23 Mart 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

23 Mart 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 Mart 1934. Tefrika No. £ ar 2 O gece bütün ime ve evler bayrak ve Feberlirie donanmıştı. Murat be için ufak bir yelkenliye lk e yeniyi. Dünkü En Mehmet (Bizans) 1 zapt ve cal RE Ea em ama | Ye ebe Galbei donanma kumandanı İsm: Taman deniğiyi geminin e e hm öikba b nlar taralından ii ii sünce. mü min Ben sağ ie A akarmıya cağım.. 1» Sonu aşağıda. . Birinci kısım Murat bey Midillide ne yapıyor İstanbulda, Fatih Sultan Meh- tahtına oturuşu- medin saltanat paşa şeh- a nmalar ve fener alayları yapılmasını emret- mişti, Bizansın Türklere geçtiği gün denberi ilan bu kadar yük şenlik dei ha deniyor, def ve tambur sesleri işitiliyoı Padi a) cülüsu taşralarda da parlak merasimle tesit ediliyor, sokaklar, zengin evleri ve resmi binalar baştanbaşa fenerlerle dö- natılıyordu. O gece aran eri ması tan Akden! ilerde bla sevinçli eni ie toplanan halkı büs- bütü 'oşturuyor, rel ka- Giri binerek, Türk denizcileri- ni yakından görmek üzere donan- elibol a, ndanı İsmail reis on i me- zunen İstanbulda bulunuyordu. sı n küçl t ir balıkçı kayıği ile Geliboluğlir boğaza doğru açıl mıştı. ii GN M renses Kiveliyi kaçırmak nanma gecesi Müiiye m lurat bey güzel ru el liyor- du. Zaten kayıkta kâh 1 ken, kâh yelken kullanan Esil da rumdu. Midilliye güneş batma- dan iki saat evvel varmışlardı. Murat bey rum kayıkçısı kıyafeti- le, arkadaşını yanına alarak şehre çıkmıştı. Prens Romos, Bizansin sukutu sıralarında Papanın Bizans elçisi olan sinyor Kontarino tarafından ei e Bizans asilza- ında ( bulunuyordu. Pei Rorüöü Çanakkale boğazını i son e e birdenbire talanmış ve iie kızı ür ie e başlaması üzerine kapi ; Üni Midilliye ökk ii idilli o vakittenberi Bizans kumandanlarından birinin idare ve hâkimiyeti altında bulunuyor ve Venedik korsanlarının yardı- mile Türklere mukavemet ediyor- du. Murat bey evvelce lace ta- niştığı zaman, kendisinin, İmroz adasında oturan zengin ve kibar bir rum ailesinin oğlu olduğunu şi Kiveli iie Sü Li anlıyacak olurs hiç şüphe yok ki, kendisinden e hal yüz çevii bağrı ik delikanlıya bir daha iltifat etmi- yecekti. Murat bey bunu bildiği işin, . sefer ne yapıp yapacak, küçük yelken gemisile ii a kaçırmağa çalışacaktı. at beyin ka siki efendi- sine kars li ve çevik bir rumdu. — Hiç merak etme pasam, onu kaçırazayıs... Diyerek v7 va ümit ve ce- saretini arttırıyoı sahilde mü kenara bağ- iyii ili girmişlerdi. Prens Romos, Bizanstan gelir- ken hastalanarak buraya çıkarıl- mış ve bir müddet ve kaç siiri nerede bu- dağa bilen Murat bey Me idi.. Değil ii kiri içini ya- eyi e m O, öyle ir ba- 0 erki Midilişi öeineğe gittiği zaman, orada Kiveli ismin- de bir kıza gönül vermişti. an biri, Murat beye: 5 uu kız kral Kostantinin ak- Kali prens Romosun kızı- dır. Demiş lerdi. Murat bey z altından v— doği di büsbütün silinmişt Prens Romos ya sakallı, uzun boylu, güler yüzlü bir adamdı. Her sabah kızile beraber bahçeye çıkar, kızı çiçeklerle uğraşırken, kendisi de bir ağacın dibinde uza- nır, tarih okurdu. Prens çok sevdiği biricik kizini yalnız olarak bir yere bırakmaz, karada ve denizde kizile beraber gezerdi. Murat bey, güneş adanın ar- kasına düşünce, ie etrafında dolaşmağa başlamı iz Kiveliyi, si se EE ge- n a AKŞAM Genay Şahabeddin at ei Ceski saat) ben sizi mektebin ka- pısında beklerim. Tam vaktinde geliniz. ve ne kadar olsa leyli askeri mekteptir, ona göre tedbi alacağız. Pek serbestçe girilemez, dedi. iki kardeş, tulumbacı Beşirle gittiler. s$ Odamda yalnız kaldıktan sonra “Cenabın verdiği ve şeyh Vasfinin kaldırıp önüme attığı Tezeri aç- tım. renden berisinden okumak istedim. Fakat ne mümi mağ ba: tanbaşa EN k mecburiyetinde aldım. Melik Abdürrahmanın sonraki ferya- Tezeri öldürdükten dını okurken ağlamadan boğula- caktım. Hele: Zirl payimde hunfeşan tezerim! tedemiyordum, boşanıyordum; çe- cukluk... 2 gece bir çok a sonra rsime pek iyi çalıştım. Zihnime bir acılık geldi. İşm bir hafif- ni ha; nin ve sevgiye ir am ilk ateşi bana ce vermiş, ve e donlağumuzu te te- melini kurmi Abdülh Bi beyefendi eğer bu yazdıkları okuyacak üzerinde eğer rin hasıl etti tiği bu h dar şükran borcu vardır bilseniz. O büyük şairin eserleri taze ruh- larda tazelikler açarak hayali, ha- daima bize sevdi- Bu vesile ile kendilerini bir da- ha burada hürmetle selâmlar ve mübarek ellerinden öperim. Hüseyin Suat Prenses Kivelinin annesi Bizan- A yi boş m sukutundan evvel ölmüştü Yene Kü ek eni, ens Romos o vakit genç bir er- | bişi 7 — Ruzukasım: agi J ide bi ya ez) İmak Güneş Öğle İkindi la evlenmemiş, ar. ıllar : 149 e X ei ei ai 24 5 çince evlenmek iri ye İdarehane: Babiâli civarı slul raber Venei Çünkü eme eli a yıl ev- vel Murat beye böyle bir seyahat iliimalinden de bahsetmişti. Mu- rat ik bu ihtimali de Batrladıl Canı sıkıldı. İki nida onun hasretini oşuna mı çekmişti? Yanındaki kayıkçıya yavaşça seslendi: — Bahçede yabancı simalar gö- zerken, denize bakan oda- | rüyorum... Balkonda da kimseler sının Bulkamunda dururken göre. | yok. Venediğe gittilerse ne ya- SES ceğin uyordu. parız? j Murat beyin gözünde tütüyor, onu İsi Heli delikanlı ne sevgilisi- Murat bey kayıkçı ile konuşur- bir daha görmek için vakit ve fır- ne de akü inin babasını gö- | ken, birdenbire, köşkün kapısın- sat kolluyordu. Babasının İstanbu. rebilmişt da bir gölge bel rd e idi i asli öğsünü mek Fersatıni ei di: an prens » Romosi kizile be tuttu... Ve bir kaç ei; geriye e İ j 4 şekild, Mi El Se ik ek ie dai imi Sahife 9 Her m bir iklim NA |'Bir ipnotizma tecrübesi J Yakup Hayri sokakta rasgeldi- gi deni Raif Hilmiye sordu: — Pazar akşamı Feriha hani- mefendinin müsameresine gele- cek misin? Raif Hilmi omuzlarini silkti: — Tam buldun! Patlamağa hiç arzum yok. emek efendimiz yalniz eğ- lendiğiniz yerlere gidersiniz? — Ne ia — Ya o gece pek eğleneceğini ben sana ehli e sem? mi r inanır Sahi, şakayı ibiği ta gel. İpnotizma tecrübesi yapacağım. Sen gayet iyi bir medyum olur. Demk beni uyutacağını zan- Mel te va de is- tdiklerimi yiiiici el e bu Em şeyle- re inanır mi a iyorsun? — İnanmıyorsan gel de gö Raif Hilmi, iş iddiaya Yiilke; razı oldü. se Pazar akşamı Feriha hanıme- fendinin salonu pek kalabalık Du ğildi. Ancak yirmi kadar mis. fir vardı. Burada bri er oy- nanmazdı. Bir tarafta duran gü- zel, bir gramofona gençler müte- hassir gözlerle bakıyorlardı. Fa- kat dans saat on birde başlıya' caktı, Ondan yel Tali e beyin ipnotizma kekeli yapı- lacaktı. Bu tecrübeye bütün davetliler pek er oldular. iri si kup ri beye merak ile s. eee — Demek siz ne arzu erine Raif Hilmi bey onu mutlaka yi pacak? — Hay hay. Birini öldürmesi- ni öitetece bile tereddüt ede- . Fakat merak etmeyin. Hiç bl bir fikrim Feriha hanımefe; ndi sordu: — m a gözlerini bağlıya- ER ayır efendim. Yalnız, rübe MİLL kendisini le uzak tutmamak kâfidir. Dav. ve ğe Raif Hil miye soruyorli — Böyle en Sesi ten korkmuyor musunuz? O gülüyordi — ne? diyordu. ir kulu olacağım. emre, toplanmışlardı. Bir Bir takım işaretler yapmağa baş- ladı. Daha I, Yakup Hayri bey davetlilerden bir kaç kişiyi bir eri dei Jean fısıl- damışi Raii beye Me- Lai in Le öpmesi için imden emir an « Hem ai a ağzından... Mediha hanım: fendi altmış yaşında, gayet EE bir şey olacak!» Raif Hilmi bey iskemlenin üs- tünde taş kesilmiş bir halde, man- tiz; dostunun emirlerini alı- p Ha ayri bey mın e ER Ben böyle istiyo- sara hazir bulunanların üze- rine ağır bir süküt basıyordu. gittikçe daha birkan FOR beyin vaziyeti değişti. Duruşu katılmış gibi bir hal aldı. Başı hareketsiz kaldı, Gözleri alabik diğine Eri Artık içinde bal akış kal $ gibiydi. . J Yakı. Hayri bey bir şey söyle- miyordu, Kollarmı aifin mevcudiyetine nüfuz edi- yordu. 4 d Koca salonun içinde bir sinek 3 uçsa e EN erkes 6 ka- dar süküt içinde idi. : Birdenbire, Hilmi Raif bey, bis zl & hanımefendiye doğru yaklaş tırdığı için Yakup Hayri beyin gözlerinde bir kia şim- j şeği parladı. 3 Bu sırada Hilmi Raif dürniüşe tu. Tereddüt ediyor, dönüyordu. bi e biribirinden ayrı- Ne lü t hanım hiç kımıldame- z mıştı, Yalnız kıpkırmızı kesilmiş ti, ere umumi bir ka koj Kd ımlar pek keyiflenmişlerdi. Erkekler: «0! O! diyorlardı. tuhaf!. Fakat doğrusu bu sele çıkarmamı en hayırlısı #- Ertesi gün, Nezahat han de ruşu ver. Senle se: kocanın * eler önünde öpeceği! diye bahse girişmemiş mi idim? il kazandım mı kazanmadım mı? — Hem de nasıl kazandın, ça , Çantasından beş kuruş lâtif bir Kai ül dedi, 19 radyo Sa ZI koi Budapeşte (530,5 m.) — ğan orkestrası, Ja ie ha vadis, | riyal (508,8 m.) — 2005 ok tra, 71,45 45 raHyo jümal, 2 çi iie 7 mi ki ie ei

Bu sayıdan diğer sayfalar: