22 Kasım 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

22 Kasım 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22 Teşrinizani 1935 Her tarafta münevverler arasında işsizler çoğalıyor! sml MEM ehistandaki işsiz münevverlerin sayısı 170 bin, İsviçrede yüzde otuz ie ira € Milletler Cemiy: su bildiriy, yor: F İki edenberi, me Arasında işsizlerin sayısı çok ari ği Finlândiyada, ta e 5,000 tahmi 1934 o doğru işsiz arena in ediliyor- 33 sonlarında mm iz istatistik, Münevver işsiz olduğunu ti işti, 1935 de Mevverlerin sayısı 17 bulmu, Batur. 6.551 tesbit Lehistandaki işsiz mü- 0.009 kişiyi , İsviçrede, federal çalışma oi. başlangıçlarında, kimyak. er gibi 6 iş çalışanlardan inden çok olduğu « Fakat bu İşsizlerin bu tah- muhakkak- gi göre de, 1926 da tan 1 fön em olmağa m emiyeti mesai bürosu Yunanistanda da üniversiteli- ler 1470 te 1 iken 1926 da 774 te. ”. — © IF, Amerikada, münhal doktorluklar gina iken, omek- tepten senede luk ey ası a İtalyad. dar kemi, sayısı yüzde 119 artmıştır. Bi ukabil nüfus artma nisbeti de yüzde 17 dir. Umumiyet itibarile, ancak tam ai inkişaf devresinde olan mem- eketlerde ğer işsiz kak ia Bu anda a Mi makinistler retiştirm. için üniversite tale- Delakinin sayısını arttırmağa ba- kıyor, Türk talebe birliği kongresi Milli Türk Talebe Birliği kon- gre Mİ Vi ecikmesi hasebile çen EĞİ başarılamıyan birlik “da. re heyeti seçiminin ve ruznamede ikinci celsesinin 24/11/935 pazar günü Halkevi İstanbul ağir aktedileceği ilân &- lunur. Üye arkadaşların lütfen eee ü Halkevinden: 4 biri sn 95 de? dilden Evimizde B ce kursları da açılacaktır. lersler çarşamba ve cumartesi günle (7) de verilecektir. Yazılmak isteyenler her gün Cağal, daki Evimiz merkez gi bü- rosuna gelerek kayıtlarını yaptırabilir. AKŞAM Sahife 9 Her akşam bir hikâye İ Bulutlar arasında birroman (Pi avan Jİ Roma ile Barselon arasında iş hareket n kadının turdu. Kadın başını çevirdi, yeni ge- len yol arkadaşının a mukabele etti ve bu ark: pek Ere Erkek de > Hi dıya zeren — Yı iliği Herkes fena havadan İL acak, Antonia hem rna hem gü- lerek sordu: — Merak el ne var? m adamlar tayyare- den hâlâ dekkii Bide, siz ne- Teye yi z? — Cenovaya, tayyareye ilk bi- — Bir nişim, Hm vize işiniz mi var, yok- sa spor mi — ai var, Siz nereye gi- diyorsunuz? — Ben de Cenovaya, fakat ilk defa değil, a enlemi mi var, yoksa spor El E, — Vazife, Ot Vi üs sarsılarak ilerliyordu. Biribirlerinin seslerini akat kadın çok uyanıktı, Ko- caman gri gözlerile bulutlara, lara bakıyordu. Fakat daha ziyade yol arkadaşının abimiz seyret- mekten hoşlanıyord Ostiaya Rİ zaman âde- ta iki eski arkadaş gibiydiler. Tayyare limanının barında bi masaya oturmuşlardı. Delikanlı, tayyare yolculuğu için ll diye bir konyak ikram etti Kadın, bir değ ilin konyak teklif a edilndedeli halde de- gildi. Artık hareket hazırlıkları bit- mişti. Delikanlı daha ismini bile ilme güzel kadını bir tarafa çekti — “Şimdi hareket edeceğiz, de- di. Tayyarede şmak kabil değil... > misiniz? — nes musunuz? ocamdan ayrı yaşıyorum. — — Sizin gibi bir kadını mesud etmek için her fedakârlığı yap- mıyacak bir erkek var demek! Onları tayyareye binmeğe ça- ğırıyorlardı. Motörlerin gürültüsü ses işidik mesine imkân bırakmıyordu. Fa- t lâkırdı sevkıtabiisi ile dudak- ları kımıldayordu. Birşey söyliye- mediğine pek caı ıkılan genç, nihayet, ya nındaki kadını binden bire kendisine doğru çekerek du- daklarından uzun uzun öptü. Cenova üzerine geldikleri za- man, aşağısı karanlıktı. Sıkı bir yağmur yağıyordu. Yağmurun altında yere ayak bastıkları zaman, delikanlı ken- dilerini şehire götüren otobüste, güzel kadına yalvardı: — Bugünü benimle beraber ge- çiriniz. — Kabil değil, Burada dostla- rımdan bir kadını göreceğim, ya- rın ayni vasıta ile döneceğim, n de hemen birini görece- ğim amma bundan vaz geçmeğe hazırım. — Sizin işiniz benimki kadar müstacel olamaz. Şimdi size izah etmeğe vaktimi yok e saat altı- da, ei böbcesinde bulayan, ? Gelmemezlik etmeyi- ll eri: o ikayı ne allraizlıkla bekliyeceğimi bilseniz! sa Antonia dostu Claudina ile kar- karşıya gectiği zaman kendisi. ni ei ildi. — mektubünu aldım, de- di. Seni. şu sinyor Anolli ile evlen- mekten menetmek için hemen tayyare ile buraya koştum. Karşısındaki, yirmi sekiz yaşla- rında, gösterişsiz, fakat pek çok Bu sözleri işitir evam 2 — Onu geçen sene Romada ta- rımışsın da bana hiç haber ver- medin. Ne ise, yanımdaki dostlar bu adamı pek iyi slayer ser- gelmek zahmetini ihtiyar eder sein — m ima mamen anma- a Böl tahkikata di Anladım ki seni paran için alı- yor, İlk karısının paralar Me ce bırakmış. Kadıncağız kederi: den ölmüş. Sana da öyle ak Kumarbaz bir adammış. Bir kağ kere batmış çıkmış... Nasıl oldü ki bir kere tahkik bile etmeden kalktın? hizmetçi tutmuyo, — Bu edeyim. Şimdiye kadar ilk sev« diğim bir erkek. İnsan severse hiç tanımadığı bir erkeğe bile emnis yet eder, Antonia titredi: — Hakkın var, dedi... Bir yas bancıya bile emniyet edebilir... akat evlenmek mevzuu bahso- lursa... — Sen kocanı evelce tanıdın da neye yn için seni bir felâkettei İarikinEdk uğraşıyordum ya, Bir adamın hiyanetini bile bile onun- la yaşamak ah; çekilmez bir azap teşkil eder. ikaz ve sözlerini dinliyeceki miyim, Antonia, Bu adam v iyi iii Öne tanısaydın, sende de bu tesiri yapardı. nasıl old da o da senin Miyyare ile gelmedi bilmem. Çünkü her zaman bu tay- yare ile gelir, Bereket versin genç | kadın ken için An- tup getirdiler. Genç kız oku maz, bozuk bir çehre ile mektubu Antoniaya uzattı: vE karşı derin bir samimi- ei il , Bütün geçmiş yatımda size göstereceğim mu- habbet ve fedakârlık ile temizle- ek azminde idim. F bah birisine rast geldim ve mu- kadderatım artık kati şeklini al dı. Hayatımda ilk defa olarak derin ve hakiki bir aşk ile onu se- iyorum.» Antonia acıdan, © saadetten, azabı vicdaniden, korkudan ağla» mağa başladı. Dostuna karşı duy- duğu muhabbet hissile hülyasıni boğmağa kadir olup olamıyaca- ğını henüz kestiremiyordu. Acaba saat altıda randevuye 7 ame cek miydi? CENG iZi . İskender Fahreddin Bir devirde iki Hâkan: tanı tahtına oturmağa çalıştı- — oSrenmişi (Kay-Ping-Fo Moğol €yaletlerinden, Karakuru- hg n uz ük bir şe- İri, ablayı miyim zabit- de irlikte burada kalı 1. Şehir- Bi, Sn binden . vardı.. eğ Kublâya sadakat göstere- Na tiz, Dim ie var, rumda topla; Dilediğin yere hücum ede- Yin vermişlerdi, Kublâ- ede dört yüze ii akın bürüş a ve çok değe: Y (Kay - Ping - Fo) yi Gr e ir a) da bir mekt, © «Karaj e eni dali kira oturt- İN LU Tefrika No. 191 mak istiyor. an senin de bulunmanı arzu edi Halbuki Kabi kli Ka.. ri endi tarafta; tarlarından kırk binden fazla Kublây Kar disini tutup (o hapsedeceklerdi. bu hileyi tam vaktinde haber al «Askerleri yerli yerins gönder- meden gelemem!» diye cevap gönderdi. üzerine, yalnız kendi a- planan Kurultay hak. > ran) da (Kay - Ping Fo) ie EL Kublâyı iri ilân ettiler. Mogolistan o tarihte olduğu ka- dar hiç bir devirde böyle iki ha- kan buyruğu altında yaşamamış- tı. Çin tarihlerine mi bu öv ün nu Prens a utuk- tay) sebep ol (Kutukta; vi meri dost gö- rünerek onu Çinden çekmek ve bu suretle zayıf bıraktıktan sonra, kendini intihap ettir. mek istemişti. General Alem - dar, prense yardım edece- gini and içei ve İrini üzeri- Arık Bogi rak, Meli toplatmış ve: pin yapıl Oktayın yi seçmekle ne büyük bir hata İşledi, ginizi a Elimi, isterim. Mogo- listanın başına geçecek heri ir iş göremez. Ülkeler istilâ eden prensler ne güne duruyor Diyerek Kurultayı kremi ğa çevirmeğe muval 514 olm (Arık Boga) nı günden sonra, sesini mi lie tuktay) el altından tekrar Kub- lây a başlamıştı. n yaz, iki hakan arasında era kavgalar ve kanlı döğüş- melerle geçti. a), Mogol tahtına daha lu. Ne yapsın ki, saltanat Es onu kendi. iste- ğile Mogol tahtından inmeğe mâ- ni olacak siri kuvvetliydi. (Arık B mevsi- minde bir la hazırlıyarak Kub- lâya karşı gönderdi ve bu mi kumandanı olan (Tureci a) başını re n, döndüğün zaman senin bağım parca ağım! tablay ye Tureci nl ei Fakat. 'ureci, u düzerek, A- 2) Ho aln aldığı talimat üzeri- ne yola çıktı. Turecinin ordusu Kublâyın ka- rargâhına yaklaştığı zaman dağ- lar karla örtülmü! ştü, an ve tu bir dağ yamacında ordusun kurdu. Burada konaklamaktan ka bir şey yapamıyacağıni anlıyan e kendini çok kuv- vetli görüyord Turecinin konakla dığı Kublâyın karargâhı arasında saatlik bir Şa vardı. Kublây, n kendisine karşi gönderdiği ya şehir civarın- da konakladığını haber alınca hiç te şaşmadı. Kardeşinden böy bir hücum bekliyordu. O gün Tu- reci Kublâya iki elçi göndererek, ogaya itaat ets ri Elçiler Kublâyın huzuruna çık tıkları zaman, Kublâyın çadırı ö- nünde iki cellât dolaşıyordu. içiler Kublâya e söz“ lerini MM eci çok aki dir. De- diler, ii karşı durursanız haya» e: tehlikeye düşer, Size çok l ai soğuk Şe muha- faza ederek, ilere erdi: şu cevabi (Akası var) Stag

Bu sayıdan diğer sayfalar: