3 Eylül 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

3 Eylül 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Eylül 1935 Me SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI “Memlekette adalet yok ,, diye cuma namazı kılmıyan eski bir şeyhislâm Niçin hatır sormuyor? bdülhamid ermeni vekayii es- Masında mabeyinci Arif eski şeyhislâm Bodrumlu Ömer Lütfiye (16 e 1306 - eni 09) gönderir ve: — Heri e terk etti; Ömer *fendi e bir defa gelip halimi #ormuyor! diye şikâyet eder. Ömer *fendi; bulunmayışım ır. Yolunda sert bir cevap gön derir. Arif be ey bu cevabı daha rn tabirlerle padişaha if- Abdülhamid kalben mes e tılmakla beraber Bodrumiyi big gibi bir mrrieleye yim *demez, Bodrumi men efendi: — Memlekette adalet yok! Diye ae azlinden öm- Tünün n sönuna cuma na Mazlarını ii alan must şeyhi-l Eski — ... efendinin oğ- lu paşa İstanbulda oturan bir Sn amm andırırdı! o Öyle Mütteki id iy zamanının en güzel ve Puh kadınının kocası idi. Bu im- tiyazı inhisar şeklinde muhafaza Pek gi güçtü! Buna kudreti yetmi- ini de bilmez değildi. Hattâ zahiren bunu anlamamış görün- istedikçe anlatmak istiyen- ler sıktığı halde bile sevgili ka- İç €f ve haysiyetine uygun bu- lurdu! Koca padişah Abdülmecid bile Serfir, raz hanımın şuhluklarına, Vefasızlıklarına tahammül göster- iyor muydu? Bu büyük mi Wa teselli vermeğe kâfi idi! Kocalık sıfatile o kadar teşhir gilmiş olan ... efendi rüşvet ve ediyelere ai da abus bir çeh- R Böstermezdi! » Paşa babasının bu hallerin- in ups te ve tebriye ey. mek buriyetini hissederdi, Nüm diye gösterilebilecek in atm affettirmek isti- Yor gibi ydi o " Babasın nın 3 sevdiği bü kasısından olan ii e anadan olmadıkları için .— lere bb La öy anadan değiliz! ül e etmezdi. işiten bir muzip.. a mn işlaşmila — analar > — Yalnız ayni anadan d değil, > e da değillerdir! paşanın sözünü ama eylemişti! Paşa kendisini herkese sev- direğe alışırdı. EN başımda namusperverliğile sel imei iyi bir IRTEM Hakikatte şahsan bir âhunun gözlerile bir öküzün zekâsına ma- likti! mke karşı setre| id zamanında evkai nazırı sise Abdülhamid zama- nında bâlâ ricalinin en kidemlisi tanbulda şöhret ve itibar sahibi bir zattı, Çok şeyler görmüş, geçirmişti. Etliye, sütlüye pek karışmıyarak memuriyette mütekait gibi yaşa- mağı tercih ediyordu. Vanikö- yündeki yalısında bahçeye nazır büyük bir odayı çocuklarına ders vi ittihaz etmişti. Köyde mek- tep olmadığı için köy muteberle- (rinin küçük çocukları da buraya gelip Rıza efendi Me ram ho- casından mec: n ders alırlardı. Rıza a eti “öyle hayırlı işler besile taltif olunur. endi bu yeni «hemrüt- besini» hemen ertesi sabah er. kenden tebrike gider. Böyle bir a De ye Rami fendi a eder; misafirini üstünde entarisile kabule şitap ile birçok itizarlar- — Bizim gibilere böyle rütbe ihsanı istihkak fevkinde bir lütuf ve Ea hümayundur! azular gösterir. Fakat a entari — kabulünü DE — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — AKŞAM Tefrika No. 548 tikçe bekletir. Bir saat sonra üstünde düğmeleri kapanmış set- resile görünür: —Sizi biraz beklettim, Affınızı rica ederim; F münasip bir hey: çıkabilmek için berberi çağırtıp sakalımı düzeltmek istedim de Yolunda bir itizar sarfeder! Rami efendi mahçup olur. Ken- disinin samimi hareketine karşı bir gün evvelki soğuk sözlerden sonra bu muamele ile kalbi zi- yade incinir. me e ifratı hürmeti kay- tepen ri e a ikinci fır- ka azla iler sam ilk işim şu di me serasker kapısına uğratmamak olurdu! Derdi. Serasker oldu. Haki- katen dediğini yaptı, Fakat Kayserili Simonaki ma- beyinde Lv etti, Rıza pa (Böyle kii yapılmamalı ve hizmeteden müteahhitlere bu de müracaat gene e serasker ka- pısına ayak a öreke l Yüzbaşıya kadar zabitlerin ev- lenmesi seraskerin muvafakat em- lerin evrakını hem örürsün ananın öre- kesini sözlerini tekrar ederdi. (Arkası var) hiffet ve Rıza efendi: — Ne diyorsunuz efendim! Si- n gibi sahibi zevata atufetlâ değil, haşmetlü elkabı ya- kışır! Diye istihzalarda bulunur, İltifatın bu derecesini soğuk bulmakla beraber Rami efendi ertesi günü ziyareti m için Rıza efendinin konağına gitmeği veci be bilir. Rıza rs zairi beklet; | 1908 de Ecnebi Sermayedarlığına Karşı ilk Kalkınmalar Mn işci tarihine bir 908 evleri nasıl (başladı, bastırıldı. Binali ve ml hareketleri. Yazan; Hüseyin Avni Fiyetli 20 kuruştur İzmir 1 (Akşam) — Altay spor klübü genclerinden bir grup İz- mir eğlence yerlerinden İnciraltı plâjına bir gezinti akşama Altay sporcularının İnciraltı gezintisi eğlenmiş- lerdir. Yukarıdaki resim, bu eğ- lenceye iştirak eden gencleri gös- teriyor. kadar orada Sahife 7 Tefrika No. 18 Arkadaş Karısı Yazan: Ikinci bölüm İkisi — Salihi elden gidecek diye ödü patlıyor! Kahbeymiş... İehimed Ali! — O da gözünü açsın!... Bİ Zavallı bay Fatma odasına kapandı ve bü- in gün dışarı çıkmadı. Salih artık tereddüd etmiyor, tit- reyemiyor, düşünmüyordu, Artık yapması lâzım gelen şey meydan- danydı: Gitmesi lâzımdı. Bir an evvel buradan kaçması şarttı. Ar- tık bu vazife halini almıştı. Na- sıl olmuştu da bu kadın onu sev- mişti, ona âşık olmuştu? Ask, e) tekrarladı. Buraya yek di kadaşı M: ce derin bir yese kapılıyordu. Mehmed Ali her saadete lâyik, dürüst, namuslu bir insandı. Hem Salihin yalnız gitmesi kâ- — saza ehi Alinin e sai den fethetmesi için Mi Sedakârlıklar daha ii zımdı. a onu unutmalı, hat- tâ ondan nefret etmeliydi. Ken- inden nasıl nefret ettirebilirdi? Aradı. Fatmaya karşı kini, hın- cı yoktu, kadere, kaderin cilve- sine kızıyordu... Her neyse, her şeyden evvel gitmeliydi, ondan sonra bir şey düşünüp bulacaktı. Ertesi sabah Mehmed Ali ile ba- raber çıktı. Yolda usulca, yakında gideceğini söyledi. Mehmed Ali es meşin yalnız biraz şaştı. 'n karısının üzerine gelen bir fenalığı da merak ediyordu . değildir, fakat has- Vr gene bizi bırakıp gider — yi cevap vermedi, Meh- med Ali mübessir oldu: — Sen bilirsi O gün Mehi zil Ali işlerile faz- Ni meşgul olmadı, çabuk dö düler. Evde Fatmayı yorgun ve solgun buldular. Salihi lâkayıt karşıladı. O sa- bah samimiydi. kadar bitkin- di, ki hiddetini gösterecek kuv- vet bulamıyordu, Mehmed Ali sordu: -- Nasılsın canım? Fatma Dai — iyi; bei Patiesil iyi değildi. Meh- ordu. Fatma biraz Kocası- i. Salih yalnız kadın onunla tek tük konuşuyord Mehmed Ali arkadaşının gide- ve ii Gece, Fatma bi- daha toplanımnca söyledi. Fatma vo kaldırdı ve pürüz- süz bir — Yal sn 1 dedi, srtar özür dilermiş gibi ko- nı — e yazık, ki di — Bu evin içinde el olaca- ğını siz benden daha iyi bilirsi- niz!.. Salih bu söze ehemmiyet ver- dü: medi. Kadın düşün «Gidecek mi sahi?.. Giderse gitsin, on ne. Âsabıma doku- nuyordu. Amma e bozuldu, ker sözü kesiyor, her söze itiraz Sli yor, âdeta kavga arıyordu. Oda- erken çıktı, uyuyamadı. Dü- Selâmi Kayacan bir kelebek gibi, hülya- güncesi, ru siz şeydi... vermiyecek miydi. şinde koşan işte uykusunu kaçırıyordu. ;. Nihayet gözlerini yumdu ve rü- int bd gın ikam almağı ai sabah ilk uyanan Salih oldu. Fatma ile yalnız kalma- mak ii zi pi Ali ile bera- ber çıkac vd aşağı inince — Ben de. ğe Beraber ge- liyorum, ded en ge ik ceğim, işlerim var, seken senin için kalsın dedi. yi amma.. yaparsın azizim kadın sözü dinlenir. Hele a ka- rısı olursa, Kal bakalım, kal.. ehmed Ali iaklüğir Salih ayakta arkasından baktı... Fatma ne istiyordu! Ne isterse istesin, artık korkusu yoktu, öbür- gün, belkide yarın gidecekti. Fatma iki saat sonra aşağı indi. Gözlerinin altı çürümüş solgunlu- ğu artmıştı. — Horozlardan evvel beni uyan ci Havaalmak için bu ne te- lâş! Merak etmeyin, bu gece uyu- celal Ali iyi olduğunuzu söyledi. — Çok iyiy — Burada Di emretmişsi- niz, — Sevindiniz mi?. Haydi kah- e de Tim. iz İkhvalti ettiler. Fatma vik Bühüdee doğru yürü Salih arkasından gitti. Fatma döndü: eşimden koşunuz, yanım- dan ayrılmayınız. Farzedeniz, ki im. alih .c: yüüyorard. Sessi ayım; hazin İri ba- na Klee verm Gene sessiz yürü ili iirilrizi misiniz?. — Çok ellerim v amma. — Rica ederim yalan böilemle; ın. Salih cevap vermedi. Sessizlik gene başladı. Fatma geniş nefes alıyordu. Sa- avası iyi gelmişti. Yalnız ha- reketleri yorgundu. Fakat gözle- rinde ve ruhunda gençliği canla- nıyordu. Salihin hali sinirine dokundu: — Bana bir iki çiçek koparsa: nıza, Salih kadının bu emrini de ifa etti, Fatma aldı, kokladı, fırlatıp vi sakindi. yavaş Fatmanın öfkesi öylü yecekleriniz bu kadar mı? Peri me pek eğlenceli doğrusu. Salih cevap vermiyordu. Fatma sordu: .— Ne zaman gidiyorsunuz?, — Yarın. ey k Mi irafirpercrlğiizden istifade edemiyeceğim — Edersini Beli Salih sustu, Fatma rim haykir dı: sı var) ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: