11 Temmuz 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

11 Temmuz 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Atom bombası nakleden tepkili uçak İngiltere hava kuvvetleri, Atom bombası “nakletmek üzere elektrikle kontrol edilen ve dört tepkili motör de mücehhez bulunan bir hücum u- çağı yaptırmaktadır. İngilterede şim di inşa edildiğine göre, bu uçak İn- Bilterenin yüksek bava tabakaların- Öan uçan ilk Atom bombası tay- yüresi olacaktır. Bu suretle umumiyetle İngiliz ba- itim tarafından (hafif hücam uçak- Jarile mücehhez olduğundan) şikâ - edilen Büyük — Britanya hava kuvvetlerinin mühim bir surette kuv vetleneceği, hava bakanlığı tarafın - dan açıklanmıştır. Ba uçak sıfırdan aşağı 30 derece- de muvaffakiyetle uçacağı gibi, niha yet kolaylık ve büyük bir sür'atle mançvra yapabilecektir. Havalanma ve inme cihazlarile, bomba atma ci- hazı ve bütün diğer tertibat tama- mile elektrikle işleyecektir. Uçaklar da inme ve yükselmelerde kullanı- Jan lâstik tekerlekler yeni Atom bom bası uçağına konulmayacaktır. Çün- kü bu tekerlekler sıfırdan aşağı 30 derecede cam gibi çatlayıp dağıla - caktır. Bundan başka uçağın müt - hiş ağırlığına hiç bir lâstik taham- mül edemiyecektir. Buna mukabil bir traktör — tekerleği / yahut skiye benzeyen bir kayıcı vüsıtalar kulla- aılacaktır. Mütabassıslara göre, alelumum u- çakların gövdelerinde kullamlan ma denler sıfırdan aşağı suhünetlerde billürlaşacağından, bu uçak için, hu- susi bir surette hazırlanmış bir ha- Bta kullanılmaktadır. Bu Atom boinbası uçağının sür'ati müdafaa vâsıtaları ve diğer teçhi - zatı tamamile askeri bir sır olarak saklanmaktadır. Halen uçağın — ya- pilması çok ilerlemiştir. Bu yaz s- ma bu tepkili dev uçağının ilk tec- rübeleri yapılacak, ulınacak net yi halinde yapılmasına başlanacak- tar. Tepkili uçaklarda 600 — kilometrelik bir sür'atte yüz ne şekil alıyor. Tepkili uçakların şimdi sür'ati sa- mite 600 kilometre kadar bir sür'a- l6 yetiştiğini bilişoruz. Böyle — bir uçuşta kapalı bir hücre içinde ge- niş ve kalın gözlükler ve maskelerle mücehhez pilotların hiç bir tehlike- ye ve güçlüğe mâruz kalmadıkları - m biliyoruz. — Halbuki, bu korkunç gür'atle uçarken - herhangi bir ar- #a neticesinde - pilotun ani olarak hava boşluğuna atılması icabettiği- ni düşünelim. Acaba böşle bir ih- timalde pilot - adetâ bir çelik par- Çasına çarpar gibi, yüzüne hücum eden sür'atli hava karşısında ne hâl) Alacaktır. Yüzü — parçalanacak mı- dir? Yoksa başlığı, gözlüğü ve mas kesi kendini kurtaracak mdır? Bunu anlamak için fen adamları Kon zamanlarda — birçok — tecrübeler yapmışlardır. Ve enteresan netice- ler almışlar ve yüz değişikliklerini resimlerle tesbit etmişlerdir. Yalnız diyeceksiniz ki, bu netice- deri almak için havada sun'i uçak kazaları m meydana getirilmiştir? Hayır. Südece bilginler lâboratuar- 'a Saatte 600 kilometreye kadar çı- kan hava cereyanları hâsıl etmişler ve tecrübe pilotlarını — bu cereyan- ların karşısına oturtmuşlardır. Yalnız bu tecrübeleri yapmazdan Pilot şeklinde lâstik kuklalar yapmışlar ve ilk neticeleri bunlardan almışlardır. Bu suretle yapılan denemelerden, hattâ 400 kilometreye kadar bir sür n gözlük ve maskeleri dışarı fır lattığım, 600 kilometrelik bir hava veryanının ise başlıkla beraber bun- ların hepisini parçaladığını anlamış- Jardır. Fakat lâstikten simalara bir şey olmamıştır. bundan sonra, celere göre bunların se İnsan pilotlarile yapılan tecrübe- lerde, — büyük sür'atlerde hakikaten Közlük, başlık ve maskenin hiç işe yaramadığını, bunların param parça olduğu görülmüşse de insan yüzüne Resimler, kadar bir samanı lardır. pilotun dudaklarının açılmaya zor - lanması ve nihayet tamamile açıl - ni 600 kilometrelik bir #ür'at te kulaklar geriye doğru itilmekte, yüzü adetâ yassı bir gekil almak - dadır. — Simanın gerilmesi son bax ni bulmaktadır. Büyük bir devlet adamının san'at - kâr kizi Tüvalet, masasında mükyaj yap - makla meşgul bu genç ve zarif La- ây, İngilir devlet adamlarından bi - rinin kızlarından biridir. 34 yaşında bulunan bu genç kız İngiliz bava kuvvetlerinde bir subay olduğu gibi meşhür. Koro biridir. Tanınmış ve sevilmiş vodril komediyeni Vic Oliver'in karısı olan bu san'atkâr, İngiliz sahnesinin çok muvaffakiyetli bir yıldındır da. Bu büyük artistin kim olduğu ar- bir saniyenin binde biri otoğraf ilk görülen yey Bu sür'atle sıdır. eti kızlarından da ftık söylemeğe sıra gelmiştir. O, meşhur Winston Churehill'in kımı dır. Şimdi Mis Churehili, daha gı niş bir sahada san'atini göstermeyo başlamış ve (bütün şehir üstünde) ismini taşıyan bir filmde büyük bir muvaffakiyet Londra- da beğenilen bu film Amerika Avrupa'da bu güzel san'atkârın san atile birlikte cazip sesini de duyu- racaktır. Winston'un san'atkâr kızı Sarah bir İtalyan filmi olan (Daniele Car- tis) de 1946 da başarı kazandıktan Büyük Britanya konturat akdetmiştir. Mis Churehili, bütün bayatı bo »yunca rüyasını görüp, hasretini' çek- tiği film yıldızlığına, bu suretle yük selmiş bulunmaktadır. Mis Churehill (bütün şehir üstün- de) filminde bir gazete muhbiri re- lü oynamakta ve sevdiği gazete tah- rir müdürile birlikte, gaye faaliyetlerine halkın müni olmasıı muhalefete çalışan irtica çına karşı amansız bir mücadele a maktadır. Ayni zamanda bu iki sev- gili büyük kârlar temini için haszır- lanan bir inşaat plânını da balta- lamıştır. Cemiyetin direklerine hü- cum eden filmin bazı kısımları İn - giltere muhafazakârlarında iyi tesir uyandırmamışsa da bu san'at eseri- nin sonunda İngiliz sebatının gale- be çalması, — bizzat — muhafazakâr Churehill'i bile memnan etmiştir. Mae West yine sahnede Uzun zamandanberi sinemalardan vzakta yaşayan beyaz perdenin tom bul teyzesi tekrar tiyatro dünyası- 'a dönmüştür. “En son eseri — olan (Diamond) da kendini — gösterdiği zaman Brodvay'da seyirciler beş da- kika durmadan kendisini alkışlamış- lardır. Bu alkış, meşhur Sarah Ber- nhardt'tanberi hiç kimseye nasip ol- mamıştır. Mae West geçen sene ya zan Londra'da sahnede çok alkış top lamışsa da, bu zaferi, onun için bir sürpriz teşkil etmiştir. Sahne ve film hayatında bu kar dar talihli olan bu fazla tombul diz az talihsizlik de çekmiş değildir. 1927 de neşrettiği (cinsiyet) ismin- deki eseri dolayısile (halkın ahlâkı- m bazma) suçundan bapisbaneye ka dar sürüklenmiştir. Oldukça açık saçık bir piyes 0- lan (cinsiyet) ile bugünkü — (Dia- mond Lil) piyesi " arasında, — Mae West üç milyon lira — kazanmıştır. Bunları bir taraftan — filmlerinden, zahne hayatında Mae West ismindeki göstermiştir. le bir ilân ajanla kuklalarından ve nihayet kendi ba- şina yi müvaffakiyetli bir ro- mandan — kazanmıştır.- Hele — (Mae West) bebekleri ile (Mae West) yas tıkları, bütün Amerika boyunca *a- tılmıştır. Tombul vücudile bu sevim li artist, biblolar halinde bir çok sa- lonl m süslemiştir. e West adetâ Amerikada ço bayıldığı (Donad Ördek) den fazla şöhret ka h- kin sahnede Mae West her nekadar cukların birtakım takallüslerden fazla — bir sârar gelmediği ve rüzgârdan kurtu lunduğu zaman yüzdeki — adalelerin ki tabil hallerini aldığı anlaşılmış tır. n Yazan : Edgar Wallace Hazırlığını çabucak - bitirdi, yavaş yavaş akşam oluyordu, doğrusü ya kızcağız bu evde da ha fazla kalmak istemiyordu. Bavulları tamam olunca etrafı- na acı acı bakındı, bu evde ge- çirdiği bütün hayat, netice iti- bariyle tatsız ve sevimsiz i Aşağıya inip anahtarları avuka 'tan kâtibine teslim etti, ve gü: delikçi kadının samimi gözyaz- larına mukabele ederek evden ayrıldı. Otomobil Kolvil parkı- na dönerken ev gözden kaybol- du ve Elsa bir nefes aldı. Otelde büyük ve pek lâzım ol mayan bavulları bırakarak he- sabını ödedi. Mrs. Trin Hallam A vadetmiş olduğu ziyareti ar- tık tehir edemezdi. Fakat için- de bunun çaresiz Ve na tıncı defa camı açıp sokağa baktı, ortalarda hiç taksi falan görünmüyordu, dö- nerek göminenin karşısındaki ra hat koltuğuna gömüldü. Mrs, Hallam sakin sakin — Beni kaç senedir hiç böyle bel oktu Ralf. dedi — Seni beklediğimi hiç ha- tırlamıyorum, — böyle zanlara düşme, pek gülünç oluyorsun, (kadın) ve (dişi) olarak kendini ta- nıtmışta da bugün o daha ziyade bir semböl olarak sevilmektedir. Her ne kadar cazibesini hâlü muhafasa ENGİZ PATRONA| —30 — Kadın tatlı tatlı güldü — Bu koca oğlan neye ben- ziyor, ona karşı ne şekilde dav- ranayım? En kibar tavırlarımı mı takınayım, yoksa biz bize ol- duğumuz zamanki gibi mi hare- ket edeyim? - Koca oğlan dediğin benim bankerimdir ve Londranın en ileri gelen şahıslarından biridir. En ufak bir kabalık veya — bir iğlik karşısında da şaşıracak dar naziktir. — Sen de nerede sıkıcı lar varsa onları bana getirirsin. Eğer hep böyle insanlar arasıı da ve hep bu şekilde yaşıyor san senin genç kalmana hiç mamalı, ben kendi - hesabıma kokteylle başlayan ve kahvaltı ile biten partilere bayılırım. Adam yüzünü ekşitti, karısı onu dikkatli dikkatli süzerek : — Adi buluyorsun, yine gör- güsüzlüğüme veriyorsun değil Mi? Söyle içinde kalmasın, sö) le bir haftadır görgüsüzlüğümü imâ etmedindi, hah, işte senin Be€nç güzel nazenin geldi. Zilin sesiyle kapıya gitti v genç kıza yatması, oturması i- ki güzel oda gösterdi, o za- kadar Elsa Ralf'ın evde EEEEEEER mra ARSLANLI -| Ramazan tatlısı Sevgili okuyucularım, Rama zan münasebetile bugün sizlere gayet hafif bir güllüç lokması tarif edeceğim. Verdiğim ölçüler 2 kişiye göredir. Siz kaç kiç'lik isterseniz ölçünüzü ona göre a: yarlayın. Malzeme: 2 büyük yemek kı #ığı, güllâç tozu, 3 büyük yeme kaşığı, iç badem, 3 yumurta (a- kı sarısı beraber), 100 gr. ter yağ, 250 gr. şeker, 250 gr. Yapılışı: $ yumurtayı bir kap ta iyice çırptıktan sonra 3 k şık Makinede çekilmiş iç badı mi, güllâç yapraklarını iyice u- falayıp 2 kaşık güllâç tozunu iâve ediniz. Karıştırmaya devam ediniz. Boza kıvamına gelince 100 gr. kızgın tereyağının içine kaşık kaşık atarak penbeleşin- ceye kadar kızartınız. Sonra 250 Er. su ile 250 gr. şekeri iyice kaynatınız, kaşıktan iplik gihi akmağa başladığı vakit kızart- tığınız güllâçları bu tatlıya atı- niz. Tıpkı bildiğiniz lokmaya ben zer fakat ondan hafif ve yüm- şaktır. 1 — Yıkamırken ayaklarınızı bol bol, sabunladığınız se:t, kü- çük bir fırça ile fırçalayınız. Bu hareket kan deveranını arttırır ve ayaklardaki sertlikleri gide- rir. Baktınız ki çorapsız açık ayakkabı giymekten topukları mız nasır bağlamış, fırça ile yu- muşamıyor, o zaman ponsa ta- gı ile topuklarınızı sıkı sıkı ovu nuz. 2 — Temizlendikten sonra 2.ci resimde gördüğünüz gibi — bol kremle masaj yapınız. Ayağınız kremi iyice içtikten sonra biraz da kolonya ile friksiyon yap- k çok iyidir ediyorsa da, 55 yaşı daki yıldız. ar- tik nede olsa bir aşk ilühesi sayı maz. Halbuki, o 1920 de bngünkü yarı çıplak — kostümlerle kendisiı sahnede arzettiği zaman Amerikada bile berkes isyan etmişti. Bununla beraber — Hollywood bir düzinedi fazla filmde onu daha fazla olgu laştırmış ve bugünkü vaziyete ge tirmiştir. Mac — West bugünkü eseri olar (Diamord Lil) de dalneye muhte - şem yaldızlı bir kuğu karyolasında çıktığı zaman herkesi teshir etmiş Zavallının ba kış başından — yine felâket eksik olmamış, olgun san - atkür bu vak'ada ayak bileğini kır- Çeviren : Semra Arslanlı olduğunu bile bilmiyordu. — Senin buraya yerleştiğini gözlerimle görmek istedim Elsa, Genç kız Ralfı orada buldu - ğuna meminun oldu, çünkü ken disini kadının yanında haklı o- larak yabancı hissediyordu. — Bu gece çok sevdiğimiz bir ahbabımız yemeğe geliyor, zan- nedersem siz de kendisini tanı- yorsunuz şekerim. Mr. Tuper - vil. Ralf dişlerinin arasından Tu- pervil, dedi. Elsa bu babın nasıl olup ta isminin unu- tulduğuna şaşmaktan kendini lamadı. Maamafih şaştığını belli etmedi. cevabıl evgili ah- y da YENİ SA KADIN * M rime ketendendir. Sağdaki esvap bu sene pek nüz gidi yakası ve kolları ayni Ayakl Yaz mevsim'nde çok iüna e bütün aya; kabıla n insanın aya, 3 — Çoraplarınızı giyerken | Pa mak aralarınıza daima tal« Pdrası döküp çorabı sonra gı yiniz. i Ayakkah iazın — içine de talk pudrası dökmek şayamı tav siyedir. — Sokaktan döndükten son- yaklarınızda ağr: — hisced: yöolsanız, # yaklarınızı evvelâ so- ğuk sonra sıcak suya sokunuz. Bu hareketi birkaç defa tekrar ederseniz ağrınızın hemen kesil- diğini göreceksiniz. tırında doğru dürüst tut, bu kız haddinden fazla zekidir, za- ten çok sevgili ahbabımız de - mekte ne mâna vardı, daha he- rifi hiç görmedin. — Kuzum öyle ise geliyor? Senin kız üzerinde peyda ettiğin kötü intibar değiştirmek için. Bu kızın sana biraz itimat etmesini istiyorum. Şimdiki hal- de biraz sinirlidir, eğer burada daha rahat, daha emin olmazs bir de bakarsınki yeniden otele dönmeye kalkar. Halbuki, ben otele dönmesini katiyen istemi- yorum. Zira bir kaç gün sonra ona mesleğimin iç tarafını gös- termek niyetindeyim... — Bu da... Sana ne, ne ise ne, bize rdımı dokunacak, şimdi vazi- Yeti anlıyor musun? Elsa ise, geldiğine bin pişman dı, bir çok müşkülât atlatmıştı ama şimdi bir de minnet altına bize niçin Benim pek ahbabım değil- — girmişti. Mrs. Hallam'a hiç iti- dir, kendisini ancak iki defa — mat etmiyordu. Hâreketleri câ- gördüm, zavallı adam... li ve gayri samimi idi. Tam ak- Ralf: şam yemeği için giyinmiş salo- - Şimdi artık iyileşti maşal- — na girmiştiki Mr. Tupervil geldi. lah! dedi. Görünüşe — bakılırsa, — geçirdiği Fakat birdenbire — karısının — vak'a üzerinde hiç bir değişik - Tupervilin başına gelen hâdise- — lik hâsıl etmemiş, yalnız geve - den haberdar olmadığını hâtır- — zeliği eskisine nisbetle biraz da- ladı ve bir pot kırmaması için ha artmıştı. Genç kızı — görür kadını sürüklercesine odadan — görmez gözlerinin içi parıldaya- dışarı çıkardı rak yanına koştu ve hararetle Tupervil geçen akşam birkaç — elini sıktı haydut taratından dövüldü. Son Doğrusu, bu fevkalâde bir ra çok rica ederim ismini hâ- sürpriz! dedi. Çok şükür ki, Tlk meniz landa bırakan bir iki b &1 güzel olmalıdır BAH Soldaki esvap sık dokunm ç puantiye (sürah) dan b k dokunm ç puantiye (sürah) dan bir öğleden sonra esvabıdır. Ayni ku maştan yapılmış eldivenler de el biseye güzel bir husüsiyet verm iş * Ortada çok şık bir plâj keyafeti görüyorsunuz. Şort, düz ol up sütiyen, jeket ve kemer emp moda olan üstü askılı açık bir. emprimedir. emprimeden olan yayet gi arımızı güzelleştirelim n uzuvlarınızdan bi. h sandallar ne moda. İşte onları gü we AAZ K( 5 —- Sokaktan eve - geldiniz. ayaklarım. ağrıyor, fakat soyu- nup dökünüp sıcak ve soğuk 37| katle tetkik ediniz. Eğer çok na değil| sri telavisi yapacak dürünü #İnİz, Çüdke — misafirlerin: veya tekrar bi yere gideceksi- | gi niz. Ayakıarınızı - dinlendirmek | ma ve forah'atmak için hemen zaplerımzı çıkarıp bol bol friksiyon yapınız yuduktan sonra da — pudral temiz bir çorap giyiniz. DA 6 — Ayakkabı alırken de yaz larında daima biraz bol aln:a dikkat ediniz. Çünkü sıcakta 'akla defa olarak rahatça konuşabi - lecek bir durumda karşılaştık. Yemek gayet soğuk geçmekt idi Halla sa'nın da yabancılığı artıyordu. Sofrada hay memnun yegâne insan Mr pervildi, en sevdiği mevzuu o - lan İngiliz lisanının menşeinden dem vuruyor ötekileri de konuş mak zahmetinden kurtarıyordu. Tupervil bu muazzam hitabeyi mın karısı sıkiliyor, / El arttıkça ratından Filoloji hudutları içine kadar sokmak — niyetinde idiyse de, Ralf, mevzuu daha günlük - bir hâdiseye intikal ettirdi. Adam- cağız başını mahzun mahzun sal layarak Polis mi? Hayır hiç bir ip vcu bulamadı! dedi. Eğer Ma - jör Ameri söylemediyse, bunu Zabıta nasıl haber aldı ona hay ret ediyorum. Herhalde sen söy- lememişsindir değil mi sevgili Hallam? Hallam açık açık: — Tabii ben söyledim. Tupervilin canı sıkılmışa ben- ziyordu: «Bunu kendime vazife bildim, herhalde bu vaziyet ü- zerine Bikerson sana gelmiştir. Bana iki defa geldi, çok fakat olabileceği hoş bir adam, kadar mütecessis ve müvesvis.. Ha aklıma gelmişken söyliye - yim, Bunu söylerken Ralf'a doğru eğilerek sesini alçalttı, iki kadın muhavereyi oldular öyleki duymaz OD 1 bir bolero vardır. zelleştirmek için sizlere 8 usül: T” | yümeğe yüz tutmuşsa boyu, aya kolonya “le| Şınıza göre kısa ayakkabılar gi Ku- | yiyo sunuz demektir. ç A ei ö Üstünde gördüğü - idi DE Hele bu yaz iğer açık ayak di 7 — Ayaklarınızı kaldırıp diz şişlikler varsa bu hal, haddinden fazla dar ayakkabılar ginize delâlet eder. Baş par ınızın yanındaki kemik bü- Büyüyen kemiğinizin üzerine üç dört ge ce teadürdiyot sürüp bağlayınız. Kemiğin büyümemesine yardım eden ikinci usul de daima baz parmak ile orta parmak arasına az miktarda pamuk koymaktır. — Tahmin ettiğin hâdise doğ ru çıktı, bahsettiğin zat bugün Banka ile hesabını kesti. Ralf Elsaya mânalı mânalı bakarak, Tupervil'e göz etti, A- dam bir ara şaşırır gibi oldu, Ralf Yaa, ben de öyle tahmin etmiştim, hattâ iddiaya bile gi- rebilirim, dedi. Ralf gözlerini kızdan ayırm rak Bu meseleyi sonra görüşü- rüz! dedi. Mrs. Hallam Elsa'ya mül fat kazanmış köpeğinin resimle- rini göstermek için içeri salona götürdüğü vakit eski muhavere lerine devam etmek fırsatını bul dular: — Demek hesabı kapadı, ku- tuyu da aldı öyle mi? Tupervil başını salladı: Evet hesabını kapadı. bir tek sebep bile dermeyan etme- ye lüzum görmeden. Ama doğ - rusunu istersen ben kendi he- sabıma pek ama pek memnu - Bu sırada kapı açıldı içeri Mis Hallam girdi, halinden bir şeye sıkılmışa benziyordu Bir adam seni görmek tiyor. Kimmiş bu? Mr. Bikerson. adam bakıştılar, Tüper - ordu Ralfı istediğine emin mi - İki vil 11 TEMMUZ 1849 'azan: Eski bir peh'iyan Cazgır ilk defa Bu kadar ufak, bu kadar ok kasız olan bu pehlivan nasıl ol- muştu da koca Arapoğlunu yen mişti? Aklın alacağı iş değildi bu.. Herhalde Arapoğlunun bir gaflet ânından istifade etmiş ©- lacaktı. Başka türlü mes'eleyi i- zah edemiyordu. Yağların tazelenmesi uzun sürmedi. Cazgır iki — pehlivanı yanyana getirerek duasına yeni- den başladı. Karamandayı yine parlak cümlelerle övdü. Fakat duasını şöyle bitirdi Pehlivan, pehlivan! Kırımdan gelir Tatar, Tozu dumana katar Hasmını küçük göreyim de- me sakın, Arnavud oğlu kündeyi mı manda olsa atar!, Hünkâr pehlivanı da Kara manda lâkabile maruf olduğun dan bu sözler pek uygun düş :(; d sekr n Hungi ter ilâcını tereeh etmeli ? Eğer sadece koltuk altlarımızı, elbiseyi bozmamak ve kokutma mak için terden muhafaza etmek istiyorsanız piyasada bilinen (A- luminium klorid) li ter ilâçla- rı mükemmeldir. (Odorono, Su- dorono gibi) yalnız bunları kul- lanırken çok dikkat etmeli. Çüa kü sürüp iyice kurumadan vi- bisenizi giyerseniz hem elbise- niz parçalanır, hem de koltuğu- nuzun altı aym şekilde terlemek te devam eder. Yıkandıktan soa ra ilâcı sürüp iyice kurumasım bekleyin sonra soğuk su ile bol bol durulayıp kurulayın. 3 - 4 gün için terden tamamen kur- tulurgunuz. Eğer bütün vücudunuz — çok terliyor ve kokusundan şikâyet ediyorsanız, her gün sabah ak- şam muhakkak sılinip bütün vü cudunuza kolonya ile friksiyon yapınız. Temiz vücutta ter, nis- beten temiz kokar. Şimdi bir de piyasaya plâstik şişeler içinde sıkılınca ince in- ce püsküren ter ilâçları çıktı. (Resimde gördüğünüz gibi) bun lar, kufumak bakımından daba zahmetsiz olup elbiseyi de boz- mıyorlar. Onun için şayanı tav- siyedir temiz- tir. Sevgili okuyucularım 'ğer tertemiz silinir, talk pud- ranıza da yarı yarıya karbonat ilâve ederek vücdunuza sürerse 'niz çok rahat edersiniz. Fakat en iyi ter ilâcı lik: 8 — Yeni ayakkabı almadan eskileri muayene ediniz. Eğer kösele burnundan yenmişse a- yakkabı ayağınızın boyuna göre kısa demektir. Eğer yüzü köse- leye doğru yayvanlaşmışsa ayak kabı ayağınızın enine göre ensiz demektir. Bunları göz önünde tu tarak ayakkabılarınızı alır ve yukarıda bahsettiğim şekilde 2 yaklarınıza itina ederseniz en a- Ççık sandalları bile hiç çekinme- den rahat rahat giyip gezebilir- siniz. Yozgadda verem sa vaş kuruldu Yozgad, (Tususi) — Yozgad- da valinin başkanlığında ve bab kın geniş yardım ve alâkasile bir Verem Savaş Derneği kurulmuş- tur. Kazalara ve köylere kadar kol salan bu çok hayırli mües- hususi muhasebeden vesa- acrneği sese; a ir müesseselerden temin ettiği yardımlar ve halkın seve seve yapacağı teberrülerle yakın za- Mmanda bir sanatoryom kürmak imkânını bulabilecektir. Ancak hükümetin de bu teşebbüsü alâ- ka ile karşılıyarak maddi ya: dımlarını esirgememesini — Yoz- gatlılar çok ehemmiyetle rica etmektedirler. Gazetemiz de yurt faşların bu arzularına tercüman olarak hükümetin en yakın za- manda alâkasını beklemektedir. Çorum selden şikâyetçi sorum, (Hususi) — Çorumun hıılxlı-dıh miyen mühim bi ıl_udı Vardır. Her yağmur mevsiminde yağan yağmurlar şehri bir göl haline getirmekte, çarşıyı ve ev- leri su basmaktadır. Bu iş için belediye iki Üç sene evvel halktan para toplamış, fakat be ceriksiz ve bilgisiz eller tarafın- dan yapılan yanlış tesisat fay dadan ziyade zararlı olmuştu: Şimdi bütün Çorumlular bu felâ ketin önünü almak için bir çare | bekliyorlar. Umumi kanaate gö re çok kolay ve az masrafla ba-| artlabilecek olan bu işin vatat daşın zararı pahasına bu kad: ihmal edilmesini hoş görmüyo' siniz, sakın beni olmasın? (Arkası var) Tefrika No. 49 y olarak Arna- vutoğlunu da metheuiyordu müşiü. Filhakika Arnavud oğ- lu az evvel yüz yirmi okkalık Arab oğlunu da künde ile aşır Mmiş ve sırtüstü yere atmışt Karamanda hiç ses çıkarm mıştı. Fakat fena icerlem Cazgır ilk defa olarak Arna vud oğlunu da methediyordi. Fakat ona da bu sefer tutuşu- cağı pehlivanın Arap — oğluna benzememekte oldufunu söyle- di. Davul zurnaların baş pe: * - vanlık havasını vurmaları ile beraber iki pehlivan peşre başladılar. Arnavcd oğlu — bu işte de acemi olmadığını gös- termişti. Parmaklarının üstün- de yükseliyor ve pek calımiı bir eda ile huzur pesrevi ya- pıyordu. Bundan sonra da ense c <e- ye geldiler. O zaman iki pehlivan a: daki vücut farkı daha ziyace meydana çıktı. Karamanda, A- rap oğlundan da iri olduğun- dan, Arnavud oğlu yanında pek küçük görünüyordu. Güreşin başlamasile - Kara manda bir iki sıkı hücum yap- . Fakat Arnavud oğlu — seri vücut hareketlerile bunları bo ga çıkardı. O zaman Karaman- da yavaş yavaş elense ve tır- panlara başladı. Kolları ve ba cakları çok uzun olduğundaa Arnavud oğlu kendisine yeti- şemiyordu. Karamanda bu sa- yede çok rahat iş görüyor, genç pehlivanı uzaktan istedi- ği gibi hırpalıyordu. Güreşi seyredenler bu vazı- yet kargısında şöyle konuşma- a başladıla: — Karamanda Arnavud oğ- lunun canına okuyacak! — Arnavud oğlu birşey ya- pamıyor. — Nasıl yapsın? Elleri an- cak Karamandanın dirsekleri- ne yetişiyor. — Desene birşey yapamadan ezilip gidecek. — Öyle görünüyor. — Karamanda Arab oğlu- nun intikamını alıyor. Güreş böyle ayakta on bzş dakika kadar sürdü. Ve Arna- vud oğlunun birden yıldırım gibi daldığı görüldü. Küçük pehlivan yağ gibi kaymış ve Karamandanın iki paçasını bır den eline geçirmişti. Karaman da da vakit geçirmeden boyun düruğu vurdu. Böyle yapmak- ta da tabii haklı idi. Aksi hal- de muvazenesini — kaybedere düşerdi. Karamandanın kalın kolları — “ Arnavud oğlunun boynuna do- lanmıştı. İnsafsızca sıkıyordu. Bu vaziyet karşısında Arna- vud oğlunun parmakları cözül- dü. Ve elleri paçalardan kur- tuldu. Fakat Karamanda boyundu- ruğu çözmüyor, bütün kuvveti- le sıkmakta devam ediyordu. Bunu gören halk hemen iti- raza başlar B — Çöz boyunduruğu! — Böyle boyunduruk mak olur mu? — Öldüreceksin pehlivan! — Doğru güreş Karamanda! — Boğuluyor be! Bu ne bi- çim güreş! Hakikaten Arnavud oğlunun nefesi kesilmek üzere buluna- yordu. Nihayet takati kesile- Tek dizleri üstüne düştü. Ka- ramanda ancak o zaman boy 1 duruğu çözdü ve derhal arkı- sına geçerek kemaneden tuttu. Ve Arnavud oğlunu sıvazlama ğa, yâni büsbütün ezip hırpala mağa koyuldu. Artık mesele Karamandanın gayesi ' Arna: vud oğlunu yenmek değil, onu bir daha güreşe Ççıkamıyacak derecede hırpalamaktı. Yoksa kemaneye geçecek yerde rahat ça kündeyi alır ve hasmını bu şekilde yenmeğe bakardı. İşin garip tarafı buna çok memnun olanlar Arap 08- Tanun taraftarları idiler. Arna vud oğlu ezildikce sevinçleri ar tayordu: — Hayda be Karamanda! — Yaşa be arslan! Diye Karamandayı teşvik e- dip duruyorlardı. 'Bütün meydanda —Arnavud oğlundan ümidini kesmemiş ha men hemen hiç kimse kalma- mıştı. Onun taraftarları - bile şimdi şöyle konuşuyorlardı — Ağır geldi Ka aman navud oğluna! — Zaten Arab oğlumu 10r mek için nesi var, nesi yoks şti. Onunla iki sast ba — | Sartuktan sonra şimdi de Kas — | vur- anlaşılmıştı. en Buştukt: : Tamanda ile güreşmes — «olay mı? — Karamansa fena eziyor fukarayı! Pes etse bâri' — Evet pes etmeli! Fakat Ölür, inatçı bir adamdır o pes etmez. — Bâri biz hakem heyetin baş vuralım da güreşi durd! ralım. Yoksa bir daha ayağı na kisbet giyemiyecek! | Bu kararla Selânik beylerirt den ikisi hakem heyetinin yanı na geldiler: " Bu kadar güreş yeter! Ka- ramanda fena eziyor bizim peh- fivanı! Onun namına pes ediyo- ruz. Güreşi durdurun! Hakem heyeti bu müracaata bir mâna veremedi: — Onun namına siz nasıl pes edersiniz. Kendisinin pes etme- si lâzım, (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: