20 Ekim 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

20 Ekim 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 AKŞAM a e Sanatkâr Şadi beyle 7 saat.. Şadi bey Muhsin beye cevap veriyor, bugünkü tiyatroyu tenkit ediyor « Tiyatronun bir vücut, aktörün bir parmak olduğunu kabul edelim.. Fakat eli vücuttan ayrılınca.. » ekizinci» nin «Habip Nec- uhsi e gibi ti a. kendi hakkindaki fikirlerini nasıl karşılıyo: öğe e arı rak elini mi? m. a Selmani Ferah i müdürlük Ben Me üstündeki odasında meşhur sanatkârı bul um, «Sekizinci» nin, kEHabiy Nec- Size bir Şehzadebaşı ikramı . diyerek derhal zile Evvelâ birer limonata, ar- kasından > er e, rma., a da b yat bey evvelce bu meseleden bahse- n: Tiyatro bir vücuttur. Aktör maktır. Ayrıldığı zaman ei ipandaklığı «kalmaz. Bakın Şadi beye. Bir zamanlar memle- ketin en meşhur halk sanatkâr idi.. Ne oldu?, demişti. Şadi bey: — Evet, dedi. Beyanatı oku- ri ez bir vücut ve ak- Parmak olduğunu papi YE “Fakat pena ak EY de «parmaksız!»der- “Raşidin en ben kendi hesabına da, memleket hesabına da la ELİ ABİ Ancak mu- “ vaffak olması şertile. Kil ye tiyatroya hayat verir de bunı rütürse Raşit memlekete ve e disine büyük bir hizmet etmiş in en büyük kısmı eki r kaç hani vE Türe lm yal çi karmak suretile memleketime de hizmetim dokundu. Bunlar hep e ayrıldıktan som oldu. Bunun için Raşidin de tiyatrosundan ayrıldıktan eğildim, Hattâ ayrılmak is- tiyen arkadaşlara mâni olurdum. Darülbedayide 4 kişi kaldığımız zamanı bilirim. Fakat bir ker: ayrıldıktan sonra bir daha döm- medi; daha ven dönmeği er musunuz a karım dedir Sanatkâr Şadi >. Bir daha sahneye dönmiyeceğim. Sebep mi? yerli > rerlai medim. Hâlâ ilk sahneye çıktığım günün heyecanını kalbimde mu- hafaza ediyorum. Sahneye çıkmayı sebebi şudur: Galmakn realedkcik rar verişimini sebebi — Yoksa ilüiyeriadiğmizi mı ea — Hayır... Şimdi 43 yaşında- yım, Si 8 sene evvel bırak- n tabii... Beni sahneye döndürmi- yen Bagli giren meselesi değildir. ihtiyarladığıma da kai e Vakıa şeklim çok ke eği azzam bir göbeğim Mene ne derece üzüldüğümü Ne r edemezsiniz. oYürüyı m, Perhiz yapıyorum. Fakat hiç tesir etmiyor. Bu göbek bana çok fena geliyor, Resim bile çi- kartmak istemiyorum, Şeklim de- değişmedi. Şadi bey bizde tip yaratan ak- tördür. ilen efendi, Habip Nec- car sibi tipleri o yaratmıştır. Bi- can efendi şemsiyesi, ve Hi gebiiyle en çıkardığı susamlı si ğişti ama ruhum — Şadi bey... Bican efendi ti- pini nasıl meyda etirdiniz?.. Böyle bir tip tanıyor mu idiniz de bir tipi kopye ettiğimi bilmem. «Ben filân rolü oynıyacağım, Ahmet efendi de bu role benzer, ben de yn a şu harel zel, şu au şu piyeste klmilin diye düşünmedim. Bence öyle hareket pee velüt siman semi tarzıdır. Bu e benzer bilir misi Maçla de ir Futbol merakla be kar: «Nihat şöyle gol ai Ben de önümüzdeki maçta ona böyle bir gol atayim» demeğe ve böyle bir gol atmak için red fi büsbütün - şaşırıp “işi dan çıkarmağı sanat kâr k Bican efendiyi, ne de Habip Nec- carı bulamıyacaksınız. — Aktör olmak arzusu size ne- reden a yük sanatkâr Fehim efen- dinin Kerelilerisii den. Onu ilk defa «Paris fıkarası» isminde bir piyeste görmüştüm. Ufak bir bo- yacı rolünü oynuyordu. Bir dan bir kapı w iz yan- bo; oyuyor, bir yandan i manki tiyatro sanati: pederim!.. diye SM ğalı hareketlerle eli alna vurmak- tan ibaret gibi idi. Fehim b binla. Fakat eğ deği dan di şarıda Hanlar aksine çok ciddi olmak mecburiyetinde kalırdım. Çünkü: «Yal m Akşam bizi güldür. i çoklarının Takan te o komik rolleri bu ciddi adamın nasıl oynadığına şaşar kalırdı. k sevdiğiniz rol? . — «Bir çiçek, iki böcek» ve «Aşk uyumaz» daki rollerimi çok severim. — Tiyatroya hiç gitmiyorsunuz gali ii. . Eski damarlarım kalk- ması, EE azmıyayım diye ti- yatroya gitmiyorum. Belki azarım da tekrar sahneye dönerim diye. Eye za İ ağ var mı? — İnşa olm. —Hiç ai ni gitme- diniz mi?.. Bugünkü tiyatroyu nasıl buluyorsunuz — Gittim. «Lüküs hayatı bir arkadaşımın ısrarı ü tim. Keşki gitmez ei bu operet değil. Şarkılı re- . Bu tulüa im eni ve sairenin tekâmül ederek gk zi şekildir. Hiç a yok ki mleket için bu- da ihtiyaç var. e Her akşam halk edi ve Di ince bir vodvil seyrede: r. Buda lâ zımdır. Lâkin az dediğim gibi tu- lâat nyalarının ( tekâmül ederek alacağı şekildir. Diyorlar ki «biz bunu para için a » Bu iddiayi yare fi- n beyin hususi tiyatro heyeti ol- sa haydi neyse. Fakat bri ez koca İstanbul Obelediyesinin ti- yatrosu nasıl söyler?, O halde be- lediyenin tiyatroya yardımının manası kalır mı?. Belediye halka faydalı ve yükseltici eserler gös- termesi için tahsisat veriyor zan- nediyorum., 2. Bihin Miyateasıni Mi vazi- “ olunmuştur. Bir operat Anadoluda Akşam Isparta hastanesi, mü- kemmel bir şifa yurdudur Yalnız rontken bulunmaması, büyük bir noksan teşkil ediyor İsparta dei uhabiri irimiz- de: leri e irem başladı. Yaylâlar- d lerde bu hal da mi ti olur. Mevsim dolayısile ahali bağlarını bozmağa başladık- larından sokaklarda üzüm taşıyan erkep kafilelerine her adımda te- sadüf eiksaltedir; Artık kış ge- Tiyor demi ektir. Memleket hastanesi tim. yılır derecede uzakta ol: yurduna gidinciye kadar < ve de yoruldum. Beni büyük zaketle kabul eden hastane ie i sebe tarafında irak ii Düne ile “maktadır. Hastane, vali Müfit bey za) iL 30 yatak üzerine inşa tör, bir dahi- liye mütehassısı, bir eczacı, bir ta idare olunmaktadır, tp ameliyathanesi mü- kemmel ise de ameliyat masası pek Li ie şeydir. Tedavi husu- sunda en bü rolü oynıya; in ront- genin mun bir .noksanlıktır. İdarei İlim ünl bir rontgen cihazı temin ve tedarik için vari- — müsait değildir. Denizli zen- inleri gibi İsparta ze! einen u şifa yordu büyük ilini telâfi sdecek'9 m bu rontgen cihazını tedarik için yar- dım ve teberrüleri haklı bi su- rette eklerin neye yeni bir cerrahi pavi- yonu e ilâve olunmuştur. Her ta- raf tertemiz ve her şey intizam da- yetle m yapar: mıştır. Onları kani adan çı karılan kak ami, şişelerin içinde durmakta: ye bu- n üç ta- nesini beyaz iş sömleklerile bura- da gördüm.Bunlar tıp talebe yur- dunun e ik Re- şat, Muharrem ve asl ısmının ikinci sınıfından Tevfik efendiler Ispartada gül çekilen Inbik idi. Bu heveskâr Mokiçr. namzet- yü vakitlerini boş emek in hergün hastaneye öm bir li öğrenmeğe çalışmaktadır- Lar Her üçü de şayanı takdirdir. Maden suyu (Eğerdir) in beş altı saat ce- nubunda Tota mevkiinde bir ma- duğunu söylüyor- “ Sera daki toprak bir MAİNE basili bu su bifikiyormuş. Bunu içenler evvelâ iyiler ve sonra da deli- ik Buna gidip içmekte ve ölümlerden kur- tulmakta imişler! Hattâ, evlâdın doktorlar göstermekten eğe götü inlülibieli karan dai Acaba bu su le şeydir? Her hak de ei ei Ragıp Kemal ŞE ME A A AKŞAM KiTAPHANESİ NEŞRİYATI Kadıköyünde NET Kırtasiye mağazasında satılmaktadır. Kadıköy, Altıyol No, 1 Tel, 60023 k kimseler gene memleket te alnız yapa hasılatı nmiyecek, İs- iği eseri oynıyabilecek bir hal- de olan tiyatrodur. Ben arkadaş- lar arasında «bu rolü beğenme- yetile » diye istiğna edenleri bili- rim. Şimdi nasıl Lüküs hayat oy- uyorlar anlamadım. Onları böy- le eeiç ee oynamağa han- gi kuvvet mecbur edebilir?, Bir ör A arkadaşları bu revuda hakiki iieiyeilerini kaybettiklerini yüreğim sızlıya- rak gördüm. Bunlar bir daha di eee maalesef elde ede-- ie e erer, beleri ei eyi vodvil ve saire.. En s0! da böyle bir revü heyetine lüzu” görülür.. Fakat bir akşam Pergünt, af” kasından TA hayat. Bu Mİ vi bu ne lâhana a mezler de... yatromuzun bütü hne size en fazla ne K dari nini 1? — Beni Li eden beklediği şey para id per timi hiç bir zaman para ile ö müş değilim

Bu sayıdan diğer sayfalar: