26 Haziran 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

26 Haziran 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SÖZÜN GELİŞİ okaklarda, küçük çocukları S bellerine geçirilmiş şık ve uzu! götüren bazı genç ann kullanırken bir mahçubiyet duy: ancak bir hayvandan, bir attan mahsus kayışlara henüz ne benzerile anlatmaktan başka çare var Dizginli çocukları nerede görsem larına bir hayvan akm EA lerine şaşıyorum. Dizgin veya sun diye “leğil, zaruret salkasile; & çıp başkalarını ısırmaları Halbuki insan yavrusu Ne ara sıra azgınlık zaman insanı saatlerce Pes — maslık yaptığı zaman akşama derse kulağını bükm taşımak, sadece insan haysiyet ei yaratmaktan ibaret kabyor, Ne için bu dizginler, biyzai şey ilâve edemezler. tasma; aa NELER SEB hapisanenin kapısını bulunca çıkabilirler mi? Mahpusla açık Norveçte haddi 7a' greiembi kat hukuki prensip ttibarile bir muhakeme cer 2 Di renin hapishaneden Ke Kağaş N e #tham ediimiştir. Yeki aplshan e ine istinad — 8 Tanış olduğunu ve bilikis kapının gerdi n tarafndan killdlenmesi, | ihane- Üzerine serbes kalan maiunun den çıkıp gitmiş Hastanelere kan ıztırabla Hastalara rdikleri hastalar ile rını - adamlar Kanlı gnanevi bağlarla bağlan. yalnız m: plarını kendi vücud. makta, onların irtirei Eyle b il Yel Sue verdiği hastanın hali fenalaştı ça ıztıraplar duymuştur. k vE yarısı kan verdiği kolu fena ai öz umay başlamış, bunun tesirile uy Altın madenlerinin y stüva havalisinde #©- w 'unan doktor Nis almgvist isminde rikanın hattı ye tedkikmita Dul arası veren ak idir, Bu kadar zayıf bir mahlüku sokukta dizginle t çocuğunun kendisine verdiği güzelliğe, süse yeni bir olduğunu söylemiştir. YA- na Dizginli çocuklar dlerinden tutacakları yerde, onları ni bir kayıştan, bir dizginden tutarak elere raslanıyor. Yukarıda «dizgin» kelimesini duğumu itiraf ederim, Çünkü bu kelime bahsedilirken geçebilir. Fakat bu çocuklara isim verildiğini bilmediğim için onu en yakın mı? içim sızlıyor ve genç annelerin, çocuk- bu modaya nasıl razı olabildik- yalnız hayvanlara takılır. O da süs ol- ünkü ya idareleri güçtür, yahut elden ka- ihtimali vardır. ilnün en zayıf, il ır mi berikini ısırır, ne de bir tay gibi kaçtığı inden koşturup yorar. Bilâkis lâftan anlar; yara- basına söylemekle korkutmak, daha ileri gi- en rararsız mahlükudur. i rencide eden nahoş bir manzara Tüks bir moda olursa olsun, bir anne Şevket Rado (oje kim bir mahpusun cebir ve kuvvet istimal etmiyerek tahliye edilmiş bir mahküm gi- bi hapishaneden çıkıp gitmesi kanunen bir cürüm olmadığını nazarı itibare alarak be- raetine karar vermiştir. Maahaza maznun evvelce mahküm bulunduğu hapis müd- detini ikmal için tekrar hapishaneye serk- edilmiştir. Bu karar herhangi mahpusun fırsat bularak hapishaneden çıkmasının bir cürüm teşkil etmiyeceğini bir prensip ola- rak tesbit etmiştir. verenler onların rını da çekiyorlarmış dan uyanan adam yanındaki zevcesine son kan verdiği hastanın ölmek üzere olduğu- nu söylemiştir. Ertesl günü hastaneye gittiği zaman ha- kikaten kolunda fena ağrı duyduğu satte hastanım dünyaya veda eylediğini öğren- | miştir, Çünkü şimdiye kadar kan verdiği Ti vefat edenlerin hezi haletini | ve ölümünü dalma kolunun Adet hilâfında-| İ xi ağrılarından hissetmekte imiş, İ erini bulmak kolaylaştı toprağın terkiplerini dahi yapraklarına naklettikleri nazariyesine dayanarak bir baylı ağacın yapraklarını yakarak külleri- Brundin ve doktar Sven P. ilmi neticelek tın madenleri keşf: ni tahlil etmişlerdir. Hangi ağacın yapra- Bında sitın zerreleri buldular ise burada hafriyat yapmışlar ve zengin müdenleri. letanişlerdir. Bundan sonra alın ma- denleri bulmak işl çok kolaylaşmış olacak- tar, -— dük tecrübesi yapıldı. Dün düdüklerden Pasif korunma tedbirleri esi şehrin muhtelif dün nayar düdüklerinin otecrü saat 11de saat 11 de yapılmıştır. TA ancak düdükler hep birden öLMÜN ea. dünkü tecrübede bâzı yeğ rülmüş, düdükler birçok X. ve telgr: af Fransanın . gali üzerine taahhüdü PO eğ tarafın maması posta umum KÜLE eailmiştl. dan posta müdürlüğüne adi mektup Bon günlerde gelen bir eeRirde “bildiril. ve sairenin de kabul edilmi yeti miştir. Bu emir, yese fandan aça dan Pransanın Alman ildir. edilmiş ve edilmemiş yerlerine SE paris Esasen Pransa için poe meri zkezile yapılmakta idi. bayıl Pranmiz üetemlekeleri haklan ke a olmadığından müstemleke! er e alel” kabi edilip eğilmiyeceği 2 yatına g*- ten sorulacaktır. Telgrif İni kabul Mince: Fransa için telgeni G iyeye şim“ an da edildiği gibi #ransadar.. dilik telgraf gelmektedir. biri çalınırken işitilememiştir. Bunların takviyesi te. min edilecektir. Canavar düdükleri- nin bir tecrübe mahiyetinde çalına- cağı günlerce halka ilân edildiğinden şehrin tabit hayatında bir değişiklik görülmem c Çankırıda konferanslar Çankırı 25 (A.A.) — Halkımızı kötü propagandalara karşı ikaz ve paraşüt ile paraşütçüler hakkında tenvir maksa- dile vilâyet parti idare heyeti tarafın- dan testip edilen konferanslara her yerde devam edilmekte ve bu konferanslar halk tarafından yakın bir alâka ile takib olunmu ktadır. Petrol araştırması Beşiri (Akşum) — Beşirinin Raman da» & mıntakasında bulunan petrol sahasın- daki araştırmalara ve sondajlara faaliyetle devam edilmektedir, Adana sondaj gurupu gelmiştir. Hatay grupu da gelecek ve der- İ pat çatışmağa başlayacaktır. Fransız ordusunun bugünkü felâketini general De Gaulle evvelden tahmin etmişti Fransız politika adamları generalin neden dinlemediler? fikirlerini İsviçrede çıkan Weltwoche mecmua- si general de Gaulle hakkında bir ma- kale neşretmiştir. Mecmua diyor ki: General Charles de Gaulle müstakbel barplerin bangi usulde cereyan edece- ğini evvelden gören ve bunu göre Fran- sız ordusu eslihasnın tadlini istiyen Fransız zabitlerinden biridir. Almanyanın bugünkü harp usulünü ilk keşfeden ve bunun için hazırlık yas pan general von Seeckt, Versay sulh muahedesi ile Almanyanın mevcud es- lihasının tahrip ve imha edilmesi talep edildiğini öğrendiği zaman şu sözleri söy- «Böyle bir talep Almanya için bir talih eseridir. Çünkü eski eslihanın elden çık» ması yeni harp usullerini keşfetmeğe ve Yeni teçhizat yetiştirmeğe bizi mecbur edecektir. Gelecek harpte Almanyanın galip gelmesi için hem harp usulünü, hem de silühlarını değiştirmesi lâzımgelis yordu.» Müstakbel harp hakkında böyle düşü- nenler yalnız Alman zabitleri arasında bulunmuyordu. Fransız ordusu zabitleri in de böyle düşünenler yok değildi. Bunların başında general De Gaulle bu- lanuyordu. Bu zat dahilde ve hariçte as- keri muharrir olarak fevkalâde şöhret bulmuştu. Bilhassa mealeki orduya doğ- ru (Vera Tarmâk de Mötier) namını ta- şıyan kitabı çok dikkati celbetmişti, Altı sene evvel yazdığı bu kitapta şu satırlar vardır: «Yarın mesleki ordu münhasıran zin- cix tekerlekli vasıtalara dayanacaktır. Gerek ordu kıta harekâtı, gerek bunla- nn geri sevkiyatı dağ ve dere üzerin de rahatça yürüyecek motörlü nakil va- utaları ile yapılacaktır. Asker, top, mer- mi ve hattâ ekmek münhasıran bunlarla nakledilecektir. Böyle âletlerle müceh- hez bir kata sabahleyin bir mevziden hareket ettiği zaman akşam 85 mil uz: ta bir noktaya vasıl olacaktır. Böyle bir kıta âzami bir saat içinde hangi ârızalı erazide olursa Olsüh düşmana temas ederek mevziine girecektir. 1914 senesinde gördüğümüz ordula- rın seyri, bati ve istikşaf vasıtaları gay- ri kâfi idi. Burlar açık olan cenahlarını müdafaadan âciz idiler. Şimdiki zaman» da böyle ordular harbedemezeler.? Dünkü yangın | İzmirin turistik Bir saatçi dükkânı yandı, bir sapkacı dükkânı da zarara uğradı Yangın esnasında alınan bir enstantane Dün akşam Sirkecide Yeni Türkiye hanı âltındaki dükkânların kepenkleri arasından duman çıktığı polis müdürlü- ğü binasındaki polisler tarafından gö: müş ve itfaiye haberdar edilmiştir. Dük- künların kapanme saati olan 19 u dört dakika geçe zuhur eden bu yangının, dükkânlardan birinde bırakılan ateşli si- garadan çıktığı anlaşılmaktadır. Mezkür han altında bulunan 54 numa. ralı saatçi Mehmedin kiracı olduğu dük- kândaki bütün eşya yanmıştır. Ayni çatı altındaki 52 numaralı şapkacı Neşetin dükkân: da zarara uğramıştır. Bu dük- kânda bulunan şapkalar ıslanmış, dük. kânın vitrin camları kırılmıştır. Ateşin bu iki dükkândan hangisinden çıktığı henüz anlaşılamamıştır. Galatada yangın Dün gece 21,10 da Galatada Ferme- necilerde Nikonun 149 numaralı 3 katlı boyahanesinde de yangın çıkmıştır. Bo- yahanenin (üst kat çatısı tamamen yan- mıştır. Tahkikat yapılıyor. ödün General de Gaulle O zamen miralay bulunan Gaulle'ün bu yazıları gerek parlâmentodaki aske- ri mütehassısların, gerek ordu zabitleri- nin ziyadesile dikkatini celbetmişti. Bun- ların arasında sabık Fransız Başvekili Reynaud da vardı. Lâkin Fransadaki politika adamlarının kahir ekseriyeti böyle fikirleri işitmek istemiyorlardı. Çünkü bunlar mesleki ordunun diktatör- lüğe yal açacağından endişe ediyorlar» du. 1933 senesinde Roynand zırhlı ve motörlü on fırkanın teşkili için parlâ- mentodan bir kanun lâyihası geçirmeğe çalışmıştı. Esbabı mücibesini de şu sur retle izah etmişti: «<Farzedelim ki yarın harp başladı ve yolları Üç yolun inşaatı süratle ilerliyor. İzmir (Akşam) — İzmir turistik yolları- nın inşasına hız verilmiştir. Bostanlı - Hal- kapınar mevkileri arasındaki Karşıyaka yolunun blokaj ve silindirajı, ehemmiyetli miktarda ilerilemiştir. Ayni zamanda Gü- zelyalı - İnciraltı plâjı arasındaki yolun mühim Kısmında da blokaj tamamlanmış- tır. Bu iki yolda blokaj ve silindira) tama- men bittikten ve mühendisler tarafından raporu alındıkları sonra derhal astaltiama ameliyesine başlanacaktır, Gene turlstik yollardan Tepeköy - Efes hattında da blokaja hiz verilmiştir. 26 ki- İemetre uzunluğunda olan bu yolda yüz- leree işçi çalıştırılmaktadır. "Türistik yol. ar, İzmirin belli başlı istirahat ve eğlence yerlerile, ösarı atlkasile zengin imıntakala- rını en kiza yollarla biribirine bağlayacık- tır. Böylece İzmir; mühim bir turist şehri olacaktır. Eskişehirde ilk arpa mahsulü Eskişehir 25 (A.A.) — Bu yılın ilk arpa mahsulü boranya gelmiş ve tüccar ar arasında mutat törenle satılmıştır. Günün Ans düşman, Belçikayı istilâya kalkıştı. Biz Belçikaya şark hududlannı müdafaası için derhel yardım edemediğimiz takdir- de ne ciacak? Belçik.. ordusu denize doğru sürülecek ve Fransanm 350 kilometre tutan şi- mali şarki hududu östilâya maruz kala caktır. Bu takdirde Fransa için en kı mettar olan şimal eyaletleri elinden çı mış olacaktır.» Lâkin ne Reynand'nun bu sözleri ne de Gavlle'ün kitapları bir fayda getir memiştir Bu lükaydider. Gaulle bir Fransız ga- zetecisine şu suretle şikâyet etmişti: «Bir gün benim yazariyelerimden meded umulacağına eminim. © zaman Zeç kalınmış olacaktır.» Hakikaten genersl Gaulle Harbiye Nezareti müsteşarlığına . davet edildiği zaman her şey kaybolmuştu. Bu general yalnız nazatiyatçı değildir. Harbin idate- sinde pratik olarak da birçok tecrübe kazanmıştır." 1909 senesinde orduya da- hil olmuştur. Ursumi harpte © zaman miralay bulunan P& maiyetine müs lâzım olarak girmiştir. 1914 senesi 15 ağustosunda yaralamış tır. Birkaç ay söara iyileştiğinden bölük kumandanı tlarık tekrar harbe iştirak etmiş ve Verdun önündeki barekâtta bulunmuştur. 1916 senesi 2 martında Almanlara &sir düşmüştür. Umumi harp- ten sonra bir buçuk sene Lehistanda hizmet ettikten sunra Saint » Cyr Har» biye mektebine'muallim tayin edilmiştir. Daha sonra Harbiye Nezaretinde memuriyete tayin edilmiştir. En & vazifesi bir rhle» otomobil kıtasına miralay rütbesi ils kumandanlıktır. O za. man 47 yaşında idi Alu sene evvel yazdığı Fransanın başına “gelen şa suretle keşfetmişti; «Vatanımız $ mali» şarki hududlarımızda Açıktır. (Vej) dağları muhkem bir sed teşkil ediyor ise de Almanlar Belçikadan ilerliyerek “bu seddi şimalden çevirebi- Tirler. Meuse ve Mosel nehirleri pek derin müdafaa hattı teşkil etmezler Burada ne hâkim tepeler, ne de cep heye müvazi nehirler yoktur. Bilâkis arzın teşekkülâtı istilâyı muhtelif vadileri ile kolaylaştracaktır.» Izmir fuarı Yeni paviyonlar yapılacak, hazırlıklar ilerliyor İzmir (Akşam) — Bu seneki fuara İngil- tere, Savyetler birliği, İtalya, Yunanistan, Yugoslavya, Filistin ve İran obökü- metleri resmen iştirak edeceklerini bi bir şu satırlar i düşma mişlerdir. Sovyet paviyonunda bazı tadilât büyük yapılacaktır. İran devleti namına bir paviyon inşa ettirilecektir manya, İrak, Bulgaristan hü e fuara iştirak şartları hakkınma malümat al- mişlardır. Bunlardan bir kisminin da fua- rımıza İştirskleri muhtemeldir. Hatay vilayeti mamulât ve mahsulâtının teşhiri için ayrı bir paviyon inşa oluna tar. Hatay vilâyet ve tenret odası, fun niş mikyasta iştirak için bütçelerinde mü- him miktarda tahsisat ayrılmıştır. Bu pa- yiyonda bir (Hatay #ükranı) köşesi lanacaktır. Trakya paviyonu, file tadil ve teşsi TTrakyanm zengin mahsulât ve mamalâtı, sira Derileyişi, hayvancılığı tebarüz ett- rilecektir. Şehrimizde! yün ve pamuk! fabrtkaları da funrda büyük bir pay inşa ettirmişlerdir. Bu paviyonda İngiliz Şulâkileri değerindeki yerli yünlü kumaşla nmız teşhir edilecek ve satılacaktır. Fuar sahasındaki hazırlıklara hızla devam edili- yor. iklopedisi Fransanın geçirdiği rejimler Bordeaux'daki siyaset adamları: — «Yepyeni esas üzerinde, yepyeni bir Franaa kuracağız!a diyorlar. Ve umumiyetle tahminler, Fransada, «Üçüncü cümhuriyete denen tarzda ssaslı bi: değişiklik olacağı vadisindedir. Fransa, şimdiye kadar sekiz türlü ana yasa ile idare edildi. 1789 dar, yani büyük inkılâptan ev- vel hiçbir kanunu esasi mevcut değildi. Hükümdarın fermanları kanun mesabe- sindeydi, O tarihten itibaren meriyete | geçen anayasalar, sıra ile şöyledir: I — 1791 kanunu esasi ki, meşruti bükümdarlığı ve teşrit meclisi ihdas etti. 2 — 1793 kanunu esasi ki, tatbik edi- lemedi. 3 — Ml senesi, yani 1795 kanumisi ki, «Directoirep 1, «Le Conscil des Anciens> ve «Le Corisil des Cing - Cents3 1 mey- dana getirdi. 4 — VI senesi kanunu esasisi. Con- sulat'yı kurdu. 5 — 1814 Charte'ı ki bunu 1815 de Napolyon Elbe adasından döndükten sonra Acte additionnel'le değiştirdi. © — 1848 kanunu esasisi cümhuriyeti kurdu. Umumi seçim tarzın ve teşrif meclisi ihdas etti. 7 — 1852 kanunu esasisi, İkinci impa- ratorluk eshasında muhtelif değişmelere uğradı, 8 — 1875 kanunu esasisi. Bu anayasa mucibince, Fransa meğruti ve unitaire bir cümhuriyettir, İcral kuvvet bir reis ve ona refakat eden mesul Nazırlara verilmiştir. Teştii kuvvet de âyanda ve mebuslar meclisindedir. ERIY Kuki zi iğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: