3 Eylül 1933 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

3 Eylül 1933 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: SULEYMAN KANI — Tercüme, ietibas hakkı mahfuzdur Abdülâziz mabeyincisine cevap verdi: Hoca senin gibi eşek değildir! Hayrullah efendi şeyhülislâm" olunca Pm — Bizim m yaptım. Bira: e da Bişi - vükelâ - kahrını çeksi inler Demiştir. ay yrullah efendiye ai inene 250,000 san olundu. Bundan li bin ku a n şunu MİŞ MEinz$ Feyzi beye ver- mesi icap ediyordu; o yalnız bin kuruş verdi; kendisine murassa osmani nişanını götüren kurena- dan ibrahim beye de ikrami beş Osmı bankası Ker pi tevsii alenda vükel meclisinde ei 'r cereyan ediyordu.” ** rullah efendi buna muhalif caki için Hüseyin Avni paşa ile araları açıldı. Abdülâzizin cülüsuna müsadif Mn âyin gecesinin tavsifinde Ba- ret gazetesi (kadir gecesi) teş bikini kullanmıştı. Şeyhülislâm buna ilişerek Ba- bıâliye: (Bunu yazan muaheze olunmalıdır) mealinde bir tezkere gönderdi. Hiiseyin. Avni paşni dünizin ersefini mens İl yamedi- yor! yolunda sözleri padişahın ku- mg Di tirdi. ın Hayrullah efendinin me- şiheti ei gün bile sürmedi, Hü- efendi semer devizdi © Sultan Aziz eski imamını bir daha meşihat makamında görmek istemezken Mahmut Nedim paşa Müktmrciza: sevkedilmesile bizzarure kabul vere de bir ters b... yemesel Dedi — Hafız ei Hayrullah efendi bu Abdülâzi- zin hal'ine fetva verdi! Kezubi? Akşehirli diye maruf Man e efendi şehzadeliğin- | İş için müracaat edenlere ettiği vaitleri incaz diği için ehli tarik lisanında: (kezubi) diye anı- Tard e â Mehm Misin için: sikm Abdül. ziz a o kadar yüksek gi rürdü ki olur olmaz düiühirleriik âlemindeki şöhretlerinden dolayi da Abdülkadir Geylâniyi ve Mev- lânayı kıskanırdı.» derdi. Abdü- lâzizin bu halini bilenler - en başta mut Nedim paşa - ona karşı fevkalâde hürmetler göstermekte hiç kusur etmezlerdi. Şeyhülislâm Hasan Fehmi efen- di de padişi Viz perestiş edercesine tavurlar gösterenlerden birisi idi, Şeyhül kitabi fetvaların altına ekseriya yalnız (Ketebehülfakir) tabirini yazarlarken hiç mutat ol- madığı halde Hasan Fehmi efendi (hocai hazreti şehriyari) de ilâve eder, eril padişal hocalikla intisabını en serefli bir meziyet olmak üzere göste! isterdi. a Mlkikiğz Viz gün mabiyiiiile. rinden birisile ubudiyeti bu dere- celere vardırmağa bir lüzum ol- madığı ve bu gibi tavurlarda de- yam etmemesi i için hocasına haber önderd oL Fehmi efendi hili bu iradesini e sonra ye fa huzuruna girer, girmez larına mike sakalını kili ziz ci ayakkaplarına sürerek ta- Abdülâzizin eri götürüp bu mecliste hazır bulunan mabe- yinci (emrimi eblide kusur etti) endisine hiddet- lü SE deyi aynen şeyhülislâma tebliğ Mİİ mizi Mi itizar ma- kamında teyi Ab ele ca senin gibi eşek değil- Cemalini verdi! wi tembi- hinin zahiri bir € sırf ne“ a —— zEmüei dama, ykm le olduğunu söyledi ve kelimede mevcudiyetini olsun inkâr etmedi. Kırk senede ailece —— Magi terakki var, demektir. Buna mü- köfat İzmi değil mi? sözlerile gösterdiği hissiyatını istihzaya oğar! Omuz öpüştürür! a Mehmet Rüştü endi Keçecizade Fuat efendi yanında Şama gitmiş v. Sd ku- mandanı Ahmet paşanın idamına şeran cevaz vermişti. Fuat paşa Şirvanizadeye hare. meyn payesi verilmesini inha: v: iltimas ia em Sd tin efendi ri Fuat kızarak: — İnşallah ri kendisile omuz öpüştürürü; Der. lmiye- den mülkiyeye tahvil olunur. Ve- rete nail, bilâhara sa şahı Nesirüdilin saşe emiş Halil Şerif paşa hariciye nezare- tinde iken devleti aliye i ile İran arasında mütenasip bir muahede yapılmıştı. Nasırüddin şah m Şir. vaninin gelisim! gitti; bir şerbet içti. Böyle: bir ir şerefe nail olan Şir- yani bu muahedenin bazı madde- lerini lâğv ve feshe razı oldu. (6), Ben. yahudi. sarrafı mıyım? Şirvanizade faizlerin tesviyesi için Abdülâzi- zin konsolitleri mazbata ile ken- disinden: alınır. Yeni konsolitler' basılınca Şirvanlı bunlari padişa- bilim Ji ui i sadrıazam gibi tazimlerin bir Taliği, edadani ve bir vazifeyi ifadan başka bir şey olmadığı kanatında bulundu- rs vekili ihtiyar kadıasker FilER Halil Fevzi efendi bir se- talebei ulümdan birisini imti- ederken: — (Vettini) a (vav) e tel ehil slk senle in biri im oğlii inle Mu yengi — AÂtıfedir, efendim! © Cevabım verir. Halil efendi: * — Aferinoğlum! Aferin, ka- di!Cikl diyeli dh beşik İrini? 3 kı paşaya: ; — Ne olur, ne olmaz! Padişah birmalb 2 Der ismail Hakki paşa gidin sadriazamın talebini Abdülâziz: arzeyler. Abdülâziz fena halde ; abeyincisinin sözünü sille sine bile meydan vermez: Bi hudi fı mıyım ki makbuz vereyim! Diyerek Hakkı paşayı huzurun- 'dan defeder. İsmail Hakkı paşa bu hadiseden sontfa memuriyetinden affoluna- raliitkşrilyei sökülörileiğii:” *- (Arkasi var) (SI İstanbulda yarım asırlık vekayli mühimme, N yet vererek tal iel Yahindil ayi geçirir. kiler taaccüp ederek bu- nun hil ei inden li ederler. Ha- Bir > ia e düştü, yara lilefen Sami ii > yi bing nç — Kirk i babasini da | “ 2 dk. O cihanı kutan şöhretinden de- | imtihan etmiş ve ayni, suali irat se oem rbedereke layi hazreti Muhammedi, islim b Ö zaman babasi: yete gile gile kiz yazdan (1) Tarih müsahabeleri, Yetti (sav) yüke) dağ Mi a (8) Hatıra Atıf, mi Cehlin bu derecesi sehil ol. | esnasında endi çar! pi Halıal Atıf, azsa da 0 2 asıni parak muhtelif yerlerinden tehlike| (4l Meratı hakikat, (Semer devirme) Geli mecbur kalmıştık; şimdi | li surette yaralanmıştır. Mecruh tabiri Yenilen bir bölükten diğerine kalk ehil him ö ii te kullanı) hi ralmamea ( “(AKŞAM) in edebi romani No. 25 RR 3. Eylül 1933 a 3 e Eyi SEE. 933 YOLCUSU ği zaaf anının kendisinde. cüm gösterildikçe gururu bıraktığı t tesiri izah , etmek isti. şahlanıyordu, geçirdiği cin- Zer n Min ee e ii böyle akın akın gelen aşk cereyam- | çekerek cevap verdi: lam ger Leylâ hani 1 dedi Onun hakkında dedikodular | miyet hayatında çok kadınlarla ve itiraf ede- yim ki bazılarile de seviştim. Bu Bakin ane ik pan —. did görmez. Fakat hemen ilâve ede- her genç ve güzel kadim yim ki bu münasebetlerimden hiç savvur birinde samimi Simler Beni Ve A 1 Bl ci a kad kad Bi 1. kendi nefsini müdafaa etmişti. bimin yen öm alâkadar oldu- Fakat o günkü tereddüt aaf | gu bir kadına tesadüf edemedi. zaptetmek istediği kadınlık PA; Söeşlinlembize deri! birin 2 parça Leylâ hanımın hadım o günün buhra- ie bu ii de hını uzun zaman unutamadı. ıyorum: ii ma) zevkin teferrüatı ar- — Ob, bilâkis, anlatını tık iş yüz tuttuğu zama! — O halde aş Mi lime bir genç kadın Suat beyin hayalini oktaya kadar dedikodu gibi din- maceranın leziz ti —. Fakat işaret im bir Tasını ei yi Dİ Ka gi olunu: o afta sonra idi. ii güldü: Onunla bire saba ilahi e Şişli Yağ — Peki dü bey, dinliyorum! esinde karşılaştı. — İstanbula geldikten son lâmlaştılar. yavaşyavaş bir çok Hin tanış- Genç adam mahcup ve mrüter esi Bu muarefeler na bir reddit görünüyordu. mi gülünç, gisi ml Münasebet: hudutları: çole iyi ler ö i. Aile mün Maketi takdir eden di bu hali Leylâ hanıma emniyet verdi. O, muvaffakıyetlerini, hattâ ha» lindeki Baia > Körimiihi dl mesine rağmen kendisine karşı terbiyesini muhafaza Bu itimat genç kadına sükünet erdi. le evli kadınların dü vaziyeti aile yuvalarını sıkılma: ve hayasızc: ei iz da yer verildi- efli aile salonlarında iti- Hik göni de görüyordum; Dü iyi bir eni cemiye- per tinde bı ç vaziyetlere tadi hi edilmez. 2) w Artık onunla hislerini paylaş bilirdi. de kl Yüçe ee a şı alacağı" vaziyeti anlamak; | Hasl salin dü esiniyet içildi Yen ister gibi süküt ediyordu. “ dilerini kabul edeci Ni wi ile kö- Suat bey me die kadar ter- bime bir geni ; gisi yürüyüşe sa niz. — çe benimefenli. |. Bizibiri imi gölgesi gibi ab > bu iki gök ge ağır, kuvveti pe adımlarla şehir haricine kadar yürüdü. mi iki a gibi. Dilsiz iki gibi. kir biribirlerine O bakmıyor- lap pi * şesi buluyorlar şaşıyı Avrupada çok Bene Bir çok ailelerle de tanıştım. Fakat böyle âşıkını herkese tanıtan ve o pis aşkı pervasızca ilân eden bir evli kadına le kadınların aile arasında itibar e hiç bir yerde imkân yoktur.. Fakat burada şaştığım çok ii oldu. Meselâ mazisi zaten bir çok er- kek maceralarile dolu bir güzel Kadın kocasile henüz ayrılmadan bir başka erkekle birleştiğini âle- me ilân ediyor. Bir başka hanıme- fendi b iz dokuz nikâk, yüz macera geçtiği halde çiriyor ve bu hanımefendiler bu vasiyetin cik her ailenin e r, hürmet ve itibar, deni cemiyet hayatında bu ek ie hatıra Blm gibi dillerini lı eee zi anlaşmışlardı. Yol im leri 2 Maslak caddesine saptıktan genç kadın bn yol mize — virdi: Genç adam sakin, ihtiyatlı onu takip rd — Suat bey. — ini & — Benim m bir kadın oldu- guma hükmetti ç Suat bey geçeni en günün hesabini rısı gibi cemiyete tanıttığı halde hatırımdan geçmez. Hattâ inani- nız bu vaziyette bir kadının bir maceraya tesadüf etmedim. Böy- © *

Bu sayıdan diğer sayfalar: