15 Mart 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

15 Mart 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

? | | 15 Mart 1939 AKŞAMDAN AKŞAMA Seyyal bir vazife ve insan kadrosu Şöyle bir ezeli ve ebedi mesele kar- şısındayız: Bir taraftş birçok işler var; öte yan da birçok insanlar... Usta bir dersi nin bir vücude elbise uydurması ka- bilinden, memleketin iş ihtiyacı bün- yesine, insan kadrosunu tıpatıp yer- leştirmek... Hüçbir yerde vücudün darlık hlsseb- memesi... Hiçbir tarafla kostümün pof- luklar yapmaması!... Gerçi güç İş. Fakat meharetle başarılması zaruri... Koskoca memleket ölçüsünde İş bünyesi devâsa bir büyüklüktedir.. Müşkilât asıl şurada ki, o bünye, ak çdan dökülmüş bir kalıb gibi kas- katı katılmış, hareketsiz durmuyor. Bakıyorsunuz bugün filânca yerinde bir irileşme, yarın beriki tarafında bir dumur, ertesi ay öbür yannda yeni bir uzviyetin peydalanması var... Onun için, mayiin kaba uyması ka- bilinden, kostümün bu vücude tıpa- tap gelmesi için pek seyyal bir libas zem! : Bütün müterakki garp memleket lerinin bellibaşlı sıkıntıları ve çaba- balamaları iş mevkilerile insan kad- rosunu denk getirmek, tetabuk ettir- mektir. Getirilemedi mi, müthiş buh- ranlar başgösteriyor. Bizde iktisadiyat başıboş bırakıl mış değil, Devletçi rejimimizde, dev- let — piyasa kudretinde, hattâ da- ha kudreli — bir iş verme, iş bulma nâzumıdır. Onun bu karakterini ileri- de de muhafaza için tedbirli davran- malı ki, şirrzemiz dalma düzgün git- sin, Geçenlerde; «Muallim sıkıntısı var. Buna mukabil birçok yüksek evsaflı memurumuz, Anka kuşu gibi, ismi mevcud, faaliyeti gayrı mevcud vazi- feler işgal ediyor. Onları, aldıkları maaşlara o muallimliklerde * kullan- malı!» diye yazmıştım. «Tecrübeli bir memur» imzasile bir mektup aldım: «Devlet cihazında böyle şeyler yapmük teamüle, teşki- lât usullerine inugayirdir. Nasıl olur?» mealinde itiraz ediyor. Evet, ieamülen olmaz, Fakat dev- letçi olan, inkılâpçı olan devlet, ken- di bünyesine bir seyyallik vermek zaruretindedir. Nitekim küçük misallere bakalım: Adli evrak posla vasitasile tebliğ edile- cekmis. Çok iyi düşünülmüş. Hattâ belki Disliyenin ve her türlü vergilerin evrakını de alâkadarlara posta ile tebliğ etmeli, Zaten postada adam xıkıntısı vardır. Bu» nu muhtelif emârelerden anlıyoruz. Şa- yet Adliye ve Maliyenin bütün tebliyatçı ları maaş Kadrelarile birlikte postaya go- girilirse, mesai mantıkileştirilmiş olur. Gayet garip bir hâdise de anlatayım: Oturduğum apartımanda bekâr birmi. Mar bir daire tutmuştu, Şehrimizin diğer mimarlarından ve (.,,) mektebinin muml- imlerinden birile zannederim beraber çalı yrordu, Bu sebeple, o da burasını adres göstermiş. Tahakkuk eden vergilerini Geb- lif etmek üzere, birçok memurlar eşiğimin zi aşındırdılar, — 0.) mektebi kotularından mimar falancazı istiyoruz, Her seferinde: — Buarada yek... Olurmuyor.., Hattâ di- #er mimar da çıkdı! - diyoruz. Sözümtzün doğruluğundan şüphe edi- yor, araştırıyor, soruşturuyorlar; gene gi- diyor, gene geliyorlâr: — (..) mektebi mnallimlerinden mi: mar falanca?... Nihayet sandık; — Burada arıyacağınıza (...) mekte- binden sorsanıza nerede oturduğunu! - Kadın çorapları neden çürük? Alman görün mütehassisi şehrimizde tetkiklere başladı Çürük kadın çorabı imâlins niha- yet verilmesi için alınması lâzımge. Jen tedbileri tesbit etmek üzere İktı- sad Vekâleti tarafından davet edilen Alman çorap mütehassısı Ankaradaki temaslarını bitirmiş ve dün şebrimi- ze gelmiştir. Mütehassıs sanayi tetkik heyelin- den B, Müeyyet refakat etmektedir. Dün sanayi müfettişliğinde bir müd. | det meşgul olan mütehassıs öğleden sonra çorap fabrikalarını gezerek tetkiklerine başlamıştır. Alman mü- tehassıs fabrikalarda çorap oimalâtı üzerinde meşgul olduktan sonra biz- de ipek kadın çoraplarının sağlamlı- ğını temin için nasıl bir tedbir alın. masının daha muvafık olacağı üzerin- de kendi müftalcasını muhtevi bir ra- por hazırlayarak İktısad Vokületine yerecektir. Diğer taraflar çorap fabrikatörleri de milii sanayi birliğinde toplanarak ayni mevzu üzerinde görüşmüşlerdir. Fabrikatörler bundan bir müddet evvel aralarında hususi bir anlaşma yaparak çürük kadın çorabı imaline el birliğile nihayet vermek Üzere fa- | aliyete geçmişlerdir. Çorapçılar Çça- lışmalarından, daha faydalı neticeler elde edebilmek için yeniden tedbirler almak Kararındadırlar. Sanayi bir. liğinde yapılan toplantı bu maksadla tekrarlanacaktır, kr Taç Gümrük muhafaza teşkilâtı mühim bir şebekenin izi üzerinde Gümrük muhafaza teşkilâlı mühim bir heroin kaçakçılığı hâdisesinin tahkikatile meşguldür, Bu kaçakçı- lıkla ulükaları görülenler sorguya çe- kilmişler, bazı kimselerin de malü- | matına müracaat edilmiştir. Kaçak- çılığın bir şebeke tarafından idare diği üzerinde durulmak- ikatın bugün etle muhtemeldir. İar heroinden başka da- ha bazı kaçak eşya da yakalanmıştır. | bugün Tutulan suçlular hakkında malümat slmak mü il resi olarak, Kera o mimar, birliğe de dahildi. Ora- dan da aranıp bulumabilirdi. Dinksadım kimseyi tenkid değil Demek istediğim şudur ki, şayet bülün bu İşler postaya devredilir, postanm kadrosu ona göre genişletilir, kuvvetlendirilirse, bütün mübaşirler ve tebiiralçılar posla müver- zilerinin bilgi ve tecrübelerile teşhir edi- lirse, devletin işleri pek daha kolay dö- ner! Durmaksızın değişen bir bünyenin üzerine, mütemadiyen elbise uydu” ran usta ve çalışmaktan yılmaz bir terzi gibi, cemiyetimizin İnkişafına, yeni ihtiyaçlara göre insan kağro- muzu rötuşlara maruz bırakmak!.. Güç; fakat zaruri!... Cihazımıza böy- le bir seyyallik temin edebilirsek, ha- Hin ve islikbalin nice nice müşkille- rini önliyecek bir ehliyet elde ede ceğiz. ŞEHİR HABERLERİ Karilerimizin mektupları Ecnebi mekteplerin yemekleri Gazeteler Maarif Şürasında konu- şulacık meselelerin bir listesini neğ- Fettiler. Ben de bu İsteye bir küçük madde ilâve etmek istiyorum. Şöyle ki; Çocuklarım ecnebi yatı mektep- lerinden birinde okuyor. Her şeyi güzel, yalnız ortada bir yemek meselesi VAri.. Canın boğuzdan geldiğine göre pek te küçük mesele olmasa gereki... Her yiğitin bir yoğurt yiyişi olduğu gibi biz Türklerin de bir yetmek yiyi- şimiz vardır. Ve dünyanın meresine gidersek gidelim midemiz kendi ye- meğini arar. Halbuki bu mektep, ya- hut bu mektepler, bizim âlâ, yerli gıda maddelerimizi kendi memleket üsüllerine göre pişirerek çocuklarımı- zn midesini « tabir caiz görülsün - gayri Türk yemeklere alıştırmaya ça- Maştyorlar. Buna ne lüzum var ve bunuh ter- biyevi ve psikolojik bakımlardan ne faydası var bilmem, Zira mektebi bitirip çıkan çocuk gene mutfağında Türk yemekleri pişen evine dönecek- tir. Eğer ecnebi mekleplerin takip ettikleri bu usul muallimlerinin mi- desini bormamak için ise muallim talebesinin lehine her Zaman mefis İcragütine mecbur ve bunu bir fazi- olarak yapan bir şahsiyettir. Esa- en ecnehi mekteplerdeki, ecnebi mu- allim adedi Türk talebe ddedinden pek azdır. Bu küçük mesele bir çok Türk ço- cuğunun shhatini ve bir çok Türk babanın kesesini alâkadar ettiği için Maarif Şürasını da alâkadar eder sa- Birun, —A.R, Bir motör Yemişte bir sandalı batırdı Motördekiler kayıkçının su- larda çırpındığını gördükleri halde uzaklaştılar Hasan isminde bir sandalcı Kasım- paşa iskelesine kayıtlı sandalı ile Ye- mişe giderken beyaz renkli bir mo- törle karşılaşmış ve manevraya İm. kün bulamayarak motörün sadmeşi- ne uğramıştı Sandal derhal batmış, Hasan Hali- ni r kat daha bu- lanmış olan çamurlu sularında boca lamağa başlamıştır. Sandalı batıran moiörün içindeki- ler sandalcının suda çırpındığını gör- | dükleri balde kaza yerinden süratle u- İ zaklaşmış ve izlerini kaybetmeye mu- | vaffak olmuşlardır, Bu esnada tesadü- fen o civardan geçmekte olan «Pat patı isimli motör sandalcıyı muhak- kak bir ölümden kurtarmıştır, Hasan, sandalını batıran motörün ismini te- lâşla zaptedememiş, yalnız renginin beyüz olduğu şeklinde ifade verebil- miştir. Kaza etrafında tahkikata baş- lanmıştır. Meçhul motör her tarafta aranmak» tadır. İ timalara dair Yüz karası Arkadaşımız Cemal Nadir'in yazdı- ğı «Yüz karası; komedisi 18 Mart 939 Cumartesi akşamından itibaren Şehir tiyatrosu komedi kısmında gösteril- meğe başlanacaktır. Komedi dört perdeliktir. En muk- tedir kömedi artistleri tarafından oy- nanacak olan bu eser yerli sahneler içinde orijinal bir mevzuu canlandır. ... Kah kah kah, kih kih kih!... (Gül babam gül, vodvil kabilinden hep side suya, hep gürültücü eserler... Müfettişlerin Belediye deki tedkikleri Hakki huzur üzerinde bil- hassa duruluyor Belediyenin on senelik muamelâ- tını teftiş eden mülkiye müfettişleri dün de belediyede kendilerine tah- #is edilen dairede meşgul olmuşlar- dır, Müfettişler, belediyenin henüz mu- hasebe kısmına ait evrak ve vesikalar üzerinde çalışmaktadırlar. Bundan başka mülkiye Hütettişleri geçen günkü nüshamızda tafsilâtını verdiğimiz (hakkı huzur) meselesine de ehemmiyetle temas etmişlerdir. (Hakkı huzur) un alınması kanu. na mugayir olduğu halde geçmiş iç- (bakkı huzur) ların alınması da daha büyük bir mesuli. yeti mucip görülmektedir. Bu itibar. Ja (hakkı huzur) lart tahakkuk etti- renlerin de kanuni mesuliyeti tesbit edilecektir, Temizlik amelesinin maaş- larma beşer lira zam edildi Mevsim temizlik amelesi Anadoludaki köylerine gitmeğe baş- ladıklarından amele buhranına mani Olmak üzere 15 marttan itibaren am7 le aylıklarına beş lira zam edilerek yirmi liraya çıkarılmıştır. Vergi tahsilâtı kâfi miktari bulmadı Mart geldiği halde henüz kâfi mik- tarda vergi tahsilâtı yapılmadığı ve alâkadarların şiddetle mesul olacak- ları belediyeden şubelere bildirilmiştir. Darphanedeki hırsızlık Para çalarken yakalanan üç işçi sekizer ay hapse mahküm oldular İstanbul darpanesinden para çal mak isterken cürmü meşhut halinde yakalanan Salih, Enver ve Halid ad- larında üç Kişi dün adliyeye verilmiş. erir. Bunlardan Haliâ darpanenin tor na kısmında, Salih ve Enver basım kısmında. çalışmaktadırlar. Müddel- umumilikçe yapılan tahkikata naza- ran hırsızlık vakası şöyle olmuştur: Bu üç işçi el birliği yaparak henüz besilmamış beş kuruşluk nikel pul- lardan dört yüz tanesini çalıp sakla» mışlardır. Fakat darpane müdürlüğü bunun farkına varmış ve hırsız işçile- ri suç üzerinde yakalamak için ken- dilerine hissettirmeden hareketlerini takibe başlamıştır. Üç işçi bir akşam'diğer işçiler" çe- Kildiklen sonra bir fırsatını bularak pâra basma makinesini işletmişler ve çaldıkları pullardan' fki yüz tanesini makinede basıp çıkan beş kuruşluk. ları aralarında paylaşmışlardır. Fa- kat bu sırada kendilerini gözetliyen memurlar cürmü meşhut halinde ya- Kkalamışlardır. sw Hâlbuki - komedi bile olsa - in- iktisadi meseleler İktisad Vekâleti bütçesindeki tasarruf 939 bütçesinde İktisad Vekâleti büt- çesi 3 milyon 721 bin liradır. Geçen seneki bütçede 5 milyon 489 bin kü- Sur lira idi. Aradaki fark 2 milyon 1- raya yakındır. Bu fark nasil tasarruf edilecek? Geçen seneki bütçede Ner- york sergisine 500 bin lira ayrılmıştı. Bu para Nevyork sergisine iştirak için sarfedilmiş olduğu için, bu sene bütçeye sergi namına para konma. mıştır. Bundan başka 1 milyon 440 bin )i- ra da sanayi masfiyetlerine karşılık olmak üzere, Vekâlet bütçesine kon- muştu. Yeni İktisad Vekili, sunayi? verilecek olan bu primlerin İktisad Vekâleti bütçesinde bir yer işgal et- mesini doğru bulmamıştır. Sanayi primleri nerelere sarfedi- lirdi? Bunu izah edelim; Şeker, kâ- ğıd fabrikalarile madeni eşya fabri- kaları dışardan ham madde getirdik- leri zaman gümrük resmi vermiyor- lardı, verilecek olan resim, İklisad Vekâleti butçesinden mahsup edil- mekte idi. Ham madde şunlardan ibarettir: Kâğıd için sellüloz, şeker için kimyevi maddeler, madeni eşya fabrikaları için de bakır, bakır lâvhalar, ham demir, pirinç ve saire... Bunlardan şeker fabrikaları bir şirket tarafından ida- Te edilmektedir. Şirketin neşrettiği bilânçolardaki rakamlara bakılırsa, şeker fabrikalarının getireceği ham maddeyi, İktisad Vekâleti bütçesin- den Himaye etmek Küzumsuzdur. Çünkü şeker fabrikaları, Vekâlet büt çesinden himaye . edilmeğe muhtsç değildir. Kâğıda gelince, kâğıd fabri- kası da Sümerbank tarafından idare edildiği için, bu fabrikayı, İktisad Vekâletinden ziyade bir bankanmn idare etmesi daha mantıki bir hare- kettir. Madeni eşya fabrikaları için de ay- ni şey söylenebilir. Hasılı İktisad Ve- kâleti bütçesindeki tasarruf, pek ye- rinde ve isabetli bir hareket diye te- lâkki edilebilir. Halbuki bütçenin te- ferrunlı neşredilmeden evvel, İktisad Vekâleti memurları bu tasarrufun kendilerinin maaş ve ücretlerinden temin edileceğini zannelımişlerdi. H.A sa sasunenesrmsasasanserunı sanaaanan G köprüsü tı Gazi köprüsü inşaatının 20 ağus- tosta tamamlanması lâzımdır. Bele. diye, müteahhit firmaya tebligat ya- parak inşaat bu tarihle bitmediği takdirde her geçen gün için 500 lira tazminat istiyeceğini, bildirmiştir. Bununla beraber köprünün önü. müzdeki Cümhuriyet bayramından evvel bilmiyeceği kuvvetle tahmin ediliyor. Köprünün kaldırım kısmı tamamlandığından yakında tramvay rayı ferşiyâtına başlanacaktır. Ans cak köprüden tramvay geçip geçmis yeceği Nafia Vekâletince Kararlaştı- rılacaktır. Köprü için Almanyadan getirtilen Tomorkör, “belediyece mugayir olduğundan reddedilmişti, Firma, icap eden tadilâtı burada ya- pacağını bildirmiştir. Belediye bu müracaatı tetkik ediyor. Belediye memurlarının tekaütlükleri Belediye memurlârının tekaüt şleri etrafında Vekâletle temas et mek üzere belediye memürin müdürü 'B. Samih Ankaraya gitmiştir. yi yi EN a ev! li İLAN ö i Gülmesi

Bu sayıdan diğer sayfalar: