22 Ekim 1936 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

22 Ekim 1936 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Birinci Fransova BÜYÜK TARİHİ TEFRİKA 113 Çeviren: F. Şemseddin Benlioğlu Münadiler: Kral Fransova öldü, yaşasın kral ikinci Hanri! Diye bağırıyorlardı.. Acele hazırlanan ölüm dö- şeği, çok garib bir ölüm dö- şeğiydi; bu yatağın etrafı adeta boştu, ölmek kral da bu boşluğu görüyor anlıyordu; bu yalnızlık, met- rukiyeti andıran bu hal kralı son nefeslerinde ürkütüyordu. Halbuki, hastalığına — daimi bir ıstırab halini aldığı, elem- lerinin çoğaldığı zamandanberi kral yalnızlığı herşeye - tercih etmekteydil! Bazı, bazı veliahd ölüm dö- şeğinin başucunda görünüyor, fakat hemen -Korkmuş gibi- kayboluyordu; ölümün geç kal- masından endişe ediyor, sa- bırsızlanıyor . gibiydi. Ölmek üzere bulunan kralın dik ba- kışı önünde boynunu bükmeğe mecbur kalıyordu. Kral, kendi vaziyetini düşü- nüyordu, Artık, 32 seneden- beri 12,000 silâhşör tarafından takib edilen, biran bir yerde durmiyan haşarı, lüks çadır- lara malik kral değildi. Kızı Margrit, ktala her za- man ve her yerde refakat edi- yordu; fakat düşes d'Etan, krali adeta ikrahla takib edi- yordu. Kraliçe Eleonor İsa ve Meryem'e dua ederek - koca: sına şifa istiyordu; Maamafih hemşiresi Navar kraliçesi Mar- grit, çocukluk dinine dönmüş ve Beran manastırına çekilmiş kardeşinin afiyeti için dua edib duruyordu. Ve: — Kardeşim kralın aliyet bulduğunu bana ilk haber ve- recek postacı, Fransa'nın en güzel ve asil Jantiyomu gibi kucaklıyacağım! Diyordu. Bir akşam, kral, hastalığı- nın — fevkalâdeliğine — rağmen Sen Jermen'e dönmek Paris'i görmek istedi. Kralı bir sedye ile yola çıkardılar; yolda ve ertesi gün Fransova, kendini daha iyileş- miş hissetti; ormanda kendisini dolaştırttı. Fakat ölüm, gittikçe kendisini sarıyordu! Ölüm, kra- hn maiyet efradından daha seri hareket etti ve kral bi- rinci Fransova, yolda, Ram- buiye'de 1547 senesinin Mar- tının S1 inci günü öldü. Kral öldüğü zaman 53 ya- şındaydı. tıl Zamanının 30 senesini fev- kalâde surette işgal etmiş olan öğ üzere |bulunan | sefirler geldi. birinci Fransova'nın defin me- rasimi sür'atle fakat pek mu- tantan surette yapıldı. Herta- raftan heyetler, murahhaslar, Edebiyat, sanayii nefise ve ulâmun sayısı olan kral birinci | Fransova, oğlu Hanri'ye, bu kadar müselsil harb ve felâ- ketlere rağmen eskisinden da- ha büyük bir Fransa bıraktı. Münadiler taraf taraf: — Büyük kral Fransova öldü, yaşasın kral ikinci Hanril Diye bağırırlarken Düşes d'Etan da artık kat'i suüretle galebe çalmış olan Diyan ta- rafından menfaya gönderildi. Margrit dö Navar'a gelince, şâir ruhlu ve kardeşini pek fazla seven bu kadın da: *“Ey ölüm, gel; bana da gell Çünkü kardeşim de artık ku- cağındadır; gel, bana da gel, beni'de all! O ve ben, bir kalple yaşı- yorduk. gel, ey ölüm, beni de all.. Diye bir mersiye yazdı. Fa- kat Margrit ölümün ensesine el attığını ancak iki sene sonra görebildi! Semavatta yıldızlar- dan beşeriyetin mukadderatını araştırırken, ruhu kabzedildi! . Zavallı kraliçe Eleonor'a lince: Fransova'nın en sadık dostu bu kadındı. Birçok za- manlar şurada burâda dolaş- tıktan sonra, İspanya'da Yüst manastırina çekildi; boynunda çok sevdiği birinci Fransova- nın gözyaşlarile- yarı silinmiş resmini havi bir madalyonla ömrünün sonuna kadar aşkının hatıralarını yaşadı! —SON — Ford Şimdiye kadar İzmirde sa- tıcılığını yapmakta —olduğum İstanbulda Tophanede Ford fabrikasından üç ay evel haber vermek suretile kendi arzu ve isteğimle ayrılarak doğrudan doğruya - Amerika'dan Ford Fordacantasından celb ettiğim Ford mamulâtını eskisi gibi Mağazamda — daha elverişli fiatlarla satmağa devam ede- ceğimi sayın müşterilerime bil- dirir ve yeni gelen 15 kamyon iki binek ve bir ticari şasiden mürekkep sergiyi görmelerini de rica ederim. Avni Nuri Meserretçioğlu AAERONA _—' —— Bekin Yazan: Orhan Rahmi Gökçı __—#Kıîıı—s;ye birşey söyleme- miş mi? — Zaten kimi-kimsesi yok ki! Rizan heyecanını gizlemek için avucundaki mendili parça- hyacak gibi — çekiştiriyordu. Muhtar, hem ocak başında oturan karısına yardım ediyor, hem de konuşuyordu: — Kim ne derse desin, al- tın gibi çocuk. Oğlum olm- Oyaydı evime alırdım.. Kansı söze karıştı — İyi yapardın sanki? Ev- deki kızını düşünmiyor musun? — Ne çıkar, veriverirdim ona., — Allah göstermesin, ben vermezdim. — Ben verirdim. — Ben vermezdim. Muhtar bir kahkaha attı. — Hoca hanım -Dedi- şu bizim konuştuğumuz neye ben- zedi bilir misin? — Neye benzedi? Bir vakitler bir çingene so- kağında bir tek nal bulmuş. ANADOLU Fransa'da bir felâket kopmak üzere imiş Radikaller, cepheyi bozmuyacaklardır. Halkın reyine başvurulması muhtemel.. ABDIVE Çirkin bir vak'a Karşıyaka'da — Bostanlı'da oturan Süleyman karısı Zahide, zabılaya İmüracaatla 8 yaşın- daki oğlu Bahtiyar'ı Mehmed oğlu Mustafa'nın iğfal ederek kirlettiğini şikâyet etmiştir. Karısını garalamış İkiçeşmelik'te Kahraman *0- kağında oturan Mehmed oğlu Mustafa ile karısı Hasibe ara- sında kavga çıkmış, Mustafa, bıçakla karısını sol kolundan yaraladığından tutulmuştur. Bu da öyle Karşıyaka'da Turan'da Hü- seyin oğlu Mehmed, karısı Meliha'yı dövdüğünden tutul- muştur. Hırsızlık Bozyaka'da Kızılçullu cad- desinde oturan Ali oğlu Sa- dık'ın bağ kulesinden çalınan dolma av tüfek'i ile bir palto ve bir ceket çalan Kâhya oğlu Mehmed ve Ali zabıtaca tu- tulmuşlardiır. Kadını dövmüşler Çukurçeşme'de 4 üncü Os- manbey sokağında oturan Ah- med oğlu Hasan, Ahmed ve Kadri Mchmed, Saadet'in İkinci beyler sokağındaki evine gide- rek beş liraya - mutabık - kal- mışlar, kadını evlerine götür- müşlerdir. -Aralarında çıkan kavgada Saadeti sopa ile dö- verek yaraladıklarından tutul- muşlardır. Silâh taşımak Çorakkapı'da — Kahraman oğlu Mehmet'te bir tabanca bulunmuş — ve zabıtaca — alın- mıştır. Bir kadının ayağı kırıldı Urla ile Güvendik köyü arasında bir otomobil kazası olmuştur. Urla'dan köye git- mekte olan şoför Celâl'in ida- resindeki 6 numaralı - kamyon yol üzerinde bir ağaca çarp- miış ve içinde bulunan Arif kızı 35 yaşında Sâdiye'nin kaza neticesinde ayağı kırıl- mıştır. Şoför tutulmuştur. Neslin idamesine hizmet, sıhhatın korunmasına sarfı gay- ret eden hayır ve şefkat ocağı Kızılayı unutma. Dikkat! Avukat SALİM Gümrük karşısında Çatal- kaya hanının üst katındaki yazıhanesini Gazi bulyarın- da Ziraat bankası sırasında (8) No. lu hanın üst katına nakletmiştir. Telefon : 2350 Evine gidib karısına; — E-Demiş- karıcığım, kor- kumuz kalmadı. Nasıl olsa tek nal bulduk işte. Şimdi üç nalla bir beygir, bir de se- mer lâzım, Karısı; — Onları da bulursak ne olacak? Diye sormuş. Adam, — Ne mi * olacak -Demiş- arkasından bir de oğlumuz doğar, güle güle büyütürüz. Sonra bu - oğlan ata biner, tarlalarda at sürer, gezer, tozar. Karısı; — Ben bindirmem. Oğlum düşer de birşey olur! Demiş, Yok bindiririm, yok bindir- mem, uzatmıyayım, karı-koca ddam-akıllı, saç-saça, baş-başa gelmişler. Herif nihayet karı- | Biraz Buükşamki progrtü İstanbul Ra; yoıuu — 12,30 Halk muğikisi; T havadisler, 13 halif IJ plâk. 18,30 Stüdyo, dını 19,30 spor musahabeleri E?d Şefik tarafından, 20 Türk ©t siki heyeti; 21 plâklarla solo" lar; 21,30 Stüdyo ork 22,30 Ajans ve Borsa habef leri. Habeşistan'da — (İtal 'ya harekatı Paris'ten bir görünüş Paris, 21 (Radyo) — Radi- kallerin Bebariç'de yapacak- ları umumi kongre dahil ve haricin nazarı dikkatini cel betmektedir. Son bir habere göre, Rndı kal partisi, düşeceği feci vazi- yeti nazarı itibara alarak halk cephesini bozmamağa karar vermiştir. M. Şotan, Halk cephesinin bozulması neticesinde, vaziye- tin büsbütün değişeceği müta- leasında ve o kadar ki kadın- larda dahil olmak üzere umu: mi ârâya müracaat İüzumu doğduğu kanaatindedir. Sosyalist partisi de Radikab lerin kanaatına iştirak etmek- tedir. Parti reisi M. Laval, çıkacak bir buhranın ârayi umumiyeye müracaat cttirece- ğgini söylemiştir. Sağcenah mahafili, halen kuvvetli fırkalardan mürekkeb olan blokun yıkılmasından do- gacak müoıd’elelerın Ftansa'yı felâkete sürükliyeceğinden kork- maktadır. Bülzreş gazetelerine göre Belçika'nın vaziyeti.. K. İtilâfta heyecan uyandırdı. Rusya bile endişededir. Müşterek emniyet sarsılıyor. Bükreş, 21 (Radyo) — Hü- kümet mahafilinde Belçika'nın bitaraflık hareketi takdirle kar- şılanmaktadır. Hükümete mensub gazeteler, M. Tataresko'nun da Belçika gibi dürüst ve Romanya me- nafiine uygun bir siyaset taki- bettiğini yazmaktadırlar. Küçük itilâf siyasi mahafi- linde Belçika'nın hareketi he- yecan üyandırmiştir. Bu hâ- dise, küçük devletlerin emni- yetleri için endişeye düştük- lerine delildir. Prağ'da münteşir Narodni Lişi gazetesi: *Küçük devletler birbiri ar- kasından müşterek — emniyet davasının işe yaramadığını tas- dik etmektedirler. Belçıkı nn bu hareketi Av- rupa'nın emniyet cephesini sars- mıştır. Bu karardan dolayı Sovyetler de büyük endişe içindedir. GECARATEATLA AA SETD EFCE Ankara'da sırt hammallığı yasak Ankara, 21 (Hususi) — An- kara — şehiramaneti, aybaşın- dan itibaren sırtta köfe ile bammallığı menetmiştir. sını adamakıllı sonra, karısına; — Boşol benden! Demiş. Ortada fol yok, yu- murta yok. Çingene tek naldan bu marifeti işlemiş. Biz de öylel.. İlin oğlu bırakmış git- miş. Biz hâlâ çene yörüyoruz. Neredeyse, teyzen başıma ok- lağı ile vuracak.. Rizan dayanamadı,bir kah- kaha attı. Fakat ruhu yanıyordu. İçin- de cam parçaları ile açılmış çizikler vardı. Muhtarın evin- den çıktığı vakit bir sersem halinde idi. Hiçbirşey istemi- yordu. Hiçbir yere kapanmak istemiyordu. Ençok sevdiği Fatma bile onunla gelmek is- temiş, fakat o, — Hayır, sonra- gelirsin. döğmüş ve Belçika bitaraflığı, Fransız- İngiliz askeri teşriki mesaisi mes'elesini de yeniden günün mes'elesi haline sokınuştur.., Demektedir. Amerika Nasıl bir siyaset Yolu üzerinde?. Vaşington, 20 (A.A)— Dış işleri Bakanlığı erkânından M. Velles dün Amerika siyaseti hakkında Ruzvelt ve Hul'un düşüncelerini anlatarak, eski hükümetlerin Amerikan pren- siplerini ayak altına alarak insan haklarına hürmet etme- diklerini, ecenebi memleketlerin iç işlerine karıştıklarını, Ame- rika tabiiyetinde bulunan ecnebi memleketlerdeki emvalinin ica- bında silâhla müdafaası fikir- lerinin doğru olarmıyacağım, Ekonomik varlıktan mütevellit askeri istilâların tcessüfe şayan olmakla eski Amerika hükü- metlerinin yüksek gümrük ve koruma maniaları ile dünya ticaretinin müessir bir şekilde daralmasına sebebiyet verdik- lerini soylemışhr cındayım. Demişti. Yolda kendi ken- dine mırıldamıyordu: — Gitmiş, bırakıb gitmiş. Muhtar onun tekrar geleceği- ni söylüyor, fakat ben hiç ummiyorum. Yanık Bekir ar- tık gelmiyecek. Bekir bu yol- lardan geri dönmiyecek. On- lar Bekir'i bilmiyorlar. Fakat ben onu, avuçlarımın içine al- mış ta tetkik etmiş gibi ta- nıyorum.. Odasına kapandı, Perdeleri indirdi. Karyolasına uzandı. Düşünüyordu: Bekir, artık yoktu ve kim- bilir, yalınayak, sefil, perişan, belki de aç bir halde nere- lerden , çiyordu? ... — Fatma ağlama cânım. — Nasıl ığiımıyıyıın a ho- a hanım, y devam ediyor.. Roma, 21 (Radyo) — 30/ amele milis sifatile Teşrini ninin ortalarında şarki ka'ya gidecektir. Adis - Ababa, 21 (Radyo) ”— Miralay Paolini'nin - kıt'alari Dessie'den Adis - Ababa'ya V sıl olmuştur. Bunlar, 'l# edilmemiş kısımların işgali içi! Cibuti'ye gideceklerdir. Adis-Ababa, 21 (Radyo) ” General Bellozo - kit'aları $7 damo'ya ilerlemektedirler. 5* baside'yi son müsademetde" sonra işgâl etmiştir. Bu kuy” vetler 250 otokardan mürek keptir. Roma, 21 (A. A) — Gaz€ teler general Geleson'un kif mandası altında garbi Habt” şistan istikametinde ilerlem! te olan İtalyan kıtaatının b reketi hakkında uzun tafsilâ! vermektedirler. İtalyan kıtaali 6 gün süren çok şiddetli sademelerden sonra Caba dâ* ğını zabtetmişlerdir. Habeş'İe” rin kurnandanı Dejaz Alai bi müsademelerde ölmüştür. Bombardıman tayyarelerili” den mühim yardımlar göret piyade ve topçu kuvvel Habeş'lere ağır zayiat verdil” mişlerdir ve bunlar karb $8* hasında yüzlerce ölü bırak” mışlardır. Birkaç top ve bif” çok — mitralyöz — İtalyan'laril! eline geçmiştir. Suriye ve Lübnandâ Tacirlerin :uvı.. Kudüs, 21 (Hususi) — riye ve Lübnan tacirleri, Frll" sız frangının I:ıymolten rülmesini protesto için üç gülf lük grev ilân edeceklerdir. Ekonomik dertler, Fransız ” Suriye muahedesinin imzasıt” dan doğan nikbinliği ıılnıl bulunmakta ve müthiş bedbinlik hüküm sürmektedir" Suriye parasının Fransız fran” gından ayrılması istenmektedi!. — Gene geleceğim kl" deşim.. Ummam.. Hiç — ummtir: İçim öyle diyor ki; sen gide ceksin, gelmiyeceksin, — Ya gelirsem; — Kurban keserim. Rizan Fatma'yı yanaklarır” dan bir daha öptü. Bir ç&" ırıbııı kapıda b:ldıyord“' tar da dışarıda idi. Riz#” nın dı gözleri yaşarmıştı. DO” kuz aydanberi beraber yaşâ” dığı bu köy kızı, ona kendi temiz ruhunun pınarından teselliler içirmişti? Rıanw en küçük birşey öğreninct hemen ellerine sarılıp oplf"ı isterdi. ç Fatma, küvvetli zekâsı il€ bu müddet içinde « öğrenmişti. le. lnnnığ;eıllı:ıp bıkıp.

Bu sayıdan diğer sayfalar: