27 Ağustos 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

27 Ağustos 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ Genk Yazan: SULEYMAN KÂNI SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ IRTEM #- Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 544 “Berline otoritesiz şahsiyetleri murah- has gönderdiniz. Bunlar Bismarkın - “önünde titriyorlardı..,, nunum. Avrupadı kik etmek zahmeti ihtiyar edilme- en muntazaman iftiralara uğra- tılan bu memleket hakkında biz- zat müşahede üzerine hüküm vermek istediğiniz i için size teşek- aliyenin tödavi ka. lâtını ıslah ettirdim. Hükümetimiz de çoktan beri yeni istikraz yap- madı. Düyunu m faizleri için de anlaştık. i munta- zam borçlar söylendiği kadar çok değildir. Fakat bunların gittikçe büyüyen bir engel haline gelme- mesi için bir hal çaresi de bulun- malıdır. — Beni hürriyete muhalif göster- ması lüzumunu idrak et deği- lim. Fakat nasıl kulla; ğı bi- linmiyen bir hürriyetin ifratı yokluğu derecesinde tehlikelidir. Böyle bir memleket eline kullan- masını bilmediği bir silâh verilen bir adama benzer. Bu ada; basını, anasını, kardeşlerini, ni- hayet kendisini öldürür. Onu Mektepler açtım. Bunlar git- tikçe çoğalıyor da. Hürriyeti kul lanmi halkı en iyi hazırlıyan ilim ve marifetin inkişafıdır. İyi neticeler veren bir mülkiy. reye memurlar yetişiyor. . İşte ea bey de bu mektepten mezundur. sunuz Ya, bürriyet ha lar yetiştirmek fikri beni ürküt- müyor. (1) . Bizde fenalıkların hiç birisi yok- Keli Ek gok değildir ! memi ter pek lâtif olmalı ki bu kadar bi ve hırs uyandırıyor. üşmanlarımız bütün siyasetleri. av haline gelmemiz yolunda ted- gir ediyorlar. i m bir an durdu. Son — Bi Berlin Me bu- Tundunuz, değil m Diye sordu. « Eloviç — Evet, Haşmetpenah! Müsaade buyurulursa söyliyece- ğim ki devleti aliye bu meselede yük eme birini yap- ndisini en ” , en 7 en ziyade ri v gdebil eek zevat | Gm gr e | e açtım. Buradan ida- Bi temsil ettirecek yerde Berli- edakâr ve büsnü niyet sahi- bi fakat otoritesiz i gönderdi. Bunlar Bis- markın ö e titriyor, onun bir bakışı ile süküte varıyorlardı. u ne sebeple yapıldığı- nı bilmiyorum. Ancak Berlinde in gözüne çarptı. teşkili olsa, olsa Berlin muahede- larının mesuliyetini müs- a atfettirmemek emeline müptenidir. Abdülhamid — Evet, hakkınız var. Pek doğru olarak bir hata dediğiniz harekete sonra ben de pek ziyade teessüf ettim; hâlâ da kongre uzuruna kabul edildiği, bu mu- ameleye karşi —— gemi rımızın protesto kere salonundan okmıln Za- Mi glâp gururli i sayılmasına bulunmamak onlar için bir vazi- fedir. Fakat biz pek müellim dakika- lar geçiriyorduk. Düşman kapı- mızda idi. Siyasileri arasında dostlarımızın çok olmadığını bil- diğimiz Avrupanın adil ve nısfe- tine itimad edemiyorduk. Kon- grenin isteklerine karşı durmak, vukuunu evvelden tahmin ettiği- miz gasipları tasdik edecek bir muahedeye imza koymak için Ber- line gitmekten çokları içtinap ediyordu. nde hâlâ yüreğimi kanatan fedakârlıklar tahmil edil. di. “Acaba Bulgaristan ve Te- ae pon bizden ayrılmadan elki zamana nisbetle daha iyi halde a akat ne olursa olusn, bu se- ahanel leri Av- > adil ve nısfetine iti ediklerini o söylediler. An- Dyd ne İngiltere, ne Fransa devleti e — elden bırakmış Bu iki dev- let bu in bir tevbe lâyik ola- mazlar, Abdülhamid — Ben onları hiç bir vakit düşmanlarımız arasında sa; ım, daima onların dostluklarını aradık. Bize bütün yaptıklarına rağmen hâlâ dostluk- larını elde etmek lüzumunu da takdir etmiyor değiliz. Yazık, ki bu son zamanlarda aramızda bu- lutlar peyda oldu. Fakat bu bu- lutların, hassaten en büyüğünün, dostane bir anlaşma ile zail ola- cağını umuyorum, Bloviç — Zatı şahaneleri Tu- nuş ile Mısıra telmihte bulnuyor- ar, Abdülhamid — Evet, mahzuzi- yetle gördüm ki son günlerde İn- ii büküm » kirleri olamaz. arip karar meyyal bir vaziyet almiştir, İn- gilterenin yakında buna ini zannediyor musu- var. dır: Kamoy (efkârı umumiye). İngiltere kendisini tek başına sefere razı olması için bu kuvveti fazlaca tahrik ve etmek lâzım gelmişti. İngiliz kabinesi- sırın tahliyesi lüzumuna meyil ettirmek, ona bu bir zaruret > anlatıp | ettirmek vakit b lâzımdır. Bugün İngiltere ile Fransanın, Mısır ve Tunus hariç, devleti ali- ye hakkında hiç bir muzmer fi- Eğer bütün muz- lara karşı fazla emniyetsiz dav- ranmasaydı bu iki devletin dost- luğuna itimad edebileceğini de çar, çabuk anlayacaktı. Abdülh. Bu benim için büyük bir elem ve keder oldu. Zira dost. luklarına pek ehemmiyet veririm, Zannediyorum ki ne biri, ne öbü- rü için benim Aşan da istih- faf edilecek bir ğildir, Ara- mızda bir eniletin siyasetinin ciddi kıymet vermesi icap ede- cek birçok temas noktaları var. de mi arasında dost- luk yalnız siyasi mi tezahür ; bir memleket hi âdilâne munsifane Benim m pek hiffetle hükümler vasiliyörç iftiralar — Ben isterdim ki yalnız mizde hicviyeler neşrinden de alanlara itibar slk izin sözleriniz dinleniliyor. Söyleyiniz ve gösteriniz leketimiz bitarafane tetkik ii lecek olursa hakkımızda müsaid fikirler peyda edilebilir. (Arkası var) . emmen, ümeti ini iie | SATILIK EV ntinada İske! yokuşunda 6072 numaralı ev için ii içindekilere, fiat için İzmirde, Karantinada lar müracaat bay Cemaleddine edilmelidir. 27 Ağustos 1935. Tefrika Mo. 1 Yazan: Ikinci bölüm İkisi — Sizi seviyor mu? — Seviyorum diyor. — Siz onu mi musunuz? — boş Salih başını “sallad, ilâve etti: — Pek âlâ e ki ben yalnız si; Fatma Gayri iye kızardı Başıni önüne eğdi ve sord — Ya siz? — seviyorum. Za- ten ben ber kadını sevmez mi- yim? 'endik sulh hâkimi Cezmi Yalnız işlerinden konuşur. deaş gin bir kızla evlenmek istiyor. İstediği kızı yere istikbali müs ii Onun gibi bin hama — Muavin Behcetin vi Bu- ralarda benim sarışın rakibim... Ben olsam onu kaçırmazdı! — Yakalanır — Hepimiz yakalanırız. bilirler ki, ele > — ru kimse yoktur. İş söz zamanı bulmaktadır, Siz va di kestiremezsiniz. m emi: z hissederiz. yn ge lelim vE Kaymakam — Ha ani taaaklrğaler r kere buralardakini ta- memliyeliri! Hem bana kalırsa İstanbuldan kimseyi çağırmıyalım, dok eğlenizi Akşama kadar bununla meşgul k ular, Ertesi gün Derviş paşa zade geldi. Kısa boylu, yuvarlak omuz- lu, katmerli enseli, çatık kara- kaşlı bir zattı, Hararetle Salihin ini konuştu. Fatmaya bakarken gözleri bula- nıyordu. Paşa zade Salihin pek hoşuna gitti. Budalalığını bütün bütün meydana çıkarmak için elinden ge- leni yaptı, ona hayli yardım etti, suretle vazifesini yapmı oluyor, yuvanın saadetini koruyor ve fakat bu yaptığı şeyden çok zevk duyuyordu. Fatma da mem- nundu. Bunu farkeden Salihin Ağzına geleni söylüyor, her sözünü Salih tasvip ediyor, Fatma gülüyordu. En mantıksız sözleri Salihin tas- budalalığına anla- mıyordu, o da memnundu. İyi bir gün i, Amma içine bir kurt düşmüştü. Salihi kuvvetli © bir rakip addediyordu. Bir ara- E alpsiz» de- di. Bu sırada odaya giren Salih gördü. Fatma usulca elini çek- miş ve gülmekten kızarmıştı. için içi rahatladı. Buna rağmen Habipten intikam almak istedi ve artık ona söz vermedi. Harikulâde bir talâkatle yalnız ii anlattı, geç vakit gitti. Fatma Bir za- lik gibi bir adam geçirirdi. İşte a dileği olmuştu. Hayalinde yaşat- tığı erkek nihayet gelmişti Arkadaş Karısı Selâmi Kayacan vinçle hıncını, öfkesini, kinini unuttu. Bir haftadır, bir anlsf©” mazlık yüzünden açılan aralar bulunuyordu. Kol kola, çiflik arkasındaki yin beyaz bir d rak geçip gidiyordu. da, oturdukları ev pembe bir yi vayı andırıyordu. Dallardaki yer raklar, yerdeki otlar canlı imf ler gibi titreşiyor! Salih, burasını e sevdiğin? kanaat getirdi. Vatanın bu köş€ side onun için bir sevgiliydir bu iki yaradılış biribirlerine 4P” kı tapkısına benzediler. Aşk bw susunda biribirlerinin a , ünde biribirlerinin taban tabana aksi iler. Gece değirmilendi, dört buc#” ga ay doğdu. İlk önce kızıl sonra sonra beyazlandı. j İşte bu kadar. Salih kendi" yatan odasında yap yalnız buld“” Gene ellerini ensesine kavuştu” du, doğrulmuş durumda uzandi."* Bir aylı gece, aş böyle yatağı"# yatmış, gözlerini (o yummamışt” Fakat o gece ne iel bir g© ri Oilk gece ruhu, ay ışığı körlük Daykalldinik yüzmüştüi > Egem kei mi gülümsedi. İ geceden bu geceye değin M gok ee değişmişti. en sonra sevimlilik ii orkudan sonra emi” yet doğmuştu. «Ben de kadın gibiyim!» söylendi. Bu söyleniş onu kızdırdı, sağ? sola döndü, yorganlarına bürü” diy? “ Dil be 2. Fatmanın güzel sesi vardı, V$ hayatta tek sevdiği, tek haz duy” k turu? ta siyah çizgili, siyah soka si yah kuyruklu mürekkep lekelerin? baktığı zaman, ancak kendine kavuşur, kendini kendi kendine kalırdı. Kadınılığıf' kadınlık duygularını, kadınlık 8“ rTurunu ancak o zaman hissederd” Musikinin dışında kadınlık hisle gı bildiği melodileri çalardı. ası var),

Bu sayıdan diğer sayfalar: