2 Eylül 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

2 Eylül 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYFA : 4 Ekonomi Fransa'nın Turistten kazandığı para E BORSA 3 1 Eylül 1040 Çekler — Açılış « Kapar 1 Bterlin ns8 ddı * 100 Dolar 282.26 282.62 * 100 Franma frangı — 102 904 100 Florin 108 6468 100 İaviçre frangı — 66 7T270 100 Belçika frangı — 68 887 oalavak K, 5 60 100 İsviçre Kur, — T7 88.00 100 Eskudo n 3000 Baham ve Tahvilât 967 falzli tahvilleri Bivas-Ersurum D — 20.50 2050 * Biyas-Ersurum 247 20.70 20.70 * 1942 Demiryolu 1 — 20.90 20.00 İSMI Demiryolu IK — 20.25 20.35 Y941 Demiryola IIT 19.76 - 19.76 Milli Müdafaa T — 2085 20.85 * Millt Müdafaa IT — 2018 2015 * Milli Müdafaa TIT — 20.80 20.80 * Milli Müdafaa TV — 2046 2046 * 966 falzll İstikrazları Kalkınma istikrası — 95.65 6665 * M Demiryolu 1 — 96.66 9666 * Kalkınma II 9576 95.75 * Kalkınma 1LT 96.80 - 96.80 * 1048 Tahvili I 95.70 95.70 * 1848 Tahvili IT —— 86.70 95.70* 1049 istikran I — 95.00 95.00 * #Y faizi 1949 isitk, 9500 95.00 * 965 falzli ikramiyeliler 1988 Ergani 2275 2300 1988 İkramiyeli 20.15 20.25 Milli Müdafaa 2076 2075 * Demiryolu IV 9740 97440 * Demiryolu V 98.25 98.25 * Anadolu D. Yolu Grupu: Tahviller 1-2 — 11.00 112.00 9660 Hisse senedleri 64.00 - 64.50 Mümessil senedleri — 69.00 - 69.60 Şirket hisseleri Merkez Bankası — 118.25 118.26 * İş Bankası 2450 2500 * 'T. Ticaret Bankası — 450 — 500 Aslan Çimento 16.00 16.25 Şark değirmenleri — 23.00 2350 Kredi fonsiye 1908 204.00 - 205.00 1911 165.00 - 166.00 Amorti 1083.00 - 104.00 Kupon 20 2iz Borsa harlol altın flatları Liralık Ziynetler Türk altını 4425 4440 Reşad altını 46.35 46.50 Reşad elgazi 44.3544.50 » — Kulplu 4475 45.25 Hamid 43.30 4350 42.50 - 42.00 59.25 5950 42.55 42.65 48.25 48.50 46.25 - 46.50 4450 4500 ce2 — 665 &5 646 Pilâtin C. 10.00 1100 Beşibirlikler İsmet, 21300 215.00 Reşad 29000 203.00 Hamid 24000 242.00 Aziz 225.00. 226.00 Çiçekli 23000 232.00 Serbest piyasada dövizler Dolar N, V. 470 480 > efektif 400 465 İsviçre frangı n7 ns8 Fransiz Fr, (88) — 100 100 Liralık ziynetler Reşad 82.00 - 8300 Hamid 70.00 72.00 Vahid 68.00 60.00 Ankara 66.00 57.00 Arma Beşliler Reşad 20.00 20300 Hamid 180.00 - 182.00 Vahid 17000175 Ankara 185.00 - 140.00 Arma 2y3 lular 200.00 - 203.00 180.00 - 182.00 W0. — 176 185 — 40 Cumhuriyet altınları Lüralık 44.25 4460 24 luk 107.00 108.00 5.. oR 200.00 21000 Yarım lira 22.560 2275 Ceyrek lira 11.50 11.60 Mahmudiyeler Yazılı 37.00- 39.00 Çiçekli 83.50 - 34.50 Çifte sandıklı 27.00 2750 Tek sandıklı 1150 1175 Yirmilik 10.60 1100 Bilecik gramı 595 — 600 altın stokları Dahilde 60.738.165 Kg. Hariçte 72.137.603 » Gümüş 1000 has külçe — 115.00 - 116.00 Mecidiye 208 — 210 ( Balast alinacak ) k vaziyet aranan j Bir Ajana haberine göre Fransın iam idaresi, bu yıl Üç milyon tu> rittin Frantayı siyaret ederek mom lekete 198 milyon dolar bıraktıkla- rim bildirmektedir. Bu miktar res> mf kur üÜserinden 649 milyon, kâra- borsa fiatı üzerinden 877,6 milyon Türk li etmektedir. Biz ise mem leketimizin turist memleketi oldu- unu iddin eder, fakat böyle bir t te sahip bulunmayıs, Henüs teşekkül halinde bulunan yeni basın yayın ve turism genel idürlüğü Marshall yardımından faydalı rak turist İşlerini bundan sonra tansi- me kalkışacaktır. Dövin darlığından bahseder, dururus, Eğer, Fransa gibi hareket edebil- seydik, hiç döviz skınlamı hissetm dik, Çünkü Fransaya bir senede ge- len turistlerin bıraktığı döviz, bizim tekmil bir yılda ihraç ettiğimin mal> lardan kazandığımın döviz miktarına muâdildir. Henvüs ele almak Üzere bulunduğumuz turizm mevzuunu ön ceden hesaplayıp tanzim ederek yo luna koymuş olsaydık düva kökün- den halledilmiş bulunacaktı. Boj gen samanlarımıza ne kadar acısak azdır. Si Yardım bankasından istediğımiz meblağ Bundan evvel Milletleraranı Yar- dim ve Kallınma Bankasına tevdi edilen ve isteklerimizi — ihtiva eden rapor aşağı yukarı 90 milyon dolar lık bir kredi hacmindedir. Bankanın kabule mütemayil göründüğü ler arasında sulama ve feyei korunması gibi işler de yer alm tar. Seyban Barajı ile 20.000 kilor bk bidro - elektrik anntrali, feyı ları kontrole ve Seyhan ovasını sula mağa yarıyacak tesisler bu arada gelmektedir, Islah edilecek mevzuu iki ihtiva etmektedir. Bir tarafta hi inşasına başlanan Ereğli ve Trab- zon İimanlarının teçhizat noksanla- çını tamamlamak, diğer tarafta U- laştırma Bakanlığının görüşü olarak İstanbul, İsmir, Bamsun veya Mer- sin limanlarından birisinin modern liman baline getirilmesi — mevzuları vardır. Daha evvelki - temaslardan anlaşıldığına göre, Milletlerarası İ- yar ve Kalkınma Bankası daha çok dört büyük limandan birisinin veya ikisinin finansmanını üzerin k niyetindedir. Ancak bu cihet, banka mütehassıslarının memleketimize ge- lerek yapacakları rantabilete hesap- larının vereceği neticeden sonra te- Ayyün edecektir. Fen heyetinin - memleketimizdeki çalışmalarının bir kısım da bububat antrepolarının inşaası üzerine teksif edilecektir. Hükümetimiz bu işlerin halledilmesi için İmar ve Kalkınma Bankasından 7 milyon dolara yakın bir kredi talep etmektedir. Bu mik- tar temin edildiği - takdirde İstan- bulda 30.000, İskenderunda 20.000 İzmirde 10.000, Akçakale, Derince, Konyada 4.000 er, Samsunda 10.000 tonluk (betonarme) birer silo inşa edilmesi, dörder bin tonluk beş bü- Yük çelik silo, 42 adet muhtelif ha> cimlerde çelik hangarlar, — bububat muhafazası için muşambalar, muhte- lif ağırlıkta 500 adet baakül, labora- tuvar v.s. için Jüsumlu âlet ve ede yatın sağlanması mümkün - olacak- tır. Bu programın bir kısmı 1951 - 1952 yılında tahakkuk ettirilecektir. Antep fısi Her sene vasati olarak 3 - 4 bin ton arasında idrâk olunan Antep fıs tığı mahsulü bu sene ümidin fev- kinde bir fazlalık göstermektedir. Şimdiden yapılan tahminlere göre rekoltenin 15 - 18 bin tonu aşacağı söylenmektedir. Yeni mabsulün idrâkine çok kısı bir zaman kaldığı şu son günlerde 948 den kalma ihraca bazır 100 - 160 ton fıstık vardır. İstanbul Tüccar Derneğinin Izmir seyahati İzmir Enternasyonal Fuarının ti ehemmiyeti dolayısile ihracatçı İstanbul tacir ve iş adamlarının Fu- arı görmelerine imkân vermek üzere İstanbul Tüccar Derneği İzmire bir seyahat tertiplemiştir. Yapılan teşeb büs ve müracaat üzerine Devlet De- nizyolları bu seyahat için Amerika- dan yeni ahımıp bir iki güne kadar limanımıza — gelecek olan — «Tarsus> yolcu gemisini tahsis etmiştir. Tar- sus gemisi 7 Eylül çarşamba günü saat 11 de Galata rıhtımından hare- ketle perşembe günü İzmire varacak tar, Gemi İzmirde iki gece kaldıktan sonra 10 Eylül cumartesi günü saat 17 de hareketle ertesi pazar akşamı İstanbula varnıy bulunacaktır. Yol- cular iki geceyi vapurda geçirebile- ceklerdir. İ | | DAgTiB. Birinci ve ikinci fıkralar G5l aa - yılı kanunla verilmesi ve yapıl derpiş edilmiş yardımları, fıkra iso 1485 numaralı kanunun bi- inci maddesi ile yapılmış tercih ,bu anunun birinci maddesi Tekel mad delerinin satış hakkını tercihen harp malüllerine, şehit yetimlerine ve ma Jâl emeklilere vermeyi âmirdir. Tek- el maddelerinin — üzerlerinde yazılı fiatlarından satıcılara birakılan $ muayyen bir meblüğ vardırki, «bay” iyes buna verilen addır.) dol! le elde edilen geliri ; Dördüncü fıkra ive yehit yetimle- rine sağlanacak — geliri gelir vergi - sinden İstisna etmekt Yalnız vazır kanunun şehitliği ta- rif ve tavsif ederken, sanıkların ta- kibi esnasında ölenleri şehit saydığı halde, hâli firarda bir mahkümu takip ederken ölen bir jan darma er veya subayını veya bir em niyet memuranu neden şebit ği ve her iki ölüm arasında Dı bir fark gözettiğini anlamak gay- rl mümkündür. Kanaatimce bu eksiklik — fıkranın bazırlanması esnasında firar hâlin - de olan hükümlünün hâtıra geln mesi dolayısile unutulmuş olmasın. dan başka türlü isah edilemez, Madde 28 — Aşağıda yazılı teç- hizat ve tayın bedelleri gelir vergi- sinden müstesnadır ; 1 — Özel kanunlara — dayanarak verilen yemek ve hayvan yem be- ahiyette — yapılan üçüncü bulunan 2 — Demirbaş olarak verilen Bi - yim eşyası (resmi ve özel dalre ve Mücsseselerce hizmet erbabına İşin İtabi olarak verilen ve bunların İş- ten ayrılmaları hâlinde geri alınan &iyim eşyası) 3 — Tahsilde bulunanlar için ya- pılan giyim giderleri, Madde hükmü üzerinde durulma- yacak kadar sarihtir Tahsil ve tatbikat olarak yapılan a- da yazılı Ödemeler gelir vergisin den istisna edilmiştir 1 — Resmi ve Özel müessoseler ve şahıslar hesabina — yabancı memle - ketlerde tahsilde veya stajda bulu - 'nan öğrenci ve memurlara gider kar llen — paralar Çözel dan yapılan öde- melor, benzeri devlet öğrenci ve mo- Mmurlarına verilen — miktardan fazla olduğu takdirde, aradaki fark Ücret olarak vergiye tâbi. tutulur Bürev veya memuriyet dolayısı 'nan Ücretler bu İstisnaya dahil de - Bildir.); 2 — Resmi ve özel — mül ve şahıslar hesabına Türkiyel silde bulunan — öğrenciye l ve tahsli gideri olarak ödeni larş 3 — Öğrencilere tatbikat dola - yıslle verilen paralar; Bu madde hükmü de kâfi mk da sarih olduğu için üzerinde dur- YENİ SABAH HAKKI MAHFUZDUR Yazan: Salâhattin Dumlu —— .— ri teşvik maksadile verilen ikran ya vo mükâfatların' vergiden muaf olduğunu - belirtmektedir Madde 90 — Teşvik gayesi — ile verilen aşağıda yazılı İkramiye — ve Mmükâfatlar gelir vergisinden — müs- teşnadı 1 — İlim ve fenni, Büzel san'at- deri, tarımı, hayvan . yetiştirilmesini ve momleket bakımından faydalı o dan diğer İşleri ve fi vik maksadile verilen ve mükâfatlar; 2 — Subay ve erlere uçuş, dalış Bibi hizmetleri dolayısile verilen gün delikler, İkramiyolor ve zamlar; 3 — Spor müsabakalarına Iştirak edenlere verilen İkramiye ve mü - kâfatlar ; 4 — Spor kulüplerinin kendi men suplarına gider karşılığı olmak Ü zere yaptıkları ödemeler ve maç hâ kemlerino verilen paralar, Birinci fıkrada tâdat edilmiz faa- liyetleri teşvik maksadile verilecek ikramiyelerin gelir vergisinden müs tesna olduğu sarahatle anlaşılmak- ta ise de cümlenin devamı olan ( ve memleket bakımından faydalı e- lan diğer işleri ve faaliyetleri) tâ - biri üzerinde dikkatle durmak İcap Zira bu ifade çok geniş — bir tefsire tâbi tutulmak iştidadına ma liktir Meselâ bankaların tasarruf sahip erine verdikleri ikramiyeler tasar » rufun memleket iktisadiyatı için fa ideli olduğu inkâr « den bu fasılda dür, Fakat yine tine yararlı bazı cemiyetlerin ter tip ettikleri piyango dolayısile da - Bittıkları ikramiyeleri aynı telâkl etmeğe k: mkân yoktur. Zira burada memleket menfaatin yararlı işgören bu cemiyettir. — V satılan biletler mukabili aldığı p ralar vergiden muaf olabilir. bileti alan kimsenin kasdi daha zi- yade 1 lira ile bir ev ikramiyeler eder. iyeceğin - | makul- | memleket menlfaa- Fakat | otomobil veya benzeri bir şeye mâlik olma arzuşu diğer tabirle tam münâsı ile bir k mardır, da kendisini Binaenaleyh keşide sonun- isabet edev ikramiye olsa olsa o kimseyi gans oyunla; teşv Bu d te yararlı bir hal oln hususi bir. kanunla etmiş olur, maml dığına göre vgiden fiyeti belirtilmemiş (milli piyango lir ikramiyelerin aliası lâl inde mü gibi) bu nevi vergisi matrahı zamdır. İkinci fıkra ordu mensuplarının hayatlarını normalin üstünde — bir tehlike içinde geçirdikleri müddet- ler zarfında âldıkları yevmiye — ve zamların muafiyetini amakta - dirki, bundan tabif bir hal olamaz, 4 yerde olan bir İnsanm hayatı hakkındaki garanti ile sk sık müessif kazalarım gazetelerde okuduğumuz ve denis — harp â 0 zamanki ha - yat garantisi hiç te ayni değildir, 3 ncü ve 4 ncü fıkralarda mem - leketimizdeki sporu ve sproc İ mayı fuzuli addederim. Kanunun 80 ncu maddesi de mem Gönende ydirilen fa Gönen (Hususi) — Gönen kay makamı Fahrinin teşebbüsü ile belediye başkanının ve Çocuk E- sirgeme kurumu başkanı — il tütün tüccarlarından Gönenli Me Pancar müstahsili Devlet Demiryolları Ankara 2. ci İşletme Komisyonundan 1 — Ankara. teslim edilecek 5000 M3 balast, kapalı zarf ile satın almacaktır. 2 — Muhamınen bedel taları (27500) yirmi yedi bin beş yüz e| UA kalmaktadırlar. İstasyonda va, geçici inancası (2062,50) iki bin altmığ iki lira elli kuruştur. 3 — Şartnamesi kom'ayon kaleminden parasız verilir, 4 — 12 Eylül 949 pazartesi Bünü saat 17 de ihalesi yapılacağın- Gan isteklilerin kazunun tarifatına uygun olarak hazırlayacakları tek. Litlerini cauayyen aaatten bir saat evveline kdar komisyona vermeleri 'veya vaktinde komisyonun eline geçecek gekilde iadeli taahhütlü ola. Tak posta ile göndermeleri (32256) oğla ; şikâyetçi gea Fabrikanın mahsul mübayaa- sında ilçelere günler ayırması isteniyor HAÜ Keşan (Hususi) — Keşan, U- zunköprü, İpsala, Meriç pançar goüstahsili, Uzunköprü istasyo - aySeri Hat Kim, 106 . 110 daki ocaktan ihzar ve| Dülda pançar mahsulünü teslim ederken büyük müşkülâta mâ - izdihama sebep, —Alpullu şeker fabrikası şirketinin, mahsul mü- bayaasını organize edememesi - dir. Bu vaziyet karşısında müs - tahsilin kısmı azamı pançar ek- memeğe azmetmiş bulunmakta - dırlar, Hiç olmazsa önümüzdeki senelerde müstahsilin istasyonlar ARARAARAARAM AAA ARAARARANADA, maye eden — hükümlerdirki muhtaç değillerdir. Yalmız dikkat e giydirilen kir çocuklardan bir grup cidin Lütfi Kurtuluşun müşte - rek yardımlarile 62 si erkek ve 44 dü kız olmak Üzere 106 fakir çocuğa iç çamaşırı, elbise, çorap ve iskarpin tevzi edilmişti Zonguldak Ticaret Odası ae Odaca, gelir vergisi kursu açılması kararlaştırıldı Ka Zonguldak (Hususi) — Şehri- miz tüccar ve sanayicileri Ticaret ve Sanayi Odasında toplanarak Ekonomi ve Ticaret Bakanlı gahsi tegebbüsü, hususi serma: teraklmüi ve devletçilik mevzuun da yaptığı anket sorularını müna kaşa ederek cevaplandırmışlar- dir. Bilhassa Oda umumi kâtibi Nejat Muhsinoğlu tarafından ge lir vergisi hakkında izahat veril- miş ve Oda tarafından bir kurs açılması hususunda karar alın- mıştir da günlerce bekletilmemesi için her kazaya bir gün ayırması çok doğru ve alınması zaruri bir ka- Yar olacaktır. dilecek b kulüp- nin pr tazam aylık vererok muhafaza ediş- | karıştırılmama- | Zira 4 ncü fıkradan anlağı. erinin bu hükümle lacağı gibi yapılan ödemenin mas » Yok- | orcunun geçimi karşılığı değil. | Madde 31 — Dar mükelietiyete | tabi. olanlarını 1 — Hükümetin müsaadesile gılan sorgi ve panayırlarda yi rzaf karşılığı olması lâzımdır. a darı tioari faaliyetlerden elde ettik- | lerl kazançlar (Türkiyede başkaca 9 yeri veya dalmi temsilcileri bu kazançlar Gelir vergisinden müstesnadır. Maddede kavrayamadığımız bir bet vardır. İfadesinden anlaşıl- göre Türkiyede başkaca — ip yeri veya daimi temsilcisi bulunmae | yan dar mükellefiyete tâbi kimseler- | 'den babsedilmek istenmiştir, Halbu- ki Türkiyede iş yeri ve daimi tilcisi bulunmayan yabancılar 7 nci madde bükmüne göre esasen mü - kellef. doğildirler. Mükellef olma -| bir kimsenin mükellef olmadı. | tekrar tasrih etmek ise kanun ifadesine teşevvüş vermekter başka bir şeye yaramaz. | İkinci fıkra ile kastedilen serbe artist, cambaz, kimselerdir. sam, müzisiyen gibi Kazanç vergisi kanununun 8470 nu- miş 3 ncü maralı kanunla tâdil ed maddesi 6 ncı fıkrasında isç bu mu- afiyetler daha isabetli ve iktisadiyatına daha ya belirtilmişti. kanaatindeyim, Kanunun 32 ile 37 nci maddeleri h şekilde gelir vergisi sayesinde memleketi - miz vergiciliğinde vatandaş lehine bir küçümsenmeyecek Müjdesini getirmiştir Vergi bir insanın kazancından a- içti - Jınır. kelimesi: tokluğunun maf mevkiini attâ © kimsenin icabettirdiği zaruri Je kalan kikminı | masrafların üstü ifado etmesi Tüzımdır. İşte gelir vergisi kanununda — bu demokratik vergi düşünüşü yer al- miş bulunmaktadır. Filhakika bu . günkü mıktarlar ve bütün sınıfları da aynı olan nisbetler; tam idenl bir asgari ge dir. Fakat kazanç vergisinin zülmre için tanıdığı ve bugünkü yat şartlarile alay eder bir raka- mı ihtiya eden indirimi ile mukaye se edilirse; cidden vatandaş lehine yapılmız muazzam bir. vergi fed kârlığı inkâr edilemez, Bugün basit bir hesap ameliyesi halinde gelir vergisi kanununda yer almış olap en az geçim indiriminin gelir vergisi ilk yazımda belirttiğim | inkişafa mazhar -olduğu zaman, tandaşın içtimai seviyesinin, kazı Cınn, yaşama şartları ve merbüri- icabettirdiği masralflura tekabül eder bir hadde yükselereğin den şüphe etmemekteyim Bugün bir amele ile bir mühen - ifade etmemekte- bir yetlerinin |suklu evli mükellefler : |bulunduğu ol bir basta insanla sihbatli in- ARARARANAADA disin Maliye B. Hesap Uzmanı N Tahsil ve tatbikat giderleri-Teşvik gayesile verilen ikramiye gelir vergisinden muaf - Bekâr ve çocuklu mükellefler I a g SAA sanın i ge karşılanamaz, — Bu düşün amılcilık, bir ikilik yaratma arsusu aramak en mütevazi ifadesile basit- Mademki dev lik alur krat, hattâ iş bölümü e- sasına dayanan bir hayat kabul etmek içtimai bir zarurettir. ©O halde o cemiyet fertlerinin işgal ettikleri iş yerinin hayat icaplar kabul etmek bu aarüretin devam dan başka mânâ ifade etmez. İndirim hadleri Madde 32 — Aşağıda yazılı had- deri aşmayan gelirler. vergiye tâbi tutulmaz : 1 nol grup bekâr mükellefler; Gün de 1,5 İlra, ayda 45 Ilra, yılda $A0 ilei H ncl grup — Çocuksuz evll mü- kellefler; Günde 2,6 lira, ayda 75. lra, yılda 000 lira; H ncü grup — Bir veya İki ço cuklu evli mükellefler: Günde 3 li- ra, ayda 90 lira, yılda 1080 lirağ 1V ncl grup — Üç veya dört ço- Günde 3.5 Jira, ayda 106 lira, yılda 1260 Iira; V nci grup — Dörtten fazla çor güklü mükellefler: — Günde & iira, ayda 120 Jira, yılda 1440 Iira; (Haftalık ücretlerde yedi Üzerinden Indirim yapılır.) Ana ve babasını kaybetmiş torun- lardan mükellefle birlikte oturan ve elir vergisine tâbi geliri bulunma- gün İyanlar bu maddonin uygulanmasın- |'da öz çocuklar gibi hasaba katı Vergiye tâbi gelirler yukarıda ya zili hadleri aştığı takdirde gelirin bü kısımları matraha alınmaz. Hükümet teklifi ile komisyon ka- rarı ve nihayet Büyük Millet Mec- lisi görüşü, yukarıdaki mıktarl; tesbitinde ayrı ayrı ve her kad de vatandaş lehine olmak üzere te Büyük Millet Mecli- sini bu lduğu hassasiyet dolayısile takdir. etmek kadirşinaslığın en basit bir tezahü> rüdür. Meselâ, indirimi 1.50 lira ayda dede göstermiş bekârların asgart geçim teklifinde günde 37.50 olarak tesbit edilmiş ve bunda hâkin olan dü- bükümet ünce bir ay içinde 26 iş gününün Naatimce bu düşünüşte <nef'i en zihniyet hâkim ol - Aksi takdirde bir. insanın günde asgari 1.50 lira ile geçinece- Bi anlaşıldıktan sonra o insana ay- belirtilmi hazine> de da 25 gün çalışıyor diye 25 günlük geçinme bakkı vermek doğru dej dir. Bu insan olbetteki pazar gün- lerinde (veya haftalık tatil günle - rinde) yemek, içmek ve yatıp kalk- mak ihtiyacındadır. Yine hükümet teklifinde çocuksuz evli ve çocuklu evli olarak iki gu - rupla iktifa edilmişti. Ailede çocuk ve çocuk adedinin geçim üzerindeki tesiri ( nuhtaç değildir. Komityon ise hük diğer tekliflerini aynen kal yal l et nız çocuklu evlileri 2 çocuğa kadar olan evliler; 3 ve daha fazla çocuk. lu evliler diye ikiye ayırmakla ikti- fa setmiştir. (Devamı var) Radyoda bando ıkı Okuyucularıma hemen haber ve » 'reyim ki, Radyo İdaresinin Alaturka - Alafranga inadından bahsedecek de lim, Bu da başka bir inhisar, E- fendim.. Evvelki gün, bir bando musikanın Bgüzel parçalarımı dinledikten sonra aradaki istirahat fasılasında bu ban donun mühterem öğretmeni ve bitte- f o gün ona misalir gelen başka bir bandonun yine öğretmeni ile ko- nuşuyorduk, Her ikisi de mütekâmil birer in - san ve sanatkâr olan bu satlardan birisi 38 senelik bandocuymuş.. Öte- ki (Ben ondan eskiyim.,) dedi, Biri, eski Bahriye bandosundan yetişmiş, de Müzikası — Hümayundan.. yaşlarında, mir-i kelâm — ve Çelebi İstanbul efendisi adamlar., meşrep, boşsohbet... Yine her ikisi de, bugün Barem - in en ileri derecelerine erişmiş, da- mat, gelin sahibi, görmüş ve geçir- mişlerden, . Neler konuşmadık. ki, tan saliklerine mahsus kalender mey rep edaları, bol kalıkahalarile neler anlatmadılar.. Bir bilseniz., Lâf arasında soru- Bu san'a- Morak bu ya.. verdim — Bizde de meşhur, besteler ya - panlar var mıdir ? Meğer — bilmeyerek bam tellerine basmışım, Birbirlerile yarışırcasına ydılar. Tabii hoşlandım.. Ben hoş- landım ama onlardan biri içini çekti, bir tuhaf oldu.. — Efendim, dedi,, Tesadüf bu... Bizim ikimizin do talebemiz olan bir çocuk var. Şimdi Ersurumda bir ban do öğretmenidir.. — Onun Mmarş ve vals olarak bestesi vardır.. Bunlar esaslı ve beynelmilel mahi - yet taşıyan eserlerdir. Nitekim şimdi vu bandodan dinlediğinin 8 : 10 ba- yanın hemen hemen yarısı onundu.. Nedense bizim Ankara radyosu on- ları bir defa bile çalmamıştır. — Bebep? — Vallahi izah edilebilecek sebebi biz burada kurcalayamayız. Bilmem ki... İddin ve fikirlerine tamamen iman ettiğim bu iki muhterem sattan duy- duklarımı, tekrar terennüme başla- yan bandoya betahsis çaldırdıkları eserleri beş marş da teyit etti.. Kani ol - 'düm ki: Bu bususu esasından (: edip efkârı umumiye muvacehesinde alâkahlardan cevap beklemek — vacip olduğu kadar Jezaetlidir de,.. Erzurumda şimdi bando şefi oldu- ğu söylenen (Halit Recep) namında bir satın - ki ne onu halen ne de bu iki muhterem öğretmeni bundan ev- yel asla tanımaklığım ve konuşmuş- lağum yoktur « yüzlerce eseri için - İden, benim o gün yu bandodan din- lediğim, (Ordu, kamp dönüşü, Çan- kaya, Ateş altında, Gölcük, Başbuğa selâm) isimlerindeki marşlarını aca ba bizim radı in çalmazı? Bu suali, bir başkası (memuriyet hali, rütbe ve nasip istikbali) gibi mülâhasalardan soramayabilir.. — Fa- kat hamdolsun ben böyle çerçevele- rin içinde olmadığımdan, bir vatan- daş; bando muzika bestelerine düş- kün bir emekli asker sıfatile sorabi- lirim,. Şayet bu programları tertip eden ler (bir başkası daha sivrilmesin..) gibi çok hazin bir düşünce ile hare ket ediyorlarsa - ki ummam - feci- dir.. Allah göstermesin Yok eğer nefeste ve parmakta da tesis edilecek bir tekel ile kulakları- mızın bu ihtiyacını temin edebilecek sanıyorlarsa belâattir.. — Buna mukabil bu hakikat da bütün çıp- laklığile meydandadır ki: Halit Re- cep diye Ççok güzel eserler veren bir san'atkârımız vardır, onun eserleri bütün bandolar — varafından ve her merasimde çalınır.. Amma radyoya, 'Türkün yegâne radyosuna giremcz.. Bu ne biçim iştir? Bu yam ile biz kimseş mek veya alçaltmak kaygusunu güt- medik, Tamamen iddiasına sadık bir vatandaş sıfatile, ileri sürdüğü fik- rin muhalefeti - takdirinde gelecek ber türlü mes'uliyete katlanmağa ba mr bir musiki meraklııı mevcudiye tile ortaya bir hakikat koyduk. Ma rifet iltifata tabidir. Yukarıda isimlerini yazdığım marş ları olsun bir iki defa ve hakemler önünde - ki en iyi hakem efkâr-ı u- mümiyedir - çaldırıp neticesine göre hareket etmek, ancak milletin malı olan radyo idaresine düşen bir vazi- fedir BEHÇET BAĞATIR yükselt - Yuıani Lst_ıı Voııfpeh!ıun LAİ 2 .EYLÜL 1949 Tefrika No. 98 Haydi Karabelâ, şu deste pehli- vanıanın biran evvel işini bitir Dursun pehlivan çekingen du ruyordu. İnceliklerini bilmediği bu güreşte herhangi bir oyuna düşmemek için dikkatinin son haddini sarfediyordu. Pomak Sarı Ahmede gelince, kendinden emin olarak güre girmişti. Sert elense ve tırpan- larla hasmını yoklayıp biraz yu muşattıktan sonra birden kas- naktah yakaladı. Bir tırpanla Dursun pehlivanı yüzükuyun ye re düşürdü. Ve derhal aarmayı vurdu. Sarı Ahmet bunu çok kolay rahatca yapmıştı. — Dursun pehlivan kendisini âni — olarak yerde bulunca birden şaşırmış- ta. Hemen sırtüstü yuvarlarnmı mak için toparlandı. Sonra ku: tulup ayağa kalkmak istedi. Fa kat sarma bütün vücudunu baj layıp mıhlamıştı. Kendisine kı- pırdayabilmek için en ufak bir imkân vermiyordu. Bunu görenler, bu ele, avuca sığmaz karakucak başpehliva » nının yağlı güreş karşısında n: sıl tutulup bocalamağa başladı- ğını farkettiler. Şöyle konuşuyorlardı: — İlk elde jere düştü bizim Dursun! — Tutamadı, elleri kaydı, — Yağlı vücudu nasıl tutsun ? — Ayağa da kalkamıyor, — Baksana, tek bir ayağı ile Dursunun vücudunu nasıl sar - di — Ayağa kaldırmıyor. — Dursun nereden tutacağı- ni şaşırdı. — Dursun pehlivan yenilecek. — Evet, kıvıramıyacak Dur- sun pehlivan bu güreşi! — Yağlı güreşi beceremiyor Dursun pehlivan! Pomak Sarı Ahmet bir müd- det sarmada bekledi. Ve Sıvaalı Dursunun kurtulmak için yaptı- ğı bütün teşebbüsleri boşa çı- kardıktan sonra paça kasnak a- larak Sıvaslıyı yerden kaldırdı.. Ve savurup sırtüstü yere vurdu. Meydan alkıştan inliyordu: — Yaşa Ahmet pehlivan! — Aferin Pomak! Sıvaslı vaz geç sen bu İ$- — Yağlı güreş sana gelmez Dursun pehlivan! — Yağlı güreşi karakucak mı sandın Dursun pehlivan! Sıvaslı Dursun gülerek ayağa kalktı. Ellerile sanki: — Ne yapayım, beceremiyo - rum işte! der gibi bir hareket yaptı. Sonra Pomak Sarı Ah- mede yaklaştı. Dostça bir tavır- la: — Ne yapalım ? Bu güreşe bir türlü aklım ermiyor vesselâm! dedi. Beni çabuk yendin! Sarı Ahmet te kendisine cevabi verdi: — Her güreşin kendisine gö- re erkânı var, Yağlı güreşte ben seni yendim ama, karakucakta da sen beni yenersin! Fakat karakucağa çıkma- şu din! — Bundan sonra çıkarım. A- ğalara söyleriz. Bir güreş da- ha tertip ederler. Seninle kara- kucakla da karşılaşırım.. Onlar meydandan çıkarken halk diğer güreşin hâlâ devam etmekte olduğunu ancak O ga- man farketti. Herkes, Pomak Sarı Ahmetle Sıvaslı Dursun pehlivanın gü- reşini seyrettiğinden diğer peh- livanlara bakan bile olmuyor - d, Fakat meydanda başka peh - livan kalmayınca gözler pek ta- bil olarak onlara dikildi. Sarı Ahmet Dursun pehlivanı şöyle böyle on dakika içinde yenmişti. Buna hiç kimse hay - Tet etmediği halde diğer çif- tin hâlâ yenişemediğine, daha doğrusu Karabelânın, Ali adın- daki bu yumruk kadar pehliva- ni hâlâ mağlüp edemeyişine şaş mayan kalmamıştı. Bu nasıl olu- yordu? Hemen ilâve edenmki, şaşan- ların başında Pomak Sarı Ah- met de vardı. O hâdiseyi an- cak şöyle izah ediyordu. «— Karabelâ biraz oyalan - mak istiyor, Benim Sıvaslı Dur- sunla yaptığım güreşi bitirme- den evvel Ali pehlivanı yenmek istemedi, Belki de Ali pehlivan kendisini bir elde yenmemesi i- çin Karabelâya — yalvarmıştır.. Hacımköyiderin, Ulaşdırma Bakanlığından temennileri Hadımköylü bir. okuyucumuz- dan aldığımız mektupta, değişti- rilen tren seferleri hakkında aşa- ğgıdaki temenni yapılmaktadır: «Yulardanbderi İstanbuldan E- dirneye soat 19 da bir tren kalk- makta idi. Verilen son bir ka- razla bu trzmin hareket saati 2.', 30'a alındı. Bu sebeyple İstanu- İun bir banliyösü heline ge'en Hadımköyde oturan bizler evieri- mize gece yarıları gidebilmekte ve işimiz icabı ertesi sabah beş treniyle tekrar İstanbula — dön- mekteyiz. Her gün devam eden bu durum bizleri uykusua bırak- makta olduğundan bu trenin yi ne cskisi gibi 19 da kaldırılması inzleri ziyadesiyle memnun ede- Böylece biraz dayanacak olursa üç beğ kuruş parsa toplamayı Üümit ediyor olmalı. Fakat ben güreşi bitirdiğime göre, o da çok geçmeden güreşi sona er- dirir.> Halk bir taraftan bu - güreşi göyle yarım yamalak seyreder - ken bir taraftan da Sarı Ahmet le Sıvaslı Dursunun güreşinin tenkidini yapıyordu; — Sıvaslı karakucakçı.. Eğer Pomak Sarı Ahmetle yaptıkları güreş karakucak olsaydı bir da- kikada galip gelirdi. Fakat yağ- h güreşi beceremiyor. — Pomak Ahmet çok kuv- vetli bir adama benziyor. İstan- bulda bile kendisini yenecek peh livan yokmuş. — Sarı Ahmetle Dursun ara sında bir de karakucak güreşi tertip etmeli. Bakalım bu güreş yağlı güreşte Pomağın Sıvaslıyı Yenebildiği kadar çabuk sona e- Ter mi? — Yağlı güreşte Sarn Ahmet Sıvaslı Dursunu ne kadar Ça- buk yendi ise, karakucakta da Sıvaslı Dursun onu o kadar ça- buk yenebilir. — Hiç zannetmiyorum. —Bu 1ş o kadar kolay değil.. İyi yağ. h güreş bilenler karakucak ta yaparlarmış. Fakat bir karaku- cakçı eğer yağlı güreş yapma - mışsa hiç bir zaman muvaffak olamaz diyorlar, — Şimdi son güreşi Pomak Sarı Ahmet Karabelâ ile yapa - cak. Bu Karabelâ nasıl bir peh- livanmış acaba? — O da baş pehlivanmış! Herhalde iyi bir pehlivan ola - cak. — Şu halde güzel bir güreş seyredeceğiz. — Bunlar arkadaş! birbirle - rini yenmezler, Bir iki saat oy- naştan sonra Karabelâ Sarı Ah maede herhalde pes edecek ve bu iş böylece sona erecek. — Evet, yağlı güreş başpeh - livanları daima böyle çift gezer- lermiş. Arkadaşsız dolaşan bir yağlı güreş pehlivanı her za - Mman bir. oyuna düşebili Böyle bir pehlivana karşı il pehlivan aralarında anlaşarak çıvgar yaparlar ve kolayca ye- nerlermiş, — Bizim karakucakta böyle şey yoktur. — Evet, Anadoluda pek yok - tur ama, Rumelinde her yerde görülürmüş. — Her ne ise.. Herhalde po- mak Sarı Ahmetle Karabelâ bi- ze bu yağlı güreşin incelikleri- ni göstereceklerdir. Güzel bir gü reş seyredeceğiz demek! — Fakat Karabelâ da hâlâ güreşini bitiremedi. — Bu ufak pehlivanla ne bo- ğuşur dürür hâlâ? — Sanki ciddi güreş yapıyor- larmış gibi hâlâ uğraşıyorlar birbirlerile.. Halbuki bu Ali peh- Hvan da onların adamı.. İstan- buldan beraber gelmişler. — Bu ufak pehlivan nereye güreşiyor acaba? — Herhalde desteye olmalı.. Evet, deste pehlivanıdır. — Peki neden başa çıktı? — Başka çift olmadığı için, Pomak Sarı Ahmet çıkarmış ol- mahı! — Sıktı ama artık bu güreş! Bir kaç kişi sesini yükseltti: Haydi pehlivanlar! Bitirin güreşinizi — Karabelâ, uzatma fazla gü reşi! — Haydi çabuk! Sarı Ahmet- le güreşinizi bekliyoruz. Bu bağıranlara Pomak ta ka- Tıştı: — Haydi Karabelâ! yeter ar - tık! çabuk tut elini! — Güreş seyretmek istiyoruz. Oynaş değil! Halbuki Karabelâ hiç te zan- nettikleri oynaş güreşi yapmı - yordu. Bilâkis bütün kuvvetini ve ustalığını ortaya koymuş bu. lunuyordu. Güreşe ilk başladıkları zaman da Karabelâ bütün kuvveti ile sıkı bamlelere başlamış ve gü . reşe rakibini bir anda yenmel azmile girmişti. Fakat her seferinde bu küçi deste pehlivanı ustaca âni hi reketlerle aldığı oyunları boşa çıkarıyor ve tekrar karşısına dy kiliyordu. (Devamı Var) Beyoğlu bekçilerinin temennileri Beyoğlu bekçilerina.n bir tee menni mektudu. aldık. Bekçiler bu. mektuplarında, kendilerine ayakkabı verilmediğinden, — İvi- buki Eminönü ilçesindeki bekçi- Tere ayakkabı verildiğiniden baha setmekte, kendileri 70 lira aldığı halde bazı bekçilerin 110 liraya kadar maaş aldıklarını yazmak- talar ve Beyoğlu kaymakamının alâkasımı rica etmektedirler ceklir. Ayni zamanda — mevzuu buhis trende izdiham fazla 9'a gundan hiç olmazsa Hadımköye kudar bir üçüncü vagon ilivesi de lâzem gelmektedir. Bu iki di- Teğimizi Ulaşlırma — teşkilâtına duyurmanısı rica ederim.>

Bu sayıdan diğer sayfalar: