. Çökme, tam tram vay yolu üstünde vukua geldiği için tramvaylar saatlerce işliye- memiş, yolcular Aksaraydan ak- tarmaya mecbur - olmuşlardır. Çöken kısım esaslı surette tamir edilmedikçe Seyrüsefer —müm- kün olamıyacaktır. Bu yol, henüz yel pilmiş- tır, Hattâ, tamamen ikmal edil- memiştir, bile.. Bu yolun inşa- sı da ayrı bir hikâyedir. İnşaat yıllarca sürmüş ve civar halk Tahatsız olmuş, uzun zaman, bu- Tada seyrüsefer değil, yaya yü- tümek bile mümkün olamamıştı. Yeni bir yolun, bir kamyon geç- mesiyle çökmesi, cidden hazin bir hâdisedir. Bu hâdise, yollarının ne derece itina yapıldığını göstermez mi?, Yeni bir tren kazası Ankara: 1 (a) — Bugün öğle den sonra Sumucak istasyonu va Kunında bir tren kazası olmuş, bir marşandiz trenl ile üç vagon yol: dan çıkmıştır. Vak'a — mahalline Ankaradan derhal bir yardım ka- tarı gönderllmiştir. Yol 5 ilâ 6 sa at içinde açılacaktır. İnsanca za- yiat yoktur. Milli Piyango numaraları kü Milli Piyango numara- Jarnan listesinde bazı yanlışlık- lar o:muştur. Özür diliyerek dü zeltiyoruz: 25 bin lira kazanan nuraralar arasında 293778 ve 289565 numaraların doğrusu 285565 ve 293778 dir. 10 bin iü- ra kazanan numaralar arasın- dakt (08238) numara; (082838) olucaktır. 5 000 lira kazanan nu maralar arasındaki — (118070) numara (118970) olacaktır. 5v0 lira kazanan numaralar son dözt rakamı 401, 400 olan nü- mara'ardır. 200 lira kazanan nu maralar göyle olacaktır; Son- ları 472, 628, 789 ve 852 ile bi- ten numaralar ikişer yüz lira Jaceklardır. 5.000 lira teselli mükâfLtı kazanan — uumaralar arasındaki 981965 — numara 481965 olacaktır. AİR FRANCE FRANSIZ HAVA YOLLARI Yeni Yılınızı Kutlular — Merak etme dediğini yapa 7 ” cağım! Nihayet gardiyanlar bizi bir- birimizden zorla ayırdılar, Alla- haısmarladık Cilly! Bilmem ki Beni artık bir daha görebilecek miyim! Esrarlı hapishane Bir kaç gün sonra beni Ham- bourg civarında bulunan başka Bu bir hapishaneye naklettiler. mpishanenin parlak gözlü, inc: dudaklı, garib mizaclı bir gardi- yan gefi vardı. Bu adam y ken insanda bir süpürge sor tesiri bırakırdı. Biz bütün mah: Ne V: Vatan, BAŞMAKALEDEN DEVAMEZZA feryadlar herhangi bir semere vermekten uzak kalmıştır. 1946 danberi sürüp giden bu hoşnudsuzluk, yeni umumi bir seçime karar — verilmezse önü- müzdeki yılda da devam cde- cektir. Ba havanın ve şübheli nazarların siyasi İstikrar yarat- mak için en İyi bir vasıta ol- duğuna inanılabilir mi? Seçim emniyeti ve hürriyeti yanında hattâ ondan e.. -! yazı ve fikir hürriyeti gelir. O sa- hada da eski Başbakanlardan Muhterem Receb Pekerin bırak- faığı yerde mıhlanıp kalmış bü- lunuyoruz. — Malbukü — aralıkta milletlerarası insan haklarını koruma mukarreratına da Pa- riste imzamızı attık. Bu ve: kaya göre behemehal fikir hür- riyetini sağlamakla vazifelendi- rilmiş bulunuyoruz. Halbuki e- limizdeki matbuat kanunu en geri ve irtica'kâr bir faşist mat- buat kanununun — tercümesidir. Bu kanun, doğduğu memleket olan İtalyadan bile Mussolini i- le beraber kovulmuştur. Bizim yurdumuzda hâlâ ilticagâh bul- ması ve dört seneye yakın bir demokrasi gelişme: bile yürürlükte kalabilmes ve düşmanı hayretten hayrete düşürecek bir bâdisedir. Bizzat Halk Partili muharrirlerin de red ve inkâr ettikleri bu kavu- nu hâlâ ayakta tutan acaba hangi kuvvettir? Bir kalem dar- besi ile bunun hakkından gel- mek o kadar zor mudur? Esasen tbuat kanunumu- ile |. zun tamamiyle ortadan yok e- dilmesi bile kâfi değildir. Çün-| *kü ceza kanunumuz - yine İtal- yanın faşist devrinden kalma cezaları ile, matbuat için en a- ğaır bir zincirdir. Yürürlükte o- lan ceza kanunumuzun fikri tec- ziye tarzı da yeniden gözden geçirilmek lâzımdır. Anayasaya aykırı kanunların hâlâ yürürlükte olduğunu, bu a- rada zikretmeden geçemiyeceğiz. Bu yıl demokrasi alanını böy- le yabani otlardan ve dikenler- den temizlemiye imkân verirse, bütün dış tehlikelere — rağmen millet, gönül ferahlığı ve iç venine kavuşur ve her ihtimali liyecek hale gelir. Bunlar behemehal yapılmalı ve milli 1s- tıraba son verilmelidir. YENİ SABAH rerecrcrerererrLELA Yunan konsolosluğunda — Baştarafı 1 Incide — Dini âyinden sonra Yunan cemi eti hayriyesi relsi — N, Katanos bir nutuk irad etmiş, ve Yunanis) tanın, içlerinde Türkiyenin de bu Tunduğu mlttefiklerile beraber bu Bünkü teklikeyi bertaraf edece- ğgine inand.cını söylemiştir. M. Katar: 'a cevap veren büyük elçi, şunları söylemiştir. — Dediğinizin çok doğru olduğu: na kaniim, Yunanistanı dost Tür- kiye nezdinde - temsil ettiğimden Colayı bahtiyarım. Toplantıya saat 12.45 yet verilmiştir. te niha- Cemaat işleri ve azınlıklar — Baştarafı 1 incide — Ckullarımızdaki öğretmenle- rin devlet memurları kadrosu- nn azırması ve maaşlarının dav let tarafından verilmesi sureti- le bu işin kökten halledilmesi öğretim bakımından çok faideli ctaraktır. Türk öğretmelinlerin takriben 120.000 lira tutan ma- Bşları, azınlık öğretmenlerine tans'e edilecektir. Bu suretle ferapatle çalışan bu vatandağ Zzömesinin biraz daha müsaid gartler altında yaşaması müm- bün olacaktır.» Ne Huılıııl «Bi> Alman Komünistir — Yine hâlâ komünist mi- Bin — Hayır efendim. — Bittabi ne düşündüğünlü bilmeme imkân yok amma, bu böyledir diye her sözüne inana- ak da değilim. Ha az kalsın u- kümler ona «Deve kuşu» lâka- »utuyordum; sana adresine gön bini takmıştık. «Deve kuşu» Gerilmiş bir kaç fotoğraf getir- nun biricik vazifesi; gardiyan- Gdim, ları olduğu mahpusları da hır- LAĞ Bunun Üzerine gef gardiyan, Mahkümlerden, birisi sinirle- ÇEPRden br Kaç Taobrae Sire. B ae u, b Harelmli, İtiye git fotoğraflardı, Telâşla «pasif bir kıyam» sayardı. Bir olimei uzattım, Ölğeri, okmeğini sabah çorbar — Fakat eDeve kuşu» sırıtaral sına katık yapmak için saklıya. | — Acele etme dedi. Bunları cak olsa, onu firara teşebbüs HeMen sana verecek değilim. TÇi güaH — Lütfen söyler misiniz, bu Günün birinde aDeve kuşu», f0toğraflar elinize nasıl ge iki gardiyanla birlikte beni tete — — Karının mektubundan, tişe gelm Onun höcremdeti — — Ya öyle mi? içeri girdiğini görünce, hapisha — — Evet öyle amma şimdilik nede Gdet olduğu veçhile, kün: bu fotoğraflar bende kalacak, yemi okumağa başladım, İlk ön Onları hapishaneden çıkınca ce «Deve Kuşur, yatağımı, cş: hirsın. Mahkümiyetin ne zaman € in Üstümü aradı.” Son — On yıl sonra ra dönüp bana sordu — Daha iyi ya... Karinın on — Nasılsın? yıl önceki fotoğrafını görmek, — Teşekkür ederim, İyiyim, senin için heyecan verici —139 inin Başından geçenler» #ürpriz olacak, Biliyor —musuu ki dostum insan gün geçtikce ihtiyarlıyor. Sana bir gey gora- yım: Kuzum komünist teşkilâ- tında ne iş görürdün? O devirde bana bir vazifem vardı. Hepimiz, Bahibi kimseleriz. Evet efendim. «Deve kaçamaklı cevablar vermek hoşuma gidi- yordu. Onun, verilmiş — Doğru, vazife Kuşu» na zâfımı anlama: ân vermek istemiyordum. na iml Şef gardiyan bir müddet dü- gündükten sonra ilâve etti — Höcrende yalnız kalmayi — Evet — Niçin? — Çünkü ben daima inzivayı tercih ederim. - Başka mevKuflarla bir a- rada olmayı istemez misin — Hayır — Çünkü yalnızlık, bana hül- yalarımla baş başa kalmak im- kânını veriyor... Saatlerin na sıl geçtiğinin farkına varmıy Sivastan gecenin dokuzunda Samsuna doğru hareket etmiş- tik. Az bir müddet sonra treni- miz elektrik ziyaları içinde par lhıyan çimento fabrikasında dur- du, Yer yer yanan elektrik lâm balarının ışığında seçebildiğime göre çimento fabrikası sahası, zarif binalarile girin ve medeni bir gehir haline girmiştir. Yap ismi verilen çimento fabrikası istasyonundan sonra da Zileye kadar gecenin — karanlıklarına dalan trenimiz hiç bir fevk: deliğe tesadüf etmeden yoluna devam etmiştir. Sabaha karşı vardığımız Zile topraklarının verimli olduğu ve Turhal şeker fabrikası için ye- tiştirilen pancarların bazı tarla larda kar altında yatmakta bu- lunduğu göze çarpıyordu. Zileden sonra - trenimiz Tur- halda durdu. Zannedersem Tur- hal şeker fabrikası resmi dai- releri ve losmanlarile çimento fabrikasından — daha geniş bir araziye yayılmış bulunmakta ve önemli bir gehir manzarasını belirtmektedir. Buralarda pan- car mübayaasının henüz sona ermediği alım mahallinde bir çok arabaların hattâ kağnıların sıra beklemesinden ve diğer ta- raftan satın alınan pancarların istifine çalışılmasından anlaşıl- maktadır. Yalnız aklımın ermediği bir gey varsa o da fabrika önünde ve demiryolu kenarında kurul- muş bulunan kısmen ahşab ve kısmen saçtan ibaret çok çirkin bir barakanın nasıl olup da o güzel binalar arasında yer aldı- Zını, geker milessesesinin - bu göze batan o fena manzarayı her gün gelip geçen yoltuların intizarına arza cevaz verişidir. Bu durumun bir an evvef izale- sini şeker fabrikası direktör- lüğünün zevkiseliminden bekle- riz, Turhaldan ayrılan ve inşaata çok elverişli kum yığınlarını ih- tiva eden Yeşilirmak — vadisini takib eden trenimiz nihayet A- masyaya vardı. Elmasile meşhur olan bu ta- rihi şehir hakkında bir kaç söz söylemek yerinde olatak kana- atindeyim. Amasya kalker ka- yalıklar arasında kurulmuş ve zelzeleye müsaid bir - şehirdir. Nitekim başta Sultan Beyazıd olmak üzere bazı camilerin mi- nareleri zelzeleden yıkılmıştır. Ferhad ve Şirin efsanesine sah- ne olan Amasya geçenlerde bü- yük bir felâket geçirmiş, bir çok ailelerin sönmesine ve bazı binaların harab olmasına şahid olmuştu. Hatırlarda olsa gerek- tir ki, gazetelerin de yazdığı veç hile, bu ilimize bir müddet ev- vel su basmıştı. Fakat bunun es babı henüz kat'iyetle aydınlatıl- mamıştır. Vaziyeti biraz burada teşrih etmeyi faydalı buluyo- rum, Amasyayı çerçeveliyen dağla- rın telâki noktasından inen yağ mur sularının şehirde ufak te- fek zararlara bais olduğu göz önüne alınarak hattı içtimamn münasib bir yerinde sed İnşası ve bu suretle su - akıntılarının zararsız bir hale getirilmesi ka- daştırılmıştır. Fakat hüsnüni yete makrun olan bu hareket belki indi düşüncelerin yürütül- mesi veya teknik — elemanların rum... Zamanın dışında yaşıyo- rüm, — Demek burada çok rahat- an — Evet. Verdiğim bu cevab Üüzerine €«Deve Kuşu» yanında duran gardiyanlara emir verdi: — Bu herifi 9© numaralı ko- vuşa götürün! Sonra höcremin kapısını hız- la kapıyarak çıkıp gitti. Gardiyanlar, yorganımı koltu ğuma sıkıştırıp beni — sürükliye sürüküliye höcremden dışarıya çıkardılar, Şimdi karanlık kori- dorlardan — geçiyorduk. Etraf tertemizdi. Döşemeler ayna gi- b merdivenden zemin katına in- bi parlıyordu. Da demir dik, Burada duvar boyunca sı- ra sıra dizilmiş, üstleri başları perişan mevkuflar vardı, İçlerin den birini hatırlar gibi oldum. Bu, Altona şehrinde, kara göm leklilere karşı - yaptığımız - bir hücumda maiyetimde — çalışan sarışın bir gençti. kinci bir koridora — saparak bir. hayli yürüdükten Bonra Üstünde 9 numara yazılı geniş bir kapının önünde durduk. Gar diyanlar kapıyı sertce açarak, beni içeriye ittiler, Yorganım koltuğumda olduğu halde gürül tüden çın çın çınlayan koğuşta ilerlemeğe başladım. Ansızın İ Ki elin gözlerimi kapadığını hi: (Devamı var) ——— ——— — Havza yolunda Yazan: Ahmed Bedevi isabetsiz takdirleri yüzünden büyük bir felâket mastarı ol- muştur. Çünkü hattı içtimada bir su bendi vücude getirmek ve gelişi güzel akan suları ön- lemek için kurulan sed, iddiaya göre, harçsız yapıldığından su- ların hücumuna mükavemet e- dememiş ve yıkılan bütün taş parçaların da önüne katarak berki bir şiddetle inen su, güzer gâhına tesadüf eden binaları yıkmış ve iki yüze yakın allenin Zarar görmesine ve bir çok can ların sönmesine sebeb olmuş - tur. İşin asıl garibi bu faciadan yakasını kurtaran biz zavallıla- Fa çadırlar kurulmuş ve kendi- lerine ev yaptırılması Kızılayca tekarrür etmiş ve hattâ (100) ev inşasına başlanmış İse de çok yerinde olan bu konu, ma- alesef, hareketsizlik yüzünden vaktinde ikmal ettirilememiştir. Bu ara kış hükmünü icraya baş ladığı için de felâketzedeler hanlara rakledilmek suretile tekrar yerlerinden tedirgin ol- muşlar ve hâlâ da istirahate ka vuşamamışlardır. Buna da ye- gâne sebeb - kırtasiyeciliktir. Çünkü inşaata aid şartnameler ancak üç dört ay sonunda mü- tcahhide verilebilmiş ve inşaat © nisbette geri kâlmıştır. Tuhaf olan da inşaatın üç ayda ikmali şart koşulduğu halde evrakın dört ay masalarda beklemiş bu- lunmasıdır. Ahvali havaiyenin inşaatın sür'atle ilerlemesine mâni olması ihtimali hiç kale a- hnmamıştır. Bu lâkaydi yüzün- den hâdisenin zuhur ve vuku- unda hiç medhalleri " olmiyan bedbahtlar hâlâ orada burada göçebe hayatı yaşamaktadırlar. Trenimiz Amasyadanı ayrıldık tan sonra Çeltik linyit maden- lerine &id binaları sağda bıraka rak yoluna devam etmiş ve Çel tik Boğazından sonra, geçen se- ne yedi vatandaşın ölümüne se- beb olan, Teres su ırmağı kena- Tına dizilen sıra sıra değirmen- lerin önünden geçerek Havza istasyonuna girmiştir. Havza kasabası mühim bir ticaret ve ziraat mıntakasıdır. Hattâ burada şeker fabrikası- na bağlı daire ve depolar da vardır. Fakat asıl havzanın ba- riz vasfı sıcak su hamamlarıdır. Mevsim esnasında binlerce me- raklının banyolara geldiği söy- leniyor. Havzada dikkati çeken diğer bir nokta da eski imaretin tâmi ri ve kütübhaneye - tahvilidir. Kütübhanede — bulunan kitabla- rın heyeti umumiyesini maarife hediye eden Mustafa Çok ismin de hamiyetli bir zattır. Herko- sin hürmet ve muhabbetini ka- zanmış bulunan bu vatandaş bugün Millet Partisi Havza ilçe si başkanıdır. Sözlerime nihayet vermezden evvel şunu da işaret etmek iste- rim ki Sivasla Samsun arası trenle yedi saatlik bir mesafe ' olduğu halde bizim trenimiz dört beş saat teehhürle Havza- ya gelebilmiştir. Demiryolu ida- resinin hiç bir fevkalâde hâdise 'yokken yedi saatlik bir seyahat- te bu kadar techhürü bül- ması dikkate şayandır. İstanbul ve Ankara arasındaki beş on da- lık teehhürler hoparlörlerle alka ilân edilirken Ankaradan sonraki tren tarifelerine bu ka- kadar lâkaydi gösterilmesi her SAPAN — Ekmek elden ARB sonu Avrupasının pek porişan bir haldo bulundu: Buna artık İman ettim. Bak- sanıza, oradaki — mimarlar kongres sino iştirak eden Bay Prost, öyle yıkılacak pek ahim şahim bir bina bulamamış olacak ki; seyahati pov kısa sürdü, döndü, Beldi. Fakat kalbinizi metin tutunuz vatandaşlar; artık Bay Prost, eskl yıkıcılığından vazgeçı 'e bonziyor. Söylediğine göre, halim, selim iş- derle uğraşacak, — öyle mamüreleri eskisi gibi hâk İle yeksân etmiye- cek, bizi fuzuli bir mesken buhra: niyle kivrim. kivrim — kivrandırmı« yacak, Artık elini plânlara sürmiyacek, plân — hazırlamıyacakmış. — Sadece hazırlanmışlarının tatbiki işiyle uğ« raşacakmış.. — Demek ki işi bitmiş, hazırla- 'man plânları bizim mühendisterimiz, mimarlarımuz da tatbik eder. Demoyiniz. — Benim — anladı göre, hani tek parti - günlerinde mebusluk sıfatını kaybedenler mec- Tisi idare azalığına — filân kayırılır- dardı da, açıktan, havadan para a- dırlardı yat Galiba Bay Prost da kendisine böyle bir İş buldu. — Ne dersiniz, acaba Halk Partisine mi girdi? Ertuğrul ©T KET Tagiliz çocuk mahkemesi başkanı şehrimize geldi — Baştaratı 1 inoise beri derin alâka duyduğum Tür kiyede Çocuk suçları hakkında tedkikler yapacağım ve konfee rarslar vereceğim. İngilterede çocuk suçlarının ayrı mahkemeierde incelenmesi ve çocuk suçlarına karşı göste- rilen alâka, eskisine nisbetle bu Baçları yüzde 80 nisbetinde A- zalimıştır. Benim kanaatime 2Ö Te çocuk suçlarının önüne geç- mek için evvelâ ana babaların Teüteyakkiz bulunmaları ve aile terbiyesinin tam olarak ve” mesi lâzımdır. Çocuk suçları tedkiklerime göre köylerden zi- yade şehirlerde tekâsüf etmek- tedir. Bu bakımdan çocukla-ı ıslâh işine şehirden başlamak gerektir.> Adalet Bakanlığı Birming« hara yargıcına mihmandar ola- rak Üsküdar sulh hâkimi Fuad Cedik ile ticaret mahkemesi ü- yeci Hayreddin Selçuku tâyin etmiktir. Arşam Ankaraya hareket e- &en Mr. Hamilton - Baynes Aa- kereda vereceği konferansları müteskib 8 ocakta şehrimize gönecek, hukuk fakültesile Emi rünü Halkevinde konferanslar verccektir. Türkiyede Atom çalışmaları — Baştaratı 1 incide — Tübi Fizik Enstitüsü Ord. Profesö rÜ Fahir Yeniçay kendisile görü- şen bir arkadaşımıza şunları söy lemiştir. « — Atom mevmuu, derin ve g yet şumullüdür. Biz. aşağı yukarı 15 seneden beri bunun Üzerinde çalışmaktayız. Ayni zamanda ou hususta bazı yeni terakkilerde kay detmiş bulumuyoruz. Maddi bakım dan biraz zayıf olduğumuz, için Gir ki terakkimiz de biraz geç ol maktadır. Bizim Atom üzerindeki çalışma Jarımız henüz sınai bir mahiyet ar zetmemektedir. Fakat istenildiği takdirde faaliyetinizi sanayi Üze- rine de irca edebiliriz. Biraz evvelde — söylediğim gibi 'Tecrübü Fizik Enstitüsünde Atom Çalışmalarına 15 seneden beri de vam edilmektedir. — Yeniden bir Enstitü açılacağına bizim Ensti- tümüz takviye edilirse daha iyi ble 18 yapılacağı kanaatindeyim.> Bağları Her Eczanede bulunur Bayanların önemli sağlık vasıtasıdır. halde hoş değildir. Bu noktayı Ulaştırma Bakanlı; nazarı dikkatine sunar ve — keyfiyetim tetkikini dilerim. Ahmed Bedevi Kuran eosecese Tamamen Renkli cceecece YARASA (DIE FTİ 1047 - 1948 #enesinde VİYANA Şaheser ALMANCA Oynıyanlar: Willy Frish — Marta Harell — J0 ZLÜ ŞARKILI BÜYÜK OPEl RMANS) Stüdyosunun meydana getirdiği T FİLMİ 'ncs Hecsters- Bugün ELHAMRA Sinemasında 99 Bug n matineler saat 1 Ze başlar. 600000

Bu sayıdan diğer sayfalar: