20 Ekim 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

20 Ekim 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© o Himkidir meme Ad ahçılık di i , Drt beş arkadaş oturmuş talebelik r alebelik zâ- re Avrupada geçirdiğimiz aşk ların biribirimize anlatıyor- duk. len in en parlağı bi- Bakınız yım da dinle- Yiniz... dedi. İsviçrede okuyorduk. Beş arkadaş © — Küçük bir apartıman tutmuştuk. Son © Üsrece iktisatla yaşıyorduk. Çünkü en Hatta Bir iin mutlak pe penceresi gi gene elâlle beş aşağı on e uyuş- ze Celâldi Ertesi ü Eva gene geldi. Bu si fer yemeğe zül o başladı. Ve Bi. ze enfes alafranga yemekler pişirdi. day et süslü salatalar yaptı. Az bir pa- Ta ile öyle yemekler uydurdu ki şaş- tım kaldım doğrusu... oi sonra gene gramofonu kurduk. e dans ettik, eğlendik. Celâlin di para- nın üstüne biraz da ben katarak ga- yet küçük bir Sa de şarap almıştık. Oh gel keyfim aşasın şimdiye kadar e Si ahçılık!.. Var olsun Dila e ii günlük gani, hep le ahu, sen DeZAWAN alafranş . Yemeğin yanmaması için balim a VERE Çi Agri , e, Ek m. Felsefe ae Yemekle beraber kaynıyordu. Onu Mak içinden e genç e kahkahadan kı- e. sesle pey “—— Zavallı!.. ogi ni ahbaplık ee baş- Pencerelerimiz biribirine çok ya- M olduğu için yemek pşime nöbe- ği ğu günler bana aklımın erme- mutfak işleri hakkını da karşıdan iksek , ğın biraz ilerisin- eki i kenarına öder iniyorduk. 3 bu gezintiler esnasında bir gün 0 göl kenarında telâşla; >— Eyvah, diye bağırdım, yemeği ta- Memik Samime... Meraka bütün Suyunu çı © yanmıştır. Banu üze üzerine le sevgilimin is- a idi. Gülerek: gideyim de yemeğe baka- Yun... deği, Meiyi eder anga bu derece Ma o ılar. Ben bi- mel öğren: yık silva Gülüm, — Zekâ ve zevk mesi bu.., diyor- dum, Onlar parı Aman ne iz eri Şakirciğim... Bir harika b line i ellerin derd görmu meği her gün sen güzel olacak! rlardı. Daha ertesi günü yemek pişirmek sırası Feridindi. Bu sefer onun yanına yaklaştım: — Bugün senin yerine açi pişi- ve Z- yercesine: Ellerine sağlık Ker son derece midesine düşkün- E .. dedi, gene di ne- Serie, tim — Hay. hay... Meharetimden emin ee n de Eva va bütün me- k bi izi » se kri ticaretin Yl eğ Gi > ticaret, hem de Arkadaşlarım bana «ahı 2 Ka küçük bir haftalık ta bağla- - Şi? Bir gün Eva ile gi. İkili Lİ ettik, Ben Eva- nın arkadaşlarından birine fazla ilti- fat etmiştim, Eva o gün gelmedi. Ye- mekleri ben pişirmeğe mecbur oldum. ile suyu kaynamaktan azal- 5 Ve acaib li a girmiş yemeği ME hale yola koydu 8 o yemekle meşgulk. vayı i dıklıyorum, Eva bir tartan m yeme arya, bir an tokatlar atıyor: Mp Uslu seli yemeli GERE vaa e si gi Alaturka ye- him ediği halde tahminle ve be- tarifimle Eva yemeği pek güzel ge pişirme em bu su- an sonra evde Uk. Dans ettik, ledi Si isis t imz halde saklambaç ği b gün gün geçirdik ki hall ta ta. Ertesi günü ii pişirmek sırası bizim Celâlde idi. O li benim kadar BEBE a ekten - bir kere yemek ire k e leme m evde ği an — Celi dedim in Şia ben senin in şaşkınlıktan ağzı açık kal Yemek oi yeşıl o in in ettiğin halde... Alay > ln alay etmiyorum... Senin pişirirsem kaç frank ie ik ne iyi edersin, | Akşam kişi e koptu: Ba tk. Bizim eve gittik O mutfa- | sı Sekelim-g re. dişimizden, iğim bir ala- | tırnağımızdan ekim ee parayı sen cebine indir. lke yemekler pişir ai Sel yüksel gün, daha a) gek emk aşjarım yemeklerin ğundan dolayı hem öne biniyorlar, hem de e sebebini bir türlü anlıyamıyorl: Nihayet işi az Salı ei Sr kikati onlara ani aman ün ağar ATIŞ... diye tutturdular. yang 22 ve bizi barıştırdılar. sonra ne zaman darılsak onlar aramızı buluyorlardı. Ahçılık tahsisa- tı da sürüp gidiyordu. yengi e > — e Öğle Türe sikii, 1280: Havadiz, “1805: Muh telif plâk neşriyatı, 14: ; : Plâkla dans : Plâkla, 19,30: sut 20: rk. musikisi ve halk şarl ekıları ayarı, vi ESTRA, 22,15: Ajans ve borsa, aberleri ve ertesi günün programı, 2230: pü e lar, opera ve operet parçaları, “ bee 257 Perşembe 'Plâkla Muh- nn ieşriyatız 1830: Plâkla dans musi 1930: Spor ak mal Eşref rn tarik, , 20: Cemal mil ve ar- kadaşları tarafında! lan Türk rnuzikisi ve halk: yarkıları, 2040: Ömer Rıza tarafın- rabca —— m iç içi — ie m “OR! KESTR. 2 Ajan borsa hilarleri yere günün programı, 220: Plhkia sololar, opera ve operet parçaları, HASAN” TIRAŞ BIÇAĞI ve AN au Kuştuyu gibi hafif ve zevk ile traş olması için HASAN TIRAŞ Bıçağı ile kabildir. 10 adedi 30 kuruşa Sahife 9 KAPTAN PAŞA GELİYOR Tarihi Yazan: İskender F. Deniz Romanı Sertelli—— Tefrika No.33 —— İspanya kıralı nihayet, elini, Avusturya imparatorunun yatak odasına kadar uzatabilmişti. Maksimilyeni zehirliyenler sturyadan kaçıyorlardı gene öyle bilsin, dedi, ben oraşanını söyletmeden oasmıyaca - Şehre inince onun ipe çekildiği. ni söylersin! Rodos beyi, kaptan paşadan bu emri alınca, kms döndü. Yerlilere: düşmanı Greçyano asıldı. Diyerek ,sahilde toplanan halkı da- gıttı Kallliyadan pe yeni bir haber: Akba müesseseleri Ankarada her dilden kitap, ga- zete, mecmua ve kırtasiyeyi ucuz AKBA ale inde Bi se ah Rodosa uğrıy: rm yelken gemisi m. yeni geliyordu. ana vardı. Kefalonyalı yelkenli buraya istemi- yerek ve türklerin ER bulundu- . k a ada- lar nda «Ürkek ri> adil anıhı ma fazla cesaretin- lamdı. O, adalar arasında ki çi- ık yaparak geçinirdi.. bir çok adam- ları vardı. Kefalonya ile Avlonya isında epeyce kârlı işler görürdü. / Ürkek Todori Rodosa gelmez, Yimanı dolduran rini gör- dü.. bir dost gibi e gemisini s€- lâmlıyarak - kaleden ii müsaade üzerine - sahile yine bir bem göndere, buraya ni- çin uğradığı e > yi ta- dı. e reis > onu çok n kâfiri, girsin, limana. Bize bir zarar gelmez ondan.. Diyerek, Todorinin şehre çıkması- na bile müsaade etmişlerdi. lıç Ali paşa, arka kasarada Salih reisle görüşürken: — Şu Todoriyi e ta bir sor- guya çeksek nasıl olur? Gi TeİS: olmaz, devletlim! - diye cevap verdi - Todorinin Arnavutluk iyorl haber alırız iz kendisi inden Ürkek e paşa gemisine ça- k sevimli bir adamdı. erkes hoşlanır rd. O, şakayı da çok severdi. paşadan iltifat Kılıç Ali görünce sevi ini. Pa- e fırtına artmıştı. Yo- Sin buraya / e Türkler dostum- dur, dı Rodosa dümen kırdım.. geldim. — Nereden geliyorsun? — Avlonyadan. orada da bir ge- içinde gaye Arasıra labilirsiniz. Her — Avionya beyini gördün mü? içtiğimiz şarabın tesirile e mua Seri b Me mb — İbrahim beyi görmeden dönebi- dum: gazeteleri kabul, lir miydim, paşam! — Yaşasın va are “Ünder yazı Bi — Eskisi gibi içiyor mu gene? sap semer reka Sl SR içermi liği yüzünden talel ii min Giz senesi çok rr pelernlerinin Ankamıda Nİ amma, benim Avlonyaya uğradığım iyi geçti. Arkadaşlar Evanım yemekle- fazl; içmie- o kadar memnun işi ciddiye mişti. A beni onunla evlendirecekler- | versin ki bu esnada okuduğum fakül. Kılıç Ali paşa güldü: ile hirihirli teyi bitirdim d dük — Avli dı in? li a mızdan korkuyorlardı, Ve — Arnavutluk sahillerinden... ve de Vm — Oralarda ne işin vardı' 'Todori kapan kısılmış bir sansar 75 pe gibi ezilip büzülmeğe başladı. — Biz, geçiniriz, pa- şamil Siz çok iyi bilirsiniz bizim işi- mizi, — Korkma, Todori! Görüyorsun ki seninle eski bir dost gibi konuşu- z oralarda yaptığın Baş, diş, nezle, grip, romatizma ve bütün ağrılarınızı uyg eye anla keser. İcabında günde 3 kaşe alınabilir. ri om N i Göğsünü şişirdi: isim ve markaya dikkat! Taklitler ya dikkati erinden sakınınız. | Kaplan paşanın karşanda ye NE b ek en geçmez en son yi e Avusturyadan çak taşıyorum, paşam! şeyden Tela a. özünün nk ia nı çata ka- Buiş her sen gözü vE bir şey edin mi? baki am ilen m yârlara bakılırsa, kaçan adamlı vust larından uzaklara mak istiy rai — şimdi yar m Ali paşa bu e inn Del ile tanıştığına çol — ni zehirlemişler de- mek... Öyle mi? ri Diye sordu. Todori: — Evet, dedi, zehirlemişler amı iş çabuk arş A ölümden — Bu adamlar San meydana çık- a i saray adamları imiş, dyan ri adamlardan. şüphelen- ecek- — Kaç kişi bı — Otuz kişi dar vardı. Yedisini Adriyatik sahillerin: bir köye gö- Mi Ötekil ir ikisini Ar- navul , Diğer A Bin dee üzak yerlere kaçmak Onları da Kefalonyaya gö- e rum. — Şimdi bu adarmlar g; mi? — Evet, paşam! e. b ei lar. tan dünyayı karıştırmakla mı eşgul, Bu adamları lm para ile av- Jamış eğik Kefalonyalı kaçakçıya dön- ide kaçırdığın bu adamlar m tanınmış bir kimse var ? — Kont Dürazo isminde bir adam var. Çok kibar, çok terbiyeli... İmparato baş imiş. İmparator en çok bu adamdan şüp- helenmiş. — İspanya kralının, Avustı

Bu sayıdan diğer sayfalar: