2 Ağustos 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

2 Ağustos 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PEAŞE! Sahife 6 ii AKŞAM Memleket haberleri | Bu yıl incir çok nefistir Alivre satış az, fiatler geçen seneden iyidir İzmir, 28 ni şam Ege bölgesinde yetişen âmil ştur. akat (o poyraz eserse (Ürünler gp » N — e azlığın derecesini zaran yarı yarıya Alivre satış fiatleri Ibracatçılarından bazıları vre satışlar için üzüm fiatlerini indirdikleri halde incir fiatlerini Atatürk odası Havza belediyesinde Atürkün oturduğu oda Havza (Akşam) — Havzanın sıhhat durumu çok iyidir, Havza belediyesi, mağ bir törenle eesğ lulanan Havza Atatürk gü günündi belediyenin, di katındaki bir 25 İzmir yı Atatürk odası olarak, merasimle açmıştır. Bu oda, büyük Önderin kurtu- İuş savaşına başlarken Havzaya , uğriyarak kaldığı binanm, çalış- ma odasıdır. İçeride Atatürkün 1919 içinde çalıştığı odanın bütün eşyası, saklıdır. Ayrıca belediyenin diğer bir odası da Atatürk Kitap Evi adını taşımakta memleketin okuma ihti- yacını karşılamaktadır, Burada bu: lunan 500 kitabı, Havzanın mü- nevver yurd severlerinden, Mus- tafa Cor aramagan etmiştir. Kültür bakımından Havza inki- gaf etmektedir. Fakat kazanın en mühim ibtiyaçları yetinin zararsız olduğu söyleni- yor. assa pancar ürününün du- rumu iyidir. izmir kız sana — enstitüsü 5 İzmir (Ak — İzmirin ikinci e sğan e yap- .tırılacak (Kız sanat ll için belediyden 10,000 mı rab- nacaktır, Fakat şehir meclisi ka- rar vermeden arsa alınamıyacağı için meclisin toplanması bekleni- yor. Arsa temin edildikten sonra kültür bakanlığı tahsisat verecek kısa bir zamanda enstitünün bir kısmı inşa ettirilecektir. İnşaat muhtelif yillara bitimileğekitir. ve mal bulup taahhüde giriştikleri e karşı ta- ahhütlerini yerine getirememekten Kaan tadırlar. Kıskançlık Beraber yaşadığı kadının burnunu ve dudaklarını esti İzmir 29 (Aksam) — İzmirde Tepecikte Alman kulesi denilen yerde oturan Şükrü oğlu Hurşid; kıskançlık yüzünden bir kıya Vi piya) işlemiştir. Dokuz yıldan de İbozer adında bir erkekle ta- nıştığını ve görüştüğünü duymuş, bundan fena halde kızarak ekmek bıçağile kadının üstüne çullana- narak burnunu ve dudaklarını kes- miştir. Kadının yaraları ağırdır. Hur- şid bıçakla beraber tutulmuştur. Burnu ve dudakları kesilmiş olan kadın Memleket hastanesine kal- dırılmış, tedavi altına alınmıştır. Ağaç dikimi İzmirde ziraat işleri meyvasız ağaç dikiminde gös- terilen faaliyet kısa bir za- manda faydalı semeresini ve- müdürü Zühtü Baysal kilmiş olağ ağaçların iyi bir şe- ez GN ve yetiştirilme- ni temin ile l olmaktadır. ti balam ve yenilediği t de bni ziraat bay takdirde bir hi ilde; eti Öl de ürün mu olaral örülen (hastalıklara karşi da gü zamanında | yolları işletme idaresi Bu yıl incir üzerine yapılan ümit ediliyor. Bu ylı incifle- rimiz için Londra pıimış olan te- cim Eye ası © bunun neticesi olarak ük resminin indiri ilmesi Kai bii mak üzere incir "doğuşunun 280 bin çuval emin olduğu tahmin edilmekte Şantajmış İzmir Dam de Sion kapıcısı hakkında takibat yapılıyor İzmir 31 (Ak kada Dam de Sion Fransız okulu bahçesinde bir cesed gömülü ol duğu hakkında zabıtaya ihbarda hulunduğunu v: Kazıya DE sl başlandığını yazmış- tık, Cesed meselesini elin r eden Bulgar tebaasından okul kapıcısı katolik Hanri Mei ile okul müdürü madam Jan Tahsinin ö- nünde bahçede bir çek yerler ka- zılmış, fakat ne cesed, ne de tek kemik bulunmuştur. Hafriyat üç gün sürmüştür. Hanri Koçberğ; cesedin, bahçenin hangi köşesin- de gömülü olduğu hakkında hat vermiş ve gösterdiği iki metre murabbalık bir yer kazıldığı tak- dirde cesedin bulunacağını iddia etmişti, Halbuki 20 metre murab- balık bir yer kazılmıştır. Bu durum, karşısında Hanri Koçbergin; okul müdürünü kor- kutmak, para koparmak için suç tasni ettiği, şantaj yaptığı anla- şılmış ve hakkında kanuni taki- bata başlanmış, hazırlanan tahki- kat evrakile Hanri Adliyeye ve- rilmiştir, Izmir panayırına Mısırdan gelecekler iza- İzmir 31 (Akşam) — İzmir pa- nayırına Mısırdan gelmek için ha- zırlanan epi zengin vardır, İsken- deriye Türkofis şubesi; bunu İz- mir panayır komitesi başkanlığına bildirmiş ve Mısırdan panayıra fazla ziyaretçi gelmesini i mak için İzmire uğrayan re vapurlarının İzmirde iki gün kal- masınin teminini istemiştir. mr bulda bulunan pana; komitesi başkanı doktor İsmet Uz; deniz nezdinde bunun için teşebbüslerde buluna- tır, amm Yazan: Mustafa Ragıb Miralay Sadık beyin Mehmed Ali ve Nezir beylerin kumandasın- daki bir müfrezenin Şemsi pa- u kur- çareden de bir faide ii ğine emindi. Şu itibarla Süleyman Askeri beyin bu en kederli ve ümidsiz da- kikasında Atıf beyin bu sözleri, o- nu lak döndürdü ve birden bi- Te — Sahih mi söylüyorsun Atıf?. Dedi. Atıf bey, soğuk kanlılık- la e verdi: sa kararım katidir. le; n Askeri bey, büyük bir heyecana babi ii kollarını aç- tı, genç mülâzimin boynuna sa- rıldı ve inkılâpçı arkadaşını hara- retle, şükranla sıktı, kucakladı. Süleyman Askeri bey, bir iki da- ika heyecandan ve sevinçten tit- redi; arkadaşına bir şeyler anlat- mak istedi, fakat kelimeler, du- dakları üstünde bükülüyor, söz söylemek kudretini kendinde bula- mıyordu. Bir dakika kadar bu hal devam etti, fakat çok geçme - Şimdi Atıf beyin, hayatından fe- ragat edercesine, verdiği bu karar karşısında, Süleyman Askeri bey kendisile arkadaşlarına karşı bir vazife düştüğünü etti. Bı tirmek ve nihayet oni yatını — Sana er bir arkadaş katalım mı? Atıf bey, kati bir tavırla başını sallıyarak cevap verdi: yır, lüzumu yok.. Bilirsiniz ki, bu gibi mühim teşebbüslerde iyi hazırlanmamış, kendi kendine karar vermemiş bir arkadaşın gös- tereceği küçük bir zaaf, işi altüst eder, teşebbüse girişilmeden ev- vel, şüpheyi davet edebilir; benim kadar azimkâr olmalıdır ki, si5ğ yardımdan faide görebile- ya- i « Kardeşimi cemiyet himayet Atıf bey, böyle düşünmekte hak- lı idi, Çünkü Şemsi paşaya hemen saldırmak lâzımdı; kendisine ve- rilecek arkadaşın biraz tereddüd etmesi ve yahud suikasddan son- ra -kendisi kaçmağa muvaffak ol. sa bile- bu arkadaşının yakalan- ması tehlikeli bir netice verebilir, kendisinin de hükümetin eline düş- mesine Ein olurdu. Atıf bey, ikten son- ra Sepete kendisile beraber bu yardımcı arkadaşını da düşünme- ğe mecbur olacaktı. Halbuki işin mahiyeti böyle bir düşünceye, böyle tedbirlerle vakit geçirmeğe müsaid değildi. Süleyman Askeri bey, fedai mülâzimin bu mütaleasını yerin- de buldu ve şimdi başka bir bah- se geçmek, arkadaşile bu mevzu MEŞRUTİYETTEN ÖNCE | Manastırda patlıyan tabanca üzerinde esaslı surette görüşüp 2 Ağustos 1! — Sıra No. 1974 — her türlü yardımları temin etmek üzere konuşmağa lüzum göl ördü. Atıf beye dondurma ( ısmarlad” avr gelirken Süleyman Askeri siri £ dedi, senin bu fedakâr” lığını, ii birimizin gösteremedi ği çok yüksek ve hamiyetli bif hareket ir İnşallah muvaf* fak olur, sağ, salim kurtulursuf Ben her türlü arzularını yerine g€ tirmek isterim. Söyle kardeşim bir arzun var mi?. tıf bey, biran için düşün! ndü, ufukta meçhul bir noktayı görü” gibi dalgın bir bakıştan sonra d€& iki: — Biliyorsunuz ki, benim İ#* tanbulda annem, babam vardır! onlar da şimdi ihtiyardırlar, be yakalanırsam, yahud bu işi beni yaptığım anlaşılırsa anneme, b# bama karşı istibdad bae Meayiki o kadar tesir etmez. f ü bundan sonra bunlar, ler rını doldurmuşlardır; gelecek b lâya kolayca göğüs gerebilirler» Fakat, bunların yanında küçük Pi istikbalini mahvetmeğe, körletmeğe gale kemşirem var; onun ni isterim, Bunu hep birlikte t& | min ediniz, hepinizden rica ed& >; gi : i Süleyman Askeri e m ap dan kızaran göz kap ag” len yaşları güçlükle pre böy” Derhal mukabele etti: | — Hay hay, hiç erdi etme, d€ di, fakat giz veb böyle şeyle re hacet kalmaz. Ben eminim kir sen bu işi, kazasız, belâsız atlat#" caksın. Hepimiz de hürriyete, mef" rutiyete kavuşacağız. (Vasiyet ) rivayeti nasıl e ? beyin, Şemsi paşayı öldü" receği sırada kendi şahsına V€ ailesine aid söylediği bu sözle” o sırada ve meşrutiyetten sonra 6€ miyet merkezi tarafından bir (v8 siyet) EE telâkki edildi. Fakst sadüf edilmektedir: Güya AHİ bey, Şemsi paşayı vurmadan öm ce bir aralık evine gitmek, annesi e, kardeşini görmek istemiş, f8* in bu senelerdenberi ağızdan ağıza d© | laşa dolaşa, böyle hakikatten uzak | şekillere girmiştir. Halbuki Atıf bey, Harbiye mek” tebinden çıkıp da Rumeliye giti ği gündenberi, bekâr hayatı yaşamıştı; Manastırda V ya bulunduğu başka bir yerde Bi ev açıp da ailesini getirimeğe im | kân yoktu. (Devamı vat) dl tamamile

Bu sayıdan diğer sayfalar: