28 Ocak 1930 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

28 Ocak 1930 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tarihi roman tefrikamız: BİZANSIN SON GÜNLERİ İKİNCİ KISIM Istanbulu nasıl fethettik? Yazan: iskender Fahreddin Geceleri sabahlara kadar lâğamlar kazılıyor, dehlizler açılıyordu. Bir akşam, yer altında, iki taraf karşılaştı, Rumlar tehlikeyi görünce lâğamları tutuşturdular! Yer altında ölüm tehlikesi geçiren binlerce amele kolaylıkle kaç- mıştı. Dehlizler yıkılınca surun mühim bir kısmı çöktü ve... Muhasaranın üçüncü günü İpodromda yapılan ihtilâlci Priamos da iştirak etmişti. taraftan orduya ait — istil işlerile meşgul olurken, diger taraftan da surlara karşı siperler yaptırıyordı Bu siperlere “ toprak sürmek , derlerdi. — Siperler — ilerledikce, içlerinde - çalışanlar, şaranpüller dikerek — kendilerini — muhafaza ediyorlardı. Padişah hücum- noktalarını ta- mamen tespit etmişti. Bu noktaların her birine karşı ondört batarya kuruldu. Bizanslıları - korkutan — meşhur büyük top ta bu bataryalar ara- ada ( Harsiyas Portas ) önünde li Bataryaların mevzileri tahkim edildikten sonra lağamlar yapılmaya başladı. Yer altında mütaaddit dehlizler vücuda getirilmişti. Hariçten bücum başladığı za- man, şehre bu dehlizlerden giril- mesi takarrür etmişti. Yer altındaki askerler geceli gündüzlü toprak kazmakla meş- gul oluyorlardı. Rumlar Bizansın bir büyük kaya üzerine kurulduğunu bildikleri bu Olağamlardan biç korkmiyor. Kostantin ve kumandanları yal- nız surlara ehemmiyet veriyorlar ve surlardaki müdafaa noktala- rında sebat edecek — olurlarsa, türklerin - mazide olduğu gibi- tekrar dönüp gidecekleri kana- atındaydı. Bu esnada Bizansta, Lögran isminde bir adam, Türkler in yer altından lağam kazarak, sur i: kametinde ilerilemeğe başladığını baber almış ve İmparatora mura- enatle mükabil lağam yapmak için müsade istemisti. İmperator, - Lögran'n — teklifini kabul etti ve sur dahilinde der- hal mukabil lağamlar yapılmaya başlandı. ögran'ın kazdığı lağamda dört çalışıyore ,Bir gece yer altında çok garip bir badise oldu. Lögran Türklerin kazdığı Jlağam — istikametinden ilerliyordu. yer altında karşılaşmıştı! Türklerin kazdıkları lağamların içinde binden fazla amele çalıçı- yordu. —Rumlar derhal - dehlizi ateşe verdiler. Maksatiarı hem türklerin bu dehlizden ilerileme- #ine mani olmak, hem de İnöam- t yarışlarına ların içinde çalışan askerleri helâk etmekti. Ateş dehlizin içini sardı.. direkler yanıp devri- izerindeki surun bir kısmı hiş gürültülerle çökmüştü! Türkler birden, işin esasını anlayamadıkları için, surun çöken kısmına hücum etmek ve kolayca şehre girmek fırsatını kaçırmış- lardı. Surlardan düşman toplı mağa başlamıştı. Türkler telefat vermeden, çöken dehlizden birer birer geri dönerek karargâ- ha avdet ettiler. Bataryalar biraz teehhürle mu- kabele etmişlerdi. O saatte bi topla, çöken noktaya bir kaç alılmış olsaydı, muhasara uzamak- sızın türkler Bizansı zaptetmi: olacaklardı. Fakat, vakit geceydi ve büyük top günde ancak üç | gülle atabildigi için çarçabuk ihzar edilememişti. | — Bu hadiseyi Padişah Rumelihi- sarında haber alınca atına binerek sabaha karşı Romanos yetişti. alıl- portasa Akşam Hicaz kralı İbnissuudun harem hayatı tafsilâtı Suriyenin maruf / şairlerinden Adminelrihani Mekkeyi ziyaretinde İbnissuudun —misafiri olmuş ve orada kaldığı bir kaç gün içinde esrarengiz kralın hayatına nüfuz etmiştir. Şair Suriyeye seyahatında mü şahedatını neşre başlamıştır. Ami- nelrihani diyor kiz “İbni suud'un dört — nikâhlı zevcesi vardır. Yeni bir kadınla izdivaç etmek istediği zaman eskilerden birini tatlik eder. O sürette ki menkühaları hiç bir zaman dördü geçmez. Kıralın sarayında aslen hiristiyan - olan iki gözdesi vardır. Bununla Sam pazarlarında beyaz insan ticareti yapan kimseler tarafından elde edilerek İbni Suud'a satılmıştır. Güzelliklerile meşhur olan bu iki kadın iptida âdi birer odı tılar. Fakat çocukları olunca ih- tida ederek kralm — menkühası oldular. Kralın zevceleri- her biri beşer odalı ayrı evlerde oturuyorlar. İbni Suut Mekkeden ayrıldığı zaman gözdeleri kendisini takip ederler. Necit ve Hicaz hüküm- darının resmi harem daireleri y zında sarayın içinde güzel bir çok cariyeler vardı | / Ahiren Ibni Suud'un - babası Sultan Abdi 80 yaşına rağ- men beyaz esirelere karşı çok hassastır. İstanbul Mahkemei Asliye Gıncı Hukuk Dairesinden: Fatma Servet hanımın kocası Pangaltıda Harbiye caddesinde Firuz ağa apartmanında mukim Süleyman Rahmi bey aleyhine ikame olunan tescili talak dava- un 8 Mart 930 cumartesi günü at 14 de İstanbul Asliye 6 ıncı hukuk dairesinde tetkik ve rüyet edileceğinden yevmü mezkürda bizzat veya bilvekâle hazır bulun- manız ve aksi taktirde muamelei kanuniyenin icra edileceği malü- munuz olmak ve ikametgâhınızın meçhul bulunması hasebiyle ba kararı mahkeme hukuk usul mu- hakemeleri kanununa tevfikan ve tebliğ makamma kaim olmak üzere ilân olunur. irkiye eczacıları cemiyetinder 24/1/930 taribli Vakıt gazetesin- de münteşir bir beyanat münase- betile son münakaşalar hakkında idare heyeti azasından eczacı Nizameddin B. tarafından iğbirar ve ihtilâh mucip şekilde beya- natta bulunulmadığı tevzihan be- ibadi Türkiye İş Bankası alelâde heyeti olunu İki taraf bir anda, | umumiyesine davet Türkiye İş hankası meclisi idaresindan: izin karkbeşinci maaddesine tevfikan hissedaran heyeti umumiyesi 25 şubat 1930 salı günü saat onaltı Ankarada bankanın merkezi idaresinde ima edeceğinden edaranı kiramın muayyen gün ve saatta bu ictimada hazır bulunmaları rica olumuz Nizamnamei e: gerek vekâleten elli hisseye malik olan hissedaran heyyeti umumiyeye iştirak edebilir - Ancak Vekillerinde şahsan hissedar ve sahibi vey olmaları l dır. Hissedaran hamil oldukları hisse senetlerinin mikdar ve numara- larını mübeyyin bir cetveli ve mezkür nizamnamenin ellinci maddesi hükmüne tebaan bisedarandan tevkil suretile heyeti umumiyeye iştirak eyleyecek olanlar dahi mevzubahs cetvelden başka merkezi idare ve şubelerimizden alabilecekleri vekâletnameyi yevmi içtimadan bir hafta evel şubelerimize tevdi eyleyeceklerdir. Ruznamci müzake- edilecektir Türkiye İş Bankası fevkalâde hey'e! | umumiyesine davet Türkiye İş Bankası Meclisi idaresincen: 2 Haziran 1929 tarihinde inikat eden fevkalâde hey'eti umumiye- sinde Bankamız sermayesinin bir milyon İira tezyidi ile beş milyon li iblağıma karar veril idi. Kararı mezkür ipka edilerek tezyi- den ihraç edilen bir milyon liralık sermayesinin tamamı taahüt ve tedi edilmiş olduğundan bu hususta muktazi muameli tasdikiyenin ifası için hissedaran hey'eti umumiyesinin 25 Şubat 1930 salı günü saat on altı buçukta fevkalade olarak içtimaı takarrur etmiştir. Hissedarlarımızın yevmi mezkürda Bankamızın Ankarada İdarci Merkeziye binasında isbetı vücut eylemeleri luzumu ilân olunur. İhtiyatsızlık larından Refet Adil Bay, K ci ediyor; ve, Iğ— heyenanla, — .—Ah, Hidayet, ah... Ounun kadar — beyinsiz, delişmen ne fiyede oturan, İki evlât | artıyordu. Tatlhı aözlerle, *A nüa, Gd namas ve | sunu oyalıyordu. izelce SuatHanımeftodiyi, | ““Buna 'a İismen — müvaffak oluyordu. Gün geçtikçe, delikanlı, karısının lâfını ağzma almaz oldu; Bahçesinin kumlu — yolunda çatık alınla, dalgın dalgın aşağı yukarı dolaşmamağa başladı gayri...Suad'i görmekten büyük bir zevk alıyor- e, bunu, açıktan açığa da olduğunu - bilirdim. Flirtlerinden haberim vardı. düm Çikka, sadece —— cazip, öyle , kalmadi. —- Beni sevdiğini sanıyordum. Kıs- belirdi; ve bu kanıyordum. amma, kıskançlığımı ekseriya sezdirmiyordum — Buna rağmen arada sırada kavgaya tutuşurduk. Ab, onun, yarıçıplak bir halde, başka erkeklerin kol- larında döndüğünü — gördüğüm zaman ... Fakat, beni kı öper ve sustururdu. Şimdi 'tam manasile başka erkeğe sevi olduğunu düşündükçe çıldırasım geliyor... Refet Âdil Bey, heyecandan titriye titriye bütün bunları pek az, Pek resmi tanıdığı ” Suat uma, sanki kırk yıllık ahbapmış anlatıyordu. Kadmcağız, bu gitgide artan bir alâka ile dinliyordu. Aşk.. Hiyanet, haksızlık.: Roman- larda olduğu gibi...Bunları, ancak romanlarda tanımıştı.. Şimdi, ha- yattaki tatbikatını görüyordu. Refet Âdil, nihayet kendiken- dini teskin imkânını buldu. Sizi münasebetsiz bir zamanda ve uygunsuz bir tarzda rahatsız ettim. Fakat, korkunç vaziyetteyim... Ne yapabilirdim Hi Ah onü bir kı i; otomobiline bindi; uzaklaştı. Ertesi sabah bavullarla ve bir hizmetçi ile sayfiyesine gel- di; Suat Hanımefendiyi tekrar zi- yaret etti. Hali tavrı o kadar ber- battı ki, kadıncağızın yüreği sız- ladı. — Şehirde kalmadim. -diyordu- Müthiş vaziyetteyim, müthiş.. Burada| oturacağım... İcap ettikçe, işlerim için şehre ineceğim. Artık. sik sık orlardı. Refet Bey, boyuna geliyordu. Suat Hanım da, bu bedbaht adamın haline öyle acıyordu ki, onu istis- kal edemiyordu. Erkek, Hida- yetten bazı hiddetle bazı elemle bahsediyordu. Bu sözleri dinle- dikçe, bu hali gördükçe kadının azalı ü gördüğü için bahtiyardı. Evet, bunda cidden muvaffak olmuştu, Zira, Refet Âdil, bir gün, ona, kapalı kelimelerle aşktan bahsetti. Kadın da, dehşetle his- setti: seviyordu. Artık, onu görmemek , onunla görüşmemek istedi. Amma kabil değill Refet, Suad'e — lâzımdı. Refet'i yanında görmekle meçhul sevinçler duyuyordu. Suat, yeni bir hayata doğmuştu. Erkek de öyle... Evet, öyle görünüyordu. Hidayet'i tamamen unütmüş miydi?... Suad'ın aşkı onunkinin ye tutmuş mıydi? “Bir akşam, İstanbul'dan otomo. bille gelen Refet Âdil, Suad'i bahçede görünce, yanına yaklaştı. Kadın, tütrek bir sesler | — Bugün beni — biri ziyaret ettil -dedi. — Kim? — Hidayet —H£. — Zevceniz... Geldi “Erkek titredi. Sendeledi. — Hidayet mi?... — Geldi mi? -diye kekeledi. — Evet... Yaptıklarına pişmal olmuş. AF talep ediyor.. Sevdiği sizmişsiniz. Refet Âdil: K — Evde mi? Evde mi? - diye sordu. Atılmağa, koşmağa, Hidayet'e gitmeğe müheyya bir halde idi, — Suat, onu, bir jestile durdurdu. Aheste fakat sert bir sesle: — Onu seviyorsunuz. İtiraf edinl -dedi.- Ona dönmeğe alçakça razısınız. Benim adım bile hesaba katılmıyor. Sizi teselli ettim.Elemi- nizi yatıştırdım. Aşkam biçe sayıldı... Demin yalan söyledim. Hidayet' geldiği filün yok. dil Mesut olal Nakili: (Hatice Süreyya) şefkat ve merhameti büsbütün Kongraya Davet istanbul ticaret ve sanayi odasından: İstanbul ticacet ve sanayi odasının 1930 kongrası 30 Kâ. Sani Per- şenbe günü saat 15 te di vakıf hanında üçüncü katta oda meclisi salonunda akdedilecektir. 1 — Kongra ruznamei müzakeratı şunlar 1 — 1929 senesi kongra zabıt hülâs: 2 — 929 kongrasında — verilen kararlar yapılan teşebbüsler ve icraat Muamele vergisi ve teşviki sanayi primleri hakkında — odaca 4 — Başlica ihracat mallarımızın ambalâj ve istandardizasyonu 2 — Kongrada müzakere edilmek üzere erbabı ticaret ve sanayi irketler ve müesseseler, iktisadi cemiyetler tarafından raporu ihzar edilip 30/1/930 saat on ikiye kadar oda umumi kâtipliğine tevdi olunacak meselelerde kongra ruznamesine ithal edilir. 3 — Kongrada ruznameye dahil olan mevattan başka hususat hakkında müzakere ceryan edemez. ” 4 — Kongranın müddeti devamı on gündür. 5 — Odaya mukayyet ve müseccel erbabı ticaret ve Sana) şirketler ve müesseseler ve iktisadi cemiyetler işbu kongraya İt edebilecekleri ilân ve teşrifleri rica olunur. Bergama Belediyesinden: Bergama: belediyesi Zabıta memurları ile daimi amelesi için 30 takım yerli kumaştan elbise ve kasket ile 10 adet amele muşambat kapalı zarf usulile münakasaya konmuştur. Talip olanlar 5 Şubat 930 tarihine kadar kumaş ve astar nümüneleri ile tekliflerini göndermeleri ilân olunur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: