11 Kasım 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

11 Kasım 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ olduğunu görüyorlardı. Ataman ile aşbakanın arasının son günlerde iyi o'.mudım ve Mendereıin Koordinasyon üğÜü söy- lemnekteydı Muhakkak olan şey var- a kabine toplanulannda en fazla sı- k.ııtmla.n Bakan dan Menderes kabinelerl- nin hemen hepsinde, az veya çok yer alan ve arularmm pek iyi olmadığı bi- linen iki Bakanın -Diş nı Zorlu ve Malı)e Bakanı Po!ntkan- son derece samimi oldukları göze carptı. Zorlu ve Polatkan toplantılara girer- ke çıkarken birbirlerini muhab- betle selâmlıyor ve karşılıklı nükte- lerle samimiyetlerini ortaya koyuyor- lardı c & Mavi Boncsuk... Kabinenın ardı ardına yaptığı top- lJantılar sürüp giderken, İstanbul gazetclerinden bazı Bakan bekliyen boş koltukl yinler yapılacağı haberleri ortaya a- ıkldı. Bu arada Sarolun, Ağaoğlunun kabineye yeniden alınacakları ifade edildi. Gerçi mavi boncuklar dağıtıl- mişti. — içinde bir cok millet.vekılme Böyle bir değışlklığin bütce müza- kerelennden sonra Sİy: si kap- lyacak tatlı rehavet ıclnde yapılması beklenebilir. O zaman emi Ergin gibi bir yıldır bek!etııon isimlerin ka- bine listcsmd mümkümn- leri gelenlerinin partiyi tek elden 1dare etmeleri zihniyeti de- vam etmektedir. Bunun en bariz misa- sonbahar fırtınasında Parti ileri ge- lenlerine bağlıhğmı lâyıkiyle ispat et- miş ve istemnile termiştir. Menderes Hüsnü Yaman kadar ideal D. P. lilerden müteşekkil bir grup istemektedir. Bir D. P. H doğuyor... G eçen yüzyılın sonlarında, İzmirin politika ve fikir adamı olarak tanınmıs “ahsiyetlerinden Hasan Tah- sin Efendi, siyasi tutumu dolayısiyle, © zamanki İzmir Valisi Kâmil Paşa tarafından Gördes'de ıkamete mec- bur edilmişti. Gördes'd ranın nınmış ailelerden bırının kızı Atîye Hanımla evlendi, ve bu evlilikten, Mamnisa'nın o kitçük ilçesinde, 1888 yı- hnda. Hüsnü Yaman doğdu. Hüsnt, iptıdai ve rüşdiye tahsillerini Gördes- de bitirdikten Ssonra, 12 yaşında İs- tanbula gidip Vefa İdadisine girdi. babasını kaybetmesi o sıra- ya rastlar. Vefa İdadisini bitirdikten sonra Ntektebi Mmkîyeye giren Hüs- 1913'de Mülkiyeden mezun oldu. Mektebi Mülkiye bğ'roncıhğı yıl- larında, sıyasctle olduğu kadar edebi- yatla da ilgili idi. Rebab aki mecmuası —l hayvatında kal- mıştır. Türk Ocaklarının kuruluşuna hizmet etmiştir. Genç Hüsnü bu sıra- da bir yandan da İttihat ve Terakki " AKİS, 11 KASİM 1959 , de calışarak siyaset hayatında ilk tec- rübelerini kazanıyordu. İttihat ve 'Terakki ileri gelenlerinden Matımul Celâl beyle (Celâl Bayar) bu sirsda başlayan tanış:klı za a yakın bir dost! uk haline zelecek ve Bayarin Başbaka' , Demokrat Parti Genel Başkanhğı. nihayet Cumhurbaşkan'ı- ı sırasında, Yamana önemli vazifeler verilmesinde rol oynayacak- üsnü Yamanın Mülkiveyi bitir- dikten sonra ilk vazifesi, İstanbul Vi- lâyetinde maiyet memurluğu oldu. sonra İstanbul Defterdarlığında ken- disine muhtelif vazifcler verildi. Nü- mune mektebleri acılınca öğretim ha- yatına atıldı. kendisine bu mektepler- de müdürlük ve tarih coğrafya öğret- menliği verildi. Kurtuluş Savaşı bo- yunca ve 1929 yılına kadar bu işde ka- lan sn 1929'dan 1934'e kadar Yüksek İktisat ve Ticaret Oku- lu Müdürlüğünü vaptı. Ayni zaman- da ticaret ve sanayi tarihi okuttu. 1934 yılında, Celâl Bayarın İktisat Bakanlığı sırasında, Ankaraya çağırı- larak bu Bakanlığın Tarifeler Daire- si Müdürlüğüne Zgetirildi, 1938 yılın- da, Celâl Bayar Başbakan, Hüsnü Ya- man da Orman Gcnel Müdürü olmuş- tu. Hüsnü Yam 8 ay süren Or- man Genel Mudurıu;zu İnönü Cum- olduktan ve kabine de- bir anlaşmazlık Üzerine istifa etmesiy- le sona ermiştir. C. H. P. yılları... I üÜsnü Yaman, Cumhuriyet Halk Partisine kumluşu sırasında gİr- miş uzun yıllar P. İstanbul İl Kurulu üyehğinde bulumnuştu 938 de C. H. milletvekili olarak Büvuk Mı let Meeclisine girdi. Fakat bir sonraki seçimde, İsmet İnönü, Hüsnü Yamanın adımı, aday listesinden sildi. YUKTTA OLUP BİTENLER nun Üzerine Hüsnü menmntleketine dönerek cifu:lhğo bış— ladı. Siyasetle ilişiğin! kesmiş görü: nÜyordu. Fakat 1945'de, Demokrat Parti- nin kuruluşuna yakın günlerde, Çeş— mede dinlenmeğe giden Sayın Ce Bayar, Hüsnü Yamanı ilk defa yanına cağırarak kendisivle görüştü. Kurma- yı tasarladığı parti hakkında kendi fikirlerini anlattı, Yamanın fikrini al- dı. Belli ki sayın Celâl Bayar, tasav- vurundaki partide, yakından tanıdığı Hüsnü Yaman gibi kimselere ihtiyaç duyulacağını daha o zamandan gör- müştü. Nitekim, Demokrat Partinin kuruluşundan hemen sonra, Üsnü Yamana, partinin teşkilâtını kurma vazifesi verildi. Hüsnü Yamanın Sıtkı Yırcalı ile tanışması bu sıraya rastlar. Yırc, yı Demokrat Partiye girmeğe teşvik edenlerin başında Hüsnü Yaman ge- liyordu. Yıllar sonra, talih, ayni Hüsnü Yamanı, Demokrat Parti icinde mev- kıini ve haddini bildirmek “Üzere Sıt- kı Yırcalının karşısına çıkaracaktı.. Fakat iki politikacı arasında catışma, Demokrat Partinin muhalefet Yyıllarında başladı. Demokrat Partinin muhalefet yıl- larında ol:.un iktidar yıllarında olsun, Hü: Partin.n işleriyle ilgi- H çalış malarmdan iç bünyesiyle İgili işlerinde vazife verllmiştir. Teskilât işlerinde, hizip meselele- rinde kendisinden faydalanıldığı gibi, davranışları beğemımeye'n parti ileri gelenlerı hakkını ikat yaptır- por hazı ı.m ak gerekince da ilk ukla gelen isımlerden biri Hüsntül Yam ndır. de Partinin iki müfettiğlilri kuruldu İstanbul ve havalisini kap- sayan Birinci Müfettişlik mevkım de izim sevimli Yalman Mendere- sin dostu olduğunu hep söyler 1 en Ziyade şiddetle yer- di dahi Genel B:ışkanı göklere çıkarır ya... ls tad gecen- lerde Ankarada gi nabız wok- ladı, D. P. de İy lHk nlâmetlerl keş fetti ve meşhur 121'lerin “endem— sin devlet adamı vasıflarırn takdir ci llklı—rlni -kendi ovı:ulorlnl de destekliyerek- uzun uzun an- lattı. İşte, ıslahatçı ve Menderes hay> ranı bir Demiokrata atfen Mende- res hayranı Yalman “Adnan bey”i anlatıyar. “Adnan bey, «“ık sık bir defli, üç öfke fırtınasından goclyor. Birincisi baberi verene karşı “Ah, Neredesiniz Akıllı Düşmanlar ! ', kendisine verilen bir taraflı haberlerin tesiri altında filâna vi şı duyduüğyü hiddettir. lkıucl—ı h.ıherln doğru olmadığı belli olunw, yanlış edir. Üçüncüsü de, ihbara ve hnLııız bir öfkeye kapıldığı için kemlı kenıllue karşı duyduğu üzüntüdür. l

Bu sayıdan diğer sayfalar: