19 Kasım 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

19 Kasım 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ZA e KAÇMA şe — aş Sahife 8 AKŞAM 19 Teşrinlenni 1935” SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI IRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 591 “Odaları anahtar deliklerinden kokla, hangisi anber kokarsa ağa oradadır!,, ey Muzıka mler sevi- len bir sima idi. i ziz ve heyecan ile bizzat yangın yerine gelmişti. Sarfedilen bütün sayü gayrete reğmen yangın söndürülemiyor- yanında bulunan » İbrahim paşa ziyade ta- zim ile temenna ederek: Efendimiz müsaade buyu- di anenizde ka- ayım! Cevabını verir ve Abdülâziz- den yanında kalmak müsaadesi- ni — oparır, rahim r gün namaz- . Ekakiyyat) yü okurken ilk imeden sonrasını unutur; aşa- bir tig getiremez, Na- azdan zihnini yorar, ka- bi değil. bii ii Kışla hizmetçisi Abdürrahma- nı çağırır: — Ulan, senin EA namaz kıl dığını görmüy: orum, Abdürrahman — “Bir vakt bilal, kılarım, efendim. Paşa sm bitiremez; lü içinden > aşa — Ulan! Anlaş a Mei. miz de bilmiyoruz! Git, zım Hafız Nuri efendiyi çağır re e de öğretsin! Kışlada (forma) giyilmez rm biribirinden farksız önü — e meli setre ile bulunurdu. mabeyinde hizmet için emir elik İbrahim paşa- yı me biri gelir, rsi ndim; odası ür İbrahim paşa da la: — Odaları anahtar deliklerin- den birer, birer kokla! Hangisi anber kokarsa ağayı orada bu- im paşa Serencebey ye- evinden her sabah RAN bir kadın kendisini mn Eg milim Ni. ya ni karısıyım, Bir haf- r kocam eve uğ ka: oturmaz Niyazi ielendiyi çağırır; şiddetle Niyazi efendi — Efendim! Lütfedin! Beni de dinleyin, Ev- de dirlik yek! Bir dakika raha- içinde sa rada yatıp kalkmağı tercih edi- yorum. Halim seçe | Paşa daha k ili Ya ben ne- ? Evine git- mediğini bir daha işitmiyeyim! Yoksa Dye tehdid ile Niyazi efendi- yi o akşamdan itibaren evine git- meğe zorlar. İşte böyle halleri, sözleri ile enbe! başçavuşlukta, çavuşlukta kalmış e lar vardı. ecip paşanın ilk günlerinde bi hallerinden tazallüm için birleşip en huzu- runa çıktılar, yanı yakılarak hallerin anlattı e paşa — Vah, vah! Çok yazık. sür Hem otuzar sene bana düşen bir mİ Bu de orum. Bir daha aş re ümide düşerek memnun olan mi tekiler bu son sözlerle Bnb kaldılar. Necip paşanın ikinci bir mua- melesi muzıkai hümayun mensub- larına kumandanlarından ne bek- Kyrie al tam ve si beni beğ . a bin- başı Kör Rıfat iğ ki orkes- trada kornosinyal da çalardı - bir akşam işreti ziyadece kaçı- rarak odasına gidecek yerde ef- rad koğuşuna dalmış, orada bir yatağa serilmiş, erir ei Necip paşa bunu haber alın- ca Rıfat beyi muzıka musllimli- ile Yemene memur Guatelli paşa müracaatla Rıfat esi bien istedi. Rifat bey giderse muzr bozulur; çok fena olur, * Necip paşa — Rıfat bey bu kadar iyi muzisyen demek! Çok meyi sera ni ya ölmüş iz? Gk yaşa paşa — o vakit yapa- cak bir şey kalmazdı! eci) saatten itibaren Rıfat beyi ök müş farzediniz! Necip som ölünceye kadar. kumandanlığını muhafaza ettiği muzıkai hümayun işte hep bu tarz ve şekilde idare etmiştir. Abdülhamid teşkilâtı muzıkai hümayun kumandanlığına bağlı bulunan saray tiyatrosuna baba- ikri terak- arzu ettiğini ec- nebilere göstermek isterdi. Tersane konferansı için İstan- 7 gelmiş olan lord Salzburi dun İn; rel yük bunları oOGedikpa: tiyat göndermişti. (1) Abdülhamid saltanatının ilk zamanlarında sultan Mecid dev- rinden kalma dans muallimi ih- tiyar Adalı Yankonun daki genç çocuklara dans talim et- mesini emretti. Yanko işe baş- adı Dans öğrenen bu gençler ara- sında Zati ve Halil beşere de Sr sp Sonra “Cozeppo diğer bir dans il iri ndı. Bu danslar arasında ba- letlerle beraber şirit örme ve matrakları usul.ile urma gibi el da vardı, t bu oyunlar çok devam ri po daha ziyade pando- mimlerdeki dans tertibatına ba- kardı. Eskiden sarayda oyun pi ken artistler e öperlerdi. Abdülham Secde Allaha mahsustur! Diye bu âdeti kaldırttı, ç ÇArlasi var) (1) Refik Ahmed Yakın çağlarda "Türk tiyatrosu. EŞ meş NE MEELNE —Runalnim İnanilan —Zoaleli YASEMİNLER um Bugün gi müzdeki hafta Selen Memi Şa mı? — ye bu | halin hoşuma gitti. Gerçekten iyi ve akıllı bir evlât olmağa başladın. İşte Pedritoyu çağırıyorum. — Peki, Pedrito geldi. a Cristi- ma kızu ının ellerini ve Pedritonun i tuttu. Glllş bir mera- simperestlikle budalaca bir kaç Iâkırdı söyledikten sonra: — Artık biribirinizin nişanlı- ai dedi. Allah sizi bahtiyar etsin! Bunu müteakip, Pedrito, “ağa an öpmek için müsa: Muhte: — Evet, dedi, öpüşünüz. re bu dudakların yü- sürülmesine de MET Gözlerini dı ve ğ bir ıslaklık ve bir tazyik rr an iğrendi. adam Crisi — Şimdi, çocuklar, dedi, ge » Nişanınızı eda de ha- e ln im, o em halile yuvarlanır gi- öne düştü ki torlar ve krallar yor zannolunabilir: Ambretta ile Feke arkasın- dan yürüyorlardı Pedrito genç er nuşmakta bir mâna kalmamıştır, değil mi? Ambretta başını eğdi: — Tabii, dedi. El avucuma bırakmıştı. Nişanlısı bu eli acıtacak derece- de şiddetli sıkıyordu. ının ve d mu ki budalaca sözlerini burada da n aynen tekrar etti, Hazır bulunanların dudakla. rında böyle merasim ri na mahsus aptal bir tebessüm dolaşıyordu. Yalnız Don Vincen- zo bır tarafa mea koltuğa oturmuş, yere bakıyordu. Madam Gömün ya halin far- kına vardı. Ters bir sesle sor- du: — Vincenzo, sen kızının ni; ka am böyle mi karşılar. n Vincenzo bir şeyler mis br ise de ne söylediği du- yulmadı. —S ima herkesten ayri ray için ir ihtiyaç ia biy. —Biraz rahatsızım da... ahatsız olmak ii ei tam büzünü mü bekledin? Âdeta hid- detinden böyle yapıyorsun ni ek! Zavallı adamın bear bir İ parıltı geçti. Bir ai “sü karısı- nın şu münasel li nialiğir isyan edecek gibi göründü, Fakat son- başını eğdi, hiç ses çıkarma- dan eski vaziyetini muhafaza etti, Yemek vaktine çok bir şey kal mamıştı, Sofra mükellef suret- r çok gürültülü nın vee nl mel , d denilir yordu. Pedrito genç kıza: — Yemek hazirlanırken, biZ balerin bire, Holaankını 4 İİ kö iş mi ; 0) ağ seni min bek” liyeyim? — Pı Ambretta odadan çıkmağa da” randı. 4 edrito onu elinden tuttu, Ki” Jağına eğilerek fısıldadı: — Beni sevdiğini söylemedi hâlâ bana? — Evet, — ri ağ öyleyse? — Biliyorsunuz bana hâlâ ii yabanc! gibi, ai ediyorsun. — Daha dakikalarda... — Beni balm musun? Arm bretta? — Evet, — Söyle bun Genç kız bütün ie top” lıyarak: — Seni seviyorum, dedi, Sonra, m en kur” tardı. bakma dan, Keş ledler dinle meden bu kâbustan kaçtı, odasi” na gitti, Kapıyı kapadı. Odada yalnız kalınca rahat bir nefes aldı. Kendisini we hür hissetti. Her an nefsini tetmek, bir : renk overmem all çalışmak yüzünden imla ii üzerinden kalkmıştı ünde yeni bir azap eseri belli oluyordu . 'armaklarını saçlarının aras” na soktu. Yüksek sesle: — e Eee dedi... Çabuk olmak Töz gm aa yaklaştı, bir çek” e Odanın içine şaşlı» devaB açtı. bir vaziyette bakmakta ediyordu. Ne istiyordu? a arıyordu? Tekrar mırıld — Evet... Dolaba gitti. ye çantası çıkardı, Buna bakt” miri tarafa atti, hidi idi. görebilecek miydi? AAmbretta sevgilisini görmek İ” tiyordu. işle ve herkes? rağmen onu gi i lâzımdı. Ah Nahidi. ii önül se viyordu. Fakat ne yapmalı? Şidmi, sof” ranin başinda mıhlanmış gibi ot” mağa mecburdu. Böyle bir ziya Sonra, akşam ü Gristine hep birlikte eli. 5 sel mayi teklif edecekti. o gün yürüyecek” lerdi, koca alay da arkadan 89” lecekti, Bu gezinti yüzünden ak yemeğine kadar hiç bir bot şam zaman kalmıyacaktı, ir hdi ve l İçinden bir 4 i . | i

Bu sayıdan diğer sayfalar: