2 Mart 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 13

2 Mart 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Z Mart 1935 Çiplak dansöz sahnede birdenbire öldü Koğu kuşu dansını oynarken buhran geldi, kalbi durdu İlk defa ol > Fransada binler- > veye ün. e çı Hipikle olarak meşhur dansöz, Kolet Andris e ölmüştür. Kolet Andris sahnede meşhur Koğu kuşunu (Danse de cygue) ri gas eni AR, ven eren Koğ etmek için çıp ücudü arka- a doğru bütün kuvvetile gerer- ken yere düşmüş ve bir daha kal- kamamıştı: > Bu ölümün en feci tarafı da şu- dur ki, seyirciler, dansın son figü- i bir defa daha tekrarlamasını istemeğe başlamış- lardır. tten bu sahney onun rejisörü, o binlerci een kımıldanma- dığını görünce, telâşa düşmüş ve perdeyi indirmiştir. Perde indirildiği halde hâlâ se- yirciler, çılgın alkışlarına devam ediyordu. Halbuki perdenin arka- sağ hakiki bir facia cereyan et- are bayıldığını zannederek ga | sahmeye ge çıkmış ve seyirciler ara- ında doktor ii nie ig alaşan J t miştir. Direktörün bu davetine derhal yedi doktor. icabet eyl. mişlerdir. Fakat doktorlar, artistin pepe yakl saklan beri öl düğü ba TE vücudü, cansız olduğu halde, hâlâ bütün güzelliğini muhafaza ediyordu. Yalnız Fransada değil, bütün bir nam kazanmış tistin hakiki adı, sr, Fateydir. Kendisi bir köy kiz: men ailesi öpaibiş mükemmel bir surette tahsil Se iM yalnız sahnede değil, ı âleminde de büyük mrk göster- olet Andrisin birçok roman- dansöz» ve «Kızıl melek» ünvan- Tı eserleri vardır. Tıbbı adli müessesesinde yapı- lan otopsi neticesinde artistin kalp anlaşılmıştır. Kolet çoktanberi kal ez. rahat- sız mii rdu. Son defa olarak ahnede Koğu kuşu ki oy- e kendisine bir buhran gel- e bu yüzden ölmüştür. sektesinden öldüğü e Erzincanda Kurtuluş boyramı büyük merasimle kutlulanmıştır. Yukarıda mü- fettişlik dairesi önünde toplanan askeri ümera ve vilâyet erkânı görünüyor. AKŞAM | Her akşam bir hikâye | ektepten çıktığım zaman ga- yet hayalperest bir gençtim. En arzu etiğim şeylerden biri de için- de gayet şairane vakalar yazılmış SE hatıra defterine sahip olmaktı. Birgün bir dükkânın camekânında kadife elsa şık bir defter gör- düm e en dedim, ve alayım, çine alir hatıralar: yaza- rım.. Şiirlerimi bu gi kayde- erim, Hemen dükkân: girdim. Defteri aldım. Çok kalın bir İett i, Şimdi aradan seneler Mi Size bu defterin e sonuna kadar muhtelif yerlerinden sahi- Defter böyle sahifelerce gayet şairane devam ediyor. del bir karaladığım bir kaç manzume... içinde kaç kadın i için “döktüğü Nihayet li ortalarına dci: rr bir kayı atımda bir ei eli Bi sı teri elime almamışım,.. Fakat bir- denbire gene defterde yazılar baş- lıyor. mi için ve şairane hatıralarım kaydetmek için aldı: ğım terin son kısımlarındaki an ar: Bakkal Mehmed efendinin he- sabı: Bir adet sinek kâğıtı 5 kuruş. Bir adet fare kapanı 25 kuruş. Üç adet çiroz 5 kuruş. Bir kutu kürdan 10 kuruş. 50 gram pastırma 25 kuruş. zate hesabı devam edip gi- diyo Ma sahifenin ilk kelimeleri: «Naklı yekü: Birkaç er sonra başka bir hesap, kasâp Petronun hesabı: a kilo pi 50 kuruş ir buçuk kilo alem 75 kuruş. Kadife kaplı defter Vesaire vesaire. Birkaç sahife aka açınız... Ken di elimle yazdığım bir not. İşte aynen alıyorum. ama gelirken alınması zımgelen şeyler: Kayın valide için bir adet lâzim lık.. lâ- Gene kayın valide için bir adet tenkiye.. Bir a ingiliz tuzu müshili,, n küçük mahdum için İngiliz iel e adet. Çocuk Sai iki adet mü- şambadan don. Bir iki sahife, sonra bir zaman- lar beni fena halde düşündüren bir hesap: Bayram için lâzım olan öteberi: Kaynanama iskarpin. N hiç elemi sürmenin esi on beş sene elim. v ona bir saz e siai ayılar: şim.. bir farkle.. Eski hesap- lara bakıyorum, Kendime aldığım Kültür meselesi (Baş tarafı 8 inci! sahifede) eti eyl kB eyler hep genç bir adama lâzım olan eşya.. Fakat 10-15 sene s0$s raki hesaplara bakıyoru, Si boyası, romatizma ilâcı, rü şurubu.. ii iha yet en sonra defter ço- ye eline geçmi üçük Imış, benim yazdığım al kğ j karalıyarak kendisine hatıra et teri .. i Fenuerbahçe ile yapacağımız maç.. 29 teşrinievvel, İşte size bir kekiği defterinin macetasıni yazdım.. (Bir yıldız) Yİ nu nakz edecek işler görürse & ka“ * ç bibi 1 miami faili ; kü Türk inkılâbı, eklemeci, değil, — üncü ve sistemcidir. Biz Ziya beyin dediği gibi üç şey olmak istemiyoruz; dileğimiz bir şey ol- maktır. Biz tam Türk olmek isti- oruz. Dikkatınızı çi k mec- buriyetindeyim ki Türkleşmek baş- ka ki ei — başka, Meş- rutiyetin lozofunun zan ni gibi sizle mn ih- yoktur. Bizim için, Türk- rureti vardır. Herşey, bunun için- de dahildir. Yukarıda yaptığımız tarife göre kültür, insanlığın geçirdiği tecrü- beler sistemi olduğu için bu tecrü- i tahlil etmek lâzımdır. İnsan- lık, bu denemelerini önce kafasın» yapı hayata tatbik etmiştir. Düşünme ile yap- ma arasındaki aralık nekadar kisa olursa olsun, mutlaka bir zaman m e eder. Her ikisi de eendi kendine tam bir varlık sa- pekala Batıl inanları doğru bul- mıyan bir kafa, hareketlerinde bu- m irisan değildir. Düşünme hareket etme denk olduğu Za- li kültür dediğimiz bu in- be tam doğmuş sayılas inmenin en yüksek çeki ilini ve Salak hareketin en toplu rünüşü ahlak olduğuna göre lir i om in işte klana eri 2 s B ve — metini düşünmeli, arameli, taraflarını tamamlamaya iz ÇOCUKLA İskender Fahreddin önü! e e ar nil du, , Firavun (Kefren)in ölümü lim Y ve Girişi kurtara: kimse Miş ve etrafını muhafızlarla kuşat- IştI, Mutkas halktan ziyade ehram- larda çalışan sürgünlerden ve esir- “lerden korkuyordu. Same minen kaç- va te Tetten kurtulduk!» diye ba; “tıkca. Muti Ml * i başlamıştı. ü , Saray erkânından bir kısmı da a ğrış- Tefrika No. RI). Titanayı tahta Mall teşebbü- sünde bulunmuştı — Mademki ineği ez den kimse kalmadı. olmaz onun en çok sevdiği Se) kadını li kümdar yapalım, Di e ve Al kadının zekâ- sını, dirayetini ileri sürerek ondan daha muvafık bir e yi caklarını söylüyorlardı Bu sırada sarayın il kala- balık arasında birdenbire herkesi heyecana düşüren yüksek sesli ve iri boylu bir adam meydana çıka- rak bağırmağa iy — İşt Li mdar geldi!.. ye s Nara ie ö nünde Ri Mısırlılar “ii adamı. tanımışlar- dı: — Rahot.. Rahot.. Diye bağırişarak fini sardı- lar. Naranın sürgünden gel hiç kimse inanmıyordu. Firavunun kızı, halkın kendisini beklediğini görünce, yüksek bir taşın üstüne çıktı: «— Ey İlardanberi kendi taslarile kendi kanını içen esir v: muztarip Mısırlılar! Size şimdiden haber vereyim ki, Keüpsün kızı, bu sabah ehrâmların kapılarını âçtırmış ve bacakları bağlı esirle- cirlerini i elik ür. Bu- günden itibaren hepiniz hür ve siniz! Bugi iri. rma, karılarına, kızlarına ve sevgi- ln Ea - Bugün, Mr ırlıların en büyük bayram günü- dü Haydi, gülünüz.. eğleniniz.. Me 1 I ie rılarınızın, kızlarınızın ve sevgili- İerinizin boyunlarına sarılınız!» inç ve neşe içinde: sin hükümdarımız, in son kızı Nar ordu. arasından gür bir ses yükseldi: Ezenseş Naradan Mutkasın başını isteriz, ee koşup gelen sür- r hep bir ağızdan ayni söz- leri akl r. Pre; Ş dürman berdi Mutkas. Mutkas kendisini himaye söy ei onu Cizeden uzak: yar b? aktı. a, Cizeder sürüldükten Ta, amcasını esi adamların başında Mutkası Halkın iye hedliği i imi prenses e en insafsız hasım- Tarından biri Nara çile yakdağ taşın üstü- ne çıktı: gi E yabilirsiniz! Haydi, > Kn ei sa, e da HeBörihekizi ei meyiniz!, Halk, yıllardanberi çektiği son- suz iztırapların öcünü almak için Mutkas gibi hain ve gaddar bir adamı parçalamağa susamış bir halde kükreyib duruyordu. Nara o gün Mısır hükümdarlığı oturmuştu. ı nu istediğiniz gibi parçala” | R liler, şehir muhaf üyük rd Kapiler; bear zen- || in tacikler ve meşhur si İ yen hükümdarı tebrik ik etmek a i ai İİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: