13 Ağustos 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

13 Ağustos 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fransanın büyük ve kıymetli bir müstemlekesi: Madagaskar — — Madagaskar ziraat bakımından çok zengindir, hayvancılık da çok SUZUN GELİŞİ Çok gezen bilir ok yaşayan mı bilir, çok gezen mi? diye sorarlar ve çok gezenin çok şey bil 'diğini söylerler, Doğrudur. Gezmeden yaşamak insana fazla bir şey öğret- mez. Dünyadan yüz seneyi aşan bir ömür rekorile giden merhum Zaro ağn pek xx şey bilirdi. Çünkü bu ömrün yarısını bir iskelede yük taşımakla, diğer yarısını belediyede bir kapı önünde oturmakla geçirmişti Bu yüzden gazeteciler in hayatında Beler gördüğünü sordukları zaman ağzını açamaz, on- po ları kendiiderinden garip şeyl, mecbur .jzs Wi ypg gem e vr ERNİE e müterakkidir, ormanlarından çok miktarda kereste çıkarılır yaptığım kisa bir gezintide neler öğrendim? Fransanın Şarkt uğraşmışlarsın da Madagaskar adası an- Şort nerede yasaktır? ' Modada, Suadiyede ve daha birçok sayfiye yerlerinin caddelerinde, iskelele tinde genç kızlarımızın şort ismi verilen kısa pantalonla dolaştıklarım görenler bu kıyafetin meselâ Küçüksuda memnu olduğunu katiyen kestiremezler. Pazar günü plâjden şortlarile çıkıp yöz metre kadar ilerideki rıktında duran motörlerine git- mek istiyen bir küçük kafileyi polis durdurdu: «Bu kıyafetle plâjda dolaşılır, dışan çıkamazsmız!» dedi Eğer motörc denizder. kayıkla gitmek imkânı bulun- masaydı bayanları şorttan biraz daha kisa olan elbiselerine kavuştermak için cak 1885 tarihinde Fransanın himayesi altına kati bir svrette alınmış ve 1896" senesinde Fransanın o müstemlekesi ilân olunmuştur. Madagaskar bir Fransız umumi valisi tarafından idare edilmek- tedir. Valinin yanında dördü Avrupalı ve dördü yerli eşraftan mürekkep bir is- tişare heyeti vardır. Ada, emirname- Afrikada sahip ol- duğu en büyük ve kıymetli müstemle- ke, Madagaskar adasıdır. Madağas- kar, Hind Okyanu- sunun garbindedir, plijden bir çarşafa sarp çikarmak icap edecekti, Afrika kıtasından lerle idare olümuyor. F; > Bir lüks lokanta hangi yağı kullanır? | Mozambik kanali vomanda > lamel m YA Yine Boğazın dört kişilik bir cazbandı bulunduğu için Küks, binseneleyh pa- | le © ayrılmaktadır. Madagaskar, yüksek müstemleke mee- halı bir lokantasında yemek yiyen bir bayan önüne gelen ilk tabaktan iki lokma | Mesahai O sathiyesi Hisinde üç murahhas tarafından temsil ini olunur. ağımu stmea yüzünü buruşturarak O müessesenin sahibini çağırdı. — Bo yemek ne kadar fena yapılmış, dedi, galiba iyi bir yağ kullanmıyorsunuz. Hayret içinde kalan müessese sahibi bu itirazı kabol etmedi: | — Size yemk. ederim ki halis kuyruk yağı kullanıyoruz hanrmefendi, fakat ban sikâyetler oluyor, yoksa ahçı kuyruk yağına başka yağlar mı katıyor, dersiniz? Lüks lokanta sahibi düşünüyor ve yemekis tereyağı kullanlabileceği aklına | gelmiyordu. Bir vapur Köprüye niçin vaktinde gelemez? Boğazda oturanlar bilirler. Çocuklar sahilden «Çok yaşa» diye bağırınca bir düdük çalmaktan kendini alamıyan Boğazın en sevimli siması Tahsin kaplanın vapuru köprüye daima birkne dakika geç gelir. Nükteden kaptandan banun sebebini sor- mwşlar, o «Pek tabii» diyerek şu cevabı vermiş: kadar gidip oradan İskelelere uğrayarak köprüye döner. Çengelköyünün sebzevatı Beylerbeyinin teşrifatı, Kuzguncuğun ha- vaktinde gelmemize i — Benim vapurum Çengelköye saratı, Üsküdarın hırdavatı köprüye kte bir gezintide elde edilen üç bilgi. Manş denizinde ve Fransa sevahili yakı- adanın Almanlar tarafından iş- iği malümdur. Bu adaların hukuki Idari garip bir vaziyeti bulundoğu bu anlaşılmıştır. Manş adaları Arıya İngütereye ald değildir. İngilter kralları bir zaman Fransanın şima- Brarbisindeki Normandiyanın dukası idi adalar dukabığın mütemmim parçası ol- ından İngiltere kralın; duka olarak ta- şlardır. Ingiltere krah Normandiyanın £ ettikten sonra adaların ahalisi meğ- k gene İngiltere kralını tanı- mış olduklarından bu adalar İngiltereye ta- bi kalmışlardır. Bundan dolayı İngütere Adeinrin eski hususi ve muhtar idaresine dokunmamıştır. Adaların hükümranlık hak- kı İngilter kralına ald olmakla beraber bü- kümet adalıların elindedir. anın ken- disine mahsus bir hükümeti bulunuyor. Her hükümetin başında başka başka şefler var- dir. Her adanın kondi parası, parlimentoğu ve idare heyeti bulunuyor. En büyüğü Jersein mani oluyor. Şevket Rado (Shark) adasının bükümdarı bir ka- dındır. Dame de Shark ünvanı verilen bu kadın mecmuu beş yüz olan tebaasının mal ve hayatına hâkimdir. Asırlardanberi ku- runuvusini bir saray teşrifatı vardır. Veş- giler eski aşar usulü tarzındadır. Herşey or- ia çağlardan kalmadır. Yen! ve modem zamanların üzulleri değil teknik eserleri bile adaya uğradılmamamktadır. Hükümdar kadın Shark adasına radyo, otomobil ve ber türlü makine ithalini şiddetle yasak et- miştir. Bu adaların başlıca gi sebze ve bahusus domatestir. Adalar baştan başa 1- monluk camları le kaplıdır. Vaktile bütün ihracatını İngülereye yaparlardı. Şimdi adaların bütün basılatını Almanya çek- Afrikada iki âfet Afrika kıtasının hattı üstüraya yakın | yerlerinde iki büyük âfet vardır. Biri Insan- ları kasıp kavuran uyku hastalığı ve diğeri sığır ve diğer kasaplık hayvanları mahve- den Tsetse sineğidir. Eski Alman müstem- lekesi Kamerun'da Iki yüz bin kişi uyku bas- talığından muztariplir. Bunlar"tedricen ölü- mikroskop e görülebilen Trypanosamen'dir. Burguya benzeyen bü hayvancık Glossina palpalls ismindeki bir Gaziantep (Akşam) — Antep fıstığı bu çevrenin en kıymet ihraç malıdır. “ee bölgesi için üzüm, Karadeniz seva- “ için fındık ne ise Gaziantep için de ie; odur, Fıstık vasati olarak her sene yiz ekete bir buçuk milyon liralik dö- , ettirir ve bundan on binlerce çilçi tilcenr ötifade eder. zik Sok değerli mahsulimüz, çok na: Meya, pr sene hasılat vermez, çiçek Mininde fazlaca bir soğuk veya «- Yok e >ahut dolu gibi bir âfet hasılatı $ Bu mahsvle ârız olan birçok ta mütemadiyen uyur. Bundan dolayı buna uyku hastalığı adı verilmiştir. Nihayet has- tanın cümlel asabiyesi bozulur, Konuşamaz, Birkaç ay içinde basta bir deri bir kemik kahır ve nihayet umumi zaa? içinde can ve- fenalıkta tabiatle yarış eder. haşere de üç sene evvel şehrimiz» Hükümetimiz bi de bir «Fıstık Üretme istasyonu» açmış, simdiye kadar hiç bakılmıyan fıstık has- talıkları da tetkik edilmeğe başlanmış” yalnız bunlar değildir. n kadar yabancı mutavasatlara 6 mişti. Halepteki ki şirket fastığı satın alır, manipülâsyonunu, ambalajını ora” da yaptırır, Amerikaya ihraç ederdi. Fi murabbaı, yani nefsi yüktür. 592,350 kilometre Fransadan daha bü- Madagaskar'ın merkezi Tananarive #ehirdir. Madagaskarın toprağı çok arızalı | olup adanın merkezinden şimal ve ce- nup istikametinde |,000 metre irtifam- da sarp ve yalçın kayalıklar halinde Hind Okyanusu boyunca uzamaktadır. Bu kayalık silsilesinin en yüksek nok- tas, 2,664 metre irtifaında Tsinfaivona dağıdır. Madayaskar, hattüstüvaya yakın ol duğundan iklimi münhat yerlerde sicak ve rütubetlidir. Adanın merkezinde, yani yüksek yerlerde iklim daha müte- dildir. Madagaskarda yetişen nebatlar, seb- ze, ağaç ve saire olmak üzere 4,400 meviden fazladır. Bunlardan üç bini mmahallidir. Adanın bilhassa ormanlık olan şark taraflarında yetişen nebatlar arasındu bambolar, hurrnlar, palmiyeler, orki- deler ve #sire vardır. Madagaskazda Jungle denilen ve Afrika ile Asyada ralanan çok sık ormanlar hem pek çok, hem pek zengindir. Bu ormanlarda Af rikada raslanan vahşi ve ehli hayvanlar ve kuşlar yaşamaktadır. Maamafih vahşi bayvanlar arasında — timsahlar müs- tesna — insanlara saldıranlar hemen yok gibi ir, Madagaskarın 3,600,000 i bulan nü fasu arasında ancak 20,000 i Fransiz“ dır. Halkın diğer kısmını, siyah renkli Malgaşlar teşkil ederler. Nüfesin en v yer, adanın mer- kerinde kâin olan İmerina yaylasıdır. Madagaskar adasının merkesi Tananariye şehrinde bir sadde ve meğer binalar Madugaskarın merkezi Tananarive şebri müstesna, nüfusu 16,000 fazla olun şe- bir ve kasaba yoktur. Eski masallara göre Madagaakarın ilk sekenesi Kinos denilen cüceler teşkil ediyordu. Madagaskar yerli halkına ve- rilen Mangaş isminin milli biçbir ma- hasi yoktur. Adanın şimalinde oturan Mangaşlar müslüman, merkezinde otu- ranlar da baristiyandırlar, Adada yerli halk arasında katolik pa- paslarının propagandası pek faaldir. Yerli halk ekseriyetinin dini ise bir nevi pütperestliktir. Madagaskarı 1500 senesinde o Porte- kizli Diego Dias keşfetmiştir. 1642 tari» binden itibaren Fransızlar birçok defa- lar adayı hâkimiyetleri altına almağa Madagaskar ziraat bakımından çok zengin ve verimli bir memlekettir. Ada- da pirinç, mısır, şid, patates yetişdi- rilmektedir. Vanilya, şeker kamışı, kalı” ye, kakao, Geranium, kokulu nebatlar pek mebzul istihsal edilmektedir. Dağlık ve yüksek havalide, bayvancı- hk pek müterakkidir. Adada mevcud ormanlık yerler, 10 milyon hektar tah- min edilmektedir. Bu ormanlardan çok kıymetli keresteler çıkarılıyor. Madağaskarm toprak üstü gibi, top- rak altı serveti de çok bereketlidir. Ma- dağaskarda, altın, gümüş, demir, bakır, mika, grafit ve kömür madenleri mev- cuddur, Gene bu büyük adadan yakut, topaze gibi kıymetli taşlar çıkarılmak- tadır, Madagaskarın kayalık yerlerinden çıkarılan kristaller çok meşhurdur. Adada sanayi pek az müterakkidir. Madağuskarın 694 kilometre uzunluğun- da şimendifer hattı, 3,000 kilometrelik gosesi, 3050 kilometrelik seyrüsefer müsaid nehir ve yolları da meveüddur. Şanghay şehri ghay'daki İngiliz kıtaları çekiliyor. e manı Mevi nehrin üzerinde ve Çin denizinde aşağı yukarı Kahire arz dairesinde bulunmaktadır. 3/260,000 nüfu- #undan 30,000 iecnebidir. Bu şehrin afyon barbi ismini alan 1442 ingiliz - Çin harbine kadar ehemmiyeti kaydedilmemişti. Şanghay 1842 - 1847 mu- ahedelerile Avrupa ticaretine açıldı. IM43 barbinin tesirile, birçok eyaletlerdeki en engin yerliler, İsyana iştiraklerinin mesü- Byetinden sıyrılmak için, buraya, yorleşti- kr. İngiliz - Pransz askerleri de karaya gıktığı için onların himayesine sığınmış- lardı. Burüda 1843 de İngilizler ve 1840 da Pransazlar bir imtiyazlı munlaka edindiler. Amerikshların da keza bir imtiyaz mn- takaları vardı. Bu sonuncusu 1863 de İn- güklerinkile birleşti, Fransız muntakasile beynelmilel denen diğer mıntaka Avrupa gehri biçimindedir. Bu !ki Avrupal kıam- da Çin kanlınları geçmez. Çinli mülteciler de takibattan kurtulurlar. Şanghay'ın di- Ger kısımları gayet kesi? nüfuslu, dar bir gehridir. Bu Uran dünyanın en mühim am- barlarından bir! meaabesindedir. Mektepleri- le, fabrikaiarile Uzak Şarkın birinci dere- cede bir merkezidir. 1921 - 1023 senelerin- de Şanehayda büyük amele hareketleri kaydedildi. Burası ayni zamanda siyasi enirikaların çevrildiği bir mahaldir, Sofyada Sovyet - Bulgar takımları maçı Sofya 12 (A.A.) — Dün Sovyet ve Bulgar takımları arasında yapılan futbol maçını bire karşı 6 sayı ile Sovyet takı mı kazanmıştır. Seyirciler arasında kabi- ne ve kordiplomatik üzasından bazılari da hazır bulunmakta idi, madığı halde — Şam fıstığı denilmesi de btimal bundan ileri geliyordu. Cümhuriyet idaresi hayırlı elini bu işe mizde “baş tüne fatik tarım attiş koope- ratifi kudrudu. Bu kooperatiflerin şim- dilik 2500 kadar üzen vardır. Bu beş kooperatifi de bir birlik halinde topladı. Birliğin formahitesi yakında ikmal edile- cek ve bu teşekkül fıstık mevsiminde faaliyete geçecektir. İnsanlık ancak 290 sene hakiki sulh görmüştür Geri kalan 3118 sene harp içinde geçmiştir. En çok muharebe yirminci asırda olmuştur Almanya, Avrupaya vermek istediği ! 67 kısmı harp ile geçmiştir. İspanyadan yeni nizam ile bin sene için harbin önü- De geçeceğini ümid ediyor. Fakat bu ümide iştirak edenler azdır. Almanya: nin kurmak istediği yeni nizam tahak- küm esasına istinad etmektedir. Böy), bir nizamın uzun müddet devam edemi- yeceği ve tesis edilebildiği farzedilse bile, çabuk ihtilâllere, harplere sebep olacağı şüphesizdir. Bir İsviçre gazetesi eski ve yeni harp- fer hakkında yazdığı bir makalede diyor kiz <Terihçiler, eski ve yeni zamanla rı tedkik edenler cihan tarihinin bütün devirlerinin harp ve isyan ile dolu oldu- ğunu görüyorlar. Romanyanın meşhur bir tarih âlimine göre milâdı İsadan ev- vel 1469 senesinden bugüne kadar in- sanlık ancak 290 sene hakiki sülh ve huzur görmüştür. Kalan 3118 sene harp içinde geçmiştir. Bu müddet zarfında muhtelif milletler arasında «ebediz kay dile akdolunan “müahedelerin sayısı s6- kiz bini geçmiştir. Bu muahedelerin va- sati ömürleri ve meriyet müddetleri altı aydır. Her zaman silâh kwvvetile sulh munhedesi bozulmuştur. Avrupadaki otuz sene harbine niha- yet veren Vestfalye muharebesinden bugüne kadar geçen 291 yıl içinde yal Biz seksen sene sulh içinde geçmiştir. Bu müddet zarfında 44 mühim harp oltmuş- tar. Her yedi seneye büyük bir harp isa- bet ediyor. Amerikadaki Harvard üniversitesi ta» rih profesörünün yaptığı araştırmalara göre geçen 2500 sene içinde 902 mil İetlerarası harbi olmuştur. Dahili harp- lerin sayını 1615 dir. Amerikalı âlime göre geçen asırlardan en ziyade harp faaliyeti çok olanı yirminci asırdır. Tarihte en ziyade harp eden memle- ket İspanyadır. Bütün tarihinin yüzde sonra İngiltere gelir. Tarihinin yüzde 36 kısmı harp ile geçmiştir. Sonra Fran- sa gelir. Tarihinin yüzde ellisi harp ile geçmiştir. Rusya tarihinin yüzde 46 kıs- mı, İtalya tarihinin yüzde 36 kısmı, AL manya tarihinin yüzde 28 kısmı harp ile geçmiştir. Eski Yunanistan tarihinin yüzde 57 ve eski Roma tarihinin yüzde 40 kısımı harp ile geçmiştir. En az harp eden Şimali Amerika müt- tehid hükümetleri cümhuriyetidir.. Bu devletin tarihinin ancak yüzde 14 kısmi» m harp işgal etmektedir. On altıncı a9- nn otuz büyük harbinde galip taraflar yüzde on ve mağlüp taraflar yüzde 40 nisbetinde zayiat vermişlerdir. Büyük Napolyon yaptığı harplerde wkerinin yüzde on beşini harp meyda- mında maktul berakmıştır. Kendisine mağlüp olanların maktul olarak verdik leri zayiat ordu mevcudlarının yüzde yirmisini teşkil eder, Geçen umumi harbe 65 milyon asker iştirak etmişti. Bundan sekiz milyonu maktul düşmüştür, Merkezi devletler üç milyon ve müttefikler beş milyon mak- tul vermişlerdir. Her sekiz maharibe bir maktul isabet ediyor. Şimdiki harbin göstereceği rakamlar harbin sonunda belli olacaktır. Königsberg şark panayıri Königiberç 12 (AA) —D.NB. ajansı bildiriyor: 28 inci doğü panayın bugün Belediye dairesinde açılmıştır. Be. lediye relsi merasimde hazır bulunan dip- lomatları ve ezcümle Türkiye, Çin ve Sovyetler Birliği büyük elçilerile İsveç sefirini selâmlamiştir. İktisad Nazım B. Funk ve Maliye Nazır kont Sehwerin von Krosigk de mezasimde hazır bulun- mruşlardar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: