22 Kasım 1936 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

22 Kasım 1936 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ı 22/11/1936 - Fırtına a Ali | aa -18? Tayfalar bağırdı: — Ehminiz reis, eminiz. Yal- nız, herifin şımarıklığına içer- liyoruz da.. Venedikli'ye yap- tığımızı buna da yapsaydık iyi olurdu.. — Zarar yok, daha âlasını becereceğiz! Haydi bakalım, açılalım.. Rüzgâr Ahmed ileri gitti- ğini anladı. — Öyle söylesen e ne bilirdim ben yal Ve dümene sarıldı. Geminin bir ucundan öbür ucuna ka- dar duyulan kumandalarına başladı. Panayot kaptan için Ali'nin gemisine yetişmek imkânsızdı. Yunanlı Korsan, hıncını dane sayurmakla almağa çalışıyordu. Filhakika Panayot reis, o dakikada hem hayret, hem hiddet içinde yerinde dura- miyor : — Kaçıyor >kahraman!. Ka: çıyor benden! Diye bağırıyordu. Tayfaları da başlamışlardı Ali'yi söv- meğe. Fakat gemidekilerden biri, sadece biri başka türlü düşünüyordu : — Eğleniyor. Babamla, ba- bamın gemisi ile, bizimle eğ- leniyor. Nişanlısını aldı, kaçtı. Onun korkmasına imkân mı vardır ki? Bu adam, gemimi- zin içine kadar elini uzattı ve nişanlısını, alıp gitli: Bu bir zekâ işi, bir cesaret işidir. Şu kaçışında bir mak- sad, bıı sebep olmalıdır. Fa- kat her ne olursa olsun, ba- bamla eğleniyor gibi geliyor bana! Mariya kollarını kavuştur- muş, artık babasına görünmek- ten de çekinmiyerek Fırtına Ali'nin gittikçe mesafeyi açan ve dalgalardan: sekip giden gemisine bakıyordu. Panayot reis başını çevirin- ce Mariya'yı gördü, kendine derhal bir süs, bir kahraman dzameti verdi : — Gördün mü kızım ba- banı? Gördün mü kancık düş- manın nasıl kaçtığını? Mariya omuzlarını silkerek; — Kimbilir ya? Diye mırıldandı. — Ne oluyorsun Mariya, yavrum, iki gözümün nuru, ba- harı ne oluyorsun? — Hiç babal İşte onun ge- misine bakıyorum. — Hayır, hayır! Babacığına söyle bakayım, neyin var? Yoksa o esir kızın kaçırıldı- ğına mı kızdın? Ben şimdi höbetçilerin kimler olduklarını ANADOLU Günlük siyasal gazete Sahip ve başyazgarı Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumi neşriyat ve yazı işleri müdürü: Hamdi Nüzhet Çançar İdarehanesi: ” İzmir İkinci Beyler sokağı Halk partisi binası içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU Telefon: 2776 — Posta kutusu 405 ABONE ŞERAİTİ Yallığı 1200, alta aylığı 700, üç aylığı 500 kuruştur Yabancı memleketler için senelik abone ücreti 27 Kiradır Het yerde 5 kuruştur Sünü geçmiş müshalar 25 kuruştur.,| Yazan : gülüştüler. — Biri ! Reis, c ANADOLU MATBAASINDA BASILMIŞTIR Büyük Korsan Romanı | vereceğim. M. Ayhan, Faik Şıııı.mddın tahkik edip lâzımgelen cezayı Fakat görüyorsun ki, düşmanımız, korkusundan nefes bile alamıyarak kaçıyor. Mariya bir kahkaha savurdu: — Babacığım, ben herhal- de ©o kadar safiyane düşün- miyorum. Korsan reis suratını astı: — Anlamadım. — Anlamıyacak ne var, o isteseydi, yalmız Türk - kızını değil, başkalarını da alır gö- türürdü. Kaptanın kızdığı belli idi. Ağzının içine doğru kıvrılan bıyıklarından - birkaç teli diş- lerinin arasına sıkıştırarak ko- pardı. — Öyle değil mi baba? Madem ki sandalı ile yakla- şabildi. Gemisini de yanı ba- şımıza getirip bizi mükemme- len basabilir, hepimizi diri diri, tavuk gibi yakalardı. Ke- limenin tam manasile tavuk gibil Buradaki kızı, tek san- dalla kaçtran veya kaçırtabi- len deniz korsam, elbette onu da yapar. Binaenaleyh onun arkasından horoz gibi kaba- racağımıza, bizi sağ bıraktığı, bize dokunmadığı ve bizi ta- vuk gibi yakalayıp boğazlama- dığı için ona dua edelim! Mariya acı acı gülerek ve başını, büyük bir gurur ve is- tihza ile ensesine doğru kıvı- rarak, ağır ağır yürüdü. Panayot reis, olduğu yerde put gibi kaldı, Mariya çok asabi idi. Doğ- ruca kamarasına indi ve ka- pıyı iyice kapamadı, Sağ avu- cunu iyice sıkıyordu. Fırtına Ali'yi tahayyül edi- yordu. — Kahraman olduğu, sur, cür'etkâr olduğu muhak- kak.. Fakat acaba o nisbette de güzel mi? - Sonu var - ce- Yeni Neşriyat İTürkiye genel kimyagerler kurumu dergisi Türk'çeden başka Alman'ca, Fransızca, İngiliz'ce yazıları ile beynelmilel bir ilim âle- mine hitab eden ve Türkiye- mizde yapılan kimya çalışma- larını dünyaya yaymaya hiz- met eden bu derginin: ikinci cildinin ikinci sayısı, kimya- gerlerden başka, kimya ilminin tatbiki sahalarından olan he- kimlik, eczacılık, — baytarlık, ziraatçılığı alâkadar edecek bir zenginlikte çıkmıştır. İçindeki birçok eenebi ya- zılarının hülasalarından başka, yurdumuzda yapılan etüdler ve bu arada Havza - kaplıcaları suları ile unlarımız üzerindeki yazılar ve araştırmalar göze çarpmaktadır. On buçuk forma kalınlığın- da olmasına rağmen bu sa- yısının da fiatı yalnız 50 ku- ruş olan derginin adresi: Ankara, posta kutusu Südir. Suudi Arabistan hükümeti Evvelce (Necit ve mülhakatı hükümeti) şeklinde iken 1932 tarihinde (Suudi Arabistan bü- kümeti) şeklinde değiştirilmiş olan Suudi Arab memleketi ve krallığı isminin başka, şe- killerde yazılmaması Dahiliye Vekâletinden bir tamimle vi- lâyete bildirilmiştir. ANADOLÜ —e TC AAT LT YA VY BK Bektaşinin Hocaya oyunu.. Bugün 'de Ramazandan açılı dı talih. Bir fıkra anlatıp ta geçeceğim: Vaktile bir vaizi Ramazan iftarına davet etmişler. Yemek esnasında boca birdenbire dur- muüş ve gözlerini kapıyarak vecdü istiğrak içinde kalmış gibi, başını eğmiş. Herkes ka- şığı çatalı çekib neticeyi bek- lemiş. Hoca, gene bir jest ya- parak, sanki derin bir uyku- dan uyanmış gibi sıçramış. Sofradakiler sormuşlar: — Ne oldu hocam? kesdine BÜYük bir ciddiyet vekar vererek şu ce- vâbi verhitg — Donanmamızın Karade- niz'de Rus gemileri ile karşı- laştığını ve bizimkilerin fena vaziyette bulunduklarımı gör- düm. Fakat duam berekâtı ile birdenbire bizimkiler kurtuldu ve galib geldik. Sofrada muzib bir bektaşi varmış. Bu uydurmasından do- layı hocaya içerlemiş yatsı na- mazına giderken, hocayı, ertesi akşam için kendi evine davet etmiş. Gene ayni komşular, ertesi akşamın iftarında bektaşinin evinde toplanmışlar. O kaza- da pilâvın üstüne yoğurt dök- mek âdet imiş. Bektaşi metçisine tenbiblemiş: - Yoğurdu, pilâvın üstüne değil, altma dökeceksin.. Ve pilâvı getirince ben sana; — Hani, yoğurt, niçin al- madınız? R Diye soracağım. Sen dej — Atadık, fakat bulama- dık! Cevabını vereceksin. Hizmetçisi, bu tenbihi ta: mamile yerine getirmiş ve pi- lâv ortaya gelmiş, O şehirde, ayni zamanda, yemeğe ilk de- fa ev sahibinin başlaması âdet imiş. Bektaşi pilâva baktıktan sonrâ, hizmetçiye; — Hani - demiş - yoğurt yok mu? — Aradık, fakat bulamadık. Ev sahibi, Allah müstahak- kınızı versin, dedikten sonrâ Kaşığı, pilâvın dibinden saldır- mış ve bittabi pilâv, yoğurtlâ beraber çıkıb gelmiş. Hoca, yoğurdü' görünce, " bektüşiye; — A birader - demiş - işte yoğurt varmış ve dibine kon- muş ya! Bektaşi, başını sallıyarak şu cevabı vermiş: Be hocam, oturduğun yerde Karadeniz'de Türk-Rus denanmasının kapıştığını gö- rürsün de burnunun ucundaki pilâvın altında duran yoğurdu nasıl göremezsin? O marileti bunda neden göstermedin? Hoca, hiz- .Bal:îçılık Kongreye İzmir'den İki murahhas istendi. Birinci Kânun ayında An- kara'da bir balıkçılık kongresi toplanacak ve balıkçılık sana- yünin memleketimizde inkişafı tedbirlerini kararlaştıracaktır. İktısad Vekâletinden şehrimiz ticaret odasına gelen bir mek- tupta bu kongreye İzmir'den iki mutahassısın gönderilmesi istenmiştir. Ticaret odası, ba- lıkçılıktan anlıyan iki mutahas- sıs seçerek kongreye gönde- recektir. Çimdik Kaza ve nahiyelerin — . —— Beş senelik imar pro- gramı hazırlanacak.. Vilöyet - idaresi “kananunun | 37 inci maddesi mucibince va- lilerin hetsene vilâyet — içinde devir ve teftiş yapmaları ve ayni kanunun S0 inci madde- sine göre kaymakamların da senede iki defa kazaları dahi- linde devir ve teftişte bulun- maları lâzimgeldiği Dahiliye Vekâletinden — vilâyetlere tamim'e bildirilmiştir. Bazı vi- lâyetler, bir ftiş raporlarını gön- dermimekikdirler. Hükmları ların muntazam - bir surette gönderikmeei ! bildiriimi yüldünbozark yelerin umumi çalışma dere- celerile idare âmirlerinin idare ve ilmi kabiliyet ve müktese- batı ve muhitlerinde meydana gaK Li renlklet e öt tıkları; eserleri- Vekâletçe tes bit edilecektir. Her kaza ve nahbirida bayıaklarlık. aai ziraat, sağlık, kültür ve sosyal ihtiyaçlarile yapılması gerekli olan yol, su, mekteb, park, elaktirik, tçlefon: gibi, ikleridla beş senelik bir program ha- zırlanacaktır. Belediyeler bankası Belediyelerin, — belediyeler bankasına iştirak hissesi ola- rak kanunen göndermek mec- buriyetinde bulundukları vari- datın yüzde 5 şi nisbetindeki hissesinin, birçok yerlerden gönderilmediği — anlaşılmıştır. Belediyenin yüzde 10 gümrük hissesinden banka hissesinin nakli nukud muamelesi yapı- larak alıkonulacağı Dahiliye Vekâ'etinden tamimen - şehri- mizdeki alâkadarlara bildiril- miştir. Bunun belediye meclisleri muvafakat mazba- tası Kanırlıyacaklardır. Domuz öldürenlere Mükâfat veriliyor... Vilâyetimizde mükeli fazla domuz olanlara dağıtılacak mükâfat için birinci parti olarak Ziraat Vekâletinden — Vilâyet ziraat müdürlüğüne 3000 lira gelmiş ve kazalara — gönderilmiştir. Mart ayında da ikinci parti mükâfat- gelecektir. Sovyet konso- losluğundaki ziyafet Şehrimiz Sovyet konsolos- luğu tarafından dün akşam kordonda konsolosluk - bina- sında İzmir gazetecileri şere- fine hususi bir Şziyafet miştir. Ziyafette gazeteciler ve Anadolu Ajansı mümessili ile Sovyet ticaret mümessili bu- lunmuşlardır. Muhacirler Son kafile de kazalara gönderilmek üzeredir. Son defa Bulgaristan'dan gelmiş olan muhacirler de bu- günlerde mürettep bulunduk- ları Foça, Kemalpaşa, Kara- burun ve Çeşme kazalarına sevk ve iskân edilmek üzere- dirler. Kuşadası, Karaburun ve Torbalı kazaları, fazla mu- hacir gönderilmesini istemiş- lerse de istekleri kadar muha- cir gönderilemiyecektir. için ten öldürecek veril- Daha evel gelen ve muhte- lif kazalarda iskân edilen mu- hacirlere yemeklik buğdayları dağıtıldığı gibi fakir olanlara ayrıca günlük yiyecek te ve- rilmektedir. (Ç BLAP, Kongreleri — (- g— Buca -Yukarımahal. e Ocağı kongresine 570 Üye ıştırah etti. C. GLP, Buc;ı kamununa bağlı Yukarı mahalle Ocağı koöngresi, dün akşam Yukarı | mahallede kamun yönkurul başkanı Niyazi Akdaş'ın önün- de toplanmıştır. Yukarımahal- le Ocağının kongresi, ( 570 ) üyenin iştirakile çok alâkalı ve samimi olmuştur. Kongre e nahiye müdürü Şem'i kâtipliklere de“ Hüsameddin Balkanlı, Murad Celâl ve Sa- lih seçildikten sonra idare he- yetinin sonra dileklerin tesbitine ge- çilmiştir. Dileklerin başlıcaları zöytinlerin vaktinden'evel top: maması, bu sur tle ! ların senede 30 — 40 bin lira kazanmalarınız temini, Bucaya içme suyu getirtilmesi, Yukarı mahallelerde e ehem- miyet veriln Köylüye arazi dağıtılması ve kredi ko: operatifleri vasıtasile yardım edilmesi hakkında Başbakan İsmet İnönü'nün çiftçilere gös- Şi alâka şükranla anılmış, köngre tazimatının Atatürk'e, İsmet İnönü'ne ve Dahiiiye Vekili ve Parti genel sekrete- rine telgrafla arzı alkışlarla kararlaştırılmıştır. Bütün şikâ: yetlerin açıkça söylenmesi hak- kında Vali ve Parti başkanı Fazhı Güleç'in Parti işlerinde gösterdiği” açık “kulplilikten ötürü telgrafla teşekkür edil- mesi de karar altına alın- mıştır. Çok samimi hasbihallerden vE'Şikâyet ve'dilüklerin“açıkça izharından sonra yeni idare heyeti seçimi yapılmıştır. Se- çimde Şerafeddin - Balkanlı, Halil, Kâzım, Osman ve Mus- tafa'nın kazandıkları anlaşıl- mıştır. Murahhaslıklara da Hü- sameddin — Balkanlı, Kâzım, Halil, Mustafa, Ahmed Gev- gili, Hasan Yalar ve Mehmed seçilmişlereir. 570 üyenin iştirakile akte- dilen 'ocak kongresinin bi'mu- vaffakıyeti takdire şayandır. İhracatçılar Okusunlar.. İhracatın kontrolü hakkın- daki kanun mucibince ihracat ruhsatnamesi almak için he- nüz müracaat etmemiş ihracat- çılar vardir. Kamnun' tatbi- kine 15 Birincikânundan itiba- ren başlanacağından müraca- atlar bu tarihe kadar kabul edilccek ve ondan sonra mü- racaat edenlere Tuhsat veril- miyecektir. Hava istasyonu Dün tedkikat yapıldı. İzmir ve Manisa Nafıa mü- dürlerile su işleri ikinci daire | müdürü ve baş pilot Abdul- | lah'tan müteşekkil fen heyeti, ı dün Torbalı ile Cumaovası arasındaki sahada sivil hava ı | iş raporu okunmuş, id istasyonu . tesisi için tedkikler yapmışlardır. Burada bulunan geniş sahanın tayyare istas- yonu ittihazına elverişli oldu- ğu görülmüştür. Tiflik, Yun ve Pamuk Almanya'da mühim bazı ticarethaneler, Türkiye'den mü- him miktarda yün, pamuk ve Tiftik satın almak için şehri- mizdeki ihracat firmalarına müracaat etmişlerdir. Muhacir ve mülteciler ——— e- a— Nüfus kütüklerine kaydedilirlerken.. Memleketimize gelen muha- çir ve mültecilerden yurddaş: hğımıza alınanların nüfus küs tüklerimize tesçilleri sırasında bazı nüfus idarelerince yurdu- muza geldikleri tarih ve vatan- daşlığımıza alınmasına — dair olan müracaat arzuhalile Ve- killer beyetinin karar tarih numarasının — kür yelerine ışarr( edilme teftiş nelice- görülmüştür. Dahiliye tinden gelen bir lamim- noktanın unutulmaması ve ve muhacirlerin askerlik kanu- nunun muafiyete aid madde- sinden istifade edib etmedik- lerinin de işaret edilmesi bil- dirilmiştir. H. Muhasebe Memurları. Hastanelerde tedavi edilecekler. Devlet memuru - haklarını haiz olan Hususi iJare me- muşlarının vilâyet bül tahsisat konulmaması yüzünden Devlet memurlarının — istifade etmekte oldukları kanun hü: kümlerinden dışarda - bırakıl- maları muvafık olmadığı ve memurin kanununun - tarifatı dairesinde — haslalıklarının di- ğer memurlar gibi tedavi etti- rilmesi lâzımgelen Hususi idare memurlarının sıhhat mücsse- selerinde bakılmaları için büt- celere tahsisat konmamışsa münakale yapılması Dahiliye vekâletinden tamimen vilâyete bildirilmiştir. Eski eserler Müzemiz çok zenginleşti Antikite nakliyatı yapmak ve Harabe işlerini görmek üzere bundan bir buçuk ay evel Söke mintakasına giden Antikite müzeleri direktörü Selâhittin Kantar oralardaki bütün işleri bitirerek dün ak- şam dönmüştür. Bu son sefer de Priyen * Turunçlar , — harabelerinden 1216 ve Milet “Balat, hara- belerinden 822, büyük küçük cem'an ikibin otuz sekiz parça eser nakledildiştir. Bunlar; Milâttan evel altıncı asırdan Milâttan sonra beşinci asıra kadar arkaik, elenistik, gre- keromen, Bizans devirlerine ait mermer, toprak ve madeni güzel eserlerdir. Cihanca meşhur Milet tiyat- rosunun hayvanat avlarını mu- savver mermer levhalarından 24 büyük rölyef te bunlar arasındadır, Getirilen Lu eserler heykel, kabartma, friz, başlık, avani ve saireden mürekkep kıymetli şeylerdir. İzmir Antikite müzelerimiz bu son gelen” eserlerle - bir karış yer kalmıyacak kadar dolmuş ve bir kat daha zen- ginleşmiştir. Yunan üzümü İşlenmeden İhraç edilmiyecek. Atina Türkofis şubesinden şehrimiz şubesine gelen bir mektubta Yunan hükümetince işlenmemiş üzümlerin ihracına bundan sonra müsaade edile- miyeceği bildirilmiştir. Yunan , İktısad Nezaretinden müsaade almak suretile Yunan üzümle- tinin işlenmeden ihracı da | mümkür, olacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: