19 Kasım 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

19 Kasım 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Te isani 1935 AKŞAM p Sahife 9 Tefrika Mo. 188 — Radyo SEE yı m ; ir 19 aç salı Her akşam Rus ir AOLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR yalla ii ii E ki el, bir hikâye Pp ensesinin incileri siya alide miyon. caz Feh arkadaşları, 20 K, CENGiZiN OĞLU|: İSKENDER FAHREDDİN —— Gökten yıldırım düşerken Cengiz Han bile gözlerini apar ve alnını üç kere yere koyardı. Kublây, Pool is ılımlı, baş başı yukarıda Çing Kay bir Melen, sözü Kublâya getire- 3 7 Onu halk çok sevyor, dedi, di P Seğiz!) diyor. Halkın bu ir Şok ve Kublâyı babanız okut- © büyütmüştü. Oktay han al Yram günlerinde, kendi agi gibi, bağrına basarak ok- v — Babamın sevdiği insanların Psini be sevemem. İây am- öm tahtına göz yesili diyor. N Böyle leb kötü gözle ba- m mi ben nasıl i iş başına & m veziri fırsattan istifa- rim ei ve duyduk- dü- özden zler Kubliyl arası ei olan- — Bu S si kedilerin kimler Ollida nmek isterim! & - Kay biraz tereddüdden ara, hakikati ei ie nses Turakina - fırsat bu- en bir —in suda tan çekinmez. Çünkü da bilir ki, Kublâ ç u bir as- dı ina, e n çok sevdiği oğulların- an Prens Kotanın herkesten üs- tün olmasını is ünl Birden iletin açarak * çok sevdiğini söyle.. Bunun ek betiç bir sel Vi m Ki bütün ere en nan yılmazı.. en çok akıllı de. Hiailem ona Çyaldarımla: ön ba la, “ad e miş, yi köylüler «— b un bizi bu felâketten dl diye yalvarmağa başla- a dinme- ublây bu ne bir ağacın e dayanmış, ayakta du- uş, ik hayretle sordu: Alı, yekta akta mı duruyormuş...? Mı? yere koyup yalvarmamış Hindi e Yal yır. en düşen yıldı. Baka seyret onlara karşı Bone, 4 durmuş. Fırtına bittikten va köylülere kaç yıldırım düş- e ü haber vermi iş tang, olların yıldırım e üpeeker tiki “1 asp. yalvarmaları çok Mağ se ulusal âdetleri ol el için, olistanda o güne kadar yıldı- dan mi rkma, ayan bir kimseye Ik kahramandı. rastlanmamıştı. Cengiz han bile seferde yıldırım düştüğünü e e üç kere alnı- p: (Tanrım, sen bizi per- (Gökten musibet yağıyor!) di- yerek kaçınan ve yerlere kapanan alk: «— Gökten fenalık rg Sözünü ilk önce Kublây si mişti, Kul y Karakurum medrese inde rule gök gürültülerinin neden koptuğunu, şişmeşklerin neden husule geldiğini öğren işti. ız gök gürültüsün- a yıldırımdan korkulur mu? Di. sine dayayan karşı kaldıran Kublây, o günden sonra, hiç bir şeyden korkmayan bir azmi diye tanınmıştı. Çing - Kay hakana bunları an- atırken ,biran için kellesinin teh- kendisi için de tehlike görebilirdi. İşte o vakit, ” hakikati sezen vezirin başı hiç şüphe yok ki cel- Miz keskin ii altına düşe- kti., Sallan hırsı air Böhu A ei miy: kat, Çing - Hi ok akıllı bir Beri Hakanın ihtiraslarını uyandıracak bu nokta üzerinde başını, kocak Kublâyın demi uvvetli kolu ezebilir, da başı boş gezmesi doğru mudur? yala rdun selâmeti için, bu konuşmayı ka. grani dinlediğini kim umardı? 'urakina, vezirin söylediği leri irem duyunca hi , dişi bir kaplan gibi, onu diş- “ seye gün değilse, el belâs slam melün cuce söylenerek iye düştü. Turakina herşeyden elini çek- a za şehirlerimiz! inim konan Hür En Obua Koblinger, il Kühn, ei Ki tango gru) 21 İyo ala 21,35 son bee, bee 21,50 Vokal ve Enstrumantal e iin sololar — 18 konfer: 18,25 plak, 1850 50 ye saati, - 132 16 Macar müziği, 20 kültürel Avustu akşamı 21,10 stüdyo piyesi, 22,2 be ye 22,50 Macar müziği, 23,55 caz- 13,05 Marku or- 35 konserin ar. hr ve mi 13, 4, Beethovenin e reuzer sonatları, e iyano - e abu erlere), Vi e ank yim r (Beethoven), ka arkası, ei, * Gölün 23,30 hafif mir en le), 23,45 yaban- cı dillerde Berlin: M7 eli — 30 Büyük kom- pozitörlerin e ilk eserlerinden parçalar, is Kö nimlereder eli ve zik, 19, er) 0 yıl sesli film, KERE 040 Aktüalite, Ma 2, “e şarkılı karışık konser, 23 haberler, 23, a ge ni 24 Münihten halk havi 316 m. 18 hafif müzik, 19, 130 Akal 20 Alin Doğu hu- duduna karşı söylenen halkyşarkıları, 20,45 günün plâğa alınmış yenilikleri, 21 kısa e , 21,10 radyo pi stra- 23 iyano a hafif ezik, eç, 19,50 gençlere sözler, 20 bando Mile, 20,55 Aktü beli , 2I has e Goby? dar! ae 24 i, dans parçaları (şarkılı 7m. — 18 Amatör iii TB, 30 v - sie 19 konferaı ayım ından, Toscaninin idaresindeki sen» taniyi röle, 23,40 dan » plakları 1331 m, — 18 hi zik ik ve yale, 18 29 ile Kin arı, 19 ke onferan Enstrüman! izi a izlen 21 e 2 210 e E dur hi FN EN w G — an balk havaları, Varşovi — 17,15 plâk, 17,45 çar şar) Elie 18,13 hafif müzik, söz- vE 19 plâk, 19,45 plâk, 20 köylü ya- 3 Yeli spor vesaire, 21,10 hafif 2 konservatuvardan röle, 23 Sik B ei 23,45 İngilizce kon- ferans, 24,05 dans müziği. Kai 1724 m. — 19,30 karışık one 20 30 Dram, yayım 22 yaz mn er yayımlar le kadar hafif müzik, 19, 05 yeni e ği 50 haberle, 20 gecelere hitap, 20,05 koro müziği, ZE duyum ledi 2İ, İO şenimd 5 ani zak. kar yayım, 23:30 hal Türkiye Ecnebi SENELİK 6 AYLIK 7 I AYLIK 10 > 0 e Posta ittihadına dahil olmayan ecnebi memleketler: Seneliği ei e aylığı 1900, üç 1 1400 kumun 2700 krup 1450 00 Vi > > Prenses Milyukin, aynanın kar- al im rimel sürüyordu. girince, gelen? Diye sordu, «Al Te kemi a» ymm mı? Prenses evde yok diy: . Kim m defet hepsini ir Biraz sonra hizmetçi tekrar gel- is — Gitti, dedi. Fakat kundura- cı da birini yollamış, fatura getir. miş... : — Bir ay sonra m pi sene sonra gelsin. Of! pe wv ba- şımdan demiyor m Saat dokuz be prenses hü ayna karşısında idi. Hizmetçi- ye tenbih ediyordu: — Nerede ise ire gelir, ken- disini tam yirmi dakika küçük sa- londa pi let! Faik, bu uzun ve üzücü intizar bi te okuyordu. Sedirin yanında kü- çük bir masa KN Üzerin- de aynalar, yüzükler, bilezikler, taşlar, tatiler vardı. Faik onu, kumral saçlı e rüt küpe- lerile o kadar güzel buldu ki yüre- ğinde bir helecan duydu. Milyukin: — Vay, siz misiniz? dedi ve tembel tembel elini uzattı. Biraz erken geldiniz, Faik, Saat on bir- de sizi ve dum, — Ya! Hatırımda değil, ise, zararı yok, daha iyi, Neye bakıyorsunuz? — Hiç, Şu elmasları seyrediyor- dum. Görüyorum ki dünyada hiç bir inci sizin çehrenizin rengile müsabakaya çıkışamaz. Hiçbir safir Meli renginden güzel olamaz. Yalnız gökteki yıldız .. Fakat le da ruhu yok... — Yanılıyorsun Faik, Bir kadı- nın güzelliğini meydana koymak, daha doğrusu güzelliğini ak i elmastan başka bir tılı- sım yoktur. Bazı kadınlar paraya ehemmiyet verirler. Fakat biz Rus- > mücevherlerin ruhundan anla- — Nei gm süküttan sonra ilâve etti — Seyredilecek bir şey yok iç- lerinde, dedi. Elde kalan birkaç kırıntı, Bir heyetşinas nasıl yıldız- dün; prens Dimitrinin ma düşme: ne sebeb, kendisindeki bir ra 000 kuruştur. imperator hanedanına mensub Adres tebdili için yirmi beş Piğeeleimleyi in meri Ta“ RA ei isaermik imi Si Ben daha beş ya- Şaban 21 — ei s imi Güneş Öğle İkii ilen Ein 102 za A 2 1s Va 508 650 1453 16,49 18,24 İdarehane: Babiâli civarı Acımusluk Sok. 13 N». Iş bulmak için Uzun uzun düşünecek yerde AKŞAM gazetesine bir KÜÇÜK İLÂN koydurunuz! Meşk daim eme eki. —— iken, ze eme nne- incili ve yakutlu tacını iste- rim rim diye Fi lik Bu, e bir sevki tabiidir, bir ihtirastır. Dün- yada hiç kimse taşların, öle sler rin, mücevherlerin ruhunu benim kadar anlıyamaz ve sevemez! Sonra biraz sustu ve tekrar baş- ladı: — Heyhat, dedi, Milyukinlerin elmaslarından da eser kalma; dı! İhtilâlde onlar da yağma Şimdi e kalan şu birkaç par- çaya bi ca içim parçalanıyor. Şu Lİ inci gerdanlığımı o pa- tırtıdan kurtarabildim. Fakat kop- ğım dakikalar oluyor. a kuyumculuk eden bir rTusta tam istediğim — iki inci buldum. Vaktile bu © için Böler yapmıyo» eN ne cevab vereceğini bilmes ku un adresini sordu. Son: ra, muhavere tatlılaştı. O ilk defa olarak Faik zavallı iken dudaklarından öpmek aadetine nail oldu. sem Üç gün sonra, Faik Rus kuyum» cusunun dükkânından çıkıyordu. Sekiz yüz lirayı feda etmişti. Fas kat güzel prensesin çıldırdığı iki için girdiği borc onu için için mı tarib ediyordu. Bir aralık başı döndü. Yorgun» yecandan olacak, dedi, Tekrar başlamak kararını ver« 4 onra, kalbinde, kolunda şid- detli bir ağrı duydu. da di, Yanında a vardı, Fatmi ey değil, geçti, dedi. ela, geçmişti. Fakat ölüm- le m sabah, Faik yatağında ga yi un ediye almıştım, kadın önüne baktı, se bir t sevindirdi. Fakat ilk şaşkınlık da» kikasi geçtikten sonra, Faik ken- di kendisine kızmağa baslamıştı, Aptal! Diyordu. Derakap bir yalan uyduramadım da incil: sana hediye aldım, dedim. Şimdi ne halt edeceğim? Gözlerinin öründe güzel Rus adınının u ona bir işkence teşkil ediy: Birkaç gün sonra, kalemde dost larile konuşuyordu: — Faik, duydun mu? Güzel Rus an epice yaşamış ur! Faik ll belli etmemek için işle meşgul olur gibi göründü, Hikâ; iyeci

Bu sayıdan diğer sayfalar: