2 Eylül 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

2 Eylül 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 3 2 Eylğl 1040 "AKŞAMDAN AKŞAMA Muharririn efendisi Gazetecilik ettikleri için halkiz fazl, temasları olan birkaç muhar- Fir aralarında konuşuyorlardı: — Arkadaşımızdı, Lâfeye ta ilü vardır sanarak İdaresin- deki müessese hakkında birkaç s- tr yazdım. Küstü! Artık yazmıya- cağım, Fakat ona dair yazma, gü“ cenir; buna dair yazma gocunur. Çerçeve o daraldıkça (o daralıyor..| S5, rlari Aksi gibi tamadıklarınızz da tazla-İ. sün d Birim meslekte en iyisi akbabı ol NELER OLUYOR? 1 Bir köy halkı erber bekliyor | Yelken müsabakaları nihayetlendi!, lürlaği eyalalide tabi Kisted Epifiz No. 04 yünden geçenler bütün erkek hal) — Neden dalgınsın bu kad kın ortodoks papaslar gibi uzun Irum? Yeni bir Titon CIY mw buldun, saç ve sakal e a ağa in gl hayrette kalmışlar ve bunun sebe-| Tüy, vas N vadi: bini araştırmışlardır. Neticede an-Jda iken, E ben başka hir erkek gez) aşılmıştır ki, Kilsted erkeklerinin İmei, Fakat, sana bir hakikatten bah- | uzun saç salıyermesine sebep, sefer- | İ jeede: Bizim tilkilerin sırtını yere berlik esnasında köy berberinin si- | getiren Türk denizelleri arasında öyle Ish altına alınmasıdır. NOR > e) Yüzan;: İSKENDER FAHRED) leniyor. Viyana kapılarına kadı den ordumuzun oralarda ind Garbeleri ne çabuk unuttuklarına hes gibi ben de şaşıyorum. — Acı günler, tatlı demlerden çabuk unutulur, oğul! Padişah fi) bulda olsaydı, onlara haddini bi mekte gesikmezdi. Ahmed © geceyi Tilojta ge Döğan bey Tilostan bıkmıştı. | İstanbul şampiyonluğuna Galâtasaray- dan Bürhan kazandı. Mahmud ikinci, Nedim üçüncü olda 28 puanla ikinci, Galatasaraydan Nedim 23 puanla tiçüncü, Derir- ajanlığı tarafından / gün devam etmek üzere tertip yakışıklı, öyle sevimli bir delikanlı var- mamaktır zaten... — Ben, sakaya mütebammil, ge- niş mezhepli, âlicenap, açık düşün- teli, hakperest, ayni la veli himet bir tek şahsiyet tanıyorum... Sade ona takılıyorum... Katiyen da- rılmıyor... Bütün kusurlarım yüzü- ne vurmama rağmen benimle ah- baplığı bozmuyor... Eski şairler ağırlarma inci dolduracak birer devletli edinirlermiş; ona kaside banlık ederlermiş; ve kapısma sığı- nır, otururlarmış.. Bu benimkisi, beni beslemekle beraber, meddah- Ektn bulunmamı bile arzu elmi- yor. — Aman ne iyi zat bu... Kim —- Evet, bizzat halk... Onada dalkavukluk eden muharrirler var. dır yerçi.. meziyet gibi göstererek, bhaltâ teş- vik ederek göze girmek, kati ka- zanmak isterler... Fakat her devlet- Mi gibi halk efendi de bir nebze ba katil eteklenmelerden hozlansa bi- le, onun allı selimi herkesinkine galintir: Doğru sözü tercih eder. Hattâ sendi aleyhine çıksa dahi... En hassas İtikadlarım o baltalasa dahi... — Hemfikir değilim, — Niçin?.. o Meselâ halkımız, pek sofu, pek mütenssıp olduğu dev rlerde bektaşi fıkraları zevke le dinlemiştir... Şimdi de örf ve bariz içi: yeğâne ardına kadar açık kanıdır... Alabildiğine yaz, ahalinin zayıi, çürük, hasta tarofla- rm deş deşcbildiğin kadar... Biz. zat © dokunduğun derdlere müp- tâ olanlar; «Ne doğru yazmış!... Ye den göğe kadar hakkı var derler... Hangi ekstra eketra yük- sek münevverin bu kadar tenkide tahammül vardır ?... Bahusus ten- Kidi böyle sempati ile telâkki et- meğe?... Üstelik sen açılıp samimi yazdıkça halk efendi seni büsbütün terfih eder... Ve onun terfih edişi bakatmınldine o benzemez... Kaydı hayat şartiledir... Veresene bile ba- kar... (Eserlermi ölümünden sonra da sat almak suretile...) Herhan- &i bir devletli öldü mü, idbara uğ- radı mı, ocağı söner; nedimi açık- ta kalır... Halk efendiye yâr ole-| nm İse, böyle felâketlere karşı da sirortası yardır. Çünkü o velinime- fin kendi gibi nimet hazinesi de ebedidir; tükenir cinsten değildir. Eğer hayatında sana haksızlık ot- Byra habırana karşı borcunu mutla- Ahalinin bazı zaaflarını! edilen İstanbul yelken şampiyonluk müsabakalarının üçüncü ve sonün- cusu dün Moda koyunda çok fena hava şartlanna rağmen büyük bir muvaffakıyetle yapılmış ve bu su- retle yüzme ve kürekten sonra yel- ken yarışları da mihayetlenmiştir. Denizin çok sert olması ve rüz- gârır. bir sağanak halinde esmesi yü- zünden dünkü son yarışa sekiz tek- ne iştirak edebilmiş ve bunlardan İancak altısı, o da müthiş dalgalarla mücadelelerden ve bir çok güçlük- lerden sonra yarısı bitirebilmişlerdir. İlk iki gün yapılan yarışların birisi Galatasaraylı Bürhan, diğeri De- mirsporlu Feyyaz tarafından kaza- nıldığından, bu son yarışın neticesi İstanbul şampiyonunu meydana çi- karacağı cihetle büyük bir alâka uyandırmış ve yağmura rağmen ya- Jaş sahasına meraklıların bir gok sandal ve kotraları sıralanmıştı. Seyirciler arasında Reisicümhu- rumuz İnönünün iki oğlu da bulun- muş, yağmur ve firtnaya rağmen yarışları büyük bir dikkatle tekib etmişlerdir. Beş deniz mili üzerinden tertip edilen müsabaka çok heyecanlı geç- miş ve'her zaman olduğu gibi kıy. metli birer yelkenci olan Bürhan ile | Feyyazın derece alması ümid edilir. ker, yeni ve genç istidadlardan olan Galatasaraylı Mahmud bütün tah mixleri altüst edecek güzel manev- ralarla başa geçmiş ve nihayete ka- kadar bu tefevvuku muhafaza ede rek günün birincisi olmuştur. Sıra ile Bürhası ikinci, Feyyaz üçüncü gel- mişlerdir. Bu müsabakada alınan neticeleri mrasile bildiriyoruz: 1 — Mahmud (G. S.) 1.00.5 2 — Bürhan (G. S5.) 1441 3 — Feyyaz (Demirspor) 1-10,33 4 — Nedim (G. 8.) 114.51 J5 — Hayri (Fener) 1.15.22 /6 — Melik (Demikspor) |—o 1.228 Üç gün devam eden müsabaka- lar neticesinde yapılan puan tssni- finde Galatasaraylı Bürhan 29 pu- anle İstanbul yelken sampiyonu ol muştur. Galatasaraydan Mahmud Büyük liman Şehirellik mütehassısı B. Prost, Üs- küdar ve Kadıköy plânum hazırla; şehir Ilmanının Haydarpaşa önlerin- de yapılacağını tesbit etmekle bera- ber bu hususta son kararın büküme- be ald olduğuna işaretle teforrunta gi- rişmemişti. Limanla kömür mıntakalarının tes- bili icap etsiğinden Hmanlar umum müdürlüğü, B. Prost Ve temasa baş- Yamıştır. B. Prost müstakbel ilman hakkındaki düşüneelerini bir kroxl ve -aporla bildirecektir. RE EE 200 #0100 .* İ bal, şikiyeti mucip olduğundan ge- spordan Feyyaz 18 puanla dördün- cü, (Feyyaz ikinci gün yarışlarında çarmıh teli koptuğundan yarışı terk- etmek mecburiyetinde kalmış ve bu | yüzden puan alamamıştır), Fener- bahçeden Hayri 17 puanla beşinci, Demirspordan Mekh 13 puanla al- tiner olmuşlardır. Müsabakalardan sonra Su sporları ajanlığı tarafından kazananlara muhtelif mükâfatlar tevzi edilmiştir. Fena hava şartlarına rağmen ya- rışları muvaffakıyetle bitiren yelken- cilerimizi ve birinciliği kazanan Ga- latasaraylı Bürhanı tebrik ederiz. Tenis maçları tehir edildi Dün yapılması lenb eden Çelenç kupası tenis maçlarmın dömitindi karşılaşmaları, yağmur yüzünden yilamamış ve bu müsabak karşılaşmalarile birlikte 14 ve Jâlde Tarabya kortlarında oynanması tekarrur etmişti: iğ İstanbul güreş takımı seçildi Fuar münasebetilr İzmirde tertib edilen güreş müsabakalarına iştirak edecek olan İstanbul güreş takımınm seçme müsabakaları nihayet bulmuş ve gidecek takım şu güreşçilerden teşkil edilmiştir. 56 kiloda Ahmed Çakır, 81 kiloda Halli Özer, 66 kiloda Yusuf Aslan, 72 kiloda Faik, 79 kiloda Ahmed, 47 Ki-| oda Büyük Mustafa, ağırda Sam- sunlu Ahmed, İ Güreşçilere monitör Salm riyaset| edecek ve kafile flo birlikte İsmali Hakkı Vefa ile Sadullah Çifçioğ'u hakem olarak gideceklerdir. <a Galatasarayla Beykoz 3-3 berabere kaldı Dün Beykoz çayırında Galalasar ile Beykoz takımları arasında WE maçlarına hazırlık olmak üzere hu- İ sasi bir maç yapılmış ve çok samimi| bir hava içinde geçen bu karşılaşma- da ber iki takım 3-3 berabere kalmış- lardır. Galatasaray takımı sahaya gu çekilde çıkmıştır: Osman - Faruk, Salim - Musa, Be- ali, Oğuz - Cemil (Süleyman) Salâ- haddin, Gündüz, Buderi, Bülend. KÜÇÜK HABERLER 4 Tramvay bekleme yerlerinde, du- rakla tramvay arasına otomobillerin girmeleri tramvay yolcularının iram- vaya binmelerine mâni oluyor. Bu | rek hususi, gerek taksi otomobüleri- nin Istasyonlarda tramvay arabasile yaya kaldırımı arasına girmelerine müsaade edilmemesi Belediye tarafın- dan mlökndarlara bildirilmiştir. A Son zamanlarda hemen bütün esnafa ve hastalık çıkan evlerin ciya- Vakıa civar köylerden birinden bir pazar günü bir berber gelerek sabahtan akşama kadar saç ve sa- kalı birbirine karışmış halktan bir kısmının sakal ve saçlarını kesmiş » de köy heyeti ihtiyariyesi, paza- rın mecburi tail günü olmasından dolayı, müdahale ederek gelen ber- beri kovmuş, bu suretle erkek hal- kın sakal ve traşları uzayarak bir- birine karışmıştır. Köy halkı şimdi berberin avde- tini beklemektedir. Hindistanda 100,000 çeşit haşarat yaşıyormuş! Hind hayvanat âlimi ve haşarat mütehassıs Afsal Husan Kalkütada ” İtoplanan âlimler kongresinde, Hin- İ İdistanda yaşayan haşarat hakkında bir konferans vermiştir. Alime gö- re, Hindistanda 100,000 nevi ha- şarat yaşıyormuş. Bunların yalnız 40,000 i tetkik edilmiştir. Hindis- tanda muzir haşarattan senede bir buçuk milyon kişi ölüyormuş. Ge- ne Afsal Husanın hesap ettiğine gö- re, Hindistanda haşaratın ev hay! vanlarına ve tarlalarda ekine yap- tıkları zararlar senede 150 milyon İngiliz lirasını buluyormuş. Hindis- tunda en çok balk yani Malaryadan ölüyor. Hesap edildiğine göre. senede Malarya- dan bir milyon Hindi ölmektedir. İspanyada boğa güreşi tekrar başladı İspanyada dahili harbin hitaram- dan sopra ilk defa olarak Madrit şehrinde büyük boğa güreşleri ya- pılmış ve güreş 400,000 kişi tara- fından heyecanla seyredilmiştir. Yarış sahasına çıkarılan azgın bo- ğalarm çoğunu meşhur boğa güreş çisi Lolito öldürmüştür. Bu güreşçi tek kolludur. Zira bundan on beş sene evvel bir boğa güreşinde bir sivrisineklerden kolunu kaybetmiz, fakat sağlam ka- lan diğer kolu ile dövüşmekten vaz geçmemiştir. Lolito bundan bir ay evvel İspan- yanın en güzel kızı addedilen Kon- ça Perea ile nişanlanmıştir. Yakında İ düğünleri yapılacaktır, Harbiye - Şişli Osmanbeye kadar olan dar kısım genişletilecek Prost plânına göre Harbiye - Os- ki ona bayıldım doğrusu. Titon odun yanımda ömürrüz bir akşam yıldızı gi- bi sönük kalır. Ben şimdiye kadar bu derece güzel ve yakışıklı bir erkeğin koynunda yatmadım, enne! — Ben senin talihsizliğini düşün- dökçe, ber zaman ağlarım, Türa'! Ne yazık ki, Yuvanın pençesinden kurtu- lamadın! — Ondan kurtulursam, serbes m sanıyorsun? Elrafımdaki h görmüyor musun? Daha şim- diden beni aralarında paylaşamadık- ları için, her zaman kavga ediyor. lar. Yuyan Türklerm eline düşerse, ben de ondan kurtulup, bir başka hay- dudun eline düşeceğim — Bu kabahat senindir, Türâ! Yu- van hiç de çirkin bir adam değildir bol, kuvvetli, cesur, atılgan, be- O isterse, seni başka bir ada- üp, Kraliçeler gibi mesud e, Başka bir adaya mı götürür de- din?! — Öyle ya, Sana kaç kere (Arşipej) adalarından birine gitmeyi teklif et- medi mi? Neden kabul elmedin onun bu teklifini?... — 6izi düşündüm... Yurdumu, oca- dımı, dostlarımı düşündüm. | — Bizden ve dostlarından sana ha- yı kızım! Eğer sen Arğipele gi seydin, ben de seninle birlikte gel dim, Buradaki takiplerden kurtul: duk. Venedikliler ne de olsa huristi- ir, bize hiç bir zaman fena göz- 16 bakmazlar... Yuvan da oraya ser- besçe gelip gidebilirdi, — Keşke bunu bana daha önceden söyleseydin, anne! Ben Türklere Yi vanın oArşipele kaçtığını söyle er! Yuvanı Arşipelde aramağa gitti- ler. Böyle bir zamanda biz oraya gi- demeyiz. İhtiyar kadın gözlerini yere indirdi ve hir müddet sustuktan sonra, bir. den kızına döndü: Se liba (Titen) un tekrar eğini ve bir gececik olsun onun koynuna girebileceğini umuyor- sun, değil mi? Târa şen bir kahkahayla yerinden Birladı: — Evt, Onun tekrar buraya gelece- gör koyduğunu saniyorum. Çünkü, beni, saklandığım kuyudan çıkardık. lari zaman, onun bana bakışları © kadar mnahydı ki... ğer firsat bul- saydı, boynuma sarılacak ve çıplak omuzlarımdan Oöpmekte gesikmiye- cekti. — O halde eline fırsat geçtiği za- man, sende — Şafak mabudesinin! Yaptığı gibi — onu kendine çeker ve emin bir yerde gizlenip, onunla bera- ber yaşarsın! Doğan beye İstanbuldan gelen haberler Aradan aylar geçmişti. Hamza rels başka taraflarda başka İşlerle meşguldü; "Titos muhafızına: — Parmaksız Yuvanı yakalarsa dı ve öyle kabramanen dövüşüyordu! | gukmamsıştı da epeyce ilerlemiş ve yıllardat İstanbulu görmediği için, daha 1 İstanbulun hasretini çekemiyeci anlamıştı. Hamza reis Tilosa uğri dik işi andan İstanbula naklini ! mek olacaktı. Ahmed oğgece Tilosta dolaşır Hamzanın bıraktığı denizrilerden rine Taslı Hüseyin. i | senin burada ne Ahmedi görünce tanıd aramağa geldik. G kaçmış gibi davranal uylardanberi o baydudun peşi koşuyoruz. Sen ne arıyorsun d — Ilmana sabahtanberi göz air d&m mı? Küçük bi ya Rodostan e — Ben iki gi rum. Dâğ ete Şimdi indim. Ha ür Bmana inmi nde dölaşiyor kararmıştı. gö ım. Haydi gel, im, Ahmed! sahil boyunda küç irdiler, yhanede #ki üç b ka kimse yoktu. Ahm İçiyo: lıkçida nutmyaç rah nasl kaçırdık, bilip — Şarikeni mi? — Yok canım. Şeriken korkud; Alman topraklarından dışarıya bi Avüsturya İmparator Perdinand'dan b diyorum. — O, Alman Imparalaru Şarlker dayanarak kafa tutmuşt amma, bu selerde herif pabuğları elmadan kaçta, (Arkası var) (1) «'Tith Tron hükümdarı «Pe| rlam» kardeşi idi, Titen bir gün orta ilan kaybolmuş ve bir dnha görünme! mişti, Yunan esatirine göre, şefak ma budesi, çok güzel bir delikanlı olan 'Ti| tona âşık olmuş ve kendisini yer yü tlinden kaparak, engin ufuklarda “Ti. Binden eminim. Ve onunda bana)|t0 mı dilemiş ve ricası kabul de, gençliğinin ve güzelliğinin deva. enini dahi istemeyi unutemaşin. Ara. dan uzun yıllar geçinee Titen ihtiyar lamış, çökmüş, çirkinleşmiş ve güy: kendisini çocuk gibi kundaklaya, yaşalmağa ve eski, mesad günlerini anarak avtumağa meehar olmuştur. mmm | Günün Ansikloped | Bulonya ve Bolonya Bolonya'da bir infilâk oldu. İsim benzerliği yüzünden bu yer Fransa» da imiş gibi gösterilmiş manbey arasındaki tramvay caddesi, Osmanbey ile Şişli arasındaki genişlik derecesine getirilecektir. Bunun için Harbiye ile Osmanbey srasındaki kıs- min açılması lizımgeliyor. Bele Şimdilik Hamam İstasyonu mevklin- den Osmanbeye kadar, Harbiyed'n Şişliye giderken sağ tarafı teşkil eden binaları gerl çekmek üzere bunları is- tlmlâk etmeğe karar vermiştir. Bu ların çoğu birer katlı dükkânlar ibaret oldufundan istimlâk bedeli bü yük bir yekim tutmıyacaktır. Dük-| kânların isttmlâkinden sonra geridz büyük bir fkmektep binası yapıla” Bolonya, İtalya krallığına ait bir irdir. Eyalet merkezidir. 200,000 nüfusu vardır. Burasını alan Bojen golvalarına izafeten ismi Bolonya olmuştur, Rönesans zamanında bu okuluna ndaki halka tifo aşısı yapılmıştır. Bu seneki tifo vakaları geçen seneye nisbetle azdir. İstanbul mebusları halkın dilek» di le devam ediyorlar. ka manen olsun öder... Dinliyorlardı: — Bu efendi nasl muharrirden hoşlanır? « diye sordular. | — Ya yazısı gayet vazıh şekilde anlaşlandan, yahut hiç anlaşılma» yandan! - gülümsedim. , > Birincisini anladık, fakat ikin- cisi ve? — Gayet muğlâk, muzlim Yazı Yazanlar da rağbet buluyorlar. A- Fapca bi: dun gibi eserleri alâka) kalede hapset, Biz onu ararken daha belâlı korsanlaria karşılaştık, onları takip edi, iv Diye haber gönder zaten donanmanın boşlukları, şarlatanlıkları anlaşılır; gözden düşerler... Payidar olan açık, düz, süssüz, büyük lâfsır ya- anlardır. — Halkın kızdığı? — Dalkavukluk, züppelik, ken- dini beğenmişlik, fazla muhafaza-|” kârlik vw: aşırı inkalâpçlik... — Sevdiği? — Kadının ve erkeğin nasıl ta- rifi imkânsız bir seksapil'i varsa, nişti. Doğan bey Mebuslar 10 eylülde Şişli, Beyoğlu ve Şehremini Parti merkezlerinde halkı ii derdi. Fakat Beyoğlunun ve dileklerin çokluğu do- salı gi bun- ların dinlenmesi için tahsis edilmiştir. | —: Bulgar hudud komutanı mişsa da Yuvanın izini bulamayınca ati hur vatandaşları şunlardır Primatier, Procaecini'ler, üç Cars rache'lar, Dominicin, Gec İba- ne, Benoit XIV, Mezzofar Gal vani, iki denizel her gece meyhaneye. dolaşarak | n adaya eraak ge- #ren bir küçük yelkemlide, celbeder. «Ne büyük lâf ediyor,| kimbilir?» hir uyandırırlar... Bilhassa dini lisanı yabancı olan birçok milletlerin o böylelerine bir mistik iptilân olduğunu sanıyo- Yumi... Fekat en emin şekil, birinci — e çan cins mubarrir. tarafından sevilmek, karınca maharririn de ona benzer bir mes- leki cazibesi olmak getek... Bunun| tarifi zorca... Maamafih, nuruna | hani ikinci manada bir «deli» tâ- biri var; ez yakın bir şey; bazı paşalara falan lâkap olmuştur; sağı solu pek düşünmeden açıkça fikrini haykıran demektir; halk öy- Edirnede bayram merasiminde bulundu taktır. Menafli ümümiye kararı alin- Gıktarı sonra İstimlâk muamelesi ya- Bulgar hudüd komutanı 30 ağustos zafer bayramı münasebetile Edirnede yapılan merasimde bulunmak srru- sunu göstermiş ve malyetile birlikte Edimeye gtlerek Yanık kışla meyda- leerini herhalde en başta sever... (V& - Na) nındaki geç'd resmirde hazır bulun- muştur. pılacaktır. 2000000400009000000004004006 Doğan beyin tamdıği Ahmed isminde bir denizci, Tilos muhafıza gu haberle. ri vermişti: — Biz İstanbuldan Rodosa yeni gel- dlk, İstanbulun bavası son günlerde Boulozne (Bulonya) ise Fran- sada Saint » Gaudens bölgesindedir. Gese ile Gimone arasındadır. Fransada Ls akan bir de bulunmağa başladı. Padişah Bağdad seferinde. Veziriâzam İbrahim paşa| da bir ordu ile Van'a gitti, hükümet ileri ikinci vezirin elinde kaldı. Nem») #elilerin yakında başkaldıracağı söy- — Gece haddinse şu pencereyi aç da #öyle uzanıp bir kitap oku bay Amca... Se yer di. ... Hemen kulağının dibinde bir kon- serdir başlar: Bas mı istersin, tenor fm, mi, iyi N sva mi, s Arkasından bir hava hücumu: Pike iatikşaf mı, hepsi içindel... p Boulogne deresi vardır. Paris ci rındaki meşhur ormanın adıda Boulozne ormanıdır. (Bulonya or- manı). B. A. — Merak etme bu sivrisinek meselesi de artık halledilmek üzerel...

Bu sayıdan diğer sayfalar: