2 Şubat 1935 Tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 6

2 Şubat 1935 tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| ütfedersiniz. “Selânik,,te Bu! ar komitecile- rine karşı ngı_sıl çalıştık? , te iskele komiseri bizden şüphelen- mişti, manalı manalı sualler soruyordu... —43 — küçükler görünce der- edle #e vereyim, Fakat seni vermem. Dedi. Bu adamın pek sert ve söylediği sörden dönmez olduğunu bu hareketi çok Boşu Daha ögünden bu ço- arlak. olacağı için kendisin. de büyük bir istidad ve Takibata bir ay kadar sonra — Bu taklb işlinde fazlaca yo- ruldun, Sana n gün izin vum, İetirahat et, asabını dinlen- dir. Dedi, Bunün Üzerine odadan Bihayat verildi. Bir'de birar efet | çıktam. Bu a gün izim Salleik #labildik fikrinden vezgeçmekl gim için ber * olnceki, Bulgar komitecileriyle Ürkeç gün karyı kârğıyiti — V sssça Beliniğe'saklim çi Bipini Bu sıralarda Selksik polis mü- düch Bay. Muratan aldığım bir Mektupta. beni arkadaşımla be- Taber Selâniğe davet ediyor. Bir istida ile Bay Edibe müracant ct- mekliğimi yazıyordu. Ben derhal bir sutta balunmasını polir müdiriyeti amümiyesi kısını Nihada rica ettim, Bu ricamı bir kap defa tekid ettikten keterek arı marini İsmall birlikte hareket ettik. Hareketimizdem evvel Bay Murat. — Bu letide venin mi? dan aldığım mektupta, memür ol- — Eret efendim benimdir. — Ne için buradan gitmek t ? — Biraz'da Selünikte çalışmak “ketiyorum. ' Bay Murad büradan “gider. iken geni bana çalışkan ve ciddi bir memur diye tarsiye etmişti. Ben de seni tecrübe ettim, Ve hizmetini takdir ettim, Beade Bay Murada Selânikte bir. Iki memar #arsiye etmiştim. Ben burada bu dağumuzu / söylemeyerek, - tüccar katibi slatiyle Selâniğe gelmemizi lkelede komiser Adil lzminde bir zat bizi uzun uzatıya İsticyab etti. Ne için geldiğimizi ve bura 'ne kadar kalacağımızı; tütün tüccarı Bay İsme birimin kâtibi. müddet Selânikte kaldıktan son- telin birinde kalacağımızı söyle- dik, Daba - biz Selâr evvel Bay Blurad isimlerimizi geç kerelerizi / değiştirmeğe de imkân yoktu. Bu aabeble iskele polis ko- alırım. Ne o İstifade edebilir, no, de ben. Çünkü Selânikten getire geğim memurlar orada çok müfid olabilir. Buraya gelince urun müd dek mahiti ve insanlarınını tanı- mak İkzım geldiği için bir falde olamaz. Bu / söylediklerim — aizin için de varittir. Sir de © mubiti öğreninceye kadar bir yey yapa. maztnız. Bunun İçin oraya git mek doğru olamaz. Eğer terfin için gitmek İstiyorsan burada lik terfi edecek venein. Seni göndermem 1 — Benim orada “akrabalarım a var. Allem. Selâniklidir. Bana Komiserin başka yı mız kayatla iktifa ettiği Abukadar Ouzüm sünller üskeleden ayrildiktan sonma arka: daşıma hitaben — Arizim bu komiser bizden güphelendi. Belki bizi/ taki recektir. Bu kak hareket edelim. Çönkü - Bay Murad bize yazdığı mektupta, si. Selâniktel — Katiyen — veni” göndermem. Bunu hatırından çıkar. Burada bu Necîen fllmcılıgımız söndü? Çürük temelle kurulan bir iş sönmeğe mah- kümdur. Filmciliğimizin imü de bunu bir kere daha göstermiştir gy Seçen yilki gürüliü vııfıı- liyet ne idi, yürüyen — yıl bu #essizlik ve durgunluk nel., Nişantaşının filin - stüdyosu jisörün, aym — artistlerin mabsulleridir. — Bir — rojisörün kendisine göre bir üslübu var- dır. Bize gösterilen yerli film- rütbenine yükselen meşhur ek- | ler hep aynı elden çıktığı için mek fabrikasına bun biraz da “monoton, luğun esiri onay evvel kalmıştır. Halk her eserde he- ki umumt Faaliyetin bütün | yaL artistlerle karşılaş. safhalarını büyük bir alâka ile | mıştır. seyrederlerken - binbir. ümide | — Bugün, bütün dünyanın tap- düşüyorlardı. tığı Moris Şövalye nin bile her Çeşid çeşidi insanlar, stüdyo | hafta bir operetini seyreder- kapılarından girib çıkıyor, tistler Nişantaş sırtlarına doğ. ru akın ediyor, makineler işli. 'yor, otomobiller gelib gidiyor, her hafta sinema ilânları sü: tunlarında yeni bir filmin ha- urlanmakta olduğu halka bil. bildiriliyordu, Seyredilenler pek te gatafat. h bir şey olmamakla beraber Türk filmciliğinin çalışmakta bulunduğunu göstermek itiba- rile hep hoşumuza gidiyordu. Her ağızda da ümidin naka- #ek filmlerinin hasılatının gitgi- de düşeceği muhakkaktır. Bir Rouben Mamulyan nın kıymeti, bize her hafta film vermesinde deği filmlerini aylare 'a çıkarmasındadır. Elimizde ne Şöyalye gibi bir yıldızmız, ne de Mamdilyan'ın veya Sesil B. Dömilin kudre- tinin yüzde beşine sahib bir rümüz vardır. Bu noksa bir de monotonluk- ilâve ince Filmciliğimiz inkıraza Yüz tutmuştu İlk hatalardan birisi de 'naryo: intihabındaki isabetsizli. — Eh. artık bizde de film KDü doğerarl. ğimiz olmuştur. Avrupa taklidi — B film. pek iyi değildi | ePeretler yapmak / Avrupa fi> anma sbete dleride Ha | ümlerindeki mühteşem - salon- dekorlarımızı benzetme” e çalışmak, bir ükmekteb ta Tebesinin bir Üniversite profe- iyilerini de yaparız artıkl.. — İşi kötü Film yapmağa başladık yan Ötesi selâmettiri.. | sral Felefo müsabalcasına gir. Bütünn bunlara rağmen, fi- | “mesi kadar gülünçtür. — * Hmcliğin Be Üğgek olduğunu | — Pincileriniz, deker ve " ipekilmi in tuttağu | küs 'yarışına — girişmişlerdir. v Prer “Tabiat, i ihmal - etmişlerdir. Ççıkmaz. bir yol Aysel,'den başka hiç bir çse: çeğini düşüni rimiz sinemacılığın güzel “ta- di bikdiğine yi yürüyen, yalıız ae Tet ten e zenginlikler ala- ler hakkında bedbin döşünce | hiye Salm bamanlalmma M ler besliyenlerin hiçte yanık | yaç'bissedemiyecek kadar ta madığını hâç son “Leblebi t gösterdi. En bil güzelliklerle doludur. Bu, lorcu geren | DU gözeliklerle /doludür. - Bu, bir rejisör için bir atüdyo de- Himciliğin, gö gel sesi a. | recesimde değerlidir. Tüekiye ÜrTEL LA z K | geee iebir. Türiye eser bile görmedik. Ortaya | pılacak yerli hayatı gösterir konuları bir “Aysel,, — rivayet. filmler, her halde Avrupa t: lere doğrudan doğruya | lidi operetlerden çok fazla bir rejisörün şahsi fedakârlık- ulıbıhpr&. ha larıyla vücud bulmuştur!... Avrupadan bir rejisör veya Şunu samimiyetle itiraf et- İ bir Yeüpersisör ç gelirimek melidir ki filimciliğin doğmasile | fedakârlığında — bulunamıyan sönmesi veya sönmüş gibi gö- | filmcik memleket Tünmesi, “sainiyet, in değil, | bulunaa sinema elemanlarımı: “yanlış yol tutma, min pek ta- | zin hepsinden de istifade elmek İpekfilmin | yolunu bulamamışlardır. Garib sahipleri ıldır. film işlerile uğraşmalarına rağmen, icab eden tedbirleri almamışlar, ve müfrit bir ilet “nefse İdiğimizden şaşmayız!.. bazı tesirlere kapılarak tuhaf Diye diye yürümüş, gitmiş- barekeilerle / kendi iyerinin YÖNŞ Ka Pu RAlr le sürüklenmesine sel osalar ve el ele v olmuşlardır. ılupı:hhı iyi Belki Fahir İpekçi ve arka- daşları büyük bir hüsnüniyetle bu. işe sarılmışlardı. " Yalnız Yüntüülişlürder d ”e beş Şel fiyatrosu artistini bir. araya toplamak bir filmciliği yaşat- mağa kâfi gelemez. Filmin ya- gaması her şeyden evvel işde varlıkları gerek “mütehassıs, Jarn bir araya toplamakla müm İstişarenin verdiği mahsul, ferdi düşünceden elvette dal LA Film şirketimiz bir taraflan * mütehsasir . yetiştirmeği de Aöünmemiştir. Avrupaya'pek irkaç “etajyer, "göndere bilirdi v Asrupanın en böyük şirket- deri. bile, bir işi, çok ustade giza yalbır 'bir S” barakacakk adat çesaret . göslerememiş: derdir. Henüz bir çocuk oln İpek flm bu. mütehasmaları bir araya toplamamıştır. Mey- dana çıkardığı eserler hep ay- ——— S İKTİSAD İŞLERİ — İhraç maddelerimiz Almanya piyasalarında umumi va; dif ihraç maddel kısmının umuml vaziyetleride gudur; Koçi kılı Keçi ıi üzerinden aranıra işler yapılmaktadır. Rapor haf tast içinde cif Hambarg kilosu 730 Fransız franki- fiatına 5.000 kiloluk- bir parti satıl. miş ve ithalât müsaadesi va: sıtamızla alınmıştır. Keçi kılı üüzerisden muamelelerin devam edebileceği şüphesil gibidir. Famuk Pamuk fiatlarının Türkiyede biraz daha çıkması üzerine alâ- kadar Alman kontrol daireside 100 kilo başına sif Hamburg veya Bremen 117 Marka mü- #aade vermişlir. İzmir pamuğu ülkemizden 12 tenmektedir. Bu itibarla rapor haftası içinde söylemeğe değer işler yapılamamıştır. 'daha kuvvetleştiği Aynı zamanda fiatlarda yük- selmişlerdir. Rapor. haftası içinde —ülkemizden 100 başına sif Hamburg aşağıdaki Fiatlar teklif yapılmıştır. Kastomsnu 1 ;; 20, T1 540 S0, 11 50 360 Fransız frankı 100 Kilo 360 Framsız fran- kı Üzerinden 15.000 kilotuk bir parti satılmış, müsaadesi vasıtamızla alınmıştır. Palamut Son hafta içinde 15000 ki- loluk bir parti Türk malı 5550 et değerle satılmıştır. Balmumu iyasanın biraz - zayıl ve mühim bir Türk evi tarı fından sif Hamburg. kilo ba- sma 8,30 Fransız (rankı üze- Tinden teklif yapıldığı bildiri liyor. Rapor haftası içinde bü- yükça işler yapılamamıştır. Zeytinsağı olarak — dağrudı 'ürkiyeden Almanyay zeytinyağı lara geçildiş Gerçekten / Hamburglu bir ithalât evi bu hafta içinde it- ni yazmıştık. vasılamızla ıdaki Türk mıştır. 20000 kilo 100 kilosu sif Hamburg Gİ mark, 30.000 ki. 1o 100 kilosu sif Hamburg 61 reti hiç göstermemesi gerekti. Bari bu işlerle bundan sonra uğraşacak olanlar biraz daha temkinli davransalarl... Vedad Ürfi mark, 10.000 kilo 100 içilosb Hamburg 72 mark. inyağı Üzerinde daba bir çok işler yapılacağı umud edilmektedir. Buğday Bu hafta/ başında iyi sert buğday nevilerinden 100 kilo başına sif Hamburg, 6,50-6,60 Hlerin fiatla muhtelif. partiler Satılmıştır. Son zamanlar da Almanya'ya — Arjantin'den de sert buğday teklif ediliği haher veriliyor. Çavdar Türk — çavdarlarına — alâka yoktur. Yulat Yulaflarımıza ahici v Ancak iyi nevi mal istenmek- tedir. “Mal falepleri, sütunu- muzdaki — alâkadarlara - teklif yapılması tavsiye olunur. Küşne Küşnelerimize dahi alâka ve alıcı vardır. Taliplere teklif yapılması tavsiye olunur. Darı Alâka varsa da kolayca it- hal müsaadesi ahınamamaktadır. Çünkü alâkadar Alman kon- trol dairesi Türk - tecirlerince istenen fiatları fazla bulmak- tadır. Haşhaş Alâka vardır. Beyaz haşhaş- lar 100 kilo başına sif Ham- burg 135 -140 Fransız frankı değer biçilmektedir. Kuşyemi Bu mahsulümüze dahi alâka vardır. Fiat 100 kilo başına sif Hamburg 137-140 Fraa- sız frankıdır. Susam Tonu 16-16,5 - İngiliz: lirası fintla — satılabilecektir. —Ahcı yardır. Arpa Arpalarımıza ahcı — vardır. Fiat 100 kilo başına sif Ham burg 49-50 Fransız Franki, Pamuk tohum küsbesi 100 Kilo başına sif. Ham- burg 96 42 lik 46 — Fransiz Frankı, 2 48 lik 52 Fransız Frankı, Keçi boynuzu Fiat ton başına sif Hamburg 75 B0 Mark. Kepek Alâka ve alıcı vardır. Kİf vardır. Hardal tohumu 100 kilosu f Hamburg 260 Fransız fran- kı fintla 10.000 kiloluk bir parti Türk hardal tohumu mu- amele görmüş ve ithalât mü- gaadesi vasıtamızla alınmıştır Tek- “Kagliostro,, nun intikamı “Arsen Lüpen, in yeni maceraları Maharriri: Moris Löblân Mütercimi: A. Vasfi —— — Evet, böyle bir takam ip uç- darı elde ettik. Fakat bu Ip uçlar ve siksk hem isimlerini hem de İkametgühlarını değiştirdikleri an- İaşılıyor. - Ondan dölayı - izlerini le geçirmek kabll olmuyor. — Ya bizim genç mimar ne yapıyor, onun laki tahki- Kat ne merkerde? — (Fellsiyen Şarl) ? O'da veriyor ? cevab vermiyor. Ma- alan bütün smak Jare kati bir. (üküt ile mukabele ediyor. — Bugünkü vukünt bakkır bu süretle ve bu kadar tanıyorum. — Müsyü (Darnek — siz de üt Ertesi gün (Raul) (Klematij köşküne Matmazel (Rolandi 1 i- görete gütti, Genç kir. bahçede oturmuş dikiş dikiyordu. Biraz Dediğim zaman da “benim izah edecek bir şeyim yoktur. Hindise haki Çünkü bana karşi yapılan İ adati ben toptan cevabir yaptığı közkte - oturürken - kendi. mektub gelmiyormuş. — Evet, sordüm, biç mektub almıyormuş Zatan kim olduğunu, mazisi e ben de bilmiyorum. Ben e- müğ, gözlerinln etrafi morarmış, bitab bir hale düşmüştü. (Rasi) çok oturmadı. Genç kaz çok değişmiş gibi. görünüyordu. Bakiden (Raul) a karşı çok sami miyet — göstererek onde yardun istediği halde şimdi çok (Raul) un. sordağu t İstemiyerek cevab keza göyet süküti dirini çok muztarib etmekte oldu. gunu da ilâve eti Bu süretle (Raol) hangi tara- ayal / güçlüklerle ke Taşmakta idi. Zabıtanın vesmi tab. kikatı hiçbir. netice vermemekte Herkek büyük bir. ketumiyet gösteriyordu. (Felisiyon Şari) ile (Fontin)la kim olduklarını öğrer ikân yök. tu. Madmazel (Roland) Ile Jerum) da birdenbire sökütü olmuşlardı. Herkes sirrini saklıyor, bildiğini söylemiyor, sanki el birliğile ha. kikatin tezahür etmesine mani ol mak İstiyordu. (Raul) va artık birtek ümidi kal- mişti ki e ümidden bir faide olub olmuyacağımı gelecek perşembeye anlıyacak Idi Filhakika o gün mabud (To- aai in gel bu eği gün di Fakat bir rol oynamış cak mm idi? (T0i ve kumarda paralı bir İ mak hirsile karşınındakinin - kim olduğunu düşünmeğe lüzam gör. memişti. Fakat bu İngiliz n gerlerin. bir tuzak Pekali allna getrebilir perşembe gücü gelmiyeceği hakkaktı. O balde (Raul)un/ çeke Devamı var

Bu sayıdan diğer sayfalar: