June 4, 1930 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

June 4, 1930 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© Sahife 6 Tarihi roman tefrikamız:59 m BİZANSIN SON GÜNLERİ pp Fethinden sonra... zan: İskender Fahreddin A m kalın duvarlarında derin RE ii En ilgin r kahkaha iri eldi: «Onun mdi kimin Yunus beyin vi ün uda. arın ayak seslerinden başka, ne bir ses, ne bir hareket var, Bu derin sessizlik içinde henüz e olan ve:hâlâ konuşan iki ardı: Yunus bey ile — Bak, sabah oldu, güzelim! Bana elân kati bir cevap ver- edin — Senin için sabah oldu. Fakat, benim için hâlâ gece! 5 — Güneş doğuyor.. Görmiyor musun? — Göriyorum.. Fakat, güneşi degil, ufuktaki bulutları... — Sabah oldu, İzini Sabah oldu... Beni sevindirecek bir tek kelime söylemedin... Bana merha- tl > — Zındana düşmüş bir kadın- dan merhamet dilenmek... İşte bu ;ok tahaf ve gülünç... — Ku.tulacağından değil misin ? — Bu nağmeyi üç gündür işidiyorum... Beni aldatma dl >ey!l Benimle istihza etmel. Benim felâketim karşısında gülmel — Seni kurtaraca; İzmini | — Toğan da ayni şeyi söyliyor: “ Seni ie rtaracağım | , diyor.. Fakat, felâket devam Tediye üç sisi beri taş üstünde yatı- ümitvar SY oğan seni kutaramıyacak yavrum! Seni ben kurtaracağım iç günden beri ne bekliyorsun? Senden bir tek kelime: “Peki!, de... Bir saat sonra tahliye erman ereği — Peki demek kolay, Yunus bey! Fakat, Üci sana sadık kal-r->m. Ben ilelebet lü ala| in bir şey oğk elimden gelimi EZ. Anlıyoi . Onu seviyorsun! Yalnız onun mek ist an nl 3 nu sevmek.. benim lm değil mi? ik onu sevi- i, be n, ne de başkasının.. hiç kim- senin olamam! — O "alde başka bir sevdiğin .. bunu bâri itiraf i olduğunu ben de bileyim... — İzmini" alik olmak isti- tanırsın! — Nerede o bahtiyar insaan? — Uzakta değil... — Edirnede mi? — Evet... — Sarayda mı? — Evet. — Onu Toğan tanıyor mu? — Ew için Sçadiğimı2> — Hiçte mesut değil... Dünya- nın en bedbaht insanı! e senin sevgine lâ- yık olmıyan bir mahluk... Belki, eni muhakkak Ben yalnız ve Onu — Beni isimi İzminil Kim- kalbini oçalan bu — Melün mu dedin? İşte bu hoşuma gitti... Akşamdan beri konuştuğumuz sözler arasında - Brie olarak - tek bir kelime edin: Melün... O cidden bu hitaba lâyık bir mahlüktur. bir mahlüku sen nasıl si ors? — Ne yapayım? Elimde değil... Ondan başka sevecek, kalbime hâkim olacak bir kimse bulama- dım! eni görmiyor musun? Ben ki senin için çıldırıyorum.. seni bir felâketten kurtarmak için Padişahı bin türlü yalanlarla iğfale çalışıyorum... bana hâlâ an - he başkasının O aşkın ce iperva - bahsediyorsun | na hangi erkek tahammül eder, Ki Allah aşkına söyle bana, bu bahtiyar insanın ismi nedir? — Peki.. söyliyeceğim.. fakat ona: bahtiyar ii bedbaht diye hitap edeceksin! — Pek âlâ.. senin dediğin olsun! ibi zarif ve güzel bir Gidin kalbinde yaşayan basi -şüphe dünyanın en mesut insanıdır.. mademki sen ona bedbaht diyorsun, öyle olsun Zındanın kalın duvarlarında derin akisler husule getiren çılgın bir kahkaha yükseldi. Bizans dilberi saçlarını yolarak ha gd ismi (oİzminidir.. Li in mi didi kimin için yaşadığımı? (Mabadi var) Akşam Hint iğtişaşı Lunkov'da kanlı müsademeler oldu Hindistanda İngiliz hakimiyetine karşı itaatsizlik ve isyan hareketi devam ediyor. Son mühim hadise Lunkov şehrinde vuku bulmuştur. 1857 senesindeki Hint isyani askerisinde fevkalâde ehemmiyet kesbeden bu şehirde şimdi gayet | anlı hadiseler olmuştur. Gandinin sim bir kitle halinde posta mer- kezine hücum etmişlerdir. Sonra- dan ayrılarak ecnebi malı satan mağazalara bücum bei bunları yağma etmişlerdir. Polisler gönüllülerin karşısında bir iş göremediğinden asker mü- dahale etmiştir. Vuku bulan müsademelerde bir h ve maktul ol- muştur. Maktuller arasında on dört polis vardır. ngon şehrin. dahi ahali e e polis ve asker arasında kanlı müsademeler olmuş ve 70 kişi maktul ve 800 kişi mecruh ol- muştur. Haklı bir ı bir hediye Deyli Meyil Mis eyil Mis Consona 100,000 lira verdi İngiltereden Avusturalya ayyal- a yüz bin lira mükâfat vermiştir. Şimdiye kadar hiç bir e cesaret ve cür'etine mukabil kadar azim mükâfat aldığı a memiştir. Üre Conson Avusturalya çölleri de icra etmekte olduğu irak ikmâl ettikten sonra İn- giltereye avdet edecektir. Burada a çü lâm k tayyaresiyle bir elâ acak ve muhtelif şehirlerde (konferanslar > tir. Bu suretle (İngiltere tayyarecilik için yeni müessir opropaganda (yapılmış olacaktır. Bunların bütün masa rifini mezkür ingiliz gazetesi ida- resi Leap edecektir. eyil Eşya tayyareci- a büyük mükâfat Şimdiye kadar muhtelif ee ile 50,000 İngi- liz lirası vermiştir. gönüllüleri evvelâ ce- | İ İl ö; | bü | | il 4 Haziran 1930 Lu ikide m | Lort Grayton'un piposu | | | | Çocuklar için oyun yeri me e ki Mala Şehrimizde, Gülhane parkından başka ln iğ ürk nk yerde çocuk bahçesi olma- dığından çocuklar sokak aralarında bilhassa meydanlarda oynamağa Pal oluyorlar. nlarda, İstanbul Erge çocukların en çok gittikleri rada amal yer Beyazit meydanıdır. Çoc: havuzun etrafında koşuyor ve yukarıki resimde olduğu İn m oynıyorlar. een e ele İS Gİrei Mu poyu iyi içmek, İngiliz'l mill mefahirindendir: Muntazam tele ia, tütünü sonuna kadar bitirirler. Soğuk kanlılık, sükütilik ve büyük bir meleke, bunun için şartt — Lort Grayton, bu haslı eklerile mütemayiz olduğundan, Büyük Britanya asilzadegânı EE Pipo içmek şampiyonudur. Hattâ si biraderinin vurulu öldüğünü, yeğeni- nin doğduğunu, müstemlekelerin isyan na) o nu İhti- mi , Grayton n'un hadımlır ından ileri geliyor. Filhakika, Lort, erkeklikten mahrumdur. Fakat, buna rağmen, — an'anaye riayet için elli yaşında evleniyor... Karısının erkeğe mühtaç bulunduğunu takdir ile, on genç lort Vilyams Recent'i takdim vi yor. Gra un pipoları nasıl mefahiri milliyeden ise, Villyams'in köpekleri zi mefahiri milliyeden... Lort Grayton'un daveti üzerine genç lort Ricent buldokları ve seyisi Con'la beraber lays say- fiyesine geldi. Müşfik zevç. genç lordu karısile başbaşa bırakıp o akşam, derhal, Londra'ya müte- veccihen yola çıktı. Artık işler yoluna girmişti. Lort Grayto Piposunu içiyor, leydi Meri 2 okuyor, ve her ay genç lort cent seyis Con ve bi buldok, malikâneye misafir $ ordu. < Lort Grayton, ekseriya, ağaçlı yolda, karısile genç lordun yan yana dolaşmalarını pencereden seyreder ve onların balü edeni takdir ederdi; zira, ne leydi Meri nin yanakları zarıyor, ne de mi yi in piposu sönüyordu. r, bir nisan sabahı lort GAİE sayfiyesinin metrük bir parkında dolaşmağa karar verme- miş olsaydı, işler bu minval üzere gidecek; ve o meşhur pipo benim elime geçmiyecekti. Lort Grayton o sabah, erken kalkmış, cimnas- tiğini yapmış, sütlü lapasını yemiş ve karısı ile lordun sabal kahvaltılarını a için uyan- malarını be! vj siye parkta Miişdaği başlami Birden bire müthiş ağ man- zarayla karşılaştı: ime Ricent'in n bir erkek köpeği kırmızı dil- lerini çıkararak bir dişi köpeğin peşinden koşuyorlar; birbirlerini ra aranda çi e fa bulunuyordu. natin ne su- retle (otekessür ettüklerine dair N EF sarkıtarak hırlıyı Lort Grayton, imi itibarile bir İngiliz MN daha asil e bu köpeklerin pipo ğe in li, zira böy ek muhakkak o eril nazik şeyi ağızlarından düşürür; BRE Ban Şa ederlerdi. Bi düşüncelerle , Lord çmaz, eşiği yamadan do- nup Okaldı. İçerde ördügü manzara müthişti. i seyis Con'un tıraş olmamış kafa- sını kendine doğru çekiyordu. harriri: va Orenburg He g r zaman şimal geceleri gibi solgun olan yanaklarında vahşi bir hattıüstüva şafakı söküyordu. Lort Grayton, kızdı. çivi, ara- sında pipo sallandı; v hiş bir nefes darbesile olarak harlandı, alev yandı. Sevgililer © kapıda n piposundan kıvılcımlı dumanlar püsküret iş hayaleti görme- ve apıyarak tekrar parkta dolaşmağa başladı. Aklına gelen ilk fikir: İki yılık bir eserin mahvolmasıydı ! ipoları ebe- en mükemmeli diyen bozulmuştu k.. Sabah kahvaltısında buluştukları zaman, İort Grayton her zemanki v sakin ve i M her za ül lort, büyük bir ihtimamla karısının koluna girdi ve: izem - dedi - bu akşam Mısır a müteveccihen hareket edi- bu sıhhatiniz yoruz; sizin için elzemdir. Meri, hiç bir cevap vermedi; yalnız daha ziyade sarardı ve yona götürdü. Onlar gittikten sonra bir hademe, seyis Con'u aradı; onu, avcı kulübesinde, on iki içinde, Con'a o meşhur pipoyu uzatarak: — Lort, giderken, hüsnü hare- ketiniz ve fevkalâde istidatlarınıza mukabil, bu piponun size veril- mesini emretti, - dedi. on, birden bire, bir şeyler anlar gibi oldu, ve: — Leydi nerde? - diye haykırdı. — Tabii, lortla beraber o d. Mısır'a gitti. on, lort değildi; o basit bir meşhur yanık söyliyordu ki, on iki buldok e ve acayip kafala- , havaya kaldırarak hep birden Dallar havladılar.. hafta sonra, Oberdin'de teydi. sonra, pipoyu bana hediye etti. Pipoyu ne in sen Hiç e bir nta ölçü eyis muntazZ nefes alabilir mi Onda leydi Meri'nin — sı kaldı; bende meşhur pipo.. Fakat itiraf ederim ki, ben, a pipoyu yalnız oharikulâde lezzeti La sevmiyorum: Hay ben, nu içerken, erinin ii asr kızıllığı ile ve, dişlerin di büyük b hiddetle piponun ( sert yah sıkan lordun omü ithiş hayal görür gibi oluyorum. Ben, bozulmuş olduğu için, insan ta sinin ölüye gelmediği için, v aşkın, Meli bütün nlar a vim şiir kitapları arından, akıl ve a) kvvekli olduğu için seviyorum. mi (Va - yiye ; iş: Bu hikâye Rusça'da adlldiği için, ismi aid lay talâffuzlar esas tutulmuştur. (V. - N.)

Bu sayıdan diğer sayfalar: