9 Aralık 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

9 Aralık 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

9 Kânunuevvel ii . . Mei 3 AKŞAMDAN AKŞAMA. | z m İSTANBUL HAYATI win İ ŞEHİR HABERLERİ Kalman Dünkü gazetemizde, yeni kan da- Kadıköy iskelesinde (Sabırsızlıkla vası kanununun tatbik edileceği yer- lerin listesi vardı. Alâkayla okudum. Fakat noksan olduğunu gördüm. İstanbulda ve diğer büyük şehirler- de oturanlar, kan gütme yüzünden yurdun muhtelif parçalarında ne fa- cialar olduğunu tahmin edemezler, Dikkat, ancak pek istisnai ahvalde .celbolunur. Meselâ bir kere bilmem hangi uzak yerden biri gelmişti de, eski bir âile intikamını almak için bi- rini vurmuştu. Gözümüzün önünde cereyan ettiğinden bu hadiseyi, büyük büyük, dallandıra budaklandıra yaz- dık. Fakat ekseriya, mahiyeti itibarile pek daha vahim bir cinayet, taşra muhabirleri tarafından üç beş satırlık bir haber halinde gönderilir, memle- ket sahiefsinin bir bucağında kaybolur gider. Yahud da hiç yazılmaz, ... Geçen kış, bu zamanlar, Samsundan öteye bir Karadeniz kasabasında yaşıyor- dum. Birkaç kun davası oldu ve bunlar- dan hiçbir gazete bahsetmedi Meselâ, bir gün çarşıda dolaşırken bir tabanca sesi işiterek balkia beraber koş- tum. Babayiğit bir adam — Y beni! - diye yetlerde yuyar- lanıyor, ayağa “kalkmağa, babancasına davranmağa çabalıyordu Fakat, imkânı yok. Çünkü sonradan ân- Taşıldığına “göre, kurşun belkemiğini del- miş; ebedi bir kötlürümlük hasıl etmiş Vuran, partal kılıklı, bedbaht bir köz- ile tenakuz teşkil seden pa- amını teslim edecek birini arıyor, gaşkın, şaşkın: «Yaşasın Cümhu- riyeti» diye bağırıyordu. Bağırmasının sebebi de şu: Eskiden «Padişaım Çok yaşale diye haykırana kimse el kaldırmazmış, Hatti meydan da- ağı esnasında durmadan ayni teraneyi aykırıp sopadan kurtulanlar olurmuş. ira, böyle bir nida işitince selâm durmak mecburi! Sopayı atanın hem selâm durup hem de vazife görmesi imkânsiz!... *Mley- dan dayaklarında trampet çalmak ta bu sebeple icad olunmuş! Cahil köylü de, yaptığı bu cinayet aka- binde, halkm bir tecavüzüne uğramamak için ayni temenniyi <defalarla tekrarlıyor- du. Ve arada da izah ediyordu: — Karımı kaçındı da, ondan vurdum. Sesler yüksel | Efkekmişsin. tlerde de 'rasladım: Kan darası yüzünden adam vurduğunu söyli- yen caniye ayni tasvibkür sözlerin söylen- âlğini tesbit ettim! Ne yazık ki kasabanın birçok delifişekleri, bu tarz İntikamilari Zira nicelerinin güttüğü ran yakalandı. Zaten kaçmayıp tep- lim olmuştu. Vurulan, kasabada kâfi sıhhi tortibat bulunmadığından bir gün ötede- ki Samsuna mosörle nakledildi. Fakat da- ha evel, yarası sarılmak için bir de ceke- tini filân çıkardılar ki ne bilirsin? Çap- ras çapras fişeklikler, iki tabanca, bir be- çak. Meğer, bu zavallı, kan davasına kalkan bir ailenin son ferdi imiş. Diğerleri hep vurulmuş. Bu da âkıbetini bildiğinden » srt silâh ve korunmak üze- re - köy kolculuğu almış. Her dakikası bir Cehennemmiş. Evinin penceresinden, 89- kakların dönemecinden her an biz silâh uzanmasını beklermiş. Sonradan köylerde dolaştığım sırada karşılıklı iki dağ tepesinde iki ev gösterdi- ler, Biri “bunun, biri de odüşmanmınmış. Temin ettiklerine nazaran, cani köylü, bil- hases karısı yüzünden değil, kışkırtma 50- bebile bu işe kalkışmış, eDonu yok “aya- gında! O tabancayı nerede bulacak?» di- yorlardı a Kan gütme aleyhindeki kanun, bir vaka çıkınca, taarruz eden ve taarruz olunan âilenin her ferdini bir kaç yüz kilometre biribirinden mesafelere da- ğıtacakmış. Çok isabetli bir tedbir. Fakat inşaallah noksan birşey yapıl mamıştır, inşaallah benim okuduğum liste tamam değildir. Zira, Karadeniz kıyılarının kan güdüldüğünü yakinen bildiğim bir Iki kasabası - ve bü me- yanda yukarıda misal gösterdiğim - listede geçmiyordu. Kanaatimce şu cihete de dikkat »— Bizin kayınbirader kadar Ikram» © adam görülmemiştir bay Amca... Rita Georg Viyana Şehir opereti İstanbula geliyor Yakında şehrimize büyük bir ope- ra İrupunun geleceğini ve Beyoğlun- daki Şehir operet tiyatrosunda tem- siler vereceğini yazmıştı: Şehir tiyatrosu müdüriyeti Viyana Sehir opereti ile müzekeresini bitir- miş ve anlaşmıştır. Bir kaç güne ka- dar Viyana Şehir tiyatrosunun Rita Georg opereti şehrimize" gelecektir. Rita Georg Viyana Şehir öpereti- nin Prima Donnasıdır. Şöhreti bey- nelmileldir. Son senelerin en meşhur öperet sanatkârıdır. Rita Georg temsilleri bir ay de- vam edecek bu bir ay zarfında da İs- tanbul Şehir tiyatrosu komedi kısmı sanatkârları Ankaraya gidip temsii- ler vereceklerdir. Rita Georg, öperetinde misafirle- rin kendi orkestrası çalacaktır. Ba- yan Rita bu maksadia orkestra şefini de beraberinde getirecektir. ” Üsküdar adliyesi Yeni bina hazirana kadar yapılacak Üsküdar Adliye sarayı inşaatı için lâzım gelen hazırlıkların ikmal edil- diğini ve inşaata başlanmak üzere Adliye Vekâletinden tahsisat istenli- diğini yazmıştık. Binanın inşası için lâzım gelen tah- sisat dün Adliye Vekâletinden İstan- bul müddelumumiliğine gelmiştir. Şimdi bina projesinin tamamlanması için çalışılmisktadır. Bu iş te süratle bitirilerek inşaata başlanacaktır. İnşaat süratle yapılacak ve malt yılbaşı olan hazirana kadar bina yar pılarak Üsküdar Adliyesi yeni bina- sında faaliyete geçecektir, İstanbul adliye sarayı İstanbul Adliye sarayı için eski ha- pishane binasının etrafındaki bing ve arsaların istimlâki işi bitirilmek üze- redir, İnşaata başlanmak üzere hapls- hane binasının bir an evvel yıktırıl- ması kararlaşlırılmıştır, İstanbul def- terdarlığı birkaç güne kadar hapisha» tahsis edilen yerlerine nakilleri biti- rilmek üzeredir, Bir tramvay bir arabaya çarptı Vatman İbrahimin idaresindeki geçerken isminde birinin idaresinde bulunan binek arabasına çarpmış ve hasara) uğratmıştır. genliği edilmelidir: Ekser kan gütmelerde, bizzat intikam alacak âilenin bir ferdi değil de, itma' yahut tahrik edilen fa- şı şiddetli tedbir gerektir. Yani müşev- vik ceza görmede birinci plâna gelmeli! (VA - Nü) Haklı şikâyetler Geceleyin vapur düdükleri Kuruçeşmede mavna çeken istim- botların gece yarıları lüzumlu Tü- zumsuz güdük öttürdüklerinden şikâyet eden Vahid imzalı bir mek- tup aldık. Diğer bazı vapurlar da, tayfa, yahut mürettebat çağırmak, aahile işaret vermek maksadile düdük öttürmektedirler. Bu, yalnız Kuruçeşmeye ald bir derd değildir. Boğaziçinin birçok semtleri ayni gürültüden mâşte- kidirler. Meselâ Kabataş, Fındıklı da bu meyandadır. Caddelerde otomobillerin korna çalmaları yasak edildiği bir saatte niçin denizde de ayni süküt hü- küm sürmesin? Kaldı ki, sürekli bir vapur düdüğü yedi mahalle- nin hastasını, çoluk çocuğunu ve sabahleyin erken kalkmağa mec- bur iş adamını rahatsız ediyor. Bu görültüyü yapanlar takiba- ia uğramalıdırlar. Telif hakkı Sadeddin Kaynâk tarafından açılan davaya dün bakıldı Telif hakkı aldığı eserlerinin, ken- disinden müsaade alınmadan okun- duğu ve çalındığı iddiasile bestekâr B. Sededdin Kaynak tarafından Böy- oğlunda Çağlıyan gazinosu sahibi Farukla “okuyucu Muallâ ve kanun! Artâki aleyhine açılan tazminat da- yasına dün Beyoğlu üçüncü hukuk mahkemesinde bükılmışlır. Mahkemede davâcı vekili, B. Sa- deddin Kaynağın eserlerinin müsa- adesiz olarak çalındığını ve bu suret- le telif hakkına tecavüz edildiğini ile- ri sürerek iki yüz lira tazminat iste- âlklerini söylemiştir. Karşı taraf vekilleri ise: — B. Sadeddin Kaynağın bu eser- leri gazinomuzda çalınıb okunma- mıştır. Okunmuş olsa dahi, bu eserin kitap halinde basılmak ve plâklara verilmek suretile âmme huzuruna çi- karılnışlır. Binaenaleyh ortada taz- minatı mucib bir şey yoktur. “Telif kanununun üçüncü maddesi, telif hakkının hududunu ve (o şumulünü tahdid ve tayin etmiştir. Biz de bu hududu tecavüz etmedik.» demişlerdir. Mahkeme, bazi tedkikat yapılma- sına karar vererek muhakemeyi baş- ka güne bırakmıştır, Bir çocuk mantar tabancası ile başka bir çocuğu yaraladı Kuzguncukta Nuri ve Kadri isimle- rinde iki çocuk, mantar tabancaları ellerinde olduğu halde biribirlerile mücadele ederlerken, bunlardan Nu- Tİ, bir aralık tabancasını Kadrinin gözüne tevcih ederek tetiği çekmiş, bu sırada fırlıyan mantar Kadrinin sağ gözüne isaböt ederek sakatlamış- tır. Hadiseden zabıta haberdar edil- miş, Kadri tedavi altına alınmış, Nu- Tİ çocuk ta yakalanmıştır, Bay Amcaya göre Yangına karşı a . Umumi binalarda . alınacak tedbirler 17. ğe bildiriliyor İstanbulda bulunan mağaza, mües- sese ve sair umuma mahsus binaların yangın tehlikesine karşı ne gibi vesa- it tedarik etmeleri lâzım geldiğinin tesbiti için itfaiye memurlarının bu gibi müesseseleri birer birer gezerek lâzım gelen tebliğatı yapacaklarını yazmıştık. İtfaiye memurları şehri dolaşmağa başlamışlardır. Her müesseseye ne gi- bi vesait tedarik edecekleri, binanm vaziyetine göre, bildirilmektedir. İ Ayni zamanda resmi müeseseler de gezilerek yangın tertibatı tedkik edi- lecek, büyük yangınlarla harp zama- nında hava hücumlarına karşı dosya ve evrak muhafazası için ne gibi ter- tibat almak icab ettiği bildirilecek- tir. Bu kabilvesalt kısa bir zamanda tedarik edilecektir. Şüpheli bir ölüm Lâlezar kalfa odasında ölü | bulundu Üsküdarda bir evde kiraladığı bir odada yatıp kalkmakta olan 85 yaşlarında Lâlezar kalfa odasında ölü olarak bulunmuştur. Ayni evde oturan Ziver ve ailesi bayram münasebetile misafirliğe git- mişlerdi. Eve gelince Lâlezar kalfayı görememişler ve merak ederekodası- na girmişlerdir. Odada kalfanın ölü olarak yatlığı görülmüş ve polise ha ber verilmiştir. Belediye doktoru tarafından yapı lan muayenesinde ölüm şüpheli gö- rTülmüş, Adliye doktoru da muayene edince, bir defa cesed üzerinde otopsi ameliyesi yapılmasına lüzum görük müştür. Bunun üzerine cesed, mor- ga kaldırılmıştır. Yerebatan sarayının ağzında- ki evlerin istimlâki bitiyor Yerebatan sarayının ağzındaki ev- lerin istimlâk edilmesine karar veril- diğini yazmıştık. Bu evlerin istimlâk bağlı olduğundan, mahzen slelâde ş6- külde istimlâk edilemiyecektir. Bu hu- susta Belediye, Maliye Vekâleti nez- dinde teşebbüslerde bulunacaktır. Tedavülden kaldırılan 25 ve 10 kuruşluklar kaldırılan eski yirmi | bekleşenler arasında her kafadan bir Ses çıkıyor: — Yahu, biraz çabuk olsalar da fır- tına bastırmadan köprüyü tutsak. — Ne yapsalar nafile bayım. Baksa- mıza, köpükler her tarafı sardı. — Heeeey, kaptan. Biraz acele ei. Yoksa, köprüye kadar çalkana çalkana içimiz dışımıza çıkacak. Önümde duran bir genç kız, telâşh telâşlı tepiniyor: — Bay baba. Vallahi ben çok kotku- yorum. Bu fırtınada vapura nasil bine- ceğiz? Siz hiç korkmuyor musunuz?, Bay baba gevrek gevrek gülüyor, Müstehzi bakışlarla etraftakileri süze- rek yüksek sesle cevap veriyor: z — Kızım. Bundan korkulur mu hiç? Bu fırtına değil, çocuk oyuncağı. Öteden karısı atılıyor; — Aa, öyle söyleme bay. Şu koca dal galara baksana. Oyuncağa benziyor mi hiç?. — Hah hah hah... Onlar dalga m yahu? Ben, öyle fırtınalı denizlerde yolculuk yaptım, öyle dalgalara tutul- dum ki, bunlar artık oyuncak gibi ge- Yiyor. Nihayet, vapur bin zorlukla yanaştı. Kapılar açıldı, Vapur sallandıkça sa» ıncak gibi inip kalkan tahta iskeleler — Ay, ay ay anayyy. Vallahi midem. — Hay Allah müstakım versin. Şu kadının haline bak, Aman onu gör- dükçe benim de midem... Ööööö... Bir aralık gene bayram dolabında dalgalara oyuncak diye alay eden kahraman? Rengi sapsarı olmuş, du- dakları sarkmış. Bir avucunu ağzına kapatarak boğulur gibi yutkunurken bir elile de yanındaki kızının elinden kolonyalı mendili çekip kendi burnu- na tıkıyor. Bir sağa yaslanıp karısının omuzuna düşüyor, bir sola dönüp kı ının kafasına çarpıyor. Oturduğu yerde bir müddet yutkun- du, kolonya kokladı, teplndi. Fakat hip biri fayda vermedi. Oyuncak diye gül- düğü dalgacıklar nihayet bizim kahra. manı yendiler!.. Cemal Refik asranasasasesa. sss Doktor Nihad Reşad geldi Su şehirleri hakkında tedkikatiş bulunmak üzere Avrupaya gitmiş olan Yalova kaplıcaları başhekim ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: