11 Eylül 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

11 Eylül 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 Eylül 1940 AKŞAM AKŞAMDAN AKŞAMA Musikimiz hakkında | Çuval ihtiyacı Meşher fıkra: Mesevinin biri) Hindistandan getirilen ölüm yatağında Hristiyan y «Musayı darılttı, İsayı memmun «demedi!» diye biç bir cennete al Ondan nn, mai hk ii vi “amman edemedik!» köyinas Muhiddin Sadak'tan bir mektep aldım. Bugün sütunums kendisine terkediyorum. Güzel yazını okudum. Fikranın gön Kısımları ben! fazla alâkadar etti. «Musiki sahasında fens tereddideyiz. Çünkü bu şeralie milleimizden ak- GE eleman, yani bir virtüoz, bir Kom- Bozltör şmez. Sade aval aval ma- Yal dinleyici kalırız!» diyorsun. Bunu böyle bir Katiyetie nasıl söyl- Yasılarından . bugünkü #ikrin olmadığı anlaşılıyor, Atiyi nasıl kestirebilirdn? Bugünkü musiki varlıpunula ya- yn alâkadar olmadığın: şu öatir- söylüyor: «Geçen nesi, G3 Merde, Erenköylerinde piyano, keman hocalarına, orta, hattâ fakir tabaka- dan evlerin ini o aşındırdı.. ne netice alındı?.. Hiç!» Vülâcığım! «Hiç» değil. Çok iyi ne- tlceler aldık; musikimizi son sarin B0- Zat görüşlerine göre beynelmilei bir Musiki sanatı haline koyan, mili Türk mwusikizi yaratan ve garp musiki #eminde takdirlerle karşılanan kom» Dözilörlerimiz doğdu. Bak kimler: Ce- Mal Reşit, Hasan Perii, Nec Kâzım, Adnan Saygın, Ulvi Cemal Bu saydığım Türk bestekârlarının Türe rmüsiki eserleri Avrupanın mulhi- 1Eİİf könser yerlerinde müteaddit de- #alâr çalındı vo çalmıyor. Burudada konserlerini zevkle dinledik. Geçen radyosunda ayni sanat tekrarlandı. Fırsatları kaçırdığın mu- hakkak. Kompozitörlerimizden gelelim sktif elemanlarımıza: Yanl musiki Aleti ça- alkârlara. İsimlerini yarmak uzun tutar, Y bulundukları teşek- külleri söyliyeyim: Ankara - Şümhur orkestrası, Ankara bandosu, Mİ Konservatuar o örkestrasi, 'Tvatuar korosu, Şehir armonisi... Bütün bu saydığım aktif elemanlar > komporitörler, virtüozlar ve 3a- Beçen nesle alt insanlar. Vie bir zamanın nesli ki, musiki ve bütün güzel sanatların bazı dini eki- delere göre haram olduğu ve ayip 1e- Mkki edildiği zaman... Xi sanatkâr; beklemek biraz istlenldir. Bindennleyh söylediğin gibi musiki varlığımızda tereddi yoktur. ... Dostumun o mektubunu aynen dercetmekle; ve, «hiç» kelimesini VA Beşiktaşta yapi açılış resimleri Ayağa » tie Me Ere AMADE ve binasının yeni kaymakamlık . eğin merasimi. 27 eylüle besdüf Barbaros türbesinin denize bakan deki binaların — istimlikine Menafii umumiye kararı Vekâlet- ri inden, bu binaların da 1s- yakında başlanacaktır. — Bizim daj NY Amca). j- | Ticaret müdür! i içuvallar satın alınıyor İ — Ticaret Vekâleti, Hindistandan pe- tirilen çuval ve kanaviçelerin tarafı- mızdan satın alınmasına karar ver- miştir. Ticaret Vekili B. Nazmi TOpÇU- oğlu, bu malların sahibi olan İngili? şirketi mümessili "le bir konuşma yap- mıştır. Haber aldığımıza güre, Vekâ- Jet ile şirket arasında mutabakat ha- sil olmuştur, İlk olarak 1 milyon lra-| lık çuval satın alınacak, müteakiben kanaviçe, kauçuk ve otomobil HÂstiği mübayaa edilecektir. Bir milyon liraya satın alınacak olan 6000 ton çuvalm, yeni mahsulün id- rek ve ihracatın zere ol: duğu bu mevsimde büyük bir ihtiyacı karşılıyacağı muhakkaktır. 221p az r deresi kumla ka» pattığı, su çereyanının sivrisineklerin bildirilmiştir. Beldiye, Sariyef kaymakamlığına yaptığı tebligatta, dere ağzının açıla- rak suların cereyanına iekân verli- mesin! bildirmiştir. Yapılan tahlilde bir anlaşıldı —— Belediye, şehirde yapılıp kerleme ve karamelâları teftiş estir- miş ve aldığı neticeyi dikkate şayan bir tamimle Belediye gübelerine bil- İdirmiştir. Bu tamime göre, bası ğ8- İkerleme ve karamelâların tahil ve muayenesinde bozuk ve. fena kokulu oldukları, içlerinde pek az Meyva ie küflü un ve pirinç unu bulunduğu, marmelâdlarm da kurtlanmış ve top- rakta karışmış olduğu anlaşılmıştır. Belediye, büyük bir kısmı çocuklar tarafından yeniler ve sıhhate muzır olan bu karışık şekerlemelerin yapıl- imalâthanelerin sıkı bir surette beftişini ve bu tarzda şekerleme yapan b: hane sahiple- &ti rinin şiddetle ceralandırılmasını bil- dirmiştir. Asfalta çevrilecek Taksim ile Hur- biye arasındaki caddeden çıkacak iki yüz bin taş, Belediyece Tramvay İda- reğindön tanesi 35 kuruştan #ztın alırımıştır, Taşlar, Sürp Agop #aha- sında muhafaza eğilecek ve bunlari: Beyoğlu tarafındaki bozuk sokaklar- dan bir kısmı yapılacaktır. Eminönü meydanından, Reşadiye caddesinden, Sirkeci ve şalr yerlerden çıkacak 200 bin taş da İstanbul tarafındaki 40- kakların ingasında kullanılacaktır. | — Küsbe stoku tedkik İ ediliyor Bitene, diğer malinrmiza olduğu gibi, küsbe mahsulüne de hariçten faslı miktarda talep vardır. Mintaka & lüğü, gebrimizdeki ve be stokunu teğkik ve miktarın 4 ettirmeğe © başlamıştır. Küsbenin, memlekete mühim miktarda döviz ge- tireceği tahmin emektedir. Zi iz küsbe mik > raç edebileceğimi . ve yeni rekolte da arta- Polise teşekkür imi soyan hırsısları ha” ya e uvağlakıyek göstererek muayizine masasının bütün d na teşekkürü bir borg va 4 7, O. Merke nin ŞEHİR HABERLERİ durduğu ve çoğaldığı Ten Karilerimizin mektupları | Kavrulmuş soğan ve radyomuz Gazetenizde kavrulmuş soğan esasına müstenid yemeklere gi- dayı inhisar ettirmenin zararla- rından bahseden yazılar intişar etti. Nakliye yazıtalırında da yağı yakmanın zehir olduğu Yaftalar halinde duvarlara ami- mış. Bu propagandalar üzerine, biz, komşularımız, ve ahbapları- mızdan, akrabamızdan birçokla- ri kızgın yağda soğan kavurma- sını terkettik. Bundan ahhatço hayli istifademiz oldu. Mide kaynamasından kurtulduk. Fakat radyoda yemek tarifleri yapanlar hâlâ hergün halka 80- Banı yağda iyice kavurmağı tav- siye ediyor. Herhalde bir bildik- Yeri olacaktır. Şayed bunun cid- den zararı yoksa, bilâkis faydası varsa lütfen bir konferans ha- linde izah edilsin de öğrenelim. (Muhtelif imzalarla aldığımız mektuptur) Şekerlemeler Boş sandal Rüzgâr Kandilliden Ha- kısmının bozuk olduğu yırlizadaya'sisüklemiş vee Dünkü sayımızda Hayırsızada elva- satılan ge)rmda boş bir sandal bulunduğunu yuzmışlık, Dün, Mıhtaka Liman reis- line müracaat eden Kandillide mu- kim bir avukat, sandaln kendisine ait olduğunu, kıyıda boğli dururken rüzgürn tesirile Marmaraya sürülen- diğini bildirmiştir. Tiftik ve yapağı tiplere ayrıldı Standardizasyon ihraç nizamnıme- #ine göre, yeni tiftik vo yapağı ihraç nümunelerini hazırıyan keyet dün imesalsini bitirmiş, tipleri tesbit etmiş» tir. Ayrılan nümuüneler, bugün Liman hanındaki İhracat kontrol dalresime getirilerek mühürtenecektir. Heyet, bu yıl, hakiki Trakya, tip Trukya, ince Anadolu, birinel ve Ikinci Anadolu, ve Izmir yapağılarmın tiplerini seçmiş, şark ve karayaka mallarının geçen sö» nek! nümünelerin! Ibka etmiştir. “riftik tiplerine gelince, bu sene tf- tiklerin kalite itibarile yüksek, biraz 'daha krom renkti olduğu anlaşılmıştır. Samsun, İzmir, Mersin birliklerine gi; Atatürkün ce simine aid bir albim Atatirkün cmaze merasimine git 380 parça fotoğraftan mürekkep bir albüm, Belediye ne konulacaktır. Aksarayda bir park yapılacak Aksarayda karakol karşısında Sütçü Dostanı ahanın lediyece körar verilmiştir. İmar mü- dürlüğü projeyi hazırlamağa —başla- mıştır. . LUGANO Romanyanın istifa eden krah Ka- rol Lugano'ya giti İsviçrenin Tessin kantonunda bulu- | fzerindedir. Evvelce kantonun Üç merkezinden biri idi, Şimdi de Tes- #in'in en kalabalık şehridir. 22600 nü- fusu vardır. Bilhassa kışın ve Hkbâ- harda rağbet gören pek çok otelleri meveuddur. İnşası bitmemiş büyük bir kilisesi meşhurdur. Lugano gölü İsviçre #le İtalya sra- sında bulunmaktadır. 48 kilometre murabbaı mesabasındadır. En derin noktam 160 metredir, Balığı boldur. 66600406099010390200000393 KÜÇÜK HABERLER * İllaiyede açıla pasif koruma kursları tamamlanmıştır. Şimdiye ka- kadar dört bin kişi bu kurülardan çık- İrmştir. Bunlar kaza ve nahiye teş- iküâtında açılacak kurslara yeniden girecek olanlara ders vereceklerdir. İ # Müstakli ressamlar ve heykel- tıraşlar birliği azaları kongresi yapıl- mış, elsliğe B. Mahmud Cudâ, umu- mi kâtipliğe B. Kemal Zerin, muha- sebeciliğe de B. Mustafa Turgut se- çitmişlerdir. Bebek - İstinye yolunu yapan mütenhhid, istimlâk muameleleri vak- tinde bitmediğinden yolu yetiştireme- miş ve vilâyetten zarar ve ziyan İsti- yerek mahkemeye müracan$ etmişti. Drimt encümen, bu ihtllâfı tedkik et- meğe başlamıştır. Maamafih müte- ahhid, inşaata tekrar başlamağı ka- bul etmiştir. Encümenin vereceği ka» rara göre müteathidle olan ihtilâf halledilecektir. # Nüfus sayımı günü çalışacak me- murlers verilen nüfus sayım cedvel- Jeri vesafreye ald evrak vilâyetteki sa-| yım bürosu tarafından zarfi ko- pulmuştur. Bu sarfazdan het biri birer memura verilecektir. Sayım ms- murları kaymakambklar tarafından tayin edileci , Şehirdeki et nakliyatı işini biz- sat idare elmeğe karar veren Böle- diyenin sipariş ettiği 20 kamyon ile üç motörün İsası 10 güne kadar bitecek- tir. Belediye, bu vesal; (e 1 teşrinlev- valden itibaren et nakliye işini doğ- radan doğruya İdare edecektir. İtfaiye için lüzumlu görülen #ki bin metre hortumun satın alınmasına karar verilmiştir. *X Mintaka ilman reisi B. Refik Ayantur dün Bandırmaya gitmiştir. Güreşçiler İzmirden geldi Fuat mn e İzmi yapılan güreşlere eden İdün sabah şehrimize gelm üz Jarın mütüiş sıcaklar sltmda o cere- yan ettiği cihetle iyi derece alamadık- larını ve hatti bu yüzden müsmbaka güreşçilere tesadüf ümüneler, buralara gönderilecektir. İm Kocaeli bölgesi ile müsavi punn naze mera» Şüreşçilere malik olan Ankara takımı #arafından o mitınİmudün refikos valide ve hömşiremiz alınmıştır. Bu albüm İnkilip mözesi-| bayan Melek'in irtihal dolayısile ge- arsalarının istimliki ile bu | Eski #mniyet San- park haline konulmasına Be-|dı ÖNÜMÜZDEKİ CUMA GÜNÜ MATİNELERDEN İTİBAREN TAKSiM Sineması “ Yeni Sinema mevsimine başlıyor. İlik programda: GARY GRANT »- JEAN ARTHUR'un İlk defa olarak bareber oynadıklaı ve yarattıkları FRANSIZCA Iİ TAYYARE POSTASI Büyük ve hissi film. İki senelik emek ve milyonlar sarfile vücuda getirilen bir şaheserdir. Meselâ kapı, pencere kenarları iyi- didi İn aa izi esnasında edildiğini söylemişlerdir. Mustafanın &caktın hasfalınınasi ve müteakib güreşlere girememesi İstanbul takımı-| almasına sebep olmuştur. Kuvvetli da beklenen dersesyi alamamıştır. TEŞEKKÜR Merhum Kulaksızzade doktor Mah- rek cenazede hazır bulünmak ve ge- rek bizzet yahut telgraf veya mektup göndermek suretile bizleri taziye ve te- selliye şitap eden muhterem zevata derin şükranlarımızı sunarız. iraderi Bi Oğulları Nafıa Vekâleti ığı müdürü Ahmet o müşaviri Fuad Tevfik ve Emlâk bankası memurlarından Mükerrem I İ AŞIK GARİP 'Tefrika No. 73 banelerden birinde kalıbını soğutarak» lar da huberi yok. — Biraz canı yanmadan aklı başma gelmez. Ben de toyluğumda öyle de- PU miydim? Arşipele gittiğimiz zaman yirmi üç yaşında, civa gibi, ele avuca sığmaz bir gençtim. Dünyayı ben ya- ratmışım gibi, herkese çarparak gezer- dim. Haydutlarlâ kavga etmek için ba- İ haneler arardım, Fakat, bir arkadaşla. Arşipal adasında dolaşırken, hiç um- madığım cılız bir Venedik gemiçisinin öyle ani bir klicumuna uğradım ki, be- İlimden pulamı çekmeğe bile vakit bu- lamadım... Kifirin küçücük bir bançe- ri beni bajlu boyumen yere seriver- mişti. Ondan sonra bir dahâ belimi doğraltup Kalkamadım, Hovardalık âleminde dolaşanların ömrü niçin kı- sn olur diye rasrak ederdim. Yıllar ge çince bunun sebebini anladım, Recep usta! Şimdi o günleri düşündükçe, bu- gün bedava yaşadığımı da antıyorum. Âşık Garibe kurulan tuzak! O gere şövalyenin evinde mânalı bir sessizlik vardı. Sinyor Marküs uşaklarına: — Beni arayan olursa, ev. söylersiniz! demişti, sün korkunç, tehlikeli bir mi- gafiri vardı: Parmaksız Yuvan. Leş bir odanın köşesinde başbaşa vermişlerdi. Yuvan çok heyocanlıydı: — Beni dinle, sinyor! diyordu - Türkler buraya büyük bir donanma ile geldiler. Bana yardım edersen, hem zengin olursun. Hem de onları bura- dan çabuk defedersin, Marküs gülerek cevap veriyordu: — Her sözüne inanırım amma, göz” erime herkesten fayla İnahırım. Li- manda Iki 'Türk gerisi var. İşte o ka- dar... Gülmek sırası Yurans gelince, ho- ğuk bir sesle Bomurdandı: — İkisi Ilmanda, doğru... Faks kır- ka yakın yelkenlinin de ada arkasın- daki kayalıklar arasında girlendiğini söylersem ne dersin, #myor? Marküs soğukkanlılığını Kaybetme- den, kaşlarını kaldırarak: — Kabil değil, Olamaz, derim. Çin- kü, Türklerle aramızda bir MÜLAf yok- tur, Kırk parça veya yüz kırk parça gemi İle de gelmiş olsalar, man önün- de demirliyebilirlerd!. Adanın arkasın- da gizlenmeğe lüzum ve sebep yok, dedi, irar göstermedi: — Tripton ineyhanesine Aşık Garib adlı bir denizci geliyormuş. Bu adam definelerden birinin tıp teslim ederse: sana veririm, #inpor! — Yena bir teklif değil, Define ner- de İmiş? — Ondan başka bilen yok bunu. — Nan öğreneceksin ya?... j — Ben öğrenmenin yolunu biliyo- rum, Hela sen bir kere söz ver. Ondan ölesin! bana bırak! — Peki, Böz veriyorum; fakat bir şartla: Buvu kimseye sezdirmeden ka- çıracaksın buradan. İş meydanın çıkar- sa, Türklere meram anlatamam. Başı- mı hiç yoktan belâya sokarsin! — Mezük elme, sinyori Daha fazla sıkışırsan, kaybolan Türk denizeisinin Yuvan tarafından kaçırıldığını söyler, yakayı kurtarırsın! Varsın onlar be- Bİ araya dursunlar. Sinyor Marküs, Parmaksız Yuvana, söz verdi, Ve Yuvanın Yanında, (kl mu» hafızını çağırarak: — Yuvanın istediği adamı bu gece tuzağa düşürerek kendisine teslim edo- ceksiniz! Dedi. Marküsle Yuvan çabuk anlaş- mıştı. Yuvan şövalyeye defineden bir pay verecekti. Pı Türkler gemiden hiç şüpbelenme- mişlerdi. Donanmanın en büyük ve .. Binaların içindeki hararet 18 dere- Geyi geçmiyecekmiş z kuvvetli Iki teknesi llmanda dururken, buraya Yuvan gibi kaçakçılığile mi hur bir korsanın geleceği kimin hatı- BA, Yuvan bu bahis üzerinde fazla 1s-| dostum, merak etmesin, Yazan: İSKENDER FAHREDDİN nan bu şehir, kendi ismini taşıyan göl | Deniz yüzü ilk defa görüyor. Şu mey-) Garibi yakalamağa ve gemisine ka. çırmağa çalışmcaktı. X Gece... Ortalık İyice karardıktan sonra, yola çıkan Yuyan, şövsiyenin 'adanılarile beriter serinçle yürümeğe Yuvan yolda giderken, Tilos ada sında sevgilisinin sözlerini hatarin. 4— Zengin olacağız, Yüvan! Eğer o budalayı yakalayıp getirmeğe muraf- fek olursan...» Bu sözler Yuyanın kulağında çınlı- Yor ve sevinçten bacakları biribirine dolanıyordu. Tripton'un önünde durmuşlardı. Araba, Yuvanın aradığı 'Türk deniz- cisi meyhaneye gelmiş miydi? Yuvan tereddüt ve heyecan içinde İyürüyerek, meyhanenin sokak üstün- deki “kapısından içeri girdi. Yanın. daki adamlarla beraber, loş biir köşeye sokulup oturdu. Triptonun geniş ke- terleri altında sıralanan “Türk deniz- elleri daha güneş batmadan. içkiye başlamışlardı. Yuvan, şöralyenin adamlarından birine döndü: — Cepkeninin yakasi yeşil, yelesinin içi kırmızı, tiknazca uzun boylu, sert bakışlı, genç bir İnsan azması görür- sen bana haber ver! Şövalyenin adamı etrafa bakınıyor- &u. Yuvan ikinci adamla konuşuyor- du: — Bizden şüphelenmemeleri için, sen de benimle konuş... Yüzünü bana çevir... Ve neşeli görün! Merak etme, kaptan! Dediğini yas pacağım. Fakat, bu gece burada her zamankinden farla kalabalık var, Bü İtüm korsanlar, davetit imiş gibi, bura” ya toplanmışlar. — Kalabalık oluşu bizim fçin işi- dir. Allahvere de aradığımız denizci çabuk gelse. Gözcülük yapan n Yuvanın dizini dürti - : masada yani birinci kemerin altında oturan Üç kişiden bi- Tİ, senin aradığın dernireliye birriyor. Hele bir dikkatli bak. Şaraplar gelmişti. Yuvan kadehleri doldurdu ve gözünün veu ile bakla, — Tamam... cepkeni cepkenine, yes lesi yelesine, boyu boyunu uygun, h birdenbire Herhalde o olacak, İkinci adı da Re- sulmuş. Dikkat edelim; adı da adına uygunsa, yakaladık demektir. (Arkası var) Sineması YARIN GECE SAAT 9 da Yeni mevsim başlıyor. iKi ATEŞ ARASINDA Büyük: Aşk ve Maceta filmi Baş Rollerde: Sinemanın Muhteşem yıldızı ALİCE FAYE WARNER BAKSTER İva” olarak: Bütün zenginliği ve ihtişamı ile İZMİR FUARI 3 kanımlık bütün tafsilâtile TÜRKÇE SÖZLÜ KADIKÖY OPERA Sinemasında Bugün matinelerden *ibaren Marie Antoinetiş , — Dayı oğluna benden

Bu sayıdan diğer sayfalar: