3 Temmuz 1950 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

3 Temmuz 1950 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

brdş - Hong Kong'luların heykelini dikmeğe karar verdikleri bu İn- giliz Binbaşısı, dünya Üzerinde eşlerine tesadüf edilmeyecek şe- kilde büyük bir bilgi ve meha - retle çalışan Hong Kong kaçak çılarile dehşetli bir mücadeleye girmiş. Neticede İngiliz Polis Müdürü, uzun süren ve bir çok felâketlere sebep olan bu müca deleyi kazanarak gümrüğü, ver- gi vermek İstemeyenlerin elin - den kurtarmış!. Fakat işin garibine bakın ki, bu tarihten itibaren de hayat, mütemadiyen pahalılığa doğru gitmiş ve bir zaman sonra âde- ta tahammül edilmez bir hal almış, O vakit hükümet, mesele nin iktisatçılar tarafından tedki kine karar vermiş, iktisatçılar da oturup hâdiseyi uzun uzun muhakeme ve münakaşa ettik- ten sonra hayat — pahalılığının, Hong Kong Polis Müdürünün, kaçakçılara karşı aldığı ve mu- vaffak olduğu tedbirlerin netice si vukubulduğunu meydana çı- karmışlardır!. İktisatçılara göre kanunu hâ kim kılarak memlekette kaçakçı lığı ortadan kaldırdığı için, hey kelinin dikilmesine karar veri - len Polis Müdürü, vergilerin tam mânasile tahsiline muvaf - fak olduğundan ithal mallarının fiatları yükselmiş ve bu yükse- liş, diğer mallara da sirayet e- derek hayat pahalılığının doğ - masına sebep olmuş... Bunun üzerine şehrin Beledi - ye âzaları ikiye ayrılmışlar. Bir kısmı, kanunu hakim kılan Po- lis Müdürünün heykeli muhak- kak dikilmelidir iddiasında bu- lunmuş. Bir kısmı da, kanunu hâkim kılacağım diye, Hong Kong'u sefalete sevkeden Polis| | Müdürünün katiyen heykeli di- kilemez, mütalâasını ileri sür- Mmüşler ve neticede, bizim Tak - sim meydanındaki heykelin ta- lihsiz kaidesi gibi, Hong Kong - | , daki kaide de, kafasında bir tek saçı olmayan adamın şapkasız dolaşması kabilinden heykelsiz | ) manıza imkân tasavvur mez!.. Üzerinde yalnız insanların yaşadığı bu iki kıta | fa hariç, dünyanın öbür tarafları| büyük caddelerin Üzerinde, günün yirmi dört saatinde, ta- fazla göze çarpan nakil vaşıta - Mamile bizim Beyoğlu caddesile | sı, insanların çektiği iki teker - Eminönü meydanının Bir feryadı figandır, sürükle - 'nen sincir gibi devam eder gider!.. çük ve yuvarlak iki arabalardan Bir memleketin medeni olup olmadığını, otomobil seslerinden anlıyabilirsiniz!. YAZ Esat Mahmut edile -| medeni | eşidir!.. Hong Kong şimdi de işte böy le sabahtan akşama kadar, yan gından mal kaçıranların gürül- | Çin'e mahsus diğer bir nakil va | ta; sü ve feryadı ile dolup boşal- maktadır. Caddelerde eşeklerin, beygir - lerin ve insanların çektiği kü -| tekerlekli | tutunuz. da, en lüks otomobillere, en güzel 0- kalıvermiş!.. tobüslere varıncaya kadar, her Şimdi, bütün dünya üzerinde yalnız iki yerde gördüğüm bu heykelsiz kaidelerden Çindekinin durumu, beni pek İlgilendirmi - yor ama, ne yalan söyliyeyim, Taksimdeki için, daha gimdiden derin bir endişe ve korku hisset meğe başlıyorum. Ne hazin te- celli değil mi? Şu dünyanın işine bir türlü akıl, sır ermiyor vesselâm!.. * Bir memleketin tayyare mey- danında inip te, elinizde valiz- leriniz, otele gitmek üzere daha ilk caddenin Üzerine ayağınızı bastınız mı, o memleketin mede ni veyahut gayri medeni olup olmadığını, otomobillerin klak - son seslerinden derhal anlayabi lirsiniz!.. h Eğer kulaklarınız. birdenbire caddeleri dolduran arabaların, insanın sinirlerini tâ — beyninin | » ortasından çekip hurdahaş eden feryatları ile uğuldamağa baş - larsa, biliniz ki ya Cenup Ame- rikası memleketlerinden birinde bulunuyorsunuz, veyahut Asya - nın herhangi bir şehrinde seya- | d rek kendisini « mırıldandı. saya çıktı. İpi hemen boynuna çirdim. türlü nakil vasıtasına tesadüf 'nız daha süslü, daha SENEDİR İ S Anlatan: CELLAT ALİ AĞI sokaklarından bir görünlüş I;N: KARAKURT edebilirsiniz!!. Fakat üstleri baştan başa as- tla örtülü bu muntazam ve en daha güzel... Bazen iki, bazen de dört adam omuzlarında taşı yorlar. Pazarlığını yapıp da tahtire - vanın Üzerine çıktınız mı, hemen kaldırıveriyorlar — sizi havaya. Başlıyorsunuz o zaman, eski Ha beş İmparatorları gibi, cadde - lerde iki tarafa salınarak git- meğe!.. Zevkine payan yok doğrusu İbu seyahatin!.. Zaferlerden dö nen bir ortaçağ serdarı azame- tile, dört Çinlinin omuzlarında taşınan tahtırevanın — üstünde, yoldan geçen arabaları, otobüs- leri durdurarak, ihtişam ve sal natla o İlerleyiş; insanı gayrı lekli arabalardır. Vızır vızir. iş leyip dururlar. Bir de arada sı- rada, herhangi bir sokağın kö şesinden hoppacık meydana çı kıverdiğini gördüğünüz, yalnız sıtası daha vardır ki, o hepsin- den enteresan!. bir havası içinde bırakıyor.. Hani gu bazen hareket ede-| Tavsiye ederim, Çine giderse- miyen hastaları içine koyup gö|niz, bu tahtırevanlarla seyahat türdükleri, eski kupa arabaları|etmeği katiyen ihmâl eylemeyi- na benzer bir şey vardır y niz!.. Çünkü hayalen dahi olsa, mi nedir onun bilmiyorum, insanın, ömründe bir defa hü - te tıpkı onları andırıyor. şık iş- Yal -| kümdarlaşması hiç de fena bir ve'şey değil!.. (Devamı var) Yazan: MURAT SERTOĞLU İdam sehpasını büyük bir meraklı kitlesi çevirmiş bulunuyordu Nahiye Müdürünün koluna gire ehpaya doğru yak- laştırdım | — Kaderinize boyun eğiniz... Bir. #aniyelik iş!. Korkmayın, hiç — bir stırap duymadan öleceksiniz... de-| dim. | — Evet, kader... kader... — diye Sehpanın altındaki ma- ge- Her halde hâdiseyi seyre den halk, yecana gelmiş olmıkti hat etmektesiniz!, ki köpebaşlarında kaynaşmalar - sc- Hiç şüphe yok ki, bugünkü yirminci asır şehir medeniyeti- Diİn en bariz mümeyyiz vasfı, o | şehirde oturanların istirahatini | sağlamak, huzur ve sükünlarını | | temin etmektir. Caddelerinde on milyona yakın insanın dolaştığı ve bir milyon iki yüz bin otomo bilin de, durmadan hareket et- tiği Nevyork şehrinin bütün gü- Tültüsü, inanın ki bana, bizim Beyoğlu caddesindeki Galatasa- ray kıvrımında duyulan gürültü nün yarısı kadar bile değildir. Haddinize mi düşmüş, dünya yıkılsa, otomobilinizin düdüğüne bir elinizi dokundurabilesiniz o- rada... Alimallah sizi, düdüğünü öttürdüğünüz otomobilinizle be- raber ellerinin Üüzerine alırlar da, hallaç pamuğu gibi havaya fırlatıp atarlar!.. Asfalt cadde ile büyük otel ve park, bir gehrin medeniyeti- ni gösteren mümeyyiz bir vasıf kabiliyetini çoktan kaybetmiş - | tir, Çünkü dünyada Afrikanın ortasındaki şehirlerde bile, bü- yük otellerle asfalt cadde ve çi- geklerle dolu bahçeyi her za- man için bulmak kabildir. As- yanın hangi merkezine uğrarsa Niz uğrayın, orada hiç olmazsa, bir tane (Perapalâs) ve on tane Taksim - Harbiye asfaltına te- Badüf edeceksiniz!. Fakat — Şi- malt Afrika ile Avrupa kıta - sından başka dünyanın hiç bir yerinde, kafanızı dinlendirecek, © derin sessizliği, sinirlerinizi ya tıştıracak o engin huzuru bul- ziyordum geriletmeğe Pek de muvaffak olamışurlardı ga. mut Baştuğu ipte kuvvetlerini yararak idam pek yakından çevirdiler, Ve yaptı. | Bi cina hiye Müdürünü ibretle seyre k yoktu. İnanınız, Kemeraltı karako dur - İkı Fakat İnziabt memurleri madan düdük çalıyorlar ve çalışıyorlardı liba ki, düdük sesleri kesilmiyordu. | Masayı tekmevi vurup *a Mahi-| sollandırınca, kalabalız halk kütlesi de — inzibat | etlerin cezasını çekon Na- yuldular, | Mahmut Baştuğ çoktan ve halkın bu slâkasınılan bihaber, | halâ yavaş yavaş sallanıp durüyor- du, Fakat İşimiz bitmea asacak bir suçlumuz vardı, Kışla | kapısında bulunan otomobilde bir türlü rahat durmuyor, bağırıp ça- karıyor, çırpıayordu... Cezaevi otowobiline atladık ama, kalabalığın kesafeti o baddi bul- | muştu ki ilerlemeğe katiyen Daha luna kadar on adımlık yeri on da. kikada gidemedik. Güç belâ kapanan ve tıkanan yol ları geçtik. Ve mezarlık başına va. sıl olduk. Buradaki idam sehpasını da büyük bir meraklı kütlesi çe virmiş bulunuyordu. Âdem onbaşıyı otomobilden zor lukla indirdik. Neden bu kadar çır pindiğını bir türlü anlamıyorum Bütün meslek hayatımda bu dere- €e inatçı adama arst gelmedim der #em inanın ki mübalâga etmiyorum. İnsanlar ölüm karşısında — sakin pınmak insana hiç bir fayda —te-| O zaman Jandarmaların da yar min etmez. Bu işten şine kendisi dımile kendisini ipin altına götür zararlı çıkar. Hem ölürken eziyet |düm. Bir anda masanın Üstüne çı çeker, hem de son demlerinde ya- karıp ipi boğazına geçiriverdim. kimseler Üzerinde iyi bir tesir bırakmaz. nında bulunan Adem onbaşi sallanmağa başla- dığı halde bile hâlâ rahat durmu- yor, hâlâ çırpınıyordu. Tabil bu huysuzluğu neticesin- İnsanlar huyatta olduğu gibi ö lüm yolunda da etrafındakiler rinde iyi bir tesir bırakmasını bil. / de yine kendisi zararlı çıktı. Beş melidirler, dakikadan fazla sallandı ve güç Ne ise uzetmayalım, Âdem on - lükle canı çıkabildi. başı sehpayı ve ortasında sallanan | O zamandan beri başka kimseyi yağlı ipi görünce bir kat daha huy / asmadım. Bugün İzmir hapishane suzlanmağa başladı. Durmadan bi. sinde daha dört tane ölüm mahkü ze, kanunlara, hükümete küfredip mu var, Fakat bunların dosyaları | duruyordu. Eğer o sırada yeni bir henüz Temyizde,. Ölümden kurtu mahkemeye tâbi tutulsa, belki de, lup kurtulamıyacaklarını bi bu' hakaretlerinden dolayı bir sene|rum ama, her halde kurtulmaları. hapse bile mahküm edilirdi. Fakat n canü gönülden temenni ederim. kanunu pek iyi bilmediği için - | Çünkü merhametli bir insanım ben!. lacak, hâlâ durmadan atıp tutü-| — fnanınız ki bir cellât olduğum yordu. halde kalbim çok yufkadır. . Biri- cik temennim de insanların işlâhı. Kade-|hal etmeleri, urgan altında, değil, iyo Koluna girdim. — Oğlum Adem! dedim. re riza göster!. Mukadderatına bo | yor an altında rahatça teslimi ruh yun eğ.. etmeleridir. Gece gündüz. dunm Fakat nerede? Bir türlü sakin- | budur. J SON leşmiyordu. Devlet Demiryolları nu Başkanlığından: 1 — Aşağıda cins ve miktarları yazılı iki liste muhteviyatı vagon camları ile adi ve duble bina camlarının satın 1 kapalı sarl usulü ile oksiltmeye konulmuştur. Merkez 9uncu Satın Alma Komisyo 2 — Her listenin tahmin edilen bedeli ve geçici teminat miktar. ları aşağıda gösterilmiştir. 8 — Şartnameler iki lira karşılığında Ankara ve Haydarpaşa vez nelerinde satılmaktadır. 4 — Eksiltme Ankarada idare binasında malzeme dairesinde top lanan Merkez 9 uncu Satın Alma Komisyonunca 20/7/960 — perşembe günü saat 16 de yapılacağından isteklilerin tekliflerile kananun ta yin ettiği belgelerini aymı günde nihayet saat 14 de kadar makbuz karşılığında adı geçen komisyon Başkanlığına vermeleri (veya belirli yakitten önce ele geçecek tarzda iadeli taahhütlü olarak posta ile gön olmasını bilmolidirler. Çünkü ba « Bırıp çağırmak, beyhude yere çır - dermeleri,) (8661) Tahmin edi. — Geçici Liste sıra Miktarı len bedel tominat 9. Malzemenin adı | M2 sışnlin ÖÇi ur Ki L — Vagon cam 2858 62 20017 78 — 1951 85 2 — Adi bina camı 192 55) YU U9 — 151 96 Duble bina cam 245 8B5) ihtiyari büyük bir gurur ve ki-| SABAR Fotojenik Kadın Müsabakası DA L No. 41 Bayan Me sude Arda Fotojenik güzel kadın müsabakamız devam ediyor. Bayanlar re- simlerini 16 Temmuza kadar gönderebilirler. Resimlerinizi gön- dermekte acele ediniz. Yazan Eski bir pehlivan ları bırakmak Papraza girişte, yanbaş o- yununu' tatbikte, bundan sıy rılışta doğrusu şaheserdi. Saray baş pehlivanını alkış: hyanlar: — Yaşa Topuz pehlivan! — Aferin Mustafa — pehli- van! Diye kendisini göklere çıka mrken, Bursalının taraftarları da: — Varol Ahmet pehlivan! — Yaşa İkizler köylü! Diye bağırarak genç Anado lulu pehlivanı alkışlıyorlardı. Bundan sonra İkizler kö; lünün on adımdan şimşek gibi bir dalığı ve Topuz Mustafa pehlivanın da tam zamanında boyunduruğu vuruşu görüldü. Halk yine heyecanla yerinden fırladı, İkizler köylü ne yap- mış yapmış parmaklarını paça lara geçirmişti ama, Topuz Mustafa da tam vaktinde bo- yunduruğu yetiştirmişti. Çetin bir çekişme oldu. İkizler köylü bir türlü paçaları bırakmak ls temiyordu ama saray baş peh livanı da doğrusu boyunduru- ğu pek mükemmel bir gekilde vurmuştu. Mücadele kısa bir zamanda Topuz Mustafanın Üstünlüğile sona erdi ve İkiz ler köylü ister istemez paçala- rı bırakmak zorunda kaldı. Ve o paçaları bırakır birak- Yazan: İRA STANLEY vi gl Anne olan kadınlar, kâ Ruhu niçin hapsederler?. — Jsahibine yeni yeni et kaynakları Maoriler ile Avustralya yerlile- | temin ederdi. rinin garip bir düşünce ve kor -| Bu suretle bu aileler, kabileleri kuları vardır. Bunlar bir adamı |için bereketli bir insan çiftliği kur öldükleri zaman, —onun ruhu-|muş olurlardı. Bu müthiş ticaret, nun intikam almasından korkar- | yamyamlık tarihinde nadir görül- lar, Onların itikatlarına göre ruh- |müş şeylerdendir. ların intikamları çok müthiş olur. | İktısadi sebeplerle de insan eti Herhalde bundan on binlerce se- yenllir! 'ne önce yaşamış olan Maori kabi-| İktısadi sebeplerle de yamyam- leleri, bu hususta uzun uzadıya dü- |lik yapıldığına, tarihin muhtelif sünmüşlerdir. Çünkü onların bul- |/ zamanlarında rastlanmıştır. Bâzı İdukları çare bugüne kadar de - |iptidat memleketlerde, fakirlikleri vam etmiştir. Bu çare öldürülen | Yüzünden, parayla, yahut mübade- adamın vücudünü yemektir. Bu|le yoliyle et tedarik edemiyen in- suretle kızartılıp yenen — düşman | sanlar, ellerine geçirdikleri ölü in- ölüsü en emniyetli bir yerde mu- | sanların etlerini yerlerdi. hafaza edilmiş demektir. Düşma-| Bundan başka bazı kutup sey- 'nının vücudünü midesine gönde -| Yahlarının, uçsuz bucaksız buz o- ren Avustralyalı vahşi, aynı za - | valarında, takatsizlik yüzünden ö- manda onun ruhunu da hapsetti- İlen, yahut buzda donarak, bir da- gine inanmaktadır. Bu suretle on- |ha hayata dönemiyen arkadaşları- lar, kendi canlı vücutlarını, düş- |nın etlerini pişirip yedikleri de işi- tilmiştir. Fakat bunların, bu hare- ketleri hiçbir vakit isbat edileme- miştir. Ayrıca deniz kazalarında aç kalan kazazedelerin, arkadaş- larından birini öldürüp yedikleri Eski Meksikada yerli kızıl de-İde, ara sıra 1ddla edilmiştir. Bu rililer sık sık Allaha genç bir in- | suretle itham edilen bu kimselerin Tabii bu kur- | mahküm oldukları da vâkidir. manlarının ruhu için bir hapisha- ne olarak kullanmış oluyorlar | Meksikada Allaha kurban edilen İsan kurban ederler ban kesme işi büyük törenle ya- Sihirbaz Hametzenler pilir. Yalnız bundan sonraki İş| Tarihin eski devirlerinde şimal bundan daha vahşicedir. Mabede |batı Amerikada kabileler arasın- kurban merasiminde bulunmak ü-|da bir takım sihirbazlar - vardı. kurban ke- | Bunlar insan etini esrarengiz dua- silme işi biter bitmez, —mihraba |lar ve ilâçlar vasıtasiyle kutsileş- hücum ederek, daha vücudu 80- tirirler ve vahşilere - dağıtırlardı. Bumamış olan ölüyü parça parça Bu vasıta ile Hametzen sihirbaz- ederek yerlerdi İlar hem büyük servetlere sahip o- Bu süretle Meksikalı kızilderi- | liler, çok mukaddes saydıkları bu kurban etini yemekle byyük bir savaba girdikleri itikadını tağır- lardı. Hâhi dinlerde kurban etine kar- Ş1 gösterilen saygılı alâka ma - |lümdur. İşte Meksikalıların kur - ban edilen insanın etine karşı ilgi- | leri aynı nevidendi. Hattâ bu eti yiyenlerin; ,günahlarının affedildi- | ğine ve bu ziyafetin kendilerine büyük saadetler getireceğine de inanılırdı. Tabil bugünkü Meksikada bu- 'na benzer veya h bir yam- yamlık mevcut | Eski devirlerdeki bu yamyam- | İlik şimdiki Birleşik — Amerikanın | |ve Kanadanın bulunduğu sahalar- da da devam etmiştir zere gelen dindarlar; A) Eksiltme şartnamesi B) Mukavele projesi bedelsi şikleri bu evrak — Eksiltme 20/7/950 günün ca yapılacaktır. Kesmek için kadın besliyen kablleler 4 — Eksiltme kapalı zarf Cenubt Afrikada yaşıyan — bir | 5 — Eksiltmeye gireb çocuk doğurduktan sonra öldürülür Eskişehir Valiliğinden 1 — Fskişehir Vilâyetinde Eskişehir - Sakarya yolunun hp - Şekiören arası toprak tesviye ve menfez ikmali keyif bedeli (45015) lira (80) kuruştur. 2 — Bu İşe ait şartname ve evrak şunlardır. ©) Bayındırlık işleri genel şartnamesi D) Yapı işleri umumt fenni E) Metraj, fiat borduromu, keşif hülâsası, proje vesair il dürlüğünde görülebilir. 15.15 de Eskişehir hükümet konağında toplanan il daimi komisyonun- mek iİçin isteklilerin: Sunanı KÂAZIM SEVİNÇ ALTI fi derecede luyorlar, hem de kabilede, gefler de dahil olduğu halde korkung bir. 'nüfuz yürütebiliyorlardı. Hametzen'in doktorluğa ait hu- #ust bilgileri de vardı. Bu suretle bunlar hasta kabul ederler. Onla- rın tedavisini üzerlerine alırlardı. Hattâ bunların, ölü insan etli rinden bir takım ilâçlarda yapa - rak hastalara yedirdikleri de olur- du. Bihirbaz doktorlar! Bazı vahşi kabilelerde bulunan sihirbaz doktorlar Kâlen gayet karkung kehanetlerde yaparlar Bu doktorların hastalıklar hak - kında söyledikleri sözlere itiraz dilmez. Meselâ soğuk algınlığına İtutulduğu söylenen bir. hasta, fazla sıcaklığın tesiriyle — 1stirap çekiyorsa, bütün alile yine onun soğukalgınlığına tutulduğuna inan mak — mecburiyetindedir. Hattâ hasta, bu soğuktan kurtulmak için boğucu bir mcaklığın tesirine ma- ruz birakılır. Bu çeşit doktorluğun daha kor- kunç ciheti de vardır. Sihirbaz doktor, bir hastanın filân gün, fi- | İlân saatte öleceğini , onun bu kehanetinin yalan çıkması ih- timali yoktur. “Çünkü — hastanın o dakikada ölmemesi haline şim- İdiye kadar tesadüif. edilmemiştir. Sihirbaz doktor, hastanın ölece - İği dakikadan yarım saat evvel, o- 'nun odasına girer ve hastayla yal- | İniz kalır: alle halkı odadan, ta- mamiyle uzak' 7 (Devamı var) Mutta- inşaatı işi olup| şartnamesi in olarak Eskişehir Bayındırlık Mü- ne rastlayan — Berşembe günü — saat ü ile yapılacaktır. 1956 ikizler köylü ister istemez paça- zorunda kaldı maz da Topuz Mustafa hemen boyunduruğu boşalttı, Saray baş pehlivanının bu efendice hareketi büyük bir takdirle karşılandı. İkizler köylü de içinden Topuz Musta fayı çok takdir etti. Yoksa To puz Mustafa gibi bir pehliva- nın boyunduruğundan kurtul: mıyacağını pek güzel biliyor- du, Topuz Mustafa isterse onu boğar, halsiz, perişan bir hale getirir, sonra da leşini istedi ği gibi yenerd. Bu hale tenez: ZÜl etmemesi tam bir pehlivan olduğuna delâlet ediyordu. Güreş bu minval Üzere evve IA bir, sonra da bir buçuk ati buldu. Bu müddet zarfın da iki pehlivan da birbirlerine en ufak bir Üstünlük göstere- memişlerdi ve bir an bile du- Tup dinlenmeden, nefeslenme- den güreşe devam etmişlerdi. Ne göz silmek, ne yağ tazele- mek, ne suya gitmek gibi bir bahane aramamışlardı. Seyircilere gelince, onlara bu bir buçuk saat, on dakika kadar kısa gelmişti, Bu derece güzel, bu derece heyecanlı ve7 ustaca bir güreş görmemişler- di. İkizler köylünün pek çabuk yenlleceğine kani olanlar işin hiç de öyle olmadığını anlamış lardı. Yalnız Kara Mahmut a- ğa bir türlü inadından vaz geç miyor, hattâ daha İleri giderek Topus Mustafa pehlivanın ken di İsteği ile güreşi alabildiğine uzattığını bile ileri sürüyor- dur — Ah gu İkizler köylüye bo yunduruğu vuran ben olsa - dim, görürdü. Ne diye boşalt- 'tı boyunduruğu? Paçaya dalan Ahmet pehlivandı. Boyunduru ğu vurmağa hakkı vardı. Eğer ben Mustafa pehlivana bu ge- kilde dalaydım, canımı çıkarm caya kadar Boyunduruğu bo- galtmazdı. Güreş başlıyalı tam İki saat olmuştu ki Topuz Mustafa peli livanın yeniden mükemmel bir gapraz topladığı görüldü. Vü- cudünün ağırlığı ve ilk hırı sa yesinde İkizler köylü kendini çaprazdan dayanarak kurtara- madı. Mecburen arka arkaya gitmeğe başladı. Seyirciler saray pehlivanını bu güzel çaprazından dolavı hemen heyecanla alkışlamağa başladılar: vamı var) 3/7/050 — Pazartesi İSTANBUL RADYOSU 12.57 Açılış ve programlar 13.00 Haberler 13.15 Havay adalarından melodiler (P1) 13.80 Hafif öğle mü. ziği Çalan; Semiramis orkestrası 14.00 Şarkı ve türküler (Pl) 14.30 Serbest saat 14.40 Uvertürler (Pl) 15.00 Programlar ve kapanış. 17.57 Açılış ve pfogramlar 18.00 Fasıl heyeti konseri. <Acem Kürdi> 1 — Peşrev 2 — İntizarı makdemin le 8 — Ah firkatı yâr 4 — Sevdi gönlüm 8 — Bezmi vaslından © — Taksim 7 — Kement olmuştu 8 — Bir vefasız yare düştüm 9 — Geldi bahar 10 — Saz semaisi 18.40 Caz müziği (Pl) 19.00 Haberler 19.15 İstanbul haberleri 19.20 Caz saati 19.40 Gitar kuarteti konseri 20.00 Türkiye turizm kurumu - hakkında konuşma 20.10 Küçük orkestradan melodiler 20.30 Şarkı ve türküler. Okuyan: Mefharet Yıldırım, Çalan lar: Hakkı Derman, Şerif İçli, İs- mail Tezelli. 21.00 Türkçe tangolar (P1) 21.15 Dimleyici istekleri (Türk müziği) 22.00 Senfonik müzik (P1) 22.40 Hafif ara müziği (Pl) 2: Haberler 23.00 Dans — müzi 28.30 Progromlar ve kapanış. * ANKARA RADYOSU 7.28 Açılış ve program 7.30 M 8. ayarı 7.S1 Müzik: Şarkılar (P1) 7.45 Haberler 8.00 Hafif parçalar (Pi) 8.25 Günün programı ve hava raporu 8.80 Bale müzikleri (P1) |9.00 Kapanış, 12.28 Açılış ve program 12.30 M 8. ayarı 12,30 Müzik; Şarkılar, O- kuyan : Saime Sinan, Çalanlar: Cev det Kozanoğlu, Ruşen Kam, Ömer Altuğ. 13.00 Haberler 18.15 Müzik (Pi) 13.30 Öğle gazetesi 13.45 Ha Arasra Te KN L l a Hit ayelük tü Fatklarla | B) En az bir defada bu işe benzer 80.000 liralık bir İşi toah- |Vi7 8 Ablş gaa e KaRanar Hayvan beslemek» mesleği gibi | hüt ve na veya denetlediğine dair bonservis ib-| S, ayarı ve dans 18 Kadın besleme natları vardı. | raz ederek eksiltmenin yapılacağı günden en az (Tatil gün-| Konuşına 184 (P) 190 | - Bunlar yabancı kabilelere me leri hariç) üç gün evvel bir dilekçe ile il Bayındırlık Mü-| M. 8. ayarı ve haberler 19.15 Ge Sup kadınları, *'**l*'“i'“ı “-"l' e dürlüğüne müracaat ederek alacağı bu eksiltmeye — girme | Miste bugün “*ı Mit Ba cti BERC LĞ idin ati Ca| vesikasını ibraz etmesi lâzımdır. VA aa. B A lar ve akla gelmez pusular kuru- C) Yüksek mühendis, yüksek mimar, mübendis olan istekli-| Hal1 Aksoy 19.45 Tarihi Türk ç Kadınlar yakalandıktan — sonra, halinde diploma suretile bu işi başaracak mali durumda | lanlar: Vecihe Nndaroğlu, Hayri giftlikte beslenirdi. Aynı zamanda bulundukları Banka referansile tevsik etmeleri kâfidir. Tümer, Fahire snn, agıp Tan. Ban çocuklar itina ile büyütülür 6 — Toklif mektupları yukarıda 8. ncü maddede yazılı saattan bir| zik (Pl) 2115 Konuşma 2130 Mü - recede çocuk doğurduktan nra, | karşılığında verilecektir, gik; Şarkılar *“»wx n M Ffor Çünkü onlar da büyüyünce çiftlik ' tılmış bulunması lâzımdır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmes. —| gram ve kapanış. ed Mi

Bu sayıdan diğer sayfalar: