20 Mayıs 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

20 Mayıs 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TAVUKÇULUK: Yumurtadan çıkan civcivleri nerelerde ve nasıl baslemelidir ve ne gibi yemler vermelidir ? Yumurtadan çıkan elyeivler, piliç olun- taya kadar, iyi beslenmez, iki bakılmaz- arsa bunlarda belefat pek fazla olur. Binaenaleyh, piliçlerin bulundurulacakları ve beslenecekleri yerlerin ayrı olması, bilhassa yem verme esnasında analarile kendilerinin ayrılması ve ayrı ayrı bes- İenmeleri lâzımdır. Aksi takdirde anala- Kına yem verme esnasında, piliçler ana- ları tarafmdan basılarak öldürüldükleri gok vakidir. Bu tarzın, bu şeklin temini mmnında da resmimizde görüldüğü tarr- da birer civciv yetiştirme kafesi veya kü- mesi yaptırılmasının çok faydalı olacağı tabildir. Bununla beraber, bu tarsdaki tertibat sayesinde bir takım yırtıcı Ohay- rdan, kedilerden ve diğer hayvana» tin tasallutundan da civcivler kurtarılmış «ur. Bunun gibi, yemlerini yerlerken anaları tarafından basılmasının önüne de geçilmiş olur. Civcivlerm beslenmesi; evelce de, mra- m geldikçe, söylediğimiz gibi, bidayelle yumurtadan çıkan civcivlere 24 saat ka- dar bir şey verilmez. Ondan sonra kıy mş yumurta, üç gün bayat ekmek ile sudan ve hattâ mümkün ise yağsız sütten yapılan bir hamur verllir. Bundan üç dört gün sonra da ince buğday kepeği ve mısır unu mahlütundan ve ekmek içinden yapılmış yemler sulu hamuz halinde ve- rilir. Bunu günde üç defa vermek faydalı «lur. Bu esnada biraz kıyılmış yeşillik te vermek lâzımdır. Civcivlerin bakılacakları bu kümesleri bahçede yeşillikler üzerine koymak ve bahçe müsald ise yerlerini değiştirmek te #aydahı olur. Sularının sik sk temiz olarak değişti- rilmesi de lâzımdır. Piliçlerin suya düşüp boğulmamaları için de hususi tarzda yap- trilarış sulukların kul ılmasını tavsiye ederiz. Civciv ve piliçlerin bulundukları yer- Jerde kümeslerin içerisine mek, hattâ yemlerine bile güve etmek, pdalarının hazmını teshil sımnında faydalıdır. Bu tarzda bakılan civcivler, büyük bü- yük pilçier olurlar ve 6 hafta sonra bun- sr birbirlerinden tefrik olunarak damız- ik olarak ayrılırlar ve satılabilirler, Bun- dan sonra da, bu piliçler serbes olarak bırakılılar ve mevcud tavuk kümeslerine salınarak onlaria birlikte bulundurulabi- Yirler. Bazi tavuk meraklıları - tavukçular - piliçlere az hamur ve daha ziyade kuru yemler verilmesini tavsiye ederler. Hattâ bu tarzda bakılan piliçlerin 3 ay zarfın- &a 2 - 25 kilo siklet peyda edeceklerini söylüyorlar, Bü wsulde ise: Civcivlere bir haftalık sluncaya kadar yulaf kırması ile darı ka- rıştırılmış buğday kırması. Üç haftalık eluncaya kadar yevmiye beş defa kıni- mamış buğday ile kırılmış mısır, üç haf- tadan sonra yevmiye üç yem ve haftâda ki defa kemik tozu verilmesini ve arası» ka yemlerine kıyılmış sığır eti ilâve ede- ek verilmesini tavsiye ederler. Diğer bazı mütehassıs tavukçular da eivcivlere ilk günlerde pişmiş yumurta vermekle beraber iki hafta sonru kıyılmış et vermeği de tavsiye ederler, ki, doğ- ÇE mütehassıs tavukçuların tavsiye ettikleri yemleri aşağıda hulâsa olarak yazıyoruz: Mısır, yulaf, arpa, buğday unlarını su ile veya yağı alınmış süt ile yapılmış ha- murlar ve bunun içine de kabil ise kıyılmış ei ve kan kulmak suretile vermek. Ba- yat ufalanmış ekmek içini slatarak ver- mek te faydalıdır. Haşlanmış patates, haşlanmış pancar, pişmiş pirinç vermek. Hububat tanelerini kırılmış olarak ve bilâhare tam olarak vermek ve yemle- rine yeşillikler, muhtelif sebze kırıntıları Yâve etmek faydalı olur. Et, kan, balık, böcekler, sümüklüböcek- ler, kurtlar, solucan vermek te çok fay- dalı olur. Kemik toru, midye, isitidye kabukları tozu, ince döğülmüş yumurta kabukları toru da verilirse pek iyi olur. Yukarıda isimleri geçen yemlerin, çiv- «iv ve piliçlere verilmesini, cins tavuk yetiştirmek bakımından çok faydalı gö- rürüz. BAĞCILIK: Küllemeye karşı tedbir Bu mevsimde bağcılar çok dikkatli dav- ranmalıdır. Şimdi tam killeme mevsimi olduğundan hemen bağlara ince döRü- müş kükürdü #erpmek şarttır. Kükürd, hususi tulumbalarla serpilir. Böyle tulum- basi olmıyanlar birer çimento torbası te- darik ederek bunun içine de ceviz büyük- düğünde taşlar koymak ve kükürdü çu- vala koyup bağların üzerinde ve biraz yüksekten bu çuvalı çalkalamakla kükür- dü körüğe yakın bir incelikle atabilirler. Kükürdü avuçla almak hem keseye ve hem de üzüme zararlıdır. Bağları Ilkbahar donları ve kırağılar- dan nasıl korumalıyız? Bu mevsimde bağrinın en çok korktuğu bahar donları ve kırağılarıdır. Buna kar- # bağcılar şu tedbirleri almalıdırlar: 1 — Omacaları topraktan mümkün ol- duğu kadar yükseltecek şekilde yüksek budamak. 2 —Deon tehlikesi olan mevsimlerde eker kabil ise bağları bol bol ve sık sık sulamak. 3 — Don ve- kırağı tehlikesi olan gün- lerde 15 - 20 gün önceden bağları katiyen çapalamamak ve eğer ot basmış ise otla- rni dipten kesmek ve den tehlikesi geç- tikten sonra çapalamak. Bağlarda filiz almak: Biraz sora kuvvetli topraklardaki bağ- ların filizleri çok büyür. Bunlar tepele- rinden kesmek lâzımdır. Burada dikkat edilecek nokta tepeden kesilecek filizlerin doğmuş salkımlardan en aşağı bir buçuk karış uzak olmalarıdır. Filizleri el ile ko- parmaktan ise bağ budama bıçağı İle ka- nadan kesmek lâzım, Tefrika No. TE Edebi yüksek sergüzeşt romanı Yazan: REFİK HALİD Birinci kısım Buluşmadan önce ğe Vrangel ordusunda harp eden kadın Beyrutta Suriye ve Lübnan Fransız yüce Komiserliği İstihbarat dairesi nöbetçi neferi âmirinin odasına girdi, vaziyet aldı: — Kolonelim, dedi, yüzbaşı nest'in madami dışarıda bekliyor. — İçetiye alınız! Kapının önünde ufak tefek bir ka- dın göründü, iyi giyinmiş, genç ve s€ vimli... Kolonel ziyarelçisini koşarak karşıladı, siyah eldivenli küçücük eli- ni böyük bir hürmetle öptü; bir kol. Er. tuk gösterdi, kendisi de masasının ba- şına geçmedi, kenarda bir sandalye- ye ilişti, — Ümüd ederim ki, seyahatte rahat- siz olmadınız, Madam! İri, narçiçeği dudaklarda tatlı gülümseyiş... Madam Ernest ufak tefek idi, fakat zayıf değildi. Harb sonu modasına üUy- gun kısa etekli, dar elbisesi içinde âde- ta dolgun görünüyor, baldırlarının ve kalçalarının seğtizliği seziliyor, Çeh- re toparlak, kaşlar incecik, ağız iri, yanaklar fazla eli ve gözler çok çe- kik. Sibiryalılaşmış bir Kalmüuk, bir Özbek sevimliliği... O yus muk ve çekik gözler, gene yumuk yü zünde, tombul bir kola gömülmüş plâ- tin bilezik gibi kibar ve mahrem bir ışıkla, yarı örlülü, parliyor, Kolone) dedi ki: — Size, evvelâ zevcinizin afiyet ha- bir üzellik,'bir | MEYVACILIK Elma, Armud ve ayvalarımızi kurtlanmaktan korumak için ne yapmalı? Her sene elma, armut ve ayvalarımız daha olmadan dökülüler ve yahut vak- tinden önce olgunluk ve pişkinlik göste- rirler. Böylelerin içleri açıldığı vakit kurtlanmış oldukları görülür. Bu kurtlanmayı bir kelebek yapar. Kışı küçük bir kozacık içinde ve krizallt ha- İinde geçiren kelebek baharda kelebek olup çıkar ve çiçeklenmiş ağaçların Üze“ rinde uçuşmağa başlar, Biraz sonra yeni belirmiş küçük meyvalara veya çiçeklere yumurtalarını birakır, Yumurtadan çıkan tırtıllar meyvayı delip içine girerler. Mey- yalar büyüdüğünde bu delikler kendili- ginden kapandığından mâeyvanın İçinde kalan tartl rahatça meyvanın içini ke- mirerek çürütür. Bn kestirme çaresi: Şu ilâcı çiçek yapraklarının 4 te üçü döküldüğü zaman ağacın üzerine, dökül- müş çiçek ve meyvalara raslamak şartile ve sis gibi püskürtmelidir. 10 ütre suda 2 kilo arap sabunu iiti- larak eritilir ve eritilirken 1 kilo nebati yağ (âdi zeytinyağı ve her hangi bir ne- bati yağ olur) yavaş yavaş akıtılarak sa- bunla suya yedirilir. Aynca 10 litre su > de 150 gram arsenikiyeti rassas ka- ak bu su ve sabunlu su 76 Di're ii Su içerisine atılarak karıştırılır. Bu ilâcı 7 - 10 gün sonra tekrarlamak- ia elma, Armut, ayvaların kurtianması- mın önüne geçilir. İlâç zehirli olduğundan; ilâç yapılan ağaçların altında bir aydan önce yenecek sebzeler olmamasına, ellerin ağıza rimemesine ve ilâçlamadan #onre ellerin temizliğine dikkat etmeli ve ilâcı ortada bırakmamalıdır. Ziraat sahilemiz Okuyucularımız her hafta bu sütunlarda ziraale ait müteaddit yazlar ve mütehassısımıza $0r- dukları meselelerin cevapların bulacaklardır. Gazetemizde intişar eden ziraat yanlarının iktibası ve kitap, risale şeklinde neşri hakkı mahfuzdur. Okuyucularımızdan ricamız: On, on beş sunul sorarak, zarf içe- risine bir de pul leffederek mektup- İa cevap istiyen o okuyucularımıza, tahriren cevap vermek imkân hari- cinde olduğu yibi, gazetemiz mari- fetile de sorulacak zirsi meselelerin, azami 2-3 den fazla olmamasına dikkat edilmesini rica ederiz. Yer değiştirecek kiracılara tavsiye! Akşam'ın KÜÇÜK İLÂNLA. RI'nı dikkatle okursan# kendi- nize en elverişli yurdu yorulma- dan bulabilirsiniz, * berini vereyim. Dünkü kurye ile Ko- zan'dan mektubunu nizi ve beni göreceğinizi yazıyor. Daha tatlı ve neşeli bir tebessüm. Gözlerin yumukluğu ona bir yarı bay- ermiş, Sanki sahibi bizim duğumuz bir demeti kokluyor; onun zevki içindedir. Şayed karşısındaki er- kek sadece bir asker olmayıp da kadm muş bir fikir adamı olsaydı Manle. gazza'ya güzel bir hastasının yaptığı itirafı hatırlıyabilirdi: «Ben çiçek koklarken o derece kuvvetli bir zevk duyarım ki, bir günah işlediğim 26- İ habına kapılırım». İşte Madam Er. nest'in gözlerinde de böyle bir kokla- yışın, böyle bir kendinden geçişin dai- mi sarhoşluğu yaşıyor. .. Yalnız şurasını söylemek lâ- zım: Ekselans yüce Komiser, bü sıra- da Kilikyaya gitmenizi size tavsiye edemiyor, Son aldığımız raporlar ora- da vaziyetin memnuniyet verici öl. madığını göstermektedir. Ayrıca Ada- na ve havaelisi administratörü kölonel Brömond'un yeni bir kararı var: Za- | bit ailelerini mıntakasına sokmamak. Çatılan ince kaşlar altında büsbü- İ tün yumulan çekik gözler... Fakat te- bessüm hâlâ yerinde, —... Bir müddet Beyrutta bekleme- nize mâni yoktur. Şehir ve civarı pek güzeldir, Arasıra yüce Komiserlik sa- dım, Geleceği- göremediğimiz, fakat rayihasını duy- | fiziolojisini tedkik eden eserleri oku. | | mize dönecektir. tubuhuzu ve içindeki yaprakları aldık. Badem ve şeftali yapraklarında nümune- sini gönderdiğiniz hastalık, Glok denilen kötü bir badem ve şeftali hastalığıdır. Buna kârşı daha kıştan tedbir almak Jâ- zımgelirdi. Şimdilik yapabileceğiniz en kestirme çare sudur: Buruşmuş, kabarmış ve kızarmağa yüz- | tutmuş yaprakları toplatıp yarım metre derin bir çukura gömdürünüz ve büyle te- mizlenmiş ağaçlara © 05 Bordo bulama- cımi uzaktan ve sis gibi puiverize ediniz. Bordo bulamacı şöyle hazırlanır; $ Hire su içinde 30 gramı göztaşı eriti- lir. Ayrıca bir kapta 50 gram güzel kireç yavaş yavaş 5 litre su ile söndürülür. Kireçle suyun içine gözlaşlı su katılır ve karıştırılır. İ Unnap nasıl çoğaltılır? Ankara, Cebeci, M. F. Yaman: Mektu- bunuzu aldık, Ünnap çekirdekten, çelik- ten ve büyük ağaçların diplerindeki sür- günlerden çoğaltılır. Çabuk mahsul als- | bilmek için büyük ağaçların diplerindeki kalinca köklü fidanları şubatta söküp is- tadiğiniz. yerlere dikmelisiniz. Fidanları kazıklara sik: sıkı bağlamalı ve yazın bol bol sulamalıdır. Karıncalar hakkında Nuruosmaniye, B. İsmali Hakkı: Saksı- Jarınıza musalla$ olan karıncalara karşı Şu tedbirleri alınız: ı Kanmeaların saksılara yuva yap- mamaları için: Karmeaların geldikleri noktaları takip ederek en çok akın etlik- teri yerlere ve geçidlere 2 - 3 günde bir tekrarlamak üzere yüzde 10 formüllü su #erpiniz. Böyle mun; geçidleri bul- mak kabil değilse saksıların diplerine tem yer ile birleştiği noktaya yerle beraber ağaç macunundan bir şerit yapınız Bu macunu Bayer acentesinde bulabilirsiniz. Karmealarn musallat olduğu saksıları kurtarmak için: Bir litre su içinde 60 gram âdi tütünü ıslatınız, sıkınız, bundan çıkan gifili su- ya 50 gram suda kaynatılarak eritilmiş 10 gram âdi el sabununu katınız. Bu su Ne karıncalı saksıları sulayınız ve altı saat sonra da saksıyı temiz su ile bol bol su- fayınız. Pirinç tavuklara zararlı değildir. Bilâkis Iahal olmuş tavuklarda, insanlarda oldu- Ru gibi pirinç lâpası faydalıdır. Pirinç İ suyu çiçeklere hiç bir zarar yapmaz. Bu geceki Nöbetçi eczaneler Beyoğlu ciheti; Posta sokağında Ga- rih, İstiklâl caddesinde Limaonciyan, Pangalbda Halâskârgazi caddesinde Nargileciyan, Okçumusa caddesinde Doğruyol, Necatibey caddesinde Spo- rldis, Sarıyer; Osman. İstanbul tarafı: Fatih: Saraçhane- de İbrahim Halil, Karagümrük: Suad, Eminönü: Balıkpayarında Hüseyin Hüsnü, Bakırköy: Hilâ), Aksaray: Etem Pertev, Fener: Balatta Hüse- meddin, Kumkapı: Belkis, Küçükpa- zar: Bensason, Samatya; Brofiles Çula, Alemdar: Cağaloğlunda Abdül- kadir, Şehremini: Topkapıda Nâzim, Kadıköy: Muvakkithane caddesinde Rıfat, Söğütlüşeşmede Hulüsi Osman, Üsküdar; Çarşıboyunda Ömer Kenan, Heybeliada: Atanaş, Büyükada; Halk. Ortaköy, Amavutzör, Bebek, Bey- koz, Paşabahçe, Anadoluhlanrı, Ta- Yeniköy, Emirgin ve Rumeji- hisarındaki eczaneler her gecer açıktır. kusursuz kabiiller yaparlar, Sıkılmı- yacağınıza eminim. Kadının biraz açılan gözlerinde saat zembereklerinin cilâh morluğu dolaş- ta. Yanık çelik rengi ve o çeliğin eği- lip bükülen, kıvrılıp sarılan çevik sert- liğindeki buğulu ışığı... — Buraya zevcimin yanına gitmek için geldim. Gideceğim. Kolonel kızardı; nazik olmağa çalı- şarak dedi ki; — Zaten vaziyet pek yakında lehi- Çetelerden ibaret ölan Türk kuvvetleri muntazam teş- kilâllı askerimizin devamlı faaliyeti karşısında elbetle dağılacak! — Çete dediğiniz nedir? — Püh! Bir süküt. Dışarıda dar caddelerin sayısız dönemeçlerinde kıvrılan eski İ ve kaba yaylı tramvay arabalarının si. nir bozucu, uzun gıcırtıları... Köy kö- pekleri gibi biribirlerile ses yarışma çıktıkları zannını veren Uzaklı yakın- h araba zilleri ve otomobil boruları, Kolonel kalkıp açık camı indiriyor ve gene yerine dönüyor. — Çeteyi anlatmadınız. — Bir cigara, madam? — Memnuniyetle... — Bağ kütüğü - Açılır kapanır köçüf bıçak Bir kaza merkezi - Kamer . Zarafeti - Vahşi bir hayvan. — Bir erkek ismi, — Habeşistanda bir şehir - Armavs ların bir kabilesi. Tâci kinin olan hastalık - Sergi edatı, Yemek - Evrak kalemi. Gösterme - Çocuk doğurtan. Memi Yukarıdan aşağı: 1 — Bir harp silâbı - Şehrin küçüğü. 2 — Kol ile boyun aras - Hariç. 3 — Toriğin küçük kardeşi - İnmek” emir, tahari 4 — Yaramaz 6lur. 5 — Ritubetli - Şark vilâyetlerimisdi bir nehir, 6 — Başına «Üs gelirse ünsiyet olur * Eva, 7 — Zaviye - Şişeye mayint boşallarkef kullanılır, $ — Tersi beyazdır - Çok sevmiyen. $ — Buz üstünde yapılan spor - Te sudur. 10 — Kenardan teşrif buyur, Geçen bulmacamızın hapi > Beldan sağa: 1 — İtsleilisan, 2 — Er, Lâyık, 3 — Armut, Yasa, 4 — Alamana, 5 — Avertiik 6 — hh, Nal, Ad, 7 — Lâl, Sal, 8 — İyiasi tan, 9 — Sırsıklam, 10 — Aksit, İlik Yukardan aşağı: 1 — İtaleilisan, Yama, Lira, 4 Avanta, Tal, çocuk - Tersi 3— 2 — Er, Lâyık, Uvulan, Asi, 5 Taşra gazete bayilerinin nazarı dikkatine Bazi taşra bayilerinden aldığı- mz mektuplardan «AKŞAMsi mutlaka şu veya bu mutavassıt- lardan tedarik etmek hususunda kendilerini mecbur addettikleri anlaşılmaktadır. Bu zehab hakikate uygur de- glldir. Binaenaleyh taşra bayile- rinden arzu edenler her zaman «AKŞAM; idarehaneşine müre- caatla doğrudan doğruya mua meleye girişebilirler. Bu hususta «AKŞAM» idaresine mektup ya- zarak bayi şartlarını öğrenebi- lirler, ayrılmıyor; cevap bekliyor. — Çete denilen şey birkaç İş kendilerine bir baş seçerek kurdukla” rı bir harp teşkilâtıdır. İşgal ordusu" nu güçlüğe uğratmak gibi siyasi bif maksad altında yapmadıkları fenalık askerlik kaidelerin€ irlere işkence ederler, Ki yakar lar, yağmacılık yaparlar, Ordu * muza erzak ve mühimma, götüren konvualarımızı ârızalı yerlerde bast” rırlar, Bize epeyce zarar verdiklerini inkâr edemem. — Bunlar bir nevi «franes-tirevrs? olacaklar... — Hayır, hayır. Francs-tireurslef asker sayıhr. Büyük ihtilâlde, Sivasi) pol muhasarasında, 1870 harbinde vâ” tanın şerefini koruyan bu teşekküllef ordu tertibine dahildirler; zaten © temasyonal hukuka riâyet şartil€ | dünyanın her yerinde muharip addo” Junurlar, Halbuki çetesi, agkerlik us lerine aldırmaz, hiç bir hak ve kanu tanımaz. — O halde İspanyolların Napoiyof ordularma karşı koyan teşkilâtlar! cinsinden birşey, bir eguerillar! Kuru bir cevap: — Ben o fikirde değilim, — Eer ne olsa bu silâhlı teşekkü ordu için epeyce korkunç, en aşağı yorucu ve yıpratıcıdır. & (Arkası vâ

Bu sayıdan diğer sayfalar: