11 Eylül 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

11 Eylül 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 Eylal 1935 AKŞAM Sahife 7 Karadeniz kıyılarında... Dağlar, tepeler, sırtlar her taraf yemyeşil. Sahil, Isviçrenin en muhteşem dağ .panoramaları gibi uzanıyor Giresun sahilinden bir görünüş Yavaş yavaş, alçak sahil kıpır- danmağa, dalgalanmağa, değiş- di n bu Pert erler #anki bir ia düz yer bulamıya- «Sak zannolunuyor. tarafından gelirken, nı İster mi çarçabuk kasabanın üs- tüne s perdesini çekti, Karan- klar o uzaktan dört beş e lâm5ası parlıyo en ura , gelenler Kelibalarimdlan b in memnun. Ge- Sinme masrafı çok ucuz, diyorlar. Fındık bahçeleri bu sade ve basit Yüşayış için kâfi.. Tat deyirlerinin meni ve kanaat Ayatı, fındık bahçelerinin kendi kendiliklerinden »imete Me Mesud memleket Pazartesi günü Giresuna gele- *€ğiz, Giresunun — öteden 'beri o kadar medhini işitiyorum ki içim- de bir merak var. Samsundan son- TA sahil ri güzelleşir diyenlerin haklı var, Sabahtan beri gerçek- ten çok güzel — kıyıyı seyrederek a tev- lütfedecekleri bir tevekkül. iSrliyoruz. Zo ldak ve İnebo- li ii Boğaziçini az il atan sahil burada İsviçrenin n muhteşem dağ panoramaların- e kosmuş bir levha gibi uzanıp Ridi Fiş ağlar kat kat yığılıyor... rel kısımla islik, güzel, çük tepeler ve arkadan mı çam tepeler, Ağaçlar arasında da- ik <vler w ve e köyler. Buralarda insan hayatının cazibesini Vermiş, Giresun gerçekten gönül acısı Manzarasile tatlı diz di Ağaçlar, kırlar onarıma, içine ka- ün bütün güzelleştiriyor. kasabaların ti dar sokuluyor. cazibeyi arttırıyo apur m aka pek az dura- cağı için dışarı çıkmak kabil de- ğil. Halbuki İstanbulda iken Gi- resun arkalarında görülmeğe de- ger bir yayla bulunduğunu işit- miş, İ olursa oraya çıkmayı tasarlamıştım. Anlıyorum ki bu güzel yerlerin güzelliği: ni hakkile görebilmek için belli başlı iskele- lere çıkarak bir iki gün kalmak lâzım gelecek, dönüşte belki çok kalırız ümidile Giresuna uzaktan hasretle baktım, hep ayni hülyalı bir gü- zellik devam ediyor, vapurun için- de hareket fazla. Herkeste bir sa- bırsızlık var. Trabzona geleceğiz, ondan sonra Gi bom boş kala- cağa benziy: seye” yiye Çek şirin bir kasabaya benziyor. Sahil boyun- ca, ağaçlar arasında köyler sık- a Yeşillik açıklı koyulu her biribirlerile ruhda hayat dertlerinin üstüne çıkmış kadar bir tazelik ve neşe var... Trabzona varmak sabırsızlığı vapurun içini kapladı. Gözler hep dan sonra, artık zonlu bazı yolcu arkadaşlar mem- leketlerini oçok medhediyorlar, Trabzon her taraftan güzeldir, sy , Trabzon koca bir şehir hissini veriyor. o Yı şıyoruz. Güzel bir ağaçlı tepe görüyorum. Bu, medhini dinlediğimiz soğuk su tarafları olac. iyorum, Trabzon, Karadeniz kıyılarının en büyük bir şehri olmak ve bu şehir ahenkli bir surette yapık mak itibarile hakikaten güzel, Fakat gözlerim şehir güzelliğinden ziyade tabiat güzelliğini aradığı için, ben bu levhada müstesna bir haşmet göremiyorum. Trabzonun üstündeki bir tepe uzaktan in çirkin dei inüyor, Bozi dediler. Bütün Kara- deniz An böyle çıplak, çirkin bir tepe görmedim. Yak- laştık. Vapur durdu. Yakından kin öldürmüş. Mardinde bir kadın le ölü bulundu Mardin (Akşam) — Şehrimizde Kör Fatma me kadın iki ge- bıta tarafından yapılan araştırma sonunda kadının kocası Tahir ve arkadaşları Emin, Said tarafından öldürüldüğü anlaşılmış SE Said ile Emin yakalanmı Ka- dının kocası Tahir de ge ai dır. Ankara baytar fakültesi cerrahi hastalıklar profesörü reşe bir çok tanınmış pehlivanlar iştirak edeceklerdir. şu Boztepe bile güzelleşti. O da yeşil oldu. Trabzona da çıkmak kabil de- gil, Asıl dönüşte buralarda çok uracakmışız. ten vakit de akşam olmuştu. Karadeniz kraliçesinin İğ dan yavaş yavaş uzaklaştık. tm Hopa paya gidipte ne yapa- caksın? diyorlardı. Nafile zah- met, Birşey yoktur, orada. Ben müm! olduğu kadar çok yer görmek arzusunda oldu- nn ka dar uzayan rcih etmişti, Eğer bu sejekenen Hopayı görmeden dönseydim hayatımda derin bir bedii haz ve heyecan içinde ge- çen çok ee bir günden mah- ser erkenden Hopa önüne geldi ve demir ati. zaman, birdenbire güzellik önün- de açılan muhteşem panorama karşısında irkildim de içimde bir sarsıntı duydum. Ruhumun gizli noktalarından birden bire neşe ve meserret çağlıyanları boşanıyor- du. Sevinç içinde idim. Dağlar, muntazam bir yeşil edi gibi, ta Bir berberin başına gelenler Yağmurdan kaçarken doluya tutuldu! Kefene sarılarak artisti korkutmak istedi, fakat hem dayak yedi, hem hapse tıkıldı rşovanın genç ve güzel ar- di şen kâküllerinden birini mıştır, Berber, sonradan bu hatasıni anlamış ve yağlı müşterisini kay- betmemek ve tazminat mecbur kalı ran kâkülü, diğer saçların arası- na saklamıştır. Fakat berber, ertesi sabah ar- tist taranırken, bu hai dana e ağart- ak çlarının ağarmasını, çitin e atfederek ber- berden hesap sormıyacaktı, Fakat berberin bu hesabı yan- hş çıkmıştır. berber, ke- fene sarılı ölesi artistin yatak odasına girdiği zaman âşıkı ora- saldırmış ve kefeni korkusundan k olan berberi g ilini yutmuş üştür. Berber, temiz dei dayak yedik- tıkılmıştır. murdan kaçarken doluya tutul- muştur. . e verilmiş ve cür- ederek hapishaneye Ni Zavallı ber, yağ- Ölen kocasından boşandı! Mezar başında ağlarken kocasının e aldattığını nasıl anladı? elinden tuttuğu küçük bir çocuk- la beraber, ölünün mezarını ziya- rete gelmiştir. Madam Stakyeviç, bu ziyaret- adından ten şüphelenmiş, genç ki ne diye geldiğini sormu! ul kadın; yığlevelii otek — E » sahile kadar sıra sıra, kat kat ilerlemişler, geniş ve hasretli bir hai denize sarılmak Kin i lerdi. Sanatkâr birel bu & ve kaya yığınlarının elemi iğ canlı ihanetine dayanamamış ce bir zevkle biçim biçim oy- zarcının. elinden kocaman - muş; üzerlerini yeşillikle yı kaptığı gibi, diktirmek istedi- süslemiş; (o ağaç, çalı, ot ve ği mezar taşını param parça et- eye ağaç yeşilinin bütün ince miş, sonra da mahkemeye baş nevvü ve ahenginden istifade k müteveffa kocasından siz burada ve bir levha vak boşanma davâsı açmış! 1. Dağ v eme kadının bu davasını re m ” Hopadaki ii kabul etmiş ve vr am kas İ ge pek nadir tesadüf olunur. Bu- rar vermiştir, | rada güzellik ihtiyacımızı ve aş- ! kımızı tatmin eden bir gizli ruh SELÂMİ İZZET j ilk bakışta bizi kendine bağlıyor. e e Şi < ; gi i j Tepelerin bazılarında gökle | Dasıl olur? diye soracaksınız, Kı- Y RO $ ç bir kucaklaşmışlar, bulutlar or. | 8aca anlatalım: Ti AT ANATI j manlara girmiş ve çlar bulut- Leon Stakyeviç namında ei j ların üstüne, gökle! mış. Bazı | gin bir otelci, ölünce kazali ii. Her kitapçıda bulunur ! noktalarda, bulutlar gökten düş. | rin bir mateme tutulmuş ve taat Fiat * 75 k | müş “> — Biyer gibi, yer yer, | ve ibadetle bu yesini dindirmek e ye 5 | koyu orma: ciddi | için o: gün müddetle bir ma- i 1 ei yüne Pier ve tebes- kia kapan - | Yurttaş | sümlerini Opa şuursuz atem müddeti geçtikten sonra ieiletiei tabiatin rast il meydana çıkar. | madam Stakyevii cası İçil 2 se gali vi dığı cansız bir sahne değil sanki | muhteşem bir mezar taşı yaptır- edek için çalışalım ve muhteşem, muazzam İs sanat | mıştır. . Bu muhteşem taşı, kocası- z ri kı ileri eseridir. nın mezarı üstüne koydururken yemi ari ii a direkli Kğ genç bir kadın, mm Cd imei keli lük endüğiz;i ağ

Bu sayıdan diğer sayfalar: