23 Temmuz 1936 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

23 Temmuz 1936 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Birinci Fransova BUYUK TARİHİ TEFRİKA 44 ÇeıııreıL F; Şeınsedılın Benlioğlu Çeviren: e yi ll Fransova, bir şaka neticesinde, pençere- den atılan bir odunla başından yaralandı. Kral bugün kar topu oyna- mak hevesine kapılmış ve harb arkadaşlarından -Sen Pol'un malikanesine gitmişti. Fakat nasıl gidiş?.. Eğlencesi bozulan Sen Pol pençereyi açarak baktı, aşa- ğıda maskeli bir sürü insan gördü ve ocaktan yınmıkm olan bir odunu alarak maske- lilerin üzerine attı. Ve bu su- *retle kral başından hem yara- landı, hem de yandı. Cerrahları kralın mahvoldu- ğunu' sandılar; birkaç gün gözlerinin tehlikede olduğunu> gördüler. Kralın tedavisi için güzel ve kıvırcık saçları kesildi. Bu- günden itibaren birinci Fran- sova'nın saray erkânı da saç- larını kesmeğe — mecbur kal- dılar. Validei krali, bu çirkin ha- reketi yapan Sen Pol'a çok hiddetlendi, tevkifini emret- mek üzere iken mecruh kral: — Tevkifine lüzum yoktur. Bir delilik yaptım, cezasına da katlanmak tabiidir! Dedi. Bu hâdise, Fransa'nın hari- cinde derin akisler yaptı; hattâ kralın bu odun darbesile öl- düğü bile şayi oldu. Birinci Fransova bu şayia- ların önünü almak için mera- sim yaptırdı. Ecnebi sefirleri huzuruna kabul etti. * .. Bu aralık, Madam dö Şa- lobryın ın kardeşlerinden bi risi, Lespar, Şarlken'den va- dettiği halde bir türlü verme- diği Navar'ı istirdad etmişti. Fakat heyhat! Kralın göz- desinin kardeşleri almağı, zap- tetmeği çok güzel bildikleri halde aldıklarını muhafazayı hiç beceremiyorlardı! İspanyol askerleri kaybet- tiklerini çok çabuk tekrar al- mağa muvVaffak oldular. Esa- sen şark hududunda bulunan hudut prensleri, kâh Almanyaya meyleden Şüp- heli siyaset adamlarından iba> retti. Şarlken ile Fransova'ya ay- ni zamanda muavenet vadol- miş olan sekizinci Hanri, ni- hayet mütecaviz olan taraf aleybine hareket — edeceğini bildirdi. Fakat ne Fransa ne de Almanya mütecaviz - oldu- ğünü kabül - etmemekte - idi. Bunun için sekizinci Hanri: Hahgi tarafın mütecaviz ol- duğunu anlamak imkânını bu- lamadığı için ne Fransa kralı Fransova'ya ne de Almanya imparatoru Şarlken'e yardım edemediğim söze karşı hanis olmadığıma allahın indinde de aşikârdır. Dedi ve işin için- den sıyrıldı. Bunun üzerine birinci” Fran- sova, başı henüz sarılı olduğu hâlde silâhlandı. ve Şampan- ya ile Pikardiya sırtlarında bulunan ordusunun — başına geçti. n Kral, birinci Fransova, atı- nin boynuna dayanmış - oldu- ğu halde, hemşiresi Margiri- tin Şarlken'in düşmanları ve Şrakipleri aleyhine öldürücü zehirler kullandığını duyduğu kâh Frınsayu hakkındaki mektubunu oku- yordu. Mektubunda: Tek erkek evlât anası olan sevgılı annemiz hastadır. ve sizi görmek arzusundadır. Di- yordu. Bu cümleden sonra: Göklerdeki yıldızlaıı yenı veren meyvelere ve yeni açan çi- çeklere baktığı halde, siz ol- madığınız için bunlardan zevk bulamadı. Ne güzel çimenler, çiçekler, siz olmadıkça ona (Valdei kraliye) yaşamak — im- kânını bahşedemiyor. Mealinde bir de manzume vardı. Kral da hemen ve nazmen: “Eğer ormanlar, çayırlar ve çimenlikler, pınar ve çeşmeler, çiçekler, ve meyvalar benim ulmadığım için size keder ve elem bahşediyorsa, harb sa- hasında ve yanmış memleket- ler arasında milletimin içinde gurduğum bulduğum zevk ve neş'eyi düşünerek teselli bul- manızı rica ederim., Tarzında bir cevab verdi! « .. Para yoktu. Müthiş bir para buhranı vardı. Açlık ve veba memleketinde müthiş bir tahribat yapıyordu. Alman 15 bin liralık istik- raziın onbin İirası vebalıları tedavi için hastaneye sarfedil- mişti. Veba musapları sokaklar ortasında ölüyorlardı! — Sonu var — İtalya ile Ticaretimiz —a .0 . ge— Anlaşma Müddeti bitti.. İtalya ile hükümetimiz ara- Üa aktedilmiş olan muvak- kat ticaret anlaşması mer'iyet- ten kalkmış ve evelki günden itibaren ithal edilecek İtalyan malları hakkında umumi güm- rük rejiminin tatbikine başlan- mıştır. İtalya'dan en ziyade getirilmesi istenilen maddeler- den olan limon ve manifatura için kontenjan yoktur. İspanya, Süriye ve Yunanis- tan limonları için koöntenjan vardır. Fakat bu memleket- lerde ihtiyaca kâfi derecede mal bulunmadığı da - anlaşıl- mıştir. İtalya ile yeni bir an- laşma )apılmcwı kadar İtal- yan malları hakkında döviz kararnamesinin 32 inci mad- desi tatbik olunacağından bu malların bedeli ihracatle öde- ninceye kadar Merkez banka- sında açılacak bloka dövizler hesabına yatırlacaktır. Takas yolije ihracat yapılnbıleccktır Ancak bunun için bazı kayıt- lar vardır. Birçok maddelerin ihracı için İtalya Maliye neza- retinin müsaadesini almak lâ- zımdır. Tire'de bir vak'a Altı yerinden ya- ralamış Tire kazâsının Suratlı ma- hallesinde oturan' Ödemiş'li Haşim oğlu Tahir ile kardeşi Osman'ın — tütün çardağında aralarında kavga çıkmış, Os man bıçakla Tahir'i altı yerin- den ağır surette yaralıyarak kaçmıştır. Jandarmalar takibi- ne çıkmışlardır. . Yaralı, hasta:- neye kaldırılmıştır. | | Buseneki satışlar çok iyi olacak Ege mıntakası tütün rekol- tesinin 28 milyon kiloyu bu- lacağı tahmin edilmekte idi. Havaların fena gitmesi yüzün- den rekolte zarar görmüş ve buseneki mahsulün ancak 25 milyon kiloyu bulacağı haber alınmıştır. Busene Sovyet Rus- ya'da tütün mahsulünün hiç olmıdıgı tesbit — edilmiştir. Onun için Amerikan tütün kumpanyalarının busene Tür- kiye'den dört milyon kilo fazla tütün alacakları kat'i olarak söylenmektedir. Birçok yerler- de müstahsil, tütün mahsulünü sergilerden kaldırmağa baş- lamıştır. Busene, bütün - Türkiye'de tütün mahsulünün elli milyon kiloyu bulacağı tahmin edil- mektedir. Çekoslovak rejisi de Türkiye'den mübim miktarda tütün alacaktır. Kliring anlaş- malarına göre Almanya'ya da mühim miktarda tütün ihracı mümkün' olacaktır. Çengele Lt . köyü vak'ası Daha iki kişi tutuldu Torbalı'dan" Bayındır'a gi- derken Çengele köyü civarında çifte tüfeğile yol keserek Hamza Ali adında birini ağır surette yaraliyan Mehmed Ali ile suç ortağı Koca Emin'in yakalan- dıklarını yazmıştık. Bu hâdi- sede alâkadar oldukları sonra- dan anlaşılan İsmail oğlu be- del İbrahim ve Salih oğlu ka- sab Ahmed de tutularak ad- liyeye verilmişlerdir. Matbaacılarımızın vaziyeti Yerli kâğıt fabrikaları ma- mulâtını himaye- - için - kâğıt gümrük tarifesi üçte 'iki''nis- betinde artırılmıştır. Bu yüz- den kâğıt fiatlerine kilo ba- şında bir zam yapılmıştır. Pek âni olan bu zam, mat- baacıları şaşırtmiştir. Matbaa- cılar bütün taahhütlerini eski kâğıt fiatini esas ittihaz ede- rek yapmış bulunmaktadırlar. Bunun için taahhütlerini - ifa edemiyecek bir vaziyete düş- müşlerdir. Gümrükten evvelce çıkarılmış olan kâğıtlara da bu zam yapılmıştır. Matbaacı- lar, bu zam keyfiyetinin mü- nasip bir mühlete bağlanarak zarardan kurtarılmalarını rica etmektedirler. Germencik gençleri Germencik — Germencik Gençlik gücünün spor ve tem- sil kolları 18 temmuz 936 günü 50 kişilik bir kafile ile otorayla Ödemiş'e- gitmiş ve halkevi bahçesinde 1500 kişi- nin huzurunda, kafile başkanı Sabri Akın'ın hitabesinden sonra bir müsamere vermiştir. Gençlerin başarıları alkışlarla karşılanmıştır. Ertesi gün yapılan maçı Ödemiş 1-0 kazanmıştır. Ödemiş'lilerin - Germencik gençliğine — göstördikleri ılgl Germencik'lileri çok sevin- dirmiştir. Köylere radyo Edirme, 22 — (Hususi) Trakya köyleri için Berlin'den getirilen 50 akümülâtörlü rad- yo makinesi, köylere dağıtıl- mıştır. SA Montro konferansı ve Romen g azeteleri. Yeni mukavele ile kabul edilen prensip, kollektif emniyetin daha iyi bir şekilde işlemesini temin edecektir. Bükreş, 22 (ALA) — Mon- tro'de imzalanan boğazlar mu- kavelenamesi Romanya basını tarafından geniş surette telsir edilmektedir. Dimineatze ez- cümle diyor ki : Beynelmilel vaziyetin inki- şah ve bilhassa Akdeniz'de müvazenenin değişmesi Türki- ye'yi boğazlar rejiminde deği- Atatürk Ankara'lılara teşek”| kür ediyorlar.. Ankara 22 (A.A) — Mont- rö zaferi dolayisile imza ge- cesi Amkara'da halkın çoşkun tezahüratına miting dolayisile Ankara vali ve ilyönkurul baş- kam Tandağan'ın çektiği tel- grafa Atatürk aşağıdaki ceva- bı göndermiştir. Tandağan Vali ve ilyönkurul başkanı Ankara Muhterem — hemşerilerimin, Türk'ün yeni boğazla, zaferini derin heyecan ve büyük se- vinçle kutladığını bildiren tel- grafınıza teşekkür ve ben de duygularınıza iştirak ederim. Akhisar'da bay- ram tezahüratı Akhisar, (Hususi) — Mon- tö'de kazanılan Çanakkale zaferinin sevinçli haberini al- mak üzere 20-21 gecesi bütün Akhisar'lılar Cumhuriyet ala- nında toplanarak gece yarı- sından sonra saat ikiye kadar telgrafı beklemişlerdir. Akhi- sar sevinç içinde çalkanıyordu. Cumhuriyet alanında iğne atı- lacak yer kalmamış lebaleb dolmuştu. Saat ikide haber beşareti alır almaz, yaşa ava- zeleri yükselmiştir. 23 Salıgünü her taraf Parti bayraklarıx ve bayraklarımızla suslemışhx"çc bay Halil tara- fından evvelce hazırlanıp da- gıtılan el ilânları ve program mucibince saat tam on ye- dide bütün dükkânlar -kapa- tılmış kesif bir halk - kitlesi Parti kurağı -ve ” Cumhuriyet alanında yer almış, muazzam bir miting yapılmıştır, mitingte parti kurumları ve başkanları ve diğer bütün müessesat di- rektörleri hükümet rüesası ha- zır. bulunmuştur. Belediye reisi Nüzhet tara- fiından bir söylev verilmiş, bunu müteakip orta okuldan bir talebe ve doktoör Ziya Ali Gülüm Çanakkale'nin tarihin den bahis birer söylev ver- mişlerdir. Bando istiklâl marşı çaldiIktan sonra törene niha- yet verilmiştir. Gece bütün Akhisar elek- tiriklerle süslenmiştir. Saat do- kuzda tekrar halk alana akın etmeğe başlamış bando davul zurnalarla ulusal oyunlar ynan- mıştır. Saat onda bir fener alayı, bando önde olduğu halde bütün çarşı ve mahal- leleri gezmiştir. Halk - gece geç vakte kabar eğlenmiş ve büyük günü sevinç içinde ve coşkun — tezahüratla kutlula: mıştır. şiklik hlcp etmeğe ve bilhas- sa Çanakkale'yi yeniden tes- lih etmek hakkığı istemiye sevketmiştir. Türkiye boğaz- ları tek tarallı olarak teslih fikrini daima red ederek bü- tün - hareketinde milletler ce- miyeti usulüne hürmet göster- miştir. Yeni mukavelename ile kabul edilen prensip kol- lektif emniyetin daha iyi bir surette işlemesini teshildir. Meselâ Romanya bir teca- vüze maruz kglırsa Fransa bo- şaılar vasıtasile yardıma ge- ebilecektir. Sovyetler Fransa ve Balkan antantı tarafından ileri sürülen metnin İngiltere tarafından kabul edilmiş ol- ı ması keyfiyeti Fransa ile Sov- yetler birliğinin birbirine bağ- | hyan mütekabil yardım paktı esası dahilinde Fransız-Sovyet | iş birliği bakımından çok bü- | yük bir ehemmiyeti baiz bu- | lunmakladır. Zorile gazetesi ise diyor ki: Montrö konferansı sulh mu- ' ahedelerindenberi — yapılıp ta bütün iştirak edenlerin men- featlerini tatmin eden müsbet neticelere vârmiş olan belki yegâne koönferanstır. Bu kon- feransta Türkiye'nin taleplerini is'af eden bir anlaşmaya varı- ı labilmiş ve Türkiye bütün bu müddet zarfında beynelmilel nizama, hürmet eden bir mem- leket olduğunu ispat eyle- miştir. .. İnönü Ankara'ya döndü İstanbul, 22 (Hususi muha- birimizden) — Başvekil İsmet İnönü, bu akşamki cksprrılı— Ankara'ya gitmişlerdir. ayni trenle, şehrimizde — bulunan Buyuk Millet Medisi Reisi Mustafa Abdülhalik Renda ve Adlive Vekili Şükrü Saracoğlu da hareket etmişlerdir. Bugün tatil 23 Temmuz bayramı müna- sebetile bugün resmi daire ve müessestler tatildir. GAT K TTT AD YAMANAYTETEAN K İzmir sicili ticaret memurluğundan : Ravl J. Arditti ticaret un- vanile İzmir'de Fevzipaşa bul- | varında İl numarada hertürlü mallar üzerine ticaret ve ko- misyonculuk yapan Raul J. Arditti'nin işbu ticaret unvanı Ticaret kanunu hükümlerine göre sicilin 1774 numarasına kayıt ve tescil edildiği ilân olunur 2265 & Mücellir * Ali Rıza Yeni kavfalar | çarşısı | No. 34 İzmir Sic Sıcıllı Ticaret Memurluğundan : İzmir'de Halimağa çarşısın- da 23 numarada mobilya tica- retini Hakkı Edip unvanı al- tında yapmakta iken bu kerre (Ek Biricikler) unvanını almış olduğundan işbu ticaret unva- nı Ticaret kanunu hükümlerine göre sicilin 1776 numarasına kayt ve tescil edildiği ilân olunur.. 1776 Ya;ı-lıııar Çocukların ıstırabı - Gün geçmiyor ki - Avrupa | gaüeteleri çocuklara kötü mu- amele eden insanlar, analar ve babalar hakku polisçe, mahkemece, ve H mi bakımdan, hükümetçe' alı miş - tedbirlerden bıhıetme—l sinler. Bir ananın, beş yışuıdlE* çocuğunu eve 'kıpıyıml: git- tiği eğlenceden üç gün d&li mediğini ve bu sırada aç, llıv.ı suz ve çıplak yavrucuğalapar- tıman — kapıcısının, — mutbak penceresine merdiven — daya- mak suretile, yardımda İbulun- duğunu bir Fransız — gazetesi yazıyordu, Bir başka gazcte ise, çoe'[ cuklara reva görülen çeşîill'! zulümleri sayip dökten sonra, yeni kabinede çocukluğu ko- ruma vekili olan Madam Lı—l kor'dan, bu hallerin önüne geçmesini onun kadınlık ve! analık duygularına da ıığını— rak yana yakıla rica edıyordıı._& Çocuğu dövmek; aç buık-;“l mak; polisin ve mahkemenin müdahalesini celbedecek gibi ona cefaların türlüsünü çek- tirmek insanlıkla münasebe- Jtini kesip hayvanlaşmak de- mektir. Cemiyet böylelerini insanlaştırmasa — bile laylk ol — dukları cezaya gaıpıcıktır Fakat, birkaç zamandanberi bizde de kayıtsızlık hududunu aşan -ne diyelim- bir ihmıl, bir hodbinlik ile çocuklarının sıhhatlerini bozup onların ta- | ze üzviyetlerini — hastalıkların — taarruzuna karşı müdalaasız bırakan analar ve babalar tü- remekte olduğu görülüyor. — | yaz dolayisile açık olan içkili, | danslı, şarkılı, tuzlü ve top—1 raklı bütün bahçelerde üç-beş yaşındaki çocuklar kucaklarda — veya ortadadır; hem de gece- ıl nin çok geç saatlerine, bazan yarısından sonraya kadar.. » Bu çocuklar, herkesin bil- mesi Jâzım gelen en basit sağlik kaidelerine göre elleri | yüzleri - temizlenip akşam ye- meklerini yedikten sonra ya- taklarinea mışıl-mışıl uyuyacak — iken, ana ve babalarının eğ- lenmeleri — için, kaldırılıp bu- ralara getirilmişlerdir; bu bir. Halbuki çocuklara, vücutla- | aranin — sihhati namına yasak E olmak - icabeden bu gibi eğ- — lence yerleri ahlâklarının sıh- hati için de yasaktır; . bu iki. Muayyen bir yaştan önce, | meselâ sinemalara, çocuklar alınıyor. Bazı gazinolar ve eğ- | lence yerleri vardır ki bura- lara ailece gidenlere en az, | cüretkâr deniliyor. Fakat yaz gelip te bahçeler açılınca, örf ve âdet hususundaki asabiye- timiz gevşeyiveriyor: Sinema- | larla ve bahsettiğimiz eğlence yerleriyle kıyaslanınca daha çok ahlâki sayılmamak iktiza eden bu yerlere her yaşta ço-- | cukların da giderek sabahlara adar üzülüp harap olmalarını tabii görüyoruz. Yazlara mah- sus olan bu mesağ acaba onun sıcaklarından bir nevi öç al- | mak mıdır? Ve bu hâlin baş- ka türlü tefsiri kabil midir? Memleketimizin — istikbalini bizzat kendimizin yaratacağı- mızi hatırlamak için şu basit hakikati tekrarlıyalım: Bugü- nün çocukları yarının büyük- leridir. N, B.

Bu sayıdan diğer sayfalar: