27 Ekim 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

27 Ekim 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

v Haftanın içinden B T RRIU" arih kadar eski politikada, politika kadar eski bir tâbir göze çarpar: “Etraf”, Tâbirin hu—ıu—,h ti, bir Kuvvetli Adam tarahndun idare odjlen cemiyette işler iyi gitmemeye başi maz, sanki tabiat kanunuy- muş gibi derhal ortay: n © ıknıasıdır. Gerçi böyle haller- de başka bir tabiat kanunu daha hükmünü yürütür; Kuvvetli Adanı tenkitler karşısında gittikçe hırçınla- şır ve hırçınlığını en siddetli yollardan göstermeye ko- yul suretle mu'ı)_u—n zamanlarda üçlü bir zincir siyaset sah.mmdxı boy terir: lxı gitmiyen işler- etll Aılam- Etr: fenalıkların sobebidır Kuvvetli flar onda mevcu . O basiretlidir.. Onun altın gibi blr kalbi v.ırdır. o faziletlldir o hl niyetlerle doludur. O çalış- kandır. adamlığı meziyetleri öylesine yük- cc gündüz dövi ünürler. Pakat “Etra “Etraf”, Kuv amı avucunun lçlne almıştır. ve onu realitelerden uzaklaşlırarak bir fildişi kule içine hapsetmiştir. ruyu söylemek 1lâzım gelirse, bu düşüncede akikat payı yok değildir. Tarihin her devresin- berbat bir “Etraf” tarafından su- rılmak istenimiştir. Bir çoğu sarılmıştır da.. En iyi nl- yetlerle işhaşına gelenlerin “Etraf” a uymaları yüzün- den ebedi bir kara damga yiyerek milletlerinin, hatta kudrelerine göre bütün insanlığın lılnetine uğ'radıkla- rı görülmüştür. A.ıı(':ık “Etra mamak- amakta bi tıın iyi niyetli ikazlara. rağmen İ- rın hakikatte birer Büyük A- dam olmaları r fedilen vasıfların ellerinde tuttukları para kesesi ve so- payla alâkalı bulunması daha muhtemeldir. Bir cemi- rmış bir kimsenin bazı görmemezlikten gelmek' doğru bir teşhlsl kolmla.ştır— maz. VFakat işlerin ivyi gltmeme—lııdı— ki ı suliyetin doğrudan doğruya Kuvvetli Adama ait oldu- falar ortaya çıktıktnn ve idarenin onun şahsiyetinin (hmı:ııuını t'ıuıdıüı nnlasıldıktan sonra . Bt mak korkunun de- gilse, mutlak*ı ı'n!le(ln netlcenldlr I.aten Tarlh şahlt- “tir ki böyle hallerde “Etraf”ın deulşmeshle işler bir tek defa bile düzelmemistir ve esas yaraya parmak basılmadıkca huzurv.uıluk dağıtıln.maınıştır Yaraya parmak basmayı mümkün kılan medeni cesareti hangi ı—emlvet erken gbüterebllınlşse o cemiyette yolundan çıkmış Kuvvetli Adamın tahribatı aynı nisbette az ol- mMmustur. Bir defa, Kuvvetli Adamın kendi “Etraf”ını bizzat seçtiği hakikatini saklamak mümkün değildir. Bir ya- bancı atasözünlin ifade ettlğl gibi “Bir birine benzeyen- ler bir araya gelirl. Jandığı kimseleri bulun landığı kimse ise bu bir beşeri kaldedir, bizzat kendisi- dir. Eğer dikkat edilirse görülür ki, ayrı a_ı rı tipte de 0l- ziyetleri hariç. bir kötü kopyası haline gelirler. Ha- rem dalavereleri “Etraf”'ın mensuplarını bir med ve cezir hareketlne mbı tutar. Devamlı olarak gözden dü- şenler ve göze girenler bulunur. renlerin, “Et- raf”a katılır katılmaı fiklı'lorlnde yüzseksen derecelik dönüşler yapmaları bir keramet değil, olsa olsa, haki- in nerede bulunduğunun bir ışaretıdjr. Aynı şe- kilde, gözden duşenl rin de, an özdı üştü seriya İlberul- flklrlı—rîn şampiyonluğuna ları üzerlııde dikkatle durulacak bir husustur. “Etraf.. Etraf.. Etraf” diyorsunuz. “Etraf” değlşiyor; bakıyorsunuz, yeni “Etraf” en kısa zamanda eskisinin eşi haline gelmis. Bunun, insanı düşündürecek bir tara- fi olmak gi n meıl)e erle dolu bir Kuvvetli Adamınr daimi surette kötü “Etraf”ın tesirinden kur- tulamaması ı ına bir tenakuz teşkil eder. Bu nasıl Kuvvetli Adamdır ki, bu nasıl basiretli lider ki herkesin gördüğünü görmemekte. zararlı yı 5 süratle ilerlemekte, arabayı — ucuruniların kenarında doluştırmaktadır.? Nihayet kendi “Etraf'ını seçmek herkes endi kuüdreti dahilindedir ve mütemadiyen aldatılan blr Kuvvetli Adamın devlet adamlığı vasıf- barı son derece şüphe ile karsılanmnlıdı raf etmek lâzımdır ki “Etraf” muayyen cemi- yetlerde hakikaten bir mesele olmuştur. Bu cemiyetler, modern zamanların eşiğine kadar, kudretin hükümlar- lara Allah tarafından verildiğin- inanan cemiyetierdir. Hobbea'ın L&viathan'ında İslerin iyi gitmesini sağlama- nın tek yolu “Etraf”ı Ivi kinıselerden kurmaktır. Zira mutlnkl)et ile idare odilen ve hükündarın kudretini Allah aldığına İinanılan cemiyetlerde Kux vetli Adamı dağlştlrmek ne düşüniüllebilir, ne de mkün- dür. Anıa basına secilmek suretivle gelen Kunetll Adamların idarelerindeki aksaklıkları sadece “Etraf”a yüklemeye kalkışmak bir efsanedir. Devlet adamlarının tümenl- vetişmediği doğrudur. Sivrilmiş, yüksi lmlş bir devlet adamını derhal har- camak elbette ki miyetlerin hayrına sayılamaz. Kuu.etlı Ad.ımm kdtü blr “Etraf"la sarıldığını hisse- denler, buna samimiyetle İnananlar evv ” felerini yapmakla mukelleftirler. Hatta bi iki tecrübe.. Yeni yetişen cemiyetle- bu fedakârlığa da katlanabilirler. Reddedilecek olar kurnaz bir Kuvvetli damın mütemadi > Oovununa gelmeye razı ol- mak, derdin hakiki kınmığ'ını hep bilmez görünmek, Aman kızmasın” endişesini yüreğe hâkim kılmaktı tutmak değildir. yolu Mşkel dikmektir. Yoksa kredi açmak, kredi aç- mak... Hem de niçin? Bizzat kendisinin değişmesi dal- ma -hukuken- mümkün Kuvvetli Adamın lütfen meş- hur “Ftrıf ını değiştirmesi için! “arzediniz ki “Etraf” bir efsane değil, gerçektir. Ne olı('a.k? Blı- d(—mokraılde llder kötü “Etraf” sahibi olmak hakkına asla m ir ve qadece bu hata bile onu volı.'ıı etmek lcln sebı—ıılerln en İyis Nerede e00 —— ee S salar, “Etraf”a dahil olan hemen herkes çok geçen aldı, ortada bir de aammüd mew cut ' | bir kalıp içinde yuğurulurlur ve Kuvvetli Adamın, mo— olursa... ” | J v * M dönüş olmadığını anlatmak icin Ce- tutmadığı görülmemişti. Halen, tutulmalıydı. * beli Tarık Boğazında gemilerini ya- mede veya Mehmede karşı değil. mil- Başbakan Menderes, meselenin bu şekilde vaz'edilmesini bulmu- yordu. Ona göre, adaylığı geri almanın şeref ve itibarla bir alâkası yoktu. A Menderes bu hususta Yırcalıya temi- İ nat verdi. Yanlış tefsirleri ortaya ken- İ kan Tarık ri — lete alenen venlmiş bir söz vardı. Ge- dönme vakti gecmlştı Yırcalı, aday- — riye dönmek imkânsızdı, Yırcalı “ge- hk kararını halk efkârına açıklamış- — ri dönüş”ün seref ve itibar kırıcı bir tı. Herkes biliyordu ki Yırcalı sözüy- — hâdise olduğunu düşlinenlerdendi. Şe- le kendini başlı sayan insanlardandı. — ref ve itibar da, sevilen ve sayılan bir kadaşın bette Üstün Hususi hayatında birine söz verip te ar hatırından disini koyarak bizzat önliyeceğini söy- 4ABİS. 27 ERİM 1959 5 j | , ha & B S > K ğ y | ! | l ı -;

Bu sayıdan diğer sayfalar: