24 Ekim 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

24 Ekim 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bağ verenden salkım esirgenmez! bir: Mehur aktörlerin ayda eline Sa! 160-170 lira. alkışladığımız genç isti arasında 30 bira aylıklılar yarışıp Beyoğlu yaya kalmıyan bu sanat- sokuyoruz. o Demek ki Rarar yok, İlle öz türkçe ni kullandığımız Kisanda, esillerdenberi «mani Vardır. Bunu o büyük küçük #nlar, Onun yerine ilkmek- iblarında > «kaldıraç» © sözü Yor. Çocuklarımızla biribiri- Va dediğimizi anlayamıyacağız. <* denir ki: #Kaldıracı, o ckaldırmayın “der. Bunda anlamıyacak ne 1 (Vâ - Nâ) ümrülieer eşya için İeiname müddeti bitti İrini e ia k esya İçin beyarıname uy SÜddeti bitmiştir. Bu arada yp Künrüğünde malı olup da / yerlerde bulunan tüe Yaziyetleri de tesbit edilmiş X a İl haricinde bulunan bu gi Büy beyannameleri posta ile x ektedir. V ——i Remi Mehmedin idaresindeki AY arabası Kuruçeşmeye gel- il ami yi Nü istemiş, yitir, in e yarslandığından, zabıta Biyoğlu hastanesine kal- Kleemininae Arma sokağında Misâda oyun oynamakta olen Soda Necati ila 10 yaşların. A * bağı buldukları bir karpit par iki yaşlarında Kemaled- karpit parçalarile muh- aden yaralanmıştır. Polis, boz tedavi altına aldırmış, uk hakkında kanuni taki- ramvay durma- EE Mel rl, Sirek, Pek hediyorsun amma sa“ keyifli bir iş " esmemeli... İNS! Bağ varana sal e z li ese, EE > ivelğ yerine kaldıraç ; takım beynelmilel | tâbirleri, ii rn âlet yalnız «mani-| 9 v iz api çık isin içinden: Han A müukabilidir; ezberleyebi- Mberle,.. | ge) NY ii bir sözün sörtürkçer z Mİmi değil! Bilhusn esas de İzıh sekilde bir mefhumu iy tmesi; 2 — Halik tarafından) ie “ilen olmasın dır. | a arka sahanlızla bulu-| © Hazırlıkları tedkik için dün bir toplantı yapildı Cümhuriyet bayramı hazırlıklarını tedkik etmek Üzere dün Vüâyette Vali muavini B. Ahmed Kınık'ın yelaliği al- . | tında, kaymakamların iştirakile, bir toplantı yapılmıştır. Cümhuriyet bay- ramı © dair evvelce ihzar edilen talimatname hükümleri tedkik ve programın esasları tesbit edilmiş- tir. Bayram münasebetile vilâyet ve Be- lediyenin harırlıklarından başka diğer muhtelif teşekküllerin harırtıkları et- rafında Vilâyete gelen malimat Üze- rinde tedkikler » Yakında program kati şeklini alacak ve alâka- darlara tebliğ edilecektir. Matbuat davası Uyaniş mecmuası aley- hinde bir dava açıldı ——— Uyanış macmuasında çıkan ePorda» tisimli bir dolayı mecmua neş- girden ;| riyat müdürü B. Halld Fahri Ozansoy İlle muharrir B. Cahid Saffet aleyhine açılan davaya dün asliye üçüncü ceza mahkemesinde bakılmıştır. Bu şiir, halkın ar ve haya duygularını renelde eder mahiyette görülmekte ve Matbu. at kanununun 77 nel maddesi deli- İeiile Ceza kanununun 428 ncı madde- si mucibince cezalandırılmam isten- j mekte idi, * Rels B. Necip Nadir, suçluların 80P- ! gusunu yaptı. B, Halid Fahri: «— Bu bir sanat eseridir. İşte bir Isul tefebhüm vardır.» dedi, Muharrir B. Cahld de ayni mütalâa- İda bulundu. Suçluların vekiM Esad Mamud Karakurt: «Bu şiir, semboliz- min ültra modern bir örneği sayılır, Müstehçen olamaz.» dedi, Müddeiumumi, yazının bir ehli vu- kufa tedkik ettirilmesin! istedi. Mah- keme, hâkim bayan Saadetin niyabeti altında bir ehli vukuf teşkiline karar vererek muhakemeyi talik eyledi. — — KÜCÜK HABERLER k Niyazi isminde biri, bir bakkal dükkünından bir çuval fasulye aşir- mak suçile sulh Ikinel ceza mahkeme- sinir verilmiş ve üç buçuk ay hapsine hükmolunmuştur. * Dün yapılan seyrüsefer kontro- lunda on dokuz şoför muhtelif suç- lardan dolayı cözalandırılmıştır. Bun- Gan başka Aksaray ötmtinde yapılan tedi zabıta kontrolunda da üç fırm, üç kasap ve bir sütçü hakkında ceza zabıtları tanzim edilmiştir. * Gedikpaşada Tiyatro caddesinde oluran Belediye oğadılarından Meh- medin evine, kapı kilidi kırılmak su- rotile hırsız girmiş, iki yüz lira kadar kıymette bulunan kadın ve çöcük €ğ- yazı çalınmiştır. Zabıta, bu meçhul ge- ce hursızinı aramaktadır. Xigantaşinda ölüran on iki yaş- larında Ahmed Yaşar, dün bisikletle İstiklâl caddesinden geçerken Musli- hiddin isminde birine çarparak ya- ralanmasına sebep olmuştur. # Raşid isminde birinin idaresinde- ki yük arabası dün Zeyrek yokuşun- dan inerken, beygirin ürkmesile öraba tuzlanmış, bu sırada tekerleğin biri fırlıyarak yoldan geçen Rasim ve O: man isimlerinde iki kişiye çarpip ya- ralanmalarına sebep olmuştar, # İkamet tezkerelerinin muayyen rt Çek kadını dün İkin- ceza mahkemesinde muhakeme ci odilmiş ve beşer lira para cezasına satılıyordu. mahküm olmuştur. İm sese Gümburiyet bayramı | l Mücevherler ve sahteleri | | Halkın dilekleri | Eski tecrübeli bir kuyumcu: «Sahte elmas- cılık yeryüzünde hiç bir Zaman bugünkü kadar ilerlememişti» diyor Sandal Bedesteninde uzun yıllar mücevher (o muhamminliği yapmış olan caki ve tecrübeli kuyumcuya: — Geçenlerde on binlerce liraya bir mücevher müzayede ile satıldı. Sandal Bedesteninde ve kuyumcu- larda da mücevher satışlarının iyi bir şekilde gittiği söyleniyor. Halbu- ki ben bizim halkta mücevhere kar- *ı eskisi kadar rağbet olmadığını, sanıyordum... dedim. İşinin ehli olan kuyumcu gülüm- sedi: — İşinde kadınların da yaşadığı bir memlekette mücevher merakı azalmaz, hattâ artar... Bunun içi darda, gayet güzel inciler çıkani- mıştu Bunlar ayni zamanda çok ucuza satılıyordu. Bir türlü bunların taklid olup olmadığı da anlaşılamı- yordu. Nihayet bu incilerin bir Ja- pon tarafından gayet garip bir tarz- da yetiştirildiği meydana çıktı. Ye- tiştirildiği diyorum, Çünkü bu tabir gayet yerindedir. İnci nasıl yetiştiriliyor- ? muş Bakınız bu Jaapon ne yapıyor- muş) Su içinde yetiştirdiği istridye- lerin kabuğunu açıp bunların içine küçük sedef parçaları yahut çürük bizim memlekette de eskisine naza- |inci parçaları atıyormuş. tan mücevher merakı hiç ekailmiş | bir salya salıvererek bu sedef par değildir. Rağbet her zaman vardır. | alanını, çürük inci kırıklarım inci Mücevheri işlemek sanatı da sene- | Fekline sokarmı, |,|, den seneye ilerlemektedir. Siz basit! Bu suretle Japori istediği gekilde şekilde bir skuyumculuk» der ye-|v- büyüklükte inci, yetiştiriyormuş. çersiniz. Halbuki kuyumculuk öyle |Fakat sedef parçaları istiridyenin şubelere ayrılır ki sormayınız! Bu / içinde Üy rl durması M- yabeler arasındaki fark ayn ayn iki nu Bunlara Fransızlar ekil: meslek arasındaki farktan daha de-|t8 inci? diyotlar. Bunların içinde sindir. Güzel bir'kadım parmağında; |cerirdek gibi sedef veya çürük inei yahut narin bir bilekte biçimli bir gerdar.da gördüğünüz ve ışıl ışıl herkesin gözünü alan bir mücevhe- tin nasıl yapıldığını, kaç elden geç- tiğini bilir misiniz? Bilmezsiniz... Bakınız size bunu anlatayım... Dört şube Kuyumculuk dört şubeye ayrılır. Bu dört şubenin de üstadları, mü- tehassısları vardır. I — Sadekâr, 2 — Mıbhlayıcı, 3 — Cilâc, 4 — Kalemkâr... Sadekür adı verilen kimse evvelâ bir mücevherin iskeletini vücuda getirir, Yani yapılacak yüzük, küpe, bilezik veya gerdanlığa bir şekil verir. Bundan sonra mücevher mıhlayı- cya gider. O da bu mücevhârin taş- larını gömer, mıhlar. Ondan sonra mücevher cilâcıya gider. Fakat iş icabı bazan evvelâ cilâcıya, sonra uuhlayıcıya gittiği de olur. Nihayet mücevherin işi kalemkârın elinde bi- ter. Taşın yontulması işi bundan ha ügtir. O'da mühim bir meseledi Görüyorsunuz ya minimini iki beyaz kulağın ucundaki © bir çift küpe, biçimli bir parmağa geçiril- miş tek taşlı bir yüzük, beyaz veya esmer bilekteki bir bilezik ne emek- lerden sonra ve kaç elden geçerek o hale giriyor. Taklid mücevherler — Avrupada ve Amerikada taklidçilik çok ileriye gittiği ve pek riyade pahalı taklid mücevherler ol- duğu söyleniyor... — Doğrudur... Bakınız siza on iki senelik Sandal Bedesteni mü- cevher muhamminliğinde bulundu- ğum zamana aid meraklı bir hatıra- mi anlatayım... Bir gün Sandal Bedestenine sa- tılmak için üç inci kolye getirdiler ve bana: aŞunların fiatini tahmin letl...» dediler, i Bu inciler bir borç mukahilinde bir müesseseye rehin olarak bırakıl- mıştı, Borç ödenmediği için inciler İlk O muayenemde bu ilerin fevkalâde şeyler olduğunu ine 4 Hamal Salih iaminde biri, dün sanmıştım. Bunlar Patisten İstan- Karaköyde hir taramvaydan atlamak isterken müvazenesini temin edemiye. rek düşmüş, muhtelif yerlerinden Y: ralandığından, Beyoğlu hastanesine İ kaldırılmıştır. İ o# Kınalındada Narçiçeği oturan avukat B, Alfredin evinden dün yangın çıkmış, üç Katlı ey tama- müşbür. Zabıta, ateşin nasl çıktığını tahkik etmeki | .. Herkes o gün fırsattan istifade iii yangelirken... bula getirilmişti. Fakat sonra bu müddet evvel Pariste Fransız zabi- tanının <Ekilmiş inciler» diye bir mesele ile meşgul olduğunu işitmiş- men yandıktan sonra ateş söndürül-|tim. mesele şu idit O «nelerde piyasaya bol mik-İtefrik ederse ona mükâfat olarak İparçaları bulunuyor. İ İşte bende Sandal Bedestenine İgetirilen üç böyük kolyeyi görünce bunların ekilmiş inciler olduğunu derhal anladım. Kolyeleri bana ge- tiren zata: — Ben bunlara inci'etiketi koya- mam?,, dedim. O şaşırdır — Ne münasebet?.. dedi. Şimdi- ye kadar böyle şey görülmüş mü? Bundan daba güzel incileri nerede bulacakamız? Fakat ben ısrar ettim. Meseleyi ona anlattım. Nihayet iddinmin doğru olup olmadığını anlamak için incilerden birini kesip içine bakma- ğa karar verdik. Eğer içinde sedef parçası bulunursa benim iddiam doğru çıkacaktı. Bulunmazsa hakiki olduğu anlaşılacak ve ben kesilen kıymetli inciyi tazmin edecektim. Testereyi getirttik. Bir heyet önün- de inciyi kesmeğe başladık. İnci silirken testerenin çıkardığı sada kulağıma hiç yabancı değildir. Be inci sesi idi, Fakat nihayet testere bir yere gelip dayandı. Ses değişti. Minimini testere incinin sedef kıs- mana gelmişti. İddiamı isbat ettim. Kolyelerin gayet az para ettiğini meydana çıkardım... Bundan sonra tecrübeli kuyumcu Bana ba inciler arasındaki farkı gösterdi, Boy boy inciler gözümün önünde geçid resmi yaparken bun- ların Gatlerinin yükseip alçalmasın- dak! &miller beni şaşırtıyorda, Me- selâ iki tarafı delik bir inci on lira ederse tek tarafı delik olan veya hiç deliksiz ayni inci 25 - 30 lira idi. Sahte yakut ve zümrüdler Lâkin asıl mühim olan şey hakiki yakut ve zümrüdlerle bunların tak- Hdleri idi. Hakiki ile tkalidi birbir lerinden tefrik etmek bana imkân- «z yibi görünüyordu. Eski kuyum- e — Kiymetli taşlar içinde en zi-) yade yakut ve zümrüdlerin sunileri| vardır. Öteki taşlar da son derece, meharetle taklid olunabilmektedir. | Meselâ bundan epeyce sene evvel | sÂmerikan taşları» idi. Vitrinine bir sürü sahte mücevherler koymuş- tu, Bunların arasına bir de hakikf mücevher karıştırmıştı. Bu hakiki mücevheri sahteleri arasında kim li . Ev ev, kapı kapı dolaşın... Jr zevk. İstanbul mebuslari dün vali ve belediye reisile görüştüler İstanbul mebusları halkın dilekleri. ni dinledikten sonra İstanbul Vilâys- tile Belediyeyi alâkadar eden kısım- lari Valiye büdirmişlerdi. Dün Partide Vali B. Lütfi Kırdar, Parti idare heye- ti reisi B, Reşad Mimaroğlu ve VilA- yet ve Belediye erkânından mürekkep bir heyet bu dilekler etrafında mebus larımızla görüşmüştür. Vali, verdiği izahatta eski dileklerden çoğunun yo- rine getirildiğini ve yeni dileklerin de mevcud imkânlar dairesinde tahakku- kuna çalışılacağını bildirmiştir. Iki cerh Bir ustabaşı bir hamalı yari —— Dün Kazliçeşmede bir cerh vakası olmuştur. Kazlıçeşmede B. Nesimin idaresindeki deri imalâthanesine ge- tirilmiş olan balyelerin içeri alınması için fabrika tarafından Hasan isminde bir hamal getirilmiş ve Hasan taşıma işine başlamıştır. Bu sırada, Kazlıçeş- me İskele hamallarından Ali gelerek, bu işin kendisi tarafından görülece- Bini, binaenaleyh Hasanın çalıştırıla- mıyacağını İleri sürmüş, Mols usta vaziyetten haberdar edilmiştir. Moiz, Hasanı kendisi getiritiğini, binaen- aleyh Alinin çalışamıyacağını tekrar etmesi üzerine, ikisi arasında bir kav- ga buşlamış, bu sırada Ali, Molze ağır birkaç aöz söylediğinden, Moiz, yanın- da bulunan deri bıçağını çekerek Aliyi ağır surette yaralamıştır. Hâdiseye sabıta cl koymuş, yaralı tedavi altının aldırılmış, Carih de Adliyeye tesilm edilmiştir. İkinci cerh Dün ikinci bir eerh vakası daha ol- muştur:Patihte oturan Riza le Kâzım, dün erkence oturup içki içmeğe baş- Jamışlar, bir haşli İçiikten sonra, ara- Jarındaki bir hesap meselesinden mü- nazaaya tutuşmuşlardır. Bu münazaa kısa bir zamanda büyümüş, bu sırada Kâzım, eline geçirdiği büyük bir odun- Ia Rizayı yaralamıştır. Riza polis ta- Finlândiya Hartciye Nezareti Tlca- Tet dairesi reisi B, 'Toni'nin reisliği al. tında 3 kişiden mürekköp bir heyet dün sabah konransiyonel trenile şeh- rimize gelmiştir. Heyet memleketimiz. de bazı ticari temaslarda bulunacak- tar. Halkın şikâyetleri Kasımpaşada köpek sürüleri Kasımapışanın Yeniçeşme ve eivarı gece gündüz köpek #ürüle- rinden geçilmez bir hale gelmiştir. Bu köpekler hemen hemen her ge- len geçene, bilhassa çocuklara sal- dırmakta ve eiddi bir tehilke teşkil etmektedir. İstanbulun göz allın- daki yerlerinden sürgün edildiği anlaşılan bu köpeklerin biran ev- vel ilâfı çaresine tevessül edilme- sini Belediyenin çalışkan Nezafet işleri müdüründen bekleriz. hediye edilecekti. Fakat senelerce kadar büyük ve kolleksiyon şeklin-| Amerikanın mühim bir mücevherat/sahte mücevherlerin arasında haki- de con derece kıymetli gibi görünen 'w.üessesesi Beyoğlunda | Galatasa-|ki olanını kimse bulamadı. Yalancı incilerden şüphelendim. Çünkü bir'rayda bir şube açmıştı. Bunun ismi! elmasçılık yeryüzünde bu kadar ileri gitmişti. — Son zamanlarda en çok ne gi- bi şeylers rağbet var? — Altın işlerine... Fiatinin yük- selmesine rağmen altına rağbet faz ladır. Es CZ Mevsime dair... İstanbulda ilkbahar ve sonbahar âdeta birer «Takvim mevsimi» halinde geçer. Sadece takvimlerde İsmi olan birer zaman devresi... Bunun için birçokları gibi benim de İstanbulda mevsim denilince aklıma yalnız iki isira geliyor: Kış, ve yaz... Fakat bu iki mevsimin arasında bir takım garip ve şaşırtıcı günler var, ler geçiriyoruz. foru edip kapısını da ardına kadar — Yanmıyor mu?... diye içeri dekine sormak oluyor. Açık pencere kenarından ayrılıp da soka, yanan kalorifer arayınca" ya kadar geçen zamanın kısalığı im sana heyret verecek (derecededir. Daha geçen haftaya kadar bahçeli gazinolarda Boğaza karşı küfür kü- für, has: koltuklara gömülüp sesle- rmı dinliyenler şimdi akşamları ılık havalı, pencereleri buğulanmış yer- ler arıyorlar. Bu melez günlerin geceleri kışa benziyor. Gündüzleri insana (nasl. bareket etmesi lâzım geldiğini şa- şirtiyor. Meselâ koyu sisi ve rütu- betli havası içinde sabahleyin evle rinden çıkanlar sarmıp O sarmalanı- İ yorlar. Öğleye doğru bakıyorsunuz gün âdeta yaza dönmüş... Akşama İdoğru birdenbire tekrar kış başlı yor. Bunun için bir evden sabah, öğle vakti ve akşam üstü çıkanlar ayrı aynı, başka başka giyiniyorlar. Cad- | çarpar. Hattâ bazı evlerde kalori- ferler bile yanmıştır. öp taze incir yiyenler var. doktorları mevsimlerin in üzerinde büyük tesirleri oldu- ileri sürerler, Meselâ kısın in- yor? Galiba kâh uslu sl oluyoruz, kâh havaileşiyoruz. Hikmet Feridun Es 00090r32203933999135390558 Et fiatleri neden yükseliyor? Bolediye İktizad müdürlüğü, son günlerde et fiatlerindeki yükssime ets rafında tedkikler yapmağa karar ver» miştir. Bu yükselmenin piyasa zarn- retlerinden mi, yoksa ihtikârdan m ileri geldiği tesbit edilecektir. İhtikâ- ra delâlet eden bir deli bulunursa keyfiyet Fia? mürakabe komisyonuna bildirilecek ve etin muhtelif cins ve nerilerine fi kanacaktır. Asker ailelerine yapıla- cak yardım nisbeti Asker ailelerine yapılacak yardımın. nisbet ve miktarlarını * tesbit etmek Bzere Dalmi”eneimen dün de tedkik- lerine devam etmiştir. Encümen, bugün de toplanacak ve edecektir. gördüğün ev hali bar-| B. A. — Öyle deme bayan, bü- bayanlar da cabal... Bunun /tüm bir semtteki Fifilerin, Zizilerin, Mimilerin neresinde? sw asl adlarını öğrendimi...

Bu sayıdan diğer sayfalar: