30 Eylül 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

30 Eylül 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM Kiepura Fransadaki Polonya ordusuna gönüllü toplayacak Ayni zamanda Polonyalı yetimler, muhacirler menfaatine konser verecek Jean Klepura dünyarın en neşeli Ekser büyük nağrur tavırlı nsanlarından biridir. r kaşh, insanlar Ol dai a güler yü , Kendisine yaklaşanlar neşesine hayran olurlar. Fakat haftadanberi gülmemekte- bi vatanı olan Polon- TAMASIĞIT uni ı istilâya » an Kiepura harp başladığı zama memleketine gidemedi- lejyorm etranje sada idi, n Fransada yazılarak Almanlara karşı harp © mek istemiş. Fakat bu sırada) a bir Polonya ordusu teşkili ne başladığından bu orduya girmiş tir. Artist İ $u 6 atını ur tayor «— Avustürya, Al Rusya hudutlarının e küçük bir kasibad Bütün çocukluğumda hep Leh bir gün kurtulacağından bahsedild ğini işittim. 10 yaşında iken ı. Ruslar bu teşkilâtı iyi görme- rinden toplant rduk. Polonya as 920 7 yaşı teşkilâtına gird ehe leri arasında. vatanımın rriyeki için nefer olarak çalıştım. Birlikte| harp ettiğimiz kardeşim yaralandı ve elân malüldür. Simdi Fransada teşkil edilen Jonya ordusuna yazıldım. Bana merikada ve bitaraf memjeketlerde' propaganda vazifesini verdiler. Her tarafta Polonyalı dullar, yetimler, muhacirler (menfaatine konserler vereceğim, perede Polonyalı varsa onları gelip Fransadaki Pölonya or- dusunda ve mütlefiklerimizin yanın- dn harp etmeğe davet edeceğim, A metikada milyonlarca Polonyalı var. Kiepura ve zevcesi Martha Eggert dır. Bunlar kuvvetli bir ordu teşkil edebilirler » Gazeteci: «Ya zevceniz Martha Eygert ne yapacak? diye sorunca artist şu cevabı vermiştir | Karim aslen Macardır, fakat Gönüllü yazılanlar Bir çok artistler, bu meyanda | Stroheim'de müracaat ettiler Almanya üzerin Fransa ve İngiltere ile arasında harbin başlaması Pransada çalışan birçok ecnebi Si ma artistleri Fransızların Y şında harp etmek için mürac aattz bulunmuşlardır. Bunlar muhtelif te şekküllere giriyorlar. Bazılarının isimlerini yazıyoruz: Aslen Çek olan Otta Keller Fran sadaki Çek lejyonuna girmiştir. Ru Barstof, Tunuslu Gabiozn ve Ameri kalı Jeck' Forrester gönüllü yazılmı lardır, Kurt Gaurant Avusuryaldı O da gönüllü yazılması için müracâ at etmiştir. Müracaat edenler arasmda en dik kate şayan olanı Eric von Stroheim dir. Stroheim aslen Avusturyalı za bittir. Beş sene Avusturya ordusun giderek filim faali Amerikada gerek artist, gerek sahın sazı olarak büyük şöhret kazar Bilimler bir Strohein yapmıştır geçen sene Frar yerleş miş, Fransayı İkinci vata detmi, mdi Fra larla birlikte harp Kk İstiyo: Büyük artisi Amerikada iken A merika tabiiyetine girmişti, Bunun a olan | lü dahli «| teşkilâtına' | gekifayet edeceğini İ ettiklerini, ve Nazi Almanyası aleyhine benimle evlendiği için Polonyalı ol muştur. Kendisile Lehçe görüşüz. O da Polonyaya çok bağlıdır. Ve derhal Polonya için faa! ir, Şim dilik hastabakıcılık yapmağa karar verdi.z Bu dönen kavga nedir? Beynelmilel Almanya (Baş tarafı 5 inci sahifede Nazi Almanya nlaşmiağa teşeb- büs etti diye mareşal Tohaçofski'nin Möoskovarla idam edildiği günlerdeydi i mevzu, komünist Rusya ile nın anlaşmak ihtimali ed arlaşırsa ne n&- rdi. Hemen hepi- na hüküm verdik Bir genç İngiliz muharrir dedi ki; Anlaşır. Çünkü ancak Rusya ile harbe cesaret eder, çünkü Alm yı tek yıkacak şey harptir, çünkü Almanyayı harbe sokan Rusya bir taşla İki kuş vurmuş olur, yani garpte demokrasilerle dö- vüşen Almanya muhakkak yenilir ve | ancak o zaman Rusyaya saldıracak ha li kalmaz.» Hülâsa: Rusya kısmını kaldırsak bi. le yukardaki Rozenberg plânının, bu- günkü Almanyanın niçin başımızda dünen bu kavgayı açtığını gösterme- zannediyorum. Kar erin neden harp | ındaki kuvvet olan görünür ve görünmez kuvvetleri ayrıca tahlil etmek lâzımdır Halide Edip ahipleri hemen iyi Akşam ın Sahife ''7 MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALİ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. 'Tetrika No. 105 Çatalca mütarekesi ve sulh konferansı Için hazırlık Uğranılan mağlübiyetler için hal- l Ka yutturulacak sebep arandıkça İt tihadcıların orduyu bozgunculuğa sev- kettikleri ileri sürülüyordu. Halbuki sevkiyat ve levazım işleri uhdelerine tevdi olunan zabitler bu işlerin acemi si idiler, Şark şimendiferleri kumpan- yasının elinden alınmış olan sevkiyat insani ağlalacak bir intizamsızlıkla, cereyan ediyordu. İşin idare edilemiye- ceği tahakkuk edince gene kumpan- yaya ade olunduğu vakit muhtelif noktalarda metruk vagonlar içinde külüiyetli harp mühimmatı bulun. muştu! Bunlârdân sevkiyat idaresinin, hü- kümetin haberi yoktu! «heyeti nasıha» ise avdetinde sarıklı bir siyasi heyet olduğunu göstermiş, hezimetlerin esbabını İttihad ve Te rakki hükümetlerinin işleri idare tare zındâ bulduğunu «tedkik ve tal kik neticesinde anlayıp» vildir- işti! halka Kâmil paşa vekti geçmiş olduğuna bâkmıyarak Darüllünunlulan Bi bâli Onümayişi mürettiplerini de Araştırıp İttihadçılar arasından seçi" yor, tevkif ediyordu! İsmail Canbulat bey kendisni tev- kife gelen askeri inzibat memuru Nİ- zameddin efendiyi tehevvür ve gale- yan saikasile vurup öld iş, tevkif Mahmud Şevket paşanın senelerce olunduktan sonra mul ile P ir İ uğraşarak hazırladığı mühimmat ve İkte askeri hapishaneden kaçmıştı İttihad ve Terakki erkânından erzak iyi ve vaktinde tevzi edilemediği için ordu çok yerde mühimmatsız, aç kalmişlı. Mahmud Şevket paşanın iccrübe- sinden, malümatından istifade edil- mek değli, Kâmil paşa onun isminin herbiri bir tarafa savuşmuştu. Tev- kif edilebilenler ya İttihad ve Terak- kiye ikinci, üçüncü derecede mensup sayılanlar, yâhut Kâmil paşa siyâse- tine muarız olanlardı İ kale alınmasını menetmişti! KÜÇÜK İLÂNLARI'ndan fade ediniz. isti- Kâmil paşa tekrar sadarete geçmek için Hürriyet ve İtilâfın İttihadcılara kinini basamak ittihaz etmiş, nihayet maksadına nail olmuştu. Evvelce kendisini ıskat eden İtti- hâdçılardan şimdi dilediği gibi inti- kam alabilecekti! İttihad ve Terakkiyi mahv ile uğ- İ raşmak ona devletin, vatanın uğra dığı felâketleri tahfif ile uğraşmak- tan belki daha mühim görünüyordu! ve İtilâfçıların İttihadçılar- etsiz oldukları artık örtüle- ecek bir hakikat halinde görünü- yordu Bir hükümeti devirip'yerine kendi i adamları getiren bu fırka düşmandan çok zi;3d€ dahili düşmana « İttihadçılara - ehemmiyet veriyordul rdu ise uğradığı muvaffakıyet- kler ve içinde yuvarlandığı tezeb- züb arasında İttihadçıları arıyordu! Hürriyet ve İtilâf fırkasının müh- rünü cebinden ayırmıyan miralay Sadık bey Kâmil paşa sadarete geç- tikten sonra fırkasının siyâsi faali- yetten çekildiğini ilân etmişti! Bu siyasi bir nümayişten başka bir şey değildi! Maksad da korkulan İttihad ve Terakki cemiyeti şubelerini kapatma ğa vesile bulmaktı! Kâmil paşa bütün bu şubeleri ka- pattı! Tanin gazetesini kapattı. Kanundan bahsile müracsat eden Hüseyin Cahid beye merkez kuman- danı Memduh paşa: — Kanun, felan yoktur! Gazetele- rin hepsi kapandı; gazete imtiyazları kalk! Demekten çekinmiyordu. Kapanan gazeteler tabii kabineye muhalif sayi» lanlar, refolunan imtiyazlar tabii kabineye, Hürriyet ve İtilâfa muhalif olanlara aid bulunanlardı! Kâmil paşa İttihadcılar eleyhinde şiddetli . takibata başladı. Bunlardan Avrupaya kaçabilenler kurtuldu, ya- kalananlar Bekirağa bölüğüne tıkıldı. Hükümet, düşman karşısında bile fırkacılığı unutamıyordu! Artık mu- harebenin talihi ve neticesi de tama- mile taayyün eylemişli. Trakyada ce- reyan eden muharebe, yarı resmi ş€- kilde, kazanılmak üzere gösterilmek- te iken 4 teşrinisani 1912 de (talihi harp mütehavvil olup her noktada birden ihrazı zafer ise her zaman ka- bil değildir.) Diye başlıyan resmi bir tebliğde şark ordusunun müdafaayı daha ko- laylaştırmak için Çatalca hattına çe- kileceğini bildirmişti! Bu meşbur resmi tebliğ şark ordu- sunun mağlüp olduğunu göstermek- le beraber diğer ordularda galibiyet- ler ima ediyordu! Halbuki en ziyade dayanan gene bu şark ordusu olmuştu ve bazı aske- ri kanaatlere göre yanlış haberlerle o ordu ricat etmeseydi Bulgarlar ricat edeceklerdi! Kâmil“paşu kabinesi bu ordu ne- Jerlerine nasihat etmek üzere bir (ülema heyeti) göndermişti! Bu Talât bey ise gizlendiği yerden Hars biye Nazırı Nazım paşa ile münas& bette ve Kâmil paşayı devirmek için müzakerede bulunuyordu! Bulgarlar Çalalea müdafaa hattr na dayanmışlardır. Artık umum derin bir yels kaplamıştı. Gazi Ahmed Muhtar paşa sultan Reşada takdim ettiği uzun bir ârizada (4) devletin hayatını kurtarmak için ne yapıp yâ” pılarak bu hatta dayanılmasını tavsi- ye ediyordu; Murad bey ise İkdamın 28 teşrinisani 1912 tarihli nüshasında (Bundan sonra biz ancak büyük devletlerden birinin ciddi himayesi al- tında yaşıyabileceğiz ve bun asır kadar müddet muhtaç Kalacağız. Bunu artık bilip itiraf etmeliyiz; İş- lerimizi de buna göre tedvir etmeliyiz.) Diye başka hir â na girmği bile tavsiye hissi ve fikri bir dalâlet göstermişti! Murad bey o devletlerden birinin himayesi altına girmeği tavsiye edi- yordu ki, artlarında Osmanlı dev let. nin Avrupadan büsbütün ihracını mi, yoksa Rumelide'elinde bir dilim yer bırakılmasını mı'müzakere etmekte iği ler! Mütareke müzükereleri başla İlk defa Babıâli 4 teşrinisani 1912 de muhasamatın tatili için devletlerin tavassutunu talep etmişti, Fakat böy- le bir tavassut Ancak Balkan mütte- fiklerinin rizasite kabil olabilirdi. On- lar ise kendilerini daha maksada ta- mamen erişmiş addetmiyorlardı. Va- Mâ Selânik Yunanlıları takiben Buk garlar, Manâstir'da Sırplılar tarafın- dan işgal edilmişti. Ancak Edirne, Yan- ya, İşkodra hâlâ mukavemet ediyor» du, Mütareke müzakerelerinde bu ka- Jelerin vaziyeti elbette Osmanlı devle- ti lehine tesir Tera edecekti, Fransa Hariciye Nezareti İngiltere ve Rusya ile anlaşarak emülken alâknsız- nk» formülile diplomatik bir müda- halede bulunulmasını teklif etmişti. Fakat Almanya, Avusturya, İtalya ta- vassut için bütün muhariplerin taleb- te bulunmasını İleri sürerek bu teklifi suya düşürmüşlerdi. Balkanlı mütte- fikler eski statükonun ortadan kalk- tığımı, harp esnasında devletlerin mik dahâlesine katiyen razı olmuıyacakla» rını, böyle bir müdahalenin olsa, olsa sulh şartları tekarrür ederken nazarı dikkate alınabileceğini beyan ediyorlardı. Arnavutluk meselesinin de büyük müşkülât ihdas edeceği artık tahak- kuk etmişti. Avusturya İle İtalya Arnavutluğun istiklâli için aralarında anlaşmış bur Junuyorlardı: Adriyatik sahillerinde kendilerine bir mahreç isteyen Sırplar Amavutluke ta ilerledikçe Avusturyada asabiyet artıyordu. Avusturyalılar Sırp hudur duna asker sevkiyatına koyulmuşlar» dı. (Arkası var) mw ki, b harbimi; harbine girdik; ma bini yaptık; galib Matbudur. Bir y inde (Şüphesiz i Asyada se

Bu sayıdan diğer sayfalar: