17 Haziran 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

17 Haziran 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SÖZÜN GELİŞİ üyük harp, milletle: tarihe geçtikten sonra, birç: başlamıştı; «Artık tarih yeni cektir. Çünkü insanlar modern harbin dökmenin faydasızlığını anlamışlardır. Sonra, ihtilâfları sulh yolile, kardeşçe hi Son yirmi sene içinde, dünyanın © v sarsılmayan bu vmamen büyük harbi gölgede bırakan yeni bir cidalin meşguldür ve herkes itiraf ediyor ki insanlar, biribirleri üzerine atılmamışlardı. tarih asıl bundan sonra, my nesilleri kaydetmeğe hazırlansın, Çünkü bugün va- üdafaa eden insanlar kendi topraklarında beler cereyan etmesine rağmen, etmiş bulunuyor. İhtiyar tarih kanlı safhalarını kaydetmekle hiç bir devirde bu kadar şiddetle tanlarmı istilâya karşı, karış karış m €sir ve sefil bir hayat sürmenin mücadelelerin en müthişine başlıya' Şan milletleri silâhlar, ne kadar ko Nitekim Türk milleti bu mi ve bütün diinyaya karsı yapmıştır. tiklâl ve hürriyetlerinden sere ları öldürmez, diriltir; parçalamaz, Onun için asıl bundan sonraki hangi medeniyet zirvesine wl İstiklâllerini almak isteyeni ıştırabile ” .caklardır, Hürriyet ve istiklâle doğru ko- Bundan sonra r arasındaki mücadelelerin en müthişi olarak ok kimselerde şu kanaat hasıl olmaya iden böyle bir mücadele kaydedemiye- dehşetini yakından görmüşler, kan Büyük harpten alınan ders, bundan alletmek için kâfidir.» tesinde berisinde ufak tefek muhare- gihniyet, şimdi tamamen iflâs şahlanacak, istiklâl ve hürriyet için, rkunç olurlarsa olsunlar, durduramazlar. endeleyi elinden bütün silâhları alındığı saman En tehlikeli şey hür yaşamış milletleri is- etmeğe, parçalamağa kalkmaktır. Bu on- birleştirir. : harpler müthiş olacaktır ve hangi devirde, taşıldığı anda olursa olsun, milletlerden hürriyet ve ler bulundakça harpler de eksik olmıyacaktır. Şevket Rado Patat Dünyanın en garip nebatları ki Sovyetler birliği genç tarihi k kikleri cemiyeti bahçesinde bulunuyor. Bu rada âdi ay çiçkleri üzerinde mayi v ron, kuyu kırmızı kadife çiçei ve Pat de Bilen çayır çiçeği yetiştirilmektedir. ave tuhafı tütün fideleri üzerinde pal ve domates fideleri yetiştirmekle. Bun. lar mükemmel maheui verme) > çi Bu tufeyit nebatlardan bazıları En müke Amerikanın otomobil sanayi merkezi ço Tolt'de daktilo kızlar arasmda hane O #efinden hoşlandıklarını öğrenmek için anket yapılmıştır. Neticede biş birinin > #inden memnun olmadığı anlaşır. Roşnudsusluğa gösterilen başlıca sebep #urlardır; gefler büroda osketsiz ye #yara dumanını kızların yüzüne doğru tül #ürüyorlar, Kanapelerine UZAnATAk. ri Tını yazi MASASINA dayanıyozlar, iki türlü M tabii müdek- | es fidesinde domates tookovada delidir. Şarki Sibiryada Pstropavlofeki genç tarihi tabii müdekkikleri cemiyeti tarafın- İ dan patates fidesi üzerinde aşlanan doma- tes fidesi vardır. Patates en soğuk iklimlere mütehamımil olduğundan buna aşlanan do- mates fidesi Sibiryanın en soğuk mınlaka- larında bile domates vermekledir. Bu su- retle nebatlara aid hayat büyük bir inkilâp başlangıcında bulunuyor. mmel şef manaya gelen bikâyeler ve masallar söylü- yorlar. Yalnız bir kız örnek olmağa lâyık bir şe- fi olduğunu temin etmiş ve bunun ovsalını gu suretle saymıştır. Temiz giyinir, büroda sigara içmez, öğle yemeğini yedikten sonra ağsını diş suyu ile çalkalar ve bundan sonra dikte etmeğe başlar. Bütün Detroit daktilo kışları bu şefin mükemmel olduğunda itti- fak etmişterdir. Tekirdağında kiraz bayramı Ananeye göre kiraz bayramına öküz arabalarile gitmek lâzımdı.. üç sene sonra Tekirdağına git- Saya mekke) - Edirne asfaltının 137 aci kilometresinden ayrılan yel, Maradli ya da uğramak şartile 37 kilometrenin 40 nunda Tekirdağına vanyor. Bunca > rağmer, şehirde çok mühim değişik! olmamıştı. Eski mahalleler daha viran lamış; buna mukabil yeni yollar çel caddeler parkelenmiş ve merkezle mahallelerinde yeni bir şehir canlanmağu başlamış. Yal boyunda eski a İr yerinde, general Kemal Balkes 3 bimmetile yapılan beton orduevi, Tes Bi dağında başlıyan yeni inşaaun ©n ii : örneklerinden ir. Az yakada 0 mutanlık dairesi, vali konağı ve bunların biraz gesisindeki park, ötedenberi zate mamur olan bu kısma daha medeni bir Şehre vermiş. Daha evvel, nom olan Tekirdağ valisi | bay Selim, 7 bütçe ile vilöyetin.yol ve diğer gn ihtiyaçlarına cevap verileceğini söyledi. Yeni ve mükemmel bir iskele yapılıyor: nhbtim inşası faaliyeti şimdiden başlamış. Belediye de, şehrin su ihtiyacını gider- mek üzere cadde ve sokaklarda» xn su borulaı geçiriyor. Bu kısa Çeven bende bıraktığı intiba şu oldu: Tekir > uzun bir duruştan sonra kendini topla” matbuat umum müdürü yeni da kiraz sözünü kirez diye telâffuz eder- Se Sie de İstanbulla Makedonya arası b> lehçe farkı var. Söylemek, şöyle, böyle gibi ö harfi ile telâffuz edilen ke İimeler buradn ü ile söylenir. Misir. misir şeklini alır. Anadolunun ulandan | ülene, hattâ sadece lene kader incelen hitabı yerine, burada halk arasında er ray bire, kızlara moru diye lenir- .) Tekirdağında ötedenberi kuvvee > bazı ananeler vardır. Bunlar Gb Bu ananelerden biri, toplu ve cemiyet halinde eğlencelerdir. Kiraz bayramı, bu eğlencelerin ilkidir. Bağı. bahçesi olanlara, hiç birşeyi olmıyanlar da kutılır ve halk akın akın elsmailyazıcı, Terzieyüp, Çifçibaba, Cevizlik, Solak» bağlama gider, Daha sonra karpuz ve üzüm zamanlar da «Karpuzkaldıran, Tathsu, Vakıfbahçez gibi yerlere gidilir. Hasım akraba, eş dost, konu komşu bir | birini kollar. Dikili çubuğu olmuyanlar, © gün için, beğendikleri bir bağdan dile- dikleri kadar kiraz oğecı satın almak k ır. Bu sayede zengin, fa bir arada * kutlayabiliyor. Tekirdağlı Hüseyinin de gireceği gü-. veşlerden mecburen vazgeçerek kiraz tercih ettik, Sabahleyin er- kenden yola çıktık. Ansneye göre, kiraz bayranına öküz arabasile © gitmek lüzmdi. o Öküzle rin alınlarına, sırtlarina, kuyruklarına bir gün evvelden taze kına yakılmıştı.. Bo- yunduruğunun üstüne zevle denilen sivri çubuklar konmuş ve araları zincir ve çm- gıraklarla doldurulmuştu, Her arabanın üstüne kırmızı örtüler atılmış, içine dö- şekler serilmişti. Öküz orabası bulamı- yanlar arasında diğer vasıtalardan istifa- de edenler, hattâ yaya gidenler vardı. Uzun bir katar halinde ilerliyen kafileden şarkılar, kahkahalar, neşeli sesler yükse- liyordu. Kızlar, saçlarının arasına çiçek- ler takmışlardı. Bu kalabalık, şösedlen ay- rıldıktan sonra ba” yollarma dağıldı. Şimdi çoluk çocuk, kız kadın, ağaçla- ra tırmanıyor, yahut yerlere kadar eği- İsn dallardan taze ve kırmızı ellerile koparıp yiyorlardı. Daha sonra ocaklar yandı; kadınlar yemek yapmağa başladılar. Et, dolma, pilâv, helva, yahut höşmelim denilen peynir tatlıları, hemen her sofrada yer almıştı. Ağaçlarda ço- cuklara salıncaklar kurulmuştu, Radyo- kirazları | | suz, güzete ve havadissiz geçen bu neşeli | günün akşamında, dönüş başladığı za- gölgelerine dağılmış olan in- sanlar, yine kalabalık bir kafile halinde yolda birleştiler ve sabahleyin şarkı söy- İiyörek çıktıkları şehre, yine şarkı sesleri- le girdiler. Ertesi sabah otobüs vaktine kadar tek- rar şehri dolaştım. Rakoçi çeşmesile evini, şarap fabrikasi gezdim. Her ta- rafta olduğu gibi Tekirdağında da yeni yollar açılırken mezarlıklar kaldırılmış ve eski binalar tahrip edilmiş. Eski ha. | mam yerinde bulamadım. Türklerin Ru- meliye geçişlerinde burada şehid düşen kahramanların mezarlarından eser kal mamış. Mimar Sinanın zarif eseri ve Te- kirdağının en mühim varlığı olan #Paşa camii» bir bankaya depo olarak veril- miş. Türk mimarisinin bu güzel ve nefis sümunesini, bereket versin yeni vali, de- poluktan kurtarmış. Tahribden kurtulan eski bedesteninde tamir edileceğini müj- delediler. İnsan, Tekirdağ gibi, yakın bir istik- balde her sahada inkişaflara namzed bir şehrimizde, tarihe ve tarih eserlerine karşı daha sıkı bir alâka görmek istiyor, Bu ilgiyi, Halkevinden olduğu kadar be- lediyeden de beklemelidir. — K.R. Fransada son vaziyet Alman kuvvetleri çok süratle ilerliyor. Loire nehri üzerinde müdafaa ümidi suya düştü Harp vaziyeti bizim düşündüğümüz- den de daha süratle ve Fransa aleyhine #nkişaf etmektedir. Parisin garbinden Seine nehrini geçen Alman zırhlı kuvvet- lerinin harekâtını gözetlerken 13 haziran tarihli Fransız tebliği Marne nehrinin de müteaddid noktalardan geçildiğini bildi- riyor. Bunun açık mânası Fransız ordu- sunun Alman selini hiçbir noktada tuta" mıyacak hale geldiğidir. Son haberlere göre, Paris işgal edilmiş ve Alman kıta- ları Seine » Mürne hattının hayli cenubu- na geçmiştir. Bu vaziyette daha cenupta ve meselâ Loire nehri üzerinde müdafaa ümidi de suya düşüyor. Zira Marne nehrinin şima- Tindeki ordu aksamı toparlanıp buralara gelemeden Almanlar Loire geçidlerini tutacaklar. Parisin iki yanından cenuba sarkmış kıskaç, buradaki Fransız ordula- rıni kuşatmasa dahi pek tutunacak bal bırakmaz. Onun dışında kalanlar ise Ma- ginot hattı müdafilerile beraber Fransa- nım şimali şarkisindeki köşeye tıkanıp ka- lırlar ki bu vaziyette esir olmaktan başka âkıbet bekliyemezler. Hulâsa bugünkü harekât karşısında tereddüdsüz olarak Fransayı istilâ olunmaktan hiçbir kuvve- tin kurtaramıyacağına hükmedebiliriz. Bizzat Fransız Başvekili Reynaud da büna Kanaat getirmiş olacak ki; 13 ha- ziran tarihli ve çok heyecanlı nutkunda <bâsü bâdelmevtz ten, yani ölümden sonra dirilmeden buhsetmiştir. Demek ki M. Şevki Yazman © dahi Fransayı şimdilik öldü kabul edi- syor, Asker olmıyan okuyuculara bir nokta- yı duha izah etmek lâzımdır: Vakıa Pa- risin işgalile Fransanın henüz çok küçük bir parçası istilâya uğramıştır. Amma, ordusu tamamen mağlüp edildikten ve bugünkü süratli vasıtalar elde bulunduk- tan sorra diğer kısımların işgalinde asla güçlük yoktur. Kaldı ki hem bugünün teknik ordusunu yeniden ve bütün teknik vasıtalarile teçhiz ederek meydana getir- mek çok müşkül olduğu gibi, buna lâzım olan zamanı kazanmağa da, hasının sür- atli vasıtaları imkân vermiyeceğinden, Fransızların 1870 - 71 harbinde olduğu gibi, Parisin işgalinden sonra cenupta bir milli ordu vücude getirmelerine imkân tasavvu. olunamaz. Modern tekniğin doğurduğu bir fena- lık daha: Çekoslovakyada olduğu gibi, bir memleket tamamen silâhten tecrid edilirse, bu memleketin kendi istiklâli için yeniden isyanlar ve ihtilâller çıkarıp muvaffak olması, bilhassa Avrupa mem- leri ici İeket vardır, az kuvvetle inzibat altında tutulabilir, Ve bugün o çeşit teknik va- sıtalar vardır ki — meselâ tayyare ve mümkün değildir. Zira mem- , tank — bunlara karşı, ancak benzerlerile karşı konur. Bunların, işgal altındaki bir a ise yapılması mümkün değil. ir, Frinsadaki harekât ikmal edildikten sonza İspanyanın harbe girmesi ve Ce- belüttarık'ı istemesi çok muhtemeldir. ' Bu boğazın karşı tarafı İl 1 Fas» dır. Yani daha şimdiden Arikan bir Alman - İtalyan köprübam mevcud de- mektir, Kaza burada daha şimdiden ve İspanya namı altında tahsi di nı tahmin edersek aldanmayız. fikler bermutad buranın da hukukuna riayet ederek bu hazırlığı serbes bıraka- caklardır. O halde bir müddet sonra (ta- hil Fransanın işgali beklenecektir) Tu- nuz - Cezair - Fas Fransız müstemlekesi- ne karşı buradan ve Libyadan bir kıs- kaç hareketi başlıyacaktır. Bu harekât Şimali Afrikada olduğuna göre kolay de- ğildir. Ümid ediyoruz ki, müttefikler da- ba evvel tedbir almış ve bu hareketleri önlemiş olacaklardır. Fakat bu böyle ya- pılmaz, yani Dankergue'teki gibi deği de Norveçteki gibi hareket edilirse pars, tirin burada da kaybolması mümkündür. Kanaatimizce bülün bu hereketleri tedkik edenler ve okuyucularının önleri- ine koyanlar; hislerine ve asırlardır #*09- süs etmiş basınakalıp klşelere göre de- gil, bugünkü renlitelere ve harp hareket. lerine göre.araştırmalar yapmalı ve ha- kikati görmeğe çalışmalıdır. Milli imen- fant bundadır. İngilterenin kararı (Baş tarafı 1 inci sahifede) Nazırlar meclisi, umumi siyasi ve askeri vaziyetin ışığı altında, Amerika hüküme- tinin bu cevabının, Fransaya bizzat ken- di topraklar üzerinde demokrasilerin müşterek davasına faydalı bir tarzda hizmet edebilecek şartlar dahilinde mü- önilalaye dava üm İkimte çaranek | mahiyette olup olmadığım tedkik eyl” yecektir. Kabine istifa etti Bordeaux 16 (A.A.) — Reuter ajan- sının bildirdiğine göre, Reynaud istifa etmiştir. Yeni kabineyi mareşal Pötain teşkil etmiş ve general Weygand baş- vekil muavini olmuştur. Diğer baş- Nea azalar şunlardır: Harbiye Colson, Hava Pugeoy, Bahriye Darlan, Dahi- liye Marguet, Adliye Laval, Hariciye Baudouin, Maliye Boutillier, Bordeaux |6 — Fransanın Almanya- dan sulh şartlarını sorduğu hakkında Amerikadan verilen haber tekzip edil miştir. İngiliz kabinesi de toplandı Londra 16 (A.A.) — Reuter ajan bildiriyor: İngiliz kabinesi bugün top- | lanmıştır. Fransa büyük elçisi Corbin'in bu toplantıda hazır bulunmamıştır. İngilterenin kararı: Sonuna kadar harbe devam Mondra 18 — İngitere hükümeti nami- DR SÖZ şöylemeğe selâhiyeldar bir gat şu beyanatta bulunmuştur: «İngiltere kati zaferi kazanıncıya kadar karada harbe devam edecektir. Fransanın mukevemeti dursa bile Fransız donanması ? donanmasile birleşerek denizde müessir bir ablokayı ve harbi devam ct- tirecektir. Almanyanın vaziyeti, bazılarının zan- nettigi gibi parlak değildir. Almanya kı- 8a samanda bir zafer temini için bütün menbalarını İsraf cimiş ve büyük zayiata uğramıştır. Tarihte bu kadar büyük kuv- vetin harbe atıldığı kaydedilmemiştir. Almanya müttefikleri mağlüb edemez. Ame- rika şimdiye kadar yaptığı yardımı ziya- desile yapmakta devam edecektir. Orada dönen sulh sözleri şayladan ibarettir. İn- Giltere zafere kadar harbe karar vermiştir. Bir istediğimiz kadar Barbe devam edebi Mrir. Fakat düşman İçin Vaxiyet böyle değildir. Londra 16 — Başvekil B. Churchill, salı günü Avam kamarasnda O vaziyet hakkında beyanatta bulunacaktır. Per- be günü gizli bir toplanu yapılarak gilterenin müdafaası © görüşülecektir. Fransa ile İngiltere arasında sonuna ka» dar harbe devam hususunda tam bir fi- kir birliği mevcut olduğu söyleniyor. İngilters silâh altına çağrılacak sınıfla” rı çabuk davet edecektir. Yeni bir sınıf bugünlerde davet edilecektir. Bu sınıf 292 bin kişiden mürekkeptir, B. Roosevelt'in cevabi Londra 16 — Londranın resmi ma- hafilinde, B. Reynaud'nun telgrafı al ka uyandırmıştır. B. Reynavd'aun tale- bine B. Rooseveltin verdiği müsalt ce vabın, İngiliz milleti tarafından ne ka- dar münnetkârane hissiyatla karşılandı- ğını söylemek zait olur, B. Rooseveltin, mukavemete devam ettikleri müddetçe müttefiklere tayyare ve mühimmat gön- dermekteki gayretlerini iki misline çıka- racağı bukkındaki teminatı, bilhassa iyi karş*'anmıştır. Böyle bir teminatın askeri mahiyette bir tsahhüdü tazammun etmiyeceği ve bu nevi taahhüdatın ancak kongre ta- rafından verilebileceği, pek güzel tak- Waşington 16 (A.A.) — B. Roose- veltin B, Reynaud'ya çektiği telgrafın ruetni, B, Roosevelt ile mülâkatları 6s- Basında, Franz ve İngiliz sefirlerine verilmişti Siyasi müşahitler, Birleşik Amerika- nın ilân harp teklifinin bugün kongre- ye arzedilemiyeceğini, ve fakat, hem Amerikanın müdafaasını temin hem de müttefiklere yardım etmek üzere Ame- rikan sanayinin sulh faaliyetini tecavüz edecek bir faaliyete sevkinin mümkün olacağım beyar etmektedirler. Fransanın vaziyeti Londra 16 (AA) — Observer gazetesin- de Fransanın vaziyetine dair yazdığı bir makalede Garwin diyor ki: «Vaziyetin vahim olmadığını iddia et- mek bir çılgınlık olur. Fakat her halde ümldsiz de değildir. Parisi zapleden Tran- saya İdikim olmaktan ve bir fatihin şartlarını cebren kabul ettirebilecek bir vaziyette bulunmaktan henüz çok uzaktır. suretle İnsanca've techizaiça muazzam zaylata uğramıştır ve müttefik ordular haf- tadan haftaya daha müthiş zaylat ver- dirmeğe devam edebilirler, Sonra; düşman memleketin 'ancak altıda birini işgal ede- bilmiştir. Milletimizin cesareti dost mil- letin cesareti dereeesinde sönmez bir hal- de bulunuyor. Ve bir geri çekilişin mutad zorluklarına. rağmen dik ayakta duruyor. Fransız Ordularının seyyar zinciri hiç bir noktada kopmamış- tır. Diğer taraftam yeni İngiliz heyeti se. feriyesi geçen hafta vasi bir nisbet dahi- linde takviyo edilmiştir. Ve techizat itiba- rile her zamandan ziyade kuvveldi olarak deniz tarafından: cenahı tutmakta devam ediyor. Garwin makalenm sonunda şöyle di- yor: Eğer şarkta'Maginot hattı münferid bir vaziyette müdafanda bulunmak mec- buriyetinde kalem da ve tamamile 2iyaa da uğrasa ki — yarın olacak şey değidir — bu. Fransanın #onu olamaz. Müttefiklerin “daha çok hem pek çek kaynakları vardır. Muzahir olarak ber asamandan daha ziyade imparatorluğumu- za malik bulunuyoruz ve fabrikalarımızın, atelyelerimizin, bütün dünyanın iptidai madde küllesile randımanı, büyük ve fa- kat sıkıntı olan Göringin sınai verimine gitgide yakınlaşmaktadır. Filolarımız Dünkergvede olduğu gibi parlak strateji hareketlerini tatbik ede- bilirler. Müttefikler bir ay iyi dayanmalı- dırlar. Ondan sonra da bir ay daha, Bu, zaman için bir muharebedir. Zamanin ha- valarda hâkimiyetleri temin edilmiş oin- çaktır. Denizde olduğu gibi havalarda da hâkimiyeti ele alınca davaları ileri gide- cektir. Pransu meydan muharebesini sas bırla, sebatla kazanmalıyız. Bedenen ve Hususile ki düşman, itiraz götürmez bir i ruhan Pransamn yanındayız. Fransanın yeni ve muvakkat merkezi Bordeaux Fransanın merkezi başka yerlere nakle- dilecek diye rivayet olunduydu. Nihayet iyim harpteki gibi Bordenux'ya götürül- Paristen 585 kilometre uzakta bulunan bu şehir 256,000 nüfusludur. Garoyne neh- Tinin solundadır. Suyun sağ tarafında da Bastide isimli bir varoşu vardır. Dini, kül- türel askeri, sınal pek çok mücstesatı mev- cuttur. Borücaux'da meddücezir arasında de- miz 455 metre iner, kalkar. Gironde denen boğaz geçilerek bu limandan oAtlânliğe gıkılır. Gironde'in 97 kilometre içindeki sallar rıhtımında 1000 - 1300 gemi barma- bilir. İç kısımların büyük vapurlara elve- rişli olabilmesi için azim mesai sarfedi- miştir. Taşköprü denen noktadan içeriye büyük gemiler işliyemz. Bordesux'nun ti- careti bilhassa eenubi Amerika iledir. Şehrin ismile anılır bir cins şarap vat- dır ki bütün dünyada Bordo şarabı diye meşhurdur; o havalideki bağlarım Üzü- münden istihsal olunur, Tütün işçiliği, ge- mi tezgâheılığı, fıçıcılık, cnmeilık, mantar- cılık, şekercilik, süt ve çıkolata sanayli, mersuesi, bisküçletik, başlıca istihsalleğ arasındadır. Âbide ve tesisatının başından Taşköprü gelir. On üçüncü asırdan kalma Ssint - l Andre ve on birinci asırdan kalma Saint - Seurin kiliseleri “yardır. Büyük tiyatrosu Pransadaki tiyatroların en iyilerindendir. ... Bordeaux “eski devirlerde Biturigeler denen kavmin merkeziydi. İkinci asırdan itibaren büyük ticareti! bir şehir haline gelmişti. Ganle, İspanya ve Belçizanın her tarafından buraya gelirlerdi. Halk &ra- &nda yabancılar, ezcümle Grekler pek çoktu ve rumca hayli konuşulurdu. Refah zamanla artiz. Yüz sene muharebesi esnasında üçüncü Edouard ve oğlu Bordenux'nun sadakati- ni temin için bu gehre pek çok imtiyaslar vermiştir. Yedinci Charles şehre hâkim olunca imtiyazları tahdld ettiyse de on birinci Louis bunları Jade eyledi. 1548 de gehirliler İsyana Kalktı. On dördüncü Louis iki kere onlar sleyhine harekete geçmek mecburiyetinde kaldı. Convention idaresi esnasında Bördeaux şehri Girondinler tarafısı oldu. İmpara- torluk, denizetliği mahvettiği için Borde- Aâvx'oun da harabisine sebebiyet verdi, Napolyonun sukutu üzerine 1814 de An- goöulâme dükl buraya girerek sikişleri karşılandı. 1870 de ve geçen cihan harbin- de Bordeaux Fransanın muvakkat merkezi ittihaz edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: