7 Ağustos 1950 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

7 Ağustos 1950 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| t | | İ | i ; i ! ı EĞLENCE HAYATI.. Yazan : Murad SERTOĞLU Fransız polisi bu muhite sabıkalı kimse sokmamakta pek titizdir Akşam yemeği ekseriyetle Nis belediye gazinosunda veya Mon- tekarlonun lüks restoranlarından birindo yenir. Şampanyalarla s0- na eren yemekten sonra da her halde oyun Salonlarında bir kaç mat vakit geçirmek icap eder. Mülyonerler rülete falan pek iti- bar etmezler. Hemen hemen hep- si de bakaraya — meraklıdır. Bir Kaç on bin franklık kazang vey arardan sonra gazinoların kaba- re tarafına geçilir. Burada dünya ca şöhret kazanmış artistlerin nu eyredilir. Dans edilir ve maraları 5 pek tabil olarak yine' bol bol şam panya İkram edilir. Geco saat 2 den Bonra da ötelo avdet edilir Bir çok kimi 'önerlerin ara çok para kovduklarını ve bol böl şanıpanya ve sair İçkiler zannederler, — Halbukl meslek hayatımdaki müşahadeleri mo istinaden — söylüyorum, milyı nerler arasında kumar müptelâla- m pek azdır. Az yemek yerler ve çerler. Onların en fazla düş- gösterdikleri gey, kadıı Nerelerden bulurlar. bilmem, kat o kadar güzel, o kadar geng derler bulurlar ki, insan çok defa bunlara bakmağa bile kı maz ve sonra bunları her sene de- giştirirler. Ben bir milyonerin, ne kadar güzel olursa olsun, ayni sekreterle iki seno Üstüste otelimi za İndiğini görmedim. Maamafih hemen ilâve edeyim Ki, Nise olsun, Monto Karloya ol- sun gelen zengin turistlerin ekse- riyeti ihtiyar kadınlardır. Bilha: 2 kumar masalarının etrafını her aman bu kadınlar işgal ederler. p dinlenmeden santler ve sa- atlerce oyun oynarlar. Hem de pek büyük ,paralar rısk etmekten çekinmezle, Garsonlar da her zaman bu d müşterilerden daha memnun- dar. Çünkü kadın milyonerler, k milyonerlerden her zaman çok daha cömert imişler. Daha ev vel ihtiyar bir Amerikalı kadının, sadece asansörcüye beş yüz dolar bahşiş verdiğini söylediler. Halbu- ki aynl cömertliği göstermiş er- kek milyonere Şimdiye kadar te- Hüt edilmemiş. Müjyoner turistler nasıl yanla- Halma genç ve güzel kadın kbklerler taşıyorlarsa, — ihtiyar | gin kadınlar da daima- erkek | kreterleri tercih ediyorlar. Hep iri kıyıra olan bu delikanlılar, kadınlara hem sekreterlik, | nevi muhafızlık yapı- orlârmış. Öyle ya... Abır ömürle 'nde hoşca vakit geçirmek için, * dolar hazinesile buralara ka- lar ge'en ihtiyar kadınlar, türlü yetlerle kargı' karşıya kalabi- ». Yer yüzünde yankeslci, hir dolendirici, gantafcr mi yok? Bunlara karşı kendilerini - ancak böyle irl kıyım delikanlılar koru- yabili*. | Onun icin Niste, Montekarloda, 4 büyük lüks restoranlara llti zaman masalardaki çift-| lerin teşkil ettikleri tezat levhala | hal göze çarpıyor: Yaşlı er- derle kızları, hattâ — torunları inde genç ve çok güzel kızlar İhtiyar kadınlarla iri kıyım, v gikli delikanlılar.. Gelin de bu İnsanlık komedisi kargısında acı acı düşünmeyin! Milyoner' seyyahların her yıl a: n ettikleri bu muhitlerde hırsız yankesleilerin ve dolandırı- çıların da kârlı işler (!) yaptıkla- rını zannetmiştim. Fakat bunun doğru olmadığını hemen anladım. ansız polisi bu mühite sabı- kalı adam akta çok titiz davramıyor dir. f em de bi Bütün oteller ve pan- | ©| Ü bir otele Inidgğiniz zaman pasapor tunuz büyük bir dikkatle tetkik olunuyor. İkamet fişi doldurulür- Kken de başka hiç bir yerde tesn- | düf edilmiyen şu suallerle karşıla- | — Hangi ayda ve hangi günde | doğdunuz? | — Memleketinizde her hangi bir takibe suçtan dolayı uğradınız | mı? — Bundan evvelki Iki haftayı nerelerde, hangi şehirlerde ve han | Bi otellerde geçirdiniz? Bütün bu sunllere mufassal bir | #ekilde cevap vermeğç mecbursus| nuz. Fransız emniyet komiserliği- | 'nin pek mükemmel bir dosyası var aş. Türlü hilelerle buralara mefe çalışanları derhal yakalıyor. ve <Mıntaka harici> ediyormuş. Nis'in, Cote d'Azür'e gelen ve giden seyyahların bir nevi iskele- si olduğunu yazmıştım. Buralarda daha uzun müddet kalmak istiyen | zengin turistler, ötellerde kalmak | yerine bir köşk, bir villâ kiralama | yı daha muvafık buluyorlar. Nis | civarında, Antip'de, Villefranchı de Kan'da bu şekilde kiralanmağa mahsus pek çok köykler ve villâ- lar var. Pek tabif olarak bu villâ- lar, pek mükemmel bir gekilde dö şeli ve dayalıdır. Bir çoğunun hu- sus! garajfında da lüks bir otomo- bil bulunmaktadır. Bu villâlarda gözlerden uzak ya şamak mümkün olduğundan, bu İseyahate karıları ile değil de, genç ve güzel sekreterleri ile çıkmış bu | lunan zenginler, eğer Fransız sa- | hillerinde iki tiç aylarını geçi yi tasarlamışlarsa otel, yerine bu | yerleri tercih ediyorlar. Ayni şe- kilde krallar, başvekiller, İsinema yıldızları, tanınmız zengin politikacılar da halkın gözünden ve tecesslislinden zakt için böyle köşkler ve villâlar kira- hyorlar. Orada her tahat rahat, istedikleri gibi yaş yorlar. Tabil buralarda cereyan e- iyonlar da polisle işbirliği yapı- yorlar. Onun için Niste her hangi den ve rivayetlere göre bazen pek açık saçık olan eğlence ve sefahat | Tefrika No.: 9 Alemleri gizli kalıyor. Nisto olsun, Kan'da olsun, Mon- tekarloda olsun, hattâ Sanremoda ve Kapri adasında olsun bir. de milyoner avcısı güzel kadınlara tesadüf ediliyor. Bu işi kendilerini meslek edinmiş bazı güzel kadı en lüks otellere iniyorlar. Akşam yemeklerinde — restoranlarda son modaya uygun zarif elbiseleri ve usti yapılmış makiyajlı za endam ediyorlar. Bunlardan bir çoğunu ufak ma- salarda tek başlarına yemek yer- ler, içki ve sigara içerlerken gi düm. Restoranda veya gazin ki erkekleri dikkatle ve tecrübeli gözletle süizüyorlar. Hepsl de mü- kemmek, İngilizce konuşuyor ve a- vım. bekliyor. Yer yüzünün mühtelif yerlerin- den para yemek için bu sefahat yuvalarına gelen zengin ve yalnız erkekler, bu kadınların bekledik- leri avlardır. Ne yapıp yapıp bun- Pfarla tanışmak, gezmek ve bunla- rı elde etmek için her türlü kadın hik silâhları ile mücehhezdirler. Bu iş, onlarca tamamile bir Ticari teyebbls» mahiyetinde ol- ve her ticarl teşebbüs sermayeye muhtaç olduğu! dan her güzel kadın bu işi yapa- maz. Mutlaka ihtiyat bir sermaye Tâzımdır. Güzel ve şik elbisele çoğu yalancı da olsa mücevherat ve lüks otellerde Üç ay yaşıyabilecek kadar paray lüzüm vardır. Balık tutan bir a- dam nasıl beklediği balığın no olmazsa iki ar zaman sonra oltasına takılaca a gnı bilmezse, bu güzel kadınlar a 'da kurmuş oldukları ağa bekledik | Biğledı i 0 safça milyonerlerin ne za-| — Rahataızlığından ötürü Sinop va man düşeceklerini elbette kestire | liliğinden emekliye —ayrılan — eski, |mezler. Belki bir hafta, belki de| İstanbul Belediye Reis bir ay beklemek icap edecektir. Hattâ işin daha Kkötüsü, caklar ve bi na bekliyec (Devamı var) Yazan: Maysie Greig Deyi, akşam yemeğin - den önce büyük salonda tanıştı. Misis Horton, adamı bir dük ku- büyük alâka ve rgıladı. Ralf kar- ümidiyle nazik ikörü içtiler ve ten sonra yemek sa- donuna geçtiler. İşte o sırada hiç beklenmedik ve nahoş bir hâdise ol aileyle, eni olduğu içi amimiyetle kı eşiyle evlenir andı. Vişne biraz sohbi argısında — oturuyordu, fif bir çığlık atarak kâseyi n biraktı. Masada herkes ona — döndü, Balf «— Ne oldu?» diye doğruldu. «— Bey bir farö gördüm.> I iyliyerek tora yüzü o dadan çıktı. Misis Horton — saplı Bözlüğünü Klayva tevcih ederek «— Dofrumu karınız pek — bi FÜK bir marifet yaptı.> atlin odaya elinde çorba kâ- le girdi, Deyi tam kapının adamı arhal tanıdı ve o kadar şaşırdı Genç adam yerden kâsenin rıklarını toplarken: «— Çok, çok müteessirim efen dim, Karım farelerden pek kor - kar, bir tane gördü mü deliye nüyor, bu çocukluğundan beri böyle imiş, ne derece Üzüldüğü - mü anlatmaktan Acizim.> «— Kırılan kâsenin son derece kaymetli bir parça olduğunu bili- yor müsunüz, bu işi sonra konu- gacağız, servise devam edin. Sizi bu bir ayın sonunda burada alı- koyacağımı hiç tahmin etmiyo - rüm.» İkinci yemeği dağıttıktan son ra Klayv soluğu odasında aldı. «— Kuzum Katlin ne oldu, ha- . — gikaten fare gördün mü?> Kız başını salladı. - Hayır Klayv, faro görme- dim.x €«— O halde gördüğün neydi?> Petlinyanın misafiri Deyl Koven, Ben onu tanıyorum.» Erkeğin yüzü yine allak bul- lak oldu: «— Nereden tanıyorsun?» <— Şey.. Kaldığım bir otelde dansördü.> «— Hangi oteldet» «— Rivlerada bir otelde öhö.. öhö.. annemle kalıyor düm, onunla dansetmiştik.> «— Senin hakkında bir gey bl- liyor mu?> «— Oh! Tabil.» «— Yani senin hırsız olduğu- nu mu biliyor?> Kız başını kaldırdı bir an ba- Kıştılar, epeyi zamandır Katlin, hirsizlik meselesini — unutmuştu, ne garip Klayv bu saçma hikâye- ye adam akıllı inanmıştı. «— Ah! Klayv bilsen ne akıl Bızsın, ne akılsızsın!, .» «— Ben mi, kuzum bu gece ma- 'na ne oluyor Katlin, ipsiz sapsız Menton olmasına imkân yoktur» JTâflar ediyorsun,a diyordu. Buna rağmen gözleriyle Kız mânalı mânalı güldü: kulaklarını dört açıp kıza — daha | «— Yanl demek Istedim ki ben — fazla dikkat etmiye karar verdi. otelde alelâde bir, müşteri gibi Kalıyordum.a belki de| gözden uzak | daha büylük bir talihsizliğe uğrıya Ben... YENİ Sebze ve meyve neden pahalı? Manavlar, kâr haddinin buna sebep olduğunu soylüyorlar Tstanbal Sebze ve Meyva Esnah | Derneğinin yıllık kongresi, dün enat | 150 da Eminönü Halkevinde yı pilmiş Kongre başkanlığı seçimini tenkip, İdare heyetl raporu muştur. Başkan aşafıya kadar Belediyeye yapılan hücumlarla dola — olan bü raporda; Belediye, halkın ve ema- fın menfantl dışında hareket etmek. le itham edilmiş ve ncux meyva temin — yolunda L muhte- | mül okun antılmasını derneğin Belediyeye ver: Tif raporlara alâka gösterilmedikine et edilmiş ve İlkbaharda kaldı- rilacağı Belediyece söz verilen kür henliz kaldırılnşamasının | ği İddin olunmuştar. lik köngresine haddinin henüz cenali ezi Ge âk edecek delegeler işti gelmeğe başladı Şehrimizde yapılacak olan dünya İgençlik teşkilâtı kongresine iştirak edecek olan muhtelif milletlere men p delegeler dünden itibaren gol- başlamışlardır. İstanbul sergisi bu akşam bu akşam | Ayın b 1950 İ Danat 24 de kapanacaktır. nbul Sergisl lenberi sergiyi gezenlerin 800 bini buln İlk defa, bu seneye mahsus olmak | üzere açılan — Milletlerarası - Bebek | Sergisl de 350 bin kişi tarafından Bir çok pavyonlar bebek dahil olmak Ürere İzmir Funrında teşhir edilmek — Üzere h men İzmire götürülecektir. rimizde kurulacak fabrikası olan penicilin Memle etimizde bir Penicilin fabe rikası B söylenen Amerikalı tabbi ilâçlar fabrikatörü Mr. Looke| ton, bugün ilgililerle temas etmek | gidecektir. Mr.| asları neticesine | üzere Ankaraya Lockton'um bu ti de, İstanbulda bir Penicilin fabri- kakı kumip kürmayacağı anlağıla »| | caktır. Dün olümle neticelenen kaz Dün şehirde ölümle müteaddit kazalar olm Nişar da bir çolışan amelelerden Mustafa, üst katta dola kaybederek | lar oldu parçalanarak — derhal | şirken Ceset morga kaldırılmış, tahkika- sabah Karar gümrükten geçmekte olan - şoför İl 4 resmi plâkalı rında Şerif « haminin idaros bir kamyon 16 y dında bir gazete mi Te hastahaneye - kaldırılmış - şolör İhakkında takibata geçilmiştir. | esinde old Banyo dair Kadıköyde, Yeld lizade sok n Ester adında bir kadın, #irmeninde Nem | ında 74 sayılı evde otu: g kö- a | dairerine koyduğu — yan n zehirlenerek ölmü; Muhtar Acar avukatlığ hhati tam caddesi rinden Muhtar A: nilmiştir. | li ve beledi işlerde vukul sahibi olan Muhtar Acara yen Üleğinde de muvaffakiyetler dileri <— Oh! anliyorum.> Hakikat halde hiçbir gey anla- | mamıştı, fakat birden bire kan başına sıçradı. Acaba aşağıdaki adamın, Katlinle münasebet de- recesi neydi? İçinden muazzam bir kıskançlık duygüsunün şah - landığını hissediyor, önüne gelen her geyi vurup kırmak, daha fe- nası gidip herifi boğmak isti - yordu. Bu hırsız öteki figolo, pok Alâ biribiriyle anlaşacak bir çift teşkil ederlerdi. - Nefsiyle - çetin bir mücadeleden sonra azıcık sü- Könet bulur gibi oldu. «— Aşağı inip servise baka - yım a © esnada yemek odasında hâ- diseden bahsediliyordu, Deyi sor- dü: «— Kuzum bu kızın ismi Kat- lin mi?> «— Evetix Ama tabli bu olacak gey de - gildi, Çünkü milyoner Katlin Men tonla bu kız arasındaki karabet n olabilirdi? Bu kadar da ben- zeyiş garipti. Petüinya atıldı: <— O, uşak Consun karısıdır.» «— Yan öyle midir?> İçinden: «Tabli bu kızın Katlin SABAH Yaylanın günep ten yandığı bir ay Sosyolog Gözilıîmj İzmir kasabaları YAZAN: kalmak, — içtimaf bir tetkik yapmak M adai | Prof. Hilmi Ziya ÜLKEN |'z,. 07 gezlyorur. Bu sıra a halk öbek öbek deniz kıyısına, yaylağa, serinliğe koşuyor; karaba. lar tenhalaşıyor. Bu haline de bakıp onların içtimal hayatları bakkında tam hüküm vermemeli, — Gelip bir de mekteplerin açtıldığı, herkesin | evine barkına döndüğü — xamanlar. da görmeli, Ne yapalım Ki © aylar bizim de talebeyle beraber İmtihun lara, derslere koyulduğumuz aylar- dır. Memleketi görmek için bu en elverişsiz zamana razı oluyorur. Ordu vapurlle İzmire geldik. korkti kür İnbat rüzgârı imdadım xa yetişti. Asıl bundan sonra — E yamı bükür. gelince scakları gi ceksiniz diyorlar. Şimdilik — pel imtediğimiz yerlep gidebiliyoruz. İz mir valiliği ve Manrif Müfettişliği. nin değerli yardımlarile ax zaman. da çok şey görmek mümkün olda. Umarım ki bu seyahat verimli ola: cak. On beş gün önce İstanbulda Etib- ba Odasında açılan Türk Sosyoloji Cemiyetinin — birinel — kongresinde «Türklyede köy sosyolojisir adlı bir konlerana vermiştim. Orada şimdi- ye kadar memlekette yerli yabancı yapılan başlıca köy tetkiklerini göz den geçirdim. Kamba ve köy İçtir mat hayatı hakkındakl İzahli araş tamaların metodlarını — karşılaşı dim. Bü tetkiklerin neden / bazan muz kadar sicak değil. |birbirine at netlcelere ulaştıklarını anlatmaya çalışm. Kongrenin - bü- tün tebliğleri, münakaşalarile bera ber neşredildiği zaman bu - konle ranı da çıkacaktır. Şimdiki — halde bu kasa seyahatin eski — araştırma | lardan edinilen tecrübeyle köy ve kasaba hayatına elt mükayeseli bir bakış olacağını umüyorüm. Bü bi n Asabetli olması için aynı yer |lere bir de canlı mevsimde tekrar dönmeliyiz. İlk önce harita üzerinde yer veç meye çalıştık. İkinci günü Urla ve Çeşme taraflarını görmeye ayırı Maarifin Jeep'i ile 230 kilemetrelik bir yol yaparak Çeşme yarım ada baştan başa katettik. — İnelraltı plâjindan sonra Kızıldağ eteklerine serpilen köylerden geçtik. Yolumuz üzerinde tahtacıların merkezi diye tanılan Narlidere - köyü var. / Oto. mobil Urla — kazasının — #ınırlarına | kadar asfalt üzerinden çok — güzel | gidiyor. Ondan sonra başlıyan gose de hafil sarsılmaya başladık. Yol u gaşırarak önce Urla'nın İske- lesi içinden kuzeye doğru ilerlerken sonra çocukların tarifine göre Gü: neye döndük, Tarlalar arasına ser- pilmiş seyrek evler arasından — geç tik. Bunlara doğınık köy, yahut Ür- la'nın — diş mahalleleri — denebilir. Küçük taş binaların çok güzel bir mimarisi var. Zevk sahibi adamlar pencerelere - koydukları — pancorlar ve temiz kiremitlerle evlerini büy yazlıklarına Jâyık birer villâ mişler. Urla'nın ağaçsız, | prak üzerinde taş b yaylamı önce vahşi manzar; larile | Bu civarda mu? Yoksa yan; daki falez- görülen keskin kireç tabak: inci hükmü zayıllatıyor. Jeepi ana sokaklara girdiği zaman man zara birdenbire değişti. Cadde eski İzmle sokaklarındaki gihi Roma u- ü büyük dörtgen taşlarla döşeli | ve çok müntazam. Evler, dükkân. lar kârgir, sağlam ve güzel. Bu bi. kası kaldı; übadeleden sonra yapıldığı Kasabanın yüksek — dü parmaklık/ kapılı, naların en erkiden kısı anlaşılıyor. yarln. çevrili, yemyeşil ve ağaçlık merarlığı aynı zamanda balkın gezme — yeri imiş, Dünya ile ahret arasında bu mah: | ? ve sempatik hağ, insanlar için | Urladan | | gü Arıralı ve kasmen ağaçlıklı Ayi bir tecrübe olan gerek, büsbütün eye sonra yolumuz çevrildi. yerlerden geçtik. Orman yangınları nın yer yer görülen İzleri İçimizi kavuruyor. Yarıı 'adanın güney - batı ucuna Bu Kitaplatrı Okudunuzmu Gzm GEM EV Küçük Hikâyeler Server Ziya Gürevin 50 Kuruş ün Gençlerine Bugü Osman Senai Terbiyevi yazı, fıkra hi- kâyeler. 25 Kuruş Kılıcımı Sürüyorum Reşat Enis'in 138 hikâ- vesi 50 Kuruş Çok Yaşamanın Sırla Sıhhi Öğütler Yazan: Dr. Şükrü 50 Kuruş Satıy yerl: İstanbul TAN Matbaası Sirkeci (Devamı var) doğru İrtifa azalıyor. Uzaktan kale hisel veren bir sıra harap yeldeğir- meni ile çevrili Alaçatı bucağından geçtik. Burasnı da Urla gibi tama- men kârgir. Terkedilmekten olmuş — binalarla, yer - deprei rstıkları pek ax değil. Mübadiller kull: le burçları gibi duran yeldeğirmen burada — değil ci bütün kasaba ve bucaklarında bürlz manzaralardan birl. Dönüşümlüze ka dar bunları hepimiz kale zannettik. Ba görle bakınca, yüksek #z çok yerlere kurulmuş bütün bu — köyler insana — orta — çağın derebeylik dünyasını hatırlatıyor. Anadolunun hiç bir yerinde bu kadar çok burç | bir araya gelmemiştir. derken dö- | nüşte Don Çülehotte kalelerini gü- lerek söyrettik, Az sonra Çeşme'nin plâjları görün dü. Burasnı neredeyse Sündiye — ve Küçükyalıdan farksız güzel ve yeni bir yazlıktır. Yalnız İzmirden değil memleketin ber tarafından — gelen halk, ötelleri doldürnyormuş. — Bu- ründa M. Girand'nan — binaları — ve kotrası görünlyor. Çeşme plüjının köy ve kasabayla alâkası olen olu arka cihetindekl balıkçı kahvelerin. dedir. Burada durmadan Feçtik ve beş kilometre İlerde, yine deniz kı yıtında anıl Çöşme kasabarına — geb dik. Heyecanlı ve mültefit kaymaka- mi giyaret ettik. Yardımile kaza ve bölgenin harltasını yaptık. Köylerin nüfasunu ve mesahalarını tesbit et tik. Yıldırımın yaptırdığı kale, Çep me denlz müharebesinde batan ge- milerin enkazıyla baranın tarihi bir derinliği var. Fakat mübadeleden sonra kasaba küçülmeye — başlamış. Son zamanlarda bir fabrika yapılmış Plâj onu canlandıran en mühim &- Cumartesi, pazar günleri tanbulun veya İzmirin bir mil olmu; burası mahaller Cedlerimden Abdi Kaptan Alan. yadan gelip Çeşmede yerleşmiş ol- dağa için burada bilmediğim akra- baya rartlamak ümidi de var. Şehir son yirmi beş senede büyük — deği- gikliklere uğramış. Fakat — hocaları ve talebeyi barındıracak yer bala- madığımızdan, burada uzan müddet halini alıyormuş. Claude Farrâre şerefine | Fransız elçisi bir resmi kabul tertip etti diği için yarı yıkılmış, ka- | mi dışinda tekrar gelmeli. Seyahatlmizin üçüncü çönünü Me nemene hasrettik. Bu sefer İzmirden kalkarak Bayraklı tarafından kuvey batıya doğrü İlerledik. Sakırla kar- g karşıya Akdenizin lâcivert vuln. #erin rüzgârını gören Çep me'dekl rahatlığa kargı bü. seyaha timlz kizgin sicak ve do düman içinde geçti. Bununla beraber Meno- men Karşıyakadan ancak 35 kilo- metre mesafade. Buca'dan ve İzmirden aynı derece de mzak, kırların ortasında bir ka- saba, Merkezin 12,000 den fazla nü- | fasn var. Civarda bir kusım - halkın çobanlıktan çift; olması mühim - bir hâdise, — Zirant gittikçe gelişiyor. Son yıllarda trak- tör sayısi pek - çoğalmış. — Tarlalar değerlenmiş. Tarla kiraları iki mis linden fazlaya çıkmış. Başka yerler ibi burada da bir kusım halk y lakta oldağa için kasaba tenha gö- rünüyor. Fakat kaymakam beyin gönerdiği İyi kabul, orta mektep müdürünün alâkan, hele — kasabayı İzmire bağlıyan tren, kaptıkaçtı gi- bi yantaların çokluğa bizl burada kalmaya sevketti. Karşıyakada otur- dağamuz için her gün erkenden bu- Taya trenle gelmeye karar verdik. Ciddi bir kasaba tetkiki için hiç olmazsn bir aylık saman — ayırmalı dır. Fransada Bethelem ve arkaday ları 1948 de Aaxerre gehrinde IKi aydan fazla çalıştılar. - Fakat buna — #imdilik — bizlm ne vaktimiz ne paramız müsalt. Nisbeton kalabalık olduğumuz için sıkı çalışmayla on günde de epeyce şeyler görebiliriz: Kasabanın morfolojik bünyeri, evle rin karalaşu, çarşı pararı, tiseret hayatı, köylerle alış veriş münase- beti, kültür ve maarif bayatı, aile bünyesi, örf ve Adatı böyle bir tet kikin içine girmelidir. Bi bu ka- darcık zamanda bu — meselelerden yalnız belli başlıları üzerine dikka- imlzl toplayabilirin. — Bilhasın örf dat, Folklore için bir etnoloğun arun müddet kalması — Hâzımdir Mektep ve mühit ararındakt karşı- Tıklı münasebeti İneabimek orada «'uran öğretmenlerin İşidir. Ba yar dımlar oluran İlerde tam bir tetkik yapılabilir. ümldindeyiz. TAKVİMDEN BİR YAPRAK Selçuk Saltanatı ULUNAx Fransanın Türkiye Büyük Fiçisi Ekselâns Lescüyer, önümüzdeki haf ta içinde halen şehrimizde misafir | bulunan Türk dostu Fransız edil Claude Farrâre şerefine, İstanbul- bir daki Fransız konsolosluğunda resmi kabul tertip edecek ve fet verecektir. Motorlü trenin bu yılki ilk kazası Evvelki gün —Ankaradan — dönen | makinist Seyfinin idaresindekl mo- törlü tren, Kızıltoprak köprüründen geçerken ray üzerinde gezinen yedi bir çocuğu çiğ- | yaşında Thsan adır lemiştir. Ağır yaralı bir halde ha tahaneye kaldırılan çocuk, bir müd | det sonra ölmüştür. Tahkikata savcı Jık el koymuştur. | Israilden 26 |Musevi daha | yurdumuza dondü Büntaz motörü, dün anat 14 de İsrail'den yirmi altı muhacir getir. Hemen hepsini İstanbuldan | Filistine giden müsevi vatandaşlar kil eden bu muhacirler, kendile- | işen bir arkadaşımıza ; İs ama şartlarının çok güç Volduğunu, bu sebepten / Türl etmek mecburiyetinde kaldık rile larını söylemişlerdir. Salih Murat Uzdilek Amsterdam'a gitti — | Amsterdamda yapılacak olan Mil. Tetlerarası İlimler Tarihi Kongresin de memleketimizi temsil edecek - lan Ord. Prof. Salih Murat Üzdilek dün uçakla hareket etmiştir. W Bir genç denizde | genç dün Samatyada denire girı fakat yüzme bilmediğinden boğul- müştur, Kazazede gencin cesedi » ramalara rağmen bulunamamıştır. | hrimize Iraklı talebeler | geliyor İrak Ünlversttesi — talebelerinden yüz kişilik bir kafile; hocalarile bir likte önümlürdeki günlerde — gehrk mize geleceklerdir. “Adana,, gitti Denizyollarının — Adana — vafara, dün aat 14 de 204 yölca ve 22 ton yük ile Güney Doğu Akdeniz Tine Çıkmıştır. Adana'nın bu del seferinde, — yolcuların — ekseriyetini Yananlatana gidenler teşkil etmek- Naim- isminde 17 yaşlarında Otelde ölen ihtiyar Birkecide Yeni Işık otelinde mi safir bulunan taşrolı Mustefa adın da 60 yaşlarında bir şaha dün öğ- le üseri birdenbire fenalayıp ölmüş tür., Ölümün kalb sektesinden ol - lumtanlaşıtisına ( fazla ne - İstiyebilirim. Yüksek söylesem Allahtan — korkarım.> bütün ısrarlarım boşa gitti; yüz- de beşten bir metelik ziyadesine İknâ edemedim, dediği flata ku- maşları aldık. Hidiv Hazretlerine hâdiseyi anlatırken gözlerim dol- muştu.> Şimdi bu girizgâhı neye yaz- dığını merak edeceksiniz sözümü gene İstanbul Radyosu tarafın- dan düvet edilen değerli san'at- kâr Münir Nureddin Selçuk'un her konser için beş yüz lira iste- mesine ve radyo İdaresinin Üç yüz llra teklifini kabul eyleme- | mesine getireceğim. Nedret kıy- | mettir; fakat kazancın da nisbet dalresinde olması şarttır. Münir Nureddin Selçuk beynel milel çapta bir san'atkâr olabilir. Fakat her şeyden evvel / Türk- tür; memleketteki Içtimat gart- ları görüyor.. Bu memlekette tahsll görmüş memurlar var ki ayda altmış İraya çalışıyorlar... Onlar ve onların emsalini göz ö- nünde tutmalı... San'atkâr kalbi- nin rakik - olması lâzım - gelir.. Haftada bir konserin beş yüz ll- ra getirmesi değerli artiste ayda hiç yoktan Iki bin lira temin e- diyor; bunu yüksek makam sa- hipleri rüyalarında bile görmü- yorlar. ünir Nureddin Selçuk hariç memleketlerde hor konserine beş | bin lira alsa dahi çok görmeyiz; fakat bu fakir milletin radyosun dan bu parayı İstemek ve bu de- rece maddileşmek san'at ruhunu reneide eden bir müşkülpesent- | liktir. Bu mlillete oya gibi eser- ler veren Rahmetli Râkım Hoca ayda 27,5 lira alıyordu. Bu ince bestekâr arkada evlââ-u- ayâlini büyük bir ıztırar içinde birak- mıştır. Halbukt Münir Nureddin Sel- çuk servet - bakımından — maddi mes'elelerde biraz daha geniş 0- labilecek vaziyettedir. 'Talep ey- lediği fintte asrarı dolambaçlı yoldan diğer san'atkârlara karşı oldukça ağır bir hakaret sayıl- maz mit Münir Nareddin Selçuk'un ke- rimelerinin de büyük bir istidat olduğunu, hattâ bazı. konserler- de pederi ile birlikte teganni ey- lediğini de işittik; refikalarında da bu san'at kabiliyeti -mevcut ise, o halde Üç Selçulelar, radyo- a verecekleri bir. konser Için 1500 lira alacaklar... Bu suretle aylık varldat altı bin İlrayı tuta- cakt Allah muvaffak / etsin; fakat ştarafı 1 inolde) iğe geçiş balinde | İrar etmi Kimler komünisttir?, 908 meşrutiyet Inkılâbından İttihat ve T Partisinin diktatörlük k duğu zamana kadar bir devir var ki bizde c bir. basın hürriyeti müştür. Hürriyet hav İerin sayısını çokaltmış, ların artmasına imkân Bilhassa milli menfaatlere ayk parti mücadeleleri — sırasind hangi bir. muharrir bir başi hakkında, vatan halni gibi meleri bile — kullanabiliyord zamanlar bu hürriyetin şahsi |tiraslara ve - dargınlıklara f dildiği de muhakkaktır. Bu beraber hüdiselerin iç dınlatmak, kahra bak da inkâr edeme (dan faydasın Bu memlekette, aZ da olsa, b im kun: tezvireller, v rta yazarak bilmeksizin düş- manların ekmeklerine yağ sür: ler bulunmuş! imdi de Komü- nistler aynt mevkidedirler. Geçenlerde Avrupadaki bir he yetin başkanı bir. ecnebi aja Mmuhabirine: «Türkiyede komlünist yoktur> demiş. Biz bu filirde de- Biliz. Türkiyede komünistler var- dır ve sayıları nüfusa nisbetle de- Eilse de mücerret olarak epeyco kabarıktır. Maalesef kanun bizi «Şu adam komünisttir> demek Im kânından mahrum etmiştir ve on- lar bu imkânsızlıktan faydalanı- yorlar. — Kendilerine sorarsanız «Solcuyum!»> derler. Fakat sosya- listler de solcudurlar; hattâ Halik Partisi program — itibarile — solcu |mahiyettedir. Solcuların - ortadan başlıyarak uca doğru çeşitleri var- dır; komünistler en uçta olanlar- dır. Bunları bulmak zor değildir; başlıca vasıflarını sayıyorum: 1 — Rusyayı methederler, ya- hut Rusya aleyhinde asla bulun- mazlar. 2 — Amerikanın ve Amerikan yardımının aleyhindedirli $ — Hiç birini diğerine Üstün |tutmaksızın bütün milli partileri kötülerler. & — San'at, fikir, mizah, tenkit |perdesi altında mütemadiyen mem leketin manevf bir çöküntü içinde bulunduğundan bahsederler. 5 — Silâhsızlanmanın lüzumu Üzerinde dururlar; Rus tecavüzü- 'ne karşı cephe alanları barış düş- manı ve harp kundakçısı şeklinde gösterirler. Pek “çoğalan — Mosköva — külesi koninist neşriyatını ve komünist leri tasfiyo ederken bu moktalar mihenk taşı olarak kullamılmalı- dır ve asla müsamaha etmemeli- dir. Yoksa <Beşinci Kol> u yaşat- miş oluruz. Kadircan KAFLI Hicri | 1950 Ağustos | İmsak 104 ra Güneş € 00 .. Öğle 1820 5 00 ’ İkindt — 1718 * 58 Akşam 2019 1300 | İ Satan 92 05 146 İktisad müdürlüğü mürakabe kadrosunu dar buluyor Bejediye İktisat İşleri Müdürlü. ü murakıp kadrosunun - darlığını ileri sürerek murakabenin tesirsiz hale geldiğini Valiye bildirmiştir. Vali ise verdiği cevapta mevcut kad ronun ihtiyaca yeter olduğunda is- ve her murakıbın günlük kontrol listesini İktisat Müdürün. den istemiştir. Yeni bütçede kadronun genişle - tilmesi cihetine gidilecektir. Bir haftalık ithalât Son bir hafta içinde limaı ecnebi bandıralı 19 vapar gelin Bıdakl çeşitli malları getirmi 223 ton kimyevi madde, 233 zirast Aleti, 156 ton tel, 193 mento, 225 ton saç, 23 ton 120 ton borü, 141 ton çinko levl, 12 ton kazma ve kürek, 615 ton ku naviçe ve Jöt, 305 ton — kopra, ton cenber, 30 ton kakao, 40 talk, 25 ton tuzlu deri, 22 ton boy 1104 ton dökme kazan, 86 ton mir ve çelik. İşçilerin Çalışma Bakanlığış İşçilerin teda sine hasredilmek Üzere, İsta da $00 yataklı bir hastahane için tetkikler yapmakta ve bir arsa aramaktadır. Ayrıca veremli işçileri » tedavlsi için de Yakacıktaki huse #anatoryum satın alınacaktır. — — (KISA HABERLER ) diye temizlik İşleri müdü- a'ya bir ay İzin k İşleri müdürü- nün değiştirildiğine dair haberler yalanlanmıştır. * Erki Lübnan Sandi Mocella ile Hariciye Salt — Salem — şehrimize lerdir. Lübnanlı diplomatlı tedavisi Başbakanı M. Nazır gelmiz buna san'atkârlık denilmez, «Sel- guk saltanatı» denllir. A mize gezmek iİçin geldiklerini söye lemişlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: